Allah Rahmandır.
Yerleri ve gökleri yaratan Alemlerin Rabbi olan Allah yarattıkları tüm mahluklara rahman ismi ile tecelli edip rahmet etmiştir. Bu rahmet öyle yüceliktedir ki sadece Rahman isminin gerçek ve tek sahibi olan Allah bilir. Öğleki o annelere çocuğunu sevme ve rahmet etme duygularını yüklemiştir. Hayvanlarda da insanlarda da bu böyledir.
Bir zebra bir yırtıcı hayvan yaklaştığında kaçar. Eğer yavrusu varsa yavrusunu ilk önce koşturur. Ondan sonra koşmaya başlar. Yavrusunu geçebilecekken hafif ağır koşar ki yırtıcı hayvan kendisini yesin ama yavrusuna dokunmasın. Bu bile insanın kalbindeki merhamet duyguları kabartır .Kalbi harekete geçirir.
İnsanı ele aldığımızda bu durum farklı değildir. Çocukluk söyle dursun büyüdüğünde dahi çocuğunu sever merhamet eder.
Allah bu rahmeti mahlukuna vermeseydi anne çocuğuna bakabilir miydi? Bir düşününüz o kadar zahmete katlanır mıydı?
Bu rahmet ve merhamet duyguları elbette Allah’ın Rahman ismi şerifi iledir. Bir mahlukuna verdiği rahmet böyle ise yaratan Rabbimizin Rahmeti nasıldır?
Allah kullarını sevmese rahmet etmese onları zaten yaratmazdı. İnsan şöyle dursun hayvanlara dahi rahmet etmektedir .Hayvanların sevilmesi beslenmesi bakılması için onları sevimli yaratan insanın kalbinede merhamet ve şefkat duygusunu yerleştiren yine odur.
Bu duygular kalbin katılığına ve yumuşaklığına göre azdır çoktur veya hiç yoktur. Hiç yok oluşu kalbin sonradan günahlarla kararması ve taş kesilmesindendir.
Ayeti kerimede:
"Böylece Allah şeytanın attığı vesveseleri, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseler için bir imtihan vesilesi yapar. Zalimler, gerçekten derin bir ayrılık içindedirler." (Hac:53).
Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşın öylesi vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır düşer. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir.(Bakara :74).
İnsanlara ve hayvanlara verilen rahmeti sizler tefekkür edininiz. Biz kısa örnekler veriyoruz.
Allah rahmeti yaratandır. Rahmet etmeyi yarattıklarından dilediğinin kalbine koyandır.
Allah’ın rahmetinin sonsuzluğunu anlamak gerekir. Mahlukatına doğumundan ölümüne kadar rahmet eder. Kafir olsun Müslüman olsun hepsinin rızkını üzerine almıştır .Tüm yarattıklarının rızkını rahmetiyle ihsan eden odur.
Dünyada ne kadar yaralatılmış varsa hepsi Allah’ın rahmetinin eseridir.
Hayvanları insanların hizmetine vermiştir.
Ayeti kerimelerde.
Hayvanlardan da yük taşıyanı ve tüyünden yatak yapılanları yaratan O’dur. Allah’ın size verdiği rızıktan yiyin, şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır.Enam: 142).
Hayvanları da yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Onların etlerini de yersiniz. Nahl :5).
Atları, katırları ve merkepleri de sizin için binek ve süs hayvanı olarak yaratmıştır. Bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratır. Nahl: 8).
Gökyüzünden tatlı suyu indiren odur.Yeryüzünde haşmetli dağlar meydana getirdik. Size tatlı sular içirdik. Mürselat: 27).
Bitkilere bakalım .Gündüzleri oksijen geceleri karbondioksit verirler. Nice bitkilerde Allah insanlara şifa kaynağı kılmıştır.
Ağaçları gölgelik yapmıştır ki gölge dahi bize nimet olmuştur. Bu nimetin büyüklüğünü sıcaktan başı yanmış bir kişinin önünde gölgeli ağaç bulmasından sonraki sevincinden anlaşılır.
Sayılamayacak o kadar şey vardır ki biz bunların rahmet olduğunu bilemeyiz .Aklımıza dahi gelmez. Ancak susuz kalınca suyun kıymeti aç kalınca yemeğin kıymeti sıcak olunca soğuk ,soğuk olunca sıcağın kıymeti anlaşılır. Bir çöl düşünün deve kaçtığında o devenin değeri bizim gözümüzdeki değeri nedir,? Çünkü deve geri gelmezse açlıktan ve sıcaktan ölçektir.
Ayeti kerimede:
İnsanlara bir rahmet tattırırsak buna sevinirler. Şayet yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük gelirse, hemen ümitsizliğe kapılırlar. de.Rum 36).
Öyle bir haldir ki o deve için o anda her şeyini vermeye hazır olur. parası vardır kıymeti yok mali vardır kıymeti yok .Bu halde ki kişiyi kim kurtarabilir yine Rahman ismiyle Allah kurtarabilir.
Zaten tüm yaratıklara ömür veren Allah
Allah bu yaşamı ömrü boyunca yarattıklarını korur buda Allahın rahmetidir. Eceli gelince olur. Buda Allahın takdiridir. Her canlı olumu tadar. Dünya imtihandır.
Suyu tatlı kılan Allah acı yapsaydı bizde içmek zorunda olsaydık tatlı su nedir bilmeseydik .İnsan vücudunun ihtiyacı için bu acı suyu içmek zorunda olsaydı.
Kim tatlı suyu bilebilir ve nasıl elde edebilirdir.
Bu suyu tatlı kılan yine Allah’tır Allah’ın rahmetidir.
Ayetti kerimede:
Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkaran Allah’tır. O’nun izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de size musahhar kıldı. İbrahim :32).
İnsan tuvaletini yapar rahatça çıkar. Oysa buda Allah’ın rahmetidir ki vücudumuzdan zararlı şeyleri çıkmaktadır.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem duasında :” "Bana eza vereni benden giderip yarar vereni bırakan Allah hamd olsun." Derdi.
Sağlık nimetini düşünelim. Hasta olunca nasılda feryat ediyor ve çaresiz kalıyoruz. İyileştiğimizde tekrar normal yaşantımıza donup sağlık nimetini unutuyoruz.
Bunun nedeni ayetlerde insanların çoğu ve cahil ve nankör buyurulmaktadır.
Ayeti kerimeler de:
İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken veya ayakta iken bize yalvarır yakarır. Fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki başına gelen sıkıntıdan ötürü bize hiç yalvarmamışa döner. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler hoş gösterilmiştir. Yunus: 12).
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah’ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile sayamazsınız. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. İbrahim :34).
O Allah ki, sizi diriltti. Sonra sizi öldürür ve sonra yine diriltir. Gerçekten insan çok nankördür. Hac :66).
Öyle değimiyiz. Allah’ın bu rahmetlerini rahmet olduğunu bilmiyoruz. Değerini ancak kaybedince anlıyoruz. Sonra tekrar unutuyoruz. . . Bu böyle devam edip gitmektedir.
Bu tam şükür hali yine peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hayatına batığımızda anlaşılır. yemek yerken, dururken, yürürken, otururken, tuvalete giderken yaşamının her ani şükür dua zikir idi.
Biz yemek yeyince “elhamdülillah” demeyi unutmazsak ona şükür ediyoruz.
Allah’ın sevdikleri her an Allah ile iken biz sadece dara düştüğümüzde ibtila ve musibete uğradığımızda Allahı hatırlıyoruz. Günümüzde ise film ve dizeler Allah ismi sadece bela okunmak için anılmakta.
Bu anlatılmaz derece cahilliklerimizin eseri ve Allahtan kopuk yaşantımızın sonucudur.
Oysa biz kuran ve sünnete uyarak yaşantımızı düzenlemeyiz. Bu kısacık dünya hayatında ölmeden önce Allahı bulmak ve Allahı her halimizde anmamız gerekir. Bu kulluğun gereğidir.
Namaz kılmaz oruç tutturmaz zekat vermez ve her turlu günahıda işler ben kulum ben ümmetim der.
Bakiniz bu nefstendir. Hiç çalışmayarak menfaat bekleyen ancak cahil nefsimizin eseridir.
Bu dünya ahiret ekimini yapmak için gönderdik. Allah’ın emrini yerine getirmez ve yasaklarından kaçınmazsak nasıl kul olabiliriz. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yaşantısını, kendi yaşantımızda uygulamazsak nasıl ümmetiz diyebiliriz.
O zaman bu is Allah’ın kul Peygamberimizin ümmet kabul ettikleri sadece rahmete ericektir. Buda Allah’ın rahman isminin yanında rahim ismi yani inananlara olan rahmetidir.
Rahim ismi nasip olursa sonra anlatılacaktır.
Allah’ın rahmetinin bir büyük örneği de.
Allah’ın kullarına en uygun şekilde onları yaratmasıdır. Şöyle ki bazılarına hastalık verir sağlıklı olsa Allahı bulamayacak ve isyankarlardan olacaktı. Onun kibrini kırarak Allaha sonsuz muhtaçlığı ile Allaha yakinlik ve bağ kurmasını sağlamaktadır.
Kimini çirkin yapar güzellik verse belki nice günahlar işleyecek güzelliği hakkında kibirlenip isyankar olacaktı.
Kimini fakir eder ki zengin olsa Allahı hatırlamayacak dünya ile ömrünü geçirecekti.
Kimini zengin kılar ki fakir olsa o bunu azdıracak kendisine yediremeyecek asi isyankar olup sapacaktı.
Kimini kolundan ve bacağından özürlü kılar ki belki bunlar onu azdıracak yine hiç olmadık isleri nefsiyle rahatça yapacaktı.
Kimini görme engelli yapar ki oda kullarına rahmetidir.
Kimine sağlık verir ki hiç hasta olmaz bu kişi hasta olsa hemen feryadı basar .Onu bildiğinden sağlıklı kılmıştır.
Allah sevdiklerine en çok iptila dertler verir ki bunlar Allaha en çok yaklaştırılanlardır. Peygamberler, evliyalar ve sırasıyla imanına göre müminler.
Gaybes semavati vel ard Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Bütün bunlar geçmişi ve geleceği ve görüneni görülmeyeni sonsuz ilmiyle bilmesiyledir.
Ayeti Kerimede:
Allah’ın; kullarının tövbesini kabul ettiğini, sadakaları aldığını, Allah’ın tövbeleri kabul eden ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı? Tevbe: 104).
Allah’ın kuluna iman nimetini vermesi aslında okuluna rahmet etmesidir. Sonra kul kendi isteğiyle sapar veya o imanını Allah korursa sapmaz. Ahir zamanda imanının korunması zordur. Bu sebeple sürekli Rabbimize yalvarmalı binlerce şükür etmeliyiz.
Topluluklardan zorbalık yapanlara haddini bilindirende odur.
Ayeti Kerimede.
Sonunda Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut Câlut’u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi, ona dilediğini öğretti. Eğer Allah, insanların bir kısmı ile diğerlerini savmasaydı, yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah bütün âlemler üzerine lütuf ve kerem sahibidir. Bakara: 251).
Bunlarda Allah’ın rahmetidir.
Derinlemesine tefekkür edildiğinde Allah’ın hiçbir ismi şerifi insan aklınca dahi anlatmakla bitmeyeceği ve bilinmeyeceği acıktır. Allah’ın bildirmesinin dışında bir bilgi elde edilemez.
Allah’ın bilinmişliği sonsuz. .,bilinmezliğide sonsuzdur.
İnsanları yeryüzüne yayması dahi Allah’ın lütfu ve rahmetinin eseridir.
Her yarattığına kendisini savunma kabiliyeti veren ve koruyucularla destekleyen odur. Bir ari düşünün iğnesi var ki balını korur yuvasını korur.
Kuşlar hızlı hareket eder kanatlar vardır kolay kolay yakalanamazlar. Doğada nice hayvanlar kamuflaj yaparak kendisini yiyebilecek hayvanlardan saklanabilir. Yılanların eli ayağı yoktur ama zehri vardır ,ısırır .Zehri tehlikeli olduğundan yanlarına yaklaşılmaz. Kartalın öyle kesin gözleri ve öyle pençeleri vardır ki öyle avlanır. Aslanlara öyle bir çene vermiştik avlarını parçalara rahatça yer.
En basitinden kedilerin tırnakları vardır ki bir elimizi çizdiğinde tırmaladığında sızlar ve çok acır. Köpeklerin havlaması dahi insanları korkutabilir. Evcil hayvanların dahi savunma kabiliyetleri vardır. Evcil uysal insanın hizmetine verilen tüm hayvanda yine
Allah’ın rahmetinin eseridir. Örneğin bir at huysuzlaştığında ona kimse binemez ve tehlikelidir. Atları insanın emrine veren yine odur. Eğer ki Allah rahmet etmese bu atları insanlar nasıl yakalar ve nasıl binerlerdi .Bildiğiniz üzere atlar insanları üzerinden fırlatacak kadar güçlü, büyük hayvanlardır.
Tefekkür edilip iyice düşünülmesi için yazmaktayız. Örnekler sonsuz olarak artırılabilir ki hepsi Allah’ın Rahman isminin tecellisine mazhardır.
Tüm canlılarda birbirine olan rahmet yine Allah’ın rahman ismiyledir. Yoksa kimse kimseye rahmet etmezdi.
bu rahmeti vermese anne çocuğuna bakmaz haliyle bir yasamda olamazdı. Annelerimiz bizi yetiştirmese bakmasa Allah’ın lütfunun eseri biz hiç nasıl buyurduk .Nasıl yaşardık sebeple anne hakki ödenememektedir.
Ayetlerde
Biz insana anne babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyi sana ortak koşman için seni zorlarsa, o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır, yaptıklarınızı size bir bir haber veririm. Ankebut 8
Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya güzellikle muâmele etmenizi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında iken ihtiyarlığa ererlerse onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. İsrâ :23)
Allah Celle Celâluhü ayetinde :
Resulüm! De ki: “İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın, hangisi ile çağırırsanız çağırın, en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini yükseltme, sesini o kadar da kısma, ikisi arasında bir yol tut. İsra: 110).
Böyle büyük bir ismi şerifi anlatabilmek elbette ki imkânsızdır. Her zerremiz Allah’ın rahmet eseridir. Tek bir hücren görevini yapmasa .Sen ona emir verebilir misin ? ALLAH ise rahmetiyle emriyle tüm hücrelerini organlarını yürütmektedir.
Bize verilen zaman en değerli hazinelerimizdendir mi bunla ahiret kazanılırken çok üzdürecek şey ahiret yurduna geçip hakiki hayatta uyanığımızda açığa çıkacaktır. Zamanın kıymetini bilemedik bu nimetlere şükrümüzü yerine getiremedik oysa bize verilenler boşa verilmiş diye.
Nefeste bir nimettir ki kolaylıkla alınıp verilir. Hadi o nefesi almamaya vermemeye insanın gücü yetiyor mu.
Bu insanın acizliğinin ve hükümsüzlüğünün kanıtıdır.
Bir hastalık olduğunda nefesimizi zor alıp verdiğimize birde bakarız ki nefeste nimetmiş nefeste Allah’ın rahmetiymiş.
Bu akıl nimeti de rahmetidir ki eksikliğinde yine anlaşır.
Her zerremize baktığımızda anlaşılıyor ki Allah’ın rahman ismi hep üzerimizde iyimiş .Öyle büyükmüş.
Su kolumuzda yüzümüzdeki kıllara bakiniz ne kadar küçük birbiri ardınca dizilmiş .Bunlar dahi incelendiğinde Allah’ın rahmetinin sonu gelmeyeceği anlatılamayacağı ortaya çıkmaktadır.
Oysaki daha okyanuslarda denizlerde nice canlıları hikmetle yaratan odur.
Okyanusun en derinliklerinde en karanlık yerlerinde öyle canlılar yaratmıştır ki onlara ışık vermiştir. Vücutları ışık saçar. Bu ışık olmasa zifiri karanlık okyanusta göremeyecektir. Bu vücuda bu ışığı kim koydu .Nasıl koydu ki biz elektrik nimetini bile şükrünü yerine getiremeyiz. Okyanusun içinde vücudunuzda yanan bir lamba. Hem de sinirsiz enerjiyle. İyice derinlemesine inceliğinde bunlar essiz tek olan Rabbimizin eseri ve Rahmetidir.
şu canlıları ışıksız bırakmayan Allah ebetteki kullarını ışıksız bırakacak değildir. İç karanlığından nuruna kavuşturacak hidayet edicek yine Odur .
Ayeti Kerimede:
"Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin." diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini dâvet ettiğin şey müşriklere pek ağır geldi. Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve kendisine yönelen kimseyi de hidayete iletir. Şûrâ :13).
Allah’ın Rahman ismine yönelim ki bakiniz her canlıya rahmeti sonsuz akıtıyor. Allah kullarından samimi şekilde ona yalvaranı dua edeni dosdoğru yolunu buldurtacak kibirden riyadan nefsinden şeytanından kurutacaktır. Buda Allah’ın kalbe istek koyması kulun Rabbine koşmasıyla olur. Biliniz ki kul gayret etmese istemese neden ilgilenilsin
Neden verilsin. Allah (c.c) isteyin ki vereyim buyuruyor. Çok sığınmalı çok dua edilmelidir 72 fırkaya bölünen ümmetin sadece bir fırkası olan fırka-i Naciye kurtuluş fırkasına Allah bizi iletsin.
Diğerleri dinlerini ticarete döndürdüğü sevgilerine dünyalık menfaat un san şöhret karıştırdığından helaktadırlar.
Kul öyle bir yalvarmalı öyle bir yalvarmalı ki sığıntı olmalı. Bir çöp parçası gibi sabırla boyun bükük yalvarmalı. yüce Rabbimizin rahmetine kavuşmayı dilemelidir.
72 fırka doğru cehenneme 1 fırka doğru cennetedir. Sapanlar aşırı gitmelerinden kendi elleriyle işlediklerinden sapmıştır.
Ayeti Kerimede:
İnsanların elleriyle işlediklerinden dolayı karada ve denizde fesat baş gösterdi. Allah işlediklerinden bir kısmını onlara tattırıyor ki, belki dönerler. Rûm: 41).
Ayeti kerimede:” sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar doğru yoldadırlar." Yâsin :21).
Kısaca kurtulanlar yine Allah’ın Rahman ve Rahim ismiyle kurtulmuş olacaktır.
Bir Allah’ın rahmetinin sonsuzluğuda:
“Her yarattığı kulana hem cennetteki yerini hem de cehennemdeki yerini yaratmıştır.”
Müslim’de de Ebu Musa’dan aktarıldığına göre Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü geldiğinde, Aziz ve Celil olan Allah her Müslüman’a bir Yahudî veya bir Hristiyan’ı teslim eder ve ‘İşte bu, senin ateşten kurtuluş fidyendir.’ buyurur.”(Müslim :Tevbe, 49).
Özetlersek; herkes için iki yurtta da yerler vardır. Kâfirler cehennemdeki yerlerini aldıkları zaman, âdeta Müminlerin oradan kurtulmaları için birer kurtuluş fidyesi olmuş olurlar. (bakınız Nevevî, ilgili hadisin şerhi).
Cehenneme giderse .cennetlik yerine diğer cennetlik kullar vÂris olup onlar alacaktır.
Ayeti Kerimede:
Onlar da derler ki: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi cennete vâris kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz. (Allah için) çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!" Zümer :74).
Allah kimin cennete kimin cehenneme gideceğini zaten ezeli ilmiyle biliyordu. Yine de böyle her kuluna 2 yer yaratması onun Rahmetinin bir göstergesidir. Bir lütfudur. Essiz ve sonsuz yüceliğidir.
Kısaca has manada her zerredeki rahmet Allah’ın Rahman ismiyle rahmet olundu. Öğleki bize zarar veren şeyler iptilalar dahi Allah’ın rahmetidir. Bu ise Allah’ın kullarına olan en büyük Rahmetlerindendir. Bunun böyle olduğu ahiretteki derecelerden cennetin genişliği ve nimetlerinin sonsuzluğundan anlaşılacaktır.
Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "dünyada zahidlik, helal olanı haram etmek veya malı ziyan etmekle olmaz. Gerçek zahidlik, AIIah'ın elinde olana, kendi elinde olandan daha çok güvenmen ve bir musibete düştüğün zaman getireceği sevabı sebebiyle, onun devamına rağbet göstermendir." Rezin şunu ilave etti: "zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah 'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir" (Hadid:23).(kaynak: kütübi site 2043)
Hz. Hüseyin radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir musibete uğrayan kimse, bilahare o musibeti hatırlayarak inna lillahi ve inna ileyhi raciun diye istircada bulunsa, o musibetin vakti çoktan geçmiş bile olsa, Allah bu istircası sebebiyle, ona, musibetin geldiği ilk günün sevabını aynen verir." Ebû Yahya Suheyb İbni Sinan (ra)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: (kaynak: kütübi site 6454)
“Müminin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hali kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa şükreder, bu onun için hayır olur; başına bir bela gelecek olsa sabreder, bu da onun için hayır olur.”(Müslim, Zühd 64)
Hadislerde de anlaşılacağı gibi müminler heran Allahın rahmetine mazhardır.
Ayeti Kerimede:
Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir.Maide: 54).
Yerleri ve gökleri yaratan Alemlerin Rabbi olan Allah yarattıkları tüm mahluklara rahman ismi ile tecelli edip rahmet etmiştir. Bu rahmet öyle yüceliktedir ki sadece Rahman isminin gerçek ve tek sahibi olan Allah bilir. Öğleki o annelere çocuğunu sevme ve rahmet etme duygularını yüklemiştir. Hayvanlarda da insanlarda da bu böyledir.
Bir zebra bir yırtıcı hayvan yaklaştığında kaçar. Eğer yavrusu varsa yavrusunu ilk önce koşturur. Ondan sonra koşmaya başlar. Yavrusunu geçebilecekken hafif ağır koşar ki yırtıcı hayvan kendisini yesin ama yavrusuna dokunmasın. Bu bile insanın kalbindeki merhamet duyguları kabartır .Kalbi harekete geçirir.
İnsanı ele aldığımızda bu durum farklı değildir. Çocukluk söyle dursun büyüdüğünde dahi çocuğunu sever merhamet eder.
Allah bu rahmeti mahlukuna vermeseydi anne çocuğuna bakabilir miydi? Bir düşününüz o kadar zahmete katlanır mıydı?
Bu rahmet ve merhamet duyguları elbette Allah’ın Rahman ismi şerifi iledir. Bir mahlukuna verdiği rahmet böyle ise yaratan Rabbimizin Rahmeti nasıldır?
Allah kullarını sevmese rahmet etmese onları zaten yaratmazdı. İnsan şöyle dursun hayvanlara dahi rahmet etmektedir .Hayvanların sevilmesi beslenmesi bakılması için onları sevimli yaratan insanın kalbinede merhamet ve şefkat duygusunu yerleştiren yine odur.
Bu duygular kalbin katılığına ve yumuşaklığına göre azdır çoktur veya hiç yoktur. Hiç yok oluşu kalbin sonradan günahlarla kararması ve taş kesilmesindendir.
Ayeti kerimede:
"Böylece Allah şeytanın attığı vesveseleri, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseler için bir imtihan vesilesi yapar. Zalimler, gerçekten derin bir ayrılık içindedirler." (Hac:53).
Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşın öylesi vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır düşer. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir.(Bakara :74).
İnsanlara ve hayvanlara verilen rahmeti sizler tefekkür edininiz. Biz kısa örnekler veriyoruz.
Allah rahmeti yaratandır. Rahmet etmeyi yarattıklarından dilediğinin kalbine koyandır.
Allah’ın rahmetinin sonsuzluğunu anlamak gerekir. Mahlukatına doğumundan ölümüne kadar rahmet eder. Kafir olsun Müslüman olsun hepsinin rızkını üzerine almıştır .Tüm yarattıklarının rızkını rahmetiyle ihsan eden odur.
Dünyada ne kadar yaralatılmış varsa hepsi Allah’ın rahmetinin eseridir.
Hayvanları insanların hizmetine vermiştir.
Ayeti kerimelerde.
Hayvanlardan da yük taşıyanı ve tüyünden yatak yapılanları yaratan O’dur. Allah’ın size verdiği rızıktan yiyin, şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır.Enam: 142).
Hayvanları da yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Onların etlerini de yersiniz. Nahl :5).
Atları, katırları ve merkepleri de sizin için binek ve süs hayvanı olarak yaratmıştır. Bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratır. Nahl: 8).
Gökyüzünden tatlı suyu indiren odur.Yeryüzünde haşmetli dağlar meydana getirdik. Size tatlı sular içirdik. Mürselat: 27).
Bitkilere bakalım .Gündüzleri oksijen geceleri karbondioksit verirler. Nice bitkilerde Allah insanlara şifa kaynağı kılmıştır.
Ağaçları gölgelik yapmıştır ki gölge dahi bize nimet olmuştur. Bu nimetin büyüklüğünü sıcaktan başı yanmış bir kişinin önünde gölgeli ağaç bulmasından sonraki sevincinden anlaşılır.
Sayılamayacak o kadar şey vardır ki biz bunların rahmet olduğunu bilemeyiz .Aklımıza dahi gelmez. Ancak susuz kalınca suyun kıymeti aç kalınca yemeğin kıymeti sıcak olunca soğuk ,soğuk olunca sıcağın kıymeti anlaşılır. Bir çöl düşünün deve kaçtığında o devenin değeri bizim gözümüzdeki değeri nedir,? Çünkü deve geri gelmezse açlıktan ve sıcaktan ölçektir.
Ayeti kerimede:
İnsanlara bir rahmet tattırırsak buna sevinirler. Şayet yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük gelirse, hemen ümitsizliğe kapılırlar. de.Rum 36).
Öyle bir haldir ki o deve için o anda her şeyini vermeye hazır olur. parası vardır kıymeti yok mali vardır kıymeti yok .Bu halde ki kişiyi kim kurtarabilir yine Rahman ismiyle Allah kurtarabilir.
Zaten tüm yaratıklara ömür veren Allah
Allah bu yaşamı ömrü boyunca yarattıklarını korur buda Allahın rahmetidir. Eceli gelince olur. Buda Allahın takdiridir. Her canlı olumu tadar. Dünya imtihandır.
Suyu tatlı kılan Allah acı yapsaydı bizde içmek zorunda olsaydık tatlı su nedir bilmeseydik .İnsan vücudunun ihtiyacı için bu acı suyu içmek zorunda olsaydı.
Kim tatlı suyu bilebilir ve nasıl elde edebilirdir.
Bu suyu tatlı kılan yine Allah’tır Allah’ın rahmetidir.
Ayetti kerimede:
Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkaran Allah’tır. O’nun izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de size musahhar kıldı. İbrahim :32).
İnsan tuvaletini yapar rahatça çıkar. Oysa buda Allah’ın rahmetidir ki vücudumuzdan zararlı şeyleri çıkmaktadır.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem duasında :” "Bana eza vereni benden giderip yarar vereni bırakan Allah hamd olsun." Derdi.
Sağlık nimetini düşünelim. Hasta olunca nasılda feryat ediyor ve çaresiz kalıyoruz. İyileştiğimizde tekrar normal yaşantımıza donup sağlık nimetini unutuyoruz.
Bunun nedeni ayetlerde insanların çoğu ve cahil ve nankör buyurulmaktadır.
Ayeti kerimeler de:
İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken veya ayakta iken bize yalvarır yakarır. Fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki başına gelen sıkıntıdan ötürü bize hiç yalvarmamışa döner. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler hoş gösterilmiştir. Yunus: 12).
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah’ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile sayamazsınız. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. İbrahim :34).
O Allah ki, sizi diriltti. Sonra sizi öldürür ve sonra yine diriltir. Gerçekten insan çok nankördür. Hac :66).
Öyle değimiyiz. Allah’ın bu rahmetlerini rahmet olduğunu bilmiyoruz. Değerini ancak kaybedince anlıyoruz. Sonra tekrar unutuyoruz. . . Bu böyle devam edip gitmektedir.
Bu tam şükür hali yine peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hayatına batığımızda anlaşılır. yemek yerken, dururken, yürürken, otururken, tuvalete giderken yaşamının her ani şükür dua zikir idi.
Biz yemek yeyince “elhamdülillah” demeyi unutmazsak ona şükür ediyoruz.
Allah’ın sevdikleri her an Allah ile iken biz sadece dara düştüğümüzde ibtila ve musibete uğradığımızda Allahı hatırlıyoruz. Günümüzde ise film ve dizeler Allah ismi sadece bela okunmak için anılmakta.
Bu anlatılmaz derece cahilliklerimizin eseri ve Allahtan kopuk yaşantımızın sonucudur.
Oysa biz kuran ve sünnete uyarak yaşantımızı düzenlemeyiz. Bu kısacık dünya hayatında ölmeden önce Allahı bulmak ve Allahı her halimizde anmamız gerekir. Bu kulluğun gereğidir.
Namaz kılmaz oruç tutturmaz zekat vermez ve her turlu günahıda işler ben kulum ben ümmetim der.
Bakiniz bu nefstendir. Hiç çalışmayarak menfaat bekleyen ancak cahil nefsimizin eseridir.
Bu dünya ahiret ekimini yapmak için gönderdik. Allah’ın emrini yerine getirmez ve yasaklarından kaçınmazsak nasıl kul olabiliriz. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yaşantısını, kendi yaşantımızda uygulamazsak nasıl ümmetiz diyebiliriz.
O zaman bu is Allah’ın kul Peygamberimizin ümmet kabul ettikleri sadece rahmete ericektir. Buda Allah’ın rahman isminin yanında rahim ismi yani inananlara olan rahmetidir.
Rahim ismi nasip olursa sonra anlatılacaktır.
Allah’ın rahmetinin bir büyük örneği de.
Allah’ın kullarına en uygun şekilde onları yaratmasıdır. Şöyle ki bazılarına hastalık verir sağlıklı olsa Allahı bulamayacak ve isyankarlardan olacaktı. Onun kibrini kırarak Allaha sonsuz muhtaçlığı ile Allaha yakinlik ve bağ kurmasını sağlamaktadır.
Kimini çirkin yapar güzellik verse belki nice günahlar işleyecek güzelliği hakkında kibirlenip isyankar olacaktı.
Kimini fakir eder ki zengin olsa Allahı hatırlamayacak dünya ile ömrünü geçirecekti.
Kimini zengin kılar ki fakir olsa o bunu azdıracak kendisine yediremeyecek asi isyankar olup sapacaktı.
Kimini kolundan ve bacağından özürlü kılar ki belki bunlar onu azdıracak yine hiç olmadık isleri nefsiyle rahatça yapacaktı.
Kimini görme engelli yapar ki oda kullarına rahmetidir.
Kimine sağlık verir ki hiç hasta olmaz bu kişi hasta olsa hemen feryadı basar .Onu bildiğinden sağlıklı kılmıştır.
Allah sevdiklerine en çok iptila dertler verir ki bunlar Allaha en çok yaklaştırılanlardır. Peygamberler, evliyalar ve sırasıyla imanına göre müminler.
Gaybes semavati vel ard Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Bütün bunlar geçmişi ve geleceği ve görüneni görülmeyeni sonsuz ilmiyle bilmesiyledir.
Ayeti Kerimede:
Allah’ın; kullarının tövbesini kabul ettiğini, sadakaları aldığını, Allah’ın tövbeleri kabul eden ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı? Tevbe: 104).
Allah’ın kuluna iman nimetini vermesi aslında okuluna rahmet etmesidir. Sonra kul kendi isteğiyle sapar veya o imanını Allah korursa sapmaz. Ahir zamanda imanının korunması zordur. Bu sebeple sürekli Rabbimize yalvarmalı binlerce şükür etmeliyiz.
Topluluklardan zorbalık yapanlara haddini bilindirende odur.
Ayeti Kerimede.
Sonunda Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut Câlut’u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi, ona dilediğini öğretti. Eğer Allah, insanların bir kısmı ile diğerlerini savmasaydı, yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah bütün âlemler üzerine lütuf ve kerem sahibidir. Bakara: 251).
Bunlarda Allah’ın rahmetidir.
Derinlemesine tefekkür edildiğinde Allah’ın hiçbir ismi şerifi insan aklınca dahi anlatmakla bitmeyeceği ve bilinmeyeceği acıktır. Allah’ın bildirmesinin dışında bir bilgi elde edilemez.
Allah’ın bilinmişliği sonsuz. .,bilinmezliğide sonsuzdur.
İnsanları yeryüzüne yayması dahi Allah’ın lütfu ve rahmetinin eseridir.
Her yarattığına kendisini savunma kabiliyeti veren ve koruyucularla destekleyen odur. Bir ari düşünün iğnesi var ki balını korur yuvasını korur.
Kuşlar hızlı hareket eder kanatlar vardır kolay kolay yakalanamazlar. Doğada nice hayvanlar kamuflaj yaparak kendisini yiyebilecek hayvanlardan saklanabilir. Yılanların eli ayağı yoktur ama zehri vardır ,ısırır .Zehri tehlikeli olduğundan yanlarına yaklaşılmaz. Kartalın öyle kesin gözleri ve öyle pençeleri vardır ki öyle avlanır. Aslanlara öyle bir çene vermiştik avlarını parçalara rahatça yer.
En basitinden kedilerin tırnakları vardır ki bir elimizi çizdiğinde tırmaladığında sızlar ve çok acır. Köpeklerin havlaması dahi insanları korkutabilir. Evcil hayvanların dahi savunma kabiliyetleri vardır. Evcil uysal insanın hizmetine verilen tüm hayvanda yine
Allah’ın rahmetinin eseridir. Örneğin bir at huysuzlaştığında ona kimse binemez ve tehlikelidir. Atları insanın emrine veren yine odur. Eğer ki Allah rahmet etmese bu atları insanlar nasıl yakalar ve nasıl binerlerdi .Bildiğiniz üzere atlar insanları üzerinden fırlatacak kadar güçlü, büyük hayvanlardır.
Tefekkür edilip iyice düşünülmesi için yazmaktayız. Örnekler sonsuz olarak artırılabilir ki hepsi Allah’ın Rahman isminin tecellisine mazhardır.
Tüm canlılarda birbirine olan rahmet yine Allah’ın rahman ismiyledir. Yoksa kimse kimseye rahmet etmezdi.
bu rahmeti vermese anne çocuğuna bakmaz haliyle bir yasamda olamazdı. Annelerimiz bizi yetiştirmese bakmasa Allah’ın lütfunun eseri biz hiç nasıl buyurduk .Nasıl yaşardık sebeple anne hakki ödenememektedir.
Ayetlerde
Biz insana anne babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyi sana ortak koşman için seni zorlarsa, o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır, yaptıklarınızı size bir bir haber veririm. Ankebut 8
Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya güzellikle muâmele etmenizi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında iken ihtiyarlığa ererlerse onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. İsrâ :23)
Allah Celle Celâluhü ayetinde :
Resulüm! De ki: “İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın, hangisi ile çağırırsanız çağırın, en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini yükseltme, sesini o kadar da kısma, ikisi arasında bir yol tut. İsra: 110).
Böyle büyük bir ismi şerifi anlatabilmek elbette ki imkânsızdır. Her zerremiz Allah’ın rahmet eseridir. Tek bir hücren görevini yapmasa .Sen ona emir verebilir misin ? ALLAH ise rahmetiyle emriyle tüm hücrelerini organlarını yürütmektedir.
Bize verilen zaman en değerli hazinelerimizdendir mi bunla ahiret kazanılırken çok üzdürecek şey ahiret yurduna geçip hakiki hayatta uyanığımızda açığa çıkacaktır. Zamanın kıymetini bilemedik bu nimetlere şükrümüzü yerine getiremedik oysa bize verilenler boşa verilmiş diye.
Nefeste bir nimettir ki kolaylıkla alınıp verilir. Hadi o nefesi almamaya vermemeye insanın gücü yetiyor mu.
Bu insanın acizliğinin ve hükümsüzlüğünün kanıtıdır.
Bir hastalık olduğunda nefesimizi zor alıp verdiğimize birde bakarız ki nefeste nimetmiş nefeste Allah’ın rahmetiymiş.
Bu akıl nimeti de rahmetidir ki eksikliğinde yine anlaşır.
Her zerremize baktığımızda anlaşılıyor ki Allah’ın rahman ismi hep üzerimizde iyimiş .Öyle büyükmüş.
Su kolumuzda yüzümüzdeki kıllara bakiniz ne kadar küçük birbiri ardınca dizilmiş .Bunlar dahi incelendiğinde Allah’ın rahmetinin sonu gelmeyeceği anlatılamayacağı ortaya çıkmaktadır.
Oysaki daha okyanuslarda denizlerde nice canlıları hikmetle yaratan odur.
Okyanusun en derinliklerinde en karanlık yerlerinde öyle canlılar yaratmıştır ki onlara ışık vermiştir. Vücutları ışık saçar. Bu ışık olmasa zifiri karanlık okyanusta göremeyecektir. Bu vücuda bu ışığı kim koydu .Nasıl koydu ki biz elektrik nimetini bile şükrünü yerine getiremeyiz. Okyanusun içinde vücudunuzda yanan bir lamba. Hem de sinirsiz enerjiyle. İyice derinlemesine inceliğinde bunlar essiz tek olan Rabbimizin eseri ve Rahmetidir.
şu canlıları ışıksız bırakmayan Allah ebetteki kullarını ışıksız bırakacak değildir. İç karanlığından nuruna kavuşturacak hidayet edicek yine Odur .
Ayeti Kerimede:
"Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin." diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini dâvet ettiğin şey müşriklere pek ağır geldi. Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve kendisine yönelen kimseyi de hidayete iletir. Şûrâ :13).
Allah’ın Rahman ismine yönelim ki bakiniz her canlıya rahmeti sonsuz akıtıyor. Allah kullarından samimi şekilde ona yalvaranı dua edeni dosdoğru yolunu buldurtacak kibirden riyadan nefsinden şeytanından kurutacaktır. Buda Allah’ın kalbe istek koyması kulun Rabbine koşmasıyla olur. Biliniz ki kul gayret etmese istemese neden ilgilenilsin
Neden verilsin. Allah (c.c) isteyin ki vereyim buyuruyor. Çok sığınmalı çok dua edilmelidir 72 fırkaya bölünen ümmetin sadece bir fırkası olan fırka-i Naciye kurtuluş fırkasına Allah bizi iletsin.
Diğerleri dinlerini ticarete döndürdüğü sevgilerine dünyalık menfaat un san şöhret karıştırdığından helaktadırlar.
Kul öyle bir yalvarmalı öyle bir yalvarmalı ki sığıntı olmalı. Bir çöp parçası gibi sabırla boyun bükük yalvarmalı. yüce Rabbimizin rahmetine kavuşmayı dilemelidir.
72 fırka doğru cehenneme 1 fırka doğru cennetedir. Sapanlar aşırı gitmelerinden kendi elleriyle işlediklerinden sapmıştır.
Ayeti Kerimede:
İnsanların elleriyle işlediklerinden dolayı karada ve denizde fesat baş gösterdi. Allah işlediklerinden bir kısmını onlara tattırıyor ki, belki dönerler. Rûm: 41).
Ayeti kerimede:” sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar doğru yoldadırlar." Yâsin :21).
Kısaca kurtulanlar yine Allah’ın Rahman ve Rahim ismiyle kurtulmuş olacaktır.
Bir Allah’ın rahmetinin sonsuzluğuda:
“Her yarattığı kulana hem cennetteki yerini hem de cehennemdeki yerini yaratmıştır.”
Müslim’de de Ebu Musa’dan aktarıldığına göre Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü geldiğinde, Aziz ve Celil olan Allah her Müslüman’a bir Yahudî veya bir Hristiyan’ı teslim eder ve ‘İşte bu, senin ateşten kurtuluş fidyendir.’ buyurur.”(Müslim :Tevbe, 49).
Özetlersek; herkes için iki yurtta da yerler vardır. Kâfirler cehennemdeki yerlerini aldıkları zaman, âdeta Müminlerin oradan kurtulmaları için birer kurtuluş fidyesi olmuş olurlar. (bakınız Nevevî, ilgili hadisin şerhi).
Cehenneme giderse .cennetlik yerine diğer cennetlik kullar vÂris olup onlar alacaktır.
Ayeti Kerimede:
Onlar da derler ki: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi cennete vâris kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz. (Allah için) çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!" Zümer :74).
Allah kimin cennete kimin cehenneme gideceğini zaten ezeli ilmiyle biliyordu. Yine de böyle her kuluna 2 yer yaratması onun Rahmetinin bir göstergesidir. Bir lütfudur. Essiz ve sonsuz yüceliğidir.
Kısaca has manada her zerredeki rahmet Allah’ın Rahman ismiyle rahmet olundu. Öğleki bize zarar veren şeyler iptilalar dahi Allah’ın rahmetidir. Bu ise Allah’ın kullarına olan en büyük Rahmetlerindendir. Bunun böyle olduğu ahiretteki derecelerden cennetin genişliği ve nimetlerinin sonsuzluğundan anlaşılacaktır.
Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "dünyada zahidlik, helal olanı haram etmek veya malı ziyan etmekle olmaz. Gerçek zahidlik, AIIah'ın elinde olana, kendi elinde olandan daha çok güvenmen ve bir musibete düştüğün zaman getireceği sevabı sebebiyle, onun devamına rağbet göstermendir." Rezin şunu ilave etti: "zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah 'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir" (Hadid:23).(kaynak: kütübi site 2043)
Hz. Hüseyin radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir musibete uğrayan kimse, bilahare o musibeti hatırlayarak inna lillahi ve inna ileyhi raciun diye istircada bulunsa, o musibetin vakti çoktan geçmiş bile olsa, Allah bu istircası sebebiyle, ona, musibetin geldiği ilk günün sevabını aynen verir." Ebû Yahya Suheyb İbni Sinan (ra)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: (kaynak: kütübi site 6454)
“Müminin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hali kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa şükreder, bu onun için hayır olur; başına bir bela gelecek olsa sabreder, bu da onun için hayır olur.”(Müslim, Zühd 64)
Hadislerde de anlaşılacağı gibi müminler heran Allahın rahmetine mazhardır.
Ayeti Kerimede:
Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir.Maide: 54).