Allah Kâbıdtır .
Ayeti kerimede:
"Allah bazılarının rızkını daraltır . " (Bakara: 245) .
Allah dileği zaman kuluna darlık verip imtihan eder . Dilediği zaman Kâbıd ismi şerifiyle daraltır .
Bu darlık ve genişlik , kalbin sıkılıp genişlemesi , zahiri ve batıni rızkın genişleyip daralması olabilir . Zenginken fakir , fakir iken zenginlik vererek kullarını hem genişletir , hem daraltır,İmtihan eder.
Mümin kulların bolluk zamanında şükür edip şımarmaması , darlık zamanında isyan edip , nankörlük etmeyerek yine şükürler etmesi gerekmektedir .
Ayeti kerimede:
Andolsun ki biraz korku , biraz açlık , biraz da mallardan , canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz . Sabredenleri müjdele! (Bakara:155) .
Mümin her şeyin Allahtan olduğunu , imtihan olduğunu iyi anlamalıdır . Nefslerinide temize çıkarmamalıdır . Çünkü Allah mümin kullarına kendi elleriyle işledikleri yüzündende bela , musibet , ceza , sıkıntı verir . Bunlar ahirete günahsız gitmesi içindir . Birde iptila vardır ki yine Allahtan gelir . Mümin kulları sabır ettikçe Allahın sevgisini kazanır . nice sevap ve lütuflara erişir . Peygamberlere , evliyalara , onlara iman olarak yakın olan müminler heran iptiladadır . Diğerleri ise yine imanlarının büyüklüğü küçüklüğü ile iptilalar gelir . Bir kimse yıllardır sağlıklı gezer bir zaman hasta olur hemen isyan eder . Diğer günlerine nankörlük eder . Allah kullarını en iyi bilir . İsyan etmelerinide istemez . Kısaca kul Allaha ne kadar yakınsa o kadar iptilaya uğrar . Hem Allaha karşı samimiyeti ölçülür , hemde sabrına karşılık nice derecelere ulaşır .
Biri ise her an iptiladadır . Bunlar zaten iptilanın nimet olduğunu anlamış . Dünyanın geçici ahiretin kalıcı olduğunu bilmiştir .
Peygamber öyle ağır iptilalar gelmiştir ki ayeti kerimede:
Yoksa siz , sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler , sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi , öyle sarsıldılar ki , nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi . Biliniz ki Allah’ın yardımı çok yakındır . (Bakara:214) .
Yine Allahu Teala bir ayeti kerimesinde:
Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız . Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz . Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz , bilmiş olun ki bu , üzerinde sebat edilecek işlerdendir . (Ali İmran:186) .
Bu ahir zamanda müslümanlar özellikle yabancı ülkelerde nice zulümler altında ezilmektedir . Allah hepimizin yardımcısı olsun . Kafir müşrikler ellerine gelen her fırsatı kullanarak islama zarar için kullanmakta , nice müminleri şehit etmektedirler . Allah fırsat vermesin inşaAllah . Müslümanlar kuran ve sünnet ile birleşmeli bölünmemelidir . Herkes gücü yettiğin yapmalı , hiçbir şey yapamıyorsa gönlünce bu zalimlikleri kötülükleri kınamalıdır .
Bol rızıklar içinde olanlar rahata alışıp Rabbini unutmamalıdır . Allah her verdiği nimetten hesap soracaktır .
Ayeti kerimede:
Verdiği şeylerle sizi imtihan etmesi için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve sizi derece bakımından birbirinizden üstün kılan O’dur . Şüphesiz ki Rabbin , cezası çabuk olandır . O , çok bağışlayan ve çok merhamet edendir . (Enam;165) .
İptilalarla mümin kulların kalbini daraltan Allah . Mühleti dolduklarında imtihanları bitince elbette iptilaları kaldırıp kullarının kalbine yine genişlik verecektir . Bunların hepsi Allahın işidir .
Sabır ettiyse sevabını alıcak , isyan ettiyse cezasını alıcak . Kısaca kul kendi elliyle ne yaptıysa onu alıcaktır . Allah ise çok affedicidir . Sevap denip geçilmektedir . Bunların kıymeti ahirette mahşer alanında bilinecektir . Herkes mahşerde karanlıklar içinde iken , sâlih amellerimiz bizlere nur olacaktır . Bu büyük bir nimettir . Mümin kullarının iptilalara sabır etmesinin karşılığı çok güzeldir .
Hadisi şeriflerde:
"Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre , Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: ""Mü'min kişiye bir ağrı , bir yorgunluk , bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa , Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur . """ (Kaynak kütübi sitte: 4658) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar , Kıyamet günü cezasını verir . """ (Kaynak kütübi sitte: 4661) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Mükafaatın büyüklüğü belanın büyüklüğü ile (orantılıdır) . Allah bir cemaati sevdi mi onları musebete müptela eder . Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur , kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz . """ (Kaynak kütübi sitte: 4662) .
" Hazreti Cabir radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Kıyamet günü , afiyet ehli kimseler , bela ehline sevapları verilince , dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler . """(Kaynak kütübi sitte: 4663) .
"Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Mü'min erkek ve kadının nefsinde , çocuğunda , malında bela eksik olmaz . Ta ki hatasız olarak Allah'a kavuşsun . """(Kaynak kütübi sitte: 4664) .
"Mus'ab İbnu Sa'd , babası radıyallahu anh'tan naklediyor: ""Der ki: ""Ey Allah'ın Resûlü! dedim , insanlardan kimler en çok belaya uğrar?"" ""Peygamberler , sonra büyüklükte onlara ve bunlara yakın olanlar . Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır . Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası da şiddetli olur . Şayet dininde zayıflık varsa , allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder . Bela kulun peşini bırakmaz . Ta o kul , hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar . """(Kaynak kütübi sitte: 4665) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Allah Teala hazretleri ferman etti: ""İzzetim ve celalim hakkı için , mağfiret etmek istediğim hiç kimseyi , bedenine bir hastalık , rızkına bir darlık vererek boynundaki günahlarından temizlemeden dünyadan çıkarmayacağım . """(Kaynak kütübi sitte: 4666) .
Allah Celle ve Celalühü böyle murad etmiştir . Geçici dünya hayatına karşılık , Allah sonsuz cennetini vermektedir . Sabır edenlere müjdeler olsun . Zaten göz açıp kapayıncaya kadar dünya hayatı bitmektedir . Dün çocuktuk , bugün genç , yarın yaşlıyız . Allah cümlemize hayırlı ömürler nasip etsin amin .
Kula düşen sabır ve şükür . Bunlar olunca kul rahat eder .
Ayeti kerimede:
Onlara bir musibet geldiğinde: “Biz Allah içiniz ve elbette O’na döneceğiz . ” derler . (Bakara :156) .
Allah Kâbıd ismi şerifi ile sıkıp daralttığı gibi , Basıt ismi şerifi ilede genişlik verip ferahlatır .
Allah sonsuz Kâbıdtır . Bir düşününüz ki mahşer günü herkesi bir araya toplayacak , mizan terazi kurulanana kadar herkez ter içinde kalıcak , cennete gidene kadar sırat köprüsünden geçmek zorunda olucak , cehennemin korkusuylada kalpler daralıcaktır . Allahın en gadablı günü o gündür .
Fakat unutmamalıdır ki mümin kullarına ferahlık verecek , o dehşetli günlerde dünyada tam kalp ile Allaha bağlananlar yine Allahın rahmetine kavuşacaktır . Mahşerde bu kullarını karanlıkta bırakmayışıda büyük rahmetidir . O öyle Allah ki korkunç cehennemi yaratmıştır . Azabının dehşetini ayetlerinde bildirmiş , akıl sahiplerini uyarmıştır . Görüldüğü gibi Allahın sıkıp daraltması gibi bir sıkıp daraltma yoktur . Cehennemin korkusu dahi helak edicekken onun içine atılıp sonsuz acı çekecekleri biri düşününüz . Hayallerin ötesindedir . Sırat köprüsünün altına cehennemin kurulacağı unutulmamalıdır .
Cehenneme oradan düşenler görülürken geçilecektir . Bunun dehşeti Anlatılamaz .
Hadisi şeriflerde:
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""(Bir gün) , ey Allah'ın Resûlü! Kıyamet günü bana şefaat edin!"" dedim . ""İnşallah yapacağım!"" buyurdular . Ben tekrar: ""Sizi nerede arayıp bulayım?"" dedim . ""Beni ilk aradığın zaman sırat üzerinde ara!"" buyurdular . ""Size (orada) rastlayamazsam?"" dedim . ""Mizan'ın yanında beni ara!"" buyurdular . ""Orada da size rastlayamazsam?"" dedim . ""Öyleyse beni Havz'ın yanında ara! Zira ben üç mevkinin dışına çıkmam!"" buyurdular . """(Kaynak kütübi sitte:5051) .
" Hazreti Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Ateşi hatırlayıp ağladım , Resûlullah aleyhissalatu vesselam: ""Niye ağlıyorsun?"" diye sordu . ""Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz , Kıyamet günü , ailenizi hatırlayacak mısınız?"" dedim . ""Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar; Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek , öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar . """(Kaynak kütübi sitte:5052) .
Dünyadaki sıkıntılar , dertler , musibetler , korkular , belalar ahirettekiyle asla kıyaslanamaz . O zaman kullar ahirete hazırlanmalıdır . İlk önce karşılaşıcağı zorlukları ayet ve hadislerden öğrenmelidir . Çünkü ne çekilirse aslında cahilliğimizden , nefsimize cahillikle uymamızdan kaynaklanmaktadır .
Dünya zamanı kısadır . Bu kısa zamanda islamı yaşamaya çalışmak müminlerin yapacağı en akıllı iştir .
Allah mümin kullarını tüm korkulardan kurtarıp cennetine aldığı kulların sevinci nasıldır . Bunu anlatmakta mümkün değildir . Kulları dilediği kadar sıkıp daraltan , dilediği karar genişletip ferahlandıran Allah ne yücedir . Kalbimizin Allahın elinde olduğu unutmamalı daima onu sığıntı halinde yaşamamız gerekmektedir . Dua ile Alemlerin Rabbine sığınmalı , emir ve yasaklarına uymalıyız ki Allahu Teala derde düştüğümüzde bizleri sıkıntılardan kurtarsın . Yani Rabbimizi her an hatırlamalıyız . Sadece sıkıntıya düştüğümüzde değil .
Ayeti kerimede:
Denizde başınıza bir musibet (boğulma tehlikesi) geldiği zaman , Allah’tan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur gider . Fakat O , sizi kurtarıp karaya çıkarınca , yine yüz çevirirsiniz . Gerçekten insan çok nankördür . (İsrâ:67) .
Bilindiği üzere hastalıklara yakalanan bazı insanlar feryat eder . İyileştiğinde tekrar normal yaşantısına döner . Rabbini unutur . Oysa şifayı veren Allahtır . Aklı başında müminler ise hem belalara , hem iptilalara sabır ederler , bunlardan kurtuluncada şükür ederler .
Ayeti kerimede:
Dağlar gibi dalgalar onları sardığında , dini yalnız Allah’a has kılarak O’na yalvarırlar . Fakat onları karaya çıkararak kurtardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutarlar . Zaten bizim âyetlerimizi gaddar ve nankörlerden başkası inkâr etmez . (Lokman:32) .
Kafirlerin rahat yaşamlarına kanmamalıyız . Çünkü Allah onları dünyada bollukla yaşatır . Tek bir iyilikleri kalmayıncaya dek rahat yaşarlar . Sonra ise ahirette Allahın Kâbıd ismi şerifinin büyüklüğünü görürler cezalarını alırlar .
Ayeti kerimede:
O gün cehennem de getirilir , insan yaptıklarını birer birer hatırlar , fakat artık hatırlamanın kendisine ne faydası var?(Fecr :23) .
Allah bizleri Basıt ismi şerifi ile ferahlandırıp dünya, ahiret kurtardıklarından etsin .Amin.
Ayeti kerimede:
"Allah bazılarının rızkını daraltır . " (Bakara: 245) .
Allah dileği zaman kuluna darlık verip imtihan eder . Dilediği zaman Kâbıd ismi şerifiyle daraltır .
Bu darlık ve genişlik , kalbin sıkılıp genişlemesi , zahiri ve batıni rızkın genişleyip daralması olabilir . Zenginken fakir , fakir iken zenginlik vererek kullarını hem genişletir , hem daraltır,İmtihan eder.
Mümin kulların bolluk zamanında şükür edip şımarmaması , darlık zamanında isyan edip , nankörlük etmeyerek yine şükürler etmesi gerekmektedir .
Ayeti kerimede:
Andolsun ki biraz korku , biraz açlık , biraz da mallardan , canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz . Sabredenleri müjdele! (Bakara:155) .
Mümin her şeyin Allahtan olduğunu , imtihan olduğunu iyi anlamalıdır . Nefslerinide temize çıkarmamalıdır . Çünkü Allah mümin kullarına kendi elleriyle işledikleri yüzündende bela , musibet , ceza , sıkıntı verir . Bunlar ahirete günahsız gitmesi içindir . Birde iptila vardır ki yine Allahtan gelir . Mümin kulları sabır ettikçe Allahın sevgisini kazanır . nice sevap ve lütuflara erişir . Peygamberlere , evliyalara , onlara iman olarak yakın olan müminler heran iptiladadır . Diğerleri ise yine imanlarının büyüklüğü küçüklüğü ile iptilalar gelir . Bir kimse yıllardır sağlıklı gezer bir zaman hasta olur hemen isyan eder . Diğer günlerine nankörlük eder . Allah kullarını en iyi bilir . İsyan etmelerinide istemez . Kısaca kul Allaha ne kadar yakınsa o kadar iptilaya uğrar . Hem Allaha karşı samimiyeti ölçülür , hemde sabrına karşılık nice derecelere ulaşır .
Biri ise her an iptiladadır . Bunlar zaten iptilanın nimet olduğunu anlamış . Dünyanın geçici ahiretin kalıcı olduğunu bilmiştir .
Peygamber öyle ağır iptilalar gelmiştir ki ayeti kerimede:
Yoksa siz , sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler , sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi , öyle sarsıldılar ki , nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi . Biliniz ki Allah’ın yardımı çok yakındır . (Bakara:214) .
Yine Allahu Teala bir ayeti kerimesinde:
Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız . Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz . Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz , bilmiş olun ki bu , üzerinde sebat edilecek işlerdendir . (Ali İmran:186) .
Bu ahir zamanda müslümanlar özellikle yabancı ülkelerde nice zulümler altında ezilmektedir . Allah hepimizin yardımcısı olsun . Kafir müşrikler ellerine gelen her fırsatı kullanarak islama zarar için kullanmakta , nice müminleri şehit etmektedirler . Allah fırsat vermesin inşaAllah . Müslümanlar kuran ve sünnet ile birleşmeli bölünmemelidir . Herkes gücü yettiğin yapmalı , hiçbir şey yapamıyorsa gönlünce bu zalimlikleri kötülükleri kınamalıdır .
Bol rızıklar içinde olanlar rahata alışıp Rabbini unutmamalıdır . Allah her verdiği nimetten hesap soracaktır .
Ayeti kerimede:
Verdiği şeylerle sizi imtihan etmesi için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve sizi derece bakımından birbirinizden üstün kılan O’dur . Şüphesiz ki Rabbin , cezası çabuk olandır . O , çok bağışlayan ve çok merhamet edendir . (Enam;165) .
İptilalarla mümin kulların kalbini daraltan Allah . Mühleti dolduklarında imtihanları bitince elbette iptilaları kaldırıp kullarının kalbine yine genişlik verecektir . Bunların hepsi Allahın işidir .
Sabır ettiyse sevabını alıcak , isyan ettiyse cezasını alıcak . Kısaca kul kendi elliyle ne yaptıysa onu alıcaktır . Allah ise çok affedicidir . Sevap denip geçilmektedir . Bunların kıymeti ahirette mahşer alanında bilinecektir . Herkes mahşerde karanlıklar içinde iken , sâlih amellerimiz bizlere nur olacaktır . Bu büyük bir nimettir . Mümin kullarının iptilalara sabır etmesinin karşılığı çok güzeldir .
Hadisi şeriflerde:
"Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre , Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: ""Mü'min kişiye bir ağrı , bir yorgunluk , bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa , Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur . """ (Kaynak kütübi sitte: 4658) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar , Kıyamet günü cezasını verir . """ (Kaynak kütübi sitte: 4661) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Mükafaatın büyüklüğü belanın büyüklüğü ile (orantılıdır) . Allah bir cemaati sevdi mi onları musebete müptela eder . Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur , kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz . """ (Kaynak kütübi sitte: 4662) .
" Hazreti Cabir radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Kıyamet günü , afiyet ehli kimseler , bela ehline sevapları verilince , dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler . """(Kaynak kütübi sitte: 4663) .
"Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Mü'min erkek ve kadının nefsinde , çocuğunda , malında bela eksik olmaz . Ta ki hatasız olarak Allah'a kavuşsun . """(Kaynak kütübi sitte: 4664) .
"Mus'ab İbnu Sa'd , babası radıyallahu anh'tan naklediyor: ""Der ki: ""Ey Allah'ın Resûlü! dedim , insanlardan kimler en çok belaya uğrar?"" ""Peygamberler , sonra büyüklükte onlara ve bunlara yakın olanlar . Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır . Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası da şiddetli olur . Şayet dininde zayıflık varsa , allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder . Bela kulun peşini bırakmaz . Ta o kul , hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar . """(Kaynak kütübi sitte: 4665) .
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: ""Allah Teala hazretleri ferman etti: ""İzzetim ve celalim hakkı için , mağfiret etmek istediğim hiç kimseyi , bedenine bir hastalık , rızkına bir darlık vererek boynundaki günahlarından temizlemeden dünyadan çıkarmayacağım . """(Kaynak kütübi sitte: 4666) .
Allah Celle ve Celalühü böyle murad etmiştir . Geçici dünya hayatına karşılık , Allah sonsuz cennetini vermektedir . Sabır edenlere müjdeler olsun . Zaten göz açıp kapayıncaya kadar dünya hayatı bitmektedir . Dün çocuktuk , bugün genç , yarın yaşlıyız . Allah cümlemize hayırlı ömürler nasip etsin amin .
Kula düşen sabır ve şükür . Bunlar olunca kul rahat eder .
Ayeti kerimede:
Onlara bir musibet geldiğinde: “Biz Allah içiniz ve elbette O’na döneceğiz . ” derler . (Bakara :156) .
Allah Kâbıd ismi şerifi ile sıkıp daralttığı gibi , Basıt ismi şerifi ilede genişlik verip ferahlatır .
Allah sonsuz Kâbıdtır . Bir düşününüz ki mahşer günü herkesi bir araya toplayacak , mizan terazi kurulanana kadar herkez ter içinde kalıcak , cennete gidene kadar sırat köprüsünden geçmek zorunda olucak , cehennemin korkusuylada kalpler daralıcaktır . Allahın en gadablı günü o gündür .
Fakat unutmamalıdır ki mümin kullarına ferahlık verecek , o dehşetli günlerde dünyada tam kalp ile Allaha bağlananlar yine Allahın rahmetine kavuşacaktır . Mahşerde bu kullarını karanlıkta bırakmayışıda büyük rahmetidir . O öyle Allah ki korkunç cehennemi yaratmıştır . Azabının dehşetini ayetlerinde bildirmiş , akıl sahiplerini uyarmıştır . Görüldüğü gibi Allahın sıkıp daraltması gibi bir sıkıp daraltma yoktur . Cehennemin korkusu dahi helak edicekken onun içine atılıp sonsuz acı çekecekleri biri düşününüz . Hayallerin ötesindedir . Sırat köprüsünün altına cehennemin kurulacağı unutulmamalıdır .
Cehenneme oradan düşenler görülürken geçilecektir . Bunun dehşeti Anlatılamaz .
Hadisi şeriflerde:
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""(Bir gün) , ey Allah'ın Resûlü! Kıyamet günü bana şefaat edin!"" dedim . ""İnşallah yapacağım!"" buyurdular . Ben tekrar: ""Sizi nerede arayıp bulayım?"" dedim . ""Beni ilk aradığın zaman sırat üzerinde ara!"" buyurdular . ""Size (orada) rastlayamazsam?"" dedim . ""Mizan'ın yanında beni ara!"" buyurdular . ""Orada da size rastlayamazsam?"" dedim . ""Öyleyse beni Havz'ın yanında ara! Zira ben üç mevkinin dışına çıkmam!"" buyurdular . """(Kaynak kütübi sitte:5051) .
" Hazreti Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Ateşi hatırlayıp ağladım , Resûlullah aleyhissalatu vesselam: ""Niye ağlıyorsun?"" diye sordu . ""Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz , Kıyamet günü , ailenizi hatırlayacak mısınız?"" dedim . ""Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar; Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek , öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar . """(Kaynak kütübi sitte:5052) .
Dünyadaki sıkıntılar , dertler , musibetler , korkular , belalar ahirettekiyle asla kıyaslanamaz . O zaman kullar ahirete hazırlanmalıdır . İlk önce karşılaşıcağı zorlukları ayet ve hadislerden öğrenmelidir . Çünkü ne çekilirse aslında cahilliğimizden , nefsimize cahillikle uymamızdan kaynaklanmaktadır .
Dünya zamanı kısadır . Bu kısa zamanda islamı yaşamaya çalışmak müminlerin yapacağı en akıllı iştir .
Allah mümin kullarını tüm korkulardan kurtarıp cennetine aldığı kulların sevinci nasıldır . Bunu anlatmakta mümkün değildir . Kulları dilediği kadar sıkıp daraltan , dilediği karar genişletip ferahlandıran Allah ne yücedir . Kalbimizin Allahın elinde olduğu unutmamalı daima onu sığıntı halinde yaşamamız gerekmektedir . Dua ile Alemlerin Rabbine sığınmalı , emir ve yasaklarına uymalıyız ki Allahu Teala derde düştüğümüzde bizleri sıkıntılardan kurtarsın . Yani Rabbimizi her an hatırlamalıyız . Sadece sıkıntıya düştüğümüzde değil .
Ayeti kerimede:
Denizde başınıza bir musibet (boğulma tehlikesi) geldiği zaman , Allah’tan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur gider . Fakat O , sizi kurtarıp karaya çıkarınca , yine yüz çevirirsiniz . Gerçekten insan çok nankördür . (İsrâ:67) .
Bilindiği üzere hastalıklara yakalanan bazı insanlar feryat eder . İyileştiğinde tekrar normal yaşantısına döner . Rabbini unutur . Oysa şifayı veren Allahtır . Aklı başında müminler ise hem belalara , hem iptilalara sabır ederler , bunlardan kurtuluncada şükür ederler .
Ayeti kerimede:
Dağlar gibi dalgalar onları sardığında , dini yalnız Allah’a has kılarak O’na yalvarırlar . Fakat onları karaya çıkararak kurtardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutarlar . Zaten bizim âyetlerimizi gaddar ve nankörlerden başkası inkâr etmez . (Lokman:32) .
Kafirlerin rahat yaşamlarına kanmamalıyız . Çünkü Allah onları dünyada bollukla yaşatır . Tek bir iyilikleri kalmayıncaya dek rahat yaşarlar . Sonra ise ahirette Allahın Kâbıd ismi şerifinin büyüklüğünü görürler cezalarını alırlar .
Ayeti kerimede:
O gün cehennem de getirilir , insan yaptıklarını birer birer hatırlar , fakat artık hatırlamanın kendisine ne faydası var?(Fecr :23) .
Allah bizleri Basıt ismi şerifi ile ferahlandırıp dünya, ahiret kurtardıklarından etsin .Amin.