Kimlik alan
3687 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir seferde beraber idik. Beyda nam mevkiye veya Zatu'l-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu aramak için kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Üstelik beraberlerinde su da yoktu. Halk Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)'e uğrayıp: “Aişe'nin yaptığını gördüm mü! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!” demişler. Resulullah başını dizlerimin üzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (radıyallahu anh) çıkageldi. “Sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!” diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de söyledi. (Öfkesini daha da yenemeyip) eliyle böğrüme böğrüme dürterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin üzerinde olduğu için kımıldamamaya çalıştım. Resulullah aleyhissalatu vesselam sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah Teala Hazretleri, teyemmüm ayeti'ni inzal buyurdu: “...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size sorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, ola ki şükredersiniz” (Maide 6). Üseyd İbnu Hüdayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: “Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir.” (Hz. Aişe) sözüne devam ederek) dedi ki: “Bindiğim deveyi dürtüp kaldırdım. (Kaybolan) kolye altında çıktı.”"
3688 "Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Üseyd İbnu Hudavr (radıyallahu anh)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gönderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti indirildi.'' Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: “Üseyd, Hz. Aişe'ye: “Allah sana rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin için de müslümanlar için de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır '' dedi.''"
3689 "Ammar İbnu Yasir radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde Hz. Aişe'nin de bulunduğu bir seferde Ulat'ul-Ceyş nam mevkide geceleyin istirahat molası vermişti. Bu esnada Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nın Yemen boncuğundan mamul kolyesi koptu. Bunun aranması, askerleri yolundan alıkoydu ve sabah aydınlığı girdi. insanların yanında su yoktu. Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) Aişe'ye kızdı ve hatta: “Herkesi yolundan alıkoydun, yanlarında su da yok!” diye çıkıştı. Derken Allah Teala Hazretleri, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, temiz toprakla temizlenme ruhsatını indirdi, Bunun üzerine müslümanlar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la kalkıp ellerini kaldırdılar. Topraktan hiçbir şey almadılar, yüzlerini ve omuzlarına kadar ellerini meshettiler. Ellerinin içlerinden de koltuk altlarına kadar meshettiler.” Ebu Davud şu ziyadede bulunmuştur: “Bir hadiste İbnu Şihab der ki: “Alimler bu hadise itibar etmediler.” Ebu Davud der ki: “Hadisi, İbnu İshak da böyle rivayet etti ve rivayette İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan onun “iki vuruş zikrettiğini” kaydetti.” Nesai'nin bir rivayetinde, “Topraktan hiçbir şey çırpmadılar” denmiştir."
3690 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: “Ashab, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'la birlikte sabah namazı için, toprakla meshlendiler. Bu maksadla avuçlarını toprağa vurup toprakla yüzlerine bir defa meshettiler. Sonra tekrar dönüp avuçlarını toprağa bir kere daha vurup, ellerinin tamamı ile ellerinin içlerinden koltuk altlarına, omuzlarına kadar meshettiler.'' Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde, İbnu'l-Leys: “Dirseklerinin yukarısına kadar...'' demiştir."
3691 "Şakik merhum anlatıyor: “Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Müsa (radıyallahu anhüma) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a: “Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulmasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?” diye sordu. “Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!'' dedi. Ebu Musa: “Pekala Maide suresindeki şu ayete ne dersin: “ . . Su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin'' (Maide, 6). Abdullah şu cevabı verdi: “Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı, çok geçmeden su soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi.” Ebu Musa da ona: “Siz teyemmümü bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?'' dedi. İbnu Mes'ud “Evet!” deyince, Ebu Musa, Abdullah'a: Sen Ammar'ın Hz. Ömer (radıyallahu anhüma) 'e ne dediğini duymadın mı?'' Dedi ki: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni bir vazifeyle yola çıkarmıştı: Sefer esnasında cünüb oldum. Su da bulamadım. Bunun üzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana: “Sana şöyle yapman kafi idi!” dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarını çırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyIa meshetti. Sonra da onunla yüzünü de meshetti.''"
3692 "Müslim'in rivayetinde (Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiş olmaIı): “Ellerinle şöyle yapman sana yeterdi.'' Sonra (bizzat göstererek) ellerini bir kere yere vurdu. Sonra soluyla sağını, yani avucunun içini ve dışını meshetti.'' Abdullah da: “Görmedin mi, Ömer (radıyallahu anh), Ammar (radıyallahu anh)'ın sözüne kanaat getiremedi'' dedi.''"
3693 "Bir diğer rivayette şöyle geldi: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam): “Senin şöyle yapman sana yeterdi” buyurdular ve (göstermek için) ellerini yere vurup çırptı, yüzünü ve avuçlarını meshetti.'' Bu Sahiheyn'in ibaresidir."
3694 "Abdurrahman İbnu Ebza anlatıyor: “Bir adam Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e gelerek: “Ben cünüb oldum, su da bulamadım (ne yapayım)?'' diye sordu. Hz. Ömer: “Namaz kılma!'' diye cevap verdi. (Orada bulunan Ammar radıyallahu anh söze girip): “Ey mü'minlerin emiri! Hatırlamıyor musun? Ben ve sen bir seriyyede beraberdik. Cenabet olduk ve su bulamadık. O zaman sen namaz kılmamış, ben ise toprağa bulanarak kılmıştık. (Sonra bu durumu kendisine açınca), Aleyhissalatu vesselam bana: “Ellerini yere vurup sonra üfleyip sonra onlarla yüzünü ve ellerini meshetmen sana kafi idi '' buyurdular” dedi. Hz. Ömer (radıyallahu anh): “Ey Ammar Allah'tan kork!” dedi. Ammar: “Dilersen bu hadisi kimseye söylemiyeyim!” deyince, Hz. Ömer: “(Vallahi asla! Bu meselede) seni altına girdiğin sorumlulukla başbaşa bırakıyorum” diye cevap verdi.”"
3695 "Ebu Davud'da rivayet şöyledir: “.. Sana şöyle yapman yeterli idi” (dedi ve göstermek için) ellerini yere vurdu, sonra anlara üfürüp elleriyle yüzünü ve kollarının yarısına kadar ellerini meshetti.'' Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde: “. . .sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapışan toprak parçalarını) çırptı, sonra yüzünü ve kol kemiğinin ortasına kadar kollarını meshetti, dirseğe ulaşmadı (bütün bu mesh ameliyesini yere) bir vuruşta (yaptı).” Bir diğer rivayette: “.. dirseğe kadar'' denmiştir."
3696 "Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine (Ammar'a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasını emretti.” (Tirmizi) der ki: “Ammar'ın şöyle söylediği rivayet edildi: “Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmüm ettik.”"
3697 "İmran İbnu Husayn (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bir kenara çekilmiş halkla birlikte namaz kılmayan bir adam gördü. “Ey fülan! Halkla birlikte niye namaz kılmıyorsun?'' diye sordu. Adam: “Ey Allah'ın Resulü, cenabet oldum, su da yok'' deyince: “Toprağı kullan, o sana yeterlidir” buyurdular.”"
3698 "Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “On yıl boyu su bulamasa da, temiz toprak müslümanın abdest suyudur. Suyu bulunca, bedenini onunla meshlesin, zira bu daha hayırlıdır.''"
3699 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a teyemmümden sorulmuştu: Dedi ki: “Allah Teala Hazretleri, Kitab-ı Mübin'in de, abdesti zikrederken şöyle buyurmuştur: “Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın.” Teyemmüm hakkında da şöyle buyurdu: “Yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin.'' (Yine ayet-i kerime'de Cenab-ı Hak) şöyle buyurdular: “Kadın veya erkek hırsızın elini kesin.” Hırsızın elini kesmede sünnet (bilekten itibaren) avuç kısmı kesmektir (bilek- dirsek arası kesilmez), öyleyse, teyemmüm yapılacak kısım yüz ve (bileğe kadar) ellerdir.''"
3700 "Tarık anlatıyor: “Bir adam cünüb oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah'a gelerek, durumu O 'na arzetti. Aleyhissalatu vesselam: “İsabetli davranmışsın! '' buyurdular. Bir diğer zat da cünüb olmuştu, teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah'a gidip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam ona da aynı şeyi söyledi, yani “isabetli davranmışsın!”dedi.”"
3701 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü. Onun haberi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi: “Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı.''"
3702 "Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: “Zatu's-Selasil Gazvesi 'nde, soğuk bir gecede, ihtilam oldum. Yıkandığım takdirde helak olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım. Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlattılar. Bana: “Ey Amr! Sen cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?” diye sordu. Ben de yıkanmama mani olan durumu haber verdim ve dedim ki: “Ben Allah'ın şöyle söylediğini işittim: “Kendinizi öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahimdir'' (Nisa 29). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) güldüler ve hiçbir şey söylemediler.”"
3703 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi. Sonra Resulullah Aleyhissalatu vesselam'a gelince durumu anlattılar. Resulullah aleyhissalatu vesselam, iade etmeyene: “Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!” dedi. Abdesti ve namazı iade eden zata da: “Sana iki kat ücret var!” ferman buyurdu.”"
3704 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in anlattığına göre, “Curuf nam mevkideki tarlasından dönüyordu. Mirbedu'n-Ne'am (denen deve ağılından) geçerken namaz vakti girdi. Hemen teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra Medine'ye döndüğünde güneş henüz yüksekteydi (ve namazın vakti çıkmamıştı). Ama namazını iade etmedi.”"
3705 "Bir başka rivayette, (bu hadiseyi) Nafi rahimehullah şöyle anlatır: “Ben ve İbnu Ömer (radıyallahu anhüm), Curufnam mevkiden beraber dönüyorduk. Mirbed'e gelince Abdullah devesinden inip, temiz toprakla teyemmüm yaptı, yüzüne, dirseklerine kadar ellerine meshetti, sonra namaz kıldı.''"
6134 "El-Hakem ve Seleme İbnu Küheyl'in anlattıklarına göre, “Abdullah İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh'a teyemmümden sormuşlar, o da kendilerine şu cevabı vermiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam Ammar'a şöyle yapmasını emretti: Ellerini yere vurdu, sonra ellerine yapışan toz toprağı çırptı ve yüzünü meshetti.” El-Hakem, rivayetinde “Kollarını da (meshetti)” dedi. Seleme İbnu Küheyl, rivayetinde “Dirseklerini de” demiştir.”"
6135 "İbnu Abbas radıyallahu anh'a'nın anlattığına göre “Resülullah aleyhissalatu vesselam bir adam başından yaralanmıştı, bilahare ihtilam sebebiyle cünüb oldu. Kendisine gusletmesi emredildi, o da yıkandı, hastalanıp öldü. Bu haber Aleyhissalatu vesselam'a ulaşınca: “Onu öldürdüler, sebep olanların Allah belalarını versin! Cehaletin ilacı sormak değil mi (niye sormadan fetva verdiler?)” buyurmuştur.” Ata der ki: “Bize ulaştığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Keşke bedenini yıkayıp başının yaralı yerini bıraksaymış” buyurmuştur.”"
3687 "Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir seferde beraber idik. Beyda nam mevkiye veya Zatu'l-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu aramak için kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Üstelik beraberlerinde su da yoktu. Halk Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)'e uğrayıp: “Aişe'nin yaptığını gördüm mü! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!” demişler. Resulullah başını dizlerimin üzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (radıyallahu anh) çıkageldi. “Sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!” diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de söyledi. (Öfkesini daha da yenemeyip) eliyle böğrüme böğrüme dürterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin üzerinde olduğu için kımıldamamaya çalıştım. Resulullah aleyhissalatu vesselam sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah Teala Hazretleri, teyemmüm ayeti'ni inzal buyurdu: “...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size sorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, ola ki şükredersiniz” (Maide 6). Üseyd İbnu Hüdayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: “Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir.” (Hz. Aişe) sözüne devam ederek) dedi ki: “Bindiğim deveyi dürtüp kaldırdım. (Kaybolan) kolye altında çıktı.”"
3688 "Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Üseyd İbnu Hudavr (radıyallahu anh)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gönderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti indirildi.'' Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: “Üseyd, Hz. Aişe'ye: “Allah sana rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin için de müslümanlar için de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır '' dedi.''"
3689 "Ammar İbnu Yasir radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde Hz. Aişe'nin de bulunduğu bir seferde Ulat'ul-Ceyş nam mevkide geceleyin istirahat molası vermişti. Bu esnada Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nın Yemen boncuğundan mamul kolyesi koptu. Bunun aranması, askerleri yolundan alıkoydu ve sabah aydınlığı girdi. insanların yanında su yoktu. Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) Aişe'ye kızdı ve hatta: “Herkesi yolundan alıkoydun, yanlarında su da yok!” diye çıkıştı. Derken Allah Teala Hazretleri, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, temiz toprakla temizlenme ruhsatını indirdi, Bunun üzerine müslümanlar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la kalkıp ellerini kaldırdılar. Topraktan hiçbir şey almadılar, yüzlerini ve omuzlarına kadar ellerini meshettiler. Ellerinin içlerinden de koltuk altlarına kadar meshettiler.” Ebu Davud şu ziyadede bulunmuştur: “Bir hadiste İbnu Şihab der ki: “Alimler bu hadise itibar etmediler.” Ebu Davud der ki: “Hadisi, İbnu İshak da böyle rivayet etti ve rivayette İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan onun “iki vuruş zikrettiğini” kaydetti.” Nesai'nin bir rivayetinde, “Topraktan hiçbir şey çırpmadılar” denmiştir."
3690 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: “Ashab, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'la birlikte sabah namazı için, toprakla meshlendiler. Bu maksadla avuçlarını toprağa vurup toprakla yüzlerine bir defa meshettiler. Sonra tekrar dönüp avuçlarını toprağa bir kere daha vurup, ellerinin tamamı ile ellerinin içlerinden koltuk altlarına, omuzlarına kadar meshettiler.'' Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde, İbnu'l-Leys: “Dirseklerinin yukarısına kadar...'' demiştir."
3691 "Şakik merhum anlatıyor: “Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Müsa (radıyallahu anhüma) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a: “Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulmasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?” diye sordu. “Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!'' dedi. Ebu Musa: “Pekala Maide suresindeki şu ayete ne dersin: “ . . Su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin'' (Maide, 6). Abdullah şu cevabı verdi: “Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı, çok geçmeden su soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi.” Ebu Musa da ona: “Siz teyemmümü bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?'' dedi. İbnu Mes'ud “Evet!” deyince, Ebu Musa, Abdullah'a: Sen Ammar'ın Hz. Ömer (radıyallahu anhüma) 'e ne dediğini duymadın mı?'' Dedi ki: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni bir vazifeyle yola çıkarmıştı: Sefer esnasında cünüb oldum. Su da bulamadım. Bunun üzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana: “Sana şöyle yapman kafi idi!” dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarını çırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyIa meshetti. Sonra da onunla yüzünü de meshetti.''"
3692 "Müslim'in rivayetinde (Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiş olmaIı): “Ellerinle şöyle yapman sana yeterdi.'' Sonra (bizzat göstererek) ellerini bir kere yere vurdu. Sonra soluyla sağını, yani avucunun içini ve dışını meshetti.'' Abdullah da: “Görmedin mi, Ömer (radıyallahu anh), Ammar (radıyallahu anh)'ın sözüne kanaat getiremedi'' dedi.''"
3693 "Bir diğer rivayette şöyle geldi: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam): “Senin şöyle yapman sana yeterdi” buyurdular ve (göstermek için) ellerini yere vurup çırptı, yüzünü ve avuçlarını meshetti.'' Bu Sahiheyn'in ibaresidir."
3694 "Abdurrahman İbnu Ebza anlatıyor: “Bir adam Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e gelerek: “Ben cünüb oldum, su da bulamadım (ne yapayım)?'' diye sordu. Hz. Ömer: “Namaz kılma!'' diye cevap verdi. (Orada bulunan Ammar radıyallahu anh söze girip): “Ey mü'minlerin emiri! Hatırlamıyor musun? Ben ve sen bir seriyyede beraberdik. Cenabet olduk ve su bulamadık. O zaman sen namaz kılmamış, ben ise toprağa bulanarak kılmıştık. (Sonra bu durumu kendisine açınca), Aleyhissalatu vesselam bana: “Ellerini yere vurup sonra üfleyip sonra onlarla yüzünü ve ellerini meshetmen sana kafi idi '' buyurdular” dedi. Hz. Ömer (radıyallahu anh): “Ey Ammar Allah'tan kork!” dedi. Ammar: “Dilersen bu hadisi kimseye söylemiyeyim!” deyince, Hz. Ömer: “(Vallahi asla! Bu meselede) seni altına girdiğin sorumlulukla başbaşa bırakıyorum” diye cevap verdi.”"
3695 "Ebu Davud'da rivayet şöyledir: “.. Sana şöyle yapman yeterli idi” (dedi ve göstermek için) ellerini yere vurdu, sonra anlara üfürüp elleriyle yüzünü ve kollarının yarısına kadar ellerini meshetti.'' Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde: “. . .sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapışan toprak parçalarını) çırptı, sonra yüzünü ve kol kemiğinin ortasına kadar kollarını meshetti, dirseğe ulaşmadı (bütün bu mesh ameliyesini yere) bir vuruşta (yaptı).” Bir diğer rivayette: “.. dirseğe kadar'' denmiştir."
3696 "Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine (Ammar'a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasını emretti.” (Tirmizi) der ki: “Ammar'ın şöyle söylediği rivayet edildi: “Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmüm ettik.”"
3697 "İmran İbnu Husayn (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bir kenara çekilmiş halkla birlikte namaz kılmayan bir adam gördü. “Ey fülan! Halkla birlikte niye namaz kılmıyorsun?'' diye sordu. Adam: “Ey Allah'ın Resulü, cenabet oldum, su da yok'' deyince: “Toprağı kullan, o sana yeterlidir” buyurdular.”"
3698 "Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “On yıl boyu su bulamasa da, temiz toprak müslümanın abdest suyudur. Suyu bulunca, bedenini onunla meshlesin, zira bu daha hayırlıdır.''"
3699 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a teyemmümden sorulmuştu: Dedi ki: “Allah Teala Hazretleri, Kitab-ı Mübin'in de, abdesti zikrederken şöyle buyurmuştur: “Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın.” Teyemmüm hakkında da şöyle buyurdu: “Yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin.'' (Yine ayet-i kerime'de Cenab-ı Hak) şöyle buyurdular: “Kadın veya erkek hırsızın elini kesin.” Hırsızın elini kesmede sünnet (bilekten itibaren) avuç kısmı kesmektir (bilek- dirsek arası kesilmez), öyleyse, teyemmüm yapılacak kısım yüz ve (bileğe kadar) ellerdir.''"
3700 "Tarık anlatıyor: “Bir adam cünüb oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah'a gelerek, durumu O 'na arzetti. Aleyhissalatu vesselam: “İsabetli davranmışsın! '' buyurdular. Bir diğer zat da cünüb olmuştu, teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah'a gidip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam ona da aynı şeyi söyledi, yani “isabetli davranmışsın!”dedi.”"
3701 "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü. Onun haberi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi: “Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı.''"
3702 "Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: “Zatu's-Selasil Gazvesi 'nde, soğuk bir gecede, ihtilam oldum. Yıkandığım takdirde helak olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım. Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlattılar. Bana: “Ey Amr! Sen cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?” diye sordu. Ben de yıkanmama mani olan durumu haber verdim ve dedim ki: “Ben Allah'ın şöyle söylediğini işittim: “Kendinizi öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahimdir'' (Nisa 29). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) güldüler ve hiçbir şey söylemediler.”"
3703 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi. Sonra Resulullah Aleyhissalatu vesselam'a gelince durumu anlattılar. Resulullah aleyhissalatu vesselam, iade etmeyene: “Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!” dedi. Abdesti ve namazı iade eden zata da: “Sana iki kat ücret var!” ferman buyurdu.”"
3704 "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in anlattığına göre, “Curuf nam mevkideki tarlasından dönüyordu. Mirbedu'n-Ne'am (denen deve ağılından) geçerken namaz vakti girdi. Hemen teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra Medine'ye döndüğünde güneş henüz yüksekteydi (ve namazın vakti çıkmamıştı). Ama namazını iade etmedi.”"
3705 "Bir başka rivayette, (bu hadiseyi) Nafi rahimehullah şöyle anlatır: “Ben ve İbnu Ömer (radıyallahu anhüm), Curufnam mevkiden beraber dönüyorduk. Mirbed'e gelince Abdullah devesinden inip, temiz toprakla teyemmüm yaptı, yüzüne, dirseklerine kadar ellerine meshetti, sonra namaz kıldı.''"
6134 "El-Hakem ve Seleme İbnu Küheyl'in anlattıklarına göre, “Abdullah İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh'a teyemmümden sormuşlar, o da kendilerine şu cevabı vermiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam Ammar'a şöyle yapmasını emretti: Ellerini yere vurdu, sonra ellerine yapışan toz toprağı çırptı ve yüzünü meshetti.” El-Hakem, rivayetinde “Kollarını da (meshetti)” dedi. Seleme İbnu Küheyl, rivayetinde “Dirseklerini de” demiştir.”"
6135 "İbnu Abbas radıyallahu anh'a'nın anlattığına göre “Resülullah aleyhissalatu vesselam bir adam başından yaralanmıştı, bilahare ihtilam sebebiyle cünüb oldu. Kendisine gusletmesi emredildi, o da yıkandı, hastalanıp öldü. Bu haber Aleyhissalatu vesselam'a ulaşınca: “Onu öldürdüler, sebep olanların Allah belalarını versin! Cehaletin ilacı sormak değil mi (niye sormadan fetva verdiler?)” buyurmuştur.” Ata der ki: “Bize ulaştığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Keşke bedenini yıkayıp başının yaralı yerini bıraksaymış” buyurmuştur.”"