Kimlik alan
1923 "Şeddad İbnu Evs (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: “AIIah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin.”"
1924 "Ebu Hüreyre ve İbnu Abbas (radıyallahu anhüm) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şeytan kurbanından (şerita) men etti.” Dendi ki şerita, boğazından sadece deri kısmının kesilip, boyun damarı kesilmeden ölmeye terkedilen (kurbanlık) hayvandır.”"
1925 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: “(Hayvanı keserken) besmele çekmeyi bir kimse unutmuşsa bunun bir mahzuru yoktur. Ancak kasden terketmiş ise, kesilen yenilmez.”"
1926 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor. “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Haksız yere bir kuş veya daha küçük bir hayvan öldüren insana Allah mutlaka onun hesabını soracaktır.” Kendisine: “Onun hakkı da nedir?” diye sorulunca: “Onu keser ve yer. Başını kesip atmaz!” diye cevap verdi.”"
1927 "Ebu Vakıd (radıyallahu anh) anlatıyor: “ResüIuIIah (aleyhissalatü vesselam) Medineye geldiği zaman, Medineliler, (diri olan) devenin hörgücünü kesiyorlar ve koyunların da kuyruklarını koparıyorlar ve bunIarı yiyorlardı. Bu durum üzerine Resûlullah (aleyhissalatü vesselam): “Hayvan diri iken ondan her ne kesilmiş ise, bu meyte (laşe) hükmündedir, yenilmez” dedi.”"
1928 "Ebu'l- Uşera Üsame İbnu Malik İbnu Kahtam babasından anlatıyor: “Ey Allah'ın Resülü, dedim, kesme işi sadece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)” Şu cevabı verdi: “(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifayet eder.” Tirmizi: “Bu, zarüret haline mahsustur” der. Ebu Davud da: “Bu, (yüksekten) düşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir” demiştir."
1929 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) buyurdular ki: “Elinde (tasarrufunda) olduğu halde (normal kesişten) seni aciz bırakan şey av gibidir.” (Yine İbnu Abbas), kuyuya düşen bir deve hakkında: “Neresinden gücün yeterse kes!” demiştir. Hz. Ali, İbnu Ömer ve Hz. Aişe (radıyallahu anhüm) de bu görüşte idiler. İbnu Abbas, İbnu Ömer ve Enes (radıyallahu anhüm): “Boğazdan kesmeye başlayınca (acele sebebiyle) başı kopuverse bunda bir beis yok. Ancak, ense tarafından kesilmişse yenmez, baş kopsa da kopmasa da farketmez” demiştir."
1930 "El-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a sorularak dendi ki: “Biz deve, sığır ve davarı, karınlarında cenin olduğu halde boğazlıyoruz. Cenini yiyelim mi, atalım mı?” Şu cevabı verdi: “Dilerseniz yiyin. Zira onların tezkiyesi (temiz ve helal olmaları) annelerinin tezkiyesine tabidir.”"
1931 "Hz. İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) buyurmuştur ki: “Bir deve kesildiği zaman karnındaki yavrunun tezkiyesi, devenin tezkiyesine tabidir, yeter ki yavrunun hilkati (bütün uzuvlarının çıkmasıyla) tamamlanmış, tüyleri de bitmiş olsun. Yavru annenin karnından çıkınca (yine de hemen) kesilir, ta ki içteki kan çıksın.”"
1932 "Rafi' İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir seferde Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) ile birlikte idik. (Bu esnada) bir deve huysuzluk edip kaçtı. Peşine düştüler. Ama takipçileri yordu. Bir adam deveye bir ok gönderdi. Derken Allah (c.c.) onu durdurdu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz: “Bu hayvanların kaçkınları var, tıpkı vahşi kaçkınlar gibi. Onlardan biri size galebe çalacak olursa, ona böyle davranın!” dedi. Ben: “Ey Allah'ın Resülü, biz yarın düşmanla karşılaşacağız, yanımızda (hayvan kesecek) bir bıçağımız yok. (Hin-i hacette) kamışla keselim mi?” diye sordum. Bana: “Bolca kanı akıtılan ve üzerine Allah'ın ismi zikredilenin etini yeyiniz. Diş ve tırnak(la kesmek caiz) değildir. Size (bunun sebebini) söyleyeceğim; “Diş kemiktir, tırnak ise, Habeşlilerin bıçağıdır.”"
1933 "Nafi'nin anlattığına göre, Ka'b İbnu Malik (radıyallahu anh)'in bir oğlundan, İbnu Ömer'e anlatırken şunları işitmiştir: “Babası kendisine haber vermiştir ki: Davar güden cariyeleri, bir koyunun ölmek üzere olduğunu görmüş, derhal bir taş kırarak, onunla koyunu kesmiştir. Babası ailesine: “Ondan yemeyin. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a sorayım” demiş ve sormuştur. Resûlullah(aleyhissalatü vesselam) yemelerini emretmiştir.”"
1934 "Hz. Càbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Kavmimden biri bir veya iki tavşan avladı. Bunları taşla kesti. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'dan soruncaya kadar astı. Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) yemesini emretti.”"
1935 "Ata İbnu Yesar, Beni Hariseli bir adamdan rivayet eder ki: “Bu zat bir sağmal deveyi gütmekte iken ölmek üzere olduğunu farkeder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline geçirdiği bir kazığı devenin ümmüğüne saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Resulullah(aleyhissalatü vesselam)'a haber verir. Efendimiz yemesini söyler.”"
1936 "Zeyd İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir kurt bir koyunu dişlemişti, derhal keskin bir taşla kestiler. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) yenmesine ruhsat verdi.”"
1937 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a soruldu: “Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?” “Siz besmele çekin, yiyin!” cevabını verdi.”"
1938 "Ebü'd Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) mücesseme'nin yenmesini yasakladı. Mücesseme ok atışlarında hedef olarak kullanılan hayvandır. Keza halisanın yenmesini de yasakladı. Halisa, kurdun kaçırdığı, fakat ondan kurtarılan hayvandır.” Bir rivayetin “Ok atışlarına hedef olarak kullanılan hayvan” ibaresine kadar olan kısmı Tirmizi'de gelmiştir. Gerisi Rezin'in ilavesidir."
1939 "Zühri (rahimehullah) diyor ki: “Arap Hıristiyanlarının kestiklerini yemekte bir beis yoktur. Ancak, Allah'tan başka birisinin adını andığını işitirsen o zaman kestiğini yeme. İşitmemiş isen, (bu durumda vehimlenme), çünkü Allah, onların küfrünü bildiği halde kestiklerini helal kılmıştır.” Hz. Ali'den de bu manada rivayet yapılmıştır."
6898 "Yezid İbnu Abdi'I-Müzeni radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Oğlan çocuk için akika kurbanı kesilir, çocuğun başına kurban kanı değdirilmez.”"
6899 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “(İslam'da) fera'a ve atire kurbanı kesmek yoktur.”"
6900 "Ebu Sa'i'di 'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a koyunu kulağından tutarak yeden bir adam uğradı. Aleyhissalatu vesselam hemen müdahale ederek: “Hayvanın kulağını bırak da boynunun kenarından tut!” buyurdular.”"
6901 "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bıçakların bilenmesini ve hayvanlara gösterilmemesini emretti ve şu tenbihte bulundu: “Biriniz hayvan boğazlayınca boğazlamayı hızlı yapsın.”"
6902 "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana ve Ömer'e “Bizimle birlikte el-Vakıfi'ye gelin” buyurdular. Biz de ay ışığında gittik, bahçeye kadar ulaştık. Bize: “Merhaba, hoşgeldiniz” dediler. Sonra bıçağı alarak davar sürüsünün içerisinde dolaştı. Aleyhissalatu vesselam (bu esnada): “Sağmal olandan sakın!” veya “Süt sahibi olandan” dedi."
6903 "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah hayvanlara müsle (işkence) yapmayı yasakladı.”"
6904 "Mikdam İbnu Ma'dikerb el-Kindi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam birçok şeyi haram kıldı, hatta vahşi eşekleri de zikretti.”"
1923 "Şeddad İbnu Evs (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: “AIIah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin.”"
1924 "Ebu Hüreyre ve İbnu Abbas (radıyallahu anhüm) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şeytan kurbanından (şerita) men etti.” Dendi ki şerita, boğazından sadece deri kısmının kesilip, boyun damarı kesilmeden ölmeye terkedilen (kurbanlık) hayvandır.”"
1925 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: “(Hayvanı keserken) besmele çekmeyi bir kimse unutmuşsa bunun bir mahzuru yoktur. Ancak kasden terketmiş ise, kesilen yenilmez.”"
1926 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor. “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Haksız yere bir kuş veya daha küçük bir hayvan öldüren insana Allah mutlaka onun hesabını soracaktır.” Kendisine: “Onun hakkı da nedir?” diye sorulunca: “Onu keser ve yer. Başını kesip atmaz!” diye cevap verdi.”"
1927 "Ebu Vakıd (radıyallahu anh) anlatıyor: “ResüIuIIah (aleyhissalatü vesselam) Medineye geldiği zaman, Medineliler, (diri olan) devenin hörgücünü kesiyorlar ve koyunların da kuyruklarını koparıyorlar ve bunIarı yiyorlardı. Bu durum üzerine Resûlullah (aleyhissalatü vesselam): “Hayvan diri iken ondan her ne kesilmiş ise, bu meyte (laşe) hükmündedir, yenilmez” dedi.”"
1928 "Ebu'l- Uşera Üsame İbnu Malik İbnu Kahtam babasından anlatıyor: “Ey Allah'ın Resülü, dedim, kesme işi sadece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)” Şu cevabı verdi: “(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifayet eder.” Tirmizi: “Bu, zarüret haline mahsustur” der. Ebu Davud da: “Bu, (yüksekten) düşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir” demiştir."
1929 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) buyurdular ki: “Elinde (tasarrufunda) olduğu halde (normal kesişten) seni aciz bırakan şey av gibidir.” (Yine İbnu Abbas), kuyuya düşen bir deve hakkında: “Neresinden gücün yeterse kes!” demiştir. Hz. Ali, İbnu Ömer ve Hz. Aişe (radıyallahu anhüm) de bu görüşte idiler. İbnu Abbas, İbnu Ömer ve Enes (radıyallahu anhüm): “Boğazdan kesmeye başlayınca (acele sebebiyle) başı kopuverse bunda bir beis yok. Ancak, ense tarafından kesilmişse yenmez, baş kopsa da kopmasa da farketmez” demiştir."
1930 "El-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a sorularak dendi ki: “Biz deve, sığır ve davarı, karınlarında cenin olduğu halde boğazlıyoruz. Cenini yiyelim mi, atalım mı?” Şu cevabı verdi: “Dilerseniz yiyin. Zira onların tezkiyesi (temiz ve helal olmaları) annelerinin tezkiyesine tabidir.”"
1931 "Hz. İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) buyurmuştur ki: “Bir deve kesildiği zaman karnındaki yavrunun tezkiyesi, devenin tezkiyesine tabidir, yeter ki yavrunun hilkati (bütün uzuvlarının çıkmasıyla) tamamlanmış, tüyleri de bitmiş olsun. Yavru annenin karnından çıkınca (yine de hemen) kesilir, ta ki içteki kan çıksın.”"
1932 "Rafi' İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir seferde Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) ile birlikte idik. (Bu esnada) bir deve huysuzluk edip kaçtı. Peşine düştüler. Ama takipçileri yordu. Bir adam deveye bir ok gönderdi. Derken Allah (c.c.) onu durdurdu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz: “Bu hayvanların kaçkınları var, tıpkı vahşi kaçkınlar gibi. Onlardan biri size galebe çalacak olursa, ona böyle davranın!” dedi. Ben: “Ey Allah'ın Resülü, biz yarın düşmanla karşılaşacağız, yanımızda (hayvan kesecek) bir bıçağımız yok. (Hin-i hacette) kamışla keselim mi?” diye sordum. Bana: “Bolca kanı akıtılan ve üzerine Allah'ın ismi zikredilenin etini yeyiniz. Diş ve tırnak(la kesmek caiz) değildir. Size (bunun sebebini) söyleyeceğim; “Diş kemiktir, tırnak ise, Habeşlilerin bıçağıdır.”"
1933 "Nafi'nin anlattığına göre, Ka'b İbnu Malik (radıyallahu anh)'in bir oğlundan, İbnu Ömer'e anlatırken şunları işitmiştir: “Babası kendisine haber vermiştir ki: Davar güden cariyeleri, bir koyunun ölmek üzere olduğunu görmüş, derhal bir taş kırarak, onunla koyunu kesmiştir. Babası ailesine: “Ondan yemeyin. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a sorayım” demiş ve sormuştur. Resûlullah(aleyhissalatü vesselam) yemelerini emretmiştir.”"
1934 "Hz. Càbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Kavmimden biri bir veya iki tavşan avladı. Bunları taşla kesti. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'dan soruncaya kadar astı. Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) yemesini emretti.”"
1935 "Ata İbnu Yesar, Beni Hariseli bir adamdan rivayet eder ki: “Bu zat bir sağmal deveyi gütmekte iken ölmek üzere olduğunu farkeder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline geçirdiği bir kazığı devenin ümmüğüne saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Resulullah(aleyhissalatü vesselam)'a haber verir. Efendimiz yemesini söyler.”"
1936 "Zeyd İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir kurt bir koyunu dişlemişti, derhal keskin bir taşla kestiler. Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) yenmesine ruhsat verdi.”"
1937 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam)'a soruldu: “Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?” “Siz besmele çekin, yiyin!” cevabını verdi.”"
1938 "Ebü'd Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatü vesselam) mücesseme'nin yenmesini yasakladı. Mücesseme ok atışlarında hedef olarak kullanılan hayvandır. Keza halisanın yenmesini de yasakladı. Halisa, kurdun kaçırdığı, fakat ondan kurtarılan hayvandır.” Bir rivayetin “Ok atışlarına hedef olarak kullanılan hayvan” ibaresine kadar olan kısmı Tirmizi'de gelmiştir. Gerisi Rezin'in ilavesidir."
1939 "Zühri (rahimehullah) diyor ki: “Arap Hıristiyanlarının kestiklerini yemekte bir beis yoktur. Ancak, Allah'tan başka birisinin adını andığını işitirsen o zaman kestiğini yeme. İşitmemiş isen, (bu durumda vehimlenme), çünkü Allah, onların küfrünü bildiği halde kestiklerini helal kılmıştır.” Hz. Ali'den de bu manada rivayet yapılmıştır."
6898 "Yezid İbnu Abdi'I-Müzeni radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Oğlan çocuk için akika kurbanı kesilir, çocuğun başına kurban kanı değdirilmez.”"
6899 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “(İslam'da) fera'a ve atire kurbanı kesmek yoktur.”"
6900 "Ebu Sa'i'di 'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a koyunu kulağından tutarak yeden bir adam uğradı. Aleyhissalatu vesselam hemen müdahale ederek: “Hayvanın kulağını bırak da boynunun kenarından tut!” buyurdular.”"
6901 "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bıçakların bilenmesini ve hayvanlara gösterilmemesini emretti ve şu tenbihte bulundu: “Biriniz hayvan boğazlayınca boğazlamayı hızlı yapsın.”"
6902 "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana ve Ömer'e “Bizimle birlikte el-Vakıfi'ye gelin” buyurdular. Biz de ay ışığında gittik, bahçeye kadar ulaştık. Bize: “Merhaba, hoşgeldiniz” dediler. Sonra bıçağı alarak davar sürüsünün içerisinde dolaştı. Aleyhissalatu vesselam (bu esnada): “Sağmal olandan sakın!” veya “Süt sahibi olandan” dedi."
6903 "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah hayvanlara müsle (işkence) yapmayı yasakladı.”"
6904 "Mikdam İbnu Ma'dikerb el-Kindi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam birçok şeyi haram kıldı, hatta vahşi eşekleri de zikretti.”"