Kimlik alan
4917 "Ebu Şüryeh radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim haksız yere, amden (bile bile) öldürülürse velisi şu üç şeyden birini tercihte muhayyerdir: - Ya kısas ister. - Ya affeder. - Yahut diyet alır. Eğer dördüncü bir şey istemeye kalkarsa alinden tutun (mani olun)!” Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam, şu ayeti tilavet buyurdu. (Mealen): “Kim bundan sonra tecavüz ederse ona elim bir azab vardır” (Bakara 179)"
4918 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim mü'min bir kimseyi (amden) öldürürse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa mani olursa Allah'ın lanet ve gadabı onun üzerine olsun. Allah onun ne farz ve ne nafile hiçbir hayrını kabul etmez.”"
4919 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, aralarında taş atışması veya kamçı veya sopa darbı gibi durumlarda mübhem şekilde öldürülürse (bunun hükmü) hataen öldürme hükmüne tabidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mani olursa Allah'ın lanet ve gadabı üzerine olsun. Onun hiçbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir.”"
4920 "Vail İbnu Hucr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu. “Ey Allah'ın Resûlü! Bu, kardeşimi öldürdü!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Doğru mu, kardeşini mi öldürdün?” diye sordu. Getiren adam: “Şayet itiraz etmezsi, aleyhine beyyine getirebilirim!” dedi. Öbürü: “Evet kardeşini öldürdüm!” diye itiraf etti. Aleyhissalatu vesselam: “Nasıl öldürdün?” diye sordu. Adam açıkladı: “O ve ben bir ağaçtan yaprak çırpıyorduk, bana küfredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup öldürdüm.” Müslim, Kasame 32, (1680); Ebu Davud, Diyat 3, (4499, 4500, 4501); Nesai, Kasame 5, (8, 13-18). Ebu Davud şu ziyadede bulundu: “Ben onu öldürmeyi düşünmemiştim.” Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Kendinden ödeyeceğin bir şeyin var mı?” diye sordu. Adam: “Beniş şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yodk!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni öder mi)?” buyurdu. Adam: “Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam kayıştan ipi getiren adama attı ve “Al adamını!” buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar dönünce Aleyhissalatu vesselam: “Eğer onu öldürürse, o da onun mislidir” buyurdular. Adam geri gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! “Eğer onu öldürürse o da onun mislidir” dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz üzerine aldım” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Sen onun hem kendi günahı ve hem de (öldürdüğü) arkadaşının günahıyla dönmesini istemiyor musun?” buyurdu. Adam: “Evet ey Allah'ın Resûlü!” deyince Aleyhissalatu vesselam: “Bu iş böyledir!” buyurdu. Bunun üzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı.”"
4921 "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü. Hadise Aleyhissalatu vesselam'a geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulün velisine teslim etti. Katil: “Ey Allah'ın Resûlü! Ben onu öldürmeyi kasdetmemiştim (kazaen öldürdüm)!” dedi. Aleyhissalatu vesselam veliye: “Eğen bu sözünde sadık ise ve doğruyu söylüyorsa, bu durumda onu öldürdüğün takdirde ateşe gidersin!” buyurdu. Bunun üzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışını sürüyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu'n-nis'a (kayışlı) adı takıldı.”"
4922 "Süraka İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın , oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle kısas uygulamadığına şahid oldum.”"
4923 "Ebu Rimse anlatıyor: “Babamla birlikte Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittik. Resûlullah aleyhissalatu vesselam babama: “Bu, oğlun mu?” diye sordu. Babam: “Ka'be'nin Rabbine yemin olsun oğlum!” dedi. Resûlullah tekrar: “Hakikaten mi?” buyurdular. Babam: “Şehadet ederim oğlumdur!” deyince. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra: “Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın” buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): “Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez” (En'am 164)."
4924 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer radıyallahu anh: “Bunun öldürülmesine San'a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San'a ahalisini öldürürdüm!” dedi.”"
4925 "Bir başka rivayet: “dört kişi bir çocuğu öldürmüştü. Hz. Ömer dedi ki..” diye başlar, yukarıdaki gibi devam eder."
4926 "İmam Malik anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh, tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: “Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San'a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim.”"
4927 "Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesinin (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız.” Nesai'nin rivayetinde şu ziyade var: “Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz.”"
4928 "Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ali radıyallahu anh'a: “Ey müminlerin emiri! Yanınızda, Kur'an'da bulunmayan yazılı bir şey var mı?” diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: “Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah'ın, Kur'an'da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. “Pekiyi bu sahifede ne var?” dedim. “Diyet(le ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde müslümanın öldürülmeyeceği!” cevabını verdi.”"
4929 "Kays İbnu Ubad radıyallahu anh anlatıyor: “Ben ve el-Eşter en-Neha'i, Hz. Ali radıyallahu anhüm'ün yanına gittik. Kendisine: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bütün insanlara şamil olmayan hususi bir talimde bulundu mu?” dedik. Bize: “Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!” dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife çıkardı. İçerisinde şunlar vardı: “mü'minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar içlerinden en adilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü'min, kafir mukabilinde öldürülmez; ahd (anlaşma) sahibi de anlaşma müddeti esnasında (küfrü sebebiyle) öldürülmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzam etmez). Kim bir cinayet işler veya caniyi himaye ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun!”"
4930 "Yahya İbnu Said anlatıyor: “Mervan, Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma'ya: “Kendisine, bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: “Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur.”"
4931 "İmam Malik'e ulaştığına göre, Mervan, Hz. Muaviye radıyallahu anh'a yazarak: “Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini bildirir ve hükmünü sorar. Hz. Muaviye: “Onu öldür (kısas uygula)!” cevabını verir.”"
4932 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Bir yahudi kadın Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadının kanını batıl kıldı.”"
4933 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Ama yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a şetmettiği için öldürdü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam cariyenin kanını heder eddetti.”"
4934 "Sa'lebe İbnu Zehdem el-Yerbû'i radıyallahu anh anlatıyor: “Ensardan bir grup insan gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! Şunlar Beni sa'lebe İbnu Yerbû'dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!” dedi. Aleyhissalatu vesselam sesini yükselterek: “Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz” buyurdular.”"
4935 "Tarık el-Muharibi anlatıyor: “Bir adam (gelerek): “Ey Allah'ın Resûlü! Şunlar, Cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa'lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!” dedi. Bu söz üzerine Aleyhissalatu vesselam, ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: “Anne, çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır).!” Resûlullah bu sözü iki kere tekrar ettiler.”"
4936 "Sa'id İbnu'l-Müseyyeb merhum anlatıyor: “Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye radıyallahu anh, katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib'e sorması için Ebu Musa radıyallahu anhüma'ya yazdı. Hz. Ali radıyallahu anh: “Bu benim diyarımda (Irak'ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!” dedi. Ebu Musa radıyallahu anh da: “Bu hususta sana sormam için bana Muaviye radıyallahu anh yazmıştı” dedi. Hz. Ali radıyallahu anh: “Ben Ebu'l-Hasan'ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)!” buyurdu.”"
4937 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): “Seni falanca mı öldürdü?” diye soruldu. Başıyla: “Hayır!” diye işaret etti. “Seni falan mı öldürdü?” diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: “Hayır!” manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: “Evet!” dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi.”"
4938 "Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder.”"
4939 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Yahudilerden bir kadın Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a zehir katılmış bir koyun hediye etti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (bidayette) kadına dokunmadı.”"
4940 "İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: “bir adam bir adamın elini ısırmıştı. Eli ısırılan, öbürünün ağzından elini (hızla) çekti. Bu yüzden ısıranın iki dişi döküldü. Bunun üzerine ihtilaf edip Resûlullah aleyhissalatu vesselam nezdinde dava açtılar. “Biriniz diğerinin elini erkek deve gibi ısırmaya mı kalktı? Bunun için sana diyet yok!” buyurdular.” Müslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Bana ne emrediyorsun? Elini ağzına koymasını söyleyeyim de onu boğa gibi dişleyesin öyle mi? Ver elini de ısırsın, sonra çık!” buyurdular.”"
4941 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Halası Rübeyyi', bir genç kızın ön dişini kırmıştı. Ondan affetmesini talep ettiler, kabul etmediler; diyet teklif ettiler, bunu da kabul etmediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittilerse de, kız tarafı kısas talebinde direndiler. Aleyhissalatu vesselam bunun üzerine kısas emretti. Enes İbnu'n-Nadr: “Rübeyyi'nin dişi kırılır mı? Hayır! Seni hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, onun dişi kırılmaz!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Allah'ın öyle kulları var ki, (bir iş için) Allah'a yemin etse, Allah onu boş çevirmeyip dilediğini yerine getirerek yemininde hanis kılmaz” buyurdular.”"
4942 "İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: “Fakirlere ait bir oğlan çocuğu, zenginlere ait bir oğlan çocuğunun kulağını kopardı. Oğlanın ailesi Aleyhissalatu vesselam'a gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! Bizler fakirleriz!” dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam cani tarafa bir ceza takdir etmedi.”"
4943 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma demiştir ki: “Bir adam, Cahiliye devrinde yaşamış bir atamıza sövmüştü. (Babam) Abbas radıyallahu anh ona bir tokat aşketti. Bunun üzerine adamın yakınları gelerek: “O nasıl tokat aşkettiyse mutlaka biz de ona tokat vuracağız!” dediler ve silahlarını kuşandılar. Bu durum Aleyhissalatu vesselam'a ulaştı. Hemen gelip minbere çıktı ve: “Ey insanlar! Yeryüzü ahalisinden kimin Allah katında en mükerrem olduğunu biliyorsunuz?” buyurdular. Hepsi birlikte: “Siz ey Allah'ın Resûlü!” cevabını verdiler Aleyhissalatu vesselam: “Bilesiniz! Abbas bendendir, ben de ondanım! Ölülerimize sövmeyin, aksi halde dirilerimizi üzersiniz!” buyurdular. bunun üzerine halk gelip: “Ey Allah'ın Resulü! senin gadabından Allah'a sığınırız, bizim için mağfiret dileyiverin!” dediler.”"
4944 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Öldürme tarzında insanların en ölçülüsü, iman sahipleridir.”"
4945 "Abdullah İbnu Zeyd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam müsle (denen göz çıkarmak, burun, dudak, kulak kesmek, karın deşmek gibi tecavüzler)'den, yağmacılıktan men etti.”"
4946 "İbnu Firas, Hz. Ömer radıyallahu anh'tan nakladiyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm, (başkasının lehine olarak) kendi nefsine kısas uyguluyordu.”"
4947 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, kendisine her ne zaman kısas bulunan bir dava getirildiğinde, mutlaka her seferinde affetmeyi emrediyor gördüm.”"
4948 "Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam getirip: “Bu adam kardeşimi öldürdü!” diye şikayette bulundu. Resûlullah da: “Git sen de onu öldür, tıpkı kardeşini öldürdüğü gibi!” buyurdular. Adamcağız şikayetçiye: “Allah'tan kork, beni affet! Çünkü af senin için büyük bir ücrete sebeptir.. Senin için de, kardeşin için de Kıyamet günü daha hayırlıdır!” dedi. Adam da onu salıverdi. Durum Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a haber verildi. Resûlullah (onu çağırtıp) sordu. Adam (caninin) kendisine söylediklerini haber verdi.” (Ravi devamla) der ki: “(Resûlullah aleyhissalatu vesselam): “Onu azat et! Aslında onu azad etmen, onun için, Kıyamet günü onun sana yapacağından daha hayırlıydı. O gün: “Ey Rabbim! diyecek, şuna sor bakalım, beni niye öldürmüştü?”"
4949 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Maktulün kısas talep eden velilerine, (katillerden) birini affederek kısastan kaçınmaları gerekir. Kadın dahi olsa, en yakın olan başlasın.”"
6789 "Muaz İbnu Cebel, Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah, Ubade İbnu's-Samit ve Şeddad İbnu Evs radıyallahu anhüm ecmain'den rivayet edildiğine göre Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: “Kadın, taammüden bir kimseyi öldürdüğü vakit, hamile olduğu taktirde hemen öldürülmez, çocuğunu doğurup bir bakıcıya vermesi beklenir. Keza zina yapacak olsa karnındakini doğurup bir kadına verinceye kadar recmedilmez.”"
4917 "Ebu Şüryeh radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim haksız yere, amden (bile bile) öldürülürse velisi şu üç şeyden birini tercihte muhayyerdir: - Ya kısas ister. - Ya affeder. - Yahut diyet alır. Eğer dördüncü bir şey istemeye kalkarsa alinden tutun (mani olun)!” Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam, şu ayeti tilavet buyurdu. (Mealen): “Kim bundan sonra tecavüz ederse ona elim bir azab vardır” (Bakara 179)"
4918 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim mü'min bir kimseyi (amden) öldürürse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa mani olursa Allah'ın lanet ve gadabı onun üzerine olsun. Allah onun ne farz ve ne nafile hiçbir hayrını kabul etmez.”"
4919 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, aralarında taş atışması veya kamçı veya sopa darbı gibi durumlarda mübhem şekilde öldürülürse (bunun hükmü) hataen öldürme hükmüne tabidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mani olursa Allah'ın lanet ve gadabı üzerine olsun. Onun hiçbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir.”"
4920 "Vail İbnu Hucr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu. “Ey Allah'ın Resûlü! Bu, kardeşimi öldürdü!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Doğru mu, kardeşini mi öldürdün?” diye sordu. Getiren adam: “Şayet itiraz etmezsi, aleyhine beyyine getirebilirim!” dedi. Öbürü: “Evet kardeşini öldürdüm!” diye itiraf etti. Aleyhissalatu vesselam: “Nasıl öldürdün?” diye sordu. Adam açıkladı: “O ve ben bir ağaçtan yaprak çırpıyorduk, bana küfredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup öldürdüm.” Müslim, Kasame 32, (1680); Ebu Davud, Diyat 3, (4499, 4500, 4501); Nesai, Kasame 5, (8, 13-18). Ebu Davud şu ziyadede bulundu: “Ben onu öldürmeyi düşünmemiştim.” Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Kendinden ödeyeceğin bir şeyin var mı?” diye sordu. Adam: “Beniş şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yodk!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni öder mi)?” buyurdu. Adam: “Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam kayıştan ipi getiren adama attı ve “Al adamını!” buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar dönünce Aleyhissalatu vesselam: “Eğer onu öldürürse, o da onun mislidir” buyurdular. Adam geri gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! “Eğer onu öldürürse o da onun mislidir” dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz üzerine aldım” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Sen onun hem kendi günahı ve hem de (öldürdüğü) arkadaşının günahıyla dönmesini istemiyor musun?” buyurdu. Adam: “Evet ey Allah'ın Resûlü!” deyince Aleyhissalatu vesselam: “Bu iş böyledir!” buyurdu. Bunun üzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı.”"
4921 "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü. Hadise Aleyhissalatu vesselam'a geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulün velisine teslim etti. Katil: “Ey Allah'ın Resûlü! Ben onu öldürmeyi kasdetmemiştim (kazaen öldürdüm)!” dedi. Aleyhissalatu vesselam veliye: “Eğen bu sözünde sadık ise ve doğruyu söylüyorsa, bu durumda onu öldürdüğün takdirde ateşe gidersin!” buyurdu. Bunun üzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışını sürüyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu'n-nis'a (kayışlı) adı takıldı.”"
4922 "Süraka İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın , oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle kısas uygulamadığına şahid oldum.”"
4923 "Ebu Rimse anlatıyor: “Babamla birlikte Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittik. Resûlullah aleyhissalatu vesselam babama: “Bu, oğlun mu?” diye sordu. Babam: “Ka'be'nin Rabbine yemin olsun oğlum!” dedi. Resûlullah tekrar: “Hakikaten mi?” buyurdular. Babam: “Şehadet ederim oğlumdur!” deyince. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra: “Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın” buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): “Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez” (En'am 164)."
4924 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer radıyallahu anh: “Bunun öldürülmesine San'a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San'a ahalisini öldürürdüm!” dedi.”"
4925 "Bir başka rivayet: “dört kişi bir çocuğu öldürmüştü. Hz. Ömer dedi ki..” diye başlar, yukarıdaki gibi devam eder."
4926 "İmam Malik anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh, tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: “Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San'a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim.”"
4927 "Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesinin (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız.” Nesai'nin rivayetinde şu ziyade var: “Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz.”"
4928 "Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ali radıyallahu anh'a: “Ey müminlerin emiri! Yanınızda, Kur'an'da bulunmayan yazılı bir şey var mı?” diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: “Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah'ın, Kur'an'da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. “Pekiyi bu sahifede ne var?” dedim. “Diyet(le ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde müslümanın öldürülmeyeceği!” cevabını verdi.”"
4929 "Kays İbnu Ubad radıyallahu anh anlatıyor: “Ben ve el-Eşter en-Neha'i, Hz. Ali radıyallahu anhüm'ün yanına gittik. Kendisine: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bütün insanlara şamil olmayan hususi bir talimde bulundu mu?” dedik. Bize: “Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!” dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife çıkardı. İçerisinde şunlar vardı: “mü'minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar içlerinden en adilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü'min, kafir mukabilinde öldürülmez; ahd (anlaşma) sahibi de anlaşma müddeti esnasında (küfrü sebebiyle) öldürülmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzam etmez). Kim bir cinayet işler veya caniyi himaye ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun!”"
4930 "Yahya İbnu Said anlatıyor: “Mervan, Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma'ya: “Kendisine, bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: “Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur.”"
4931 "İmam Malik'e ulaştığına göre, Mervan, Hz. Muaviye radıyallahu anh'a yazarak: “Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini bildirir ve hükmünü sorar. Hz. Muaviye: “Onu öldür (kısas uygula)!” cevabını verir.”"
4932 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Bir yahudi kadın Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadının kanını batıl kıldı.”"
4933 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Ama yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a şetmettiği için öldürdü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam cariyenin kanını heder eddetti.”"
4934 "Sa'lebe İbnu Zehdem el-Yerbû'i radıyallahu anh anlatıyor: “Ensardan bir grup insan gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! Şunlar Beni sa'lebe İbnu Yerbû'dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!” dedi. Aleyhissalatu vesselam sesini yükselterek: “Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz” buyurdular.”"
4935 "Tarık el-Muharibi anlatıyor: “Bir adam (gelerek): “Ey Allah'ın Resûlü! Şunlar, Cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa'lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!” dedi. Bu söz üzerine Aleyhissalatu vesselam, ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: “Anne, çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır).!” Resûlullah bu sözü iki kere tekrar ettiler.”"
4936 "Sa'id İbnu'l-Müseyyeb merhum anlatıyor: “Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye radıyallahu anh, katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib'e sorması için Ebu Musa radıyallahu anhüma'ya yazdı. Hz. Ali radıyallahu anh: “Bu benim diyarımda (Irak'ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!” dedi. Ebu Musa radıyallahu anh da: “Bu hususta sana sormam için bana Muaviye radıyallahu anh yazmıştı” dedi. Hz. Ali radıyallahu anh: “Ben Ebu'l-Hasan'ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)!” buyurdu.”"
4937 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): “Seni falanca mı öldürdü?” diye soruldu. Başıyla: “Hayır!” diye işaret etti. “Seni falan mı öldürdü?” diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: “Hayır!” manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: “Evet!” dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi.”"
4938 "Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder.”"
4939 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Yahudilerden bir kadın Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a zehir katılmış bir koyun hediye etti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (bidayette) kadına dokunmadı.”"
4940 "İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: “bir adam bir adamın elini ısırmıştı. Eli ısırılan, öbürünün ağzından elini (hızla) çekti. Bu yüzden ısıranın iki dişi döküldü. Bunun üzerine ihtilaf edip Resûlullah aleyhissalatu vesselam nezdinde dava açtılar. “Biriniz diğerinin elini erkek deve gibi ısırmaya mı kalktı? Bunun için sana diyet yok!” buyurdular.” Müslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Bana ne emrediyorsun? Elini ağzına koymasını söyleyeyim de onu boğa gibi dişleyesin öyle mi? Ver elini de ısırsın, sonra çık!” buyurdular.”"
4941 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Halası Rübeyyi', bir genç kızın ön dişini kırmıştı. Ondan affetmesini talep ettiler, kabul etmediler; diyet teklif ettiler, bunu da kabul etmediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittilerse de, kız tarafı kısas talebinde direndiler. Aleyhissalatu vesselam bunun üzerine kısas emretti. Enes İbnu'n-Nadr: “Rübeyyi'nin dişi kırılır mı? Hayır! Seni hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, onun dişi kırılmaz!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Allah'ın öyle kulları var ki, (bir iş için) Allah'a yemin etse, Allah onu boş çevirmeyip dilediğini yerine getirerek yemininde hanis kılmaz” buyurdular.”"
4942 "İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: “Fakirlere ait bir oğlan çocuğu, zenginlere ait bir oğlan çocuğunun kulağını kopardı. Oğlanın ailesi Aleyhissalatu vesselam'a gelip: “Ey Allah'ın Resûlü! Bizler fakirleriz!” dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam cani tarafa bir ceza takdir etmedi.”"
4943 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma demiştir ki: “Bir adam, Cahiliye devrinde yaşamış bir atamıza sövmüştü. (Babam) Abbas radıyallahu anh ona bir tokat aşketti. Bunun üzerine adamın yakınları gelerek: “O nasıl tokat aşkettiyse mutlaka biz de ona tokat vuracağız!” dediler ve silahlarını kuşandılar. Bu durum Aleyhissalatu vesselam'a ulaştı. Hemen gelip minbere çıktı ve: “Ey insanlar! Yeryüzü ahalisinden kimin Allah katında en mükerrem olduğunu biliyorsunuz?” buyurdular. Hepsi birlikte: “Siz ey Allah'ın Resûlü!” cevabını verdiler Aleyhissalatu vesselam: “Bilesiniz! Abbas bendendir, ben de ondanım! Ölülerimize sövmeyin, aksi halde dirilerimizi üzersiniz!” buyurdular. bunun üzerine halk gelip: “Ey Allah'ın Resulü! senin gadabından Allah'a sığınırız, bizim için mağfiret dileyiverin!” dediler.”"
4944 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Öldürme tarzında insanların en ölçülüsü, iman sahipleridir.”"
4945 "Abdullah İbnu Zeyd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam müsle (denen göz çıkarmak, burun, dudak, kulak kesmek, karın deşmek gibi tecavüzler)'den, yağmacılıktan men etti.”"
4946 "İbnu Firas, Hz. Ömer radıyallahu anh'tan nakladiyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm, (başkasının lehine olarak) kendi nefsine kısas uyguluyordu.”"
4947 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, kendisine her ne zaman kısas bulunan bir dava getirildiğinde, mutlaka her seferinde affetmeyi emrediyor gördüm.”"
4948 "Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam getirip: “Bu adam kardeşimi öldürdü!” diye şikayette bulundu. Resûlullah da: “Git sen de onu öldür, tıpkı kardeşini öldürdüğü gibi!” buyurdular. Adamcağız şikayetçiye: “Allah'tan kork, beni affet! Çünkü af senin için büyük bir ücrete sebeptir.. Senin için de, kardeşin için de Kıyamet günü daha hayırlıdır!” dedi. Adam da onu salıverdi. Durum Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a haber verildi. Resûlullah (onu çağırtıp) sordu. Adam (caninin) kendisine söylediklerini haber verdi.” (Ravi devamla) der ki: “(Resûlullah aleyhissalatu vesselam): “Onu azat et! Aslında onu azad etmen, onun için, Kıyamet günü onun sana yapacağından daha hayırlıydı. O gün: “Ey Rabbim! diyecek, şuna sor bakalım, beni niye öldürmüştü?”"
4949 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Maktulün kısas talep eden velilerine, (katillerden) birini affederek kısastan kaçınmaları gerekir. Kadın dahi olsa, en yakın olan başlasın.”"
6789 "Muaz İbnu Cebel, Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah, Ubade İbnu's-Samit ve Şeddad İbnu Evs radıyallahu anhüm ecmain'den rivayet edildiğine göre Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: “Kadın, taammüden bir kimseyi öldürdüğü vakit, hamile olduğu taktirde hemen öldürülmez, çocuğunu doğurup bir bakıcıya vermesi beklenir. Keza zina yapacak olsa karnındakini doğurup bir kadına verinceye kadar recmedilmez.”"