ALLAH CEMİL’DİR.
Anlam olarak CEMİL ismi şerifi : Zat , isim , sıfat , söz ve fiillerinde yüce . Güzellik , iyilik , ihsan sahibi.
Kuranı kerimin birçok yerinde güzellik anlamındadır.
Tüm hayırları,iyilikler güzellik olarakta tanımlayabiliriz.
Ayeti kerimede:
Ve ma halaknes semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakk ve innes saate le atiyetün fasfehıs safhal cemil. Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O kıyamet saati mutlaka gelecektir. Güzel bir hoşgörü ile muamele et.(Hicr:98)
Hadisi şerifte:
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) diyor ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Asiye (isyankar, itaatsiz kadın) ismini değiştirip Cemile (güzel kadın) yaptı. (Kütübi Sitte:131)
Tüm güzelliklerin güzelliklerini veren elbetteki her şeyin sahibi hakiki güzel Cemil olan Allah’tır.Her yarattığına öyle güzellikler ihsan etmiştir ki bakanlar hayran kalmaktadır.Gökyüzüne baktığımızda nasıl pürüzsüz ve berraktır.Bir çatlak göremeyiz.
Ayeti kerimede:
O ki, yedi göğü birbiri üzerinde kat kat yarattı. Rahman'ın yaratmasında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak! Bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü tekrar tekrar çevir bak! Göz (aradığı bozukluğu bulamayıp) bitkin ve yorgun olarak sana döner. (Mülk:3,4)
ALLAH (c.c) yerde ve gökte ne yaratmışsa,sanatını ,ilmini,hikmet ve faziletini üzerlerine delil,ibret olarak bizlere sunmuştur.İster zerreyi inceleyelim,ister en büyük kürreleri asla ne bir kusur,ne bir hata görebiliriz.Yine gökyüzüne baktığımızda güneşin,ayın,yıldızların birbirine mesafeleri o derece ayarlanmıştır ki güneş birkaç santim dünyaya yaklaşsa dünya sıcaktan kavrulur.Ay biraz yaklaşsa gel,git olayından okyanuslar taşar,her yer sel olur.Gezegenler birbirine yaklaşsa veya yörüngeden çıksa tüm yaşamı kötü olarak etkiler.Her şey alt üst olur.
Daha küçük zerrelerden örnek verirsek.
Atomları,molekülleri öyle bir düzenlemiştir ki akıllar almaz.Örneğin bir suda moleküller seyrek olduğu için su kaygandır fakat tahta,demir gibi cisimlerde molekül öyle sıkıdır ki cismi sertleştirmiştir.İnsan vücuduna baktığımızda kemiklerimiz,iskeletimiz sert olup ,iç organlarımız yumuşaktır.Allah (c.c) öyle bir yaratmıştır ki bizi deri ile kaplamış,kemiklerle desteklemiş organlımızı korumuştur.Organlarımız ise yumuşak olup darbelere dayanıksızdır fakat iskelet sistemimiz bizi bu zararlardan korur.
ALLAH (c.c) sert,yumuşak,siyah,beyaz,aydınlık,karanlık gibi zıtları bir araya getirebilmiş ve sanatını gören gözler,duyan kulaklar için ortaya dökmüştür.Hepsi ALLAH’u Telanın varlığında delildir.
Alemleri ALLAH’u Teala insan vücuda sığdırmıştır.Öyleki nerelerden başlasak ,anlatsak asla sonu gelmeyen hikmet denizi görülür.
Bunu daha derin açarsak sadece bir zerreyi dahi ALLAH’u Teala öyle hikmetler,hakikatler koymuştur,öyle güzellikler ihsan etmiştir ki akıllar durur,ilim yetmez.Bu sebeple her şeyi hakkıyla bilen Allah’tır.Bir kar tanesini örnek aldığımızda onun dahi kristal şekillerinin farklı olduğunu ,çeşitleri olduğunu günümüzde bilinmektedir.Kristal şeklindeki bu küçücük kar taneleri nasıl olurda birbirinin üzerine gelip kar yığınları oluşturur.Yağmur damlaları nasıl birbirine çarpıp sel şeklinde üzerimize yağmazdı, insana zarar vermeyecek küçüklükte yağar.
ALLAH’u Teâlâ’nın her şeyi ölçülü,yerinde,bin bir güzelliktedir.Tefekkür edildiğinde nice gerçekler ortaya çıkar.
Tüm güzellikleri yaratan Rabbimiz peki ne kadar güzeldir?
Hadisi şeriflerde:
Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın veçhindeki rıdau'l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur."(Kütübi Sitte:5064)
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennet ehlinin mertebece en düşük olanı o kimsedir ki: Bahçelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetçilerine, koltuklarına bakar. Bunlar bin yıllık yürüme mesafesini doldururlar. Cennetliklerin Allah nezdinde en kıymetli olanları ise, vech-i ilahiye sabah ve akşam nazar ederler." Resûlullah aleyhissalatu vesselam sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Yüzler vardır, o gün ter ü tazedir, Rablerini görecektir" (Kıyamet 22-23). (Kütübi Sitte:5101)
Yaratan mı güzeldir,yoksa yarattıkları mı? Elbette yaratan güzeldir.Cenneti de yaratan ALLAH’u Teâlâ’dır.Burada hakiki güzelliğin Yüceler Yücesi Allah’ımız olduğu anlaşılmaktadır.Öyle bir güzellik ki hiçbir cennet nimetine o zaman itibar edilmez bakılmaz.Sadece Rabbimize bakılır ki bu ne büyük bir saadettir.Oysa insan aciz yaratılmış bir yaratıktır.Allah (c.c) ise lütfuyla öyle bir mükafat veriyor ki güzellerin güzeli Cemil olan ALLAH cemali gösteriyor.Sonsuz cennetlerin yanında Rızasını da sonsuz kılıyor.İşte bu büyük kurtuluş,büyük lütfu,büyük saadettir.
Ayeti kerimede:
Allah’a ve Peygamber’e itaat edin ki, size de merhamet edilsin. Rabbinizin bağışına ve Allah’tan korkanlar için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! (Ali İmran132:133)
Rabbimizden geldik Rabbimize döneceğiz.Rabbimiz zatını bildirmek için mahlukatı yarattı.Gizli bir hazine idim ama bilinmeyi arzuladım buyuruyor.ALLAH’u Teala zatı hakkında düşünülemez fakat ismi Şerifleri,kuranı kerimde ,hadisi şeriflerde,kudsi hadislerde hep Rabbimiz dilediği kadar zatını bildirmiştir.Yaratılanlar hakkında tefekkür ettiğimizde onlar bize zaten yaratana götürecektir.Yaratmanın her çeşitini ,her şeklini bilen Allah’ımız zaten tek yaratıcı,sonsuz sanat sahibidir.Güneş ışığının zamanla yavaş yavaş çekilmesi,ortalığın kararması bile ALLAH’u Teâlâ’nın güzelliklerindendir.Baktığımız her şey gündüz başka güzel,karanlıkta başka güzel.Şöyleki her saat aynı cisme dahi baksak hep farklı renkleri,farklı güzellikleri ortaya çıkar.Gölgeleri dahi sürekli değişir.Cansızlarda bu böyledir.Canlılarda ise güzellikler dahada karmaşık ,dahada güzeldir.Okyanusun en derin çukurlarında ALLAH balıklara,deniz canlılarının vücutlarına ışıklar koymuştur.Öyle güzel yanar ki . Karaya çıktığımızda ateş böcekleride çok güzel yanar.Bunun benzeri hayvanlarda olabilir.
Rabbimiz gece ışık yanma özelliğini derimize koysa biz o ışıktan uyuyamazdık.Allah ise latiftir her şeyi en ince ayrıntısına kadar düzenler.Yarattıklarında bazı şeyleri eksik kılması ayrı güzellik,eklemesi ayrı güzelliktir.
Sonu gelmeyen güzellikleri dünya için dahi anlatamazken ,sonsuz ahiret yurdu nasıl yaratmıştır Yüce Rabbimiz.
Hadisi şeriflerde peygamberimiz (s.a.v) cennetten küçücük bir yer bile dünya ve içindekilerden hayırlıdır buyuruyor.Allah (c.c) dünyayı yaratırken hiç özenmemiştir çünkü bizleri dünya için yaratmamıştır.Eğer dahada güzel yaratsa herkes dünyaya meyleder,ona yönelirdi.Bu halde dahi ahiret görülmediği için geçici olanın peşinden gidilmekte.
Sonsuz ile sonsuz olmayan kıyaslanabilir mi?
Ayeti kerimelerde
Eğer bütün insanlar (küfre meyledip) tek bir ümmet olma durumuna düşmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını, çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık. Evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları koltukları.
Ve onları altın ziynetlere boğardık. Bütün bunların hepsi sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise Rabbinin katında muttakilere (O'nun azabından sakınıp rahmetine sığınanlara) mahsustur. (Zuhruf:33,34,35)
Bu ayeti kerimede dünyanın geçici olduğu ve hiçte değer verilmediği anlaşılıyor.Cennetin hiçbir nimeti dünyadakiyle kıyaslanamaz.Altınıda ,gümüşüde aklın alamayacağı güzellikte olacağı açıktır.
Ayeti kerimede:
Her insan ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı kıyamet gününde size eksiksiz verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse, artık kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir. (Ali İmran:185)
Dünyanın süsüne kanmayalım,ahirete yönelelim.
Cennetlerin bile ALLAH’u Teâlâ’nın cemal nurundan sönük kaldığı ,Güzeller güzeli,Tüm güzelliklerin sahibi ve yaratın Cemil olan Allaha şükür ve hamd olsun.