Kimlik alan
3479 "İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam, Cin gecesinde bana: “Kabında ne var?” diye sordular. Ben: “Nebiz!” dedim. “Güzel bir meyve, temiz bir sudur” buyurdular. Sonra da onunla abdest aldılar.”
3551 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?'' “Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı: “Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribattır, işte bu ribattır. İşte bu ribattır.”
3552 "Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Üzerimizde develeri gütme işi vardı, (bunu sırayla yapıyorduk.) (Bir gün) gütme nöbeti bana gelmişti. Günün sonunda develeri kıra ben çıkarıyordum. (Birgün, nöbetimden dönüşte) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, ayakta halka hitabediyordu. Söylediklerinden şu sözlere yetiştim: “Güzelce abdest alıp, sonra iki rek'at namaz kılan ve namaza bütün ruhu ve benliği ile yönelen hiç kimse yoktur ki kendisine cennet vacib olmasın!” (Bunları işitince kendimi tutamayıp:) “Bu ne güzel!'' dedim. (Bu sözüm üzerine) önümde duran birisi: “Az önce söylediği daha da güzeldi!'' dedi. (Bu da kim? diye) baktım. Meğer Ömer İbnu'I-Hattab'mış. O, sözüne devam etti: “Seni gördüm, daha yeni geldin. Sen gelmezden önce şöyle demişti: “Sizden kim abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar, sonra da: “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühü. (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Resûlüdür)” derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer.” Ebu Davud'un rivayetinde “...abdesti güzel yaparsa...” denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde “....resûlühü (Allah'ın ...Resûlü)” kelimesinden sonra “Allah'ım, beni tevbe edenlerden kıl, temizlenenlerden kıl” duası da vardır."
3553 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.”
3554 "Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alır ve abdestini güzel yaparsa hataları vücudundan tırnak diplerine varıncaya kadar çıkar dökülür.''"
3555 "Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Osman radıyallahu anh abdest aldı ve dedi ki: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şu benim abdestim gibi abdest aldığını, sonra da şöyle söylediğini gördüm: “Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları affedilir, namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur.”
3556 "Amr İbnu Abese es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senada bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasını(n korku ve muhabbetini) çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır.”
3557 "Abdullah es-Sunabihi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min kul abdest aldıkça mazmaza yaptı mı (ağzını yıkadı mı) günahlar ağzından çıkar. (Burnunu sümkürdü mü) günahlar burnundan çıkar, yüzünü yıkadı mı günahlar göz kapaklarının altına varıncaya kadar yüzünden çıkar. Ellerini yıkadı mı günahlar tırnak diplerine varıncaya kadar ellerinden çıkar. Başını meshetti mi, günahlar kulaklarına varıncaya kadar başından çıkar. Ayaklarını yıkadı mı, günahlar ayak tırnaklarının altına varıncaya kadar ayaklarından çıkar. Sonra mescide kadar yürümesi ve kılacağı namaz nafile (bir ibadet) olur.''"
3558 "Ebu Ümame el-Bahili radıyallahu anh anlatıyor: “Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ı dinledim, diyordu ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: “Abdest nasıl alınır?'' diye sordum. Şöyle açıkladı: “Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.'' Ebu Ümame der ki: “Ey Amr İbnu Abese dedim, ne söylediğine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasında veriliyor mu? “Vallahi dedi, bilesin ki artık yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı, (Allah'tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacım var ki, Allah Resülü hakkında yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan kulaklarımın işitip, hafızamın da zabtettiklerinden başkası değildir.” Bu hadis, Nesai'nin metninden alınmadır. Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ın müslüman oluşunu anlatan uzunca bir hadisin son kısmıdır."
3559 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, AIlah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar.''"
3560 "Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alıp: “Sübhaneke Allahümme ve bihamdike estağfiruke ve etübu ileyke. (Rabbim seni tenzih ederim, Allah'ım hamdim sanadır, senden bağışlanmak isterim, tevbem de sanadır)” derse, bu bir kağıda yazılır, sonra bir mühür üzerine nakşedilir, sonra da Arş'ın altına kaldırılır ve Kıyamete kadar (mühür) kırılmaz.''"
3561 "Humran Mevla Osman anlatıyor: “Hz. Osman radıyallahu anh su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti: “Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir.”
3562 "Ebu Davud'un İbnu Müleyke'den kaydettiği bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Osman radıyallahu anh'tan abdest hakkında (nasıl alınacağı) sorulmuştu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabı getirildi. Kaptan önce sağ eli üzerine su döktü (ve onu yıkadı), sonra sağ elini kaba batırdı, üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu. (önceki hadiste geçtiği üzere zikretti. Hadisdte şu ziyade var): “Sonra elini daldırıp su aldı ve başına, kulaklarına meshetti, kulakların iç ve dışlarını birer kere meshetti.''"
3563 "Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “Sağ eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yıkadı.” Yine Ebu Davud 'un bir diğer rivayetinde “Başını üç kere meshetti '' den miştir."
3564 "Abdu Hayr anlatıyor: “Hz. AIi radıyallahu anh bize geldi ve namaz kıldı. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi. “Suyu ne yapacak, namazı kıldı ya! Herhalde bize öğretmek istiyor!” dedik. İçinde su olan bir kapla bir leğen getirildi. Kaptan sağ eline su döktü: Üç defa ellerini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza ve istinşakta bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı, üç kere sol elini yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestini bilmek kimin hoşuna giderse, işte o böyledir!” dedi.”
3565 "Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyledir: “.. Başını meshetti.'' -Şû'be, bir defasında alnından başının gerisine kadar (eliyle) işaret etti- sonra dedi ki: “Ellerini tekrar geri getirip getirmediğini bilmiyorum.''"
3566 "Ebu Davud'da, İbnu Abbas'tan yapılan bir diğer rivayet şöyledir: “Ali radıyallahu anh yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu istedi. İçinde su olan bir kap getirdik. Bana: “Ey İbnu Abbas! Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?” dedi. Ben de: “Evet göster!” dedim. Bunun üzerine su kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve yüzü üzerine akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı.'' (Abdullaş el-Havlani) der ki: “(İbnu Abbas'a) sordum: “Ayaklar ayakkabı içinde olduğu halde mi?''. “Evet dedi, ayakkabı içinde olduğu halde.'' Ben tekrar sordum: “Ayakkabı içinde mi?'' “Evet! dedi, ayakkabı içinde!” Ben tekrar sordum: “Ayakkabı içinde mi?'' “Evet! dedi, Ayakkabı içinde.” Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. “...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinşakta bulundu.”
3567 "Abdullah İbnu Zeyd İbni Asım İbni'l-Ensari radıyaIlahu anh'ın anlattığına göre, kendisine: “Bizim için, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestiyle bir abdest al (da görelim)!” diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, önceki hadiste anlatılan şekilde abdest aldı. Abdest alışını anlatan rivayette şu farklı açıklama var: “Başını meshettikte ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru yürüttü. (şöyle ki: Mesh ameliyesine başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra, başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı.'' Müslim'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Başını üç kere meshetti.''"
3568 "Buhari rahimehullah'ın bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam (abdest uzuvlarını) ikişer kere yıkayarak abdest aldı.'' Ebu Davud'un bir rivayetinde, Mikdam İbnu Ma'dikerb'den şu kaydedilir: “Sonra başını, içiyle ve dışıyla iki kulağını meshetti.” Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde şöyle denmiştir: “Kulaklarını içleriyle dışlarıyla meshetti, parmaklarını kulaklarının deliklerine soktu.''"
3569 "Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resûlullah ona uzuvların üçer kere yıkanmasını gösterdi. Sonra da: “Abdest işte böyle alınır! Kim buna bir ziyadede bulunursa, fena bir iş yapmış olur, haddi aşar ve zulmeder” buyurdu.”
3570 "Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “ ..Sonra başını meshetti. Şehadet parmaklarını kulaklarına soktu. Başparmaklarıyla kulaklarının dışlarını meshetti. Şehadet parmaklarıyla kulakların içini meshetti...” Rivayetin sonunda şu ifade var: “Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olur -yahut zulmetmiş ve kötü bir iş yapmış olur-.” Nesai'nin rivayetinde özetle şöyle denmiştir: “.. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkında sordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdestin alınışını, uzuvları üçer sefer yıkayarak gösterdi, sonra şöyle söyledi: “Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunursa kötü bir iş yapmış, haddi aşmış ve de zulmetmiş olur. ''"
3571 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı.''"
3572 "Ebu Davud'un bir rivayetinde İbnu Abbas radıyallahu anhüma şöyle der: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz?” İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aIdı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç da aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aIdı sağ ayağının üzerine serpti, ayağında nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının aItında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı.''"
3573 "Ebu Davud veTirmizi'nin bir başka rivayetinde Rübeyyi' Bintu Muavvız İbni Afran radıyallahu anha der ki: “. .avuçlarını üç kere yıkadı, yüzünü üç kere yıkadı, bir kere mazmaza ve istinşak yaptı. Ellerini üçer üçer yıkadı. Başını iki kere meshetti. Başının gerisinden başladı, sonra önünden. İki kulağını da (meshetti) içlerini de, dışlarını da. Ayaklarını da üçer üçer yıkadı.''"
3574 "Bir diğer rivayette: “Başın tamamını meshetti. Bunu, başın tepesinden başlayıp saçın döküldüğü her tarafa ulaşacak şekilde saçın şeklini bozmadan icra etti” denmiştir."
3575 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “...Başını meshetti, başın öne gelen kısmını da, arkaya gelen kısmını da, şakaklarını da, kulaklarını da birer birer meshetti.'' Bir diğer rivayette: “Elinde arta kalan su ile başını meshetti '' denmiştir."
3576 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı ve bunu, yüzünü üç, ellerini üç sefer yıkayarak, “Kulaklar baştandır '' deyip başını da üç sefer meshederek yaptı.'' Hammad der ki: “Bu rivayette geçen “Kulaklar baştandır'' ibaresi, Ebu Ümme'nin sözü mü yoksa Resûlullah'ın sözü mü bilemiyorum.” Bu metin Tirmizi'nindir. Ebu Davud'da şu ifade de yer alır: “Gözpınarlarını da meshederdi.'' O rivayette: “Kulaklar baştandır'' da demiştir."
3577 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh bana şunu söyledi: “Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmişti. Bunun abdest almış fakat ayaklarının üzerinde tırnak kadar bir yeri yıkamadan bırakmış olduğunu gördü. ResüluIlah aleyhissalatu vesselam, adama derhal müdahaIe etti: “Git abdestini güzel kıl!” Adam gidip yeniden abdest aldı, sonra namazını kıldı.”
3578 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde Resûlullah'ın ashabından biri şöyle anlatır: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ayağının sırtında dirhem büyüklüğünde bir kısma su değmemiş olduğu halde namaz kılmakta olduğunu görmüştü, derhal abdesti ve namazı iade etmesini emretti.”
3579 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Beraber olduğumuz bir sefer sırasında, bir ara Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizden geride kaldı sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam) yüksek sesle nida etti: “Ökçelerin ateşte vay haline!” Bunu iki veya üç kere tekrarladı.”
3580 "Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Halk ikindi namazı sırasında acele etti ve bir kısmı alelacele abdest aldı. Biz onlara ulaştık. Ökçelerine su değmemiş, parlıyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Öçelerin ateşte vay haline! Abdesti tam alın!'' buyurdular.''"
3581 "Tirmizi der ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan şöyle rivayet edildi: “Ökçe ve ayak çukurlarının ateşte vay haline.”
3582 "Hz. Cabir radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre, kendisine sarık üzerine meshetmekten sorulmuştu. Şu cevabı verdi: “Hayır, olmaz, su ile saça değilmelidir!''"
3583 "Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir seriyye göndermişti. Askerler soğukla karşılaşıp üşüdüler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a döndükleri zaman, onlara sarıklarının ve mestlerinin üzerine meshetmelerini emretti.”
3584 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı abdest alırken gördüm. Üzerinde çizgili kırmızı bir sarık vardı. Elini sarığın altına soktu, başının ön kısmını meshetti, sarığını çözmedi.”
3585 "Sabit İbnu Ebi Safiyye anlatıyor: “Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bakır'dır- dedim ki: “Hz. Cabir radıyallahu anh, sana Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın uzuvlarını birer birer, ikişer ikişer ve üçer üçer yıkayarak abdest aldığını söyledi mi?” Bu soruma: “Evet!” diye cevap verdi.” Bir rivayette de: “Birer birer yıkayarak abdest aldı mı?” diye sordum; “evet!'' diye cevap verdi'' şeklinde gelmiştir.."
3586 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ikişer ikişer yıkayarak abdest aldı ve: “Bu, nur üzerine nurdur” buyurdu.''"
3587 "Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, uzuvlarını üçer üçer yıkayarak abdest aldı ve şöyle buyurdu: “Bu benim ve benden önceki diğer peygamberlerin ve İbrahim aleyhissalam'ın abdestidir.”
3588 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eğer ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydım, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim.” Muvatta'nın rivayetinde: “. . her abdestte. . .'' denmiştir."
3589 "Ebu Davud ve Tirmizi'nin Zeyd İbnu Halil el-Cüheni radıyallahu anh'tan kaydettikleri rivayet şöyledir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Ümmetime zahmet vermeyecek olsam, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim ve yatsı namazını da gecenin üçte birine kadar te'hir ederdim."
3590 "Tirmizi şu ziyadede bulundu: “Zeyd İbnu Halid, namaza geldiği zaman misvağı kulağının üstünde olurdu, tıpkı katibin, kulağı üstündeki kalemi gibi. Misvaklanmadan namaza durmazdı. Misvaklandıktan sonra yine yerine koyardı.”
3591 "Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece (namaza) kalktığı vakit ağzını misvakla ovalardı.''"
3592 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam 'ın abdest suyu ve misvakı (akşamdan hazırlanıp yanına) konulurdu. Gece kalkınca abdest bozar, sonra misvaklanırdı.''"
3593 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “(Resûlullah aleyhissalatu vesselam) gece veya gündüz yattığında ve kalktığında mutlaka abdest almazdan önce misvaklanırdı.”
3594 "Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Misvak ağız için temizlik vasıtasıdır. Rab Teala için de rıza vesilesidir.''"
3595 "Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Elindeki bir misvakla dişlerini misvaklıyordu ve ü, ü diye bir ses çıkarıyordu, misvak ağzındaydı, sanki kusuyor gibiydi.”
3596 "İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Rüyamda gördüm ki, bir misvakla dişlerimi misvaklıyorum. İki kişi yanıma geldi, biri diğerinden büyüktü. Elimdeki misvakı onlardan küçük olana uzattım. Bana: “(Büyüğü) büyükle!'' dendi. Bunun üzerine misvağı büyük olana verdim.'' Hadisi, Buhari muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir, Müslim ise senetli olarak kaydetmiştir."
3597 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana misvağını yıkamam için verirdi. (Teberrük için, yıkamazdan) önce kendim kullanırdım, sonra yıkayıp ona verirdim.”
3598 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Uykudan uyanınca, sizden hiç kimse, üç sefer yıkamadıkça ellerini kaba banmasın. Çünkü o, ellerinin geceyi (vücudunun neresinde geçirdiğini bilemez.”
3599 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alırsa istinsarda bulunsun (sümkürsün), kim taşla istinca yaparsa teklesin.”
3600 "Müslim'in bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Sizden biri abdest alınca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün.” Bir diğer rivayette: “...Burun deliklerine su çeksin, sonra sümkürsün'' şeklindedir."
3601 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz uykudan uyandığı zaman üç kere sümkürsün. Zira şeytan, burnunun içinde geceler.''"
3602 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir avuç su ile hem mazmaza hem de istinşak yaparken gördüm, bunu üç kere yapmıştı.''"
3603 "Talha İbnu Musarrıf an ebihi an ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girdim, abdest alıyordu. Su yüzünden ve sakalından göğsüne akıyordu. Mazmaza ve istinşakın arasını da ayırmıştı.”
3604 "Hz. Ali radıyallahu anh 'tan anlatıldığına göre, su istemiş ve mazmaza ve istinşak yapmış, sol eliyle sümkürmüş sonra da: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın temizliği böyleydi '' demiştir."
3605 "Osman İbnu Affan radıyallahu anh'ın anlattığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam sakalını hilalliyor idi.”
3606 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest alınca bir avuç su alır, onu çenesinin altına tutup onunla sakalını hilaller ve: “Aziz ve Celil olan Rabbim böyle emretti” derdi.”
3607 "Müstevrid İbnu Ş'eddad radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm. Abdest aldığı zaman ayaklarının parmaklarını serçe parmağı ile hilalliyordu.”
3608 "Lakit İbnu Sabıra radıyallahu anh anlatıyor: “Dedim ki: “Ey Allah'ın Resülü! Bana abdestten haber ver!'' Aleyhissalatu vesselam: “Abdesti tam al, parmaklar arasını hilalle, istinşak'da mübalağa yap, oruçlu olursan mübalağa yapma'' buyurdu.''"
3609 "Rebi' Bintu Mu'arrız radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı, (bu esnada) elini kulaklarının hücresine soktu.”
3610 "Nafi merhum anlatıyor: “İbnu Ömer, kulakları için suyu parmağıyla alırdı.”
3611 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetim, Kıyamet günü çağırıldıkları vakit abdestin izi olarak (nurdan) bir parlaklıkları olduğu halde gelirler. Öyleyse kimin imkanı varsa parlaklığını artırsın.”
3612 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “Ebu Hüreyre radıyallahu anh abdest aldı, yüzünü yıkadı, ellerini yıkadı, ellerini yıkarken nerdeyse omuza kadar yıkıyordu. Sonra ayaklarını yıkadı ve nerdeyse bacaklarına kadar yükseldi. Sonra dedi ki: “Ben Resulullah aleyhissalatu veselam'ın, “Ümmetim Kıyamet günü (abdest uzuvlarındaki) parlaklıkla gelir...” Gerisi yukarıdaki gibi devam ediyor."
3613 "Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın “...Mü'minin zineti, abdestin yükseldiği yere kadar yükselir...”
3614 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (miktarca) bir sa'dan beş müdd 'e kadar olan su ile yıkanır, bir müdd su ile de abdest alırdı.'' Bir başka rivayette: “... beş mekkûk ile yıkanır, bir mekkûk iIe de abdest alırdı” denmiştir. Bir diğer rivayette: “ . . beş. . '' denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Abdest için iki rıtl su kafidir.'' Ebu Davud'un rivayetinde: “...Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki rıtl ihtiva eden kapla abdest alır, bir sa' ile guslederdi '' denmiştir."
3615 "Sefine radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir sa' miktarındaki su cenabetten yıkar, bir müdd su da abdestine yeterdi.”
3616 "Ümmü Ammare radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı. Bu maksadla kendisine içerisinde üçte iki müdd miktarında su bulunan bir kab getirilmişti.'' Nesai şunu ilave etmiştir: “Şu'be der ki: “Ben, Aleyhissalatu vesselam'ın kollarını yıkadığını ve onları ovduğunu, kulaklarının iç kısmını meshettiğini öğrendim. Ancak kulakların dışını da meshettiğini bilmiyorum.”
3617 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Bize Resûlullah aleyhissalatu vesselam gelmişti. Kendisine bakır kapta su getirdik, onunla abdest aldı.”
3618 "Ubey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: “ResüIullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Abdest (sırasın)da vesvese veren bir şeytan vardır. Adı da el-Velehan'dır. Öyleyse suyun vesvesesinden kaçının.”
3619 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdest aldıktan sonra kurulandığı bir bezi vardı.''"
3620 "Hz. Mu'az radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm, abdest alınca elbisesinin bir kenarıyla yüzünü siliyordu.''"
3621 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: “Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest değildir.”
3622 "Rabah İbnu Abdirrahman İbni Ebi Süfyan İbnu Huveytip an ceddiha an ebiha 'dan rivayete göre demiştir ki: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: “Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kişinin abdesti yoktur.”
3623 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: “Kim abdestinin başında Allah'ı zikrederse bedeninin tamamı temizlenir. Eğer Allah'ın ismini zikretmezse bu kimsenin sadece abdest uzuvları temizlenir.”
3624 "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, abdest alıyordu. Şu duayı okuduğunu işittim: “Allahümma'ğfirli zenbi ve vassi'li fi dari ve barik li fi rızki (Allah'ım günahımı mağfıret et, evimi bana genişlet, rızkımı bana mubarek kıl.”
3625 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ses ve koku olmadıkça abdest alınmaz.'' Bir rivayette şöyle gelmiştir: “Biriniz mescidde iken, kabaları arasında bir yel hissetse ses işitmedikçe veya koku duymadıkca dışarı çıkmasın.''"
3626 “Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıp çıkmadığı hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidden çıkmasın.”
3627 "Ebu Davud'da şöyle gelmiştir: “Biriniz namazda iken, dübüründe bir hareket hissetse ve abdestinin bozulup bozulmadığı hususunda tereddüde düşse, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidi terketmesin.”
3628 "Abdullan İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu veselam'a, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen bir adamdan bahsedilmişti. Şöyle ferman buyurdular: “Sesi işitip kokuyu duymadıkça namazı sakın terketmesin.''"
3629 "Ebu Davud bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: “Biriniz mescide girince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçe sakın mescidden dışarı çıkmasın.''"
3630 "Ali İbnu Talk (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin.”
3631 "Bu hadisin Tirmizi'deki lafzı şöyle: “Bir bedevi gelerek: “Ey Allah'ın Resulü! bizden bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyu da az ise ne yapmalıdır)?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakk(ın sorulması ve açıklanmasıyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz.”
3632 "Muhammed İbnu Hanefiye anlatıyor: “Hz Ali radıyallahu anh dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kızı hanımım olması sebebiyle- Resulullah aleyhissalatu vesselam'a soramamıştım. Mikdad İbnu'l-Esved radıyallahu anh'a söyledim, o sordu. Şu cevabı almıştık: “(Mezisi gelen kimse) zekerini yıkar ve abdest alır.”
3633 "Muvatta ve Ebu Davud'un rivayetIerinde Mikdad şöyle demiştir: “Hz. Ali radıyallahu anh, bana, kendisi için Resûlullah'tan: “Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: “Zira yanımda Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum.” Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sordum. Şu cevabı verdi: “Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın.” Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: “...zekerini ve iki husyesini yıkasın.”
3634 "Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayeti şöyledir: “Hz. Ali radıyallahu anh dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim, yıkanmaya başladım. (Sonunda) sırtım çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: Öyle yapma, (her seferinde yıkanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yıka, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yıkan!” buyurdular.”
3635 "Sehl İbnu Hüneyf radıyallahu anh anlatıyor: “Ben mezi akıntısından epey bir sıkıntıda idim. Bu yüzden sık sık gusül yapıyordum. Sonunda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bu husustan sordum. Bana: “Meziden dolayı sana abdest kafidir!” buyurdular. “Ey Allah'ın Resülü! elbiseye değen meziden ne yapmalıyım?'' dedim. “Bir avuç su alıp, bunu, mezinin değdiğini zannettiğin yerlere serpmen sana yeterlidir!” cevabını verdi.''"
3636 "Abdullah İbnu Sa'd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan guslü gerektiren şeyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Şu cevabı verdi: “Bu mezidir. Her erkek mezi ifraz eder. Mezi akınca fercini ve husyelerini yıkarsın, ve namaz abdestiyle de abdest alırsın.”
3637 "Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Ben de (meziyi), kendimden ipek ipliği gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce (telaşlanmayıp) zekerini yıkasın ve namaz abdestiyle abdest alsın.” Burada meziyi kastetmiştir.- “
3638 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde) kustu ve abdest aldı.'' Ma'dan der ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlısı Sevban radıyallahu anh'a Şam camiinde rastladım. Bu meseleyi ona hatırlattım ve ondan (mahiyetini) sordum. Şu cevabı verdi: Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın kendilerine ben dökmüştüm.”
3639 "Misver İbnu Mahreme'nin anlattığına göre: “Ömer İbnu'I-Hattab radıyallahu anh'ın hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazı için uyandırdı. Ömer radıyallahu anh: “Namazı terkedenin İslam'dan nasibi yoktur!'' buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı.''"
3640 "Hz Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor “Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Zatu'r-Rika' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: “Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı takibe koyuldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bir verde mola verdi ve: “Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensar'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. ResuIullah aleyhissalatu vesselam, bunlara: “Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!'' diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensari de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da attı. Ensari de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhacirden olan zat, Ensari arkadaşındaki kanı görünce: “Sübhanallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?” diye sordu. Arkadaşı: “Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladı.''"
3641 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadınlarından birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi. Urve rahimehullah der ki: “Kendisine: “Bu, sizden başka bir hanımı olmamalı!” dedim, Hz. Aişe gülmekle cevap verdi.''"
3642 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Erkeğin hanımını öpmesi ve ona eliyle dokunması hep mülamese (değme) sayılır. Öyleyse kim hanımını öperse veya eliyle dokunursa abdest alması gerekir.” Bu rivayetin bir benzeri İbnu Mes'ud'dan gelmiştir."
3643 "Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü, dedim, bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?” “Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!” buyurdular.”
3644 "Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yanına geldik. (Biz huzurlarında iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi. “Ey Allah'ın Resulü! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?) '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şu cevabı verdi: “O, kendisinden bir parça değil midir?”
3645 "Büsre Bintü Saffan (radıyallahu anha) anlatıyor: “ResululIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.''"
3646 "Mus'ab İbnu Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben, Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh)'a Kur'an tutuyordum. Bir ara kaşındım. Sa'd: “Her halde zekerine değdin?'' dedi. Ben “evet!” deyince: “Kalk, abdest al!'' emretti. Ben de gidip abdest alıp geri döndüm.”
3647 "Nafi rahimehullah anlatıyor: “Ben, bir sefer sırasında İbnu Ömer (radıyallahu anh)'le beraberdim. Güneş doğduktan sonra onun abdest alıp namaz kıldığını gördüm. Kendisine: “Bu, şimdiye kadar kıldığınızı hiç görmediğim bir namaz!'' dedim. Şu açıklamayı yaptı: “Sabah namaz kılmak üzere abdest aldım sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayı unuttum (ve namaz kıldım. Şimdi bu durumu hatırlayınca) yeniden abdest alıp namazımı iade ettim.''"
3648 "Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye: “Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?” diye sorulmuştu: “Vallahi evet!” diye te'yid etti.”
3649 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'den anlatıldığına göre, oturarak uyur, sonra kalkar, abdest almadan namaz kılardı.”
3650 "Hz. Ali (radıyallahu ahh) anlatıyor: “Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın.”
3651 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'ın anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ı secde halinde uyurken görmüş ve hatta Resulullah (aleyhissalatu vesselam) horlayıp solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namaz kılmıştır. İbnu Abbas der ki: “Ey Allah'ın Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmuş olmalı değil mi)?” Bana şu açıklamayı yaptı: “Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsalları rahavet basar.''"
3652 "Ubeydullah İbnu Abdillah İbni Utbe anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin yanına girip, kendisine: “Bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın hastalığından bahsetmez misiniz?'' dedim. “Elbette '' dedi ve anlattı: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ın hastalığı ağırlaşmıştı. Bir ara: “Halk namazı kıldı mı?'' diye sordu. “Hayır ey Allah'ın Resülü, sizi bekliyorlar '' dedik. “Benim için leğene su koyun!” emrettiler. Dediğini yaptık. Yıkandılar. Sonra kalkmaya çalıştı. Ancak üzerine baygınlık geldi. Az sonra açıldı. Tekrar: “Halk namazı kıldı mı?” diye sordu. “Hayır, ey Allah'ın Resulü, sizi bekliyorlar!'' dedik. Halk oturmuş, yatsıyı kılmak üzere Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bekliyordu.” Bu rivayet Buhari ve Müslim tarafından tahric edilen uzunca bir rivayetten bir parçadır."
3653 "Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhüma), küsuf namazıyla ilgili rivayetinde der ki: “..Ben de (Resulullah'a uyarak) namaza durdum. (Namazı öylesine uzattı ki) üzerime baygınlık geldi. Başımın üzerine su dökmeye başladım.” Urve rahimehullah der ki: “Abdest almadı. ''"
3654 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh)'den nakledildiğine göre, Ebu Hüreyre mescidde abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: “Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulallah aleyhissalatu vesselam'ın “Ateşte pişen şeyler yiyince abdes alın” dediğini işittim.”
3655 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı.'' Buhari'nin bir başka rivayetinde: “Tencereden eliyle etli kemik aldı'' denmiştir. Müslim'in bir rivayetinde: “Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi'' denmiştir."
3656 "Amr İbnu Ümeyye ed-Damri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı.”
3657 "Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensardan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra (namazdan) ayrıldı. Kadın ona koyundah arta kalan bir şeyler getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı.” Ebu Davud ve Nesai'nin rivayetinde: “Resulullah'ın son iki icraatından biri ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terketmekti'' denmiştir."
3658 "Ubeyd İbnu Sümame el-Muradi anlatıyor: “Abdullah İbnu'I-Haris İbni Cez' (radıyallahu anh), Mısır'a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ashabından idi. Mısır Camii'nde şu hadisi anlatırken işittim: “Ben, öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (radıyallahu anh) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: “Tenceren yeterince pişti mi?'' diye sordu. Adam: “Evet, annem babam sana feda olsun!” dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum.”
3659 "Süveyd İbnu'n-Nu'man (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hayber Seferine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba'ya vardığımız zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam ikindi namazını kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı.”
3660 "Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam süt içti. Ne mazmaza yaptı, ne abdest aldı; namazını kıldı.”
3661 "Cabir İbnu Semure (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: “Koyun eti sebebiyle abdest alayım mı?'' diye sordu. “Dilersen abdest al, dilemezsen alma!” diye cevap verdi. Adam bunun üzerine: “Deve eti sebebiyle abdest alayım mı?'' diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sefer: “Evet, deve eti sebebiyle abdest al!” cevabını verdi. Adam tekrar: “Koyun ağıllarında namaz kılayım mı?'' diye bir başka sual sordu: “Evet!'' cevabını aldı. Tekrar sordu: “Pekala, deve ağıllarında namaz kılayım mı?'' “Hayır!'' buyurdu Aleyhissalatu vesselam.”
3662 "Ebu Davud ve Tirmizi'de Bera (radıyallahu anh)'nın rivayetlerine göre Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiştir: “Deve ağıllarında namaz kılmayın, çünkü onlar şeytandandır.” Koyun ağıllarından soruldu: “Oralarda kılın, çünkü onlar berekettir'' buyurdular.''"
3663 "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, yollarda ayağa bulaşan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik.”
3664 "Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam izarını sarmış olarak namaz kılarken, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: “Git, abdest al!” ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldı, sonra şelip (tekrar namaza durdu. Resulûllah (aleyhissalatu vesselam) tekrar): “Git abdest al!” emretti. Adam gitti, abdest aldı, geri geldi. Bir adam: “Ey Allah'ın Resulü, ona niye abdest almasını emir buyurdunuz?'' diye sordu. “O, dedi, izarını sarkıtmış olarak namaz kılıyordu. Allah, izarını sarkıtan erkeğin namazını kabul buyurmaz!''"
3665 "Muğire İbnu Şu'be (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraberdim. Bana: “Ey Muğire, su kabını al!'' emretti. Ben de onu aldım. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (la tenhaya gittik. O) benim gözümden kayboldu, kaza-yı hacet yaptı, (geri döndü). Üzerinde Şami bir cübbe vardı. (Abdest almak için hazırlık yaptı. Cübbesinin yenlerini çemreyip) kollarını çıkarmaya çalıştı. Ancak (yenler) dardı. Ellerini (yenlerin uç kısmından geri çıkarıp cübbeyi sırtına koyup kollarını) alttan çıkardı. Ben su döktüm, namaz için abdest aldı. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kıldı.”
3666 "Bir diğer rivayette: “Mestlerini çıkarmada yardımcı olmak için eğildim. Bana: “Bırak onları, zira ben, abdestli olarak mestlerimi giyindim” buyurdu ve üzerlerine meshetti.''"
3667 "Müslim merhumun bir diğer rivayetinde: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri, başının ön kısmı (alnı) ve sarığı üzerine meshetti '' denilmiştir."
3668 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri üzerine meshetmişti; ben: “Ey Allah'ın Resulü! yoksa unuttunuz mu?'' dedim. “Bilakis, dedi, belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti.' '"
3669 "Hz. Bilal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri ve örtüsü üzerine meshetti.”
3670 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O'na su taşırdım. (Kaza-yı hacet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sarığı ve “bot'' ları üzerine meshederdi.”
3671 "Ebu Übeyde İbnu Muhammed İbni Ammar İbni Yasir anlatıyor: “Cabir İbnu Abdillah (radıyallahu anh)'a mest üzerine meshetme hususunda sordum. “Ey kardeşimin oğlu, bu sünnettir '' buyurdu. Bunun üzerine sarık üzerine meshetme hakkında sordum: “Saça meshet!'' diye cevap verdi.''"
3672 "Cerir İbnu Abdillah el-Beceli (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, Cerir, abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: “Mest üzerine mesh mi yapıyorsun'' diye sormuşlardır. O da: “Evet demiştir, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti '' dedi. A'meş der ki: “İbrahim Neha'i dedi ki: “Bu hadis, Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un ashabını taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir (radıyallahu anh)'in müslüman oluşu Maide süresinin nüzülünden sonra idi.”
3673 "Ebu Davud'un rivayetinde Cerrr şöyle demiştir: “Meshetmekten beni ne alıkoyacak? Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı meshederken gördüm!'' Bu sözü üzerine Cerir'e: “Bu, Maide suresinin nüzûlünden önceydi'' dendi de şu cevabı verdi: “Hayır! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzûlünden sonra müslüman oldum.”
3674 "Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'nin fethedildiği gün, beş vakit namazın hepsini tek bir abdestle kıldı ve mestlerine meshetti. Hz. Ömer (radıyallahu anh): “Bugün, hiç yapmadığın bir şeyi yaptın!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): “Ammden (bilerek) yaptım ey Ömer” cevabını verdi.''"
3675 "Hz. Mugire (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. Ebu Davud der ki: “İbnu Mehdi, bu hadisi rivayet etmezdi. Çünkü Muğire (radıyallahu anh)'den bilinene göre Aleyhissalatu vesselam mestlerine meshediyordu.” Yine Ebu Davud der ki: “Bu hadis Ebu Musa el-Eş'ari (radıyallahu anh) tarafından da rivayet edilmiştir: “Aleyhissalatu vesselam çorapları üzerine meshetti.” Ancak bu rivayet muttasıl ve kuvvetli değildir, (zayıftır). Ebu Davud der ki: “Çorap üzerine Ali İbnu Ebi Talib, İbnu Mes'üd, Bera İbnu Azib, Enes İbnu Malik, Ebu Ümame, Sehl İbnu Sa'd ve Amr İbnu Hureys (radıyallahu anhüm ecmain) ecmain de meshetmiştir. Bu tatbikat Ömer İbnu'I-Hattab ve İbnu Abbas (radıyallahu anhüm)'dan da rivayet edilmiştir."
3676 "Evs İbnu Evs es-Sakafi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bir kavmin kuyusuna gelmiş, abdest alırken gördüm. Abdestini aldı, ayakkabılarına ve ayaklarına meshetti.”
3677 "Muğire (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam mestin üst ve aşağı kısımlarını meshederdi.”
3678 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam mestlerinin sırtlarına meshederdi.” Tirmizi'nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir."
3679 "Hz. AIi (radıyallahu anh) buyurdular ki: “Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evla olurdu. Ancak ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm.”
3680 "Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Ali (radıyallahu anh)'yi abdest alırken gördüm, ayağının sırtını meshetti ve dedi ki: “Eğer ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı böyle yapar görmeseydim (ayağın altını meshetmeye daha Iayık düşünürdüm) dedi.”
3681 "Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: “Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, daima, altını meshetmenin evla olduğunu düşünürdüm.”'"
3682 "Şüreyh İbnu Hani anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ya mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana: “Sana Ebu Talib'in oğlu (Hz. Ali) (radıyallahu anh)'yi tavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte seyahatlerde bulunmuştur!” dedi. Bunnun üzerine gidip ona sordum. Şu cevabı verdi: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), (mesh müddetini) yolcu için üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gece tuttu.''"
3683 "Saffan İbnu Assal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yolcu olduğumuz zaman, bize mestlerimizi üç gün üç gece, cenabet hali dışında küçük ve büyük abdest bozma, ve uyku sebebiyle çıkarmamamızı emrederdi.”
3684 "Ubey İbnu İmare (radıyallahu anh) -ki bu Sahabi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte her iki kıbleye namaz kılan ilklerdendir- anlatıyor: “Bir gün Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordum: “Ey Allah'ın Resulü! Mestlerimin üzerine meshedeyim mi? '' “Evet!'' buyurdular. Ben tekrar: “Bir gün mü?'' dedim. “Bir gün!'' buyurdular. Ben tekrar: “İki gün (olsa)?'' dedim. “İki gün!'' buyurdular. Ben tekrar: “Üç gün (olsa)?'' dedim. “Evet! dilediğin kadar!'' buyurdular.''"
3685 "Bir rivayette de “..Hatta yediye kadar ulaştı. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sonunda: “Evet! Sana uygun geldiği kadar!” buyurdular.”
3686 "Huzeyme İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!” (Bir başka rivayette şu ziyade gelmiştir): “Biz bu müddetin uzatılmasını taleb etseydik, bize mutlaka uzatırdı.''"
6037 "Abdullah İbnu Muhammed, babası tarikiyle dedesi Akil'den naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Abdeste bir müdd, gusle de bir sa' su yeterlidir” buyurmuştu” dedi. Bunun üzerine orada bulunan bir zat Akil'e: “Bu kadar su bize yetmez” diye itiraz etti. Akil de: “Bu kadar su, senden daha hayırlı, saçı da senden daha çok olan zata yetti” diye cevap verdi. Burada kastettiği kimse Resûlullah aleyhissalatu vesselam idi.”
6038 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı şöyle derken işittim: “Allah, temizlik olmadan namazı, çalınan maldan da sadakayı kabul etmez.”
6039 "Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Her hususta dosdoğru istikamet üzere olun; meyletmeyin. Ama buna güç yetiremezsiniz. Öyleyse bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. Kamil mü'minden başkası abdesti (hakkı ile) muhafaza edemez.”
6040 "Ebu Ümame radıyallahu anh, Resûlullah'tan naklen anlatmıştır: “İstikamet üzere olun! İstikamet üzere olsanız, bu ne iyidir! Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdesti ancak kamil mü'minler (hakkıyla) muhafaza ederler.”
6041 "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü denildi. Ümmetinden, görmediğin kimseleri (Kıyamet günü) nasıl tanıyacaksın?” Şu cevabı verdi: “Ümmetim, abdest sebebiyle alınlarında nur, kollarında nur, ayaklarında nur taşıyacaklar (bu nurla onları tanıyacağım).”
6042 "Humran Mevla Osman İbni Affan radıyallahu anhüma anlatıyor: “Osman İbnu Affan'ı oturma yerlerine otururken gördüm. Abdest suyu istedi ve abdest aldı. Sonra da: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı oturduğum şu yerde oturmuş, benim şu abdestim gibi abdest aldığını gördüm. Abdestten sonra şöyle demişti: “Kim şu abdestim gibi abdest alırsa, geçmiş (küçük) günahları affedilir.” Resûlullah sonra şunu ilave etti: “Sakın gurura düşmeyiniz.”
6043 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dişlerinizi misvaklayın. Çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah'ın rızasına vesiledir. Cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. Ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.”
6044 "Hz. Ali radıyallahu anh buyurmuştur ki: “Muhakkak ki ağızlarınız Kur'an'ın yollarıdır, onları misvakla temizleyin.”
3479 "İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam, Cin gecesinde bana: “Kabında ne var?” diye sordular. Ben: “Nebiz!” dedim. “Güzel bir meyve, temiz bir sudur” buyurdular. Sonra da onunla abdest aldılar.”
3551 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?'' “Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı: “Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribattır, işte bu ribattır. İşte bu ribattır.”
3552 "Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Üzerimizde develeri gütme işi vardı, (bunu sırayla yapıyorduk.) (Bir gün) gütme nöbeti bana gelmişti. Günün sonunda develeri kıra ben çıkarıyordum. (Birgün, nöbetimden dönüşte) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, ayakta halka hitabediyordu. Söylediklerinden şu sözlere yetiştim: “Güzelce abdest alıp, sonra iki rek'at namaz kılan ve namaza bütün ruhu ve benliği ile yönelen hiç kimse yoktur ki kendisine cennet vacib olmasın!” (Bunları işitince kendimi tutamayıp:) “Bu ne güzel!'' dedim. (Bu sözüm üzerine) önümde duran birisi: “Az önce söylediği daha da güzeldi!'' dedi. (Bu da kim? diye) baktım. Meğer Ömer İbnu'I-Hattab'mış. O, sözüne devam etti: “Seni gördüm, daha yeni geldin. Sen gelmezden önce şöyle demişti: “Sizden kim abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar, sonra da: “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühü. (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Resûlüdür)” derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer.” Ebu Davud'un rivayetinde “...abdesti güzel yaparsa...” denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde “....resûlühü (Allah'ın ...Resûlü)” kelimesinden sonra “Allah'ım, beni tevbe edenlerden kıl, temizlenenlerden kıl” duası da vardır."
3553 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.”
3554 "Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alır ve abdestini güzel yaparsa hataları vücudundan tırnak diplerine varıncaya kadar çıkar dökülür.''"
3555 "Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Osman radıyallahu anh abdest aldı ve dedi ki: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şu benim abdestim gibi abdest aldığını, sonra da şöyle söylediğini gördüm: “Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları affedilir, namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur.”
3556 "Amr İbnu Abese es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senada bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasını(n korku ve muhabbetini) çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır.”
3557 "Abdullah es-Sunabihi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min kul abdest aldıkça mazmaza yaptı mı (ağzını yıkadı mı) günahlar ağzından çıkar. (Burnunu sümkürdü mü) günahlar burnundan çıkar, yüzünü yıkadı mı günahlar göz kapaklarının altına varıncaya kadar yüzünden çıkar. Ellerini yıkadı mı günahlar tırnak diplerine varıncaya kadar ellerinden çıkar. Başını meshetti mi, günahlar kulaklarına varıncaya kadar başından çıkar. Ayaklarını yıkadı mı, günahlar ayak tırnaklarının altına varıncaya kadar ayaklarından çıkar. Sonra mescide kadar yürümesi ve kılacağı namaz nafile (bir ibadet) olur.''"
3558 "Ebu Ümame el-Bahili radıyallahu anh anlatıyor: “Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ı dinledim, diyordu ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: “Abdest nasıl alınır?'' diye sordum. Şöyle açıkladı: “Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.'' Ebu Ümame der ki: “Ey Amr İbnu Abese dedim, ne söylediğine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasında veriliyor mu? “Vallahi dedi, bilesin ki artık yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı, (Allah'tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacım var ki, Allah Resülü hakkında yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan kulaklarımın işitip, hafızamın da zabtettiklerinden başkası değildir.” Bu hadis, Nesai'nin metninden alınmadır. Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ın müslüman oluşunu anlatan uzunca bir hadisin son kısmıdır."
3559 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, AIlah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar.''"
3560 "Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alıp: “Sübhaneke Allahümme ve bihamdike estağfiruke ve etübu ileyke. (Rabbim seni tenzih ederim, Allah'ım hamdim sanadır, senden bağışlanmak isterim, tevbem de sanadır)” derse, bu bir kağıda yazılır, sonra bir mühür üzerine nakşedilir, sonra da Arş'ın altına kaldırılır ve Kıyamete kadar (mühür) kırılmaz.''"
3561 "Humran Mevla Osman anlatıyor: “Hz. Osman radıyallahu anh su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti: “Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir.”
3562 "Ebu Davud'un İbnu Müleyke'den kaydettiği bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Osman radıyallahu anh'tan abdest hakkında (nasıl alınacağı) sorulmuştu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabı getirildi. Kaptan önce sağ eli üzerine su döktü (ve onu yıkadı), sonra sağ elini kaba batırdı, üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu. (önceki hadiste geçtiği üzere zikretti. Hadisdte şu ziyade var): “Sonra elini daldırıp su aldı ve başına, kulaklarına meshetti, kulakların iç ve dışlarını birer kere meshetti.''"
3563 "Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “Sağ eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yıkadı.” Yine Ebu Davud 'un bir diğer rivayetinde “Başını üç kere meshetti '' den miştir."
3564 "Abdu Hayr anlatıyor: “Hz. AIi radıyallahu anh bize geldi ve namaz kıldı. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi. “Suyu ne yapacak, namazı kıldı ya! Herhalde bize öğretmek istiyor!” dedik. İçinde su olan bir kapla bir leğen getirildi. Kaptan sağ eline su döktü: Üç defa ellerini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza ve istinşakta bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı, üç kere sol elini yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestini bilmek kimin hoşuna giderse, işte o böyledir!” dedi.”
3565 "Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyledir: “.. Başını meshetti.'' -Şû'be, bir defasında alnından başının gerisine kadar (eliyle) işaret etti- sonra dedi ki: “Ellerini tekrar geri getirip getirmediğini bilmiyorum.''"
3566 "Ebu Davud'da, İbnu Abbas'tan yapılan bir diğer rivayet şöyledir: “Ali radıyallahu anh yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu istedi. İçinde su olan bir kap getirdik. Bana: “Ey İbnu Abbas! Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?” dedi. Ben de: “Evet göster!” dedim. Bunun üzerine su kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve yüzü üzerine akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı.'' (Abdullaş el-Havlani) der ki: “(İbnu Abbas'a) sordum: “Ayaklar ayakkabı içinde olduğu halde mi?''. “Evet dedi, ayakkabı içinde olduğu halde.'' Ben tekrar sordum: “Ayakkabı içinde mi?'' “Evet! dedi, ayakkabı içinde!” Ben tekrar sordum: “Ayakkabı içinde mi?'' “Evet! dedi, Ayakkabı içinde.” Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. “...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinşakta bulundu.”
3567 "Abdullah İbnu Zeyd İbni Asım İbni'l-Ensari radıyaIlahu anh'ın anlattığına göre, kendisine: “Bizim için, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestiyle bir abdest al (da görelim)!” diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, önceki hadiste anlatılan şekilde abdest aldı. Abdest alışını anlatan rivayette şu farklı açıklama var: “Başını meshettikte ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru yürüttü. (şöyle ki: Mesh ameliyesine başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra, başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı.'' Müslim'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Başını üç kere meshetti.''"
3568 "Buhari rahimehullah'ın bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam (abdest uzuvlarını) ikişer kere yıkayarak abdest aldı.'' Ebu Davud'un bir rivayetinde, Mikdam İbnu Ma'dikerb'den şu kaydedilir: “Sonra başını, içiyle ve dışıyla iki kulağını meshetti.” Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde şöyle denmiştir: “Kulaklarını içleriyle dışlarıyla meshetti, parmaklarını kulaklarının deliklerine soktu.''"
3569 "Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resûlullah ona uzuvların üçer kere yıkanmasını gösterdi. Sonra da: “Abdest işte böyle alınır! Kim buna bir ziyadede bulunursa, fena bir iş yapmış olur, haddi aşar ve zulmeder” buyurdu.”
3570 "Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “ ..Sonra başını meshetti. Şehadet parmaklarını kulaklarına soktu. Başparmaklarıyla kulaklarının dışlarını meshetti. Şehadet parmaklarıyla kulakların içini meshetti...” Rivayetin sonunda şu ifade var: “Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olur -yahut zulmetmiş ve kötü bir iş yapmış olur-.” Nesai'nin rivayetinde özetle şöyle denmiştir: “.. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkında sordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdestin alınışını, uzuvları üçer sefer yıkayarak gösterdi, sonra şöyle söyledi: “Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunursa kötü bir iş yapmış, haddi aşmış ve de zulmetmiş olur. ''"
3571 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı.''"
3572 "Ebu Davud'un bir rivayetinde İbnu Abbas radıyallahu anhüma şöyle der: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz?” İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aIdı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç da aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aIdı sağ ayağının üzerine serpti, ayağında nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının aItında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı.''"
3573 "Ebu Davud veTirmizi'nin bir başka rivayetinde Rübeyyi' Bintu Muavvız İbni Afran radıyallahu anha der ki: “. .avuçlarını üç kere yıkadı, yüzünü üç kere yıkadı, bir kere mazmaza ve istinşak yaptı. Ellerini üçer üçer yıkadı. Başını iki kere meshetti. Başının gerisinden başladı, sonra önünden. İki kulağını da (meshetti) içlerini de, dışlarını da. Ayaklarını da üçer üçer yıkadı.''"
3574 "Bir diğer rivayette: “Başın tamamını meshetti. Bunu, başın tepesinden başlayıp saçın döküldüğü her tarafa ulaşacak şekilde saçın şeklini bozmadan icra etti” denmiştir."
3575 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “...Başını meshetti, başın öne gelen kısmını da, arkaya gelen kısmını da, şakaklarını da, kulaklarını da birer birer meshetti.'' Bir diğer rivayette: “Elinde arta kalan su ile başını meshetti '' denmiştir."
3576 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı ve bunu, yüzünü üç, ellerini üç sefer yıkayarak, “Kulaklar baştandır '' deyip başını da üç sefer meshederek yaptı.'' Hammad der ki: “Bu rivayette geçen “Kulaklar baştandır'' ibaresi, Ebu Ümme'nin sözü mü yoksa Resûlullah'ın sözü mü bilemiyorum.” Bu metin Tirmizi'nindir. Ebu Davud'da şu ifade de yer alır: “Gözpınarlarını da meshederdi.'' O rivayette: “Kulaklar baştandır'' da demiştir."
3577 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh bana şunu söyledi: “Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmişti. Bunun abdest almış fakat ayaklarının üzerinde tırnak kadar bir yeri yıkamadan bırakmış olduğunu gördü. ResüluIlah aleyhissalatu vesselam, adama derhal müdahaIe etti: “Git abdestini güzel kıl!” Adam gidip yeniden abdest aldı, sonra namazını kıldı.”
3578 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde Resûlullah'ın ashabından biri şöyle anlatır: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ayağının sırtında dirhem büyüklüğünde bir kısma su değmemiş olduğu halde namaz kılmakta olduğunu görmüştü, derhal abdesti ve namazı iade etmesini emretti.”
3579 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Beraber olduğumuz bir sefer sırasında, bir ara Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizden geride kaldı sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam) yüksek sesle nida etti: “Ökçelerin ateşte vay haline!” Bunu iki veya üç kere tekrarladı.”
3580 "Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Halk ikindi namazı sırasında acele etti ve bir kısmı alelacele abdest aldı. Biz onlara ulaştık. Ökçelerine su değmemiş, parlıyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Öçelerin ateşte vay haline! Abdesti tam alın!'' buyurdular.''"
3581 "Tirmizi der ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan şöyle rivayet edildi: “Ökçe ve ayak çukurlarının ateşte vay haline.”
3582 "Hz. Cabir radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre, kendisine sarık üzerine meshetmekten sorulmuştu. Şu cevabı verdi: “Hayır, olmaz, su ile saça değilmelidir!''"
3583 "Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir seriyye göndermişti. Askerler soğukla karşılaşıp üşüdüler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a döndükleri zaman, onlara sarıklarının ve mestlerinin üzerine meshetmelerini emretti.”
3584 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı abdest alırken gördüm. Üzerinde çizgili kırmızı bir sarık vardı. Elini sarığın altına soktu, başının ön kısmını meshetti, sarığını çözmedi.”
3585 "Sabit İbnu Ebi Safiyye anlatıyor: “Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bakır'dır- dedim ki: “Hz. Cabir radıyallahu anh, sana Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın uzuvlarını birer birer, ikişer ikişer ve üçer üçer yıkayarak abdest aldığını söyledi mi?” Bu soruma: “Evet!” diye cevap verdi.” Bir rivayette de: “Birer birer yıkayarak abdest aldı mı?” diye sordum; “evet!'' diye cevap verdi'' şeklinde gelmiştir.."
3586 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ikişer ikişer yıkayarak abdest aldı ve: “Bu, nur üzerine nurdur” buyurdu.''"
3587 "Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, uzuvlarını üçer üçer yıkayarak abdest aldı ve şöyle buyurdu: “Bu benim ve benden önceki diğer peygamberlerin ve İbrahim aleyhissalam'ın abdestidir.”
3588 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eğer ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydım, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim.” Muvatta'nın rivayetinde: “. . her abdestte. . .'' denmiştir."
3589 "Ebu Davud ve Tirmizi'nin Zeyd İbnu Halil el-Cüheni radıyallahu anh'tan kaydettikleri rivayet şöyledir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Ümmetime zahmet vermeyecek olsam, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim ve yatsı namazını da gecenin üçte birine kadar te'hir ederdim."
3590 "Tirmizi şu ziyadede bulundu: “Zeyd İbnu Halid, namaza geldiği zaman misvağı kulağının üstünde olurdu, tıpkı katibin, kulağı üstündeki kalemi gibi. Misvaklanmadan namaza durmazdı. Misvaklandıktan sonra yine yerine koyardı.”
3591 "Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece (namaza) kalktığı vakit ağzını misvakla ovalardı.''"
3592 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam 'ın abdest suyu ve misvakı (akşamdan hazırlanıp yanına) konulurdu. Gece kalkınca abdest bozar, sonra misvaklanırdı.''"
3593 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “(Resûlullah aleyhissalatu vesselam) gece veya gündüz yattığında ve kalktığında mutlaka abdest almazdan önce misvaklanırdı.”
3594 "Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Misvak ağız için temizlik vasıtasıdır. Rab Teala için de rıza vesilesidir.''"
3595 "Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Elindeki bir misvakla dişlerini misvaklıyordu ve ü, ü diye bir ses çıkarıyordu, misvak ağzındaydı, sanki kusuyor gibiydi.”
3596 "İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Rüyamda gördüm ki, bir misvakla dişlerimi misvaklıyorum. İki kişi yanıma geldi, biri diğerinden büyüktü. Elimdeki misvakı onlardan küçük olana uzattım. Bana: “(Büyüğü) büyükle!'' dendi. Bunun üzerine misvağı büyük olana verdim.'' Hadisi, Buhari muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir, Müslim ise senetli olarak kaydetmiştir."
3597 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana misvağını yıkamam için verirdi. (Teberrük için, yıkamazdan) önce kendim kullanırdım, sonra yıkayıp ona verirdim.”
3598 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Uykudan uyanınca, sizden hiç kimse, üç sefer yıkamadıkça ellerini kaba banmasın. Çünkü o, ellerinin geceyi (vücudunun neresinde geçirdiğini bilemez.”
3599 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim abdest alırsa istinsarda bulunsun (sümkürsün), kim taşla istinca yaparsa teklesin.”
3600 "Müslim'in bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Sizden biri abdest alınca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün.” Bir diğer rivayette: “...Burun deliklerine su çeksin, sonra sümkürsün'' şeklindedir."
3601 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz uykudan uyandığı zaman üç kere sümkürsün. Zira şeytan, burnunun içinde geceler.''"
3602 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir avuç su ile hem mazmaza hem de istinşak yaparken gördüm, bunu üç kere yapmıştı.''"
3603 "Talha İbnu Musarrıf an ebihi an ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girdim, abdest alıyordu. Su yüzünden ve sakalından göğsüne akıyordu. Mazmaza ve istinşakın arasını da ayırmıştı.”
3604 "Hz. Ali radıyallahu anh 'tan anlatıldığına göre, su istemiş ve mazmaza ve istinşak yapmış, sol eliyle sümkürmüş sonra da: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın temizliği böyleydi '' demiştir."
3605 "Osman İbnu Affan radıyallahu anh'ın anlattığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam sakalını hilalliyor idi.”
3606 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest alınca bir avuç su alır, onu çenesinin altına tutup onunla sakalını hilaller ve: “Aziz ve Celil olan Rabbim böyle emretti” derdi.”
3607 "Müstevrid İbnu Ş'eddad radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm. Abdest aldığı zaman ayaklarının parmaklarını serçe parmağı ile hilalliyordu.”
3608 "Lakit İbnu Sabıra radıyallahu anh anlatıyor: “Dedim ki: “Ey Allah'ın Resülü! Bana abdestten haber ver!'' Aleyhissalatu vesselam: “Abdesti tam al, parmaklar arasını hilalle, istinşak'da mübalağa yap, oruçlu olursan mübalağa yapma'' buyurdu.''"
3609 "Rebi' Bintu Mu'arrız radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı, (bu esnada) elini kulaklarının hücresine soktu.”
3610 "Nafi merhum anlatıyor: “İbnu Ömer, kulakları için suyu parmağıyla alırdı.”
3611 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetim, Kıyamet günü çağırıldıkları vakit abdestin izi olarak (nurdan) bir parlaklıkları olduğu halde gelirler. Öyleyse kimin imkanı varsa parlaklığını artırsın.”
3612 "Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “Ebu Hüreyre radıyallahu anh abdest aldı, yüzünü yıkadı, ellerini yıkadı, ellerini yıkarken nerdeyse omuza kadar yıkıyordu. Sonra ayaklarını yıkadı ve nerdeyse bacaklarına kadar yükseldi. Sonra dedi ki: “Ben Resulullah aleyhissalatu veselam'ın, “Ümmetim Kıyamet günü (abdest uzuvlarındaki) parlaklıkla gelir...” Gerisi yukarıdaki gibi devam ediyor."
3613 "Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın “...Mü'minin zineti, abdestin yükseldiği yere kadar yükselir...”
3614 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (miktarca) bir sa'dan beş müdd 'e kadar olan su ile yıkanır, bir müdd su ile de abdest alırdı.'' Bir başka rivayette: “... beş mekkûk ile yıkanır, bir mekkûk iIe de abdest alırdı” denmiştir. Bir diğer rivayette: “ . . beş. . '' denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Abdest için iki rıtl su kafidir.'' Ebu Davud'un rivayetinde: “...Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki rıtl ihtiva eden kapla abdest alır, bir sa' ile guslederdi '' denmiştir."
3615 "Sefine radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir sa' miktarındaki su cenabetten yıkar, bir müdd su da abdestine yeterdi.”
3616 "Ümmü Ammare radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı. Bu maksadla kendisine içerisinde üçte iki müdd miktarında su bulunan bir kab getirilmişti.'' Nesai şunu ilave etmiştir: “Şu'be der ki: “Ben, Aleyhissalatu vesselam'ın kollarını yıkadığını ve onları ovduğunu, kulaklarının iç kısmını meshettiğini öğrendim. Ancak kulakların dışını da meshettiğini bilmiyorum.”
3617 "Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Bize Resûlullah aleyhissalatu vesselam gelmişti. Kendisine bakır kapta su getirdik, onunla abdest aldı.”
3618 "Ubey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: “ResüIullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Abdest (sırasın)da vesvese veren bir şeytan vardır. Adı da el-Velehan'dır. Öyleyse suyun vesvesesinden kaçının.”
3619 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdest aldıktan sonra kurulandığı bir bezi vardı.''"
3620 "Hz. Mu'az radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm, abdest alınca elbisesinin bir kenarıyla yüzünü siliyordu.''"
3621 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: “Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest değildir.”
3622 "Rabah İbnu Abdirrahman İbni Ebi Süfyan İbnu Huveytip an ceddiha an ebiha 'dan rivayete göre demiştir ki: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: “Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kişinin abdesti yoktur.”
3623 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: “Kim abdestinin başında Allah'ı zikrederse bedeninin tamamı temizlenir. Eğer Allah'ın ismini zikretmezse bu kimsenin sadece abdest uzuvları temizlenir.”
3624 "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, abdest alıyordu. Şu duayı okuduğunu işittim: “Allahümma'ğfirli zenbi ve vassi'li fi dari ve barik li fi rızki (Allah'ım günahımı mağfıret et, evimi bana genişlet, rızkımı bana mubarek kıl.”
3625 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ses ve koku olmadıkça abdest alınmaz.'' Bir rivayette şöyle gelmiştir: “Biriniz mescidde iken, kabaları arasında bir yel hissetse ses işitmedikçe veya koku duymadıkca dışarı çıkmasın.''"
3626 “Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıp çıkmadığı hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidden çıkmasın.”
3627 "Ebu Davud'da şöyle gelmiştir: “Biriniz namazda iken, dübüründe bir hareket hissetse ve abdestinin bozulup bozulmadığı hususunda tereddüde düşse, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidi terketmesin.”
3628 "Abdullan İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu veselam'a, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen bir adamdan bahsedilmişti. Şöyle ferman buyurdular: “Sesi işitip kokuyu duymadıkça namazı sakın terketmesin.''"
3629 "Ebu Davud bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: “Biriniz mescide girince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçe sakın mescidden dışarı çıkmasın.''"
3630 "Ali İbnu Talk (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin.”
3631 "Bu hadisin Tirmizi'deki lafzı şöyle: “Bir bedevi gelerek: “Ey Allah'ın Resulü! bizden bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyu da az ise ne yapmalıdır)?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakk(ın sorulması ve açıklanmasıyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz.”
3632 "Muhammed İbnu Hanefiye anlatıyor: “Hz Ali radıyallahu anh dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kızı hanımım olması sebebiyle- Resulullah aleyhissalatu vesselam'a soramamıştım. Mikdad İbnu'l-Esved radıyallahu anh'a söyledim, o sordu. Şu cevabı almıştık: “(Mezisi gelen kimse) zekerini yıkar ve abdest alır.”
3633 "Muvatta ve Ebu Davud'un rivayetIerinde Mikdad şöyle demiştir: “Hz. Ali radıyallahu anh, bana, kendisi için Resûlullah'tan: “Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: “Zira yanımda Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum.” Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sordum. Şu cevabı verdi: “Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın.” Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: “...zekerini ve iki husyesini yıkasın.”
3634 "Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayeti şöyledir: “Hz. Ali radıyallahu anh dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim, yıkanmaya başladım. (Sonunda) sırtım çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: Öyle yapma, (her seferinde yıkanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yıka, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yıkan!” buyurdular.”
3635 "Sehl İbnu Hüneyf radıyallahu anh anlatıyor: “Ben mezi akıntısından epey bir sıkıntıda idim. Bu yüzden sık sık gusül yapıyordum. Sonunda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bu husustan sordum. Bana: “Meziden dolayı sana abdest kafidir!” buyurdular. “Ey Allah'ın Resülü! elbiseye değen meziden ne yapmalıyım?'' dedim. “Bir avuç su alıp, bunu, mezinin değdiğini zannettiğin yerlere serpmen sana yeterlidir!” cevabını verdi.''"
3636 "Abdullah İbnu Sa'd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan guslü gerektiren şeyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Şu cevabı verdi: “Bu mezidir. Her erkek mezi ifraz eder. Mezi akınca fercini ve husyelerini yıkarsın, ve namaz abdestiyle de abdest alırsın.”
3637 "Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Ben de (meziyi), kendimden ipek ipliği gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce (telaşlanmayıp) zekerini yıkasın ve namaz abdestiyle abdest alsın.” Burada meziyi kastetmiştir.- “
3638 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde) kustu ve abdest aldı.'' Ma'dan der ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlısı Sevban radıyallahu anh'a Şam camiinde rastladım. Bu meseleyi ona hatırlattım ve ondan (mahiyetini) sordum. Şu cevabı verdi: Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın kendilerine ben dökmüştüm.”
3639 "Misver İbnu Mahreme'nin anlattığına göre: “Ömer İbnu'I-Hattab radıyallahu anh'ın hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazı için uyandırdı. Ömer radıyallahu anh: “Namazı terkedenin İslam'dan nasibi yoktur!'' buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı.''"
3640 "Hz Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor “Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Zatu'r-Rika' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: “Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı takibe koyuldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bir verde mola verdi ve: “Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensar'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. ResuIullah aleyhissalatu vesselam, bunlara: “Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!'' diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensari de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da attı. Ensari de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhacirden olan zat, Ensari arkadaşındaki kanı görünce: “Sübhanallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?” diye sordu. Arkadaşı: “Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladı.''"
3641 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadınlarından birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi. Urve rahimehullah der ki: “Kendisine: “Bu, sizden başka bir hanımı olmamalı!” dedim, Hz. Aişe gülmekle cevap verdi.''"
3642 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Erkeğin hanımını öpmesi ve ona eliyle dokunması hep mülamese (değme) sayılır. Öyleyse kim hanımını öperse veya eliyle dokunursa abdest alması gerekir.” Bu rivayetin bir benzeri İbnu Mes'ud'dan gelmiştir."
3643 "Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü, dedim, bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?” “Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!” buyurdular.”
3644 "Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yanına geldik. (Biz huzurlarında iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi. “Ey Allah'ın Resulü! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?) '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şu cevabı verdi: “O, kendisinden bir parça değil midir?”
3645 "Büsre Bintü Saffan (radıyallahu anha) anlatıyor: “ResululIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.''"
3646 "Mus'ab İbnu Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben, Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh)'a Kur'an tutuyordum. Bir ara kaşındım. Sa'd: “Her halde zekerine değdin?'' dedi. Ben “evet!” deyince: “Kalk, abdest al!'' emretti. Ben de gidip abdest alıp geri döndüm.”
3647 "Nafi rahimehullah anlatıyor: “Ben, bir sefer sırasında İbnu Ömer (radıyallahu anh)'le beraberdim. Güneş doğduktan sonra onun abdest alıp namaz kıldığını gördüm. Kendisine: “Bu, şimdiye kadar kıldığınızı hiç görmediğim bir namaz!'' dedim. Şu açıklamayı yaptı: “Sabah namaz kılmak üzere abdest aldım sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayı unuttum (ve namaz kıldım. Şimdi bu durumu hatırlayınca) yeniden abdest alıp namazımı iade ettim.''"
3648 "Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye: “Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?” diye sorulmuştu: “Vallahi evet!” diye te'yid etti.”
3649 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'den anlatıldığına göre, oturarak uyur, sonra kalkar, abdest almadan namaz kılardı.”
3650 "Hz. Ali (radıyallahu ahh) anlatıyor: “Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın.”
3651 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'ın anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ı secde halinde uyurken görmüş ve hatta Resulullah (aleyhissalatu vesselam) horlayıp solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namaz kılmıştır. İbnu Abbas der ki: “Ey Allah'ın Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmuş olmalı değil mi)?” Bana şu açıklamayı yaptı: “Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsalları rahavet basar.''"
3652 "Ubeydullah İbnu Abdillah İbni Utbe anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin yanına girip, kendisine: “Bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın hastalığından bahsetmez misiniz?'' dedim. “Elbette '' dedi ve anlattı: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ın hastalığı ağırlaşmıştı. Bir ara: “Halk namazı kıldı mı?'' diye sordu. “Hayır ey Allah'ın Resülü, sizi bekliyorlar '' dedik. “Benim için leğene su koyun!” emrettiler. Dediğini yaptık. Yıkandılar. Sonra kalkmaya çalıştı. Ancak üzerine baygınlık geldi. Az sonra açıldı. Tekrar: “Halk namazı kıldı mı?” diye sordu. “Hayır, ey Allah'ın Resulü, sizi bekliyorlar!'' dedik. Halk oturmuş, yatsıyı kılmak üzere Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bekliyordu.” Bu rivayet Buhari ve Müslim tarafından tahric edilen uzunca bir rivayetten bir parçadır."
3653 "Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhüma), küsuf namazıyla ilgili rivayetinde der ki: “..Ben de (Resulullah'a uyarak) namaza durdum. (Namazı öylesine uzattı ki) üzerime baygınlık geldi. Başımın üzerine su dökmeye başladım.” Urve rahimehullah der ki: “Abdest almadı. ''"
3654 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh)'den nakledildiğine göre, Ebu Hüreyre mescidde abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: “Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulallah aleyhissalatu vesselam'ın “Ateşte pişen şeyler yiyince abdes alın” dediğini işittim.”
3655 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı.'' Buhari'nin bir başka rivayetinde: “Tencereden eliyle etli kemik aldı'' denmiştir. Müslim'in bir rivayetinde: “Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi'' denmiştir."
3656 "Amr İbnu Ümeyye ed-Damri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı.”
3657 "Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensardan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra (namazdan) ayrıldı. Kadın ona koyundah arta kalan bir şeyler getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı.” Ebu Davud ve Nesai'nin rivayetinde: “Resulullah'ın son iki icraatından biri ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terketmekti'' denmiştir."
3658 "Ubeyd İbnu Sümame el-Muradi anlatıyor: “Abdullah İbnu'I-Haris İbni Cez' (radıyallahu anh), Mısır'a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ashabından idi. Mısır Camii'nde şu hadisi anlatırken işittim: “Ben, öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (radıyallahu anh) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: “Tenceren yeterince pişti mi?'' diye sordu. Adam: “Evet, annem babam sana feda olsun!” dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum.”
3659 "Süveyd İbnu'n-Nu'man (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hayber Seferine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba'ya vardığımız zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam ikindi namazını kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı.”
3660 "Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam süt içti. Ne mazmaza yaptı, ne abdest aldı; namazını kıldı.”
3661 "Cabir İbnu Semure (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: “Koyun eti sebebiyle abdest alayım mı?'' diye sordu. “Dilersen abdest al, dilemezsen alma!” diye cevap verdi. Adam bunun üzerine: “Deve eti sebebiyle abdest alayım mı?'' diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sefer: “Evet, deve eti sebebiyle abdest al!” cevabını verdi. Adam tekrar: “Koyun ağıllarında namaz kılayım mı?'' diye bir başka sual sordu: “Evet!'' cevabını aldı. Tekrar sordu: “Pekala, deve ağıllarında namaz kılayım mı?'' “Hayır!'' buyurdu Aleyhissalatu vesselam.”
3662 "Ebu Davud ve Tirmizi'de Bera (radıyallahu anh)'nın rivayetlerine göre Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiştir: “Deve ağıllarında namaz kılmayın, çünkü onlar şeytandandır.” Koyun ağıllarından soruldu: “Oralarda kılın, çünkü onlar berekettir'' buyurdular.''"
3663 "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, yollarda ayağa bulaşan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik.”
3664 "Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam izarını sarmış olarak namaz kılarken, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: “Git, abdest al!” ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldı, sonra şelip (tekrar namaza durdu. Resulûllah (aleyhissalatu vesselam) tekrar): “Git abdest al!” emretti. Adam gitti, abdest aldı, geri geldi. Bir adam: “Ey Allah'ın Resulü, ona niye abdest almasını emir buyurdunuz?'' diye sordu. “O, dedi, izarını sarkıtmış olarak namaz kılıyordu. Allah, izarını sarkıtan erkeğin namazını kabul buyurmaz!''"
3665 "Muğire İbnu Şu'be (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraberdim. Bana: “Ey Muğire, su kabını al!'' emretti. Ben de onu aldım. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (la tenhaya gittik. O) benim gözümden kayboldu, kaza-yı hacet yaptı, (geri döndü). Üzerinde Şami bir cübbe vardı. (Abdest almak için hazırlık yaptı. Cübbesinin yenlerini çemreyip) kollarını çıkarmaya çalıştı. Ancak (yenler) dardı. Ellerini (yenlerin uç kısmından geri çıkarıp cübbeyi sırtına koyup kollarını) alttan çıkardı. Ben su döktüm, namaz için abdest aldı. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kıldı.”
3666 "Bir diğer rivayette: “Mestlerini çıkarmada yardımcı olmak için eğildim. Bana: “Bırak onları, zira ben, abdestli olarak mestlerimi giyindim” buyurdu ve üzerlerine meshetti.''"
3667 "Müslim merhumun bir diğer rivayetinde: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri, başının ön kısmı (alnı) ve sarığı üzerine meshetti '' denilmiştir."
3668 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri üzerine meshetmişti; ben: “Ey Allah'ın Resulü! yoksa unuttunuz mu?'' dedim. “Bilakis, dedi, belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti.' '"
3669 "Hz. Bilal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri ve örtüsü üzerine meshetti.”
3670 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O'na su taşırdım. (Kaza-yı hacet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sarığı ve “bot'' ları üzerine meshederdi.”
3671 "Ebu Übeyde İbnu Muhammed İbni Ammar İbni Yasir anlatıyor: “Cabir İbnu Abdillah (radıyallahu anh)'a mest üzerine meshetme hususunda sordum. “Ey kardeşimin oğlu, bu sünnettir '' buyurdu. Bunun üzerine sarık üzerine meshetme hakkında sordum: “Saça meshet!'' diye cevap verdi.''"
3672 "Cerir İbnu Abdillah el-Beceli (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, Cerir, abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: “Mest üzerine mesh mi yapıyorsun'' diye sormuşlardır. O da: “Evet demiştir, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti '' dedi. A'meş der ki: “İbrahim Neha'i dedi ki: “Bu hadis, Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un ashabını taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir (radıyallahu anh)'in müslüman oluşu Maide süresinin nüzülünden sonra idi.”
3673 "Ebu Davud'un rivayetinde Cerrr şöyle demiştir: “Meshetmekten beni ne alıkoyacak? Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı meshederken gördüm!'' Bu sözü üzerine Cerir'e: “Bu, Maide suresinin nüzûlünden önceydi'' dendi de şu cevabı verdi: “Hayır! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzûlünden sonra müslüman oldum.”
3674 "Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'nin fethedildiği gün, beş vakit namazın hepsini tek bir abdestle kıldı ve mestlerine meshetti. Hz. Ömer (radıyallahu anh): “Bugün, hiç yapmadığın bir şeyi yaptın!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): “Ammden (bilerek) yaptım ey Ömer” cevabını verdi.''"
3675 "Hz. Mugire (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. Ebu Davud der ki: “İbnu Mehdi, bu hadisi rivayet etmezdi. Çünkü Muğire (radıyallahu anh)'den bilinene göre Aleyhissalatu vesselam mestlerine meshediyordu.” Yine Ebu Davud der ki: “Bu hadis Ebu Musa el-Eş'ari (radıyallahu anh) tarafından da rivayet edilmiştir: “Aleyhissalatu vesselam çorapları üzerine meshetti.” Ancak bu rivayet muttasıl ve kuvvetli değildir, (zayıftır). Ebu Davud der ki: “Çorap üzerine Ali İbnu Ebi Talib, İbnu Mes'üd, Bera İbnu Azib, Enes İbnu Malik, Ebu Ümame, Sehl İbnu Sa'd ve Amr İbnu Hureys (radıyallahu anhüm ecmain) ecmain de meshetmiştir. Bu tatbikat Ömer İbnu'I-Hattab ve İbnu Abbas (radıyallahu anhüm)'dan da rivayet edilmiştir."
3676 "Evs İbnu Evs es-Sakafi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bir kavmin kuyusuna gelmiş, abdest alırken gördüm. Abdestini aldı, ayakkabılarına ve ayaklarına meshetti.”
3677 "Muğire (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam mestin üst ve aşağı kısımlarını meshederdi.”
3678 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam mestlerinin sırtlarına meshederdi.” Tirmizi'nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir."
3679 "Hz. AIi (radıyallahu anh) buyurdular ki: “Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evla olurdu. Ancak ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm.”
3680 "Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Ali (radıyallahu anh)'yi abdest alırken gördüm, ayağının sırtını meshetti ve dedi ki: “Eğer ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı böyle yapar görmeseydim (ayağın altını meshetmeye daha Iayık düşünürdüm) dedi.”
3681 "Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: “Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, daima, altını meshetmenin evla olduğunu düşünürdüm.”'"
3682 "Şüreyh İbnu Hani anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ya mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana: “Sana Ebu Talib'in oğlu (Hz. Ali) (radıyallahu anh)'yi tavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte seyahatlerde bulunmuştur!” dedi. Bunnun üzerine gidip ona sordum. Şu cevabı verdi: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), (mesh müddetini) yolcu için üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gece tuttu.''"
3683 "Saffan İbnu Assal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yolcu olduğumuz zaman, bize mestlerimizi üç gün üç gece, cenabet hali dışında küçük ve büyük abdest bozma, ve uyku sebebiyle çıkarmamamızı emrederdi.”
3684 "Ubey İbnu İmare (radıyallahu anh) -ki bu Sahabi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte her iki kıbleye namaz kılan ilklerdendir- anlatıyor: “Bir gün Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordum: “Ey Allah'ın Resulü! Mestlerimin üzerine meshedeyim mi? '' “Evet!'' buyurdular. Ben tekrar: “Bir gün mü?'' dedim. “Bir gün!'' buyurdular. Ben tekrar: “İki gün (olsa)?'' dedim. “İki gün!'' buyurdular. Ben tekrar: “Üç gün (olsa)?'' dedim. “Evet! dilediğin kadar!'' buyurdular.''"
3685 "Bir rivayette de “..Hatta yediye kadar ulaştı. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sonunda: “Evet! Sana uygun geldiği kadar!” buyurdular.”
3686 "Huzeyme İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!” (Bir başka rivayette şu ziyade gelmiştir): “Biz bu müddetin uzatılmasını taleb etseydik, bize mutlaka uzatırdı.''"
6037 "Abdullah İbnu Muhammed, babası tarikiyle dedesi Akil'den naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Abdeste bir müdd, gusle de bir sa' su yeterlidir” buyurmuştu” dedi. Bunun üzerine orada bulunan bir zat Akil'e: “Bu kadar su bize yetmez” diye itiraz etti. Akil de: “Bu kadar su, senden daha hayırlı, saçı da senden daha çok olan zata yetti” diye cevap verdi. Burada kastettiği kimse Resûlullah aleyhissalatu vesselam idi.”
6038 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı şöyle derken işittim: “Allah, temizlik olmadan namazı, çalınan maldan da sadakayı kabul etmez.”
6039 "Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Her hususta dosdoğru istikamet üzere olun; meyletmeyin. Ama buna güç yetiremezsiniz. Öyleyse bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. Kamil mü'minden başkası abdesti (hakkı ile) muhafaza edemez.”
6040 "Ebu Ümame radıyallahu anh, Resûlullah'tan naklen anlatmıştır: “İstikamet üzere olun! İstikamet üzere olsanız, bu ne iyidir! Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdesti ancak kamil mü'minler (hakkıyla) muhafaza ederler.”
6041 "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü denildi. Ümmetinden, görmediğin kimseleri (Kıyamet günü) nasıl tanıyacaksın?” Şu cevabı verdi: “Ümmetim, abdest sebebiyle alınlarında nur, kollarında nur, ayaklarında nur taşıyacaklar (bu nurla onları tanıyacağım).”
6042 "Humran Mevla Osman İbni Affan radıyallahu anhüma anlatıyor: “Osman İbnu Affan'ı oturma yerlerine otururken gördüm. Abdest suyu istedi ve abdest aldı. Sonra da: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı oturduğum şu yerde oturmuş, benim şu abdestim gibi abdest aldığını gördüm. Abdestten sonra şöyle demişti: “Kim şu abdestim gibi abdest alırsa, geçmiş (küçük) günahları affedilir.” Resûlullah sonra şunu ilave etti: “Sakın gurura düşmeyiniz.”
6043 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dişlerinizi misvaklayın. Çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah'ın rızasına vesiledir. Cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. Ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.”
6044 "Hz. Ali radıyallahu anh buyurmuştur ki: “Muhakkak ki ağızlarınız Kur'an'ın yollarıdır, onları misvakla temizleyin.”