Kimlik | Metin5 | alan | Metin9 |
---|---|---|---|
71 | 064.Bakara | 64. Sümme tevelleytüm mim ba'di zalik *fe lev la Fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu leküntüm minel hasirın | 64. Bundan sonra yine sözünüzden döndünüz, yine yüz çevirdiniz. Eğer üzerinizde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, elbette hüsrana uğrayanlardan olurdunuz. |
97 | 090.Bakara | 90. Bi'semeşterav bihı enfüsehüm ey yekfüru bi ma enzelellahü bağyen ey yünezzilellahü min Fadlihı ala mey yeşaü min ıbadih* fe bau bi ğadabin ala ğadab* ve lil kafirıne azabüm mühın | 90. Nefislerini ne kötü şeye değişip sattılar! Allah’ın, kullarından dilediğine lütfundan (kitap) indirmesine hased ederek Allah’ın indirdiğini inkâr ettiler ve bu sebeple gazap üstüne gazaba uğradılar. Küfredenlere kahredici bir azap vardır. |
112 | 0105.Bakara | 105. Ma yeveddüllezıne keferu min ehlil kitabi ve lel müşrikıne ey yünezzele aleyküm min hayrim mir rabbiküm* vallahü yehtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül Fadlil azim | 105. Kitap ehlinden olan kâfirler de müşrikler de size Rabbinizden bir hayır inmesini istemezler. Oysa Allah kimi dilerse onu rahmetiyle mümtaz kılar. Allah büyük lütuf sahibidir. |
205 | 0198.Bakara | 198. Leyse aleyküm cünahun en tebteğu Fadlem mir rabbiküm* fe iza efadtüm min arafatin fezkürullaheındel meş'aril haram* vezküruhü kema hedaküm* ve in küntüm min kablihı le mined dallın | 198. Rabbinizin lütuf ve ihsanını aramanızda size hiçbir vebal ve günah yoktur. Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ar-i haram’ın yanında Allah’ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz de O’nu öylece zikredin. Bundan evvel siz sapıklardan idiniz. |
244 | 0237.Bakara | 237. Ve in tallaktümuhünne min kabli en temessuhünne ve kad feradtüm lehünne ferıdaten fe nısfü ma feradtüm illa ey ya'fune ev ya 'füvellezı bi yedihı ukdetün nikah* ve en ta'fu akrabü littakva* ve la tensevül Fadle beyneküm* innellahe bi ma ta'melune basıyr | 237. Bir mehir tayin ettiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşarsanız o zaman tayin ettiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikâh bağı elinde bulunan erkek vazgeçerse başka. Ey erkekler! Sizin bağışta bulunmanız takvâya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
250 | 0243.Bakara | 243. E lem tera ilellezıne haracu min diyarihim ve hüm ülufün hazeral mevti fe kale lehümüllahü mutu sümme ahyahüm* innellahe le uz Fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun | 243. Binlerce oldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara: “Ölün!” dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı ikram sahibidir. Fakat insanların çoğu şükretmezler. |
258 | 0251.Bakara | 251. Fe hezemuhüm bi iznillahi ve katele davudü calute ve atahüllahül mülke vel hıkmete ve allemehu mimma yeşa'* ve lev la def'ullahin nase ba'dahüm bi ba'dıl le fesedetil erdu ve lakinnellahe zu Fadlin alel alemın | 251. Sonunda Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut Câlut’u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi, ona dilediğini öğretti. Eğer Allah, insanların bir kısmı ile diğerlerini savmasaydı, yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah bütün âlemler üzerine lütuf ve kerem sahibidir. |
275 | 0268.Bakara | 268. Eşşeytanü yeıdükümül fakra ve ye'müruküm bil fahşa'* vallahü yeıdüküm mağfiratem minhü ve Fadla* vallahü vasiun alim | 268. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin şeyleri (cimriliği) telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vâdeder. Allah ihsanı bol olan ve her şeyi hakkıyla bilendir. |
366 | 073.Ali İmran | 73. Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtümev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel Fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vallahü vasiun alim | 73. “Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.” De ki: “Gerçek hidayet Allah’ın hidayetidir.” (Onlar kendi aralarında şöyle dediler): “Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine, veya Rabbinizin katında size karşı onların delil getireceklerine de inanmayın.” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir.” |
367 | 074.Ali İmran | 74. Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül Fadlil azim | 74. Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük lütuf ve kerem sahibidir. |
445 | 0152.Ali İmran | 152. Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühıbbun* minküm meyyürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahirah* sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vallahü zu Fadlin alel mü'minın | 152. Andolsun ki Allah size olan vaadini yerine getirdi. O’nun izni ile kâfirleri kırıp biçiyordunuz. Nihayet sevdiğiniz zaferi size gösterdikten sonra gevşeyip o emir hakkında çekişmeye kalktınız ve âsi oldunuz. Sizden bir grup dünyayı, bir grup da âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlara karşı yardımını üzerinizden çekti. Bununla beraber sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır. |
463 | 0170.Ali İmran | 170. Ferihıyne bi ma atahümüllahü min Fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun | 170. Allah’ın kendilerine verdiği ihsanlardan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine katılmayan kimselere de hiçbir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler. |
464 | 0171.Ali İmran | 171. Yestebşirune bi nı'metim minellahi ve Fadliv ve ennellahe la yüdıy'u ecral mü'minın | 171. Onlar Allah’tan olan nimet ve keremin; Allah’ın müminlerin ecrini zâyi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. |
467 | 0174.Ali İmran | 174. Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve Fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah* vallahü zu Fadlin azim | 174. Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah’ın nimet ve keremiyle geri döndüler. Böylece Allah’ın rızâsına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir. |
473 | 0180.Ali İmran | 180. Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min Fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta'melune habir | 180. Allah’ın, kereminden kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler hiçbir zaman onu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Bu onların zararınadır. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
525 | 032.Nisa | 32. Ve la tetemennev ma faddalelelahü bihı ba'daküm ala ba'd lir ricali nasıybüm mimmektesebu ve lin nisai nasıybüm mimmektesebn ves'elüllahe min Fadlih innellahe kane bi külli şey'in alima | 32. Allah’ın bir ikram olarak bir kısmınızı diğerine üstün kıldığı şeyleri istekle arzu etmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. İsteklerinizi Allah’ın fazlından ve kereminden isteyin. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. |
530 | 037.Nisa | 37. Ellezıne yebhalune ve ye'mürunen nase bil buhli ve yektümune ma atahümüllahü min Fadlih ve a'tedna lil kafirıne azabem mühına | 37. Onlar cimrilik ederler, insanlara da cimriliği tavsiye ederler. Allah’ın kendilerine lütfundan verdiğini gizlerler. Biz kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. |
547 | 054.Nisa | 54. Em yahsüdunen nase ala ma atahümüllahü min Fadlih fe kad ateyna ale ibrahimel kitabe vel hıkmete ve ateynahüm mülken azima | 54. Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara haset mi ediyorlar? Oysa biz İbrâhim âilesine kitabı ve hikmeti verdik, onlara büyük bir mülk bağışladık. |
563 | 070.Nisa | 70. Zalikel Fadlü minellah ve kefa billahi alima | 70. İşte (itaatkârlara yapılan) bu ihsan Allah’tandır. Her şeyi bilici olarak Allah yeter. |
566 | 073.Nisa | 73. Ve lein esabeküm Fadlüm minellahi le yekulenne ke el lem teküm beyneküm ve beynehu meveddetüy ya leytenı küntü meahüm fe efuze fevzen azima | 73. Eğer size Allah’tan bir lütuf isabet ederse, sanki sizinle onun arasında hiç sevgi yokmuş gibi: “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da, ben de büyük bir başarı elde etseydim!” der. |
576 | 083.Nisa | 83. Ve iza caehüm emrum minel emni evil havfi ezau bih ve lev radduhü iler rasuli ve ila ülil emri minhüm lealimehüllezıne yesmebitunehu minhüm ve lev la Fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu letteba'tümüş şeytane illa kalıla | 83. Onlara güven ve korkuya dair bir haber gelse, hemen onu yayarlar. Halbuki onu Peygamber’e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arzetselerdi, onlardan hüküm çıkarmaya gücü yetenler elbette onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki lütfu ve nimeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyar giderdiniz. |
606 | 0113.Nisa | 113. Ve lev la Fadlüllahi aleyke ve rahmetühu lehemmet taifetüm minhüm ey yüdılluk ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yedurruneke min şey' ve enzellellahü aleykel kitabe vel hıkmete ve allemeke ma lem tekün ta'lemv ve kane Fadlüllahi aleyke azima | 113. Eğer Allah’ın lütfu ve rahmeti üzerinde olmasaydı, onlardan bir gürûh seni saptırmaya yeltenmişti. Halbuki onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar, sana da bir zarar veremezler. Allah sana Kitab’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütuf ve nimeti çok büyüktür. |
666 | 0173.Nisa | 173. Fe emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm ve yezıdühüm min Fadlih ve emmellezınestenkefu vestekberu fe yüazzibühüm azaben elımev ve la yecidune lehüm min dunillahi veliyyev ve la nesira | 173. İman edip sâlih amel işleyenlere gelince; onlara mükâfatlarını tam olarak verir ve kendi lütfundan daha fazlasını da ihsan eder. O’na kulluk etmekten yüz çeviren ve büyüklük taslayanlara gelince; onlara acıklı bir azap ile azap eder. Onlar kendilerine, Allah’tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar. |
668 | 0175.Nisa | 175. Fe emmellezıne amenu billahi va'tesamu bihı fe seyüdhılühüm fı rahmetim minhü ve Fadliv ve yehdıhim ileyhi sıratam müstekıyma | 175. Allah kendisine inanıp da O’na sımsıkı sarılanları kendi katından bir rahmete ve lütufa kavuşturacak, onları kendisine götüren doğru bir yola eriştirecektir. |
671 | 02.Maide | 2. Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairallahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune Fadlem mir rabbihim ve rıdvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedidül ikab | 2. Ey iman edenler! Allah’ın nişanelerine, haram aya, kurbanlık hayvanlara, gerdanlıklara ve Rablerinden lütuf ve rızâ talep ederek Beyt-i haram’ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i haram’a sokmadıkları için bir kavme olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sevketmesin. İyilik ve takvâ üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah’ın vereceği ceza çok şiddetlidir. |
723 | 054.Maide | 54. Ya eyyühellezıne amenu mey yertedde minküm an dınihı fe sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve yühıbbunehu ezilletin alel mü'minıne e izzetin alel kafirıne yücahidune fı sebılillahi ve la yehafune levmete laim zalike Fadlüllahi yü7tıhi mey yeşa' vallahü vasiun alim | 54. Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir. |
993 | 039.Araf | 39. Ve kalet ulahüm li uhrahüm fe ma kane leküm aleyna min Fadlin fe zukul azabe bima küntüm teksibun | 39. Öncekiler sonrakilere: “Sizin bizden üstünlüğünüz yoktu, kazandığınıza karşılık azabı tadın!” derler. |
1189 | 029.Enfal | 29. Ya eyyühellezıne amenu in tettekullahe yec'al leküm fürkanev ve yükeffir anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vallahü zül Fadlil azim | 29. Ey iman edenler! Eğer siz Allah’tan korkar, takvâ sahibi olursanız, O size furkan (iyi ile kötüyü ayırt edecek bir mârifet, bir nur) verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir. |
1263 | 028.Tevbe | 28. Ya eyyühellezıne amenu innemel müşrikun necesün fe la yakrabül mescidel haram ba'de amihim haza ve in hıftüm ayleten fe sevfe yuğnıkümüllahü min Fadlihı in şa' innellahe alimün hakim | 28. Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktirler. Onun içindir ki bu yıllarından sonra artık Mescid-i haram’a yaklaşmasınlar. Eğer (onlarla ticaretinizin kesilmesi sebebiyle) yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse yakında sizi kendi lütfuyla zenginleştirir. Çünkü Allah en iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
1294 | 059.Tevbe | 59. Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu hasbünallahü se yü'tınellahü min Fadlihı ye rasulühu inna ilallahi rağıbun | 59. Keşke onlar Allah’ın ve Peygamber’inin kendilerine verdiğine râzı olsalardı da: “Allah bize yeter. Yakında Allah bize lütfundan verir, Resul’ü de. Biz sadece Allah’a rağbet edip gönül bağlayanlardanız.” demiş olsalardı! |
1309 | 074.Tevbe | 74. Yahlifune billahi ma kalu ve le kad kalu kelimetel küfri ve keferu ba'de islamihim ve hemmu bi ma lem yenalu ve ma nekamu illa en ağnahümüllahü ve rasulühu min Fadlih fe iy yetubu yekü hayral lehüm ve iy yetevellev yüazzibhümüllahü azaben elımen fid dünya vel ahirah ve ma lehüm fil erdı miv veliyyiv ve la nasıyr | 74. Onlar, kötü bir şey söylemediklerine dâir Allah’a yemin ederler. Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler. İslâm’dan sonra küfre saptılar. Ve o başaramadıkları cinayeti tasarladılar. Halbuki intikam almaya yeltenmeleri için Allah’ın ve Resul’ünün onları lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep yoktu. Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı olur. Şayet yanaşmazlarsa Allah onları dünyada da, ahirette de acıklı bir azaba uğratır. Yeryüzünde onları koruyacak veya onlara yardım edecek bir kimse de bulunmaz. |
1310 | 075.Tevbe | 75. Ve minhüm men ahedellahe le in atana min Fadlihı le nessaddekanne ve le nekunenne mines salihıyn | 75. Onlardan kimi de: “Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, andolsun ki sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız.” diye O’na kesin söz verdiler. |
1311 | 076.Tevbe | 76. Felemma atahüm min Fadlihı behılu bihı ve tevellev ve hüm mu'ridun | 76. Allah onlara lütfundan verince, onda cimrilik edip yüz çevirdiler, sözlerinden döndüler. |
1422 | 058.Yunus | 58. Kul bi Fadlillahi ve bi rahmetihı fe bi zalike felyefrahu hüve hayrum mimma yecmeun | 58. De ki: “Ancak lütfu ve rahmetiyle, evet işte asıl bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.” |
1424 | 060.Yunus | 60. Ve ma zannüllezıne yefterune alellahil kezibe yevmel kıyameh innellahe lezu Fadlin alen nasi ve lakinne ekserahüm la yeşkürun | 60. Allah’a karşı yalan uyduranların kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz ki Allah insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çokları şükretmezler. |
1471 | 0107.Yunus | 107. Ve iy yemseskellahü bi durrin fe la kaşife lehu illa hu ve iy yüridke bi hayrin fe la radde li Fadlih yüsıybü bihı mey yeşaü min ıbadih ve hüvel GAFURur rahıym | 107. Eğer Allah sana bir zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O’dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
1476 | 03.Hud | 3. Ve enistağfiru rabbeküm sümme tubu ileyhi yümettı'küm metaan hasenen ila ecelim müsemmev ve yü'ti külle zı Fadlin Fadleh ve in tevellev fe innı ehafü aleyküm azabe yevmin kebir | 3. Rabbinizden mağfiret dileyiniz ve O’na tevbe ediniz ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım. |
1500 | 027.Hud | 27. Fe kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma nerake illa beşeram mislena ve ma neraket tebeake ilellezıne hüm erazilüna BEDİyer ra'y ve ma nera leküm aleyna min Fadlim bel nezunüküm kazibın | 27. Kavminden ileri gelen kâfirler dedi ki: “Biz seni bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana bizim basit görüşlü ayak takımımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis biz sizi yalancı sanıyoruz.” |
1634 | 038.Yusuf | 38. Vetteba'tü millete abai ibrahime ve ishaka ve ya'kub ma kane lena en nüşrike billahi min şey' zalike min Fadlillahi aleyna ve alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun | 38. “Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir ortak koşmak bize yaraşmaz. Bu Allah’ın bize ve bütün insanlara bir lütfudur. Fakat insanların çoğu şükretmezler.” |
1915 | 014.Nahl | 14. Ve hüvellezı sehharal bahra li te'külu minhü lahmen tariyyev ve testahricu minhü hılyetentelbesuneha ve teral fülke mevahira fıhi ve li tebteğu min Fadlihı ve lealleküm teşkürun | 14. Taze et yemeniz, takınacağınız süs eşyanızı çıkarmanız ve Allah’ın bol nimetinden istifade etmeniz için denize boyun eğdiren Allah’tır. Nitekim gemilerin denizi yara yara gittiklerini görürsün. Artık belki şükredersiniz! |
2041 | 012.İsrâ | 12. Ve cealnel leyle ven nehara ayeteyni fe mehavna ayetel leyli ve cealna ayeten nehari mübsıratel li tebteğu Fadlem mir rabbiküm ve li ta'lemu adedes sinıne vel hısab ve külle şey'in fassalnahü tefsıyla | 12. Biz geceyi ve gündüzü birer âyet (delil) kıldık. Rabbinizin nimetlerini araştırmanız, ayrıca yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için gecenin karanlığını silip, yerine (geçiminizi temin için) gündüzün aydınlığını getirdik. İşte biz her şeyi açık açık anlattık. |
2095 | 066.İsrâ | 66. Rabbükümüllezı yüzcı lekümül fülke fil bahri li tebteğu min Fadlih innehu kane bi küm rahıyma | 66. Rabbiniz O’dur ki, lütfundan (nasip) aramanız için gemileri denizde sizin için yüzdürüyor. Çünkü O, size çok merhametlidir. |
2116 | 087.İsrâ | 87. İlla rahmetem mir rabbik inne Fadlehu kane aleyke kebira | 87. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (bâki kalmıştır). Çünkü O’nun senin üzerindeki lütfu çok büyüktür. |
2801 | 010.Nûr | 10. Ve lev la Fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ve ennellahe tevvabün hakim | 10. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı! (Suçlunun hemen cezâsını verirdi). |
2805 | 014.Nûr | 14. Ve lev Fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu fid dünya vel ahirati ve messeküm fı ma efadtüm fıhi azabün azim | 14. Eğer dünya ve ahirette Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içine daldığınız bu yaygaradan dolayı büyük bir azaba uğrardınız. |
2811 | 020.Nûr | 20. Ve lev la Fadlüllühi aleyküm ve rahmetühu ve ennellahe raufür rahıym | 20. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, Allah şefkatli ve merhametli olmasaydı (hemen cezânızı verirdi). |
2812 | 021.Nûr | 21. Ya eyyühellezıne amenu la tettebiu hutuvatiş şeytan ve mey yettebı' hutuvatiş şeytani fe innehuye'müru bil fahşai vel münker ve lev la Fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ma zeka minküm min ehadin ebedev ve laninnellahe yüzekkı mey yeşa' vallahü semiu alim | 21. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o, hayâsızlığı ve kötülüğü emreder. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, içinizden hiçbirinizi temizlemezdi. Fakat Allah dilediğini temizler. Allah işitendir, bilendir. |
2813 | 022.Nûr | 22. Ve la ye'teli ülül Fadli minküm ves seati ey yü'tu ulil kurba vel mesakıne vel mühacirıne fı sebılillahi vel ya'fu velyasfehu e la tühıbbune ey yağfirallahü leküm vellahü GAFURur rahıym | 22. İçinizden fazilet ve servet sahibi olanlar akrabalarına, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin etmesinler. Kusurlarını affetsinler, aldırmasınlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
2823 | 032.Nûr | 32. Ve enkihül eyama minküm ves salihıyne min ıbadiküm ve imaiküm iy yekun fükarae yuğnihimüllahü min Fadlih vallahü vasiun alim | 32. Aranızdaki bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden sâlih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, her şeyi bilendir. |
2824 | 033.Nûr | 33. Vel yesta'fifillezıne la yecidune nikahan hatta yuğniyehümüllahü min Fadlih vellezıne yebteğunel kitabe memma meleket eymanüküm fe katibuhüm in alimtüm fıhim hayrav ve atuhüm mim malillahillezı ataküm ve la tükrihu fetaytiküm alel biğai in eradne tehassunel li tebteğu aradal hayatid dünya ve mey yükrihhünne fe innellahe mim ba'di ikrahihinne GAFURur rahıym | 33. Evlenemeyenler de, Allah lütfu ile kendilerini zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köle ve câriyelerden) hür olmak için mükâtebe yapmak (bedel vermek) isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görüyorsanız, mükâtebe yapın. (Bedel vermelerini kabul edin). Onlara Allah’ın size verdiği maldan verin. Eğer câriyeleriniz namuslu kalmak istiyorlarsa, dünyâ hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. |
2829 | 038.Nûr | 38. Li yecziyehümüllahü ahsene ma amilu ve yezıdehüm min Fadlih vallahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab | 38. Tâ ki, Allah onları işledikleri amellerin en güzeli ile mükâfatlandırsın ve lütfundan onlara fazlasıyla versin. Ve Allah dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır. |
3175 | 016.Neml | 16. Ve verise süleymanü davude ve kale ya eyyühen nasü ullimna mentıkat tayri ve utına min külli şey' inne haza le hüvel Fadlül mübın | 16. Süleyman Davut’a vâris oldu ve dedi ki: “Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden bolca verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.” |
3199 | 040.Neml | 40. Kalellezı ındehu ılmüm minel kitabi ene atıke bihı kable ey yertedde ileyke tarfük felmma raahü müstekırran ındehu kale haza min Fadli rabbı li yeblüvenı e eşküru em ekfür ve men şekera fe innema yeşküru li nefsih ve men kefera fe inne rabbı GANİYyün kerim | 40. Kitap’tan ilmi olan kimse (Hızır) ise: “Sen gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getiririm.” dedi. Süleyman, tahtı yanı başına yerleşivermiş görünce dedi ki: “Bu Rabbimin lütfundandır. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni imtihan etmek istiyor. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, muhakkak ki Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir.” |
3232 | 073.Neml | 73. Ve inne rabbeke le zu Fadlin alen nasi ve lakinne ekserahüm la yeşkürun | 73. Şüphesiz ki, Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler. |
3325 | 073.Kasas | 73. Ve mir rahmetihı ceale lekümül leyle ven nehara li teskünu fıhi ve li tebteğu min Fadlihı ve lealleküm teşkürun | 73. Geceyi ve gündüzü rahmetinden ötürü sizin için yarattı ki, geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) Allah’ın lütfunu arayasınız ve şükredesiniz. |
3432 | 023.Rûm | 23. Ve min ayatihı menamüküm bil leyli ven nehari vebtiğaüküm min Fadlih inne fı zalike le ayatil li kavmiy yesmeun | 23. O’nun âyetlerinden (varlığının delillerinden) birisi de, gece olsun gündüz olsun uyumanız, lütfundan (rızık) aramanızdır. Şüphesiz ki bunda işiten bir topluluk için âyetler (ibretler) vardır. |
3454 | 045.Rûm | 45. Li yecziyellezıne amenu ve amilus salihati min Fadlih innehu la yühıbbül kafirın | 45. Tâ ki Allah, iman eden ve sâlih amel işleyenlere lütfundan mükâfat versin. Şüphesiz ki O, kâfirleri sevmez. |
3455 | 046.Rûm | 46. Ve min ayatihı ey yürsiler riyaha mübeşşirativ ve liyüzıkaküm mir rahmetihı ve litecriyel fülkü bi emrihı ve li tebteğu min Fadlihı ve lealleküm teşkürun | 46. Rüzgârları (yağmurun yağacağına, aşılamanın yapılacağına) müjdeciler olarak göndermesi O’nun delillerindendir. Tâ ki size rahmetinden tattırsın, gemiler O’nun emriyle yüzsün ve siz O’nun lütfundan (nasibinizi) arayasınız. Umulur ki şükredersiniz. |
3580 | 047.Ahzab | 47. Ve beşşiril mü'minıne bi enne lehüm minellahi Fadlen kebira | 47. Resulüm! Müminlere Allah tarafından büyük bir lütuf olduğunu müjdele. |
3616 | 010.Sebe | 10.Ve le kad ateyna davude minna Fadla ya cibalü evvibı meahu vet tayr ve elenna lehül hadıd | 10. Andolsun ki Davut'a kendi katımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin!" (dedik). Ona demiri yumuşattık. |
3672 | 012.Fâtır | 12. Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücacve min küllin te'külune lahmen tariyyev ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahira li tebteğu min Fadlihı ve lealleküm teşkürun | 12. İki deniz birbirine eşit olmaz. Şu çok tatlıdır. Susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da çok tuzludur, acıdır (boğazı yakar). Hepsinden de taze et (balık) yersiniz. Takmakta olduğunuz süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasibinizi arayıp şükretmeniz için gemilerin denizi yarıp gittiğini görürsün. |
3690 | 030.Fâtır | 30. Li yüveffiyehüm ücurahüm ve yezıdehüm min Fadlih innehu GAFURun şekur | 30. Çünkü Allah, onların mükâfatını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir. |
3692 | 032.Fâtır | 32. Sümme evrasnel kitabellezınestafeyna min ıbadina fe minhüm zalimül li nefsih ve minhüm muktesıdve minhüm sabikum bil hayrati bi iznillah zalike hüvel Fadlül kebir | 32. Sonra biz o Kitab'ı kullarımızdan beğenip seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan kimi nefsine zulmedendir. Kimi mutedildir (Orta yoldadır). Onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayır yarışlarında öncü olanlardır. İşte bu, büyük bir fazl-u keremin tâ kendisidir. |
3695 | 035.Fâtır | 35. Ellezı ehallena daral mükameti min Fadlih la yemessüna fıha nesabüv ve la yemessüna fıha lüğub | 35. Bizi lütfuyla ebedî kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz ve orada bize usanç da gelmez. |
4194 | 061.Mü’min | 61. Allahüllezı ceale lekümül leyle li teskünu fıhi ven nehara mübsıra innellahe le zu Fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun | 61. Rabbiniz Allah O'dur ki, geceyi dinlenesiniz diye, gündüzü de görmeniz için yaratmıştır. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler. |
4294 | 022.Şûrâ | 22. Teraz zalimıne müşfikıyne mimma kesebu ve hüve vakıum bihim vellezıne amenu ve amilus salihati fı ravdatil cennat lehüm ma yeşaune ınde rabbihim zalike hüvel Fadlüll kebir | 22. Yaptıkları şeyler başlarına gelirken zâlimlerin korkudan titrediklerini görürsün. İman edip sâlih amel işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. |
4298 | 026.Şûrâ | 26. Ve yestecıbüllezıne amenu ve amilu salihati ve yezıdühüm min Fadlih vel kafirune lehüm azabün şedid | 26. İman edip sâlih ameller yapanların (duâlarını) kabul eder, lütfundan onlara fazlasını verir. Kâfirlere gelince; onlar için de çetin bir azap vardır. |
4471 | 057.Duhan | 57. Fadlem mir rabbik zalike hüvel fevzül azim | 57. Rabbinden bir lütuf olarak. İşte o büyük kurtuluş budur. |
4485 | 012.Câsiye | 12. Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü fıhi bi emrihı ve li tebteğu min Fadlihı ve lealleküm teşkürun | 12. Allah, emriyle içinde gemilerin yüzmesi ve lütfundan (nasibinizi) aramanız için denizi size boyun eğdirendir. Umulur ki şükredersiniz. |
4612 | 029.Fetih | 29. Muhammedür rasulüllah vellezıne meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune Fadlem minellahi ve rıdvana sımahüm fı vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incıl ke zer'ın ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukıhı yu'cibüz zürraa li yeğıyza bihimül küffar veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran azima | 29. Muhammed Allah'ın Peygamber'idir. Onunla beraber bulunanlar da kâfirlere karşı çok çetin ve sert, birbirlerine karşı çok merhametlidirler. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve hoşnutluk isterler. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. İşte bu, onların Tevrat'ta anlatılan vasıflarıdır. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardır: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış ve gövdesinin üzerine dikilmiş bir ekine benzerler. Ki bu, ekicilerin hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah iman edip sâlih ameller işleyenlere, hem mağfiret hem de büyük bir mükâfat vâdetmiştir. |
4620 | 08.Hucurât | 8. Fadlem minellahi ve nı'meh vallahü alimün hakim | 8. Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah çok iyi bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
5096 | 021.Hadid | 21. Sabiku ila mağfiretin min rabbikum ve cennetin 'arduha ke'ardissemai vel'ardı u'ıddet lilleziyne amenu billahi ve rusulihi zalike Fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vallahu zulFadlil'azimi. | 21. (Ey insanlar)! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya; Allah'a ve Peygamber'ine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle gök arası kadar olan cennete koşun! Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5104 | 029.Hadid | 29. Liella ya'leme ehlulkitabi ella yakdirune 'ala şey'in min Fadlillahi ve ennelFadle biyedillahi yu't'yhi men yeşa'u'vallahu zulFadlil'azimi. | 29. Böylece kitap ehli bilsin ki, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemezler. Lütuf ancak Allah'ın elindedir. Onu ancak dilediği kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5134 | 08.Haşr | 8. Lelfukarailmuhaciriyn-elleziyne uhricu min diyarihim ve emvalihim yebteğune Fadlen minallahi ve rıdvanen ve yensurunallahe ve resulehu ulaike humussadikune. | 8. (Allah'ın verdiği bu ganimet malları) bilhassa; yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'ın lütfunu ve rızâsını dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamber'ine yardım eden muhacir fakirlerindir. Onlar sâdıkların tâ kendileridir. |
5181 | 04Cuma | 4. Zalike Fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vallahu zulFadlil'azimi. | 4. Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5187 | 010Cuma | 10. Feiza kudıyetissalatu fenteşiru fiyl'ardı vebteğu min Fadlillahi vezkurullahe kesiyren le'allekum tuflihune. | 10. Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın, Allah'ın fazlından nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz. |
5495 | 020.Müzzemmil | 20. İnne rabbeke ya'lemu enneke tekumu edna min suluseyilleyli ve nısfehu ve sulusehu ve taifetun minelleziyne me'ake vallahu yukaddirulleyle vennehare 'alime enlen tuhsuhu fetabe 'aleykum fakreu ma teyessere minelkur'ani 'alime en seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fiyl'ardı yebteğune min Fadlillahi ve aharune yukatilune fiysebiylillahi fakreu ma teyessere minhu ve ekıymussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasenen ve ma tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu 'ındallahi huve hayren ve a'zame ecren vestağfirullahe innallahe GAFURun rahıymun. | 20. Resulüm! Şüphesiz Rabbin biliyor ki sen, gecenin üçte ikisinden biraz eksik ve yarısında ve üçte birinde kalkıyorsun. Seninle beraber olanlardan bir tâife de kalkıyorlar. Geceyi ve gündüzü (onun vakitlerini) Allah takdir eder. O, sizin bunu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bildi ki içinizden hastalar olacaktır. Diğerleri Allah'ın lütfunu arayarak yeryüzünde seyahat edecekler, diğer bir kısmı da Allah yolunda savaşacaklar. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a güzel ödünç takdiminde bulunun. Kendiniz için önden ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu hem daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir. |