Kimlik alan
3267 "Hz. Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”"
3268 "Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer.''"
3269 "Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan razı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.''"
3270 "Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lanet okurlar.''"
3271 "Bir başka rivayette: “Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler” denmiştir."
3272 "Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü. dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?'' “Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!” diye cevap verdi.”"
3273 "Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz.”"
3274 "Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: “Safvan İbnu Muattal (radıyallahu anh)'ın hanımı, yanında Safvan da bulunduğu bir anda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: “Ey Allah'ın Resülü, namaz kıldığım zaman kocam beni dövüyor, oruç tuttuğum zaman da orucumu bozduruyor, güneş doğuncaya kadar da sabah namazı kılmıyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), hanımının bu söyledikleri hakkında Safvan'a sordu. Safvan: “Ey Allah'ın Resülü! “Namaz kıldığım zaman dövüyor '' sözüne gelince, o zaman (bir rekatte uzun) iki sûre okuyor. Halbuki ben bunu yasakladım'' dedi. Resulullah kadına: “İnsanlara tek surenin okunması yeterlidir '' buyurdu. Safvan devam etti: “Oruç tuttuğum zaman bozduruyor '' sözüne gelince, “Hanımım oruç tutup duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum.” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Bir kadın kocasının izni olmadan (nafile) oruç tutamaz!'' buyurdular. Safvan devamla: “Güneş doğuncaya kadar sabah namazı kılmadığım sözüne gelince, biz (gece çalışan) bir aileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakın yatınca) güneş doğuncaya kadar uyanamıyoruz'' diye açıklama yaptı. Aleyhissalatu vesselam: “Ey Safvan, uyanınca namazını kıl!” buyurdular.”"
3275 "Ebu'I - Verd İbnu Sümame anlatıyor: “Hz. Ali (radıyallahu anh) İbnu Ağyed'e dedi ki: “Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ın kızı Fatıma (radıyallahu anha)'dan -ki o, babasına, ailesinin en sevgili olanı idi- bahsedeyim mi?'' “Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun üzerine: “Fatıma radıyallahu anha değirmen çevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. Kırba ile su taşırdı. Bu da boynunda yaralar açtı. Evi süpürüyordu. Üstü başı toz-toprak oldu. (Bu sıralarda) Rasûlüllah'a bir kısım köleler getirilmişti.. Fatıma 'ya: “Babana kadar gidip bir köle istesen!” dedim. Gitti. Aleyhisselatu vesselam'ın yanında bazılarının konuşmakta olduklarını gördü ve geri döndü. Ertesi gün Resulullah Fatıma'ya gelerek: “Kızım ihtiyacın ne idi?” diye sordu. Fatıma süküt edip cevap vermedi. Ben araya girip: “Ben anlatayım Ey Allah'ın Resülü!'' dedim ve açıkladım: “Fatıma'nın değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam üzerine Resulullah: “Ey Fatıma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarını eda et, aileyin işlerini yap. Yatağına girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah, otuzüç kere Allahuekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır..” buyurdular. Fatıma (radıyallahu anha): “Allah'dan ve Allah'ın Resulünden razıyım” dedi. Resulullah ona hizmetçi vermedi.”"
6529 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir.”"
6530 "Abdullah İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Muaz Şam'dan dönünce Resulullah aleyhissalatu vesselam'a secde etmişti. Aleyhissalatu vesselam hayretle : “Ey Muaz! Bu da ne?” dedi. O açıkladı: “Şam'a gitmiştim, onların reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladım. İçimden, aynı şeyi size yapmak arzusu geçti.” Aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine: “Bunu yapmayın! Zira, şayet ben, bir kimseye, Allah'tan başkasına secde etmeyi emretseydim, kadına kocasına secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim ki, bir kadın, kocasının hakkını eda etmedikçe Rabbinin hakkını da eda edemez. Kadın (deve sırtındaki) semere binmiş iken kocası nefsini talep edecek olsa, kadın bu isteğe mani olamaz.”"
3267 "Hz. Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”"
3268 "Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer.''"
3269 "Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan razı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.''"
3270 "Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lanet okurlar.''"
3271 "Bir başka rivayette: “Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler” denmiştir."
3272 "Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah'ın Resulü. dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?'' “Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!” diye cevap verdi.”"
3273 "Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz.”"
3274 "Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: “Safvan İbnu Muattal (radıyallahu anh)'ın hanımı, yanında Safvan da bulunduğu bir anda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: “Ey Allah'ın Resülü, namaz kıldığım zaman kocam beni dövüyor, oruç tuttuğum zaman da orucumu bozduruyor, güneş doğuncaya kadar da sabah namazı kılmıyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), hanımının bu söyledikleri hakkında Safvan'a sordu. Safvan: “Ey Allah'ın Resülü! “Namaz kıldığım zaman dövüyor '' sözüne gelince, o zaman (bir rekatte uzun) iki sûre okuyor. Halbuki ben bunu yasakladım'' dedi. Resulullah kadına: “İnsanlara tek surenin okunması yeterlidir '' buyurdu. Safvan devam etti: “Oruç tuttuğum zaman bozduruyor '' sözüne gelince, “Hanımım oruç tutup duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum.” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Bir kadın kocasının izni olmadan (nafile) oruç tutamaz!'' buyurdular. Safvan devamla: “Güneş doğuncaya kadar sabah namazı kılmadığım sözüne gelince, biz (gece çalışan) bir aileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakın yatınca) güneş doğuncaya kadar uyanamıyoruz'' diye açıklama yaptı. Aleyhissalatu vesselam: “Ey Safvan, uyanınca namazını kıl!” buyurdular.”"
3275 "Ebu'I - Verd İbnu Sümame anlatıyor: “Hz. Ali (radıyallahu anh) İbnu Ağyed'e dedi ki: “Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ın kızı Fatıma (radıyallahu anha)'dan -ki o, babasına, ailesinin en sevgili olanı idi- bahsedeyim mi?'' “Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun üzerine: “Fatıma radıyallahu anha değirmen çevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. Kırba ile su taşırdı. Bu da boynunda yaralar açtı. Evi süpürüyordu. Üstü başı toz-toprak oldu. (Bu sıralarda) Rasûlüllah'a bir kısım köleler getirilmişti.. Fatıma 'ya: “Babana kadar gidip bir köle istesen!” dedim. Gitti. Aleyhisselatu vesselam'ın yanında bazılarının konuşmakta olduklarını gördü ve geri döndü. Ertesi gün Resulullah Fatıma'ya gelerek: “Kızım ihtiyacın ne idi?” diye sordu. Fatıma süküt edip cevap vermedi. Ben araya girip: “Ben anlatayım Ey Allah'ın Resülü!'' dedim ve açıkladım: “Fatıma'nın değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam üzerine Resulullah: “Ey Fatıma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarını eda et, aileyin işlerini yap. Yatağına girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah, otuzüç kere Allahuekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır..” buyurdular. Fatıma (radıyallahu anha): “Allah'dan ve Allah'ın Resulünden razıyım” dedi. Resulullah ona hizmetçi vermedi.”"
6529 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir.”"
6530 "Abdullah İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Muaz Şam'dan dönünce Resulullah aleyhissalatu vesselam'a secde etmişti. Aleyhissalatu vesselam hayretle : “Ey Muaz! Bu da ne?” dedi. O açıkladı: “Şam'a gitmiştim, onların reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladım. İçimden, aynı şeyi size yapmak arzusu geçti.” Aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine: “Bunu yapmayın! Zira, şayet ben, bir kimseye, Allah'tan başkasına secde etmeyi emretseydim, kadına kocasına secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim ki, bir kadın, kocasının hakkını eda etmedikçe Rabbinin hakkını da eda edemez. Kadın (deve sırtındaki) semere binmiş iken kocası nefsini talep edecek olsa, kadın bu isteğe mani olamaz.”"