Kimlik alan
4072 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a biri abid diğeri alim iki kişiden bahsedilmişti. “Alimin abide üstünlüğü, benim, sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir” buyurdu.”
4073 "Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deliğindeki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur.”
4074 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Tek bir fakih, şeytana bin abidden daha yamandır.”
4075 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Allah indinde en efdal insanın kim olduğu sorulmuştu: “Allah indinde en kıymetlileri en muttaki olanlardır!” buyurdular. “Biz bunu sormadık!” demeleri üzerine: “Öyleyse o, Halilullah'ın oğlu, Nebiyyullah'ın oğlu Nebiyyullah'ın oğlu Yusuf'tur” buyurmuştu. Yine itirazla: “Hayır bunu da sormadık” dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “siz bana Arap hanedanlarından mı soruyorsunuz?” dedi. “Evet (Ey Allah'ın Resûlü!) dediler. “Onların cahiliye dönemindeki hayırlıları, fıkıh öğrendikleri takdirde, İslam'da da en hayırlılarıdır!” cevabını verdi.”
4076 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtaç olununca faydalı olur. Kendisine ihtiyaç olmayınca ilmini artırır.”
4077 "Yine Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, benden sonra öldürülmüş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir.”
4078 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle dediğini işittim: “Kim bir ilim öğrenmek için bir yola sülûk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar alim için istiğfar ederler. Alimin abid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmiştir.”
4079 "Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: “Hz. Muaviye radıyallahu anh'ı işittim, demişti ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Allah kimin için hayır murad ederse onu dinde fakih kılar.”
4080 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.”
4081 "Yine Tirmizi'nin Sahbere radıyallahu anh'tan kaydına göre, Aleyhissalatu vesselam: “Kim ilim taleb ederse, bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur” buyurmuştur.”
4082 "Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zancılardan önce, ölem öğrenin yani zanlarıyla konuşanlardan önce.”
4083 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Feraizi ve Kur'an-ı öğrenin ve halka da öğretin, zira benim ruhum kabzedilecek (ve ben aranızdan gideceğim).” Rezin şu ziyadede bulunmuştur: “Feraizi bilmeyen alimin misali, baş kısmı olmayan bürnus gibidir.”
4084 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min, sonu cennet oluncaya kadar hayır işitmekten asla doymayacak.”
4085 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hikmetli söz mü'minin yitiğidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya ehaktır.”
4086 "İbn-i Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlim üçtür. Bunlardan fazlası fazilettir. Muhkem ayet, kaim sünnet, adil taksim.”
4087 "Ebu Vakid el-Leysi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken üç kişi çıktı geldi. İkisi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a yönelerek önünde durdular. Bunlardan biri, bir aralık bularak hemen oraya oturdu. Diğeri de onun gerisine oturdu. Üçüncü kimse ise, geri dönüp gitti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (dersinden) boşalınca buyurdular: “Size üç kişiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica etti, Allah da onu himayesine aldı. Diğeri istihyada bulundu, Allah da onun istihyasını kabul etti. Üçüncüsü ise geri döndü, Allah da ondan yüz çevirdi.”
4088 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.”
4089 "Sehl İbnu sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Vallahi, senin hidayetinle bir tek kişiye hidayet verilmesi, senin için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır.”
4090 "Ebu Harun el-Abdi anlatıyor: “Biz Ebu Sa'id el-Hudri radıyallahu anh'a uğrardık. O bize: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın (bize) vasiyetine merhaba” (derdi ve ilave ederdi): “Resûlullah aleyhissalatu vesselam demişti ki: “İnsanlar (dinde) size tabidirler. Size (aktar-ı alemden yani) dünyanın her tarafından bir kısım erkekler gelip İslam dinini öğrenecekler. Onlar geldikleri vakit, onlara hep hayrı tavsiye edin.”
4091 "Yezid İbnu Seleme el-Cûfi radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü! dedim, ben senden pek çok hadis işittim. Ancak bunlardan, sonradan işittiklerimin, önceden işittiklerimi unutturacağından korkuyorum. Bana (hepsinin yerini tutacak) cami bir kelime söyle!” “Bildiklerinde Allah'a karşı müttaki ol (bu sana yeter)!” buyurdular.” Rezin şu ziyadeyi yaptı: “...ve onunla amel et!”
4092 "Rebi'a İbnu Ebi Abdirrahman der ki: “Yanında bir miktar ilim olan kimseye, nefsini zayi etmesi münasib düşmez.”
4093 "İkrime rahimehullah anlatıyor: “İbnu Abbas radıyallahu anhüma dedi ki: “İnsanlara haftada birkere hadis anhlat. Buna uymazsan iki kere olsun. Daha çok yapmak istersen üç olsun. Sakın halkı şu Kur'an'dan usandırma! Halk kendi meselelerini konuşurken, senin onlara gelip, sözlerini keserek, bir şeyler anlatıp onları bıktırdığını görmeyeceğim. Onlar konuşurken sus ve dinle. Onlar sana gelip: “Konuş!” diye talebte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman konuşursun. Dua'da seci meselesine dikkat et ve ondan kaçın. Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ve Ashab-ı Kiram'ın devrinde yaşadım, bunu yapmıyorlardı.”
4094 "Hz. Ali radıyallahu anh demiştir ki: “İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın. Allah ve resulünün tekzib edilmelerini ister misiniz?”
4095 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh diyor ki: “Sen bir cemaate akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlaka bu, bir kısmına fitne olur.”
4096 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Benden bir şey işitip onu (artırıp eksiltmeden) işittiği şekilde başkasına ulaştıran kimsenin (Kıyamet günü) Allah yüzünü taze kılsın. Zira, kendisine ulaştırılan öyleleri var ki, bizzat işitenden daha iyi kavrar.”
4097 "Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir ayet bile olsa benden başkasına götürün. Beni İsrail (hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yok. Ancak kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın.”
4098 "Mahmud İbnu'r-Rebi' radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ben beş yaşlarımda iken, evimizin kuyusunun kovasından ağzına aldığı suyu yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum.”
4099 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan iki kap ilim hıfzıma aldım. Bunlardan birini aranızda neşrettim. Ama diğerini söyleyecek olsam şu gırtlağımı kesersiniz.”
4100 "Ebu Zerr radıyallahu anh demiştir ki: “Eğer kılıncı şuraya koysanız -eliyle ensesini göstermiştir- ben bu esnada, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işitmiş bulunduğum bir hadisi, sizin işimi bitirmezden önce söyleyebileceğime kanaatim gelse onu mutlaka söylerim.”
4101 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğim her şeyi yazıyordum. Kureyş bu işten beni men etti. Dediler ki: “Sen her (işittiğin) şeyi yazıyorsun, halbuki Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir insandır, memnun ve öfkeli halde de konuşur.” Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a anlattım. Parmağı ile ağzına işaret ederek: “Yaz, nefsimi elinde tutan Zata yemin olsun, ondan haktan başka bir şey çıkmaz!” buyurdu.”
4102 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Ensardan bir zat Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a (hafızasını) şikayet ederek dedi ki: “Ey Allah'ın Resûlü! ben senden hadis işitiyorum, çok hoşuma gidiyor, ancak hafızamda tutamıyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona şu cevabı verdi: “Sağ elini yardıma çağır!” ve eliyle yazma işareti yaptı.”
4103 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün, halka) hitabetti, -(Ebu Hüreyre, hadisin vürûdu ile ilgili) bir kıssa anlattı- (hadiste şu ibare de vardı:) “Ebu Şah dedi ki: “Ey Allah'ın Resûlü! (bu hutbeyi) bana yazıverin!” Bu taleb üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Evet Ebu Şah'a yazıverin!” emir buyurdular.”
4104 "Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh diyor ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı arasında İbnu Amr hariç, benden daha çok hadis bilen yoktu. (Onun beni geçmesi şuradan ileri geliyordu:) O hadisleri yazıyordu, ben ise yazmıyordum.”
4105 "Zeyd İbnu Sabit radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana emretti, ben de onun için, Süryanice (yahudi) yazısını öğrendim. Şöyle demişti: “Allah'a yemin olsun, ben yazı işimde yahudiye emniyet edemiyorum!” (Zeyd) der ki: “Allah'a yemin olsun bir ayın yarısı geçmeden, o yazıyı öğrendim ve hazakat kazandım. Resûlullah'ın onlara olan mektuplarını yazıyor, onların gönderdiklerini de ona okuyordum.”
4106 "el-Muttalib İbnu Abdillah İbni Hantab radıyallahu anh anlatıyor: “Zeyd İbnu Sabit Hz. Muaviye radıyallahu anhüma'nın yanına girmişti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona söyledi. Hz. Muaviye (orada hazır bulunan bir adama) hadisi yazmasını emretti. Zeyd müdahalede bulunarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hadislerinden hiç bir şey yazmamamızı emretmişti” dedi. Bunun üzerine Hz. Muaviye yazılanı derhal imha etti.”
4107 "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle emrettiler: “Benden kur'an dışında bir şey yazmayın. Kim, Kur'an'dan başka bir şey yazmış ise, onu imha etsin.”
4108 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah ilmi (verdikten sonra), insanların (kalbinden) zorla söküp almaz. Fakat ilmi, ülemayı kabzetmek suretiyle alır. Ülema kabzedilir, öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın (kendi reyleriyle) fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını dalalete atarlar.”
4109 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: “Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir olamazlar!” buyurdular. Ziyad İbnu Lebid el-Ensari araya girip: “Bizler Kur'an'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onu hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!” dedi. Resulullah da: “Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?” buyurdu. Cübeyr der ki: “Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh'a rastladım. Kardeşin Ebu'd-Derda ne söyledi, işittin mi? dedim. Ve ona Ebu'd-Derda'nın söylediğini haber verdim. bana: “Ebu'd-Derda doğru söylemiş, dilersen kaldırılacak olan ilk ilmin ne olduğunu sana haber vereyim: İnsanlardan kaldırılacak olan ilk ilim huşu'dur. Büyük bir camiye girip huşu üzere olan tek şahsı göremiyeceğin vakit yakındır!” dedi.”
4110 "Ömer İbnu Abdilaziz rahimehullah'dan nakledildiğine göre, (Medine valisi) Ebu Bekr İbnu Hazm'a şöyle yazmıştır: “Bak, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisinden ne varsa yaz. Zira ben, ilmin kaybolmasından ve ülemanın gitmesinden korkuyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisinden başka bir şey kabul etme. Alimler ilmi yaysınlar, ilim için (herkese açık yerlerde) halkalar teşkil etsinler, ta ki bilmeyenler de böylece öğrensin. Zira ilim, gizli kalmazsa helak olmaz.”
6012 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah kimin hakkında hayır murad ederse, onu dinde alim kılar.”
6013 "Hz. Muaviye radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini anlatıyor: “Hayır bir alışkanlıktır, şer de düşmanlıktır; Allah kimin hakkında hayır murad ederse onu dinde fakih (alim) kılar.”
6014 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: “İlim talebi her müslümana farzdır. İlmi, ona layık olmayan kimseye öğretmek, domuzun boynuna mücevherat, inci, altın takmak gibidir.”
6015 "Zir İbnu Hubeyş anlatıyor: “Safvan İbnu Assal el-Muradi'ye geldim. Bana: “Ne maksatla yanıma geldin?” dedi. “İlmi ortaya çıkarayım diye!” dedim. Bunun üzerine bana şunu söyledi: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim. Buyurmuşlardı ki: “İlim talep etmek üzere yola çıkan hiç kimse yoktur ki, melekler, onun bu yaptığından memnun olarak, ona kanatlarını germemiş olsunlar!”
6016 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Yok edilmezden önce şu (dini) ilmi öğrenmeniz gerekir. Onun yok edilmesi kaldırılmasıdır.” Aleyhissalatu vesselam, sonra orta parmağı ile şehadet parmağını şöyle birleştirerek: “Alim ve talebe sevapta ortaktırlar, diğer insanIarda (öğretici ve öğrenici olmayanlarda) hayır yoktur!” buyurdular."
6017 "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir gün, hücrelerinden birinden çıkıp mescide girmişti. Mescidde ise iki halka vardı. Birinde halk, Kur'an okuyor, Allah'a dua ediyordu. Diğerindekiler ilim öğrenip ilim öğretmekle meşguldü. Aleyhissalatu vesselam: “Her ikisi de hayır üzeredir: Şunlar Kur'an okuyorlar, Allah'a dua ediyorlar, Allah (taleplerini) dilerse onlara verir, dilemezse vermez. Bunlar ise öğrenip öğretiyorlar. Ben de bir muallim olarak gönderildim!” buyurdular ve ilim halkasına oturdular.”
6018 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah benim sözümü işitip belleyen, sonra da onu benden (başkasına) ulaştıran kimsenin yüzünü Kıyamet günü ağartsın. Zira nice ilim taşıyıcılar vardır ki, alim değildir. Nice ilim taşıyıcıları ilmi, kendinden daha alim olana taşırlar.”
6019 "Yine Hz. Enes anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, onlar hayrın anahtarları, şerrin de sürgüleridir. Allah'ın, ellerine hayırın anahtarlarını koyduğu kimselere ne mutlu! Şerr'in anahtarlarını Allah'ın ellerine koyduğu kimselere ne yazık!”
6020 "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “(Size getirdiğim) bu hayır, birkısım hazineler mesabesindedir. Bu hazinelerin anahtarları vardır. Allah'ın, hayır için bir anahtar, şerre karşı da sürgü kıldığı kimseye ne mutlu. Allah'ın şerre anahtar, hayra sürgü kıldığı kimseye de ne yazık!”
6021 "Muaz İbnu Enes'in babası anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir ilim öğretirse ona bu ilimle amel edenlerin sevabı vardır. Bu amel edenin ücretini eksiltmez.”
6022 "Ebu Katade babasından naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kişinin (öldükten sonra) geride bıraktıklarının en hayırlısı şu üç şeydir: “Kendisine dua eden salih bir evlad, ecri kendisine ulaşan bir sadaka-i cariye, kendinden sonra amel edilen bir ilim.”
6023 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min kişiye, hayatta iken yaptığı amel ve iyiliklerden, öldükten sonra ulaşanlar, öğretip neşrettiği bir ilim, geride bıraktığı salih bir evlad, miras bıraktığı bir mushaf (kitap), inşa ettiği bir mescid, yolcular için yaptırdığı bir bina, akıttığı bir su, hayatta ve sağlıklı iken verdiği bir sadakadır. Ölümünden sonra kişiye işte bunlar ulaşır.”
6024 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sadakanın en üstünü, kişinin bir ilim öğrenip sonra da onu müslüman kardeşine öğretmesidir.”
6025 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Çok sıcak bir günde Resûlullah aleyhissalatu vesselam Baki'u'l-Garkad cihetine geçti. Arkasında yürüyen kimseler vardı. Bir ara ayak seslerini işitince bu ona ağır geldi ve içine bir kibir düşer endişesiyle yere oturdu, halkın kendisini geçmesini bekledi.”
6026 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yolda yürüyünce Ashab, onun önünde yürürler. Aleyhissalatu vesselam'ın sırtını meleklere bırakırlardı.”
6027 "İsmail İbnu Müslim anlatıyor: “Hasan Basri merhuma hastalığı sırasında geçmiş olsun ziyaretine uğramıştık; gelenler odayı doldurdu, öyle ki ayaklarını topladı ve şunları anlattı: “Biz, Ebu Hureyre radıyallahu anh'a hastalanınca geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk, ziyaretçiler odayı doldurmuştuk, öyle ki, ayaklarını kendine çekti ve: “Bir keresinde Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girmiş, odasını doldurmuştuk, o da yanı üzerine yatıyordu. Bizi görünce ayaklarını kendine çekerek topladı ve şöyle buyurdu: “Haberiniz olsun, benden sonra, ilim talep etmek üzere, (size her taraftan) insanlar gelecekler. Onlara merhaba deyin, selam verin ve ilim öğretin!” Hasan Basri hazretleri sözlerine devamla dedi ki: “Allah'a yemin olsun! Biz öyle insanlarla karşılaştık ki, (kendilerine ilim talep etmek üzere uğradığımız zaman) bize, ne merhaba dediler, ne selam verdiler ne de ilim öğrettiler. Ancak kendilerine ilim için gittiğimiz zaman bir şeyler öğrenir idiysek de bize kaba davranırlardı.”
6028 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Cühela takımıyla münakaşa veya ülemaya karşı böbürlenme veya halkın dikkatini kendine çekme gayesiyle ilim talep eden ateştedir.”
6029 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlmi, alimlere karşı böbürlenmek, cühela ile münakaşa etmek veya mevki-makam elde etmek için öğrenmeyin. Kim bunu yaparsa ona ateş gerekir, ateş!”
6030 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetimden birkısım insanlar, dini ilimleri öğrenecekler. Kur'an-ı Kerim'i okuyacaklar ve şöyle diyecekler: “Ümeraya gidip, onların dünyalıklarından alırız, dinimizi de onların şerrinden uzak tutarız.” Halbuki bu mümkün değildir, tıpkı katad (denen dikenli ağaçtan) dikenden başka bir şey elde edilemediği gibi. Aynen öyle de, ümeranın yakınlığından sadece... elde edilir.” Muhammed İbnu's-Sabbah: “Aleyhissalatu vesselam sanki hataları kastetmiştir” der.”
6031 "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh demiştir ki: “Eğer ilim ehli, ilmi koruyup, onu layık olanlara vermiş olsalardı, ilim sayesinde devirlerinin insanlarına efendi olacaklardı. Ne var ki onlar ilmi, dünyalıklarından menfaat sağlamak için ehl-i dünya için harcadılar. Dünya ehli de alimleri aşağıladı. Halbuki ben, Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Kimin tasası sadece ahiret oIursa, dünya tasalarına Allah kifayet eder. Kim de dünya tasalarına kendini kaptırırsa, dünyanın hangi vadisinde helak olduğuna Allah aldırmayacaktır.”
6032 "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “İlmi, ulemaya karşı böbürlenmek için veya cühela ile münakaşa için veya insanların dikkatini kendinize çekmek için öğrenmeyin. Kim böyle yaparsa yeri ateştir.”
6033 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim alimlere karşı böbürlenmek, cahillerle münakaşa etmek ve halkın dikkatini üzerine çekmek maksadıyla ilim öğrenirse Allah onu cehenneme sokar.”
6034 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bu ümmetin sonradan gelenleri önce gelenlerine lanet ettiği vakit, kim bir hadisi söylemez, ketmederse, Allah'ın indirdiğini ketmetmiş (gizlemiş) olur.”
6035 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir ilimden sorulur, o da bunu gizlerse, Kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir.”
6036 "Ebu Sa'idi'I-Hudri anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim insanların dini işlerinde Allah'ın faydalı kıldığı bir ilmi gizlerse, Allah, Kıyamet günü onu ateşten bir gem ile gemler.”
4072 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a biri abid diğeri alim iki kişiden bahsedilmişti. “Alimin abide üstünlüğü, benim, sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir” buyurdu.”
4073 "Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deliğindeki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur.”
4074 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Tek bir fakih, şeytana bin abidden daha yamandır.”
4075 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Allah indinde en efdal insanın kim olduğu sorulmuştu: “Allah indinde en kıymetlileri en muttaki olanlardır!” buyurdular. “Biz bunu sormadık!” demeleri üzerine: “Öyleyse o, Halilullah'ın oğlu, Nebiyyullah'ın oğlu Nebiyyullah'ın oğlu Yusuf'tur” buyurmuştu. Yine itirazla: “Hayır bunu da sormadık” dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “siz bana Arap hanedanlarından mı soruyorsunuz?” dedi. “Evet (Ey Allah'ın Resûlü!) dediler. “Onların cahiliye dönemindeki hayırlıları, fıkıh öğrendikleri takdirde, İslam'da da en hayırlılarıdır!” cevabını verdi.”
4076 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtaç olununca faydalı olur. Kendisine ihtiyaç olmayınca ilmini artırır.”
4077 "Yine Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, benden sonra öldürülmüş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir.”
4078 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle dediğini işittim: “Kim bir ilim öğrenmek için bir yola sülûk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar alim için istiğfar ederler. Alimin abid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmiştir.”
4079 "Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: “Hz. Muaviye radıyallahu anh'ı işittim, demişti ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Allah kimin için hayır murad ederse onu dinde fakih kılar.”
4080 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.”
4081 "Yine Tirmizi'nin Sahbere radıyallahu anh'tan kaydına göre, Aleyhissalatu vesselam: “Kim ilim taleb ederse, bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur” buyurmuştur.”
4082 "Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zancılardan önce, ölem öğrenin yani zanlarıyla konuşanlardan önce.”
4083 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Feraizi ve Kur'an-ı öğrenin ve halka da öğretin, zira benim ruhum kabzedilecek (ve ben aranızdan gideceğim).” Rezin şu ziyadede bulunmuştur: “Feraizi bilmeyen alimin misali, baş kısmı olmayan bürnus gibidir.”
4084 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min, sonu cennet oluncaya kadar hayır işitmekten asla doymayacak.”
4085 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hikmetli söz mü'minin yitiğidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya ehaktır.”
4086 "İbn-i Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlim üçtür. Bunlardan fazlası fazilettir. Muhkem ayet, kaim sünnet, adil taksim.”
4087 "Ebu Vakid el-Leysi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken üç kişi çıktı geldi. İkisi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a yönelerek önünde durdular. Bunlardan biri, bir aralık bularak hemen oraya oturdu. Diğeri de onun gerisine oturdu. Üçüncü kimse ise, geri dönüp gitti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (dersinden) boşalınca buyurdular: “Size üç kişiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica etti, Allah da onu himayesine aldı. Diğeri istihyada bulundu, Allah da onun istihyasını kabul etti. Üçüncüsü ise geri döndü, Allah da ondan yüz çevirdi.”
4088 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.”
4089 "Sehl İbnu sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Vallahi, senin hidayetinle bir tek kişiye hidayet verilmesi, senin için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır.”
4090 "Ebu Harun el-Abdi anlatıyor: “Biz Ebu Sa'id el-Hudri radıyallahu anh'a uğrardık. O bize: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın (bize) vasiyetine merhaba” (derdi ve ilave ederdi): “Resûlullah aleyhissalatu vesselam demişti ki: “İnsanlar (dinde) size tabidirler. Size (aktar-ı alemden yani) dünyanın her tarafından bir kısım erkekler gelip İslam dinini öğrenecekler. Onlar geldikleri vakit, onlara hep hayrı tavsiye edin.”
4091 "Yezid İbnu Seleme el-Cûfi radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü! dedim, ben senden pek çok hadis işittim. Ancak bunlardan, sonradan işittiklerimin, önceden işittiklerimi unutturacağından korkuyorum. Bana (hepsinin yerini tutacak) cami bir kelime söyle!” “Bildiklerinde Allah'a karşı müttaki ol (bu sana yeter)!” buyurdular.” Rezin şu ziyadeyi yaptı: “...ve onunla amel et!”
4092 "Rebi'a İbnu Ebi Abdirrahman der ki: “Yanında bir miktar ilim olan kimseye, nefsini zayi etmesi münasib düşmez.”
4093 "İkrime rahimehullah anlatıyor: “İbnu Abbas radıyallahu anhüma dedi ki: “İnsanlara haftada birkere hadis anhlat. Buna uymazsan iki kere olsun. Daha çok yapmak istersen üç olsun. Sakın halkı şu Kur'an'dan usandırma! Halk kendi meselelerini konuşurken, senin onlara gelip, sözlerini keserek, bir şeyler anlatıp onları bıktırdığını görmeyeceğim. Onlar konuşurken sus ve dinle. Onlar sana gelip: “Konuş!” diye talebte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman konuşursun. Dua'da seci meselesine dikkat et ve ondan kaçın. Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ve Ashab-ı Kiram'ın devrinde yaşadım, bunu yapmıyorlardı.”
4094 "Hz. Ali radıyallahu anh demiştir ki: “İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın. Allah ve resulünün tekzib edilmelerini ister misiniz?”
4095 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh diyor ki: “Sen bir cemaate akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlaka bu, bir kısmına fitne olur.”
4096 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Benden bir şey işitip onu (artırıp eksiltmeden) işittiği şekilde başkasına ulaştıran kimsenin (Kıyamet günü) Allah yüzünü taze kılsın. Zira, kendisine ulaştırılan öyleleri var ki, bizzat işitenden daha iyi kavrar.”
4097 "Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir ayet bile olsa benden başkasına götürün. Beni İsrail (hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yok. Ancak kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın.”
4098 "Mahmud İbnu'r-Rebi' radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ben beş yaşlarımda iken, evimizin kuyusunun kovasından ağzına aldığı suyu yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum.”
4099 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan iki kap ilim hıfzıma aldım. Bunlardan birini aranızda neşrettim. Ama diğerini söyleyecek olsam şu gırtlağımı kesersiniz.”
4100 "Ebu Zerr radıyallahu anh demiştir ki: “Eğer kılıncı şuraya koysanız -eliyle ensesini göstermiştir- ben bu esnada, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işitmiş bulunduğum bir hadisi, sizin işimi bitirmezden önce söyleyebileceğime kanaatim gelse onu mutlaka söylerim.”
4101 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğim her şeyi yazıyordum. Kureyş bu işten beni men etti. Dediler ki: “Sen her (işittiğin) şeyi yazıyorsun, halbuki Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir insandır, memnun ve öfkeli halde de konuşur.” Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a anlattım. Parmağı ile ağzına işaret ederek: “Yaz, nefsimi elinde tutan Zata yemin olsun, ondan haktan başka bir şey çıkmaz!” buyurdu.”
4102 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Ensardan bir zat Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a (hafızasını) şikayet ederek dedi ki: “Ey Allah'ın Resûlü! ben senden hadis işitiyorum, çok hoşuma gidiyor, ancak hafızamda tutamıyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona şu cevabı verdi: “Sağ elini yardıma çağır!” ve eliyle yazma işareti yaptı.”
4103 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün, halka) hitabetti, -(Ebu Hüreyre, hadisin vürûdu ile ilgili) bir kıssa anlattı- (hadiste şu ibare de vardı:) “Ebu Şah dedi ki: “Ey Allah'ın Resûlü! (bu hutbeyi) bana yazıverin!” Bu taleb üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Evet Ebu Şah'a yazıverin!” emir buyurdular.”
4104 "Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh diyor ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı arasında İbnu Amr hariç, benden daha çok hadis bilen yoktu. (Onun beni geçmesi şuradan ileri geliyordu:) O hadisleri yazıyordu, ben ise yazmıyordum.”
4105 "Zeyd İbnu Sabit radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana emretti, ben de onun için, Süryanice (yahudi) yazısını öğrendim. Şöyle demişti: “Allah'a yemin olsun, ben yazı işimde yahudiye emniyet edemiyorum!” (Zeyd) der ki: “Allah'a yemin olsun bir ayın yarısı geçmeden, o yazıyı öğrendim ve hazakat kazandım. Resûlullah'ın onlara olan mektuplarını yazıyor, onların gönderdiklerini de ona okuyordum.”
4106 "el-Muttalib İbnu Abdillah İbni Hantab radıyallahu anh anlatıyor: “Zeyd İbnu Sabit Hz. Muaviye radıyallahu anhüma'nın yanına girmişti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona söyledi. Hz. Muaviye (orada hazır bulunan bir adama) hadisi yazmasını emretti. Zeyd müdahalede bulunarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hadislerinden hiç bir şey yazmamamızı emretmişti” dedi. Bunun üzerine Hz. Muaviye yazılanı derhal imha etti.”
4107 "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle emrettiler: “Benden kur'an dışında bir şey yazmayın. Kim, Kur'an'dan başka bir şey yazmış ise, onu imha etsin.”
4108 "İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah ilmi (verdikten sonra), insanların (kalbinden) zorla söküp almaz. Fakat ilmi, ülemayı kabzetmek suretiyle alır. Ülema kabzedilir, öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın (kendi reyleriyle) fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını dalalete atarlar.”
4109 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: “Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir olamazlar!” buyurdular. Ziyad İbnu Lebid el-Ensari araya girip: “Bizler Kur'an'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onu hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!” dedi. Resulullah da: “Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?” buyurdu. Cübeyr der ki: “Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh'a rastladım. Kardeşin Ebu'd-Derda ne söyledi, işittin mi? dedim. Ve ona Ebu'd-Derda'nın söylediğini haber verdim. bana: “Ebu'd-Derda doğru söylemiş, dilersen kaldırılacak olan ilk ilmin ne olduğunu sana haber vereyim: İnsanlardan kaldırılacak olan ilk ilim huşu'dur. Büyük bir camiye girip huşu üzere olan tek şahsı göremiyeceğin vakit yakındır!” dedi.”
4110 "Ömer İbnu Abdilaziz rahimehullah'dan nakledildiğine göre, (Medine valisi) Ebu Bekr İbnu Hazm'a şöyle yazmıştır: “Bak, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisinden ne varsa yaz. Zira ben, ilmin kaybolmasından ve ülemanın gitmesinden korkuyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisinden başka bir şey kabul etme. Alimler ilmi yaysınlar, ilim için (herkese açık yerlerde) halkalar teşkil etsinler, ta ki bilmeyenler de böylece öğrensin. Zira ilim, gizli kalmazsa helak olmaz.”
6012 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah kimin hakkında hayır murad ederse, onu dinde alim kılar.”
6013 "Hz. Muaviye radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini anlatıyor: “Hayır bir alışkanlıktır, şer de düşmanlıktır; Allah kimin hakkında hayır murad ederse onu dinde fakih (alim) kılar.”
6014 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: “İlim talebi her müslümana farzdır. İlmi, ona layık olmayan kimseye öğretmek, domuzun boynuna mücevherat, inci, altın takmak gibidir.”
6015 "Zir İbnu Hubeyş anlatıyor: “Safvan İbnu Assal el-Muradi'ye geldim. Bana: “Ne maksatla yanıma geldin?” dedi. “İlmi ortaya çıkarayım diye!” dedim. Bunun üzerine bana şunu söyledi: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim. Buyurmuşlardı ki: “İlim talep etmek üzere yola çıkan hiç kimse yoktur ki, melekler, onun bu yaptığından memnun olarak, ona kanatlarını germemiş olsunlar!”
6016 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Yok edilmezden önce şu (dini) ilmi öğrenmeniz gerekir. Onun yok edilmesi kaldırılmasıdır.” Aleyhissalatu vesselam, sonra orta parmağı ile şehadet parmağını şöyle birleştirerek: “Alim ve talebe sevapta ortaktırlar, diğer insanIarda (öğretici ve öğrenici olmayanlarda) hayır yoktur!” buyurdular."
6017 "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir gün, hücrelerinden birinden çıkıp mescide girmişti. Mescidde ise iki halka vardı. Birinde halk, Kur'an okuyor, Allah'a dua ediyordu. Diğerindekiler ilim öğrenip ilim öğretmekle meşguldü. Aleyhissalatu vesselam: “Her ikisi de hayır üzeredir: Şunlar Kur'an okuyorlar, Allah'a dua ediyorlar, Allah (taleplerini) dilerse onlara verir, dilemezse vermez. Bunlar ise öğrenip öğretiyorlar. Ben de bir muallim olarak gönderildim!” buyurdular ve ilim halkasına oturdular.”
6018 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah benim sözümü işitip belleyen, sonra da onu benden (başkasına) ulaştıran kimsenin yüzünü Kıyamet günü ağartsın. Zira nice ilim taşıyıcılar vardır ki, alim değildir. Nice ilim taşıyıcıları ilmi, kendinden daha alim olana taşırlar.”
6019 "Yine Hz. Enes anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, onlar hayrın anahtarları, şerrin de sürgüleridir. Allah'ın, ellerine hayırın anahtarlarını koyduğu kimselere ne mutlu! Şerr'in anahtarlarını Allah'ın ellerine koyduğu kimselere ne yazık!”
6020 "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “(Size getirdiğim) bu hayır, birkısım hazineler mesabesindedir. Bu hazinelerin anahtarları vardır. Allah'ın, hayır için bir anahtar, şerre karşı da sürgü kıldığı kimseye ne mutlu. Allah'ın şerre anahtar, hayra sürgü kıldığı kimseye de ne yazık!”
6021 "Muaz İbnu Enes'in babası anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir ilim öğretirse ona bu ilimle amel edenlerin sevabı vardır. Bu amel edenin ücretini eksiltmez.”
6022 "Ebu Katade babasından naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kişinin (öldükten sonra) geride bıraktıklarının en hayırlısı şu üç şeydir: “Kendisine dua eden salih bir evlad, ecri kendisine ulaşan bir sadaka-i cariye, kendinden sonra amel edilen bir ilim.”
6023 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü'min kişiye, hayatta iken yaptığı amel ve iyiliklerden, öldükten sonra ulaşanlar, öğretip neşrettiği bir ilim, geride bıraktığı salih bir evlad, miras bıraktığı bir mushaf (kitap), inşa ettiği bir mescid, yolcular için yaptırdığı bir bina, akıttığı bir su, hayatta ve sağlıklı iken verdiği bir sadakadır. Ölümünden sonra kişiye işte bunlar ulaşır.”
6024 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sadakanın en üstünü, kişinin bir ilim öğrenip sonra da onu müslüman kardeşine öğretmesidir.”
6025 "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Çok sıcak bir günde Resûlullah aleyhissalatu vesselam Baki'u'l-Garkad cihetine geçti. Arkasında yürüyen kimseler vardı. Bir ara ayak seslerini işitince bu ona ağır geldi ve içine bir kibir düşer endişesiyle yere oturdu, halkın kendisini geçmesini bekledi.”
6026 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yolda yürüyünce Ashab, onun önünde yürürler. Aleyhissalatu vesselam'ın sırtını meleklere bırakırlardı.”
6027 "İsmail İbnu Müslim anlatıyor: “Hasan Basri merhuma hastalığı sırasında geçmiş olsun ziyaretine uğramıştık; gelenler odayı doldurdu, öyle ki ayaklarını topladı ve şunları anlattı: “Biz, Ebu Hureyre radıyallahu anh'a hastalanınca geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk, ziyaretçiler odayı doldurmuştuk, öyle ki, ayaklarını kendine çekti ve: “Bir keresinde Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girmiş, odasını doldurmuştuk, o da yanı üzerine yatıyordu. Bizi görünce ayaklarını kendine çekerek topladı ve şöyle buyurdu: “Haberiniz olsun, benden sonra, ilim talep etmek üzere, (size her taraftan) insanlar gelecekler. Onlara merhaba deyin, selam verin ve ilim öğretin!” Hasan Basri hazretleri sözlerine devamla dedi ki: “Allah'a yemin olsun! Biz öyle insanlarla karşılaştık ki, (kendilerine ilim talep etmek üzere uğradığımız zaman) bize, ne merhaba dediler, ne selam verdiler ne de ilim öğrettiler. Ancak kendilerine ilim için gittiğimiz zaman bir şeyler öğrenir idiysek de bize kaba davranırlardı.”
6028 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Cühela takımıyla münakaşa veya ülemaya karşı böbürlenme veya halkın dikkatini kendine çekme gayesiyle ilim talep eden ateştedir.”
6029 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İlmi, alimlere karşı böbürlenmek, cühela ile münakaşa etmek veya mevki-makam elde etmek için öğrenmeyin. Kim bunu yaparsa ona ateş gerekir, ateş!”
6030 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetimden birkısım insanlar, dini ilimleri öğrenecekler. Kur'an-ı Kerim'i okuyacaklar ve şöyle diyecekler: “Ümeraya gidip, onların dünyalıklarından alırız, dinimizi de onların şerrinden uzak tutarız.” Halbuki bu mümkün değildir, tıpkı katad (denen dikenli ağaçtan) dikenden başka bir şey elde edilemediği gibi. Aynen öyle de, ümeranın yakınlığından sadece... elde edilir.” Muhammed İbnu's-Sabbah: “Aleyhissalatu vesselam sanki hataları kastetmiştir” der.”
6031 "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh demiştir ki: “Eğer ilim ehli, ilmi koruyup, onu layık olanlara vermiş olsalardı, ilim sayesinde devirlerinin insanlarına efendi olacaklardı. Ne var ki onlar ilmi, dünyalıklarından menfaat sağlamak için ehl-i dünya için harcadılar. Dünya ehli de alimleri aşağıladı. Halbuki ben, Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “Kimin tasası sadece ahiret oIursa, dünya tasalarına Allah kifayet eder. Kim de dünya tasalarına kendini kaptırırsa, dünyanın hangi vadisinde helak olduğuna Allah aldırmayacaktır.”
6032 "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: “İlmi, ulemaya karşı böbürlenmek için veya cühela ile münakaşa için veya insanların dikkatini kendinize çekmek için öğrenmeyin. Kim böyle yaparsa yeri ateştir.”
6033 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim alimlere karşı böbürlenmek, cahillerle münakaşa etmek ve halkın dikkatini üzerine çekmek maksadıyla ilim öğrenirse Allah onu cehenneme sokar.”
6034 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bu ümmetin sonradan gelenleri önce gelenlerine lanet ettiği vakit, kim bir hadisi söylemez, ketmederse, Allah'ın indirdiğini ketmetmiş (gizlemiş) olur.”
6035 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir ilimden sorulur, o da bunu gizlerse, Kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir.”
6036 "Ebu Sa'idi'I-Hudri anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim insanların dini işlerinde Allah'ın faydalı kıldığı bir ilmi gizlerse, Allah, Kıyamet günü onu ateşten bir gem ile gemler.”