ALLAH EKREM’DİR .
Çok ikram eden , iyilik ve lütuf sahibi anlamındadır .
Ayeti Kerimede :
İkre' ve rabbükel ekrem . Oku! Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir . (Alak : 03)
Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir . (Rahman : 78)
Bizleri yoktan var eden Rabbimizin bize verdiği sayısız ikramları asla sayamayız . Allah ekramel ekramin yani ikram edenlerin en ikram edenidir . Bizlere vücut veren , gözler , kulaklar , eller , ayaklar veren Allah’ımızdır . Tüm dünyayı versek bir görme , bir işitme , tutma , yürüme sağlayan bir organımızı geri getirebilirmiyiz?Asında nimetler içinde yüzdüğümüz açıktır . Fakat insan çok nankördür .
Ayeti kerimede :
insana gelince; Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunur , ona bol nimet verirse : Rabbim bana ikram etti . der . Amma onu imtihan etmek için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman : Rabbim bana ihanet etti . Der . (Fecr : 15 , 16)
Her gün bizi rızkıyla besleyen Rabbimizdir . Sabahleyin faydalandığımız ısı ve ışık yayan güneş onundur . Geceleyen yolumuzu aydınlatan ay ve yıldızlar onundur . Gökten inin tatlı su onundur . Bizde onunuz ve Rabbimize döneceğiz .
Nereye bakarsak bakalım ve ne yaparsak yapalım . Rabbimizin ikram ettiği nimetler içinde olduğumuz görülmektedir . Öyle ki ALLAH (c . c) dünyayı insana hizmetkar yapmıştır . Fakat dünyaya aldanmamalı gelip geçici olduğunu bilmeliyiz . Asıl yurt ahiret yurdudur .
Ayeti kerimede :
Onlar ki şâhitliklerini yerine getirirler . Namazlarına riâyet ederler . İşte onlar cennetlerde ikram olunacaklardır . (Mearic : 33 , 34 , 35)
Allah’ımızın dünyada ikramları sayılamazken ahirette deki ikramları nasıldır? Aklıların ötesinde , kalplerden ve düşüncelerden asla geçemeyen , sonsuz ikramlar sahibi Allah’ımızın ikramları nasıl olacaktır?
Yere bastığın toprak , soluduğun hava , başındaki tavan yapılmış ve direksiz yükseltilmiş gökyüzü ALLAH’ındır . Yerde ve gökte ne varsa onun mülkü olup , her şeyi hükmüyle hüküm eden tek ilah odur . ALLAH’u Teâlâ’nın ikram ettiği mülklerde yaşamaktayız oysa bizde Allah’ın mülküyüz . Öyle ki bedenimiz dahi Allah’ın emaneti olup , ecel zamanı onu terk ederiz . Benim dediğimiz hiçbir şeye sahip değiliz . Her şeyin sahibi Allah’tır . Mezara sadece kefenle girilir . Ailen , malın , mülkün seninle mezara girmez fakat işlediğin iyi veya kötü ameller senin arkadaşın olucaktır .
İyi biriysen amellerin nur olur ,kabirinİ aydınlatır . , kötü biriysen amellerin ateş olur . Elleriyle kim ne işlediyse onu tadacaktır .
Bedenimiz dahi dünyada bırakıyoruz peki neyimiz var , neyimiz kalmaktadır . Ruhumuz kalıyor . Ruh ise ayeti kerimede :
Resülüm! Sana ruhtan sorarlar . Onlara de ki : Ruh Rabbimin emrindendir . Size ilimden pek az bir şey verilmiştir . (İsrâ : 85)
Ruhumuzu bedenimizden çıkarken onu durdurabilir miyiz , ölümü yok edebilir miyiz , ruhumuza hükmedebilir miyiz? Bunlar asla mümkün değildir . Demek ki ALLAH’u Teala bize öl dediğinde ölüyoruz , ol dediğinde oluyoruz . Gel dediğinde bedenimizi istemesekte terk edip ruh olarak gidiyoruz . Birde şu var ki öldürmeyen Allah’ta öldürmez . Dilemediği müddetçe ölemezsin .
Ayeti kerimede :
Allah , süresi gelip eceli yettiği zaman hiçbir canı aslâ geri bırakmaz . Allah yaptıklarınızdan haberdardır . (Münafikun : 11)
Her insan ölümü tadacaktır . Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz . Sonra bize döndürüleceksiniz . (Enbiyâ : 35)
De ki : Allah’ın dilemesi dışında ben kendime ne bir zarar , ne de bir menfaat verme gücüne sahip değilim . Her ümmetin (hayatlarının son bulacağı) belirli bir eceli vardır . Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar , ne de öne geçebilirler . (Yunus : 49)
Ol demiştir her şey olmuştur . Bir imtihan olarak dünyayı , yeri , göğü yaratmıştır . Zatının bilimesi isteği içinde bunu yapmıştır . Gizli bir hazine idim , bilinmeyi arzuladım buyuruyor . Ayeti kerimelerde ise ALLAH dilediğini yapan buyurmaktadır .
Bu şu demektir ki hüküm onun , emir onun kullar ister uyar kurtulur , ister isyan eder . Bunu yapmakla ancak kendilerine fayda ve zarar sağlarlar . Çünkü ALLAH Samed’dir . Hiçbir şeye muhtaç olmayıp her şey zaten onundur . Odur tüm yarattıklarının ihtiyaçlarını bilip gideren .
Öyle bir bilgi ki ne yaş , ne kuru , ne zerre ne kürre , büyük küçük , görünen ve görülmeyen , yerde ve gökte hiçbir şey ona gizli kalmaz . Onun bilgisi dışında yaprakta düşmez . İnsanlara irade verildiği ve imtihan olunduğu açıktır . Allah dilediğini yapar ki bazen hayır işlemek istersin o iş olmaz . Bazen şeri işlemek istersen ALLAH onu engeller .
Dünya hayatı çile ile geçirmiş bir kulu ALLAH cennetine bir an batırır ve çıkarır . O kula sorulur . Hiç çile çektin mi . O asla çile görmedim der . Dünya zevkleriyle sefa süren , bol nimetler ikram edilen bir kul ise cehenneme batırılıp , çıkarılır . O kula sorulur . Sen hiç zevklendin mi? O asla zevklenmediğini söyler .
Bir hayal gibi gelip geçen dünya hayatı budur . Sonsuz hayat mı değerli , gelip geçici bir aldatıcı dünya mı?
Ayeti kerimede :
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir . Allah’ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız , icmâlen bile sayamazsınız . Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür . (İbrahim : 34)
Bir sağlık nimetini düşünün , hastalandığımızda ne hale gelmekteyiz . Tekrar şifayı ihsan eden ALLAH’u Teâlâ’dır . Kul burada şükür etsede dünya hayatına dalarak tekrar eski alışkanlıklarına döner . ALLAH’u Teâlâ’nın verdiği nimetleri hatırda tutmak , sürekli şükür etmek elbetteki müminlerin görevidir . Öyle nimetler ki biz nimet olduğundun bile farkında değiliz .
Bir nefes alıyorsun rahat . Peki hasta olduğunda rahat bir nefes için neler vermezsin . Görüyor , işitiyor , konuşuyor ve aklında yerindeyse bunların hangisinin şükrünü yerine getirebilirsin?
ALLAH (c . c) ise yoktan bizleri var etti . Bir damla pislik su iken insan şekline soktu .
Ayeti kerimede :
İnsanı nutfeden (bir damla kerih sudan) yaratmıştır . Böyle iken o nasıl oluyor da apaçık bir hasım kesiliyor? (Nahl : 4)
Öyle bir zamandayız ki herkes içmeden sarhoş . Namazlar bırakılmış , haram helal karışmış , Allah’ın emir ve yasakları dahi unutulmuştur .
Bu sebeple kullar uyanık olmalı , ben böyle nereye gidiyorum demelidir . Ayeti kerimelerde birçok yerinde bize döndürüleceksiniz buyrulmaktadır .
Hadisi Şerifte :
Hz . Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor : "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) selam verince : "Allahümme entes-selam ve minkes-selam . Tebarekte ya zel-celali vel-ikram" diyecek kadar otururdu . " Bu cümlenin manası : "Ey Allah'ım! Sen selamsın (her çeşit ayıp , kusur ve afetlerden uzaksın) . İnsanların mazhar olduğu selamet sendendir . Ey Celal ve ikram sahibi Rabbimiz! Senin şanın yücedir" demektir . "(Kütübi Sitte : 2630)
Karşılıksız , sınırsız , bol bol ihsan ve ikram eden Yüceler Yücesi Rabbimiz Ekramen Ekramindir . İkram edenlerin en hayırlısı , en güzeli , en cömerdi , en temizi , en bol vereni Allah’tır . Dünya nimetleri böyle ise cennetteki sonsuz ikram ve ihsanları nasıldır . Dünyaya dahi hayret ile bakarken ahiret yurdu nasıldır? Allahu Teala Dünyayı yaratırken değer dahi vermemiştir fakat cenneti özenerek ve bizler için büyük mükafat olarak hazırlamıştır . Asla kıyaslama yapılamaz . Fakat sonsuz olan mı geçici olan mı hayırlıdır denildiğinde elbette sonsuz olan hayırlıdır denir . O zaman insan dünyaya aldanmamalıdır . Allah (c . c) sonsuz ikram ve nimetleri için sonsuz şükür ve hamdler olsun amin .