Metin5 | alan |
---|---|
027.Bakara | 27. Onlar ki, kesin söz verip bağlandıktan sonra Allah’a verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten Zarara düşmüş olanlardır. |
0102.Bakara | 102. Süleyman’ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurdukları sözlere uydular. Süleyman kâfir olmadı, fakat o şeytanlar kâfir olmuşlardı. Onlar insanlara sihri ve Bâbil’deki Hârut ve Mârut adlı iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek herkese: “Biz imtihan için gönderildik, sakın kâfir olmayın!” demedikçe hiç kimseye sihir namına bir şey öğretmezlerdi. Onlar o iki melekten karı ile koca arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Allah’ın izni olmadıkça onlar kimseye Zarar veremezlerdi. Büyücüler kendilerine Zarar verip menfaat vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun ki onlar, sihri satın alan kimse için ahirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar! Keşke bilmiş olsalardı! |
0121.Bakara | 121. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten Zarara uğrayanlar onlardır. |
0231.Bakara | 231. Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Haklarına tecavüz edip, Zarar vermek maksadıyla onları tutmayın. Kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Allah’ın âyetlerini eğlence edinmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilendir. |
0233.Bakara | 233. Anneler (boşanmadan önce veya boşandıktan sonra doğan) çocuklarını iki yıl emzirsinler. Bu hüküm, süt emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir. Annelerin uygun biçimde yiyecek ve giyeceğini sağlamak çocuğun babasına âittir. Hiç kimseye gücünden fazla bir şey teklif edilemez. Ne bir anne, ne de bir baba, çocuğu yüzünden Zarara sokulmasın. Babanın ölümü ile mirasçı olan da; yiyecek, giyecek ve Zarar hususlarında baba gibidir. Eğer ana ve baba aralarında danışıp anlaşarak rızâ ile daha iki sene dolmadan çocuğu memeden kesmeyi arzu ederlerse, kendilerine bir vebâl yoktur. Çocuklarınızı süt anneye vermek isterseniz, onu râzı edecek bir ücret verince, yine sizin için bir vebâl yoktur. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, yaptıklarınızı görmektedir. |
0282.Bakara | 282. Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızda bir kâtip de adâletle yazsın. Yazan Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın. Rabbi olan Allah’tan korksun ve borcunu aslâ eksik yazdırmasın. Şayet borçlu, aklı ermez veya âciz ya da kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adâletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şâhit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şâhitliklerine rızâ göstereceğiniz bir erkek iki kadın şâhit olabilir. Kadınlardan biri unutursa diğeri ona hatırlatır. Şâhitler çağrıldıklarında gelmemezlik etmesinler. Onu büyük olsun küçük olsun süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında daha adâletli, şâhitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha elverişlidir. Ancak aranızda hemen alıp vereceğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızda size bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınızda şâhit tutun. Yazana da şâhide de Zarar verilmesin. Eğer bir Zarar yaparsanız, şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah’tan korkar takvâ sahibi olursanız mualliminiz Allah olur. Allah her şeyi bilir. |
0286.Bakara | 286. Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir yük ile mükellef kılmaz. Kazandığı iyilik kendi faydasına, yaptığı kötülük de kendi Zararınadır. “Ey Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi hesaba çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!” |
0111.Ali İmran | 111. Onlar incitmekten başka size herhangi bir Zarar veremezler. Sizinle savaşa girişecek olsalar bile, arkalarına dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez. |
0120.Ali İmran | 120. Size bir iyilik dokunursa bu onları üzer. Başınıza bir musibet gelse buna da sevinirler. Eğer sabreder, Allah’tan korkarsanız, onların hilesi size hiçbir Zarar veremez. Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. |
0144.Ali İmran | 144. Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah’a hiçbir şeyle Zarar yapmış olamaz. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır. |
0176.Ali İmran | 176. Küfürde yarışanlar seni üzmesin! Şüphesiz ki onlar Allah’a hiçbir Zarar veremezler. Allah onlara âhirette hiçbir nasip vermemek istiyor. Onlar için büyük bir azap vardır. |
0177.Ali İmran | 177. İman karşılığında küfrü satın alanlar, şüphesiz ki Allah’a hiçbir Zarar veremezler. Onlar için elem verici bir azap vardır. |
0180.Ali İmran | 180. Allah’ın, kereminden kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler hiçbir zaman onu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Bu onların Zararınadır. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
012.Nisa | 12. Eğer eşlerinizin çocukları yoksa geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bunlar yaptığı vasiyeti ve borcu ödedikten sonradır. Sizin de çocuğunuz yoksa; yapacağınız vasiyet ve borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri eşlerinizindir. Çocuğunuz varsa, sekizde biri onlarındır. Eğer kendisine vâris olunan erkek veya kadın, çocuğu ve ana babası olmayan bir kimse olur ve onun bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, bu kardeşlerin her birine altıda bir düşer. Eğer ikiden fazla iseler, Zarara uğratılmaksızın üçte birine ortak olurlar. Bunlar, yaptığı vâsiyeti ve borcu ödedikten sonradır. Bütün bu hükümler Allah’tan bir vâsiyet ve emirdir. Allah Alîm’dir, Halîm’dir. |
0113.Nisa | 113. Eğer Allah’ın lütfu ve rahmeti üzerinde olmasaydı, onlardan bir gürûh seni saptırmaya yeltenmişti. Halbuki onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar, sana da bir Zarar veremezler. Allah sana Kitab’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütuf ve nimeti çok büyüktür. |
021.Maide | 21. “Ey kavmim! Allah’ın size takdir ettiği Arz-ı mukaddes’e girin, ardınıza dönmeyin. Yoksa Zarara uğrar, kaybedersiniz.” |
042.Maide | 42. Onlar hep yalana kulak verirler, durmadan haram yerler. Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet, veya onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şekilde Zarar veremezler. Hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah adalet yapanları sever. |
076.Maide | 76. De ki: “Allah’ı bırakıp da, size ne bir Zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah işitendir, bilendir.” |
0105.Maide | 105. Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolda bulundukça yoldan sapanların size Zararı olmaz. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman yaptıklarınızı size haber verecektir. |
0110.Maide | 110. Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Seni kudsî ruh ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor ve ona üflüyordun, benim iznimle hemen kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğin zaman, onlardan inkâr edenler: ‘Bu apaçık bir büyüdür.’ demişlerdi de, ben onların sana Zarar vermelerini önlemiştim.” |
017.Enam | 17. Eğer Allah sana bir Zarar isabet ettirecek olursa, onu kendisinden başka hiçbir kimse gideremez. Sana bir hayır isabet ettirirse, (bunu da kimse geri alamaz). Şüphesiz ki O her şeye kâdirdir. |
071.Enam | 71. De ki: “Allah’ı bırakıp da bize bir fayda ve Zarar veremeyen şeylere mi tapalım? Allah bize hidayet ettikten sonra topuklarımızın üzerinde geriye mi döndürülelim? O kimse gibi ki, şeytanlar saptırarak şaşkın bir halde onu çölde bırakmışlar, arkadaşları ise: “Bize gel!” diyerek doğru yola çağırıyorlar. De ki: “Şüphesiz ki asıl hidayet ancak Allah’ın hidayetidir ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk.” |
0188.Araf | 188. De ki: “Ben kendime Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda ne de bir Zarar vermeye sahip değilim. Eğer gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir kötülük dokunmazdı. Ben sadece iman eden bir topluluk için uyarıcı ve müjdeciyim.” |
039.Tevbe | 39. Eğer (çağrıldığınız bu gazâya) elbirlik çıkmazsanız, Allah sizi pek acıklı bir azaba uğratır. Yerinize de başka (itaatli) bir kavmi getirir. Siz o Peygamber’i hiçbir şeyle Zarara uğratamazsınız. Allah her şeye hakkıyla kâdirdir. |
0107.Tevbe | 107. Zarar vermek, inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resul’üne karşı savaşmış olan (adamın gelmesini) beklemek için bir Zarar mescidi kuranlar var ya: “Bizim iyilikten başka bir niyetimiz yoktu.” diye mutlaka yemin ederler. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şâhitlik eder. |
018.Yunus | 18. Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne Zarar ne de fayda vermeyen şeylere taparlar ve: “Bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır.” derler. De ki: “Siz Allah’a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah onların koştukları ortaklardan yüce ve münezzehtir. |
049.Yunus | 49. De ki: “Allah’ın dilemesi dışında ben kendime ne bir Zarar, ne de bir menfaat verme gücüne sahip değilim.” Her ümmetin (hayatlarının son bulacağı) belirli bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçebilirler. |
0106.Yunus | 106. Allah’ı bırakıp da sana fayda ve Zarar vermeyecek şeylere tapma. Eğer bunu yaparsan, hiç şüphesiz ki sen mutlaka zâlimlerden olursun. |
0107.Yunus | 107. Eğer Allah sana bir Zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O’dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
0108.Yunus | 108. De ki: “Ey insanlar! Size Rabbinizden hak gelmiştir. Artık kim hidayeti kabul ederse, o ancak kendi iyiliği için hidayete ermiş olur. Kim de saparsa, o da ancak kendi Zararına sapmış olur. Ben sizin üzerinize vekil değilim.” |
010.Hud | 10. Eğer kendisine dokunan bir Zarardan sonra ona bir nimet tattırsak: “Kötülükler benden gitti.” der, şımarır ve öğünür. |
015.Hud | 15. Kim dünya hayatını ve onun ziynetini isterse, onlara orada yaptıklarının karşılığını tam olarak veririz. Onlar orada hiçbir Zarara uğratılmazlar. |
057.Hud | 57. “Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size benimle gönderileni tebliğ ettim. Rabbim sizden başka bir kavmi de sizin yerinize getirebilir. Siz O’na hiçbir Zarar veremezsiniz. Çünkü benim Rabbim her şeyi gözetip koruyandır.” |
0101.Hud | 101. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri gelince, Allah’ı bırakıp taptıkları ilâhları kendilerine bir fayda vermedi, Zararlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı. |
016.Rad | 16. De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” De ki: “Allah’tır.” De ki: “Siz onu bırakıp da kendilerine bir fayda ve Zararı olmayan dostlar mı edindiniz?” De ki: “Hiç körle gören bir olur mu? Yahut karanlıklar ile aydınlık bir midir? Yoksa Allah’a, O’nun gibi yaratan ortaklar buldular da yaratmaları birbirine mi benzettiler?” De ki: “Allah’tır her şeyi yaratan.” O, Vâhid’dir, Kahhar’dır. |
053.Nahl | 53. Ne ki nimetleriniz varsa hepsi Allah’tandır. Sonra size bir Zarar dokunduğunda yalnız O’na yalvarırsınız. |
054.Nahl | 54. Sonra da o Zararı sizden giderdiğinde, içinizden bir kısım kimseler hemen Rablerine ortak koşarlar. |
015.İsrâ | 15. Kim yola gelirse kendi iyiliği için yola gelmiş olur. Kim de doğruluktan saparsa kendi Zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz bir peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz. |
056.İsrâ | 56. De ki: “Allah’tan başka, ilâh sandığınız şeyleri çağırın. Onlar sizden ne bir Zararı uzaklaştırabilirler, ne de değiştirmeye güçleri yeter. |
083.İsrâ | 83. İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer. Ona bir de Zarar ziyan dokunacak olsa, iyice karamsarlığa düşer. |
023.Yâsin | 23. "Ben, O'ndan başka ilâhlar edinir miyim hiç? Eğer Rahman olan Allah bana bir Zarar vermek dilerse, o putların şefaatı bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar." |
089.Tâ-Hâ | 89. Görmüyorlar mıydı ki, o kendilerine ne söz söyleyebiliyor, ne bir Zarar ne de bir fayda verebiliyordu? |
066.Enbiyâ | 66. İbrahim dedi ki: “O halde Allah’ı bırakıp da hiçbir fayda ve Zarar vermeyen şeylere ne diye tapıyorsunuz?” |
012.Hac | 12. O, Allah’ı bırakıp da kendisine fayda ve Zarar vermeyecek şeylere tapar. İşte en uzak sapıklık budur. |
013.Hac | 13. O, kendisine faydasından çok Zararı olana tapınır. O ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir arkadaştır! |
03.Furkan | 3. Onlar Allah’ı bırakıp bir takım ilâhlar edindiler. Ki onlar hiçbir şeyi yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmışlardır. Kendilerine bile ne Zarar ne de fayda veremezler. Ne kimseyi öldürebilirler, ne kimseye hayat verebilirler, ne de yeniden diriltebilirler. |
055.Furkan | 55. Böyle iken Allah’ı bırakıyorlar da kendilerine fayda ve Zarar veremeyen şeylere tapıyorlar. Kâfir, Rabbine karşı gelenin (şeytanın) yardımcısıdır. |
050.Şuarâ | 50. Onlar da dediler ki: “Zararı yok. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.” |
073.Şuarâ | 73. “Yahut size fayda veya Zarar verebiliyorlar mı?” |
033.Rûm | 33. İnsanlara bir Zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra onlara katından bir rahmet tattırınca da, içlerinden bir grup hemen Rablerine şirk koşarlar. |
042.Sebe | 42. Bugün birinizin diğerine bir fayda veya Zarar vermeye gücü yetmez. Biz zâlimlere: "Yalanlayıp geldiğiniz ateş azabını tadın!" deriz. |
038.Zümer | 38. Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette: "Allah'tır!" derler. De ki: "Öyle ise söyleyin bana; eğer Allah bana bir Zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği Zararı giderebilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter." Tevekkül edenler ancak O'na tevekkül etsinler. |
041.Zümer | 41. Resulüm! Şüphesiz ki biz bu Kur'an'ı insanlar için sana hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi yararınadır. Kim de saparsa kendi Zararına sapmış olur. Sen onların üzerine vekil değilsin. |
049.Zümer | 49. İnsana bir Zarar dokunduğu zaman, (başına bir sıkıntı gelince) bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir." der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çokları bilmezler. |
050.Fussilet | 50. Eğer başına gelen Zarardan sonra tarafımızdan kendisine bir rahmet tattıracak olursak: "Bu benim hakkımdır. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbime döndürülecek olsam bile, O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır." der. Andolsun ki biz o inkâr edenlere yaptıklarını elbette haber vereceğiz ve onlara çok ağır bir azaptan elbette tattıracağız. |
032.Muhammed | 32. Şüphesiz ki inkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir Zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını hep boşa çıkaracaktır. |
011.Fetih | 11. Bedevilerden geri kalmış olanlar yakında sana gelip: "Mallarımız ve âilelerimiz bizi alıkoydu (da gelemedik). Allah'tan bizim için bağışlanmamızı dile!" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleri ile söylerler. Resulüm! De ki: "Allah size bir Zarar gelmesini isterse veya bir fayda elde etmenizi isterse, O'na karşı sizin için kim ne yapabilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır." |
066.Vâkıa | 66. (O zaman şöyle derdiniz): "Doğrusu biz çok Zarara uğratıldık." |
010.Mücadele | 10. Gizli fısıldaşmalar ancak şeytandandır. Bunu iman edenleri üzmek için yapar. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça müminlere hiçbir Zarar veremez. Müminler Allah'a tevekkül etsinler. |
06Talak | 6. Boşadığınız o kadınları (iddetleri müddetince) gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıştırıp evden çıkarmaya zorlamak için kendilerine Zarar vermeye kalkışmayın. Eğer onlar hamile iseler, çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sonra doğan çocuğu sizin faidenize emzirirlerse, emzirme ücretlerini verin. Aranızda bu hususta güzelce istişare edin. Anlaşmakta güçlük çekerseniz, bu takdirde çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir. |
021.Nuh | 21. Nuh dedi ki: "Ey Rabbim! Doğrusu onlar bana karşı geldiler. Malı ve çocuğu kendisine Zarardan başka bir şey artırmayan kimseye uydular." |
021.Cin | 21. De ki: "Şüphesiz ki ben size Zarar vermeye de iyilik yapmaya da kâdir değilim." |
02.Mürselat | 2. Estikçe eserek (Zararlıları) savurup atanlara andolsun ki! |