Allah Ahirdir .
Ayeti kerimede:
"O hem Âhir'dir . " (Hadîd: 3) .
Nihayeti olmayan son Allahtır . Ölümsüz , sonsuz , değişmekten münezzehtir . Baki olup yokluğu asla düşünülemez . Herşey onun varlığı ile kaimdir . Hayatın kaynağı , tek yaratıcı Allahtır .
Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur . Gelinen ve gidilecek olan yer ancak O'na varır , arkası ve ilerisi yoktur .
Her şeyin yaratıcısı olması itibariyle evvel , her şeyi yaşatan ve yok eden olması bakımından âhirdir .
İlk bilinmesi itibariyle evvel , en son varılan olması bakımından âhirdir .
Herşeyi sona erdiren , işleri sonlandıran , hükmünü ve emrini yürütendir . Öyle ahirdir ki zatı her yönden kusursuz , eşsiz , benzeri olmayan , ortağı bulunmayan , tam , mükemmel , her bakımdan sondur .
Ölüm , yorgunluk , unutkanlık , hastalık , eksiklik , zayıflık ve her değersiz isim ve sıfatlardan münezzehtir . Sübhandır . Herşeyi çepe çevre kuşatmıştır ve kimse ondan kaçamaz . Her canlının ölümünüde o takdir etmiştir . Asla bir an bile ecel geciktirilemez . Allah hangi zamanda yazmışsa o iş gerçekleşir . Yarattıklarını zahiri , batini olarakda sona erdiren Allahtır . Nefs dereceleri Allahın yardımıyla geçilip ancak o sona erdirir . Allahın rızıkları ve lütuflarıda sonsuzdur .
Birşeyi yok etmek , sona erdirmek isterse onu yapar . Allahı dilediğini yapandır . Öyleki kıyamet saatini ancak zatı bilir . Dilediği anda dünyayı yarattığı gibi sona erdirecek ve yok edicektir . Allah için hiçbirşey zor olmayıp , çok kolaydır . Sonsuz güç ve kudretiyle , azamet ve büyüklüğü ile zerreden daha küçüğü ve daha büyüğü tüm yaratıklarına hükmünü , emrini geçirir . Allahın sona erdirmek istediğine kimse engel olamaz .
Dünya hayatı son olmayıp , ahiret hayatına başlangıçtır . Her kul kendi eliyle işledikleri ve kazandıklarıyla , sonsuz olarak ya cennete , ya cehenneme gidecektir .
Kabir hayatları kıyamete kadar devam edip , ruhlar cesetlerini terk edemez .
Ayeti kerimede:
Nihayet onların her birine ölüm geldiği vakit der ki: “Rabbim! Beni dünyaya geri döndür . “Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve sâlih amel işlerim . ” Hayır , bu söylediği sadece kendi lâfıdır . Tekrar diriltilip kaldırılacakları güne kadar , önlerinde geriye dönmekten onları alıkoyan bir berzah vardır . Sur’a üfürüldüğü o günün dehşetinden aralarında ne nesep (akrabalık) bağı kalır ne de birbirlerine bir şey sorabilirler . Kimin tartıları ağır gelirse , işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir . Tartıları hafif gelenler , işte onlar kendilerine yazık edenlerdir , cehennemde ebedî kalacaklardır . (Müminun:99'dan 103"e kadar) .
Her mümin kabri , mahşeri , teraziyi , sırat köprüsünü düşünmesi , yaşayacaklarını hazırlanması gerekir . Sona erdirme , işleri bitirme Ancak Allahın ol emrine bağlıdır .
Mahşerde ne kadar kalınacak , terazi ne zaman konulacak Allahu Teâlâ bilir .
İnsanların bu sıkışıklıktan terliyeceği hadisi şerifte bildirilmiştir .
Hadisi şerifte:
: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"İnsanlar Kıyamet günü öylesine ter akıtırlar ki , bu terler yerin içinde yetmiş zira'lık derinliğe kadar iner ve bu ter (yer üstünde de birikerek insanları konuşamaz hale getirmek üzere ağızlarına) gem vurur ve kulaklarına kadar ulaşır . " Buhari , Kaynak kütübi sitte:5026) .
"İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam bana: "(Kıyamet günü Allah'ın kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?" diye sordu . Şu cevabı verdim:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Mü'min Rabbine yaklaştırılır . Öyle ki , (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve günahlarını itiraf ettirir . Ona sorar: "Şu şu günahlarını biliyor musun?" Mü'min kul , iki kere:
"Evet ey Rabbim , biliyorum!" der . Rab Teala da:
"Dünyada iken bunları örterek seni teşhir etmemiştim . Bugün de onları senden affediyorum!" buyurur . Sonra ona hasenat defteri verilir . Amma , kafirlere ve münafıklara gelince , bunlarla ilgili olarak , bütün mahlukatın huzurunda:
"Bunlar Allah namına yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır) . Haberiniz olsun! Allah'ın laneti zalimleredir" diye nida olunur . " (Buhari , Kaynak kütübi sitte:5038) .
Ahiretde yaşıyacaklarımızı en uzun anlatan bir hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur .
Hadisi şerifte:
"İbnu'l-Müseyyib , Ata İbnu Zeyd el-Leysi , Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan naklen anlatıyorlar: "İnsanlar Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'ın Resûlü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular . O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayı görmekten şüpheye düşer misiniz?" diye cevap verdi . Onlar:
"Hayır! Ey Allah'ın Resûlü!" diye cevap verdiler . Aleyhissalatu vesselam:
"Bulutsuz bir günde güneşi görmekten şüphe eder misiniz?" diye tekrar sordu . Ashab yine: "Hayır!" cevabını verdiler . Bunun üzerine:
"Şunu bilin ki , siz Rabbinizi de böyle göreceksiniz . Kıyamet günü , insanlar haşrolunurlar . (Rab Teala):
"Kim (Benden başka) bir şeye tapıyor idiyse ona tabi olsun!" buyurur . Onlardan bir kısmı güneşe , bir kısmı aya , bir kısmı da putlara tabi olurlar . Orada , münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır . Allah onlara (tanımadıkları bir surette) yaklaşır .
"Ben sizin Rabbinizim!"buyurur . Oradakiler:
"(Senden Allah'a sığınırız) . Biz , Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu tanırız!" derler . Derken Rableri (onların tanıyacağı surette) gelir . "Ben Rabbinizim!" der . Onlar da:
"Sen Rabbimizsin!" derler . Rabb Teala onları (cennete) davet eder . Cehennemin üzerine Sırat kurulur . Peygamberler arasında , ümmetiyle Sırat'tan ilk geçen ben olurum . O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz . Peygamberlerin o günkü kelamı da:
"Allahümme sellim , Allahümme sellim (Ey Rabbimiz selamet ver , ey Rabbimiz selamet ver!)" olacak . Cehennemde , deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var . Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?" diye sordu . Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti:
"İşte o kancalar , tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir . Ancak , onların büyüklüğü ne kadardır , Allah'tan başka kimse bilmez . İnsanlarrı (kötü) amelleri sebebiyle kapar . İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helak olur . Bir kısmı da ateşin içine yıkılır , sonra kurtulur . Allah , ateş ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince , ateş ehlinden Allah'a ibadet etmiş olanları , ateşten çıkarmaları için meleklere emreder . Melekler bu kimseleri , secde izleriyle tanırlar . Çünkü Allah Teala Hazretleri secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir .
Onlar böylece ateşten çıkarlar . Hepsi de ateşten kavrulmuş vaziyettedir . Üzerlerine hayat suyu dökülür . Selin getirdiği milli topraktan habbelerin (filiz açıp) bitmesi gibi , suyun değdiği yerler yeniden bitecek .
Rabb Teala , sonra , kullar arasındaki hükmünü tamamlayacak . Derken cennetle cehennem arasında bir kul kalacak . Bu , cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur . Yüzü cehenneme doğru ilerlerken:
"Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti , alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak . Allah Teala'ya , kendisine dua etmesini dilediği kadar duada bulunacak . Sonra Allah Teala Hazretleri:
"Ben bu istediğini versem , bundan başkasını da ister misin?" diye soracak . Adam: "İzzet ve celaline yemin olsun! Hayır! Bundan başkasını istemem!" diyecek ve istemeyeceği hususunda Allah'a ahd-u misakta bulunacak . (Allah) , bunun üzerine yüzünü ateşten çevirecek . Adam yüzüyle cennete yönelince ve onun güzelliğini görünce , Allah'ın dilediği bir müddet susacak . Sonra (dayanamayıp): "Ey rabbim! Beni cennetin kapısına yaklaştır!" diyecek . Allah Teala Hazretleri:
"Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair ahd-u misakta bulunmadın mı? Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!" diyecek . Adam:
"Ey Rabbim! Mahlukatın en bedbahtı ben olmayayım!" diyecek . Rab Teala: "Sana bu istediğin verilse , acaba başka bir şey istemeyecek misin?" der . Adam: "Hayır! İzzetine ve celaline yemin olsun hayır! Başka birşey istemeyeceğim!" diyecek . Rabbi de onu mazur addedecek . Çünkü o , sabredilemeyecek bir şeyler görmüştür . Adam , Rabbine , istediği ahd-u misakta bulunur . (Rabbi de) onu cennetin kapısına yaklaştırır . Kapıya yaklaşıp onun güzelliğini ve içindeki taravet ve sürûru görünce , Allah'ın dilediği kadar sesini keser . (Fakat daha fazla dayanamayıp atılır):
"Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der . Rab Teala:
"Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin! Sana verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair bana ahd-u misak vermedin mi?" diyecek . Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatın en bedbahtı yapma!" diyecek . Allah onun bu haline gülecek . Sonra ona cennete girmesi için izin verecek ve:
"Dile (ne dilersen)!" diyecek . adam dileyecek . Öyle ki , hiçbir arzusu kalmayacak . Allah yine de: "Şunları şunları da iste!" deyip , istemesi gereken şeyleri zikredecek . Böylece istenecek şeyler bitince Allah Teala Hazretleri:
"Bütün bunlar , bir misliyle sana verilmiştir!" buyuracak . "
Ebu Sa'id der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Bütün bunlar , on misliyle birlikte sana verilmiştir!" dediğini işittim . " (Buhari , Kaynak kütübi sitte:5036) .
Cehennemden çıkarılma konusu ise hadisi şeriflerde:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın şefaati ile, birkısım insanlar cehennemden çıkacak, cennete girecektir. Bunlara cehennemlikler denecektir." (Buhari, kaynak kütübi sitte:5118).
Allah zerre zulüm etmez.Zerre adaletsizlik etmez. Rahmeti sonsuz olup kimse rahmetinin önüne geçemez. Allahın tüm işleri haktır,hikmetlidir,adaletlidir.Allahın zatından emin olunamaz. Mümin kullar her zaman Rabbine yönelmeli, sabırla namazına devam etmeli, tüm emir ve yasaklardan gönülden boyun eğerek uymalıdır.
Tüm yarattıklarını öldürecek , tüm yarattıklarını diriltecek , hesap günü hesapların görüp sona erdirecek , sonsuz ahiret yurdunda dilediğini cennetle , dilediğini cehenneme atıcak , sonundada dünya imtihan sahnesi tamamen bitirip sona erdirecek sonsuz ahir Allahu tealadır . Bir iş yoktur ki Allah ona sona erdirmesin .
Ayeti kerimede:
"O hem Âhir'dir . " (Hadîd: 3) .
Nihayeti olmayan son Allahtır . Ölümsüz , sonsuz , değişmekten münezzehtir . Baki olup yokluğu asla düşünülemez . Herşey onun varlığı ile kaimdir . Hayatın kaynağı , tek yaratıcı Allahtır .
Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur . Gelinen ve gidilecek olan yer ancak O'na varır , arkası ve ilerisi yoktur .
Her şeyin yaratıcısı olması itibariyle evvel , her şeyi yaşatan ve yok eden olması bakımından âhirdir .
İlk bilinmesi itibariyle evvel , en son varılan olması bakımından âhirdir .
Herşeyi sona erdiren , işleri sonlandıran , hükmünü ve emrini yürütendir . Öyle ahirdir ki zatı her yönden kusursuz , eşsiz , benzeri olmayan , ortağı bulunmayan , tam , mükemmel , her bakımdan sondur .
Ölüm , yorgunluk , unutkanlık , hastalık , eksiklik , zayıflık ve her değersiz isim ve sıfatlardan münezzehtir . Sübhandır . Herşeyi çepe çevre kuşatmıştır ve kimse ondan kaçamaz . Her canlının ölümünüde o takdir etmiştir . Asla bir an bile ecel geciktirilemez . Allah hangi zamanda yazmışsa o iş gerçekleşir . Yarattıklarını zahiri , batini olarakda sona erdiren Allahtır . Nefs dereceleri Allahın yardımıyla geçilip ancak o sona erdirir . Allahın rızıkları ve lütuflarıda sonsuzdur .
Birşeyi yok etmek , sona erdirmek isterse onu yapar . Allahı dilediğini yapandır . Öyleki kıyamet saatini ancak zatı bilir . Dilediği anda dünyayı yarattığı gibi sona erdirecek ve yok edicektir . Allah için hiçbirşey zor olmayıp , çok kolaydır . Sonsuz güç ve kudretiyle , azamet ve büyüklüğü ile zerreden daha küçüğü ve daha büyüğü tüm yaratıklarına hükmünü , emrini geçirir . Allahın sona erdirmek istediğine kimse engel olamaz .
Dünya hayatı son olmayıp , ahiret hayatına başlangıçtır . Her kul kendi eliyle işledikleri ve kazandıklarıyla , sonsuz olarak ya cennete , ya cehenneme gidecektir .
Kabir hayatları kıyamete kadar devam edip , ruhlar cesetlerini terk edemez .
Ayeti kerimede:
Nihayet onların her birine ölüm geldiği vakit der ki: “Rabbim! Beni dünyaya geri döndür . “Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve sâlih amel işlerim . ” Hayır , bu söylediği sadece kendi lâfıdır . Tekrar diriltilip kaldırılacakları güne kadar , önlerinde geriye dönmekten onları alıkoyan bir berzah vardır . Sur’a üfürüldüğü o günün dehşetinden aralarında ne nesep (akrabalık) bağı kalır ne de birbirlerine bir şey sorabilirler . Kimin tartıları ağır gelirse , işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir . Tartıları hafif gelenler , işte onlar kendilerine yazık edenlerdir , cehennemde ebedî kalacaklardır . (Müminun:99'dan 103"e kadar) .
Her mümin kabri , mahşeri , teraziyi , sırat köprüsünü düşünmesi , yaşayacaklarını hazırlanması gerekir . Sona erdirme , işleri bitirme Ancak Allahın ol emrine bağlıdır .
Mahşerde ne kadar kalınacak , terazi ne zaman konulacak Allahu Teâlâ bilir .
İnsanların bu sıkışıklıktan terliyeceği hadisi şerifte bildirilmiştir .
Hadisi şerifte:
: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"İnsanlar Kıyamet günü öylesine ter akıtırlar ki , bu terler yerin içinde yetmiş zira'lık derinliğe kadar iner ve bu ter (yer üstünde de birikerek insanları konuşamaz hale getirmek üzere ağızlarına) gem vurur ve kulaklarına kadar ulaşır . " Buhari , Kaynak kütübi sitte:5026) .
"İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam bana: "(Kıyamet günü Allah'ın kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?" diye sordu . Şu cevabı verdim:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Mü'min Rabbine yaklaştırılır . Öyle ki , (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve günahlarını itiraf ettirir . Ona sorar: "Şu şu günahlarını biliyor musun?" Mü'min kul , iki kere:
"Evet ey Rabbim , biliyorum!" der . Rab Teala da:
"Dünyada iken bunları örterek seni teşhir etmemiştim . Bugün de onları senden affediyorum!" buyurur . Sonra ona hasenat defteri verilir . Amma , kafirlere ve münafıklara gelince , bunlarla ilgili olarak , bütün mahlukatın huzurunda:
"Bunlar Allah namına yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır) . Haberiniz olsun! Allah'ın laneti zalimleredir" diye nida olunur . " (Buhari , Kaynak kütübi sitte:5038) .
Ahiretde yaşıyacaklarımızı en uzun anlatan bir hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur .
Hadisi şerifte:
"İbnu'l-Müseyyib , Ata İbnu Zeyd el-Leysi , Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan naklen anlatıyorlar: "İnsanlar Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'ın Resûlü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular . O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayı görmekten şüpheye düşer misiniz?" diye cevap verdi . Onlar:
"Hayır! Ey Allah'ın Resûlü!" diye cevap verdiler . Aleyhissalatu vesselam:
"Bulutsuz bir günde güneşi görmekten şüphe eder misiniz?" diye tekrar sordu . Ashab yine: "Hayır!" cevabını verdiler . Bunun üzerine:
"Şunu bilin ki , siz Rabbinizi de böyle göreceksiniz . Kıyamet günü , insanlar haşrolunurlar . (Rab Teala):
"Kim (Benden başka) bir şeye tapıyor idiyse ona tabi olsun!" buyurur . Onlardan bir kısmı güneşe , bir kısmı aya , bir kısmı da putlara tabi olurlar . Orada , münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır . Allah onlara (tanımadıkları bir surette) yaklaşır .
"Ben sizin Rabbinizim!"buyurur . Oradakiler:
"(Senden Allah'a sığınırız) . Biz , Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu tanırız!" derler . Derken Rableri (onların tanıyacağı surette) gelir . "Ben Rabbinizim!" der . Onlar da:
"Sen Rabbimizsin!" derler . Rabb Teala onları (cennete) davet eder . Cehennemin üzerine Sırat kurulur . Peygamberler arasında , ümmetiyle Sırat'tan ilk geçen ben olurum . O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz . Peygamberlerin o günkü kelamı da:
"Allahümme sellim , Allahümme sellim (Ey Rabbimiz selamet ver , ey Rabbimiz selamet ver!)" olacak . Cehennemde , deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var . Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?" diye sordu . Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti:
"İşte o kancalar , tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir . Ancak , onların büyüklüğü ne kadardır , Allah'tan başka kimse bilmez . İnsanlarrı (kötü) amelleri sebebiyle kapar . İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helak olur . Bir kısmı da ateşin içine yıkılır , sonra kurtulur . Allah , ateş ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince , ateş ehlinden Allah'a ibadet etmiş olanları , ateşten çıkarmaları için meleklere emreder . Melekler bu kimseleri , secde izleriyle tanırlar . Çünkü Allah Teala Hazretleri secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir .
Onlar böylece ateşten çıkarlar . Hepsi de ateşten kavrulmuş vaziyettedir . Üzerlerine hayat suyu dökülür . Selin getirdiği milli topraktan habbelerin (filiz açıp) bitmesi gibi , suyun değdiği yerler yeniden bitecek .
Rabb Teala , sonra , kullar arasındaki hükmünü tamamlayacak . Derken cennetle cehennem arasında bir kul kalacak . Bu , cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur . Yüzü cehenneme doğru ilerlerken:
"Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti , alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak . Allah Teala'ya , kendisine dua etmesini dilediği kadar duada bulunacak . Sonra Allah Teala Hazretleri:
"Ben bu istediğini versem , bundan başkasını da ister misin?" diye soracak . Adam: "İzzet ve celaline yemin olsun! Hayır! Bundan başkasını istemem!" diyecek ve istemeyeceği hususunda Allah'a ahd-u misakta bulunacak . (Allah) , bunun üzerine yüzünü ateşten çevirecek . Adam yüzüyle cennete yönelince ve onun güzelliğini görünce , Allah'ın dilediği bir müddet susacak . Sonra (dayanamayıp): "Ey rabbim! Beni cennetin kapısına yaklaştır!" diyecek . Allah Teala Hazretleri:
"Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair ahd-u misakta bulunmadın mı? Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!" diyecek . Adam:
"Ey Rabbim! Mahlukatın en bedbahtı ben olmayayım!" diyecek . Rab Teala: "Sana bu istediğin verilse , acaba başka bir şey istemeyecek misin?" der . Adam: "Hayır! İzzetine ve celaline yemin olsun hayır! Başka birşey istemeyeceğim!" diyecek . Rabbi de onu mazur addedecek . Çünkü o , sabredilemeyecek bir şeyler görmüştür . Adam , Rabbine , istediği ahd-u misakta bulunur . (Rabbi de) onu cennetin kapısına yaklaştırır . Kapıya yaklaşıp onun güzelliğini ve içindeki taravet ve sürûru görünce , Allah'ın dilediği kadar sesini keser . (Fakat daha fazla dayanamayıp atılır):
"Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der . Rab Teala:
"Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin! Sana verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair bana ahd-u misak vermedin mi?" diyecek . Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatın en bedbahtı yapma!" diyecek . Allah onun bu haline gülecek . Sonra ona cennete girmesi için izin verecek ve:
"Dile (ne dilersen)!" diyecek . adam dileyecek . Öyle ki , hiçbir arzusu kalmayacak . Allah yine de: "Şunları şunları da iste!" deyip , istemesi gereken şeyleri zikredecek . Böylece istenecek şeyler bitince Allah Teala Hazretleri:
"Bütün bunlar , bir misliyle sana verilmiştir!" buyuracak . "
Ebu Sa'id der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Bütün bunlar , on misliyle birlikte sana verilmiştir!" dediğini işittim . " (Buhari , Kaynak kütübi sitte:5036) .
Cehennemden çıkarılma konusu ise hadisi şeriflerde:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın şefaati ile, birkısım insanlar cehennemden çıkacak, cennete girecektir. Bunlara cehennemlikler denecektir." (Buhari, kaynak kütübi sitte:5118).
Allah zerre zulüm etmez.Zerre adaletsizlik etmez. Rahmeti sonsuz olup kimse rahmetinin önüne geçemez. Allahın tüm işleri haktır,hikmetlidir,adaletlidir.Allahın zatından emin olunamaz. Mümin kullar her zaman Rabbine yönelmeli, sabırla namazına devam etmeli, tüm emir ve yasaklardan gönülden boyun eğerek uymalıdır.
Tüm yarattıklarını öldürecek , tüm yarattıklarını diriltecek , hesap günü hesapların görüp sona erdirecek , sonsuz ahiret yurdunda dilediğini cennetle , dilediğini cehenneme atıcak , sonundada dünya imtihan sahnesi tamamen bitirip sona erdirecek sonsuz ahir Allahu tealadır . Bir iş yoktur ki Allah ona sona erdirmesin .