Metin5 | alan |
---|---|
0177.Bakara | 177. Gerçek iyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin iyiliğidir ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitab’a, peygamberlere inanır. O’nun sevgisiyle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan köle ve esirlere maldan verir, namaz kılar, zekât verir. Andlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte sâdık olanlar bunlardır. İşte muttakîler de bunlardır. |
0214.Bakara | 214. Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve Sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi. Biliniz ki Allah’ın yardımı çok yakındır. |
0118.Ali İmran | 118. Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri sakın sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar. Size Sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz, âyetleri size açıklamış bulunuyoruz. |
025.Nisa | 25. Sizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, sahip olduğunuz iman etmiş câriyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (izin) içinizden Sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. |
065.Nisa | 65. Hayır, öyle değil!.. Rabbin hakkı için! Onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden dolayı yüreklerinde hiçbir Sıkıntı, bir burukluk duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar. |
042.Enam | 42. Resulüm! Senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermiştik. (İnkârlarından dönüp boyun eğsinler), yalvarsınlar diye, onları yakalayıp darlık ve Sıkıntılarla (çeşitli hastalıklarla) cezalandırmıştık. |
064.Enam | 64. De ki: “Sizi ondan da bütün Sıkıntılardan da Allah kurtarır. Sonra siz yine O’na şirk koşarsınız.” |
02.Araf | 2. Resulüm! Bu, sana indirilen bir Kitap’tır. Bu hususta göğsünde bir Sıkıntı olmasın. Onunla (insanları) uyarman ve inananlara öğüt vermen için (indirildi). |
0117.Tevbe | 117. Andolsun ki Allah, Sıkıntılı bir zamanda bir kısmının kalpleri kaymak üzere iken Peygamber’i ve güçlük zamanında ona uyan Muhacirler’i ve Ensar’ı affetti, sonra da onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir. |
0128.Tevbe | 128. Andolsun, içinizden size öyle aziz bir peygamber gelmiştir ki, Sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güç gelir. Üstünüze çok düşkündür. Müminlere çok şefkatli, çok merhametlidir. |
012.Yunus | 12. İnsana bir Sıkıntı dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken veya ayakta iken bize yalvarır yakarır. Fakat biz ondan Sıkıntısını kaldırınca, sanki başına gelen Sıkıntıdan ötürü bize hiç yalvarmamışa döner. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler hoş gösterilmiştir. |
021.Yunus | 21. Kendilerine dokunan bir Sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırsak, hemen âyetlerimiz hakkında bir tuzak düşünürler. De ki: “Allah’ın tuzağı daha çabuktur.” Şüphesiz ki kurduğunuz tuzakları elçilerimiz yazıyorlar. |
0107.Yunus | 107. Eğer Allah sana bir zarar bir Sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O’dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
075.İsrâ | 75. O takdirde sana hayatın ve ölümün Sıkıntılarını kat kat tattırırdık. Sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın. |
02.Tâ-Hâ | 2. Resulüm! Biz sana bu Kur’an’ı Sıkıntıya düşesin diye indirmedik. |
0117.Tâ-Hâ | 117. Biz de dedik ki: “Ey Âdem! Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulur, Sıkıntı çekersiniz!” |
0119.Tâ-Hâ | 119. “Orada ne susarsın, ne de sıcaklığın Sıkıntısını duyarsın.” |
076.Enbiyâ | 76. Daha önce Nuh duâ etmiş, biz onun duâsını kabul etmiştik. Böylece kendisini ve âilesini büyük Sıkıntıdan kurtarmıştık. |
084.Enbiyâ | 84. Biz de onun bu niyazını kabul etmiş, uğradığı Sıkıntıyı kaldırmış, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere ona hem âilesini hem de kaybettikleriyle beraber bir mislini daha vermiştik. |
075.Mü’minûn | 75. Eğer biz onlara merhamet edip de başlarındaki Sıkıntıyı giderseydik, şaşkınlık içinde azgınlıklarına devam eder dururlardı. |
062.Neml | 62. Yoksa kendisine yalvardığı zaman darda kalana karşılık veren, Sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Ne de az düşünüyorsunuz! |
070.Neml | 70. Resulüm! Onların yüzünden tasalanma. Aleyhinde kurdukları tuzaklardan Sıkıntı duyma. |
014.Lokman | 14. Biz insana anne ve babasına (iyi davranmasını) tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu güçsüzlük üstüne güçsüzlüğe düşerek (nice Sıkıntılarla) taşımıştı. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Öyleyse bana ve anne-babana şükret. Dönüş ancak banadır! |
076.Sâffât | 76. Onu ve âilesini büyük Sıkıntıdan kurtarmıştık. |
0115.Sâffât | 115. Hem onları hem kavimlerini o büyük Sıkıntıdan kurtardık. |
08.Zümer | 8. İnsanın başına bir Sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendi katından ona bir nimet verince, önceden O'na yalvarmış olduğunu unutuverir. O'nun yolundan saptırmak için, Allah'a eşler koşar. De ki: "Küfrünle biraz oyalanadur. Çünkü sen muhakkak ki cehennem halkındansın." |
049.Zümer | 49. İnsana bir zarar dokunduğu zaman, (başına bir Sıkıntı gelince) bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir." der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çokları bilmezler. |
07.Hucurât | 7. Biliniz ki Resulullah aranızdadır. Şayet o birçok işlerde size uysaydı, mutlaka Sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi. Küfrü, fıskı ve isyanı da çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır. |
02Talak | 2. İddet sürelerini doldurduklarında, onları güzellikle tutun veya onlardan güzellikle ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şâhit tutun. Şâhitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder, Sıkıntıdan kurtarır. |