Muhterem Ömer Öngüt
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler (17)
Gece yatarken çok sıkıntı bastığını, boş hayallere dalıp uzun zaman uyuyamadığını söyleyen bir misafire buyurdular ki:
Şeytan kalbinizi boş hayallerle meşgul ediyor, vesvese veriyor. Hazret-i Allah'a sığının, yatarken Fâtiha-i şerif'i, İhlâs-ı şerif'i, Âyetü'l-Kürsî'yi, Amenerrasulü'yü, Felâk ve Nas sûre-i şerif'lerini okuduktan sonra "Bismike Rabbi veda'tü cenbî fağfirli zenbî" duâsını okuyun. Bunlar bittikten sonra da beş birinden beş birinden olmak üzere Euzü besmelelerle "Allahümme Salli ve Allahümme Barik" duâlarını okuyun ve zikrullahla meşgul olun.
Her akşam yatarken ölüyorum diye yatarım ve o şekilde hazırlığımı yaparım. Çünkü kişi uyuduğu zaman ruh çıkıyor.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde kullarını geceleyin uykularında kendilerinden geçirmek suretiyle öldürdüğünü beyan buyuruyor:
"Sizi geceleyin öldüren O'dur." (En'am: 60)
Ruh uyku halinde zâhirden bâtına geçer. İnsan uykuya daldığı zaman ölü gibi kendini kaybeder, şuur ve idrakine sahip olamaz. Çünkü uyku küçük ölümdür. O artık her haliyle Allah-u Teâlâ'nın kabza-i ilâhisindedir. Onu yeniden hayata döndürecek yegâne kudret O'dur.
"Gündüzleyin ne yaptığınızı bilir." (En'am: 60)
O'nun ilminde hiçbir şey gözden kaçmaz. İster iyilik yapsın ister kötülük işlesin. O'nun katında hepsi bilinmektedir. İyilik yapanları mükâfatlandırır, kötülük yapanları cezalandırır.
"Sonra belirlenmiş süre tamamlansın (eceliniz gelsin) diye gündüzün sizi diriltir." (En'am: 60)
Uykudan uyanan insanlar tekrar hayata geçerler. Gün be gün bu deveran devam eder, tâ ki ömür tamamlanıncaya kadar.
Nihayet Allah katında herkes için ayrı ayrı belirlenmiş olan ecel gelir, büyük ölüm gerçekleşir. Artık kaçmak için hiçbir sığınak yoktur.
"Sonra dönüşünüz O'nadır." (En'am: 60)
Büyük ölümden sonra dirilmek suretiyle varıp sığınılacak yegâne makam O'nun huzurudur.
"Sonra da O, yaptıklarınızı size haber verecektir." (En'am: 60)
İlk insandan son insana kadar dünyaya ne kadar insan gelip geçmişse; hepsini birden diriltecek, kabirlerinden çıkaracak, mahşere sevkedecek, hesaba çekerek mükâfat ve mücâzâtını verecektir.
Bu Âyet-i kerime ayrıca uykunun ölüme, uyanmanın da yeniden dirilip kalkmaya açık bir delilidir.
Bundan sonra Allah-u Teâlâ azamet ve ululuğunu beyan ederek şöyle buyurmaktadır:
"O, kullarının üzerinde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir." (En'am: 61)
Yarattıklarını emir ve iradesi altında döndürür, her şeyde her hadisede azametini gösterir.
Bütün mahlûkat O'nun kahhar olan hakimiyeti ve kudreti altındadır.
Allah-u Teâlâ büyük ölüm esnasında bedenlerdeki ruhları kabzetmek üzere vazifeli melekleri göndermek suretiyle ruhları alanın da, uyuma esnasında küçük ölüm ile ruhları alanın da kendisi olduğunu Âyet-i kerime'sinde beyan buyurmaktadır:
"Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır.
Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler) vardır." (Zümer: 42)
İnsanlar uyanıkken de uykuda iken de Allah-u Teâlâ'nın murakabası altındadırlar.
Allah-u Teâlâ ömürleri tamam olmayıp ölmeyecek olanların ruhlarını alır, uyanıncaya kadar tutar, cesetlere bırakmaz sonra uyanırlar ve hayatları mukadder ecelleri gelinceye kadar devam eder.
Ömrü tamam olmuş, eceli gelmiş olanların ruhlarını ise tutar, bedenden alâkasını keser ve onlar bir daha uyanamazlar. Kıyamete kadar da bir daha o bedene dönüşü mümkün olmaz.
"Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için öğütler ve ibretler vardır." (Zümer: 42)
Ölürken ve uykuda iken ruhların alınmasında, bunların alıkonulmasında veya belli bir süreye kadar bırakılmasında, Allah-u Teâlâ'nın azametinin enginliğine, kıyametin ve haşrın gerçekleşeceğine pek büyük ve açık deliller vardır.
Yatmadan önce şöyle derim:
"Allah'ım! Senin ism-i şerif'inle ölüyorum, lütfedersen diriltirsin. Ruhumu alırsan Habib'inin, sevgilinin yüzü suyu hürmetine beni iyilere kat!.."
Üç niyaz yaparım, hepsini okuduktan sonra bunu da söyler sonra yatarım. Ruh çıkınca ölüyorsun zaten! Bunun için bu niyazımı yapar ondan sonra yatarım.
Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her gece yatağına girdiğinde iki avucunu birleştirip sonra onlara üfler, daha sonra avuçlarının içlerine doğru "Kulhüvallahu ehad", "Kul euzü birabbil-felâk", "Kul euzü birabbin-nas" sûrelerini okur, meshederdi. Şöyle ki, avuçlarını önce başına, sonra yüzüne, sonra da vücudunun ön kısmına, daha sonra da vücudunun erişebileceği yerlere sürerdi ve bunu üç kere tekrar ederdi." (Buhârî - Müslim)
Bir başka rivayette ise Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:
"Resulullah Aleyhisselâm her hastalığında bu sûreleri okuyup aynı şekilde eliyle vücudunu meshetmek itiyadında idi. Son hastalığına tutulduğunda ben de kendisine aynı şekilde nefes etmeye ve mübarek eline üfleyip kendi eliyle vücudunu meshetmeye başladım." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1664)
Yatarken:
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den; Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar ki:
"Sizden biriniz yatağına yatacağı zaman yatağını silksin. Çünkü oraya neler girdiğini bilemez. Sonra şöyle duâ etsin:
(Bismike Rabbî veda'tü cenbî vebike erfeuhü in emseke nefsî ferhamhâ ve in erseltehâ fahfazhâ bimâ tahfezu bihi ibâdikes-sâlihîn)
"Ey Rabb'im! Ancak senin isminle yanımı yatağa koydum ve ancak senin iradenle kaldırabilirim. Ey Rabb'im! Uykudayken ruhumu alırsan bana rahmetini ihsan et. Tekrar cesedime yollarsan sâlih kullarını muhafaza ettiğin gibi muhafaza buyur." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2147)
•
Uyku için yatağa girildiğinde bu zikr-i şerifi vird eylemek sünnet-i seniyyedir:
(Bismike Rabbi veda'tü cenbî fağfirli zenbî)
"Ey Rabb'im! Senin adını anarak yatıyorum. Günahlarımı bağışla." (Ebu Dâvud)
•
Huzeyfe -radiyallahu anh-den rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatarken sağ elini yanağının altına koyar, sonra şu duâyı okurdu:
(Allahümme kınî azâbeke yevme teb'asü ibâdeke)
"Ey Allah'ım! Kullarını haşrettiğin gün, beni azabından koru!" (Tirmizî)
•
Enes -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatağına uzandığı vakit şöyle duâ ederlerdi:
(Elhamdü lillâhillezî et'amenâ vesekânâ ve âvânâ fekem lâ kâfiye lehû mü'vî)
"Bize yedirip içiren, kifayet eden ve sığındıran Allah'a hamdolsun. Nice yeteri ve sığındırıcısı olmayanlar vardır." (Müslim)
•
Berâ bin Âzib -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Yatacağın zaman namaz için aldığın abdest gibi abdest al, sonra sağ yanına yat ve şu duâyı oku:
(Allahümme eslemtü nefsî ileyke ve veccehtü vechî ileyke ve fevveztü emrî ileyke veel-ce'tü zahrî ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke lâ melcee velâ mencee minke illâ ileyke âmentü bikitâbillezî enzelte ve nebiyyekellezî erselte)
'Ey Allah'ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim, işimi sana havale ettim, sana itimat ettim. Seni dilerim ve senden korkarım. Senden başka sığınılacak, senden başka kurtaracak yoktur. Halâs ve himaye ancak sana aittir. İndirdiğin kitabına inandım ve gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim.' Eğer bu kelimeleri okur da o gece içinde ölürsen, iman üzere ölürsün." buyurdu. (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2145)
•
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-in oğlu Abdullah, bir kimseye yatağına girdiği zaman şöyle duâ etmesini tavsiye etti:
(Allahümme halakte nefsî ve ente teveffâhâ leke memâtühâ ve mahyâhâ in ahyeytehâ fahfazhâ ve in emettehâ fağfirlehâ. Allahümme innî es'elükel-âfiyete)
"Ey Allah'ım! Nefsimi sen yarattın, onu öldürecek de sensin. Onun ölümü ve dirimi sana âittir. Eğer onu diriltirsen onu muhafaza buyur, eğer öldürürsen onu mağfiret eyle! Allah'ım! Senden âfiyet talep ediyorum."
Bir zât "Yâ Abdullah! Sen bu duâyı Ömer'den işittin mi?" diye sordu. O da şu karşılığı verdi:
"Ben bu duâyı Ömer'den daha hayırlı olandan, Resulullah Aleyhisselâm'dan işittim" (Müslim)
Yatağa Girildiğinde:
Ebul-Ezher -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz geceleyin yatağına girdiğinde şöyle duâ ederdi:
(Bismillâhi veda'tü cenbî, Allahümmağfir zenbî vahsi' şeytânî ve fükke rihânî ve sekkıl mizânî vec'alnî finnediyyil-a'lâ)
"Allah'ın adıyla yatıyorum. Allah'ım! Günahlarımı bağışla, şeytanımı zelil kıl, beni nefis ve kötülüklerin esaretinden kurtar. Terazinin sevap kefesini ağırlaştır ve beni en iyi kullarını aldığın yüce meclise al." (Ebu Dâvud)
Uykuda Korkan İçin:
Abdullah bin Amr -radiyallahu anhümâ-dan rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz uykuda korkanlar için şu duâyı okumalarını tavsiye buyurmuşlardır:
(Euzü bikelimâtillâhit-tâmmeti min gadabihi ve ikâbihi ve şerri ibâdihi min hamezâtiş-şeyâtini ve en yahdurûn)
"Gazabından, ikâbından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah-u Teâlâ'nın tam kelimelerine sığınırım." (Ebu Dâvud)
Uykusuzluğa Karşı:
Zeyd bin Sâbit -radiyallahu anh- uykusuzluğa tutulmuştu. Bu durumunu arzedince Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisine şu duâyı okumasını tavsiye etti:
(Allahümme ğâretin-nücûmü ve hedeetil-uyûnü ve ente Hayyün Kayyûm. Lâ te'huzühü sinetün ve lâ nevm. Yâ Hayyu yâ Kayyûm. Ehdi' leylî ve enim aynî)
"Ey Allah'ım! Yıldızlar battı, gözler uykuya daldı. Sen ise Hayy ve Kayyûm'sun. Seni uyuklama ve uyku tutmaz. Ey Hayy ve Kayyûm olan Rabb'im! Gecemi sakinleştir, gözüme uyku ver."
Zeyd bin Sâbit -radiyallahu anh- der ki:
"Ben bu duâyı okudum. Allah-u Teâlâ uykusuzluğumu giderip şifâ ihsan etti." (El-ezkâr)
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler (17)
Gece yatarken çok sıkıntı bastığını, boş hayallere dalıp uzun zaman uyuyamadığını söyleyen bir misafire buyurdular ki:
Şeytan kalbinizi boş hayallerle meşgul ediyor, vesvese veriyor. Hazret-i Allah'a sığının, yatarken Fâtiha-i şerif'i, İhlâs-ı şerif'i, Âyetü'l-Kürsî'yi, Amenerrasulü'yü, Felâk ve Nas sûre-i şerif'lerini okuduktan sonra "Bismike Rabbi veda'tü cenbî fağfirli zenbî" duâsını okuyun. Bunlar bittikten sonra da beş birinden beş birinden olmak üzere Euzü besmelelerle "Allahümme Salli ve Allahümme Barik" duâlarını okuyun ve zikrullahla meşgul olun.
Her akşam yatarken ölüyorum diye yatarım ve o şekilde hazırlığımı yaparım. Çünkü kişi uyuduğu zaman ruh çıkıyor.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde kullarını geceleyin uykularında kendilerinden geçirmek suretiyle öldürdüğünü beyan buyuruyor:
"Sizi geceleyin öldüren O'dur." (En'am: 60)
Ruh uyku halinde zâhirden bâtına geçer. İnsan uykuya daldığı zaman ölü gibi kendini kaybeder, şuur ve idrakine sahip olamaz. Çünkü uyku küçük ölümdür. O artık her haliyle Allah-u Teâlâ'nın kabza-i ilâhisindedir. Onu yeniden hayata döndürecek yegâne kudret O'dur.
"Gündüzleyin ne yaptığınızı bilir." (En'am: 60)
O'nun ilminde hiçbir şey gözden kaçmaz. İster iyilik yapsın ister kötülük işlesin. O'nun katında hepsi bilinmektedir. İyilik yapanları mükâfatlandırır, kötülük yapanları cezalandırır.
"Sonra belirlenmiş süre tamamlansın (eceliniz gelsin) diye gündüzün sizi diriltir." (En'am: 60)
Uykudan uyanan insanlar tekrar hayata geçerler. Gün be gün bu deveran devam eder, tâ ki ömür tamamlanıncaya kadar.
Nihayet Allah katında herkes için ayrı ayrı belirlenmiş olan ecel gelir, büyük ölüm gerçekleşir. Artık kaçmak için hiçbir sığınak yoktur.
"Sonra dönüşünüz O'nadır." (En'am: 60)
Büyük ölümden sonra dirilmek suretiyle varıp sığınılacak yegâne makam O'nun huzurudur.
"Sonra da O, yaptıklarınızı size haber verecektir." (En'am: 60)
İlk insandan son insana kadar dünyaya ne kadar insan gelip geçmişse; hepsini birden diriltecek, kabirlerinden çıkaracak, mahşere sevkedecek, hesaba çekerek mükâfat ve mücâzâtını verecektir.
Bu Âyet-i kerime ayrıca uykunun ölüme, uyanmanın da yeniden dirilip kalkmaya açık bir delilidir.
Bundan sonra Allah-u Teâlâ azamet ve ululuğunu beyan ederek şöyle buyurmaktadır:
"O, kullarının üzerinde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir." (En'am: 61)
Yarattıklarını emir ve iradesi altında döndürür, her şeyde her hadisede azametini gösterir.
Bütün mahlûkat O'nun kahhar olan hakimiyeti ve kudreti altındadır.
Allah-u Teâlâ büyük ölüm esnasında bedenlerdeki ruhları kabzetmek üzere vazifeli melekleri göndermek suretiyle ruhları alanın da, uyuma esnasında küçük ölüm ile ruhları alanın da kendisi olduğunu Âyet-i kerime'sinde beyan buyurmaktadır:
"Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır.
Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler) vardır." (Zümer: 42)
İnsanlar uyanıkken de uykuda iken de Allah-u Teâlâ'nın murakabası altındadırlar.
Allah-u Teâlâ ömürleri tamam olmayıp ölmeyecek olanların ruhlarını alır, uyanıncaya kadar tutar, cesetlere bırakmaz sonra uyanırlar ve hayatları mukadder ecelleri gelinceye kadar devam eder.
Ömrü tamam olmuş, eceli gelmiş olanların ruhlarını ise tutar, bedenden alâkasını keser ve onlar bir daha uyanamazlar. Kıyamete kadar da bir daha o bedene dönüşü mümkün olmaz.
"Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için öğütler ve ibretler vardır." (Zümer: 42)
Ölürken ve uykuda iken ruhların alınmasında, bunların alıkonulmasında veya belli bir süreye kadar bırakılmasında, Allah-u Teâlâ'nın azametinin enginliğine, kıyametin ve haşrın gerçekleşeceğine pek büyük ve açık deliller vardır.
Yatmadan önce şöyle derim:
"Allah'ım! Senin ism-i şerif'inle ölüyorum, lütfedersen diriltirsin. Ruhumu alırsan Habib'inin, sevgilinin yüzü suyu hürmetine beni iyilere kat!.."
Üç niyaz yaparım, hepsini okuduktan sonra bunu da söyler sonra yatarım. Ruh çıkınca ölüyorsun zaten! Bunun için bu niyazımı yapar ondan sonra yatarım.
Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her gece yatağına girdiğinde iki avucunu birleştirip sonra onlara üfler, daha sonra avuçlarının içlerine doğru "Kulhüvallahu ehad", "Kul euzü birabbil-felâk", "Kul euzü birabbin-nas" sûrelerini okur, meshederdi. Şöyle ki, avuçlarını önce başına, sonra yüzüne, sonra da vücudunun ön kısmına, daha sonra da vücudunun erişebileceği yerlere sürerdi ve bunu üç kere tekrar ederdi." (Buhârî - Müslim)
Bir başka rivayette ise Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:
"Resulullah Aleyhisselâm her hastalığında bu sûreleri okuyup aynı şekilde eliyle vücudunu meshetmek itiyadında idi. Son hastalığına tutulduğunda ben de kendisine aynı şekilde nefes etmeye ve mübarek eline üfleyip kendi eliyle vücudunu meshetmeye başladım." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1664)
Yatarken:
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den; Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar ki:
"Sizden biriniz yatağına yatacağı zaman yatağını silksin. Çünkü oraya neler girdiğini bilemez. Sonra şöyle duâ etsin:
(Bismike Rabbî veda'tü cenbî vebike erfeuhü in emseke nefsî ferhamhâ ve in erseltehâ fahfazhâ bimâ tahfezu bihi ibâdikes-sâlihîn)
"Ey Rabb'im! Ancak senin isminle yanımı yatağa koydum ve ancak senin iradenle kaldırabilirim. Ey Rabb'im! Uykudayken ruhumu alırsan bana rahmetini ihsan et. Tekrar cesedime yollarsan sâlih kullarını muhafaza ettiğin gibi muhafaza buyur." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2147)
•
Uyku için yatağa girildiğinde bu zikr-i şerifi vird eylemek sünnet-i seniyyedir:
(Bismike Rabbi veda'tü cenbî fağfirli zenbî)
"Ey Rabb'im! Senin adını anarak yatıyorum. Günahlarımı bağışla." (Ebu Dâvud)
•
Huzeyfe -radiyallahu anh-den rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatarken sağ elini yanağının altına koyar, sonra şu duâyı okurdu:
(Allahümme kınî azâbeke yevme teb'asü ibâdeke)
"Ey Allah'ım! Kullarını haşrettiğin gün, beni azabından koru!" (Tirmizî)
•
Enes -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatağına uzandığı vakit şöyle duâ ederlerdi:
(Elhamdü lillâhillezî et'amenâ vesekânâ ve âvânâ fekem lâ kâfiye lehû mü'vî)
"Bize yedirip içiren, kifayet eden ve sığındıran Allah'a hamdolsun. Nice yeteri ve sığındırıcısı olmayanlar vardır." (Müslim)
•
Berâ bin Âzib -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Yatacağın zaman namaz için aldığın abdest gibi abdest al, sonra sağ yanına yat ve şu duâyı oku:
(Allahümme eslemtü nefsî ileyke ve veccehtü vechî ileyke ve fevveztü emrî ileyke veel-ce'tü zahrî ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke lâ melcee velâ mencee minke illâ ileyke âmentü bikitâbillezî enzelte ve nebiyyekellezî erselte)
'Ey Allah'ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim, işimi sana havale ettim, sana itimat ettim. Seni dilerim ve senden korkarım. Senden başka sığınılacak, senden başka kurtaracak yoktur. Halâs ve himaye ancak sana aittir. İndirdiğin kitabına inandım ve gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim.' Eğer bu kelimeleri okur da o gece içinde ölürsen, iman üzere ölürsün." buyurdu. (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2145)
•
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-in oğlu Abdullah, bir kimseye yatağına girdiği zaman şöyle duâ etmesini tavsiye etti:
(Allahümme halakte nefsî ve ente teveffâhâ leke memâtühâ ve mahyâhâ in ahyeytehâ fahfazhâ ve in emettehâ fağfirlehâ. Allahümme innî es'elükel-âfiyete)
"Ey Allah'ım! Nefsimi sen yarattın, onu öldürecek de sensin. Onun ölümü ve dirimi sana âittir. Eğer onu diriltirsen onu muhafaza buyur, eğer öldürürsen onu mağfiret eyle! Allah'ım! Senden âfiyet talep ediyorum."
Bir zât "Yâ Abdullah! Sen bu duâyı Ömer'den işittin mi?" diye sordu. O da şu karşılığı verdi:
"Ben bu duâyı Ömer'den daha hayırlı olandan, Resulullah Aleyhisselâm'dan işittim" (Müslim)
Yatağa Girildiğinde:
Ebul-Ezher -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz geceleyin yatağına girdiğinde şöyle duâ ederdi:
(Bismillâhi veda'tü cenbî, Allahümmağfir zenbî vahsi' şeytânî ve fükke rihânî ve sekkıl mizânî vec'alnî finnediyyil-a'lâ)
"Allah'ın adıyla yatıyorum. Allah'ım! Günahlarımı bağışla, şeytanımı zelil kıl, beni nefis ve kötülüklerin esaretinden kurtar. Terazinin sevap kefesini ağırlaştır ve beni en iyi kullarını aldığın yüce meclise al." (Ebu Dâvud)
Uykuda Korkan İçin:
Abdullah bin Amr -radiyallahu anhümâ-dan rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz uykuda korkanlar için şu duâyı okumalarını tavsiye buyurmuşlardır:
(Euzü bikelimâtillâhit-tâmmeti min gadabihi ve ikâbihi ve şerri ibâdihi min hamezâtiş-şeyâtini ve en yahdurûn)
"Gazabından, ikâbından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah-u Teâlâ'nın tam kelimelerine sığınırım." (Ebu Dâvud)
Uykusuzluğa Karşı:
Zeyd bin Sâbit -radiyallahu anh- uykusuzluğa tutulmuştu. Bu durumunu arzedince Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisine şu duâyı okumasını tavsiye etti:
(Allahümme ğâretin-nücûmü ve hedeetil-uyûnü ve ente Hayyün Kayyûm. Lâ te'huzühü sinetün ve lâ nevm. Yâ Hayyu yâ Kayyûm. Ehdi' leylî ve enim aynî)
"Ey Allah'ım! Yıldızlar battı, gözler uykuya daldı. Sen ise Hayy ve Kayyûm'sun. Seni uyuklama ve uyku tutmaz. Ey Hayy ve Kayyûm olan Rabb'im! Gecemi sakinleştir, gözüme uyku ver."
Zeyd bin Sâbit -radiyallahu anh- der ki:
"Ben bu duâyı okudum. Allah-u Teâlâ uykusuzluğumu giderip şifâ ihsan etti." (El-ezkâr)