Sizde görüşlerinizi bildirirsiniz.Ne yazıkki bazı kişiler heykeli helal görmüşler ve bunu savunmuşlardır.Bu zihniyet heryere yayılmış.Bu sebeble bu konun üzerinde durulacaktır.
İslamda heykelin yasaklanma nedenleri
İslam bilginlerinin ortaklaşa belirttiklerine göre heykelin yasaklanma nedeni, onları yapanların Allah'ın yarattıklarına benzetmeye çalışmaları kendilerini yaratıcı yerine koymuş olmalarıdır. Yasağın hikmeti ise, insanları putperestlikten uzaklaştırmak, saf tevhid inancını şirk ve putperestlikten korumaktır. Çünkü bütün kavimlere putperestlik heykel yoluyla girmiştir.
Sonuç olarak, İslam'ın heykel yasağının kökeninde tevhid inancını korumak, yaratmada yüce yaratıcıya benzemeyi engellemek, mahrem yerleri tasvire karşı tedbir almak ve zararı faydasından çok olan bir alanda israfı önlemek gibi sebebler yatar. Diğer yandan İslam'da ne Hz. Peygamberin ve ne de din büyüklerinin heykellerle tasvir edilmeye ihtiyaçları yoktur. Onlar mû'minlerin gönüllerinde taht kurmuş, mesaj ve doktrinleri İslam toplumunda baş tacı edilmiştir. Hatta İslam Peygamberi sözle aşırı övmeyi bile yasaklamıştır. O şöyle buyurur: "Hristiyanların Meryem oğlu İsa'yı övdükleri gibi beni övmeyiniz. Yalnız, Allah'ın kulu ve elçisidir. Deyiniz" (Buhari, Enbiya, 48; A.B. Hanbel, Müsned, I, 23, 24, 47, 55).
Hadislerle yazının tamamı
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/899/heykel.html
Hadisler
Rasulullah (s.a.s.)'dan gelen hadisler heykel (suret) yapmayı yasaklamaktadır. Bu konuda gelen haberler tevâtür derecesine ulaşacak kadar çoktur. (Resim için bk. Resim mad.)
Hz. Âişe (R. anha) dan Nebi (s.a.s.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Kıyamet günü en şiddetli azaba uğrayacak olanlar, yaratma hususunda kendisine Allah'ın yerine koyup, kendini ona benzetenlerdir" (Buhari, libas, 39; Nesai, Zinet, 112-114).
İbn Abbas (r.anhum)'a Iraklı bir adam gelip; Şu suretleri yapıyorum, bu konuda ne dersiniz diye sorunca, o, şu cevabı vermiştir: Yaklaş, yaklaş, Muhammed'i (s.a.s.)' şöyle derken işittim: "Kim dünyada bir sûret yaparsa, Kıyamet günü buna can vermekle yükümlü tutulur. Halbuki ona can verecek değildir." İbn Abbas ve Ebû Hureyre'nin naklettiği başka bir rivayet şöyledir: "Kim suret yaparsa, ona can verilinceye kadar azap olunur. Halbuki bu surete can verebilecek değildir" (Nesai, Zinet,113). İbn Ömer'den, Nebi (s.a.s.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Suret yapan kimselere kıyamet gününde azap olunur ve kendilerine; yarattığınız şeylere can veriniz, bakalım denilir" (Nesai, Zinet, 113).
İmam es-Sindi, Nesâi Hâşiyesinde yukarıdaki İbn Abbas ve İbn Ömer hadislerini şöyle açıklar: İbn Abbasa hükmü sorulan "suret" ten maksat "canlılara ait sûretler" dir." Sureti diriltinceye kadar azap olunmaktan maksat, azabın sona ereceği zamanı belirtmektir. Hadiste; sureti hiçbir zaman diriltemeyeceklerinin belirtilmesi azabın devamlı olarak uygulanacağını ifade eder. Ancak es-Sindi, yukarıda sözü edilen azabın, suret yapma sebebiyle dinden çıkan kimse ile ilgili olduğunu belirtir. Ve bunun da üç şekilde ortaya çıkabileceğini ifade eder.
a) Helal kabul ederek suret yapmak,
b) Tapınmak amacıyla yapmak,
c) Zaten mü'min olmayan kimsenin suret yapması? Bu üç sınıfın dışında kalanlar, sureti helal saymadan ve tapınma kastı da taşımaksızın yapmışsa bu fiili sebebiyle "asi" olur.
Hak ettiği azabı Allah affetmezse azap görür, sonra azaptan kurtulur. Yahut da bu azaptan maksat; işin çirkinliğini şiddetle ortaya koyup, yasaklayarak suret yapımını engellemektedir. Bu son değerlendirmeye göre, hadisin açık anlamının kastedilmediği düşünülebilir (es-Sindi, ö 136/1724 Haşiye Süneni'n-Nesâi, İstanbul 1931, VIII, 215).
İslamda heykelin yasaklanma nedenleri
İslam bilginlerinin ortaklaşa belirttiklerine göre heykelin yasaklanma nedeni, onları yapanların Allah'ın yarattıklarına benzetmeye çalışmaları kendilerini yaratıcı yerine koymuş olmalarıdır. Yasağın hikmeti ise, insanları putperestlikten uzaklaştırmak, saf tevhid inancını şirk ve putperestlikten korumaktır. Çünkü bütün kavimlere putperestlik heykel yoluyla girmiştir.
Sonuç olarak, İslam'ın heykel yasağının kökeninde tevhid inancını korumak, yaratmada yüce yaratıcıya benzemeyi engellemek, mahrem yerleri tasvire karşı tedbir almak ve zararı faydasından çok olan bir alanda israfı önlemek gibi sebebler yatar. Diğer yandan İslam'da ne Hz. Peygamberin ve ne de din büyüklerinin heykellerle tasvir edilmeye ihtiyaçları yoktur. Onlar mû'minlerin gönüllerinde taht kurmuş, mesaj ve doktrinleri İslam toplumunda baş tacı edilmiştir. Hatta İslam Peygamberi sözle aşırı övmeyi bile yasaklamıştır. O şöyle buyurur: "Hristiyanların Meryem oğlu İsa'yı övdükleri gibi beni övmeyiniz. Yalnız, Allah'ın kulu ve elçisidir. Deyiniz" (Buhari, Enbiya, 48; A.B. Hanbel, Müsned, I, 23, 24, 47, 55).
Hadislerle yazının tamamı
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/899/heykel.html
Hadisler
Rasulullah (s.a.s.)'dan gelen hadisler heykel (suret) yapmayı yasaklamaktadır. Bu konuda gelen haberler tevâtür derecesine ulaşacak kadar çoktur. (Resim için bk. Resim mad.)
Hz. Âişe (R. anha) dan Nebi (s.a.s.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Kıyamet günü en şiddetli azaba uğrayacak olanlar, yaratma hususunda kendisine Allah'ın yerine koyup, kendini ona benzetenlerdir" (Buhari, libas, 39; Nesai, Zinet, 112-114).
İbn Abbas (r.anhum)'a Iraklı bir adam gelip; Şu suretleri yapıyorum, bu konuda ne dersiniz diye sorunca, o, şu cevabı vermiştir: Yaklaş, yaklaş, Muhammed'i (s.a.s.)' şöyle derken işittim: "Kim dünyada bir sûret yaparsa, Kıyamet günü buna can vermekle yükümlü tutulur. Halbuki ona can verecek değildir." İbn Abbas ve Ebû Hureyre'nin naklettiği başka bir rivayet şöyledir: "Kim suret yaparsa, ona can verilinceye kadar azap olunur. Halbuki bu surete can verebilecek değildir" (Nesai, Zinet,113). İbn Ömer'den, Nebi (s.a.s.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Suret yapan kimselere kıyamet gününde azap olunur ve kendilerine; yarattığınız şeylere can veriniz, bakalım denilir" (Nesai, Zinet, 113).
İmam es-Sindi, Nesâi Hâşiyesinde yukarıdaki İbn Abbas ve İbn Ömer hadislerini şöyle açıklar: İbn Abbasa hükmü sorulan "suret" ten maksat "canlılara ait sûretler" dir." Sureti diriltinceye kadar azap olunmaktan maksat, azabın sona ereceği zamanı belirtmektir. Hadiste; sureti hiçbir zaman diriltemeyeceklerinin belirtilmesi azabın devamlı olarak uygulanacağını ifade eder. Ancak es-Sindi, yukarıda sözü edilen azabın, suret yapma sebebiyle dinden çıkan kimse ile ilgili olduğunu belirtir. Ve bunun da üç şekilde ortaya çıkabileceğini ifade eder.
a) Helal kabul ederek suret yapmak,
b) Tapınmak amacıyla yapmak,
c) Zaten mü'min olmayan kimsenin suret yapması? Bu üç sınıfın dışında kalanlar, sureti helal saymadan ve tapınma kastı da taşımaksızın yapmışsa bu fiili sebebiyle "asi" olur.
Hak ettiği azabı Allah affetmezse azap görür, sonra azaptan kurtulur. Yahut da bu azaptan maksat; işin çirkinliğini şiddetle ortaya koyup, yasaklayarak suret yapımını engellemektedir. Bu son değerlendirmeye göre, hadisin açık anlamının kastedilmediği düşünülebilir (es-Sindi, ö 136/1724 Haşiye Süneni'n-Nesâi, İstanbul 1931, VIII, 215).
Konuya ek HADİSLER
4253 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Fetih sırasında, Ömer İbnu'l-Hattab'a, Batha'da iken Ka'be'ye gelip oradaki bütün suretleri ortadan kaldırmasını emretti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam oradaki bütün suretler ortadan kaldırılmadıkça Ka'be'ye girmedi."
5859 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, görmediği halde rüya görme iddiasına kalkarsa (Kıyamet günü) arpa daneciğine düğüm atması teklif edilir. Kim de kendisinden hoşlanmadıkları halde, bir grubun konuşmasını dinleme gayretine düşerse Kıyamet günü kulağına erimiş kurşun dökülür. Kim bir sureti tasvir ederse (Kıyamet günü) azaba uğrar ve bu yaptığına ruh üflemesi emredilir, ama üfleyemez"
Kaynak Kütübi sitte.
4253 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Fetih sırasında, Ömer İbnu'l-Hattab'a, Batha'da iken Ka'be'ye gelip oradaki bütün suretleri ortadan kaldırmasını emretti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam oradaki bütün suretler ortadan kaldırılmadıkça Ka'be'ye girmedi."
5859 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, görmediği halde rüya görme iddiasına kalkarsa (Kıyamet günü) arpa daneciğine düğüm atması teklif edilir. Kim de kendisinden hoşlanmadıkları halde, bir grubun konuşmasını dinleme gayretine düşerse Kıyamet günü kulağına erimiş kurşun dökülür. Kim bir sureti tasvir ederse (Kıyamet günü) azaba uğrar ve bu yaptığına ruh üflemesi emredilir, ama üfleyemez"
Kaynak Kütübi sitte.