SIRA
1
ESMAÜL HÜSNA
ALLAH
KELİME ANLAMI
ALLAH : İsmi şeriflerin en büyüğü . Zat ismi . Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplamış .
KURANI KERİMDEKİ ANLAMI
ALLAH :Hiç sen Allah’ın ismini taşıyan başka birini bilir misin?
GEÇTİĞİ AYETİ KERİME
NEML SÜRESİ 26. “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, Büyük Arş’ın sahibidir.”
Kuranı Kerimde "Allah" ismi şerifi 438 kere geçmektedir.
Kimlik | Metin5 | alan | Metin9 |
---|---|---|---|
14 | 07.Bakara | 7. HatemAllahü ala kulubihim ve ala sem'ıhim* ve ala ebsarihim ğaşaveh* ve lehüm azabün azim | 7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerine perde inmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır. |
22 | 015.Bakara | 15. Allahü yestehziü bihim ve yemüddühüm fı tuğyanihim ya'mehun | 15. Allah da kendileriyle alay eder, azgınlıklarında onlara mühlet verir, bu yüzden onlar bir müddet başı-boş dolaşırlar. |
26 | 019.Bakara | 19. Ev ke seyyibim mines semai fıhi zulümatüv ve ra'düv ve bark* yec'alune esabiahüm fı azanihim mines savaıkı hazeral mevt* vAllahü mühıytum bil kafirın | 19. Yahut onların hali, gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırımlar bulunan yağmura tutulmuş kimselerin durumu gibidir. Yıldırımdan ölme korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah o kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. |
34 | 027.Bakara | 27. Ellezıne yenkudune ahdellahi mim ba'di mısakıh* ve yaktaune ma emerAllahü bihı ey yusale ve yüfsidune fil ard* ülaike hümül hasirun | 27. Onlar ki, kesin söz verip bağlandıktan sonra Allah’a verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara düşmüş olanlardır. |
62 | 055.Bakara | 55. Ve iz kultüm ya musa len nü'mine leke hatta nerAllahe cehraten fe ehazetkümüs saıkatü ve entüm tenzurun | 55. Siz de: “Ey Musa! Allah’ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız.” demiştiniz de gözleriniz göre göre yıldırım gelip sizi çarpmıştı. |
79 | 072.Bakara | 72. Ve iz kateltüm nefsen feddara'tüm fıha* vAllahü muhricüm ma küntüm tektümun | 72. Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız. Oysa Allah gizlediğinizi ortaya çıkaracaktır. |
81 | 074.Bakara | 74. Sümme kaset kulubüküm mim ba'di zalike fe hiye kel hıcarati ev eşeddü kasveh* ve inne minel hıcarati lema yetefecceru minhül enhar* ve inne minha lema yeşşekkaku fe yahrucü minhül ma'* ve inne minha lema yehbitu min haşyetillah* vemAllahü bi ğafilin amma ta'melun | 74. Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşın öylesi vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır düşer. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir. |
83 | 076.Bakara | 76. Ve iza leküllezıne amenu kalu amenna* ve iza hala ba'duhüm ila ba'din kalu etühaddisunehüm bi ma fetehAllahü aleyküm li yühaccuküm bihı ınde rabbiküm* e fe la ta'kılun | 76. (Yahudi münafıklar) müminlerle karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik.” derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında ise: “Allah’ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinizde kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz? Bunları hiç düşünemiyor musunuz?” derler. |
92 | 085.Bakara | 85. Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune ferıkam minküm min diyarihim tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan* ve iy ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ıhracühüm* e fe tü'minune bi ba7dıl kitabi ve tekfürune bi ba'd* fe ma cezaü mey yef'alü zalike minküm illa hızyün fil hayatid dünya* ve yevmel kıyameti yüraddune ila eşeddil azab* vemAllahü bi ğafilin amma ta'melun | 85. Bu misakı kabul eden sizler yine birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, onlara karşı günah ve düşmanlıkta birleşiyorsunuz. Eğer esir düşüp gelirlerse (kurtulmaları için) fidyelerini veriyorsunuz. Oysa onları yurtlarından çıkarmak size haram kılınmıştır. Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanların cezası dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise en şiddetli azaba çarptırılacaklardır. Allah yaptıklarınızdan aslâ gâfil değildir. |
102 | 095.Bakara | 95. Ve ley yetemennevhü ebedem bima kaddemet eydıhim* vAllahü alimüm biz zalimın | 95. Onlar, ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü aslâ istemezler. Allah zâlimleri bilendir. |
103 | 096.Bakara | 96. Ve le tecidennehüm ahrasan nasi ala hayah* ve minellezıne eşraku yeveddü ehadühüm lev yüammeru elfe seneh* ve ma hüve bi müzahzihıhı minel azabi ey yüammer* vAllahü besirum bima ya'melun | 96. Yemin olsun ki; sen yahudileri yaşamaya karşı diğer insanlardan, hatta müşriklerden de daha düşkün ve hırslı görürsün. Onlardan her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa ki (bu şekilde uzun) yaşatılması, onu azaptan uzaklaştıracak değildir. Allah onların yaptıklarını görmektedir. |
112 | 0105.Bakara | 105. Ma yeveddüllezıne keferu min ehlil kitabi ve lel müşrikıne ey yünezzele aleyküm min hayrim mir rabbiküm* vAllahü yehtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vAllahü zül fadlil azim | 105. Kitap ehlinden olan kâfirler de müşrikler de size Rabbinizden bir hayır inmesini istemezler. Oysa Allah kimi dilerse onu rahmetiyle mümtaz kılar. Allah büyük lütuf sahibidir. |
120 | 0113.Bakara | 113. Ve kaletil yehudü leysetin nesar ala şey'iv ve kaletin nesara leysetil yehudü ala şey'iv ve hüm yetlunel kitab* kezalike kalellezıne la ya'lemune misle kavlihim* fAllahü yahkümü beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu fıhi yahtelifun | 113. Yahudiler: “Hıristiyanlar bir şey (bir temel) üzerinde değildirler.” dediler. Hıristiyanlar da: “Yahudiler bir şey (bir temel) üzerinde değildirler.” dediler. Oysa onlar Kitab’ı da okumaktadırlar. Kitab’ı bilmeyen kimseler de öylece onların dedikleri gibi dediler. Ayrılığa düştükleri şeyde Allah kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. |
122 | 0115.Bakara | 115. Ve lillahil meşriku vel mağribü fe eynema tüvellu fe semme vechüllah* innAllahe vasiun alim | 115. Doğu da batı da Allah’ındır. Yüzünüzü hangi cihete çevirirseniz çevirin, vech-i ilâhî oradadır. Şüphesiz ki Allah’ın (rahmeti ve kudreti) geniştir, O her şeyi bilendir. |
127 | 0120.Bakara | 120. Ve len terda ankel yehudü ve len nesara hatta tettebia milletehüm* kul inne hüdellahi hüvel hüda* ve leinitteba'te ehvaehüm ba'dellezı caeke minel ılmi ma leke minAllahi miv veliyyiv ve la nasıyr | 120. Sen onların dinlerine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar. De ki: “Allah’ın hidayeti asıl hidayetin tâ kendisidir.” Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı olmaz. |
147 | 0140.Bakara | 140. Em tekulune inne ibrahime ve ismaıyle ve ıshaka ve ya'kube vel esbata kanu huden ev nesara* kul e entüm a'lemü emillah* ve men azlemü mimmen keteme şehadeten ındehu minellah* ve mAllahü bi ğafilin amma ta'melun | 140. Yoksa siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının yahudi veya hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine bildirilen bir gerçeği gizleyenden daha zâlim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan gâfil değildir.” |
151 | 0144.Bakara | 144. Kad nera tekallübe vechike fis semai fe lenüvelliyenneke kıbleten terdaha* fevelli vcheke şatnal mescidil haram* ve haysü ma küntüm fevellu vücuheküm şatrah* ve innellezıne utül kitabe le ya'lemune ennehül hakku mir rabbihim* vemAllahü bi ğafilin amma ya'melun | 144. Resulüm! Biz senin, yüzünü çok kere göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Artık seni hoşnud olacağın bir kıbleye elbette çevireceğiz. Bundan böyle yüzünü Mescid-i haram tarafına çevir. Siz de (ey müminler!) nerede olursanız olun (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. |
156 | 0149.Bakara | 149. Ve min haysü haracte fevelli vecheke şatral mescidil haram* ve innehu lel hakku mir rabbik* ve mAllahü bi ğafilin amma ta'melun | 149. Nereden yola çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i haram’a doğru çevir. Şüphesiz ki bu, Rabbinizden gelen bir gerçektir. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. |
209 | 0202.Bakara | 202. Ülaike lehüm nasıybüm mimma kesebu* vAllahü seriul hısab | 202. İşte onlara kazançlarından ötürü karşılık vardır. Allah hesabı çabuk görendir. |
212 | 0205.Bakara | 205. Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl* vAllahü la yühıbbül fesad | 205. O yanından ayrıldığında (iş başına geçip idareci olduğunda) yeryüzünde fesat (anarşi) çıkarmaya, ekini (ekonomiyi) ve nesli helâk etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez. |
214 | 0207.Bakara | 207. Ve minen nasi mey yeşrı nefsehübtiğae merdatillah* vAllahü raufüm bil ıbad | 207. İnsanlardan öyleleri var ki Allah’ın hoşnutluğunu dileyerek nefsini satar. Allah ise kullarına karşı çok merhametlidir. |
219 | 0212.Bakara | 212. Züyyine lillezıne keferul hayatüd dünya ve yesharune minellezıne amenu* vellezınettekav fevkahüm yevmel kıyameh* vAllahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab | 212. İnkâr edip kâfir olanlara dünya hayatı süslü gösterildi. Bu yüzden onlar inananlarla alay ederler. Oysa ki Allah’tan korkup karşı gelmekten sakınanlar, kıyamet gününde onların üstünde olacaklardır. Allah dilediğine hesapsız rızık verir. |
220 | 0213.Bakara | 213. Kanen nasü ümmetev vahideten fe beasellahün nebiyyıne mübeşşirıne ve münzirıne ve enzele mealhümül kitabe bil hakkı li yahküme beynen nasi fımahtelefufıh* ve mahtelefe fıhi illellezıne utuhü mim ba'di ma caethümül beyyinatü bağyem beynehüm* fe hedellahüllezıne amenu limahtelefu fıhi minel hakkı bi iznih* vAllahü yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym | 213. İnsanlar bir tek ümmet idi. Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermek için onlarla beraber gerçekleri gösteren kitapları da indirdi. Oysa kendilerine kitap verilmiş olanlar, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, sırf birbirlerini çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Bunun üzerine Allah, kendi izniyle ayrılığa düştükleri şeyleri inananlara gösterdi. Şüphesiz ki Allah dilediğine doğru yolu gösterir. |
221 | 0214.Bakara | 214. Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye'tiküm meselüllezıne halev min kabliküm* messethümül be'saü ved darraü ve zülzilu hatta yekuler rasulü vellezıne amenu meahu meta nasrullah* ela inne nasrAllahi karib | 214. Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi. Biliniz ki Allah’ın yardımı çok yakındır. |
223 | 0216.Bakara | 216. Kütibe aleykümül kıtalü ve hüve kürhül leküm* ve asa en tühıbbu şey'ev ve hüve şerrul leküm* vAllahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun | 216. Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey, hakkınızda hayırlı olabilir ve hoşunuza giden bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir siz bilmezsiniz. |
225 | 0218.Bakara | 218. İnnellezıne amenu vellezıne haceru ve cahedu fı sebılillahi ülaike yercune rahmetellah* vAllahü GAFURur rahıym | 218. Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allah yolunda cihad ettiler. Böyleleri Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
227 | 0220.Bakara | 220. Fid dünya vel ahirah* ve yes'eluneke anil yetama* kul ıslahul lehüm hayr* ve in tühalituhüm fe ıhvanüküm* vAllahü ya'lemül müfside minel muslıh* ve lev şaellahü le a'neteküm* innellahe azizün hakim | 220. Dünya ve ahiret hakkında (düşünesiniz diye). Resulüm! Sana yetimler hakkında da sorarlar. De ki: “Onları ıslah edip yetiştirmek daha hayırlıdır.” Eğer onları aranıza alır, birlikte yaşarsanız, unutmayın ki onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu ve ıslah ediciyi bilir. Eğer Allah dileseydi sizi zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
228 | 0221.Bakara | 221. Ve la tenkihul müşrikati hatta yü'minn* ve le emetüm mü'minetüm hayrum mim müşriketiv ve lev a'cebetküm* ve la tünkihul müşrikıne hatta yü'minu* ve le abdüm mü'minün hayrum mim müşrikiv ve lev a'cebeküm* ülaike yed'une ilen nar* vAllahü yed'u ilel cenneti vel mağfirati bi iznih* ve yübeyyinü ayatihı lin nasi leallehüm yetezekkerun | 221. İnanıncaya kadar, Allah’a eş koşan müşrik bir kadınla evlenmeyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla evlendirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler cehenneme çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklıyor. |
231 | 0224.Bakara | 224. Ve la tec'alüllahe urdatel li eymaniküm en teberru ve tetteku ve tuslihu beynen nas* vAllahü semiun alim | 224. Yeminlerinizde Allah’ı; iyilik etmenize, kendisinden korkmanıza, insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir. |
232 | 0225.Bakara | 225. La yüahızükümüllahü bil lağvi fı eymaniküm ve lakiy yüahızüküm bi ma kesebet kulubüküm* vAllahu GAFURun halim | 225. Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat sizi kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayıcıdır, Halîm’dir. |
235 | 0228.Bakara | 228. Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru'* ve la yehıllü lehünne ey yektmne ma halekAllahü fı erhamihinne in künne yü'minne billahi vel yevmil ahir* ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fı zalike in eradu ıslaha* ve lehünne mislüllezı aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali aleyhinne deraceh* vAllahü azizün hakim | 228. Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç hayız ve temizlenme müddeti beklerler. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerde yarattığı çocuğu söylemeyerek gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları da bu iddet müddeti içinde barışmak isterlerse onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Allah Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir. |
239 | 0232.Bakara | 232. Ve iza tallaktümün nisae fe belağne ecelehünne fe la ta'duluhünne ey yenkıhne ezvacehünne iza teradav beynehüm bil ma'ruf* zalike yuazu bihı men kane minküm yü'minü billahi vel yevmil ahir* zaliküm ezka leküm ve ather* vAllahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun | 232. Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, kocalarıyla tekrar evlenmelerine engel olmayın. İçinizden Allah’a ve ahiret gününe inanmış olanlara işte bununla öğüt veriliyor. Böyle yapmanız sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
241 | 0234.Bakara | 234. Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvacey yeterabbasne bi enfüsihinne erbeate eşhüriv ve aşra* fe iza belağne ecelehünne fe la cünaha aleyküm fıma fealne fı enfüsihınne bil ma'ruf* vAllahü bi ma ta'melune habir | 234. İçinizden vefat edenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. Süreleri bitince artık kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır. |
247 | 0240.Bakara | 240. Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvaca* vesıyyetel li ezvacihim metaan ilel havli ğayra ıhrac* fe in haracne fe la cünaha aleyküm fı ma fealne fı enfüsihinne mim ma'ruf* vAllahü aziyzün hakiym | 240. İçinizden vefat edip de eşlerini geride bırakanlar, eşleri için evlerinden çıkarılmayarak, bir yıl faydalanmalarını vasiyet etsinler. Şayet o kadınlar kendiliklerinden çıkıp giderlerse, kendi haklarında uygun olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah Azîz’dir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
252 | 0245.Bakara | 245. Menzellezı yukridullahe kardan hasenen fe yüdaıfehu lehu ad'afen kesırah* vAllahü yakbidu ve yebsut* ve ileyhi türceun | 245. Allah’a güzel bir borç takdiminde bulunacak kim var? Ki, Allah ona kat kat fazlasını versin. Allah bazılarının rızkını daraltır, bazılarınınkini de genişletir. Siz O’na döndürüleceksiniz. |
253 | 0246.Bakara | 246. E lem tera ilel melei mim benı israıle mim ba'di musa* iz kalu li nebiyyil lehümüb'as lena meliken nükatil fı sebılillah* kale hel aseytüm in kütibe aleykümül kıtalü ella tükatilu* kalu ve ma lena ella nükatile fı sebılillahi ve kad uhricna min diyarina ve ebnaina* fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü tevellev illa kalılem minhüm* vAllahü alimüm biz zalimın | 246. Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın ileri gelenlerini görmedin mi? Hani onlar peygamberlerine: “Bize bir hükümdar gönder de (onun maiyyetinde) Allah yolunda savaşalım!” demişlerdi. “Üzerinize savaş farz kılınır da ya savaşmazsanız?” dedi. Onlar da: “Biz Allah yolunda neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de oğullarımızın arasından uzaklaştırıldık.” dediler. Fakat onların üzerine savaş farz kılınınca (verdikleri söze rağmen) içlerinden pek azı hariç, hepsi yüz çevirdiler. Allah zâlimleri bilendir. |
254 | 0247.Bakara | 247. Ve kale lehüm nebiyyühüm innellahe kad bease leküm talute melika* kalu enna yekunü lehül mülkü aleyna ve nahnü ehakku bil mülki minhü ve lem yü'te seatem minel mal* kale innellahestafahü aleyküm ve zadehu betaten fil ılmi vel cism* vAllahü yü'tı mülkehu mey yeşa'* vAllahü vasiun aliym | 247. Peygamberleri onlara: “İşte Allah Tâlut’u size hükümdar olarak gönderdi.” dedi. Bunun üzerine: “O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyıkız. Hem ona servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmiş de değil.” dediler. Peygamberleri: “Allah onu sizin üzerinize beğenip seçmiştir. Ona bilgice ve vücutça da bir üstünlük vermiştir. Şüphesiz ki Allah mülkünü dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir.” dedi. |
256 | 0249.Bakara | 249. Fe lemma fesale talutü bil cünudi kale innellahe mübtelıküm bi neher* fe men şeribe minhü fe leyse minnı* vemel lem ya'amhü fe innehu minnı illa menığterafe gurfetem bi yedih* fe şeribu minhü illa kalılem minhüm* fe lemma cavezehu hüve vellezıne amenu meahu kalu la takate lenel yevme bi calute ve cünudih*kalellezıne yezunnune ennehüm mülakullahi kem min fietin kalıletin ğalebet fieten kesıratem bi iznillah* vAllahü meas sabirın | 249. Tâlut ordusuyla beraber ayrılınca: “Şüphesiz ki Allah sizi bir nehirle imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Ondan tatmayıp sadece eliyle bir avuç içenler bendendir.” dedi. İçlerinden pek azı hariç olmak üzere hepsi o nehirden içtiler. Tâlut ve beraberindeki müminler nehri geçince: “Bugün bizim için Câlut ve ordusuna karşı koyacak hiç gücümüz yoktur.” dediler. Allah’ın huzuruna varacaklarına inananlar ise: “Nice az bir topluluk Allah’ın izniyle pek çok topluluğu yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” dediler. |
262 | 0255.Bakara | 255. Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum* la te'huzühu sinetüv vela nevm* lehu ma fis semavati ve ma fil ard* men zellezı yeşfeu ındehu illa bi iznih* ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm* ve la yühıytune bi şey'im min ılmihı illa bi ma şa'* vesia kürsiyyühüs semavati vel ard* ve la yeudühu hıfzuhüma* ve hüvel aliyyül azim | 255. Allah o Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. O Hayy ve Kayyum’dur. (Ezelî ve ebedî hayat ile bâkidir. Zât ve kemâl sıfatları ile her şeye hâkim olup, bütün varlıklar O’nunla kâimdir). O’nu uyuklama da uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan, katında kim şefaat edebilir? O, kullarının işlediklerini ve işleyeceklerini bilir. O’nun dilediğinden başka, insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek kendisine ağır gelmez. O öyle yüce, öyle azametlidir. |
263 | 0256.Bakara | 256. La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy* fe mey yekfür bit tağuti ve yü'mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vüska lenfisame leha* vAllahü semiun alim | 256. Dinde zorlama yoktur. İman ile küfür birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. Kim Tağut’u inkâr edip de Allah’a iman ederse muhakkak ki o kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa sımsıkı sarılmış olur. Allah işitendir, bilendir. |
264 | 0257.Bakara | 257. Allahü veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez zulümati ilen nur* vellezıne keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat* ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun | 257. Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan kurtarıp nura çıkarır. İnkâr edip kâfir olanların dostları ise Tağut’tur. Onları nurdan alıp karanlıklara götürür. İşte onlar cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklardır. |
265 | 0258.Bakara | 258. E lem tera ilellezı hacce ibrahime fı rabbihı en atahüllahül mülk* iz kale ibrahimü rabbiyellezı yuhyı ve yümıtü kel ene uhyı ve ümıt* kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezı kefer* vAllahü la yehdil kavmez zalimın | 258. Allah kendisine hükümranlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi? İşte o zaman İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür.” demişti. O da: “Ben de diriltir ve öldürürüm.” dedi. İbrahim: “Şüphesiz ki Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de onu batıdan getir!” deyince inkâr eden adam şaşırıp kaldı. Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
268 | 0261.Bakara | 261. Meselüllezıne yünfikune emvalehüm fı sebılillahi ke meseli habbetin embetet seb'a senabihle fı külli sümbületim mietü habbeh* vAllahü yüdaıfü li mey yeşa'* vAllahü vasiun alim | 261. Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz tanesi olan ve yedi başak bitiren bir tohuma benzer. Allah dilediğine fazlasıyla verir. Allah’ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilendir. |
270 | 0263.Bakara | 263. Kavlüm ma'rufüv ve mağfiratün hayrum min sadekatiy yetbeuha eza* vAllahü GANİYyün halim | 263. Bir tatlı dil, bir de af, arkasından incitme gelecek sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, Halîm’dir. |
271 | 0264.Bakara | 264. Ya eyyühellezıne amenu la tübtılu sadekatiküm bil menni vel eza kellezı yünfiku malehu riaen nasi ve la yü'minü billahi vel yevmil ahir* fe meselühu ke meseli safvanin aleyhi türabün fe esabehu vabilün fe terakehu salda* la yakdirune ala şey'im mimma kesebu* vAllahü la yehdil kavmel kafirın | 264. Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. O gösteriş yapanın durumu, üzerinde biraz toprak bulunan kayaya benzer. Şiddetli bir sağanak isabet eder de onu sert bir kaya halinde bırakıverir (Toprağı gider, kaya kalır). Kazandıklarından hiçbir şey elde edemez. Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez. |
272 | 0265.Bakara | 265. Ve meselüllezıne yünfikune emvalehümüb tiğae merdatillahi ve tesbıtem min enfüsihim ke meseli cennetim bi rabvetin esabeha vabilün fe atet üküleha dı'feyn* fe il lem yüsıbha vabilün fe tall* vAllahü bima ta'melune basıyr | 265. Allah’ın rızâsını kazanmak ve içlerindekini kökleştirmek (kalplerini sağlamlaştırmak) için mallarını infak edip sarfedenlerin durumu, yüksekçe bir tepede bulunan güzel bir bahçeye benzer. Üzerine bol bol yağmur yağdığında, meyvelerini iki kat verir. Bol yağmur yağmasa bile, hafif bir yağmur, az bir çisinti de yetişir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
275 | 0268.Bakara | 268. Eşşeytanü yeıdükümül fakra ve ye'müruküm bil fahşa'* vAllahü yeıdüküm mağfiratem minhü ve fadla* vAllahü vasiun alim | 268. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin şeyleri (cimriliği) telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vâdeder. Allah ihsanı bol olan ve her şeyi hakkıyla bilendir. |
278 | 0271.Bakara | 271. İn tübdüs sadekati fe niımma hı* ve in tuhfuha ve tü'tuhel fükarae fe hüve hayrul leküm* ve yükeffiru anküm min seyyiatiküm* vAllahü bi ma ta'melune habir | 271. Sadakaları açıktan verirseniz ne güzeldir. Eğer onları gizleyerek fakirlere verirseniz, bu sizin için daha iyidir. Böyle yaptığınızdan ötürü, Allah günahlarınızdan bir kısmını bağışlar. Allah işlediklerinizden haberdardır. |
283 | 0276.Bakara | 276. Yemhakullahür riba ve yürbis sadekat* vAllahü la yühıbbü külle keffarin esım | 276. Allah fâizle kazanılanı eksiltir, bereketini tamamen giderir. Sadakası verilen malları ise artırır. Allah küfrân-ı nimette bulunan günahkâr hiç kimseyi sevmez. |
286 | 0279.Bakara | 279. Fe il lem tef'alu fe'zenu bi harbim minAllahi ve rasulih* ve in tübtüm fe leküm ruusü emvaliküm* la tazlimune ve la tuzlemun | 279. Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve Peygamber’ine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer fâiz almaktan tevbe ederseniz, ana paranız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz. |
289 | 0282.Bakara | 282. Ya eyyühellezıne amenu iza tedayentüm bi deynin ila ecelim müsemmen fektübuh* vel yektüb beyneküm katibüm bil adli ve la ye'be katibün ey yektübe kema allemehüllahü fel yektüb* velyümlilillezı aleyhil hakku vel yettekıllahe rabbehu ve la yebhas minhü şey'a* fe in kanellezı aleyhil hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy'u eyyümille hüve felyümlil hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy'u eyyümille hüve felyümlil veliyyühu bil adl* vesteşhidu şehıdeyni mir ricaliküm* fe il lem yekuna racüleyni fe racülüv vemraetani mimmen terdavne mineş şühedai en tedılle ıhdahüma fe tüzekkira ıldahümel uhra* ve la ye'beş şühedaü iza ma düu* ve la tes'emu en tektübuhü sağıyran ev kebiran ila ecelih* zaliküm aksetu ındellahi ve akvemü liş şehadeti ve edna ella tertabu illa en tekune ticaraten hadıraten tüdıruneha beyneküm fe leyse aleyküm cünahun ella tektübuha* ve şehidu iza tebaya'tüm* ve la yüdarra katibüv ve la şehid* ve in tef'alu fe innehu füsuküm biküm* vettekullah* ve yüallimükümüllah* vAllahü bi külli şey'in alim | 282. Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızda bir kâtip de adâletle yazsın. Yazan Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın. Rabbi olan Allah’tan korksun ve borcunu aslâ eksik yazdırmasın. Şayet borçlu, aklı ermez veya âciz ya da kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adâletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şâhit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şâhitliklerine rızâ göstereceğiniz bir erkek iki kadın şâhit olabilir. Kadınlardan biri unutursa diğeri ona hatırlatır. Şâhitler çağrıldıklarında gelmemezlik etmesinler. Onu büyük olsun küçük olsun süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında daha adâletli, şâhitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha elverişlidir. Ancak aranızda hemen alıp vereceğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızda size bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınızda şâhit tutun. Yazana da şâhide de zarar verilmesin. Eğer bir zarar yaparsanız, şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah’tan korkar takvâ sahibi olursanız mualliminiz Allah olur. Allah her şeyi bilir. |
290 | 0283.Bakara | 283. Ve in küntüm ala seferiv ve lem tecidu katiben ferihanüm makbudah* fe in emine ba'duküm ba'dan felyüeddillezi'tümine emanetehu velyettekıllahe rabbeh* ve la tektümüş şehadeh* ve mey yektümha fe innehu asimün kalbüh* vAllahü bi ma ta'melune alim | 283. Eğer yolculukta olur da yazacak kimse bulamazsanız, alınan rehinler yeter. Eğer birbirinize güvenirseniz, kendisine güvenilen kimse emaneti ödesin ve Rabbi olan Allah’tan korksun. Şâhitliği gizlemeyin. Onu gizleyenin kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı bilir. |
291 | 0284.Bakara | 284. Lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve in tübdu ma fı enfüsiküm ev tuhfuhü yühasibküm bihillah* fe yağfiru limey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vAllahü ala külli şey'in kadir | 284. Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekileri açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker. Sonra dilediğine mağfiret eder, dilediğine azap eder. Allah her şeye kâdirdir. |
295 | 02.Ali İmran | 2. Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum | 2. Allah O Allah’tır ki, kendinden başka hiçbir ilâh yoktur. O Hayy ve Kayyum’dur. (Ezelî ve ebedî hayat ile bâkidir. Zât ve kemâl sıfatları ile her şeye hâkim olup, bütün varlıklar O’nunla kâimdir). |
297 | 04.Ali İmran | 4. Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedid* vAllahü azizün züntikam | 4. Daha önce insanlara hidayet yolunu gösterici olarak Furkan’ı indirdi. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah Azîz’dir, intikam sahibidir. |
304 | 011.Ali İmran | 11. Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vAllahü şedidül ikab | 11. (Kâfirlerin gidişatı) tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar âyetlerimizi yalanladılar, Allah da onları günahları ile yakaladı. Allah’ın azabı çok şiddetlidir. |
306 | 013.Ali İmran | 13. Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehümmisleyhim ra'yel ayn* vAllahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa'* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar | 13. (Bedir’de) karşı karşıya gelen bu iki topluluğun durumlarında sizin için mühim bir ibret vardır. Biri Allah yolunda savaşıyor, diğeri küfür içinde bulunuyordu. Onlar öbürlerinin kendilerinin iki katı olduklarını gözleriyle görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Bunda görebilenler için ibret vardır. |
307 | 014.Ali İmran | 14. Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vAllahü ındehu husnül meab | 14. İnsanın gönlünü çeken kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşler, salma ve güzel atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler sevgisi insanlara hoş gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici birer menfaatidir. Oysa gidilecek yerin güzel olanı Allah katındadır. |
308 | 015.Ali İmran | 15. Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vAllahü basıyrum bil ıbad | 15. De ki: “Size bunlardan daha iyisini haber vereyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri katında, altlarından ırmaklar akan ve orada ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah’ın hoşnutluğu vardır.” Allah kullarını görendir. |
313 | 020.Ali İmran | 20. Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean* ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyınee eslemtüm* fe in eslemu fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vAllahü besirum bil ıbad | 20. Eğer seninle tartışmaya girişirlerse de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve kitapsız ümmilere de, de ki: “Siz de İslâm oldunuz mu?” Eğer İslâm olurlarsa doğru yolu bulurlar. Yok eğer yüz çevirirlerse sana düşen yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını görendir. |
321 | 028.Ali İmran | 28. La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın* ve mey yef'al zalike fe leyse minAllahifı şey'in illa en tetteku minhüm tükah* ve yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr | 28. Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz. Meğer ki onlardan gelecek herhangi bir tehlikeden sakınmış olasınız. Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor. Dönüş Allah’adır. |
322 | 029.Ali İmran | 29. Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vAllahü ala külli şey'in kadir | 29. De ki: “Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kâdirdir.” |
323 | 030.Ali İmran | 30. Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda* ve yühazzirukümüllahü nefseh* vAllahü raufüm bil ıbad | 30. Herkes iyilik ve kötülük olarak ne işlemişse kıyamet gününde hazır bulur. O zaman ister ki, kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah sizi kendisinden sakındırıyor. Çünkü Allah kullarına çok şefkatlidir. |
324 | 031.Ali İmran | 31. Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm* vAllahü GAFURur rahıym | 31. Resulüm! Onlara söyle: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve merhamet edicidir.” |
327 | 034.Ali İmran | 34. Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vAllahü semiun alim | 34. Hepsi de birbirinin zürriyetinden gelen bir nesildir. Allah işitendir, bilendir. |
329 | 036.Ali İmran | 36. Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa* vAllahü a'lemü bi ma vedaat* ve leysez zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım | 36. Onu doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken: “Ey Rabbim! Ben kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu da soyunu da kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum.” dedi. |
347 | 054.Ali İmran | 54. Ve mekeru ve mekerAllah* vAllahü hayrul makirın | 54. (Yahudiler gizlice) tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarına karşılık verdi. Allah tuzak kuranlara karşılık vermekte en güçlü olandır. |
350 | 057.Ali İmran | 57. Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm* vAllahü la yühıbbüz zalimın | 57. İman edip sâlih amel işleyenlere gelince, Allah onlara mükâfatlarını tam olarak verecektir. Allah zâlimleri sevmez. |
359 | 066.Ali İmran | 66. Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vAllahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun | 66. Hadi siz bilginiz olan şey hakkında tartışıyorsunuz. Fakat bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Allah her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz. |
361 | 068.Ali İmran | 68. İnne evlen nasi bi ibrahime lellezınettebeuhü ve hazen nebiyyü vellezıne amenu* vAllahü veliyyül mü'minın | 68. İnsanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar ile, bu peygamber (Muhammed) ve müminlerdir. Allah müminlerin dostudur. |
366 | 073.Ali İmran | 73. Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtümev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vAllahü vasiun alim | 73. “Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.” De ki: “Gerçek hidayet Allah’ın hidayetidir.” (Onlar kendi aralarında şöyle dediler): “Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine, veya Rabbinizin katında size karşı onların delil getireceklerine de inanmayın.” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir.” |
367 | 074.Ali İmran | 74. Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vAllahü zül fadlil azim | 74. Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük lütuf ve kerem sahibidir. |
379 | 086.Ali İmran | 86. Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vAllahü la yehdil kavmez zalimın | 86. İman ettikten, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkâr eden bir topluluğu Allah nasıl hidayete eriştirir? Allah zâlimler topluluğunu hidayete eriştirmez. |
388 | 095.Ali İmran | 95. Kul sadekAllahü fettebiu millete ibrahime hanıfa* ve ma kane minel müşrikın | 95. De ki: “Allah doğruyu söylemiştir. Öyleyse Hakk’a yönelmiş olan İbrahim’in dinine uyunuz. O müşriklerden değildi.” |
391 | 098.Ali İmran | 98. Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vAllahü şehıdün ala ma ta'melun | 98. De ki: “Ey ehl-i kitap! Allah’ın âyetlerini niçin inkâr ediyorsunuz? Oysa Allah sizin yaptıklarınıza şâhittir.” |
392 | 099.Ali İmran | 99. Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemAllahü bi ğafilin amma ta'melun | 99. De ki: “Ey ehl-i kitap! Niçin iman edenleri Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Hak olduğuna şâhit iken, o yolu eğri göstermeye yelteniyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.” |
401 | 0108.Ali İmran | 108. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemAllahü yürıdü zulmel lil alemın | 108. İşte bunlar Allah’ın âyetleridir. Onları sana hak olarak okuyoruz. Allah âlemlere zulmetmek istemez. |
408 | 0115.Ali İmran | 115. Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vAllahü alimüm bil müttekıyn | 115. Yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilir. |
414 | 0121.Ali İmran | 121. Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil kıtal* vAllahü semiun alim | 121. Resulüm! Hani sen müminleri savaş için duracakları yerlere yerleştirmek üzere erkenden evinden ayrılmıştın. Allah işitendir, bilendir. |
415 | 0122.Ali İmran | 122. İz hemmet taifetani minküm en tefşela vAllahü veliyyühüma* ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun | 122. O zaman içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu. Oysa Allah onların yardımcısı idi. Müminler yalnız Allah’a güvensinler. |
422 | 0129.Ali İmran | 129. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vAllahü GAFURur rahıym | 129. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. |
427 | 0134.Ali İmran | 134. Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazimınel ğayza vel afıne anin nas* vAllahü yühıbbül muhsinın | 134. O takvâ sahipleri ki bollukta ve darlıkta Allah için infak ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah da güzel davrananları sever. |
433 | 0140.Ali İmran | 140. İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh* ve tilkel eyyamü nüdavilühabeynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda'* vAllahü la yühıbbüz zalimın | 140. Eğer size (Uhud’da) bir yara dokundu ise o kâfirler topluluğuna da (Bedir’de) benzeri bir yara dokunmuştu. Biz o sevinçli ve kederli günleri insanlar arasında (bazen lehe bazen aleyhe) döndürür dururuz. Bu da Allah’ın, ihlâslı ve azimli müminleri ayırdetmesi, içinizden şehidler edinmesi içindir. Allah zâlimleri sevmez. |
434 | 0141.Ali İmran | 141. Ve li yümehhısAllahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın | 141. Bir de müminleri tertemiz yapıp arıtması ve kâfirleri mahvetmesi içindir. |
437 | 0144.Ali İmran | 144. Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrAllahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın | 144. Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah’a hiçbir şeyle zarar yapmış olamaz. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır. |
439 | 0146.Ali İmran | 146. Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır* fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu* vAllahü yühıbbüs sabirın | 146. Nice peygamberler vardı ki, beraberinde Rabbe kul olanlardan çok kimse savaştılar ve Allah yolunda başlarına gelenden dolayı gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever. |
441 | 0148.Ali İmran | 148. Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahirah* vAllahü yühıbbül muhsinın | 148. Bu yüzden Allah onlara dünya nimetini de ahiret nimetini de fazlasıyla verdi. Allah iyilik edenleri sever. |
445 | 0152.Ali İmran | 152. Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühıbbun* minküm meyyürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahirah* sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vAllahü zu fadlin alel mü'minın | 152. Andolsun ki Allah size olan vaadini yerine getirdi. O’nun izni ile kâfirleri kırıp biçiyordunuz. Nihayet sevdiğiniz zaferi size gösterdikten sonra gevşeyip o emir hakkında çekişmeye kalktınız ve âsi oldunuz. Sizden bir grup dünyayı, bir grup da âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlara karşı yardımını üzerinizden çekti. Bununla beraber sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır. |
446 | 0153.Ali İmran | 153. İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm* vAllahü habirum bima ta'melun | 153. Hani siz kimseye bakmadan kaçışıyordunuz. Peygamber de arkanızdan çağırıp duruyordu. Allah sizi keder üstüne kedere uğrattı ki, bundan dolayı kaybettiğinize ve başınıza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
447 | 0154.Ali İmran | 154. Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min şey'* kul innel emra küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek* yekulune lev kane lena minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm* vAllahü alimüm bi zatis sudur | 154. Sonra o üzüntünün ardından Allah size öyle bir güven, öyle bir uyku indirdi ki, içinizden bir kısmını bürüyordu. Bir kısmı da canlarının derdine düşmüştü. Allah’a karşı câhiliyet zannı gibi hak olmayan bir zanda bulunuyorlar ve: “Bu işten bize bir şey var mı?” diyorlardı. Resulüm! De ki: “Bütün emir Allah’ındır.” Onlar kalplerinde gizlediklerini sana açıklamıyorlar. “Bu, bize âit bir şey olsaydı, hiçbirimiz burada öldürülmezdi.” diyorlar. Resulüm! De ki: “Eğer sizler evlerinizde dahi kalmış olsaydınız, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Bu, göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalplerinizdekini temizlemek içindir. Allah göğüslerin özünü bilendir. |
448 | 0155.Ali İmran | 155. İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afAllahü anhüm* innellahe GAFURunhalim | 155. İki ordu karşılaştığı gün içinizden geri dönenleri şeytan, sırf işledikleri bazı şeyler yüzünden yoldan çıkarmak istemişti. Yine de Allah onları bağışladı. Çünkü Allah çok bağışlayandır, Halîm olandır. |
449 | 0156.Ali İmran | 156. Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vAllahü yuhyı ve yümıt* vAllahü bi ma ta'melune basıyr | 156. Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler gibi yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında: “Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezlerdi veya öldürülmezlerdi.” diyenler gibi olmayın. Allah bunu onların yüreklerinde bir iç acısı yaptı. Halbuki dirilten de öldüren de Allah’tır. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
456 | 0163.Ali İmran | 163. Hüm deracatün ındellah* vAllahü besirum bi ma ya'melun | 163. Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir. |
460 | 0167.Ali İmran | 167. Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemükıtalel letteba'naküm* hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim* vAllahü a'lemü bima yektümun | 167. Bir de münafık olanları ortaya çıkarması içindi. Onlara: “Gelin! Allah yolunda çarpışın veya savunun!” denildiği zaman: “Eğer savaş olacağını bilseydik, elbette arkanızdan gelirdik.” dediler. Onlar o gün imandan daha çok kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Onların gizlediği şeyi Allah en iyi bilendir. |
467 | 0174.Ali İmran | 174. Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah* vAllahü zu fadlin azim | 174. Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah’ın nimet ve keremiyle geri döndüler. Böylece Allah’ın rızâsına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir. |
473 | 0180.Ali İmran | 180. Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vAllahü bi ma ta'melune habir | 180. Allah’ın, kereminden kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler hiçbir zaman onu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Bu onların zararınadır. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
474 | 0181.Ali İmran | 181. Le kad semiAllahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk | 181. “Gerçekten Allah fakirdir, biz ise zenginiz.” diyenlerin lâfını andolsun ki Allah işitmiştir. Onların söylediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve: “Tadın o yangın azabını!” diyeceğiz. |
482 | 0189.Ali İmran | 189. Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vAllahü ala külli şey'in kadir | 189. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah’ın her şeye gücü yeter. |
488 | 0195.Ali İmran | 195. Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vAllahü ındehu husnüs sevab | 195. Rableri onların duâlarına karşılık verdi: Ben içinizden erkek olsun kadın olsun, çalışanın yaptığını boşa çıkarmam. Hep birbirinizdensiniz. Onlar ki hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğratıldılar, savaştılar ve öldürüldüler. Andolsun ki, onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu mükâfat Allah tarafındandır. Mükâfatın en güzeli, Allah katındadır. |
520 | 027.Nisa | 27. VAllahü yürıdü ey yetube aleyküm ve yürıdüllezıne yettebiuneş şehevati en temılu meylen azima | 27. Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor, şehvetlerine uyanlar ise sizin büsbütün yoldan çıkmanızı isterler. |
527 | 034.Nisa | 34. Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü ba'dahüm ala ba'dıv ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün hafizatül lil ğaybi bi ma hafizAllah vellatıtehafune nüşüzehünne fe ızuhünne vehcüruhünne fil medaciı vadribuhünn fe in eta'neküm fe la tebğu aleyhinne sebıla innellahe kane aliyyen kebira | 34. Erkekler kadınlar üzerine idareci (hâkim)dirler. Çünkü Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler, mallarından kadınlara harcamaktadırlar. İyi kadınlar itaatkâr olan ve Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi koruyan kadınlardır. İtaatsızlıklarından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, (uslanmazlarsa) onları yataklarında yalnız bırakın. Yine de dinlemezlerse dövün. Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah çok yücedir, çok büyüktür. |
538 | 045.Nisa | 45. VAllahü a7lemü bi a'daiküm ve kefa billahi veliyyev ve kefa billahi nasıyra | 45. Allah düşmanlarınızı sizden çok daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak da Allah size yeter, hakiki bir yardımcı olarak da Allah size yeter. |
573 | 080.Nisa | 80. Mey yütıır rasule fe kad etaAllah ve men tevella fe ma erselnake aleyhim hafiyza | 80. Peygamber’e itaat eden, muhakkak Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. |
574 | 081.Nisa | 81. Ve yekulune taatün fe iza berazu min ındike beyyete taifetüm minhüm ğayrallezı tekul vAllahü yektübü ma yübeyyitun fe a'rıd anhüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekila | 81. “İtaat ettik!” derler. Fakat senin yanından ayrıldıktan sonra, içlerinden bir kısmı, sana söylediklerinin tersine geceleyin plân kurarlar. Allah da onların geceleyin tasarladıklarını yazmaktadır. Onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter! |
577 | 084.Nisa | 84. Fe katil fı sebılillah la tükellefü illa nefseke ve harridıl mü'minınv asellahü ey yeküffe be'sellezıne keferu vAllahü eşddü be'sev ve eşeddü tenkıla | 84. Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun. İman edenleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar. Gücü en şiddetli olan ve cezası en ağır olan Allah’tır. |
580 | 087.Nisa | 87. Allahü la ilahe illa hu le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ve men asdeku minellahi hadısa | 87. O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Bunda aslâ şüphe yoktur. Allah’tan başka doğru sözlü kim olabilir? |
581 | 088.Nisa | 88. Fe ma leküm fil münafikıyne fieteyni vAllahü erkesehüm bi ma kesebu e türıdune en tehdu men edallellah ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla | 88. Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında (küfür üzere olduklarına ittifak etmeyip) iki fırkaya ayrılıyorsunuz? Halbuki Allah onları kendi ettiklerinden dolayı başaşağı etmiştir. Allah’ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdığı kimseye sen aslâ yol bulamazsın! |
612 | 0119.Nisa | 119. Ve le üdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrannehüm fe le yübettikünne azanel en'ami ve le amürannehüm fe le yüğayyirunne halkAllah ve mey yettehıziş şeytane veliyyem min dunillahi fe kad hasira husranem mübına | 119. “Onları mutlaka saptıracağım. Onları boş kuruntularla oyalayacağım. Onlara emredeceğim, benim emrimle hayvanların kulaklarını yaracaklar. Onlara emredeceğim, Allah’ın yaratışını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse, şüphesiz ki o apaçık bir ziyana uğramıştır. |
648 | 0155.Nisa | 155. Fe bima nakdıhim mısakahüm ve küfrihim bi ayatillahi ve katlihimül embiyae bi ğayri hakkıv ve kavlihim kulubüna ğulf bel tabeAllahü aleyha bi küfrihim fe la yü'minune illa kalıla | 155. Sözlerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve: “Kalplerimiz perdelidir.” demeleri sebebiyle (lânete uğramışlardır). Hayır! Tam aksine, küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı hariç, artık onlar iman etmezler. |
669 | 0176.Nisa | 176. Yesteftunek kulillahü yüftiküm fil kelaleh inimruün heleke leyse lehu veledüv ve lehu uhtün fe leha nısfü ma terak ve hüve yerisüha il lem yekül leha veled fe in kanetesneteyni fe lehümes sülüsani mimma terak ve in kanu ıhveter ricalev ve nisaen fe lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyen yübeyyinüllahü leküm en tedıllu vAllahü bi külli | 176. Resulüm! Senden fetvâ isterler. De ki: “Allah, size babası ve çocuğu olmayan kişinin mirâsı hakkındaki hükmünü şöyle açıklar: Şayet çocuğu olmayıp bir kız kardeşi bulunan kimse ölürse, bıraktığının yarısı kız kardeşine kalır. Eğer ölen bir kadının geride çocuğu kalmaz da erkek kardeşi bulunursa, erkek kardeş mirasının tamamını alır. Eğer ölenin iki ve daha çok kız kardeşi varsa, o zaman mirasın üçte ikisi bunlarındır. Şayet ölenin kardeşleri erkek ve kadın iseler, erkeğe iki kadının hissesi kadar pay verilir. Doğru yoldan saparsınız diye Allah size dininizin hükümlerini açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyle bilendir.” |
671 | 02.Maide | 2. Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairAllahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve rıdvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedidül ikab | 2. Ey iman edenler! Allah’ın nişanelerine, haram aya, kurbanlık hayvanlara, gerdanlıklara ve Rablerinden lütuf ve rızâ talep ederek Beyt-i haram’ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i haram’a sokmadıkları için bir kavme olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sevketmesin. İyilik ve takvâ üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah’ın vereceği ceza çok şiddetlidir. |
686 | 017.Maide | 17. Le kad keferallezıne kalu innellahe hüvel mesıhunü meryem kul fe mey yemlikü minellahi şey'en in erade ey yühlikel misıhabne meryeme ve ümmehu ve men fil erdı cemıa ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma yahlüku ma yeşa' vAllahü ala külli şey'in kadir | 17. “Allah Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: “Eğer Allah Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse, Allah’a kim bir şey yapabilecektir?” Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah’ın kudreti her şeye yeter. |
688 | 019.Maide | 19. Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm ala fetratim miner rusüli en tekulu ma caenamim beşıriv ve la nezırin fe kad caeküm beşıruv venezır vAllahü ala külli şey'in kadir | 19. Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin ardı arkası kesildiği, bir boşluk meydana geldiği sırada size Peygamber’imiz gelmiştir. Gerçekleri size açıklıyor ki, “Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah’ın her şeye gücü yeter. |
707 | 038.Maide | 38. Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima keseba nekalem minellah vAllahü azizün hakim | 38. Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir. |
709 | 040.Maide | 40. E lem ta'lem ennellahe lehu mülküs semavati vel erdı yüazzibü mey yeşaü ve yağfiru li mey yeşa' vAllahü ala külli yeş'in kadir | 40. Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’a âittir. Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye kâdirdir. |
723 | 054.Maide | 54. Ya eyyühellezıne amenu mey yertedde minküm an dınihı fe sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve yühıbbunehu ezilletin alel mü'minıne e izzetin alel kafirıne yücahidune fı sebılillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yü7tıhi mey yeşa' vAllahü vasiun alim | 54. Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir. |
730 | 061.Maide | 61. Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm kad haracu bih vAllahü a'lemü bi ma kanu yektümun | 61. Size geldikleri zaman: “İnandık!” derler. Halbuki yanınıza kâfir olarak girip kâfir olarak çıkmışlardır. Allah onların gizlediklerini daha iyi bilir. |
733 | 064.Maide | 64. Ve kaletil yehudü yedüllahi mağluleh ğullet eydıhim ve lüınu bi ma kalu bel yedahü mebsutatani yünfiku keyfe yeşa' ve le yezıdenne kesıram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra ve elkayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh küllema evkadu naral lil harbi atfeehellahü ve yes'avne fil erdı fesada vAllahü la yühıbbül müfsidın | 64. Yahudiler: “Allah’ın eli bağlıdır.” dediler. Böyle dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın! Lânet olsun onlara! Hayır! Allah’ın iki eli de açıktır, dilediği gibi sarfeder. Andolsun ki Rabbinden sana indirilenler, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Biz onların aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş için bir ateş tutuştursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar. Şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları sevmez. |
736 | 067.Maide | 67. Ya eyyüher rasulü bellığ ma ünzile ileyke mir rabbik ve il lem tef'al fe ma bellağte risaleteh vAllahü ya'sımüke minen nas innellahe la yehdil kavmel kafirun | 67. Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez. |
740 | 071.Maide | 71. Ve hasibu ella tekune fitnetün feamu ve sammu sümme tabellahü aleyhim sümme amu ve sammu kesırum minhüm vAllahü basıyrum bima ya'melun | 71. Onlar (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne kopmayacağını sandılar, kör oldular sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra yine de içlerinden bir çoğu kör oldular, sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını görmektedir. |
743 | 074.Maide | 74. E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vAllahü GAFURur rahıym | 74. Hâlâ Allah’a tevbe edip, O’ndan mağfiret dilemezler mi! Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. |
745 | 076.Maide | 76. Kul e ta'büdune min dunillahi ma la yemlikü leküm darrav ve la nef'a vAllahü hüves semiul alim | 76. De ki: “Allah’ı bırakıp da, size ne bir zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah işitendir, bilendir.” |
749 | 080.Maide | 80. Tera kesıram minhüm yetevellevnellezıne keferu le bi'se ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehıtAllahü aleyhim ve fil azabi hüm halidun | 80. Onlardan bir çoğunu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklardır. |
762 | 093.Maide | 93. Leyse alellezıne amenu ve amilus salihati cünahun fıma taımu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu sümmettekav ve ahsenu vAllahü yühabbül muhsinın | 93. İman edip sâlih amel işleyenlere (daha önce içip) yediklerinden ötürü bir günah yoktur. (Haramdan) sakındıkları, iman edip sâlih amelde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakınıp iyilik yaptıkları zaman (bu böyledir). Allah iyilik yapanları sever. |
764 | 095.Maide | 95. Ya eyyühellezıne amenu la taktülüs sayde ve entüm hurram ve men katelehu minküm müteammiden fe ceazüm mislü ma katele minen neami yahkümü bihı zeva adlim minküm hedyem baliğal ka'beti ev keffaratün taamü mesakıne ev adlü zalike sıyamel li yezuka ve bale emrih afAllahü amma selef ve men ade fe yentekımüllahü minh vAllahü azizün züntikam | 95. Ey iman edenler! Hacc’da ihramlı iken av hayvanı öldürmeyin! Sizden avı kasten öldürenin cezası; içinizden adalet sahibi iki kişinin vereceği hükme göre ehli hayvanlardan, öldürdüğüne denk ve Kâbe’ye varacak bir kurbanlıktır. Yahut onu kıymeti kadarıyla kefâret olarak yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmaktır. Tâ ki yaptığının vebalini tatmış olsun. Allah daha önce olanı affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse, Allah da ondan karşılığını alır. Allah Azîz’dir, intikam sahibidir. |
768 | 099.Maide | 99. Ma aler rasuli illel belağ vAllahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun | 99. Resul’ün görevi sadece tebliğ etmektir. Allah neyi açıklayıp neyi gizlediğinizi bilir. |
770 | 0101.Maide | 101. Ya eyyühellezıne amenu la tes'elu an eşyae in tübde leküm tesü'küm ve in tes'elu anha hıyne yünezzelül kur'anü tübde leküm afAllahü anha vAllahü GAFURun halim | 101. Ey iman edenler! Açıklandığında hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer onları Kur’an indirilirken soracak olursanız, size açıklanır. Oysa Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayandır ve çok halîmdir. |
777 | 0108.Maide | 108. Zalike edna ey ye'tu biş şehadeti ala vechiha ev yehafu en türadde eymanüm ba'de eymanihim vettekullahe vesmeu vAllahü la yehdil kavmel fasikıyn | 108. Bu, şâhitliği gereği gibi yapmalarına veya yeminden sonra yeminlerin reddedilmemesinden korkmalarına daha yakındır. Allah’tan korkun ve dinleyin! Allah fâsıklar gürûhunu hidayete erdirmez. |
803 | 014.Enam | 14. Kul e ğayrAllahi ettehıü veliyyen fatıris semavati vel erdı ve hüve yut'ımü ve la yüt'am kul innı ümirtü en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel müşrikın | 14. De ki: “Gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’tan başkasını mı dost edineyim? O ki, yedirir, kendisi yemez.” De ki: “Ben müslümanların ilki olmakla emrolundum.” Sakın müşriklerden olma! |
808 | 019.Enam | 19. Kul eyyü şey'in ekberu şehadeh kulillahü şehıdüm beynı ve beyneküm ve uhıye ileyye hazelkur'anü li ünziraküm bihı ve mem belağ e inneküm le teşhedune enne meAllahi aliheten uhra kul la eşhed kul innema hüve ilahüv vahidüv ve innenı berıüm mimma tüşrikun | 19. De ki: “Şâhitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah’tır. O, benimle sizin aranızda şâhittir. Bu Kur’an bana, sizi ve (sizden sonra) erişip ulaşan herkesi uyarmam için vahyolundu. Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna siz mi şâhitlik ediyorsunuz?” De ki: “Ben şâhitlik etmem!” De ki: “O ancak bir tek ilâhtır. Ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım.” |
812 | 023.Enam | 23. Sümme lem tekün fitnetühüm illa en kalu vAllahi rabbina ma künna müşrikın | 23. Sonra onların: “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki biz müşriklerden değildik.” demelerinden başka çareleri olmaz. |
829 | 040.Enam | 40. Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi ev etetkümüs saatü e ğayrAllahi ted'un in küntüm sadikıyn | 40. De ki: “Söyleyin bana! Allah’ın azabı size gelse veya kıyamet gelip çatıverse, Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru sözlü iseniz?” |
847 | 058.Enam | 58. Kul lev enne ındı ma testa'cilune bihı le kudiyel emru beynı ve beyneküm vAllahü a'lemü biz zalimın | 58. De ki: “Eğer acele istediğiniz şey benim elimde olsaydı, elbette benimle sizin aranızdaki iş bitirilmiş olurdu. Allah zâlimleri daha iyi bilir.” |
903 | 0114.Enam | 114. E fe ğayrAllahi ebteğıy hakamev ve hüvellezı enzele ileykümül kitabe müfassala vellezıne ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelüm mir rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın | 114. (De ki:) “Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” Halbuki O size kitabı açık olarak indirmiştir. Kendilerine kitap verdiklerimiz, onun Rabbinin katından hak ile indirilmiş olduğunu bilirler. O halde sakın şüphe edenlerden olma! |
913 | 0124.Enam | 124. Ve iza caethüm ayetün kalu len nü'mine hatta nü'ta misle ma utiye rusülüllah Allahü a'lemü haysü yec'alü risaleteh seyüsıybüllezıne ecramu sağarun ındellahi ve azabün şedidüm bima kanu yemkürun | 124. Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah’ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe aslâ iman etmeyiz!” derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, Allah katından horluk ve yaptıkları hilelerinden dolayı şiddetli bir azap erişecektir. |
953 | 0164.Enam | 164. Kul e ğayrAllahi ebğıy rabbev ve hüve rabbü külli şey' ve la teksibü küllü nefsin illa aleyha ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun | 164. De ki: “Ben Allah’tan başka bir Rab mı arayayım? Oysa O her şeyin Rabbidir. Herkesin kazandığı ancak kendi aleyhinedir. Hiçbir kimse başkasının yükünü (günahını) yüklenmez, sonra dönüşünüz Rabbinizedir. Ayrılığa düştüğünüz şeyleri O size haber verecektir.” |
982 | 028.Araf | 28. Ve iza fealu fahışeten kalu vecedna aleyha abaena bAllahü emerana biha kul innellahe la ye'müru bil fahşa' e tekulune alellahi ma la ta'lemun | 28. Onlar bir hayâsızlık yaptıkları zaman: “Biz atalarımızı da bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti.” derler. De ki: “Allah hiçbir zaman hayâsızlığı emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’a karşı mı söylüyorsunuz?” |
1053 | 099.Araf | 99. E fe eminu mekrAllah fe la ye'menü mekrAllahi illel kavmül hasirun | 99. Allah’ın tuzağından (kurtulacaklarına) emin mi oldular? Ziyana uğrayan topluluktan başkası Allah’ın tuzağından emin olmaz. |
1094 | 0140.Araf | 140. Kale eğayrAllahi ebğıyküm ilahev ve hüve feddaleküm alel alemın | 140. Dedi ki: “Allah sizi âlemlere üstün kılmış iken, ben size Allah’tan başka ilâh mı arayayım?” |
1139 | 0185.Araf | 185. E ve lem yenzuru fı melekutis semavati vel erdı ve ma halekAllahü min şey'iv ve en asa ey yekune kadıkterabe ecelühüm fe bi eyyi hadısim ba'dehu yü'minun | 185. Onlar göklerin ve yerin melekûtuna, Allah’ın yarattığı herhangi bir şeye bakmazlar mı? Belki de ecelleri yaklaşmıştır. Bundan sonra artık hangi söze inanacaklar? |
1150 | 0196.Araf | 196. İnne veliyyiyAllahüllezı nezzelel kitabe ve hüve yetevelles salihıyn | 196. “Şüphesiz ki benim dostum, Kitab’ı indiren Allah’tır. Sâlihlerin işlerini O görür.” |
1162 | 02.Enfal | 2. İnnemel mü'minunellezıne iza zükirAllahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm ımanev ve ala rabbihim yetevekkelun | 2. Müminler o kimselerdir ki, Allah zikredilince kalpleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır ve yalnız Rablerine tevekkül ederler. |
1189 | 029.Enfal | 29. Ya eyyühellezıne amenu in tettekullahe yec'al leküm fürkanev ve yükeffir anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vAllahü zül fadlil azim | 29. Ey iman edenler! Eğer siz Allah’tan korkar, takvâ sahibi olursanız, O size furkan (iyi ile kötüyü ayırt edecek bir mârifet, bir nur) verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir. |
1190 | 030.Enfal | 30. Ve iz yemküru bikellezıne keferu li yüsbituke ev yaktüluke ev yuhricuk ve yemkürune ve yemkürullah vAllahü hayrul makirın | 30. Hani o inkâr edenler, bir zamanlar seni bağlayıp bir yere kapamak veya öldürmek ya da sürmek için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzaklarını bozuyordu. Allah tuzak kuranlara karşılık verenlerin en hayırlısıdır. |
1201 | 041.Enfal | 41. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakıni vebnis sebıli in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal cem'an vAllahü ala külli şey'in kadir | 41. Eğer Allah’a ve hak ile bâtılın ayrıldığı, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı günde, kulumuza indirdiğimize inanmış iseniz, biliniz ki; ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’ın, Resul’ünün ve yakınlarının, yetimlerin, yoksulların, yolcularındır. Allah her şeye hakkıyla kâdirdir. |
1207 | 047.Enfal | 47. Ve la tekunu kellezıne haracu min diyarihim betarav ve riaen nasi ve yesuddune an sebılillah vAllahü bi ma ya'melune mühıyt | 47. Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak ve (insanları) Allah yolundan alıkoyarak çıkanlar gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. |
1208 | 048.Enfal | 48. Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm ve kale la GALİBe lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm felemma teraetil fietani nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıüm minküm innı era ma la teravne innı ehafüllah vAllahü şedidül ikab | 48. Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: “Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur. Ben de sizin yardımcınızım.” dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce gerisin geri dönerek: “Ben sizden uzağım, ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah’tan korkarım, çünkü Allah’ın azabı çok şiddetlidir.” dedi. |
1220 | 060.Enfal | 60. Ve eıddu lehüm mesteta'tüm min kuvvetiv ve mir ribatıl hayli türhibune bihı adüvvellahi veadüvveküm ve aharıne min dunihim la ta'lemunehüm Allahü ya'lemühüm ve ma tünfiku min şey'in fı sebılillahi yüveffe ileyküm ve entüm la tuzlemun | 60. (Ey iman edenler!) Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla hem Allah’ın düşmanlarını, hem de sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz Allah’ın bildiği diğer düşmanlarınızı korkutup yıldırırsınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size eksiksiz ödenir ve siz aslâ haksızlığa uğratılmazsınız. |
1226 | 066.Enfal | 66. El ane haffefellahü anküm ve alime enne fıküm da'fa fe iy yeküm minküm mietün sabiratüy yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm elfüy yağlibu elfeyni bi iznillah vAllahü meas sabirın | 66. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, onlardan ikiyüz kişiye galip gelirler ve eğer sizden bin kişi olursa, onlardan ikibin kişiye Allah’ın izniyle galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir. |
1227 | 067.Enfal | 67. Ma kane li nebiyyin ey yekune lehu esra hatta yüshıne fil ard türıdune aradad dünya vAllahü yürıdül ahirah vAllahü azizün hakim | 67. Hiçbir peygambere yeryüzünde ağır basıp düşmanı yere sermeden esir almak yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Oysa Allah ahireti kazanmanızı istiyor. Allah Azîz’dir, yegâne hikmet sahibidir. |
1230 | 070.Enfal | 70. Ya eyyühen nebiyyü kul limen fı eydıküm minel esra iy ya'lemillahü fı kulubiküm hayray yü'tiküm hayram mimma ühıze minküm ve yağfir leküm vAllahü GAFURur rahıym | 70. Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Eğer Allah kalplerinizde bir iyilik bulursa, sizden alınan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” |
1231 | 071.Enfal | 71. Ve iy yürıdu hıyaneteke fe kad hanüllahe min kablü fe emkene minhüm vAllahü alimün hakim | 71. Eğer sana hâinlik etmek isterlerse, zaten daha önce Allah’a da hâinlik etmişlerdi. Bundan dolayı onlara karşı Allah sana imkân vermişti. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
1232 | 072.Enfal | 72. İnnelezıne amenu ve haceru ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike ba'duhüm evliyaü ba'd vellezıne amenu ve lem yühaciru ma leküm miv velayetihim min şey'in hatta yühaciru ve inistensaruküm fid dıni fe aleykümün nasru illa ala kavmim beyneküm ve beynehüm mısak vAllahü bi ma ta'melune besir | 72. İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler birbirlerinin dostlarıdırlar. İman edip hicret etmeyenlerle, hicret edinceye kadar sizin dostluğunuz yoktur. Şayet onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur. Ancak aranızda sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olursa o, bu hükmün dışındadır. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
1236 | 01.Tevbe | 1. Beraetüm minAllahi ve rasulihı ilellezıne ahettüm minel müşrikın | 1. Allah’tan ve Resul’ünden, andlaşma yaptığınız müşriklere bir ihtardır. |
1238 | 03.Tevbe | 3. Ve ezanüm minAllahi ve rasulihı ilen nasi yevmel haccil ekberi ennAllahe berıüm minel müşrikıne ve rasulüh fe in tübtüm fe hüve hayrul leküm ve in tevelleytüm fa'lemu enneküm ğayru mu'cizillah ve beşşirillezıne keferu bi azabin elım | 3. Ayrıca Hacc-ı ekber gününde Allah ve Resul’ünden insanlara bir ilândır. Allah ve Resul’ü müşriklerden uzaktır. Eğer hemen tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz, iyi bilin ki siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz. O kâfirlere acıklı bir azabı müjdele! |
1250 | 015.Tevbe | 15. Ve yüzhib ğayza kulubihim ve yetubüllahü ala mey yeşa' vAllahü alimün hakim | 15. Ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah en iyi bilendir, hikmet sahibidir. |
1251 | 016.Tevbe | 16. Em hasibtüm en tütraku ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve lem yetehızu min dunillahi ve la rasulihı ve lel mü'minıne veliceh vAllahü habirum bi ma ta'melun | 16. Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve Allah’tan, Peygamber’inden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
1253 | 018.Tevbe | 18. İnnema ya'müru mesacidellahi men amene billahi vel yvmil ahiri ve ekames salate ve atez zekate velem yahşe illAllahe fe asa ülaike ey yekunu minel mühtedın | 18. Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar imar eder. İşte hidayet üzere bulunanlardan olmaları umulanlar bunlardır. |
1254 | 019.Tevbe | 19. E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke men amen billahi vel yevmil ahiri ve cahede fı sebılillah la yestevune ındellah vAllahü la yehdil kavmez zalimın | 19. Siz hacılara su dağıtma işi ile Mescid-i haram’ı onarma işini; Allah’a ve ahiret gününe inananla, Allah yolunda cihad edenle bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değildirler. Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
1259 | 024.Tevbe | 24. Kul in kane abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm ve aşıratüküm ve emvalü nıkteraftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve mesakinü terdavneha ehabbe ileyküm minAllahi ve rasulihı ve cihadin fı sebılihı fe terabbesu hatta ye'tiyAllahü bi emrih vAllahü la yehdil kavmel fasikıyn | 24. Resulüm! De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz alış-verişler, hoşunuza gitmekte olan meskenler, size Allah’tan ve O’nun Peygamber’inden, Allah yolunda cihaddan daha sevgili iseler, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar gürûhunu hidayete erdirip doğru yola iletmez.” |
1262 | 027.Tevbe | 27. Sümme yetubüllahü min ba'di zalike ala mey yeşa' vAllahü GAFURur rahıym | 27. Sonra Allah bunun ardından yine dilediğinin tevbesini kabul eder. Zira Allah bağışlayandır, merhamet edendir. |
1264 | 029.Tevbe | 29. Katilüllezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahiri ve la yühürrimune ma harremAllahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe hatta yu'tul cizyete ay yediv vehüm sağırun | 29. Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resul’ünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle, boyunlarını büküp küçülmüşler olarak elleriyle cizye verinceye kadar savaşın. |
1267 | 032.Tevbe | 32. Yürıdune ey yutfiu nurAllahi bi efvahihim ve ye'bellahü illa ey yütimme nurahu ve lev kerihel kafirun | 32. Allah’ın nurunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. |
1271 | 036.Tevbe | 36. İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda miha erbeatüm hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh va'lemu ennAllahe meal müttekıyn | 36. Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah’ın katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu en doğru bir hesaptır. Öyle ise o aylar içinde kendinize zulmetmeyin. Müşrikler nasıl ki sizinle topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekün savaşın. Bilin ki, Allah takvâ sahipleriyle beraberdir. |
1272 | 037.Tevbe | 37. İnnemen nesıü ziyadetün fil küfri yüdallü bihillezıne keferu yühıllünehu amev ve yüharrimunehu amel li yüvatıu ıddete ma harramellahü fe yühıllu ma harremellah züyyine lehüm suü a'malihim vAllahü la yehdil kavmel kafirın | 37. Haram ayları geciktirmek, küfrü artırmaktan başka bir şey değildir. Çünkü onunla kâfir olanlar saptırılır. Bunu bir yıl helâl, bir yıl da haram sayarlar ki, Allah’ın haram kıldığına sayıca uysunlar da Allah’ın haram ettiğini helâl kılmış olsunlar. Onların kötü işleri kendilerine güzel gösterildi. Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez. |
1274 | 039.Tevbe | 39. İlla tenfiru yüazzibküm azaben elımev ve yestebdil kavmen ğayraküm ve la teduruhu şey'a vAllahü ala külli şey'in kadir | 39. Eğer (çağrıldığınız bu gazâya) elbirlik çıkmazsanız, Allah sizi pek acıklı bir azaba uğratır. Yerinize de başka (itaatli) bir kavmi getirir. Siz o Peygamber’i hiçbir şeyle zarara uğratamazsınız. Allah her şeye hakkıyla kâdirdir. |
1275 | 040.Tevbe | 40. İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen innAllahe meana fe enzelellahü sekınetehualeyhi ve eyyedehu bi cünudil lem teravha ve ceale kelimetellezıne keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vAllahü azizün hakim | 40. Eğer siz ona yardım etmezseniz, doğrusu Allah ona yardım etmişti. Hani kâfirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikincisiydi. Hani onlar mağarada idiler ve o arkadaşına: “Üzülme! Allah bizimledir.” diyordu. Allah da onun üzerine sekinetini (emniyetini) indirmişti ve onu sizin görmediğiniz askerlerle desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçalttıkça alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yüce olandır. Allah Azîz’dir, hikmet sahibidir. |
1277 | 042.Tevbe | 42. Lev kane aradan karibev ve seferan kasıdel lettebeuke ve lakim beudet aleyhimüş şükkah ve se yahlifune billahi levisteta'na le haracna meaküm yühlikune enfüsehüm vAllahü ya'lemü innehüm le kazibun | 42. Eğer o sefer, yakın bir kazanç (ganimet) ve orta yollu bir sefer olsaydı, onlar mutlaka peşine düşer gelirlerdi. Fakat zahmetle gidilecek yol onlara uzak geldi. Bununla beraber: “Gücümüz yetseydi sizinle beraber elbette biz de sefere çıkardık.” diyerek Allah adına yemin edeceklerdir. Bunlar kendi nefislerini helâka sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar muhakkak yalancıdırlar. |
1278 | 043.Tevbe | 43. AfAllahü ank li me ezinte lehüm hatta yetebeyyene lekellezıne sadeku ve ta'lemel kazibın | 43. Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana besbelli olup, yalancıları bilmeden önce, neden onlara izin verdin? |
1279 | 044.Tevbe | 44. La yeste'zinükellezıne yü'minune billahi vel yevmil ahiri ey yücahidu bi emvalihim ve enfüsihim vAllahü alimüm bil müttekıyn | 44. Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilendir. |
1282 | 047.Tevbe | 47. Lev haracu fıküm ma zaduküm illa habalev ve le evdau hılaleküm yebğunekümül fitneh ve fıküm semmaune lehüm vAllahü alimüm biz zalimın | 47. Eğer içinizde onlar da (sefere) çıkmış olsalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmazdı ve mutlaka fitne çıkarmak isteyerek aranıza sokulurlardı. İçinizde de onlara iyice kulak verenler var. Allah zâlimleri gayet iyi bilir. |
1294 | 059.Tevbe | 59. Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu hasbünAllahü se yü'tınellahü min fadlihı ye rasulühu inna ilAllahi rağıbun | 59. Keşke onlar Allah’ın ve Peygamber’inin kendilerine verdiğine râzı olsalardı da: “Allah bize yeter. Yakında Allah bize lütfundan verir, Resul’ü de. Biz sadece Allah’a rağbet edip gönül bağlayanlardanız.” demiş olsalardı! |
1295 | 060.Tevbe | 60. İnnemas sadekatü lil fükarai vel mesakıni vel amilıne aleyha vel müellefeti kulubühüm ve firrikabi vle ğarimıne ve fı sebılillahi vebnis sebıl ferıdatem minAllah vAllahü alimün hakim | 60. Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, kalpleri İslâm‘a ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur. Allah bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
1297 | 062.Tevbe | 62. Yahlifune billahi leküm li yürduküm vAllahü ve rasulühu ehakku ey yürduhü in kanu mü'minın | 62. Münafıklar, sizi memnun etmek için Allah’a yemin ederler. Eğer iman etmiş iseler, Allah’ı ve Peygamber’i memnun etmeleri daha uygundur. |
1307 | 072.Tevbe | 72. Veadellahül mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve mesakine teyyibeten fı cennati adn ve rıdvanüm minAllahi ekber zalike hüvel fevzül azim | 72. Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedî kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vâdetmiştir. Allah’ın hoşnud olması ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur. |
1314 | 079.Tevbe | 79. Ellezıne yelmizunel mütteavviıyne minel mü'minıne fis sadekati vellezıne la yecidune illa cühdehüm fe yesharune minhüm sehırAllahü minhüm ve lehüm azabün elım | 79. Sadaka vermek hususunda gönülden davranan müminleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acıklı bir azap vardır. |
1315 | 080.Tevbe | 80. İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm seb'ıyne merraten fe ley yağfirAllahü lehüm zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vAllahü la yehdil kavmel fasikıyn | 80. Resulüm! Onlar için ister mağfiret dile, ister dileme. Onlar için yetmiş defa af dilesen de Allah onları aslâ bağışlamayacaktır. Bu, onların Allah’ı ve Peygamber’ini inkâr etmelerinden ötürüdür. Çünkü Allah, fâsıklar gürûhunu hidayete erdirmez. |
1326 | 091.Tevbe | 91. Leyse aled duafai ve la alel merda ve la alellezıne la yecidune me yünfikune haracün iza nesahu lillahi ve rasulih ma alel muhsinıne min sebıl vAllahü GAFURur rahıym | 91. Zayıflara, hastalara ve harcayacak bir şeyleri bulunmayanlara, Allah’a ve Resul’üne sâdık kaldıkları takdirde bir vebal yoktur. İyilik edenlerin aleyhine de yol yoktur. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
1328 | 093.Tevbe | 93. İnnemes sebılü alellezıne yeste'zinuneke ve hüm ağniya' radu bi ey yekunu meal havalifi ve tabeAllahü ala kulubihim fehüm la ya'lemun | 93. Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler. |
1329 | 094.Tevbe | 94. Ya'tezirune ilyküm iza raca'tüm ileyhim kul la ta'teziru len nü'mine leküm kad nebbeenellahü min ahbariküm ve se yerAllahü ameleküm ve rasulühu sümme türaddune ilaalimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun | 94. Seferden geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman size özür beyan ederler. De ki: “Hiç özür beyan etmeyin, size aslâ inanmayız. Çünkü Allah bize sizin haberlerinizi bildirmiştir. Yaptığınızı Allah da görecek Peygamber’i de. Sonunda görüleni ve görülmeyeni bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir.” |
1332 | 097.Tevbe | 97. El a'rabü eşeddü küfrav ve nifakav ve ecderu ella ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vAllahü alimün hakim | 97. Bedevîler küfür ve nifak bakımından daha beterdir ve Allah’ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamak ancak onlara yakışan bir tutumdur. Allah bilendir ve hikmet sahibidir. |
1333 | 098.Tevbe | 98. Ve minel a'rabi mey yettehızü ma yünfiku mağramev ve yeterabbesu bikümüd devair aleyhim dairatüs sev' vAllahü semiun alim | 98. Bedevilerden öylesi var ki, Allah yolunda sarfettiğini de angarya sayar ve sizin başınıza belâların gelmesini bekler. En kötü belâlar kendi başlarına gelsin! Allah işitendir, bilendir. |
1335 | 0100.Tevbe | 100. Ves sabikunel evvelune minel mühacirıne vel ensari vellezınettebeuhüm bi ıhsanir radıyAllahü anhüm ve radu anhü ve eadde lehüm cennatin tecrı tahtehel enharu halidıne fıha ebeda zalikel fevzül azim | 100. İslâm’da birinci dereceyi kazanan Muhâcirler ve Ensâr ile onlara sadâkatle güzellikle tâbi olanlardan Allah râzı olmuştur. Onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlar için içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte bu en büyük bahtiyarlıktır. |
1338 | 0103.Tevbe | 103. Huz min emvalihim sadekaten tütahhiruhüm ve tüzekkıhim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenül lehüm vAllahü semiun alim | 103. Onların mallarından sadaka al ki, bununla kendilerini temizlemiş, bereketlendirmiş olasın. Onlara duâ et. Şüphesiz ki senin duân onlar için sekinettir (huzur kaynağıdır). Allah işitendir, bilendir. |
1340 | 0105.Tevbe | 105. Ve kulı'melu fe se yerAllahü ameleküm ve rasulühu vel mü'minun ve se türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun | 105. De ki: “İstediğinizi yapın! Allah da, Resul’ü de, müminler de işlediğinizi görecektir. Daha sonra gizli ve açık olanı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size yapmış olduklarınızı haber verecektir.” |
1341 | 0106.Tevbe | 106. Ve aharune mürcevne li emrillahi imma yüazzibühüm ve imma yetubü aleyhim vAllahü alimün hakim | 106. Diğer bazıları da Allah’ın emrine bırakılmışlardır. Onlara ya azap eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir. |
1342 | 0107.Tevbe | 107. Vellezınettehazu mesciden dırarav ve küfrav ve tefrıkam beynel mü'minıne ve irsadel li men habellahe ve rasulehu min kabl ve le yahlifünne in eradna illel husna vAllahü yeşhedü innehüm le kazibun | 107. Zarar vermek, inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resul’üne karşı savaşmış olan (adamın gelmesini) beklemek için bir zarar mescidi kuranlar var ya: “Bizim iyilikten başka bir niyetimiz yoktu.” diye mutlaka yemin ederler. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şâhitlik eder. |
1343 | 0108.Tevbe | 108. La tekum fıhi ebeda le mescidün üssise alet takva min evveli yevmin ehakku en tekume fıh fıhi ricalüy yühıbbune ey yetetahheru vAllahü yühıbbül müttahhirın | 108. Orada (o Mescid-i dırar’da) aslâ namaza durma! Tâ ilk günden takvâ üzere kurulan mescidde namaza durman daha lâyık ve uygundur. Orada temizlenip arınmayı seven erkekler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever. |
1344 | 0109.Tevbe | 109. E fe men essese bünyanehu ala katva minAllahi ve rıdvanin hayrun em men essese bünyanehu ala şefacürufin harin fenhara bihı fı nari cehennem vAllahü la yehdil havmez zalimın | 109. Binasını Allah korkusu ve rızâsı üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasını çökecek bir yar kıyısına kurup da onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanıp giden kimse mi hayırlıdır? Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
1345 | 0110.Tevbe | 110. La yezalü bünyanühümlezı benev rıbeten fı kulubihim illa en tekattaa kulubühüm yAllahü alimün hakim | 110. Yapmış oldukları binaları, kalpleri parçalanıncaya kadar, yüreklerinde devamlı olarak bir kuşku ve ızdırap kaynağı olarak kalacaktır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
1353 | 0118.Tevbe | 118. Ve ales selasetillezıne hulifu hatta iza dakat aleyhimül erdu bi ma rahubet ve dakat aleyhim enfüsühüm ve zannu el la melcee minAllahi illa ileyh sümme tabe aleyhim li yetubu innellahe hüvet tevvabür rahıym | 118. Tevbelerinin kabulü geri bırakılan üç kişiyi de bağışladı. O derece bunalmışlardı ki, yeryüzü olanca genişliğine rağmen onların başlarına dar gelmişti. Vicdanları da kendilerini sıkmıştı. Allah’tan (O’nun azabından) kurtuluşun ancak Allah’a sığınmakla olacağını anlamışlardı. Sonra tevbelerini kabul buyurdu ki, onlar da tevbekârlar arasına dahil oldular. Şüphesiz ki Allah tevbeleri çok kabul buyurandır, çok merhametli olandır. |
1358 | 0123.Tevbe | 123. Ya eyyühellezıne amenu katilüllezıne yaluneküm minel küffari vel yecidu fıküm ğılzah va'lemu ennAllahe meal müttekıyn | 123. Ey iman edenler! Yakınınızda bulunan kâfirlerle savaşın. Onlar sizde büyük bir azim ve sertlik görsünler. Bilin ki Allah takvâ sahipleriyle beraberdir. |
1364 | 0129.Tevbe | 129. Fe in tevellev fe kul hasbiyAllahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim | 129. Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Allah bana yeter! O’ndan başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ederim. O, büyük Arş’ın sahibidir.” |
1369 | 05.Yunus | 5. Hüvellezı cealeş şemse dıyaev vel kamera nurav ve kadderahu menazile li ta'lemu adedes sinıne vel hısab ma halekAllahü zalike illa bil hakk yüfassılül ayati li kavmiy ya'lemun | 5. Güneşi ışık, ay’ı nur yapan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için aya menziller (konak yerleri) tayin eden O’dur. Allah bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için âyetlerini birer birer açıklar. |
1370 | 06.Yunus | 6. İnne fıhtilafil leyli ven nehari ve ma halekAllahü fis semavati vel erdı le ayatil li kavmiy yettekun | 6. Gece ve gündüzün birbirini takip etmesinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde, O’ndan korkup sakınan bir topluluk için nice âyetler (deliller) vardır. |
1389 | 025.Yunus | 25. VAllahü yed'u ila daris selam ve yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym | 25. Allah esenlik yurdu olan cennete çağırır, dilediğini doğru yola eriştirir. |
1423 | 059.Yunus | 59. Kul e raeytüm ma enzelellahü leküm mir rizkın fe cealtüm minhü haramev ve halala kul Allahü ezine leküm em alellahi tefterun | 59. De ki: “Allah’ın size indirdiği, sizin bazılarını haram bazılarını helâl kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” |
1485 | 012.Hud | 12. Fe lealleke tarikum ba'da ma yuha ileyke ve daikum bihı sadruke ey yekulu lev la ünzile aleyhi kenzün ev cae meahu melek innema ente nezır vAllahü ala külli şey'iv vekil | 12. Belki de sen: “Ona bir hazine indirilmeli veya onunla beraber bir melek gelmeli değil miydi?” dedikleri için, sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını bırakacak ve bu yüzden göğsün daralacaktır. Sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir. |
1504 | 031.Hud | 31. Ve la ekulü leküm ındı hazinüllahi ve la a'lemül GAYBE ve la ekulü innı meleküv ve la ekulü lillezınetezderı a'yünüküm ley yü'tiyehümüllahü hayra Allahü a'lemü bima fı enfüsihim innı izel le minez zalimın | 31. “Ben size: ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır.’ demiyorum, gaybı da bilmem. ‘Ben bir meleğim.’ de demiyorum. Gözlerinizin hor ve hakir gördüğü mümin kimseler için: ‘Allah onlara hiçbir hayır vermeyecektir.’ diyemem. Özlerinde olanı daha iyi bilen Allah’tır. Bunu söylediğim takdirde mutlaka ben de zâlimlerden olurum.” |
1614 | 018.Yusuf | 18. Ve cau ala kamısıhı bi demin kezib kale bel sevvelet leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl vAllahül müsteanü ala ma tesıfun | 18. Gömleğin üzerinde yalancı bir kan ile geldiler. (Babaları) dedi ki: “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sürüklemiş. Artık bana güzelce sabır gerekir. Söylediklerinize karşı da yardımına sığınılacak ancak Allah’tır.” |
1615 | 019.Yusuf | 19. Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe edla delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vAllahü alimün bi ma ya'melun | 19. Bir kervan geldi, sucularını kuyuya gönderdiler. O da gidip kovasını kuyuya saldı. (Yusuf’u görünce) “Müjde! İşte bir oğlan!” dedi. Onu alıp (ticari) bir mal olarak sakladılar. Halbuki Allah onların ne yaptıklarını çok iyi biliyordu. |
1617 | 021.Yusuf | 21. Ve kalellezişterahü mim mısra limraetihı ekrimı mesvahü asa ey yenfeana ev nettehızehu veledave kezalike mekkenna li yusüfe fil erdı ve li nuallimehu min te'vılil ehdıs vAllahü GALİBün ala emrihı ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun | 21. Mısır’da onu satın alan kimse karısına dedi ki: “Ona güzel bak! Umulur ki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz.” İşte böylece biz Yusuf’u o yere yerleştirdik. Ona rüyâların yorumunu öğrettik. Allah emrini yerine getirmeye kâdirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. |
1673 | 077.Yusuf | 77. Kalu iy yesrık fe kad seraka ehul lehu min kabl fe eserraha yusüfü fı nefsihı ve lem yübdiha lehüm kale entüm şerrum mekana vAllahü a'lemü bima tesıfun | 77. “Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı.” dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (İçinden): “Durumunuz pek kötüdür, ne isnad ettiğinizi Allah daha iyi bilir.” dedi. |
1709 | 02.Rad | 2. Allahüllezı rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha sümmesteva alel arşi ve sehharaş şemse vel kamer yüdebbirul emra yüfassılül ayati lealleküm bi likai rabbiküm tukınun | 2. Allah O’dur ki, gökleri gördüğünüz gibi direksiz yükseltti. Sonra Arş’ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). Güneşi ve ay’ı musahhar kılmıştır. Bunların her biri, muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O her işi düzenler, âyetlerini birer birer açıklar. Tâ ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz. |
1715 | 08.Rad | 8. Allahü ya'lemü ma tahmilü küllü ünsa ve ma teğıydul erhamü ve ma tezdad ve küllü şey'in ındehu bi mıkdar | 8. Allah her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerde neyi eksik, neyi ziyade edeceğini bilir. O’nun katında her şey ölçü iledir. |
1728 | 021.Rad | 21. Vellezıne yesılune ma emerAllahü bihı ey yusale ve yahşevne rabbehüm ve yehafune suel hısab | 21. Onlar Allah’ın bitiştirilmesini emrettiği şeyi bitiştirirler. Rablerinden korkarlar ve en kötü hesaptan ürkerler. |
1732 | 025.Rad | 25. Vellezıne yenkudune ahdellahi min ba'di mısakıhı ve yaktaune ma emarAllahü bihı ey yusale ve yüfidune fil erdı ülaike lehümül la'netü ve lehüm suüd dar | 25. Allah’a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar ve Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi ayıranlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar... İşte lânet onlar içindir ve kötü yurt cehennem de onlarındır. |
1733 | 026.Rad | 26. Allahü yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir ve ferihu bil hayatid dünya ve mel hayatüd dünya fil ahirati illa meta' | 26. Allah dilediğine rızkını kolaylaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatı ile şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı sadece bir geçimlikten ibarettir. |
1748 | 041.Rad | 41. E ve lem yerav enna ne'til erda nenkusuha min atrafiha vAllahü yahkümü la müakkıbe li hukmih ve hüve seriul hısab | 41. Bizim yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Hüküm veren Allah’tır. O’nun hükmünü bozacak kimse yoktur. O hesabı çabuk görendir. |
1752 | 02.İbrahim | 2. Allahillezı lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve veylül lil kafirıne min azabin şedid | 2. O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Şiddetli azaptan dolayı vay o kâfirlerin hâline! |
1782 | 032.İbrahim | 32. Allahüllezı halekas semavati vel erda ve enzele mines semai maen fe ahrace bihı mines semerati rizkalleküm ve sehhara lekümül fülke li tecriye fil bahri bi emrih ve sehhara lekümül enha | 32. Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkaran Allah’tır. O’nun izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de size musahhar kıldı. |
1898 | 096.Hicr | 96. Ellezıne yec'alune meAllahi ilahen ahar fe sevfe ya'lemun | 96. Onlar Allah ile beraber başka ilâh ediniyorlar. Onlar yakında bilecekler. |
1920 | 019.Nahl | 19. VAllahü ya'lemü ma tüsirrune ve ma tu'linun | 19. Allah, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. |
1949 | 048.Nahl | 48. E ve lem yerav ila ma halekAllahü min şey'iy yetefeyyeü zılalühu anil yemıni veş şemaili süccedellillahi ve hüm dahirun | 48. Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri, küçülerek ve Allah’a secde ederek sağa sola döner. |
1953 | 052.Nahl | 52. Ve lehu ma fis semavati vel erdı ve lehüd dınü vasiba e fe ğayrAllahi tettekun | 52. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur ve din de sadece O’na âittir. Yoksa Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz? |
1966 | 065.Nahl | 65. VAllahü enzele mines semai maen fe ahya bihil erda ba'de mevtiha inne fı zalike le ayatel li kavmiy yesmeun | 65. Allah gökten su indirdi. Onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz ki bunda işiten bir topluluk için âyet (ibret) vardır. |
1971 | 070.Nahl | 70. VAllahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm mey yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadir | 70. Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. Sizden kimi ömrünün en fena ve en sevilmeyen noktasına itilir ki (o devrede artık) bildiğini bilmez olur. Şüphesiz ki Allah bilendir, her şeye gücü yeter. |
1972 | 071.Nahl | 71. VAllahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk femellezıne füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' ife bi nı'metillahi yechadun | 71. Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere kendi rızıklarını vermiyorlar ki, o rızık hususunda eşit olsunlar. Yoksa Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
1973 | 072.Nahl | 72. VAllahü ceale leküm min enfüsiküm ezvacev ve ceale leküm min ezvaciküm benıne ve hafedetev ve razekaküm minet tayyibat e fe bil batıli yü'minune ve bi nı'metillahi hüm yekfurun | 72. Allah sizin için kendinizden eşler yarattı. Eşlerinizden de sizin için oğullar torunlar vâretti. Hoş nimetlerle, güzel rızıklarla sizi besledi. Böyleyken onlar hâlâ bâtıla mı inanıyorlar, Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
1979 | 078.Nahl | 78. VAllahü ahraceküm mim bütuni ümmehatiküm la ta'lemune şey'ev ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel ef'idete lealleküm teşkürun | 78. Allah sizi analarınızın karnından kendiniz hiçbir şey bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller verdi. |
1981 | 080.Nahl | 80. VAllahü ceale leküm min cüludil en'ami büyuten testehıffuneha yevme za'niküm ve yevme ikametiküm ve min asvafiha ve evbariha ve eş'ariha esasev ve metaan ila hıyn | 80. Allah evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri yaptı. Sizin için davar derilerinden, gerek göç ettiğinizde ve gerekse konakladığınızda hafifçe taşıyacağınız evler (çadırlar) meydana getirdi. Onların yün ve yapağılarından, kıllarından bir süreye kadar ev eşyaları ve ticaret metâı vâretti. |
1982 | 081.Nahl | 81. VAllahü ceale leküm mimma haleka zılalev ve ceale leküm minel cibali eknanev ve ceale leküm serabiyle tekıykümül harra ve serabiyle tekıyküm be'seküm kezalike yütimmü nı'metehu aleyküm lealleküm tüslimun | 81. Allah yarattığı şeylerden sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda da sizin için barınaklar vâretti. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar verdi. İşte böylece Allah, müslüman olmanız için size olan nimetini tamamlıyor. |
2002 | 0101.Nahl | 101. Ve iza beddelna ayetem mekane ayetiv vAllahü a'lemü bima yünezzilü kalu innema ente müfter bel ekseruhüm la ya'lemun | 101. Allah ne indireceğini pek iyi bildiği halde, biz bir âyeti başka bir âyetin yerine getirdiğimiz zaman: “Sen ancak iftiracısın.” derler. Hayır! Onların çoğu bilmezler. |
2009 | 0108.Nahl | 108. Ülaikellezıne tabeAllahü ala kulubihim ve sem'ıhim ve ebsarihim ve ülaike hümül ğafilun | 108. İşte onlar Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir ve onlar gafillerin tâ kendileridir. |
2013 | 0112.Nahl | 112. Ve darabellahü meselen karyeten kanet aminetem mutmeinnetey ye'tıha rizkuha rağadem min külli mekanin fe keferat bi en'umillahi fe ezakahAllahü libasel cuı vel havfi bima kanu yasneun | 112. Allah emniyet ve huzur içinde olan bir şehri misal verir ki, oraya her taraftan bolca rızık geliyordu. Fakat onlar Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bu yüzden yapmakta oldukları şeylere karşılık, Allah onlara açlık ve korku elbisesini tattırdı. |
2051 | 022.İsrâ | 22. La tec'al meAllahi ilahen ahara fe tak'ude mezmumem mahzula | 22. Allah ile beraber başka bir ilâh edinme! Sonra kınanmış ve terkedilmiş olarak kalırsın. |
2068 | 039.İsrâ | 39. Zalike mimma evha ileyke rabbüke minel hıkmeh ve la tec'al meAllahi ilahen ahara fe tülka fı cehenneme melumem medhura | 39. Bunlar Rabbinin sana vahyettiği hikmettendir. Allah ile beraber başka bir ilâh edinme. Sonra kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme atılırsın. |
2156 | 016.Kehf | 16. Ve izı'tezeltümuhüm ve ma ya'büdune illAllahe fe'vu ilel kehfi yenşur leküm rabbüküm mir rahmetihı ve yüheyyi' leküm min emriküm mirfeka | 16. Onlara: “Madem ki siz onlardan ve Allah’tan başka taptıkları şeylerden ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden genişlik versin ve işinizde size bir kolaylık hazırlasın.” denildi. |
4153 | 020.Mü’min | 20. VAllahü yakdıy bil hakk vellezıne yed'une min dunihı la yakdune bi şey' innellahe hüves semiul besir | 20. Allah hak ile hüküm verir. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeyle hüküm veremezler. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir. |
2356 | 08.Tâ-Hâ | 8. Allahü la ilahe illa hu lehül esmaül husna | 8. Allah O’dur ki, O’ndan başka ilâh yoktur. En güzel isimler O’nundur. |
2362 | 014.Tâ-Hâ | 14. İnnenı enAllahü la ilahe illa ene fa'büdnı ve ekımıs salate li zikrı | 14. “Şüphesiz ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Bana kulluk et, beni anmak için namaz kıl.” |
2421 | 073.Tâ-Hâ | 73. İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sıhr vAllahü hayruv ve ebka | 73. “Doğrusu biz hatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah daha hayırlı ve O’nun vereceği mükâfat ve ceza daha devamlıdır.” |
2627 | 032.Hac | 32. Zalike ve mey yüazzım şeairAllahi fe inneha min takvel kulub | 32. İşte böyle. Kim Allah’ın nişânelerine (hükümlerine) tâzim ederse, bu kalplerin takvâsındandır. |
2630 | 035.Hac | 35. Ellezıne iza zükirAllahü vecilet kulubühüm ves sabirıne ala ma esabehüm vel mükıymis salati ve memma razaknahüm yünfikun | 35. Onlar o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Başlarına gelene sabrederler, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. |
2647 | 052.Hac | 52. Ve ma erselnamin kablike mir rasuliv ve la nebiyyin illa iza temenna elkaş şeytanü fı ümniyyetih fe yensehullahü ma yulkış şeytanü sümme yuhkimüllahü ayatih vAllahü alimün hakim | 52. Resulüm! Biz senden önce ne zaman bir resul ve nebi göndermişsek, bir şeyi arzuladığında şeytan mutlaka onun arzusuna vesvese karıştırmak istemiştir. Ne var ki Allah, şeytanın attığını iptal eder. Sonra kendi âyetlerini muhkem kılar, sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
2664 | 069.Hac | 69. Allahü yahkümü beyneküm yevmel kıyameti fıma küntüm fıhi tahtelifun | 69. Allah, ayrılığa düştüğünüz hususlarda kıyamet günü aranızda hüküm verecektir. |
2790 | 0117.Mü’minûn | 117. Ve mey yed'u meAllahi ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la yüflihul kafirun | 117. Kim Allah ile beraber, varlığını ispat edecek hiçbir delil bulunmayan bir ilâha taparsa, o kimsenin hesabı Rabbinin katındadır. Gerçek şu ki kâfirler iflâh olmazlar. |
2809 | 018.Nûr | 18. Ve yübeyyinüllahü lekümül ayat vAllahü alimün hakim | 18. Ve Allah işte size âyetlerini açık açık bildiriyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
2810 | 019.Nûr | 19. İnnellezıne yühıbbune en teşıal fahışetü fillezıne amenu lehüm azabün elımün fıd dünyü vel ahirah vAllahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun | 19. Müminler arasında hayâsızlığın, kötü sözlerin yayılmasını arzu edenlere dünyada da ahirette de can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
2812 | 021.Nûr | 21. Ya eyyühellezıne amenu la tettebiu hutuvatiş şeytan ve mey yettebı' hutuvatiş şeytani fe innehuye'müru bil fahşai vel münker ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ma zeka minküm min ehadin ebedev ve laninnellahe yüzekkı mey yeşa' vAllahü semiu alim | 21. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o, hayâsızlığı ve kötülüğü emreder. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, içinizden hiçbirinizi temizlemezdi. Fakat Allah dilediğini temizler. Allah işitendir, bilendir. |
2813 | 022.Nûr | 22. Ve la ye'teli ülül fadli minküm ves seati ey yü'tu ulil kurba vel mesakıne vel mühacirıne fı sebılillahi vel ya'fu velyasfehu e la tühıbbune ey yağfirAllahü leküm vellahü GAFURur rahıym | 22. İçinizden fazilet ve servet sahibi olanlar akrabalarına, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin etmesinler. Kusurlarını affetsinler, aldırmasınlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
2820 | 029.Nûr | 29. Leyse aleyküm cünahun en tedhulu büyuten ğayra meskunetin fıha metaul leküm vAllahü ya'lemü ma tübdune ve ma tektümun | 29. Oturulmayan ve içinde eşyanız bulunan evlere izinsiz girmenizden dolayı size bir vebâl yoktur. Allah açığa vurduğunuzu da bilir, gizlediğinizi de. |
2823 | 032.Nûr | 32. Ve enkihül eyama minküm ves salihıyne min ıbadiküm ve imaiküm iy yekun fükarae yuğnihimüllahü min fadlih vAllahü vasiun alim | 32. Aranızdaki bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden sâlih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, her şeyi bilendir. |
2826 | 035.Nûr | 35. Allahü nurus semavati vel ard meselü nurihı ke mişkatin fıha mısbah elmisbahu fı zücaceh ezzücacetü ke enneha kevkebün dürriyyüy yukadü min şeceratim mübaraketin zeytunetil la şerkıyyetiv ve la ğarbiyyetiy yekadü zeytüha yüdıy'ü ve lev lem temseshü nar nurun ala nur yehdillahü li nurihı mey yeşa' ve yadribüllahül emsale lin nas vAllahü bi külli şey'in alim | 35. Allah göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun misali, içinde lâmba bulunan bir kandil gibidir. O kandil billur bir cam içindedir. O billur cam ise sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Ki, ne batıda ne de doğuda bitmeyen mübarek bir zeytin ağacından (onun yağından) yakılır. Ateş dokunmasa bile onun yağı ışık verir. Nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna kavuşturur. Allah insanlara böyle misaller verir. Ve Allah her şeyi hakkıyla bilir. |
2829 | 038.Nûr | 38. Li yecziyehümüllahü ahsene ma amilu ve yezıdehüm min fadlih vAllahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab | 38. Tâ ki, Allah onları işledikleri amellerin en güzeli ile mükâfatlandırsın ve lütfundan onlara fazlasıyla versin. Ve Allah dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır. |
2830 | 039.Nûr | 39. Vellezıne keferu a'malühüm keserabim bi kıy'atiy yahsebulhüz zam'anü maa hatta iza caehu lem yecidhü şey'ev ve vecedellahe ındehu feveffahü hısabeh vAllahü seriul hısab | 39. İnkâr edenlerin amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir. Susayan kimse onu su zanneder, fakat oraya geldiğinde hiçbir şey bulamaz. Orada Allah’ı bulur, Allah da onun hesabını görür. Allah hesabı çabuk görendir. |
2832 | 041.Nûr | 41. E lem tera ennellahe yüsebbihu lehu men fis semavati vel erdı vet tayru saffat küllün kad alime salatehu ve tesbıhah vAllahü alimüm bima yef'alun | 41. Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah’ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duâsını ve tesbihini bilir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir. |
2836 | 045.Nûr | 45. VAllahü halekü külle dabbetim mim ma' fe minhüm mey yemşı ala batnih ve minhüm mey yemşı ala ricleyn ve minhüm mey yemşi ala erba' yahlükullahü ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadir | 45. Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır. Onlardan kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi dört ayak üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye kâdirdir. |
2837 | 046.Nûr | 46. Le kad enzelna ayatim mübeyyinat vAllahü yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym | 46. Andolsun ki biz açıklayıcı âyetler indirdik. Allah dilediği kimseyi dosdoğru yola iletir. |
2849 | 058.Nûr | 58. Ya eyyühellezıne amenu li yeste'zinkümüllezıne meleket eymaüküm vellezıne lem yeblüğul hulüme minküm selase merratv min kabli salatil fecri ve hıyne tedaune siyabeküm minez zahirati ve mim ba'di salatil ışa'i selasü avratil leküm leyse aleyküm ve la aleyhim cünahum ba'dehünn tavvafune aleyküm ba'duküm ala ba'd kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayat vAllahü alimün hakim | 58. Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (Köleler, hizmetçi)ler ve sizden olup da henüz bülûğa ermemiş çocuklar, şu üç vakitte (odalarınıza girebilmek için) izin istesinler. Sabah namazından evvel, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız sırada ve bir de yatsı namazından sonra. Bunlar sizin üstünüzün açılabileceği vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta size de onlara da bir günah yoktur. İşte Allah âyetleri size böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
2850 | 059.Nûr | 59. Ve iza beleğal atfalü minkümül hulüme fel yeste'zinu kemeste'zenellezıne min kablihim kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatih vAllahü alimün hakim | 59. Çocuklarınız ergenlik çağına erdikleri zaman, kendilerinden önce bülûğâ eren büyüklerin izin istedikleri gibi kendileri de odanıza girmek için izin istesinler. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor. Allah her şeyi bilir, hükmünde hikmet sahibidir. |
2851 | 060.Nûr | 60. Vel kavaıdü minen nisaillatı la yercune nikahan fe leyse aleyhinne cünahun ey yeda'ne siyabehünne ğayra müteberricatim bi zıneh ve ey yesta'fifne hayrul lehünn vAllahü semiun alim | 60. Evlenme ümidi kalmayan yaşlı kadınların, zinetlerini açığa vurmamak şartıyla dış örtülerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir. |
2855 | 064.Nûr | 64. E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad ya'lemü ma entüm aleyh ve yevme yürceune ileyhi fe yünebbiühüm bi ma amilu vAllahü bi külli şey'in alim | 64. İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, sizin ne yolda olduğunuzu muhakkak ki bilir. Huzuruna döndürülecekleri günde, yaptıklarını onlara haber verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. |
2923 | 068.Furkan | 68. Vellezıne la yed'une meAllahi ilahen ahara ve la yaktülunen nefselletı harramellahü illa bil hakkı ve la yeznun ve mey yef'al zalike yelka esama | 68. Onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları yapan cezaya uğrar. |
3145 | 0213.Şuarâ | 213. Fe la ted'u meAllahi ilahen ahara fe tekune minel müazzebın | 213. O halde sakın Allah ile beraber başka bir ilâh edinip yalvarma. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun. |
3185 | 026.Neml | 26. Allahü la ilahe illa hüve rabbül arşil azim | 26. “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, Büyük Arş’ın sahibidir.” |
3218 | 059.Neml | 59. Kulil hümdü lillahi ve selamün ala ıbadihillezınastafa Allahü hayrun emma yüşrikun | 59. De ki: “Hamd olsun Allah’a, selâm olsun O’nun beğenip seçtiği kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı?” |
3219 | 060.Neml | 60. Emmen halekas semavati vel erda ve enzele leküm mines semai maa fe embetna bihı hadaika zate behceh ma kane leküm en tümbitu şeceraha e ilahüm meAllah bel hüm kavmüy ya'dilun | 60. Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten sizin için su indirip onunla bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz nice bahçeler meydana getiren mi? Allah ile başka bir ilâh mı var? Hayır, onlar haktan ayrılan bir gürûhtur. |
3220 | 061.Neml | 61. Emmen ceallel erda kararav ve cealle hılaleha enharav ve ceale leha ravasiye ve ceale beynel bahrayni haciza e ilahüm meAllah bel ekseruhüm la ya'lemun | 61. Yoksa yeryüzünü barınmaya elverişli kılan, aralarında ırmaklar akıtan, ona sâbit dağlar yerleştiren ve iki deniz arasına bir engel koyan mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Hayır, onların çoğu bilmezler. |
3221 | 062.Neml | 62. Emmey yücıbül mudtarra iza deahü ve yekşifüs sue ve yec'alüküm hulefael ard e ilahüm meAllah kalılem ma tezekkerun | 62. Yoksa kendisine yalvardığı zaman darda kalana karşılık veren, sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Ne de az düşünüyorsunuz! |
3222 | 063.Neml | 63. Emmey yehdıküm fı zulümatil berri vel bahri ve mey yursilür riyaha büşram beyne yedey rahmetih e ilahüm meAllah tealellahü amma yüşrikun | 63. Yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Allah onların ortak koştukları şeylerden çok yücedir. |
3223 | 064.Neml | 64. Emmey yebdeül halka sümme yüıydühu ve mey yerzükuküm mines semai vel ard e ilahüm meAllah kul hatu bürhaneküm in küntüm sadikıyn | 64. Yoksa önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka ilâh mı var? De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, kesin delilinizi getirin!” |
3247 | 088.Neml | 88. Ve teral cibale tahsebüha camidetev ve hiye temürru merras sehab sun'Allahillezı etkane külle şey' innehu habirum bima tefalun | 88. Dağları yerinde durur görürsün. Oysa onlar bulutların yürüdüğü gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan haberdardır. |
3280 | 028.Kasas | 28. Kale zalike biynı ve beynek eyyemel eceleyni kadaytü fe la udvane aleyy vAllahü ala ma nekulü vekil | 28. (Musa) dedi ki: “Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım bir kötülüğe uğramam. Söylediklerimize Allah vekildir.” |
3340 | 088.Kasas | 88. Ve la ted'u meAllahi ilahen ahar la ilahe illa hüve küllü şey'in halikün illa vecheh lehül hukmü ve ileyhi türceun | 88. Allah ile beraber başka bir ilâh edinip yalvarma! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, O’nun zâtından başka her şey helâk olucudur. Hüküm yalnız O’nundur ve siz ancak O’na döndürüleceksiniz. |
3382 | 042.Ankebut | 42. İnnAllahe ya'lemü ma yed'une min dunihı min şey' ve hüvel azizül hakim | 42. Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere tapındıklarını şüphesiz ki bilir. O Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir. |
3384 | 044.Ankebut | 44. HalekAllahüs semavati vel erda bil hakk inne fı zalike le ayetel lil mü'minın | 44. Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz ki bunda müminler için bir âyet vardır. |
3385 | 045.Ankebut | 45. Ütlü ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salah innes salate tenha anil fahşai vel münker ve lezikrullahi ekber vAllahü ya'lemü ma tasneun | 45. Resulüm! Kitap’tan sana vahyedileni oku ve namaz kıl! Şüphesiz ki namaz insanı her türlü hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar. Zikrullah elbette en büyük (ibadet)tir. Allah yaptıklarınızı bilir. |
3402 | 062.Ankebut | 62. Allahü yebsütur riska li mey yeşaü min ıbadihı ve yakdiru lehv innellahe bi külli şey'in alim | 62. Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. |
3417 | 08.Rûm | 8. E ve lem yetefekkeru fı enfüsihim ma halekAllahüs semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakkı ve ecelim müsemma ve inne kesıram minen nasi bi likai rabbihim le kafirun | 8. Onlar kendi içlerinde hiç düşünmediler mi? Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak ile ve belirli bir süre için yaratmıştır. Doğrusu insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. |
3420 | 011.Rûm | 11. Allahü yebdeül hakka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun | 11. Allah ilkin mahlûkunu yaratır, ölümünden sonra onu tekrar diriltir. Sonunda O’na döndürüleceksiniz. |
3449 | 040.Rûm | 40. Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm mey yefalü min zaliküm min şey' subhanelhu ve teala amma yüşrikun | 40. Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, daha sonra da dirilten Allah’tır. Peki sizin O’na eş tuttuğunuz ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir ve yücedir. |
3457 | 048.Rûm | 48. Allahüllezı yürsilür riyaha fe tüsıru sehaben fe yebsütuhu fis semai keyfe yeşaü ve yec'alühu kisefen feteral vedka yahrucü min hılalih fe iza esabe bihı mey yeşaü min ıbadihı izahüm yestebşirun | 48. Allah O’dur ki rüzgârları gönderip bulutları yürütür, onları dilediği gibi gökte yayar ve parça parça eder. Sonra da bulutların arasından yağmurun çıktığını görürsün. Kullarından dilediğine yağmuru verdiğinde, onlar hemen sevinirler. |
3463 | 054.Rûm | 54. Allahüllezı halekaküm min da'fin sümme ceale mim ba'di kuvvetin da'fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa' ve hüvel alimül kadir | 54. Allah sizi oldukça güçsüz (bir madde)den yarattı. Güçsüzlükten sonra kuvvetli kıldı. Sonra o kuvvetin ardından da zayıflık ve ihtiyarlık verdi. O dilediğini yaratır. O, ilim ve kudret sahibidir. |
3507 | 04.Secde | 4. Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş maleküm min dunihı miv veliyyiv ve la şefiy' efela tetezekkerun | 4. Allah gökleri ve yeri ve bunların arasında olan şeyleri altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ edendir (Arş üzerinde hükümran olandır). Sizin O’ndan başka bir dostunuz ve şefaatçınız yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almıyor musunuz? |
3537 | 04.Ahzab | 4. Ma cealellahü li racülim min kalbeyni fı cevfih ve ma ceale ezvacekümüllaı tüzahirune minhünneümmehatiküm ve ma ceale ed'ıyaeküm ebnaeküm zaliküm kavlüküm bi efvahiküm vAllahü yekulül hakka ve hüve yehdis sebıl | 4. Allah hiç kimsenin göğsünde iki kalp yaratmamıştır. Zihar yaptığınız eşlerinizi de analarınız kılmamıştır. Evlâtlıklarınızı öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız sözlerden ibarettir. Allah gerçeği söylemektedir. Doğru yola O eriştirir. |
3552 | 019.Ahzab | 19. E şıhhaten aleyküm Fe iza cael havfü raeytehüm yenzurune ileyke teduru a'yünühüm kellezı yuğşa aleyhi minel mevt fe iza zehebel havfü selekuhüm bielsinetin hıdadin eşıhhaten alel hayr ülaike lem yü'minu fe ahbetAllahü a'malehüm ve kane zalike alellahi yesıra | 19. Size karşı oldukça kıskanç ve cimridirler. Korku geldiği zaman, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince de, iyiliğinizi çekemeyerek sivri dilleri ile sizi incitirler. Onlar iman etmiş değillerdir. Bunun için de Allah onların yaptıklarını boşa çıkartmıştır. Bu, Allah’a göre pek kolaydır. |
3554 | 021.Ahzab | 21. Le kad kane leküm fı rasulillahi üsvetün hasenetül li men kane yercüllahe vel yevmel haıra ve zekerAllahe kesıra | 21. Andolsun ki Resulullah sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı arzu edenler ve Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir nümunedir. |
3555 | 022.Ahzab | 22. Ve lemma rael mü'minunel ahzabe kalu haza ma veadenellahü ve rasulühu ve sadekAllahü ve rasulühu ve ma zadehüm illa ımanev ve teslıma | 22. Müminler ahzabı (düşman birliklerini) gördüklerinde: “İşte Allah ve Resul’ünün bize vâdettiği! Allah ve Resul’ü doğru söylemiştir.” dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırdı. |
3558 | 025.Ahzab | 25. Ve raddellahüllezıne keferu bi ğayzıhim lem yenalu hayra ve kefAllahül mü'minınel kıtal ve kanellahü kaviyyen aziza | 25. Allah o kâfirleri öfke ve kinleriyle geri çevirdi. Onlar hiç hayra eremediler. Allah savaşta müminlere yetti. Allah kuvvetlidir, Azîz’dir. |
3569 | 036.Ahzab | 36. Ve ma kane li mü'miniv ve la mü'minetin iza kadAllahü ve rasulühu emran ey yekune lehümül hıyeratü min emrihim ve mey ya'sıllahe ve rasulehu fe kad dalle dalalem mübına | 36. Allah ve Resul’ü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, artık o işte kendi arzularına göre seçme hakkı yoktur. Allah’a ve Resul’üne başkaldırıp isyan eden kimse hiç süphesiz ki apaçık bir şekilde sapıklığa düşmüş olur. |
3570 | 037.Ahzab | 37. Ve iz tekulü lillezı en'amellahü aleyhi ve en'amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllahe ve tuhfı fı nefsike mellahü mübdıhi ve tahşen nas vAllahü ehakku en tahşah felemma kada zeydüm minha vetaran zevvecnakeha li key la yekune alel mü'minıne haracün fi ezvaci ed'ıyaihim iza kadav minhünne vetara ve kane emrullahi mef'ula | 37. Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye; “Eşini yanında tut, Allah’tan kork!” diyordun da, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyor, insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl korkulmaya lâyık olan Allah idi. Nihayet Zeyd’in o kadınla bir bağı kalmayınca biz onu sana nikâhladık. Böylece evlatlıkların eşleriyle bir bağı kalmayınca, onlarla evlenmek hususunda müminlere bir vebal olmadığı bilinsin. Allah’ın emri yerine getirilmiştir. |
3571 | 038.Ahzab | 38. Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradAllahü leh sünnetellahi fillezıne halev min kabl ve kane emrullahi kaderam makdura | 38. Allah’ın kendisine helâl kıldığı şeyde Peygamber’e bir güçlük (herhangi bir vebâl) yoktur. Ondan önce gelip geçen (peygamberler) arasında da Allah’ın sünneti (âdeti) böyle idi. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek yazılmış bir kaderdir. |
3584 | 051.Ahzab | 51. Türcı men teşaü minhünne ve tü'vı ileyke men teşa' ve menibteğayte mimmen azelte fe la cünaha aleyk zalike edna en tekarra a'yünühünne ve la yahzenne ve yerdayne bima ateytehünne küllühünn vAllahü ya'lemü ma fı kulubiküm ve kanellahü alimen halima | 51. Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Geriye bıraktıklarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir vebâl yoktur. Böyle yapman, onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğin şeylere râzı olmaları için daha elverişlidir. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyla bilendir, hilim sahibidir. |
3586 | 053.Ahzab | 53. Ya eyyühellezıne amenu la tedhulu büyuten nebiyyi illa ey yü'zene leküm ila taamin ğayra nazırıne inahü ve lakin iza düıytüm fedhulu fe iza taımtüm fenteşiru ve la müste'nisıne li hadıs inne zaliküm kane yü'zin nebiyye fe yestahyı minküm vAllahü la yestahyı minel hakk ve iza seeltümuhünne metaan fes'eluhünne miv verai hıcab zaliküm atheru li kulubiküm ve kulubihinn ve ma kane leküm en tü'zu rasullellahi ve la en tenkihu ezvacehu mim ba'dihı ebeda inne zaliküm kane ındellahi azima | 53. Ey müminler! Bundan sonra peygamberinizin evlerine yemeğe dâvet olunmadıkça vakitli-vakitsiz girmeyin. Dâvet edildiğiniz zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın, söze sohbete dalıp kalmayın. Çünkü bu hâliniz Peygamber’i üzüyor, o da size bir şey söylemekten utanıyor. Allah ise gerçeği açıklamaktan çekinmez. Peygamber’in zevcelerine herhangi bir şey soracağınız vakit perde arkasından sorun. Böyle yapmakla hem sizin gönülleriniz hem de onların gönülleri daha temiz kalır. Sizin Allah’ın Resul’ünü üzmeniz ve ondan sonra onun hanımlarını nikâhlamanız aslâ caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında çok büyük bir günahtır. |
3669 | 09.Fâtır | 9. VAllahüllezı erseler riyaha fe tüsıru sehaben fe suknahü ila beledüm meyyitin fe ahyeyna bihil erda ba'de mevtiha kezaliken nüşur | 9. Rüzgârları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir. |
3671 | 011.Fâtır | 11. VAllahü halekaküm min türabin sümme min nutfetin sümme cealeküm ezvaca ve ma tahmilü min ünsa ve la tedau illa bi ılmih ve ma tahmilü min ünsa la tedau illa bi ılmih ve ma yüammeru min müammeriv ve la yünkasu min umurihı illa fı kitab inne zalike alellahi yesır | 11. Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yarattı. Sonra sizi çift çift yaptı. O'nun bilgisi olmadan hiçbir dişi hamile kalamaz ve doğuramaz. Ömrü uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması kitapta (Levh-i mahfuz'da) yazılmıştır. Şüphesiz ki bu da Allah'a göre çok kolaydır. |
3675 | 015.Fâtır | 15. Ya eyyühen nasü entümül fükaraü ilellah vAllahü hüvel GANİYyül hamid | 15. Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise her şeyden müstağnidir, her hamde lâyıktır. |
3884 | 096.Sâffât | 96. VAllahü halekkkaküm ve ma ta'melun | 96. "Oysa sizi de yonttuklarınızı da Allah yarattı." |
3914 | 0126.Sâffât | 126. Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelin | 126. "Allah sizin de Rabbiniz, önce geçen atalarınızın da Rabbidir." |
4080 | 022.Zümer | 22. E fe men şerahAllahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim mübın | 22. Allah bir kimsenin kalbini müslümanlık için açarsa, o Rabbinden verilen bir nur üzerinde değil midir? Kalpleri Allah'ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun! Onlar apaçık dalâlet içindedirler. |
4081 | 023.Zümer | 23. Allahü nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ilazikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had | 23. Allah sözün en güzeli olan Kur'an'ı; âyetleri birbirine benzer, uyumlu, ahenkli ve yer yer tekrar eden bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların (bu Kitab'ın etkisinden) derileri ürperir. Sonra hem derileri hem de kalpleri Allah'ın zikrine (yönelerek) yumuşar. Bu kitap, Allah'ın hidayet rehberidir. Dilediğini onunla doğru yola iletir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz. |
4093 | 035.Zümer | 35. Li yükeffirAllahü anhüm esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu ya'melun | 35. Allah bununla onların yaptıklarının en kötülerini bile örtecek ve yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlarını verecektir. |
4100 | 042.Zümer | 42. Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun | 42. Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler) vardır. |
4103 | 045.Zümer | 45. Ve iza zükirAllahü vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü'minune bil ahirah ve iza zükirallezıne min dunihı izahüm yestebşirun | 45. Allah ortaksız olarak zikredildiği zaman ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar. O'ndan başkaları anıldığı zaman ise, hemen yüzleri güler. |
4120 | 062.Zümer | 62. Allahü haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv vekil | 62. Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O her şeye vekildir. |
4122 | 064.Zümer | 64. Kul e fe ğayrAllahi te'mürunnı a'büdü eyyühel cahilun | 64. Resulüm! De ki: "Siz bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz ey cahiller?!" |
4194 | 061.Mü’min | 61. Allahüllezı ceale lekümül leyle li teskünu fıhi ven nehara mübsıra innellahe le zu fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun | 61. Rabbiniz Allah O'dur ki, geceyi dinlenesiniz diye, gündüzü de görmeniz için yaratmıştır. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler. |
4197 | 064.Mü’min | 64. Allahüllezı ceale lekümül erda kararav ves semae binaev ve savveraküm fe ahsene suveraküm ve razekaküm minet tayyibat zalikümüllahü rabbükam fe tebarakellahü rabbül alemın | 64. O Allah ki yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü de kubbeli bir çatı yaptı. Size şekil verdi, sonra da şekillerinizi güzelleştirdi. Temiz şeylerden size rızık verdi. İşte Rabbiniz olan Allah budur, âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir! |
4211 | 078.Mü’min | 78. Ve le kad erselna rusülem min kablike minhüm men kasasna aleyke ve minhüm mel lem naksus aleyk ve ma kane li rasulin ey ye'tiye bi ayetin illa bi iznillah fe iza cae emrAllahi kudiye bil hakkı ve hasira hünalikel mübtılun | 78. Andolsun ki senden önce de peygamberler gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmadan herhangi bir âyeti (mucizeyi) kendiliğinden getiremez. Allah'ın emri gelince de hak ile hükmolunur ve bâtılı seçenler o zaman hüsrana uğrarlar. |
4212 | 079.Mü’min | 79. Allahüllezı ceale lekümül en'ame li terkebu minha ve minha te'külun | 79. Allah kimine binesiniz, kiminden yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. |
4285 | 013.Şûrâ | 13. Şeraa leküm mined dıni ma vessa bihı nuhav vellezı evhayna ileyke ve ma vessayna bihı ibrahime ve musa ve ıysa en ekıymüd dıne ve la teteferraku fıh kebüra alel müşrikıne ma ted'uhüm ileyh Allahü yectebı ileyhi mey yeşaü ve yehdı ileyhi mey yünıb | 13. "Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin." diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini dâvet ettiğin şey müşriklere pek ağır geldi. Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve kendisine yönelen kimseyi de hidayete iletir. |
4287 | 015.Şûrâ | 15. Fe li zalike fed'u vestekım kema ümirt ve la tettebı' ehvaehüm ve kul amentü bima enzelellahü min kitab ve ümirtü li a'dile beyneküm Allahü rabbüna ve rabbüküm lenaa'malüna ve leküm a'malüküm la huccete beynena ve beyneküm Allahü yecmeu beynena ve ileyhil mesıyr | 15. İşte bundan ötürü sen onları (tevhide, birliğe) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma. Ve de ki: "Allah'ın indirdiği kitaba inandım, aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize sizin işledikleriniz size âittir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar. Dönüş de ancak O'nadır." |
4289 | 017.Şûrâ | 17. Allahüllezı enzelel kitabe bil hakkı vel mızan ve ma yüdrıke lealles saate karib | 17. Allah O'dur ki Kitab'ı ve mizanı hak olarak indirmiştir. Ne bilirsin, belki de kıyamet saati yakındır! |
4291 | 019.Şûrâ | 19. Allahü latifüm bi ıbadihı yerzüku mey yeşa' ve hüvel kaviyyül aziz | 19. Allah kullarına lütufkârdır. Dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, güçlüdür. |
4299 | 027.Şûrâ | 27. Ve lev besetAllahür rizka li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakiy yünezzilü bi kaderim ma yeşa' innehu bi ıbadihı habirum besir | 27. Allah kullarına rızkı bol bol verseydi yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Çünkü O, kullarından haberdardır, onları görmektedir. |
4485 | 012.Câsiye | 12. Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü fıhi bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun | 12. Allah, emriyle içinde gemilerin yüzmesi ve lütfundan (nasibinizi) aramanız için denizi size boyun eğdirendir. Umulur ki şükredersiniz. |
4492 | 019.Câsiye | 19. İnnehüm ley yuğnu anke minellahi şey'a ve innez zalimıne ba'duhüm evliyaü ba'd vAllahü veliyyül müttekıyn | 19. Çünkü onlar Allah'a karşı sana hiçbir fayda veremezler. Zâlimler birbirlerinin dostlarıdırlar. Takvâ sahiplerinin dostu ise Allah'tır. |
4495 | 022.Câsiye | 22. Ve halekAllahüs semavati vel erda bil hakkı ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la yuzlemun | 22. Allah yeri ve göğü hak olarak yarattı. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez. |
4555 | 010.Muhammed | 10. E fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim demmerAllahü aleyhim ve lil kafirıne emsalüha | 10. Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin âkibetlerinin nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir. Kâfirlere de onların başına gelenin benzeri vardır. |
4561 | 016.Muhammed | 16. Ve minhüm mey yestemiu ileyk hatta iza harecu min ındike kalu lillezıne utül ılme maza kale anifen ülaikellezıne tabeAllahü ala kulubihim vettebeu ehvaehüm | 16. Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla): "O demin ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah'ın kalplerini mühürlemiş olduğu, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir. |
4564 | 019.Muhammed | 19. Fa'lem ennehu la ilahe illellahü vestağfir li zembike ve lil mü'minıne vel mü'minat vAllahü ya'lemü mütekallebeküm ve mesvaküm | 19. Bil ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Hem kendinin hem de erkek müminlerle kadın müminlerin günahlarının bağışlanmasını dile. Allah (dünyada) gezip dolaştığınız yerleri de bilir, (ahirette) duracağınız yeri de bilir. |
4571 | 026.Muhammed | 26. Zalike bi ennehüm kalu lillezıne kerihu ma nezzelellahü senütıy'uküm fı ba'dıl emr vAllahü ya'lemü israrahüm | 26. İşte böyle. Zira onlar Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz." dediler. Oysa Allah onların gizlediklerini bilir. |
4573 | 028.Muhammed | 28. Zalike bi ennehümüttebeu ma eshatAllahe ve kerihu rıdvanehu fe ahbeta a'malehüm | 28. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ı kızdıracak şeylerin ardınca gittiler ve O'nu râzı edecek şeylerden hoşlanmadılar. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır. |
4575 | 030.Muhammed | 30. Ve lev neşaü le eraynakehüm fe learaftehüm bisımahüm ve le ta'rifennehüm fı lahnil kavl vAllahü ya'lemü a'maleküm | 30. Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik de onları simâlarından tanırdın. Andolsun ki sen onları sözlerinin üslûbundan tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir. |
4579 | 034.Muhammed | 34. İnnellezıne keferu ve saddu an sebılAllahi sümme matu ve hüm küffarun fe ley yağfirAllahü lehüm | 34. İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kâfir olarak ölenleri Allah aslâ affetmeyecektir. |
4580 | 035.Muhammed | 35. Fe la tehinu ve ted'u ilis selmi ve entümül a'levne vAllahü meaküm ve ley yetiraküm a'maleküm | 35. Sakın gevşemeyin ve siz üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O, amellerinizi aslâ eksiltmez. |
4583 | 038.Muhammed | 38. Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fı sebılillah fe minküm mey yebhal vAllahül GANİYyü ve entümül fükara' ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayraküm sümme la yekunu emsaleküm | 38. İşte sizler, Allah yolunda infak etmeye çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Amma cimrilik eden bilsin ki, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer ondan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir kavim getirir de, onlar sizin gibi olmazlar. |
4601 | 018.Fetih | 18. Le kad radıyAllahü anil mü'minıne iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fı kulubihim fe enzeles sekınete aleyhim ve esabehüm fethan kariba | 18. Resulüm! Andolsun ki, sana ağaç altında biât eden müminlerden Allah hoşnud olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, üzerlerine huzur ve güven indirmiş, onları yakın bir fetihle mükâfatlandırmıştır. |
4602 | 019.Fetih | 19. Ve meğanime kesiraten ye?huzuneha ve kânAllahü aziyzen hakiyma | 19. Ve ele geçirecekleri bol ganimetler bahşetmiştir. Allah güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
4604 | 021.Fetih | 21. Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatAllahü biha ve kanellahü ala külli şey'in kadira | 21. Bundan başka sizin gücünüzün yetmediği, fakat Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır. Allah her şeye kâdirdir. |
4610 | 027.Fetih | 27. Le kad sadekAllahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminıne muhallikıyne ruuseküm ve mükassıriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan kariba | 27. Andolsun ki Allah, Resul'üne rüyâsını bihakkın sâdık kılmıştır. İnşaallah siz emniyetler içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkusuzca Mescid-i haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bildi de, bundan önce size yakın bir fetih verdi. |
4617 | 05.Hucurât | 5. Ve lev ennehüm saberu hatta tahruce ileyhim le kane hayral lehüm vAllahü GAFURur rahıym | 5. Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar bekleselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
4620 | 08.Hucurât | 8. Fadlem minellahi ve nı'meh vAllahü alimün hakim | 8. Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah çok iyi bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
4628 | 016.Hucurât | 16. Kul etüallimunellahe bi dıniküm vAllahü ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard vAllahü bi külli şey'in alim | 16. De ki: "Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da bilir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir." |
4630 | 018.Hucurât | 18. İnnellahe ya'lemü GAYBES semavati vel ard vAllahü basıyrum bima ta'melun | 18. Şüphesiz ki Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
4656 | 026.Kaf | 26. Ellezi ceale meAllahi ilahen ahar fe elkiyahu fil azabiş şedid | 26. "O ki, Allah ile beraber başka bir ilâh edinmişti. Haydi, atın şiddetli azabın içine!" |
4725 | 050.Zâriyât | 50. Fe firru ilAllah inni lekum minhu nezirum mubin | 50. Allah'a kaçınız! Ben size O'nun katından apaçık bir korkutucuyum. |
4726 | 051.Zâriyât | 51. Ve la tec'alu meAllahi ilahen ahar inni lekum minhu nezirum mubin. | 51. Allah ile birlikte başka bir ilâh edinmeyin. Ben sizi O'nun katından apaçık bir korkutucuyum. |
5079 | 04.Hadid | 4. Huvelleziy halekassemavati vel'arda fiy sitteti eyyamin summesteva 'alel'arşi ya'lemuma yelicu fiylardı ve ma yahrucu minha ve ma yenzilu minessemai ve ma ya'rucu fiyha ve huve me'akum eyne ma kuntum vAllahu bima ta'melune besirun. | 4. O Allah ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). O yere gireni de, yerden çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
5084 | 09.Hadid | 9. Huvelleziy yunezzilu 'ala 'abdihi ayiten beyyinatin liyuhricekum minezzilimati ilennuri ve innAllahebikum lereufun rahıymun. | 9. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur. Doğrusu Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. |
5085 | 010.Hadid | 10. Ve malekum ella tunfiku fiy sebiylellahi ve lillahi miyrasussemavati vel'ardı la yesteviy minkum men enfeka min kablilfethı ve katele ulaike a'zamu dereceten minelleziyneenfeku min ba'du ve katelu ve kullen ve'adAllahulhusna vAllahu bima ta'melune habiyrun. | 10. Ey müminler! Size ne oluyor ki, Allah yolunda infakta bulunmuyor, mallarınızı sarfetmiyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır. İçinizden fetihten önce infak edenler ve savaşan kimseler, daha sonra infak edip savaşanlarla bir değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha üstündür. Allah hepsine de en güzel olanı (cenneti) vâdetmiştir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
5092 | 017.Hadid | 17. İ'lemu ennAllahe yuhyiyl'arda ba'de mevtiha kado beyyenna lekumul'ayati le'allekum ta'kılune. | 17. İyi bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü diriltiyor. Aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. |
5095 | 020.Hadid | 20. I'lemu ennemelhayatuddnuya le'ıbun ve lehvun ve ziynetun ve tefahurun beynekum ve ziynetun vetefahurun biynekum ve tekasurun fiyl'emvali vel'evladi kemeseli ğaysin a'cebelkuffare nebatuhu summe yekunu hutamen ve fiyl'ahireti 'azabun şeduydun ve mağfiretun minAllahi ve rıdvanun ve melhayatuddunya illa meta'ulğururi. | 20. İyi bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süstür. Aranızda öğünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olmak isteğinden ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği şeyler ekicilerin hoşuna gider. Sonra o bitki kurur, sapsarı olduğu görülür, sonra çer çöp olur. İşte hayatı bu şekilde olan kimse için ahirette şiddetli azap, müminler için ise, Allah'ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı insanı oyalayan aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. |
5096 | 021.Hadid | 21. Sabiku ila mağfiretin min rabbikum ve cennetin 'arduha ke'ardissemai vel'ardı u'ıddet lilleziyne amenu billahi ve rusulihi zalike fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vAllahu zulfadlil'azimi. | 21. (Ey insanlar)! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya; Allah'a ve Peygamber'ine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle gök arası kadar olan cennete koşun! Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5098 | 023.Hadid | 23. Likeyla te'sev 'ala ma fatekum ve la tefrahu bima atakum vAllahu la yuhıbbu kulle muhtalin fehurin. | 23. Bu, elinizden çıkana üzülmemeniz ve Allah'ın size verdikleri ile sevinip şımarmamanız içindir. Çünkü Allah kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. |
5099 | 024.Hadid | 24. Elleziyne yebhalune ve ye'murunennase bilbuhli ve men yetevelle feinnAllahe huvelGANİYyulhamiydu. | 24. Onlar cimrilik ederler, insanlara da cimriliği emrederler. Kim yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah zengindir, hamde lâyıktır. |
5100 | 025.Hadid | 25. Lekad erselna rusulena bilbeyyinati ve enzelna me'ahumülkitabe velmiyzane liyekumennasu bilkıstı ve enzelnelhadiyde fiyhi be'sun şediydun ve menafi'u linnasi ve liya'lemAllahu men yensuruhu ve rusulehu bilğaybi innAllahe kaviyyun 'aziyzun. | 25. Andolsun ki biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Demiri de indirdik. Onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri meydana çıkarması içindir. Şüphesiz ki Allah kuvvetlidir, yegâne galiptir. |
5103 | 028.Hadid | 28. Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe ve aminu biresulihi yu'tikum kifleyni min rahmetihi ve yec'al lekum nuren temşune bihi ve yağfir lekum vAllahu GAFURun rahıymun. | 28. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamber'e inanın ki; size rahmetini iki kat versin, ışığında yürüyeceğiniz bir nur ihsan etsin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. |
5104 | 029.Hadid | 29. Liella ya'leme ehlulkitabi ella yakdirune 'ala şey'in min fadlillahi ve ennelfadle biyedillahi yu't'yhi men yeşa'u'vAllahu zulfadlil'azimi. | 29. Böylece kitap ehli bilsin ki, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemezler. Lütuf ancak Allah'ın elindedir. Onu ancak dilediği kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5105 | 01.Mücadele | 1. Kad semi'Allahu kavlelletiy tucadiluke fiy zevciha ve teştekiy ilellahi vAllahu yesme'u tehavurekuma innAllahe semiy'un basıyrun. | 1. Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir. |
5106 | 02.Mücadele | 2. Elleziyne yuzahirune minkum min nisaihim ma hunne ummehatihim in ummehatuhum ilellaiy velednehum ve innehum leyekulune munkeren minelkavli ve zuren ve innAllahe le'afüvvun GAFURun. | 2. İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz ki onlar çirkin ve yalan bir lâf söylüyorlar. Bununla beraber şüphesiz ki Allah çok affeden, çok bağışlayandır. |
5107 | 03.Mücadele | 3. Velleziyne yuzahirune min nisaihim summe ye'udune lima kalu fetahriyru rekabetin min kabli enyetemassa zalikum tu'azune bihi vAllahu bima ta'melune habiyrun. | 3. Hanımları hakkında zıhar yapıp da sonra söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmelidirler. Size böylece öğüt verilmektedir. Allah işlediklerinizden haberdar olandır. |
5109 | 05.Mücadele | 5. İnnelleziyne yuhaddunAllahe ve resulehu kubitu kema kubitelleziyne min kablihim ve kad enzelna ayatin beyyinatin v uhumullahu cemiy'anfeyunebbiuhum bima 'amilu ahsahullahu ve nesuhu e lilkafiriyne 'azabun muhiynun. | 5. Allah'a ve Peygamber'ine muhalefette bulunanlar, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Halbuki biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır. |
5110 | 06.Mücadele | 6. Yevme yeb'as vAllahu 'ala kulli şey'in şehiydun. | 6. O gün Allah onların hepsini huzurunda topladığı gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır, onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şâhittir. |
5111 | 07.Mücadele | 7. Elem tere ennAllahe ya'lemu ma fiyssemavati ve ma fiyl'ardı ma yekunu min necva selasetin illa huve rabi'uhum ve la hamsetin illa huve sadisuhum ve la edna min zalike ve la eksere illa huve me'ahum iyne ma kanu summe yunebbiuhum bima 'amilu yevmelkıyameti innAllahe bikulli şey'in 'aliymun. | 7. Göklerde olanları da yerde olanları da Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bundan az da olsalar, bundan çok da olsalar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onların yaptıklarını haber verecektir. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. |
5112 | 08.Mücadele | 8. Elem tere ilelleziyne nuhu 'aninnecva summe ye'udune lima nuhu 'anhu ve yetenacevne bil'ismi vel'udvani ve ma'sıyetirresuli ve iza cauke hayyevke bima lemyuhayyike bilillahu ve yekulune fiy enfusihim lev la yu'azzibunAllahu bima nekulu hasbuhum cehennemu yaslevneha febi;'selmasıyru. | 8. Gizli fısıldaşmaları yasak edildikten sonra kendilerine yasaklanan şeye dönenleri ve aralarında günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e isyanı gizlice fısıldaşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlarlar. İçlerinden de: "Bu söylediğimiz şeyler yüzünden Allah'ın bize gazap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter! Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü dönüş yeridir! |
5115 | 011.Mücadele | 11. Ya eyyuhelleziyne amenu iza kıyle lekum tefessehu fiylmecalisi fefsehu yefsehıllahu lekum ve iza kıylenşuzu fenşuzu yerfe'ıllahulleziyne amenu minkum velleziyne utul'ılme derecatin vAllahu bima ta'melune habiyrun.' | 11. Ey iman edenler! Size meclislerde: "Yer açın!" denilince yer açın ki, Allah da size genişlik versin. Size: "Kalkın!" denilince de kalkın ki Allah içinizden iman edenleri yüceltsin. Bunlardan kendilerine ilim verilenleri ise kat kat derecelerle yükseltsin. Allah işlediklerinizden haberdar olandır. |
5116 | 012.Mücadele | 12. Ya eyyuhelleziyne amenu iza naceytumurresule fekaddimu beyne yedey necvakum sadekaten zalike hayrun lekum ve atheru fein lem tecidu feinnAllahe GAFURun rahıymun. | 12. Ey iman edenler! Peygamber'e hususi bir şey arzedip konuşmak istediğiniz zaman bu konuşmanızdan önce fakirlere sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet sadaka verecek bir şey bulamazsanız üzülmeyiniz. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. |
5117 | 013.Mücadele | 13. Eeşfaktum en tukaddimu beyne yedey necvakum sadekatin feiz lem tef'alu ve tabAllahu 'aleykumfeekıymussalate ve atuzzekate ve etıy'Allahe ve resulehu vAllahu habiyrun bima ta'melune. | 13. Hususi konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz da mı bunu yerine getirmediniz? Fakat Allah sizi affetti. Şu halde namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Peygamber'ine itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
5118 | 014.Mücadele | 14. Elem tere ilelleziyne tevellev kavmen ğadıbAllahu 'aleyhim ma hum minkum ve la minhum ve yahlifune 'alelkezibi ve hum ya'lemune. | 14. Allah'ın gadap ettiği bir toplulukla dostluk kuranları görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar. |
5119 | 015.Mücadele | 15. E'addAllahu lehum 'azaben şediyden innehum sae ma lanu ya'melune. | 15. Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür! |
5121 | 017.Mücadele | 17. Len tuğniye 'anhum emvaluhum ve la evladuhum minAllahi şey'en ulaik ashabunnari hum fiyha halidune. | 17. Onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
5123 | 019.Mücadele | 19. İstahvese 'aleyhimuşşeytanu feensahum zikrAllahi ulaike hızbuşşeytani ela inne hızbeşşeytani humulhasirune. | 19. Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan taraftarı olanlardır. İyi bilin ki asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır. |
5124 | 020.Mücadele | 20. İnnelleziyne yuhaddunAllahe ve resulehu ulaike fiyl'ezelliyne. | 20. Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet edenler, işte onlar en aşağılık kimseler arasındadırlar. |
5125 | 021.Mücadele | 21. KetabAllahu leağlibenne ene ve rusuliy innAllahe kaviyyun 'aziyzun. | 21. Allah: "Ben ve peygamberlerim elbette galip geleceğiz!" diye yazmıştır. Şüphesiz ki Allah kuvvetlidir, yegâne galiptir. |
5126 | 022.Mücadele | 22. La tecidu kavmen yu'minune billahi velyevmil'ahiri yuvaddune men haddAllahe ve resulehu ve lev kanu abaehum ev ebnaehum ev ıhvanehum ev 'aşiyretehum ulaike ketebe fiy kulubihimul'iymane ve eyyedehum biruhın minhu ve yudhıluhum cennatin tecriy min tahtihel'enharu halidiyne fiyha radıyAllahu 'anhum ve radu 'anhu ulaike hızbullahi ela inne hızbAllahi humulmuflihune. | 22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin. Onlar o kimselerdir ki Allah imanı kalplerine yazmış ve onları kendinden bir ruh ile takviye edip desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah'ın hizbi (partisi)dir. |
5128 | 02.Haşr | 2. Huvelleziy ahrecelleziyne keferu min ehlilkitabi min diyarihim lievvelil haşri ma zanantum en yahrucu ve zannu ennehum mani'atuhum husunuhum minAllahi feetahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fiykulubihimurru'be yuhribune buyutehum bieydiyhim ve eydiylmu'miniyne fa'tebiru ya ulil'ebsari. | 2. Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O'dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah onlara beklemedikleri bir yönden geldi ve yüreklerine korku düşürdü. Evlerini hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Ey basiret sahibleri! İbret alın! |
5129 | 03.Haşr | 3. Ve lev la en ketebAllahu 'aleyhimulcelae le'azzebehum fiyddunya ve lehum fiyl'ahireti 'azabunnari. | 3. Şayet Allah onlar hakkında sürülmeyi yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada başka şekilde cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için ateş azabı vardır. |
5130 | 04.Haşr | 4. Zalike biennehum şakkullahe ve resulehu ve men yuşakkıllahe feinnAllahe şediydul'ikabi. | 4. Bu, onların Allah'a ve Resul'üne karşı çıkmalarından ötürüdür. Kim Allah'a karşı gelirse, bilsin ki Allah'ın cezalandırması çetindir. |
5132 | 06.Haşr | 6. Ve ma efaalahu 'ala resulihi minhum fema evceftum 'aleyhi min haylin ve la rikabin ve lakinnAllahe yusellitu rusulehu 'ala men yeşa'u vAllahu 'ala kulli şey'in kadiyrun. | 6. Allah'ın onların mallarından Peygamber'ine Fey' olarak verdiği şeyler için siz ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah, Peygamber'ini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kâdirdir. |
5133 | 07.Haşr | 7. Ma efaAllahu 'ala resulihi min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni vebnissebiyli key la yekune duleten beynel'ağniyai minkumve ma atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum 'anhu fentehu vettekullahe innAllahe şediydul'ikabi. | 7. Allah'ın fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamber'ine Fey' olarak verdikleri; Allah'ın, Peygamber'in, (Peygamber'e) akrabalığı olanların, yetimlerin, yoksulların ve yolda kalanlarındır. Tâ ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alınız, neyi yasak ettiyse ondan sakınınız. Ve Allah'tan korkun! Çünkü Allah'ın cezalandırması çetindir. |
5134 | 08.Haşr | 8. Lelfukarailmuhaciriyn-elleziyne uhricu min diyarihim ve emvalihim yebteğune fadlen minAllahi ve rıdvanen ve yensurunAllahe ve resulehu ulaike humussadikune. | 8. (Allah'ın verdiği bu ganimet malları) bilhassa; yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'ın lütfunu ve rızâsını dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamber'ine yardım eden muhacir fakirlerindir. Onlar sâdıkların tâ kendileridir. |
5137 | 011.Haşr | 11. Elem tere ilelleziyne nafeku yekulune liıhvanihimulleziyne keferu min ehlilkitabi lein uhrictumlenahrucenne me'akum ve la nutıy'u fiykum ehaden ebeden ve in kutiltum lenensurennekum vAllahu yeşhedu innehum lekazibune. | 11. Resulüm! Münafıkların ehl-i kitaptan inkâr eden dostlarına: "Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin aleyhinizde kimseye aslâ uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız mutlaka size yardım ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah onların yalancı olduklarına şâhitlik eder. |
5139 | 013.Haşr | 13. Leentum eşeddu rehbeten fiy sudurihim minAllahi zalike biennehum kavmun la yefkahune. | 13. Onların kalplerinde sizin korkunuz Allah'ın korkusundan fazladır. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. |
5144 | 018.Haşr | 18. Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin vettekullahe innAllahe habiyrun bima ta'melune. | 18. Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
5148 | 022.Haşr | 22. HuvAllahulleziy la ilahe illa huve 'alimulğaybi veşşehadeti huverrahmanurrahıymu. | 22. O öyle bir Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Görülmeyeni de bilir, görüleni de bilir. O Rahman'dır, Rahîm'dir. |
5149 | 023.Haşr | 23. HuvAllahulleziy la ilahe illa huve elmelikulkuddüsusselamul mu'minul müheyminul 'aziyzul cebbarul mütekebbiru subhanAllahi 'amma yuşrikune. | 23. O öyle bir Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O; mülkün sahibidir, her türlü eksiklikten yücedir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, emrinde galip olandır, istediğini yaptırandır, büyüklükte eşi olmayandır. Allah müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. |
5150 | 024.Haşr | 24. HuvAllahul halikul - bariy-ulmüsavviru lehum'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati vel'ardı. Ve huvel'aziyzulhakiymu | 24. O; yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu tenzih ve tesbih etmektedirler. O Azîz'dir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
5153 | 03.Mümtehine | 3. Len tenfe'akum erhamukum ve la evladukum yevmelkıyameti yefsılu beynekum vAllahu bima ta'melune basıyrun. | 3. Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler. O gün Allah onlarla aranızı ayırır. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
5154 | 04.Mümtehine | 4. Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillahi keferna bikum ve bedabeynena ve beynekumul'adavetu velbağdau illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minAllahi min şey'in rabbena 'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru. | 4. İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için gerçekten güzel bir misal vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz de bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Yalnız İbrahim'in babasına: "Andolsun ki senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez." sözü hariç. "Ey Rabbimiz! Sana güvendik, sana yöneldik, dönüş sanadır." |
5156 | 06.Mümtehine | 6. Lekad kane lekum fiyhim usvetun hasenetun limen kane yercullahe velyevmel'ahire ve men yetevelle feinnAllahe huvelGANİYyulhamiydu. | 6. Andolsun ki sizlerden Allah'ı ve ahiret gününü umanlar için onlarda güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah zengindir, övgüye lâyık olan yalnız O'dur. |
5157 | 07.Mümtehine | 7. 'AsAllahu en yec'ale beynekum ve beynelleziyne 'adeytum minhum meveddeten vAllahu kadiyrun vAllahuGAFURun rahıymun. | 7. Umulur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasına bir sevgi koyar. Allah kâdirdir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
5158 | 08.Mümtehine | 8. La yenhakumullahu 'anilleziyne lem yukatilukum fiyddiyni ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim innAllahe yuhıbbulmuksitıyne. | 8. Allah din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve adil davranmanızı yasak kılmaz. Şüphesiz ki Allah adaletli olanları sever. |
5160 | 010.Mümtehine | 10. Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekumulmu'minatu muha ciratin femtehınuhunne Allahu a'lemu biiymanihinne fein 'alimtumuhunne mu'minatin fela terci'uhunne ilelkuffari la hunne hıllun lehum ve la hum yehıllune lehunne ve atuhum maenfeku ve la cunaha 'aleykum en tenkıhuhunne iza ateytumuhunne ucurehunne ve la tumsiku bi'ısamilkevafiri ves'elu ma enfaktum velyes&elu ma enfeku zalikum hukmullahi yahkumu beynekum vAllahu 'aliymun hakuymun. | 10. Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların bu kadınlara verdikleri mehirleri iâde edin. Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara verdiğiniz mehiri isteyin. Kâfir erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
5162 | 012.Mümtehine | 12. Ya eyyuhennebiyyu iza caekelmu'minatu yubayı'neke ala en la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yezniyne ve la yaktulne evladehunne ve la yet'tiyne bibuhtanin yefteriynehu beyne eydiyhinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fiy ma'rufin febayı'hunne vestağfir lehunnAllahe innAllahe GAFURun rahıymun. | 12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zinâ etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri (başkalarının doğurduğu veya başka erkekten gayri meşru kazandıkları bir çocuğu kocalarına nisbet etmemeleri), iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana biat ederlerse onların biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
5163 | 013.Mümtehine | 13. Ya eyyuhelleziyne amenu la tetevellev kavmen ğadıbAllahu 'aleyhim kad yesiu minel'ahireti kema yeiselkuffaru min ashabilkuburi. | 13. Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinmeyin. Kâfirler kabirde bulunan kimselerden ümitlerini kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. |
5166 | 03.Saf | 3. Kebure makten 'ındAllahi en tekulu ma la tef'alune. | 3. Yapmadığınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük bir gazaba sebep olur. |
5167 | 04.Saf | 4. İnnAllahe yuhıbbulleziyne yukatilune fiy sebiylihi saffen keennehum bunyanun mersusun. | 4. Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever. |
5168 | 05.Saf | 5. Ve iz kale musa likavmihi ya kavmi lime tu'zuneniy ve kad ta'lemune enniy resulullahi ileykumfelemma zağu ezağAllahu kulubehum vAllahu la yehdiylkavmelfasikıyne. | 5. Bir zamanlar Musa kavmine: "Ey kavmim! Beni niçin incitiyorsunuz? Halbuki benim, Allah'ın size gönderdiği bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz!" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da onların kalplerini saptırmıştı. Allah fâsıklar gürûhunu doğru yola iletip hidayete erdirmez. |
5170 | 07.Saf | 7. Ve men azlenu mimmeniftera 'alellahilkezibe ve huve yud'a ilel'islami vAllahu la yehdiylkavmezzalimiyne. | 7. İslâm'a dâvet edilirken Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
5171 | 08.Saf | 8. Yuriydune liyutfiu nurAllahi biefvahihim vAllahu mutimmu nurihi velev kerihelkafirune. | 8. Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacaktır. |
5176 | 013.Saf | 13. Ve uhra tuhıbbuneha nasrun minAllahi ve fethun kariybun ve beşşirilmu'miniyne. | 13. Bundan başka, seveceğiniz bir şey daha var. Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele! |
5177 | 014.Saf | 14. Ya eyyuhelleziyne amenu kunu ensarAllahi kema kale 'ıysebnu meryeme lilhavariyyiyne men ensariy ilellahi kalelhavariyyune nahnu ensarullahi feamenet taifetun min benuy israiyle ve keferet taifetun feeyyednelleziyne amenu 'ala 'aduvyihim feasbehu zahiriyne. | 14. Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun! Nitekim Meryem oğlu İsa Havarîler'e: "Allah'a giden yolda benim yardımcılarım kimlerdir?" demişti. Havarîler de: "Biziz Allah'ın yardımcıları!" demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler. |
5181 | 04Cuma | 4. Zalike fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vAllahu zulfadlil'azimi. | 4. Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5182 | 05Cuma | 5. Meselulleziyne hummiluttevrate summe lem yahmiluha kemeselilhımari yahmilu esfaren bi'semeselulkavmilleziyne kezzebu biayatillahi vAllahu la yehdiylkavmezzalimiyne. | 5. Kendilerine Tevrat yükletildiği halde, onu taşımayanların (onunla amel etmeyenlerin) durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
5184 | 07Cuma | 7. Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydiyhim vAllahu 'aliymun bizzalimiyne. | 7. Fakat onlar elleriyle önden gönderdiklerinden (yaptıklarından) dolayı ölümü aslâ temenni etmezler. Allah zâlimleri çok iyi bilir. |
5188 | 011Cuma | 11. Ve iza reev ticareten ev lehveninfaddu ileyha ve terekuke kaimen kul ma 'ındAllahi hayrun millehvi ve minetticareti vAllahu hayrurrazikıyne. | 11. Onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp oraya yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın nezdinde bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. |
5189 | 01Münafikun | 1. İza caekelmunafikune kalu neşhedu inneke leresulullahi vAllahu ya'lemu inneke leresulullahi vAllahu yeşhedu innelmunafikıyne lekazibune. | 1. Münafıklar sana geldikleri zaman: "Senin Allah'ın elçisi olduğuna şâhitlik ederiz." derler. Allah, senin gerçekten O'nun elçisi olduğunu çok iyi bilir. Ve Allah, münafıkların yalancı olduklarına da şâhitlik ediyor. |
5194 | 06Münafikun | 6. Sevun 'aleyhim estağferte lehum em lem testağfir lehum len yağfirAllahu lehum innAllahe layehdiylkavmelfasikıyne. | 6. Onlara (Allah'tan) mağfiret dilesen de dilemesen de onlar için birdir. Allah onları aslâ bağışlamayacaktır. Çünkü Allah fâsıklar topluluğunu doğru yola iletmez. |
5199 | 011Münafikun | 11. Ve len yuahhırAllahu nefsen iza cae eceluha vAllahu habiyrun bima ta'melune. | 11. Allah, süresi gelip eceli yettiği zaman hiçbir canı aslâ geri bırakmaz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
5201 | 02Tegabun | 2. Huvelleziy halekakum feminkum kafirun ve minku mu'minun vAllahu bima ta'melune basıyrun. | 2. Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir kiminiz de mümindir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
5203 | 04Tegabun | 4. Ya'lemu ma fiyssemavati vel'ardı ve ya'lemu ma tusirrune ve ma tu'linune vAllahu 'aliymunbizatissuduri. | 4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah göğüslerin özünü bilendir. |
5205 | 06Tegabun | 6. Zalike biennehu kanet te'tiyhim rusuluhum bilbeyyinati fekalu ebeşerun yehdunena fekeferuve tevellev vestağnAllahu vAllahu ğanıyyun hamiydun. | 6. O azabın sebebi şudur: Onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Onlar ise: "Bizi bir beşer mi doğru yola götürecekmiş?" dediler ve inkâr edip yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır. |
5207 | 08Tegabun | 8. Feaminu billahi ve resulihi vennurilleziy enzelna vAllahu bima ta'melune habiyrun. | 8. Allah'a, Peygamber'ine ve indirdiğimiz o nura (Kur'an'a) inanın. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
5210 | 011Tegabun | 11. Ma esabe min musıybetin illa biiznillahi ve men yu'min billahi yehdi kalbehu vAllahu bikulli şey'in 'aliymun. | 11. Allah'ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim de Allah'a inanırsa ona hidayet eder, gönlünü doğruya yöneltir. Allah her şeyi bilendir. |
5212 | 013Tegabun | 13. Allahu la ilahe illa huve ve 'alellahi felyetevekkelilmu'minune. | 13. Allah öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. |
5213 | 014Tegabun | 14. Ya eyyuhelleziyne amenu inne min ezvacikum ve evladikum 'aduvven lekum fahzeruhumve in ta'fu ve tasfehu ve tağfiru feinnAllahe GAFURun rahıymun. | 14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının! Affeder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
5214 | 015Tegabun | 15. Ennema emvalukum ve evladukum fitnetun vAllahu 'ındehu ecrun 'azimun. | 15. Şüphesiz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır. |
5216 | 017Tegabun | 17. İn tukridullahe kardan hasenen yuda'ıfhu lekum ve yağfir lekum vAllahu şekurin haliymun. | 17. Eğer Allah'a güzel bir ödünç takdiminde bulunursanız, Allah onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, ceza vermekte acele etmeyendir. |
5218 | 01Talak | 1. Ya eyyuhennebiyyu iza tallaktumunnisae fetallikuhunne li'ıddetihinne ve ahsıl'ıddete vettekullahe rabbekum la tuhricuhunne min buyutihinne ve la yahrucne illa en ye'tiyne bifahışetin mubeyyinetin ve tilke hududullahi ve men yete'adde hududAllahi fekad zaleme nefsehu la tedriy le'allellahe yuhdisu ba'de zalike emren. | 1. Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkun. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları hali müstesnâ, onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Bu hükümler Allah'ın hudududur. Kim Allah'ın hududunu aşarsa, kendisine yazık etmiş olur. Sen bilmezsin, belki de Allah bunun ardından bir durum peyda ediverir. |
5220 | 03Talak | 3. Ve yerzukhu min haysu la yahtesibu ve men yetevekkel 'alellahi fehuve hasbuhu innAllahe baliğu emrihi kad ce'alAllahu likulli şey'in kadren. | 3. Ona hayaline gelmeyecek yerlerden rızık verir. Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah ona yeter. Şüphesiz ki Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü tayin etmiştir. |
5227 | 010Talak | 10. E'addAllahu lehum 'azaben şediyden fettekullahe ya ulil'elbabi ellizyne amenu kad enzelAllahu ileykum zikren. | 10. Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'tan korkun! Allah size bir zikir indirmiştir. |
5228 | 011Talak | 11. Resulen yetlu 'aleykum ayatillahi mubeyyinatin liyuhricelleziyne amenu ve 'amilussalihati minezzulumati ilennuri ve men yu'min billahi ve ya'mel salihan yudhılhu cennatintecriy min tahtihel'enharu halidiyne fiyha ebeden kad ahsenAllahu lehu rizkan. | 11. İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah'a iman eder ve sâlih amel işlerse, Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Orada ebedî kalırlar. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir. |
5229 | 012Talak | 12. Allahulleziy haleka seb'a semavatin ve minel'ardı mislehunne yetenezzelul'emru beynehunne lita'lemu ennAllahe ala kulli şey'in kadirun ve ennalahe kad ehata bikulli şey'in 'ılmen. | 12. Yedi kat göğü ve yerden de o kadarını yaratan Allah'tır. Allah'ın fermanı bunların arasından iner ki, böylece Allah'ın her şeye kâdir olduğunu, her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz. |
5230 | 01Tahrim | 1. Ya eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke tebteğıy merdate ezvacike vAllahu GAFURun rahıymun. | 1. Ey Peygamber! Eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan, merhamet edendir. |
5231 |