10-BÖLÜM:
İKİNCİ BÖLÜM
Burçlar sahibi göğü; burçların şekillerini ve isimlerini; burçların
katlarını ve sabit yıldızları; ayın menzillerini; gök cisimlerinin
uzaklıklarını dört madde ile bildirir.
Birinci Madde
Sekizinci feleği bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Feleklerin ve
unsurların üç tabakası birbirini kuşatıp, biri birine bir derece teğet ve
çakışır olmuştur ki, feleklerde ve unsurlarda zerre kadar boşluk kalmayıp,
her tarafı dopdoludur. Hepsinin dönüşü başka türlü olup, kuşakları
kendilerine kabuk ve zarf olmuştur. Şimdi, en dışta olan kuşak, yukarıda
anlatıldığı gibi büyük felektir. Onun içinde bulunan kuşak, sekizinci
felektir ki, burçlar feleği ve sabit yıldızlar feleği namıyle meşhurdur.
Büyük felek boşluğunda durması ve sabit olması ile anılmıştır. Merkezi,
âlemin merkezi olup; kutbu, âlemin kutbundan bir tarafa 23,5 derece
eğilimli olup, paralel iki yüzüyle kuşatılmış bir kürevî cisimdir. Yumru
sathının üzerinde olan büyük feleğin dip yüzeyine teğettir. Dip yüzeyinde
olan boşluğunda, zühal feleğinin yumru yüzeyine teğet olmuştur. Sayısız
sabit yıldızlarla işlenmiş ve süslenmiştir. Hayallerde şekillenen on iki
burçla nakışlanmış ve renklenmiştir. Umumi eksen olan felekler feleği
(büyük felek) ile âlemin merkezi çevresinde doğudan batıya hareket eder,
bütün uydularıyla yirmi dört saatte bir devresini tamamladığından başka,
kendine has hareketiyle âlemin kutbundan başka olan kutbu üzere ve
güneşitleyiciden gayri iki tarafa kutbu kadar eğilmiş olan kuşağı üzere,
batıdan doğuya yavaş yavaş döner. Aheste hareketiyle altında dikilmiş olan
sabit yıldızları toptan o tarafa alıp gider. Yetmiş güneş senesinde kendi
kuşağı yörüngesinde ancak bir derece yol alır. O halde ikibinyüz senede
bir, bir burcu geçer ve yirmibeşbin ikiyüz senede bir devresini tamam eder.
Filozoflar: Bu süre tamamında, denizlerin ve karaların yer
değiştirmesinden, bütün âlemin işleri, sırları en iyi bilen Allah'ın
takdiri ile baştan ayağa değişir, demişlerdir. Bu feleğin dahi altında,
küçük felekler varsaymaya hacet kalmayıp, ancak büyük dairelerden burçlar
dairesi; bu feleğin çevresinde, iki kutbu arasında farzolunup, oniki burcun
şekilleri bu kuşağının bizzat kendinde olarak belirlenmiştir. Altı büyük
daire dahi, bu feleğin iki kutbu üzerinde kesişir farzolunup, sekizinci
felek, bu altı daire ile kavun ve karpuz üzerindeki çizgiler şeklinde oniki
kısım olup; her bir kısmına bir isim ile burç adı verilip: Meselâ, koç
burcu, kova burcu vs. denilmiştir.
İkinci Madde
Belirlenmiş yıldızlar ile bulunan şekilleri ve burçlar semasının dört
katını bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Oniki burcun her
birinde, mesela karpuzun her dilimi ortasında yani sekizinci feleğin oniki
diliminin her birinin yarısında; belirlenmiş yıldızların toplu görünümü,
bir şekle benzer olarak gözetlenip, o burçların isimleri görüntülerine
göredir. Mesela koç burcu, sekizinci feleğin sahasında bir dilimdir ki,
onun dilimlerinde gözlenen yıldızlar, birer çizgi ile birbirlerine
bağlansa, ondan koç şekli görünür. Öteki burçlar da böyledir ve
görünüşlerine göre isim alırlar. Bu feleğin tamamen boşluğunu dolduran
sayısız yıldızlardan, eski filozofların gözlemleri gereğince; binyirmiiki
ışıklı yıldızı içeren hayvan ve eşyaya benzer kırksekiz suret hayal
edilmiştir. Üçyüzkırkaltı gözetlenmiş yıldızın şekillenmesiyle oniki şekil
belirlenmiş ve oniki burç adıyla isimlendirilmiştir. Bu suretlerin
yirmibiri kuşağın kuzeyinde bulunup, onlarla üçyüzaltmışaltı yıldız
zat olunmuştur. Kırk sekiz suretin kalanı olan onbeş suret, kuşağın
güneyinde bulunup; gözetlenmiş yıldızlardan üçyüzonaltı yıldız dahi
bunların sahasında belirlenip, sayılan binyirmiiki yıldız tamamıyla tesbit
edilmiştir.
Ek: Malûm olsun ki, merhum yazarın (İbrahim Hakkı) saydığı üzere, yıldızlar
iki kısma ayrılıp; bir kısmına sabit yıldızlar ve diğerine gezegen adı
verilir. Bir kısmına sabit adı verilmesinin sebebi: Birbirlerine olan
uzaklığın miktarı daima eşit olup; fazlalaşıp, eksilmediklerine dayanır.
Onlar, bu bahiste anlatılan sabit feleklerdir. Öteki kısmına gezegen
denilmesinin sebebi: Bunlar başka başka yürüyüp hareket ettikçe,
birbirlerine kâh uzak kâh yakın olduklarına binaendir. Bunlar yedi
gezegendir ki, her biri bir felekte bulunur. Bu gezegenler, bazen bir yerde
toplanıp kümelenerek, ufuk dairesinin birbirine karşı derecelerinde karşı
karşıya bulunurlar. Sabit yıldızların miktarı, sonraki filozofların sözüne
göre; binyüzoniki adet yıldız olup, ışıklı cisimler oldukları
belirlenmiştir. Birbirlerinden ayrılmak ve her birine bir isim konulmak
imkânsız olmakla: Bilginler toplu görünümlerini altmışa bölüp, her birine
bir şekil üzere isimler vermeyi uygun görüp ve her bir şekle, eski
filozoflar arasında şöhret yapmış kimselerin isminden, bazı hayvan, bitki,
cisim ve âlet isimlerinden birer isim koymuşlardır ki, aşağıya konulan
felekler şeklinde görülmektedir.
Adları geçen seksen şeklin her biri, birkaç yıldızdan bir topluluk olarak
düşünülüp, onların onikisi, burçlar kuşağındadır. Bu yıldızlardan ayılan
üçyüzkırkaltı yıldızı içine alır. Oniki burcun isimleri şunlardır: 1- Koç,
2- Boğa, 3- İkizler, 4- Yengeç, 5- Aslan, 6- Başak, 7- Terazi, 8- Akrep,
9- Yay, 10- Oğlak, 11- Kova, 12- Balık.
Burçlar kuşağının kuzeyinde üçyüzaltmış yıldız gözlenmiş olup, yirmi bir
surete tatbik edilmiştir. İsimleri şunlardır: Küçük ayı, büyük ayı,
Keykavuş, kuş... Güneydeki dörtyüzaltı yıldıza, yirmiyedi surete benzeyip,
isimleri böyledir: Kitas, cebbar, tilki, köpek, gemi... Bütün bunlar sadece
gözetlenebilen yıldızlardır. (Bugünkü bulgularla bu sayı seksensekiz olarak
tesbit edilmiştir). Mesela kehkeşan (samanyolu) da bulunan yıldızların henüz
sayıları tesbit edilememiştir. Öte yandan yıldızların, yere uzaklığı ve
yakınlığından mı küçük veya büyük göründükleri henüz meçhuldür. Doğrusunu
ancak Allah Taâlâ bilir.
Oniki burcun altısı, güneşitleyici dairenin kuzeyinde olmakla, bunlara:
Kuzey burçları derler. Altısı dahi güneşleyicinin güneyinde olduğu için,
onlara: Güney burçları derler. Kuzey burçları: Koç, boğa, ikizler, yengeç,
arslan ve başaktır. Güney burçları: Terazi, akrep, yay, oğlak, kova ve
balıktır. Bu burçların dördüne: Değiştiren derler; dördüne: Sabit ve
dördüne: Karıştıran derler. Değiştiren burçlar: Koç, yengeç, terazi ve
oğlaktır. Bunlara değiştiren denmesinin sebebi: Güneş unlardayken bir
mevsimden bir mevsime geçmiş olur. Ama koçta güneş bulunduğunda, zaman
kıştan bahara döner. Güneşin yengece girmesiyle zaman, bahardan yaza döner.
Güneş teraziye girdiğinde, zaman, yazdan sonbahara döner. Güneş oğlağa
girdiğinde, zaman, sonbahardan kışa döner. Koç burcunun başlangıcına,
ilkbahar noktası; yengeç burcunun başlangıcına, yaz dönümü; terazi burcunun
başlangıcına, sonbahar noktası; oğlak burcunun başlangıcına, kış dönümü
derler. Sabit burçlarsa: Boğa, aslan, akrep, kova burçlarıdır. Bunlara
sabit denmesinin sebebi: Ne değiştirenler gibi değişme noktasında kalır, ne
karıştıranlar gibi iki surette belirirler. Karıştıranlar: İkizler, başak,
yay ve balıktır. Bunlara bu ismin verilmesinin sebebi: Güneş bu burçların
paralelinde iken, her birinde zaman, bulunduğu durumla diğer durum arasında
karışmıştır. İkizlerde, zaman, ilkbahardayken, yaza dönüp yazla karışır;
Başakta zaman, yazdayken sonbaharla karışır; yazdayken, zaman,
sonbahardayken kışla karışır. İkizlerde, zaman, kıştayken ilkbaharla
karışır.
Sonraki filozoflar, nazarında oniki burçla yedi gezegen, tıpkı dört unsur
gibi değişik tabiatlar üzeredirler. Onlar, her üç burcu bir tabiatta bulup,
burçlar tirigonometresi adını vermişlerdir Koç, aslan ve yay burçlarına
ateş üçlüsü derler ki,her birinin tabiatı, sıcaklık ve kuruluktur. Boğa,
başak ve oğlak, toprak üçlüsüdürler ki, her birin tabiatı; soğukluk ve
kuruluktur. İkizler, terazi ve kova, hava üçlüsüdürler ki, her birinin
tabiatı, sıcaklık ve rutubettir. Yengeç, akrep ve balık, su üçlüsüdürler
ki, her birinin tabiatı, rutubet ve soğukluktur. Şimdi sırasıyla bu
burçlara: Ateşsel burç, topraksal burç, havaî burç ve susal burç derler.
Oniki burcu bu minval üzere sayarlar. Öte yandan oniki burcun bazısını
erkek, bazısını dişi tabiatte bulup, bazılarını gündüze, bazılarını geceye
nispet etmişlerdir ki: Altı burç erkek, altısı dişidir. Erkek olanlar: Koç,
ikizler, aslan, terazi, yay ve kova burçlarıdır ki, bunlar tekil
burçlardır. Dişiler0 Boğa, yengeç, başak, akrep, oğlak ve balıktır ki,
bunlar ikildir. Şimdi, koç burcundan başlayıp, sırasıyla burçları, bir
erkek, bir dişi sayarlar ve oniki burcun tamamına değin giderler. Ateşî ve
havaî üçlerde erkek burçlar bulunup; topraksal ve susal üçlülerin tümü
dişi bulunup: Gündüzsel erkek ve gecesel dişi olmuştur.
Burçlarla ilgili tablolar aşağıdadır.
Burcun durumları İlkbahar Yaz Sonbahar Kış
Değiştirenler Koç Yengeç Terazi Oğlak
Sabitler Boğa Aslan Akrep Kova
Karıştıranlar İkizler Başak Yay Balık
Üçüncü Madde
Sabit yıldızlardan olan ayın konaklarını isimleri ve şekilleriyle; burçlar
feleğinde olan mekanlarıyla ve kırk enlemde doğuş ve batışlarını yerleri ve
vakitleriyle bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, Hak Taala Kelam-ı Kadim'inde: "Ay için de konaklar
tayin etmişizdir," (36/39) buyurduğu ayın konakları yirmi sekizdir ki, bu,
burçlar feleğinde sabit olan gözlenmiş yıldızlardan burçlar kuşağının
yakınında bulunup; ay, kendi feleği kuşağında batıya hareketiyle koç
burcunun yarısında güneş ile karşılaştıkça; her gece bir yıldız beraberine
geldikçe, o yıldız bir konak itibar olunmuştur. Ay, süratli hareketiyle
oniki burcu yirmisekiz günde kat edip ve devredip, yine yerine döndüğünden,
yirmisekiz konak bulunmuştur. İlk konak şeratin, son konak ise reşa olarak
isimlendirilmiştir. Her iki konak arası oniki derece elliiki saniye
olmakla; oniki burcun her biri yirmisekiz konaktan iki konak ve üçtebir
konağı yaklaşık olarak içermiştir. Bu durum, altı sene önce yazılmış olan
şu manzumede anlatılmıştır.
MANZUME
Allah adıyle başlarız haberi
Kıldı takdir şems ile kameri
Hamd lillah Habibine salavat
Şems ve mah eyledikçe hoş harekât
Badehü Hakkı der ey ehl-i hitab
Ehl-i hey'et ysözüncedir bu kitab
Nazm kıldım kitab-ı muteberi
Dedim ismin menâzil-i kameri
Oldu ebyatı cümle yüz doksan
Binyüz altmışbeş idi sâl ey cân
Çarh-ı Sâmin ki oniki bölünür
Her bölükte otuz sehm bulunur
Oniki burcu oniki ay olur
Üç bahar olur dahi yay olur
Üç harif olur üç dahi kıştır
Çâr fasl oniki ay olmuştur
Evvel azar ikinci nisandır
Ü eyyar râbi hazirandır
Hâmis oldu temmuz ve sâdisi âb
Oldu eylül sâbii behesab
Sâmin ve tâsi oldu teşrineyn
Kış dü kânun ve yek şubat ey zeyn
Gelmeden gün bürûc âvâiline
On gün akdem şuhur-ı rum biline
Oniki burca bunlar esmâdır
Bir hamel iki sevr ve cevzâdır
Seretân ve esedle sünbüledir
Burc-u mîzan ve akrabî biledir
Kavs ile cedî ve delv ve hût eğilir
Yılbaşı ol hamel sayılır
Çünkü şeş burc otuz pâyı geçmiştir
Bil yıl eyyâmın üçyüz altmışbeş
Çarh-ı Sâmindedir bu kısm-ı rüsum
Ondadır cümle sâbitan-ı nücum
Devr-i şarkî seri' seyrandır
Hep tulu ve gurup o devrandır
Oniki burc yirmidört saat
İçre bir devri hatm eder râhat
Çün döner nısf-ı burc bir saat
Saat onbeş derecedir âdet
Çarh-ı çaremde gün musana'dır
Üstünde zemin murassa'dır
Ol felek devr eder güneş seyri
Onda yok necm ü şemsten gayri
Garbdan şarka gün gider her gün
Üçyüz altmışbeşinde biri göğün
Seyr eder şems günde bir derece
Ayda bir burcu kat' eder böylece
çün tahavvül eder her ay birine
Yıl tamamında hem gelir birine
Ruz-u şeb hatt-ı üstüvada sevâ
Arzı kırk cüz' olan mekânda ola
Ol cedîye gelse gün rahşân
Zemherîr ibtidasıdır o zaman
Saat-ı şeb o gece onbeş olur
Gündüzün saatı dokuzu bulur
Pes gece günden altı saat alır
Üç gün üç gece bir karara kalır
Badehü gün be gün etval olur
Ta hamel evvelin bu şems bulur
Nakledende gün ol hamele
Gece gündüz beraberine gele
Gün doğandan bitene dek o zaman
Oniki saat ola bî noksan
Gün bitenden doğana dek gece hem
Oniki saat oa olmaya kem
Hem yine gün be gün etval olur
Seratan evvelin güneş ki bulur
Saat-i ruz o günde onbeş olur
Ol şebin saatı dokuzu bulur
Pes gündüz şebden altı saat alır
Üç gün üç gece ol karara kalır
Badehü gün be gün şeb etval olur
Ta ki mîzanın evveline gelir
Gelse mîzanın ibtidasına gün
Ruz ve şeb hem beraber olur o gün
Çün hamel evvelile bu birdir
Şark ve garb ikisine bir yerdir
Pes yine gün be gün şeb etval olur
Ta güneş cedînin evveline gelir
Yılda bir yol bu devr-i dâimdir
Arz-ı mimde bu tavrı kâimdir
Çarh-ı çaremde şems her nicedir
Hem kamer bu felekte öylecedir
Çarh-ı evveldedir kamer mirât
Ol musaykal-ı kesiftir bizzat
Cerm-i şemsir ziyası daimdir
Şems ile nur-u mah kaimdir
Cerm-i mah muzlem ve müdavverdir
Ol güneşten yana münevverdir
Câyî çün günle arzın arasıdır
Arza doğru muhak karasıdır
Ertesi gece çün hilal görünür
Nurlu yandan bize hayal görünür
Gün be gün ay güneşten olup ırak
Arza doğru yüzü olur berrak
Çarde menzilin mah eylese seyr
Şems ve mah beynine karib ola yer
Şems ile mah hoş mukabil olur
Görünür nur-u bedr kâmil olur
Çünki mir'at-ı şemsdir bu kamer
Zulmet-i leyli nur mahz eyler
Şemse oldukça mukarreb hem ay
Azar azar görüne nursuz cây
Çün bulur hem o şems-i tâbânı
Bize doğru döner donuk yanı
Ayda bir yol bu devr-i daimdir
Bu muhak ve bu bedri kaimdir
Oniki burcu gün keser bir yıl
Kat' eder meh bir ayda cümleyi bil
Garbdan şarka hem kaber dolaşır
Günde onüç derece yol yer oluşur
Şems ile çün kamer muhak bulur
ertesi gece ay mukaddem olur
Günde oniki cüz'ü o şems geçer
Oniki burc bist heşt ölçer
Pes menâzil yirmi sekiz olur
Her birine nişanı yıldız olur
Her nişanın bir ismi resmi var
Say müretteb yeriye bil ey yar
Şeratin ve betin ve pervin şâ'
Debran hak'a hen'a ile zira'
Nesre ve tarafa cebhe ve zîre
Sarafa ava semak ve pes gafera
Hem zebânen ve badehü eklil
Kalb ve şol niayimi hoş bil
Belde zâbin bel'-ı suud ihya
Pes mukaddem muahhar oldu reşa
Gökyüzünde menâzil-i kameri
Bilmek istersen eyle şeb nazarı
Gözle hem âfıtab-ı tâbânı
Çün bulur ibtida-yı mîzanı
Ol gün oldukta şems ufukta ayan
Nokta-i maşrık oldur eyle nişan
Hem edende o gün ufukta gurub
Nokta-i mağrib ol yeri bil hub
İki yandan dü nokta evsatı al
Kıl nişan nokta-i cenub ve şimal
Kıl bu dört nokta evsatın tahmin
Heşt nokta ufuktan et tayin
Ufku farzet üçyüz altmış ay
Pes ul ve gurubu ondan say
Kırk derece arzda menâzil ede zuhur
Nokta-i maşrıkın şimalinden
Hem yirminci cüz'ü hilalinden
Şeratin iki necm-i âlidir
Bir cenubî biri şimalîdir
Bir zirâ ikisi arasını say
Bist ve heşt hameldir onlara cây
Ol cenubî yanında râsıhtır
Bir küçük yıldız ismi bâtıhtır
Şeratinden muahhar olan berah
Hem betîn ol ikinci menzil-i mah
Nokta-i maşrıkın şimaline bak
Noktadan doğa kırk derece ırak
Üç küçük nemedir müselles var
Burc-u sevrin önünde buldu karar
Çün iki saat ol şeb ede ubur
Ülker üçüncü menzil ede zuhur
Nokta-i maşrıkın şimalinden
Hem otuz derece kemalinden
Hûşe şeklinde altı kevbdir.
Sevrin yirmi dördü munsabdir
Ol şeb üç saat ve rubu'da heman
Doğa dördüncü menzil debran
Noktadan on sekiz derece şimal
Berk urur necm-i hâmisi fi'l-hal
Dal şeklinde penç yıldızdır
Burc-u cevzada câyı sekizdir dört
Buçuk saat ol şeb etme hücum
Menzil-i hâmis ede huka tulu'
Nokta-i maşrıkın şimali hemin
Cüz-ü sâminde şekl nokta-i şin
Re's-i cebbar adı seh necm-i nihan
Burc-u cevzada bistemde ayan
Beş buçuk saat ol şeb etse mürur
Hüna altıncı nokta ede zuhur
Nokta-i maşrıkın şimaline bak
Noktadan onsekiz derece ırak
İki yıldız şimal ve garbı kebir
Seretan cüz'-ü hâmisinde münir
bekle beş saat ol şeb ile nigâh
Göresin tâ zıra'-ı heftem mâh
Nokta-i maşrıkın şimaline git
Noktadan kırk derece tahmin et
İki rûşen sitâredir be akab
Garbı şuara-yı Şâmi4dir bel'akab
Oldur ol şimali bir yıldız
Seretandan beridir on sekiz
Olsa saat yedi o şeb-i kâmil
Görünür nesre heştem menzil
Nokta-i şarkın şimaline gel
Her yirmibeşinci cüzünü al
Hurde encümden öbür paresidir
Çâr necm murabba arasıdır
İsmi şura-yı yemanîdir bil
Hem eset evvelindedir hasıl çün
sekiz saat ol şeb etse güzar
Görünür tarafa tâsi ile nazar
Nokta-i maşrıkın şimalinden
Hem otuzuncu cüzü kemalinden
İki yıldız biri eseddendir
Esedin onbeşinde rûşendir heşt
Ve nîm saat ol şeb etse mürur
Aşır-ı mah cebhe ede zuhur
Nokta-i maşrıkın şimalini al
Ta yirmibeşinci cüzüne gel
Bir muavvec hat üzere dört kevkeb
Ol cenuhu azim ve ruşen hep
Oldu kalb'ül-esed büyük yıldız
Hem esedden biri yirmisekiz
olsa saat dokuçbuçuk o seher
Zîredir onbirinci doğa meğer
Nokta-i maşrıkın şimaline var
Kıl yirmibeşinci cüzde karar
Koşa yıldız cenubîdir ruşen
Sünbüle onbeşi ona mesken
Çün doğar gün onunla bir doğa
Noktadan sarfa kırk şimal iva
Sarfa ol necmi ol kadarın
On ikinci menazil-i kamerin
Horde encüm muhit oldu nişan
Sünbüle âhiridir ona mekan
Oldu iva beş encüm ruşen
Tuttu mizanın onbeşinde vatan
Çün menazilden onüçüne heman
Maşrıkından o şeb bilindi mekan
Bâkisin mağrib ile bil o zaman
Mağribe bak o şeb hem eyle nişan
Çünkü bir saat ol şeb ede güzar
Menzil-i çâr hem ufukta gider
Nokta-i mağribe nazar hoş kıl
Batar onda ysemak eazli bil
ismidir fahz-ı sünbüle ey can
Resmidir bîst-i pençem mizan tâ kim
Üç saat ol şeb ede duhul
Panzed hem gufre ancak ede nüzul
Nokta-i mağribin şimalini al
Her yirmisekiz derecede kal
Bir mukavves hat üzere üç kevkeb
Yeridir cüz-ü evvel akreb
Hem bir ismi samek ramıh'dır
Üstü ramh ve kendi çârıhdır
Çâr menzil ala't-tevali ol
On beşinden evvel ede nüzul pes
Rübue saat olsa ol şeb hub
Şânezd hem zebane ede gurub
Nokta-i mağribin gurubuna var
Ondan ondokuzuncu cüzüde biter
İki yıldız mukabil ve berrak
İkinin arası bir mızrak
Hem bir ismi de pele-i mizan
Burc-u akreb önüdür ona mekan
Çün iki saat ola ol şeb târ
Oldum eklil on yedinci batar
Nokta-i mağribin cenubuna bak
Noktadan otuz derece ırak
Yer var bî hat üzere üç kevkeb
Ruşeni oldu cebhe'tül-akreb
Akreb oldu bir ismi hem ey yar
Burc-u akrebde cây-ı bist çıhar
Bekle saat ikibuçuk ola tâ
Hejde hem kalb-i akreb onda bata
Nokta-i mağribin cenubunu bul
Otuzüçüncü cüzü garbını bul
Bir mukavves hat üzere üç kevkeb
Sâdis burc-u kavs ona matlub
Kalb-i akreble bile şöyle varıb
Nokta-i mağribin cenubuna bak
Noktadan kırk dokuz derece ırak
Koca yıldızdır ikisi berrak
Buldu kavsin yirmisinde durak
Bekle dört saat ol gece oturup
Bîstemdir niayim ide gurup
Nokta-i mağribin cenubunu bul
Otuzüçüncü cüzüdür ona yol
Çâr necmi sağar ve çârı kibar
Tuttular cedî evailinde karar
Dahi beş saat ol şeb uyuma tâ
Kim yirmi birinci belde bata
Nokta-i mağribin cenubunu al
Ta yirmisekiz dereceye gel
Kıta-i Çarhdir ki sâde olur
Encüm etrafına kılade olur
her bir adı kıladedir ey can
Evsat-ı cedî burcun etti mekan
Ger yedi saat olsa şeb-i rayih
Bata bist ve düm adı zâbih
Nokta-i mağribin cenubunu al
Ondan ensekizinci cüzde kal
İki yıldız şimalidir a'zam
Bir küçük necm anında adı ganem
Zâbih anı eder gibi kurban
Ol devl üçüne oldu mekan
Heft ü nîm saat ol şeb olma melül
Bîst ve sevm belidir ede nüzul
Nokta-i mağribin cenubunu nice
Noktadan say yirmiüç derece
iki ruşen sitaredir ki karib
Bir küçük yıldız aralıkta garib
Ol küçük yıldız ol şimale yakın
Delvin ondördüdür mekanı hemin
Ger dokuz saat ol şeb etse güzar
sit ü çârem suud o demde gider
Nokta-i mağribin cenubuhu bul
Cüz-ü sâmin ufuktadır ona yol
Bir mukavves hat üzere üç yıldız
Delv burcunda cây onsekiz
Onbuçuk saat ol şebeyle nazar
Ahbih ü bist ü pençemine seher
Nokta-i mağribe garib ve cenub
Çâr kevkeb üçü müselsel olup
Râbii sa'd ve hem redif ana nâm
Hâmisi burc-u hutu kıldı makam
Şarka bak hem o akşam et tevfik
İrtifaiyle her birin tahkik
Kim mukaddem dahi muahhar hem
Doğalar şems batmadan akdem
Birbuçuk saat akşama var iken
İkisi dahi doğmuş ola maan
Nokta-i maşrıkın şimalinden
Bist-ü pençem cüz' kelalinden
Doğa fer'i mukaddem onda ayan
Aslı bir necmdir cenubu heman
İkisinin arası bir mızrak
Hatdan panzdehem o ferğa durak
Nokta-i maşrıkın şimaline git
Her otuzbir derece tahmin et
Onda doğmuş ola muahhar nur
Ferği aslından akdem ede zuhur
İki yıldız ki suudu bir mızrak
Ferği hut âhirinde hoş burak
Şarka bak bul o şeb mahall-i ışa
Doğmuş yirmisekizinci raşa
Kalmış iken guruba bir saat
Şarktan doğmuş ola ol rahat
Nokta-i maşrıkın şimalinden
Hem otuzuncu cüz kemalinden
İki yıldız ki şarkı ve garbı
Saf-ı encümledir sefine gibi
Şekl-i ehlilcidir ol güya
Hem hamel onbeşindedir hâlâ
Nıfs-ı burc-u hamelde olsa muhak
Meh güneşten bu resme ola ırak
Menzil-i ûla olur şeratin
Hem bu tertib ile raşaye değin
Çün yirmisekiz gün içre kamer
Bu menazilden ede cümle güzar
Ol yirmisekiz günüyle gece
Hem geçer şems ügünde bir derce
Çün yirmidokuzbuçuk gün olur
Şems ile hem kamer muhakı bulur
Ol sebebden bir ay yirmidokuz
Gün hesap olunur öbür ay otuz
Badehü her ne şeb kılınsa murad
Bu menazil tamam olur tâdad
Olduğun gece şemse bir derece
Kim ne burcun kaçındadı o gece
Kıl hesab ibtida-yı mizandan
Bil ne miktarı geçti şems ondan
Geçe bir burcu iki saat o dem
Hep menazil doğup batar akdem
Pes her onbeş gecede bir saat
İleri sâbitan eder sürat
kim güneş her gün iki kursu kadar
Seyr edip şarka geç guruba gider
Her ne geçse buna kıyas olunur
Bu hesab üzere cümlesi bulunur
Çün geçer şems evvel ol hamele
Emr ber aks olur kolaylı gele
Maşrıktan ayan olan kevkeb
Mağribiyle bilinmek olur hep
Mağribinden beyan olan el'ân
Maşrıkından bilinmeli o zaman
Nereden doğa karşısında batar
Kande batsa mukabilinde doğar
Çün menazil bilindi bi't-tayin
Oniki burcu bundan et tahmin
Ta ki seyyar ve sâbit ola ayan
Kim ne kevkeb ne burcu kıldı mekan
Hoş bilindi kevakib ey Hakkı
Seyr et eflâkı fikr kıl Hak'kı.
(Haberi, Allah adıyla başlarız. Güneş ile ayı takdir kıldı. Hamd Allah
için, salavat Habibine: Güneş ve ay hoş hareketler eyledikçe. Sonra hakkı,
ey sözümü dinleyenler, der, bu kitab, astronomlar sözüncedir. Muteber
kitabı nazm kıldım. Ay menzillerinin ismini dedim. Bütün beyitleri yüz
doksan oldu. Ey can, sene binüçyüz altmışbeş idi. Sekizinci felek ki, oniki
bölünüyor. Her bölükte otuz pay bulunuyor. Oniki burcu, oniki ay olur. Üç
bahar olur, dahi yay olur. Üçü güz olur, üçü dahi kıştır. Dört mevsim,
oniki ay olmuştur. Birinci mart, ikinci nisandır. Üçüncü mayıs, dördüncü
hazirandır. Beşinci temmuz, altıncı ağustostur. Eylül yedinci, sekizinci ve
dokuzuncu, teşrin-i evvel, teşrin-i sani oldu. Kış iki kanun ve bir de
şubat oldu. Burçlar ortasına gün gelmeden, on gün önce rumî aylar biline.
Oniki burca isimler bunlardır: Koç, boğa, ikizler, yengeç, aslan, başak,
terazi, akrep, yay, oğlak, kova, balık. Koç, yılbaşı sayılır. Çünkü altı
burç, otuz payı geçmiştir. Yılın günlerini üçyüz altmışbeş bil. Sekizinci
felektedir resimler parçası. Bütün sabit yıldızlar ondadır. Doğuya dönüşü
hızlıdır. Hep doğuş ve batış o dönüştür. Oniki burç, yirmidört saat içre
bir dönüşü rahat tamamlar. Burcun yarısı yarım saat döner. Saat onbeş
derecedir. Dördüncü felekte gün süslenmiştir. Yer üstünde kıymetli
taşlardır. O felek, güneş seyrini devreder. Onda yıldız ve güneşten gayri
yoktur. Batıdan doğuya gün gider her gün. Göğün, üçyüz altmışbeş
derecesinden bir derece güneş günde seyr eder. Böylece ay da bir burcu
kat eder. Her ay birine geçer. Yıl tamamında yerine gelir. Eşitlik
çizgisinde, gece ile gündüz eşittir. Enlemi kırk olan yerde ola bu. Oğlağa
gelse, gün aydındır. O zaman en soğuk günler başlangıcıdır. Gecenin saati o
zaman onbeş olur. Gündüzün saati, dokuzu bulur. O zaman gece, günden altı
saat alır. Üç gün üç gece bir karara kalır. Sonra gün, yavaş yavaş uzar. Ta
koç evvelini bu güneş bulur. Gün koça nakledende, gece gündüz eşitliğine
gele. O zaman gün doğandan bitene dek, noksansız oniki saat ola. Gün
bitenden doğana dek gece de, oniki saat ola, eksik olmaya. Hem yeni gün
gün uzar. Yengeç evvelini güneş ki bulur. Günün saati o günde onbeş olur.
Gecenin saati dokuzu bulur. O zaman gündüz, geceden altı saat alır. Üç gün
üç gece o kararda kalır. Sonra gün gün gece uzar. Ta ki terazinin evveline
gelir. Terazinin başlangıcına gün gelse, gece ve gündüz de beraber olur o
gün. Çünkü koç evveliyle bu, birdir.
Doğu ve atı, ikisine bir yerdir. O halde yine gün gün gece uzar. Ta güneş
oğlağın evveline gelir. Bu yılda bir yol daimi dönüştür. Mim enleminde bu
halde durmaktadır. Dördüncü felekte güneş her nicedir? Ay da bu felekte
öylecedir. Birinci felekte ay, aynadır. o bizzat parlak ve yoğundur.
Güneşin ziyasi süreklidir. Güneş ile ayın nuru kaimdir. Ay, karanlık ve
yuvarlaktır. O güneşten yana münevverdir. Yeri çünkü yerle güneşin
arasıdır. Yere doğru çakışma, karasıdır. Ertesi gece, hilal görünür. Nurlu
yandan bize hayal görünür. Gün gün ay, güneşten ırak olup, yere doğur yüzü
berrak olur. Dördüncü menzilini ay seyr eylese, güneş ve ay arasına yakın
la yer. Güneş ile ay hoş mukabil olur. Ondördü görünür, olgun olur. Çünkü
güneşin aynasıdır bu ay. Gece karanlığını salt nur eder. Ay da güneşe yakın
oldukça, azar azar görünür nursuz yer. Parlak güneşi bulduğunda, bize doğru
donuk yanı döner. Bu, ayda bir yol sürekli devirdir. Bu çakışma ve bu
bedridir. Gün oniki burcu bir yıl keser, ay bir ayda hepsini kateder.
Batıdan doğuya ay da dolaşır. Günde oniki derece yer oluşur. Güneş ile ay
çakışmayı bulur, ertesi gece ay önce olur. Günde oniki cüzü o güneş geçer.
Oniki burç, yirmisekiz ölçer. O halde menziller yirmisekiz olur. Her birine
nişanı, yıldız olur. Her nişanın bir ismi ve resmi var. Ey dost,
tertiplenmiş say, yeriyle bil. (Burada tali yıldızların adları sayılıyor.)
Gökyüzünde ayın menzillerini bilmek istersen, geceye bak. Gözle hem parlak
güneşi. Terazinin başlangıcını bulduğunda, güneş ufukta göründüğü gün, doğu
noktası odur, nişan eyle. Hem o gün ufukta batanda, batı noktası o yeri
bil. İki yandan iki nokta ortasını al, güney ve kuzey noktalarını nişan
kıl. Bu dört nokta ortasını tahmin kıl, ufuktan ekiz nokta belirle. Ufku
üçyüz altmış ayak farzet. O halde doğu ve batıyı ondan say. Kırkıncı
enlemde menziller, o ufuktan bu resme doğru doğa bata. Yarım saat evvel
gece geçe, menzillerin başlangıcı ortaya çıka. Doğu noktasının kuzeyinden,
hem yirminci cüzü hilalinden, iki parlak yıldız yüksektir; biri güneyde,
biri kuzeydedir. İkisi arasını bir zira ay, yirmi sekiz; koştur, onlara
yer. O güneydeki sabittir. Bir küçük yıldız, ismi batındır. İki parlak
yıldızdan geri ola biraz. Batın da ayın ikinci menzili. Doğu noktasının
kuzeyine bak. Noktadan kırk derece ırak doğa. Üç küçük yıldız, üçgen var.
Boğa burcunun önünde karar kıldı. Çünkü o gece iki saat geçe, üçüncü
menzilde ülker ortaya çıkar. Doğu noktasının kuzeyinden, otuz derece
bitiminden huşe şeklinde altı yıldızdır. Boğanın yirmidördü bellidir. O
gece üç saat ve çeyrekte heman, dördüncü menzile zebran doğa. Noktadan on
sekiz derece kuzey, o durumda beşinci yıldızı doğar. Dal şeklinde beş
yıldızdır, ikizlerde yere sekizdir. O gece dört buçuk saat, hücum etme,
beşinci menzil huka doğa. Doğu noktanın kuzeyi, sekizinci cüzde, şının
noktası şeklidir. Başı cebbar, adı üç gizli yıldız. İkizler burcunda gözle;
o gece beş buçuk saat geçse, hüna altıncı nokta zuhur ede. Doğu noktasının
kuzeyine bak; noktadan onsekiz derece ırak, kuzey ve batısı büyük iki
yıldız, yengecin beşinci cüzünde parlak. Beş saat bekle o gece ile uyanık,
yedi arşında ayı göresin. Doğu noktasının kuzeyine git, noktadan kırk
derece tahmin et, iki parlak yıldızdır hemen sonra. Batısı, Şam şairlerinin
sanıdır.
Odur, o kuzeyli bir yıldız. Yengeçten beridir onsekiz, olsa saat yedi o
gece tam görünür sekiz seçkin konak. Doğu noktasının kuzeyine gel, her
yirmibeşinci cüzünü al, küçük yıldızlardan bulut parçasıdır. Dört yıldız
karenin arasıdır. İsmi Yemen şairleridir, bil. Hem aslan evvelindedir
hasıl çünkü, sekiz saat o gece geçse, görünür tarafa dokuz kere bak. Doğu
noktasının kuzeyinde, hem otuzuncu cüzü bitiminden iki yıldız; biri
aslandandır, aslanın onbeşinde parlaktır; sekiz ve yarım saat o gece
geçse, ayın onuncu yüzü ortaya çıkar. Doğu noktasının kuzeyini al, ta
yirminci cüzüne gel. İniş-çıkışlı bir çizgi üzere dört yıldız, güneyi büyük
ve ışıklı hep oldu aslanın yıldızı büyük yıldız. Hem aslandan beri
yirmisekiz olsa saat dokuz buçuk o seher, ziredir onbirinci doğa meğer,
doğu noktasının kuzeyine var, kıl yirmibeşinci cüzde karar. Koşa yıldız,
güneylidir parlak, başak onbeşi ona mesken. Çünkü doğar onunla gün bile.
Noktadan şarka kuzeye farkı iva, sarfa o yıldızı, o kadarını ayın onikinci
menzili küçük yıldız kuşattı, nişan başak sonudur ona mekan. Oldu iva beş
yıldız parlak. Terazinin onbeşinde mekan tuttu. Menzilden onüçüne hemen
doğuşundan o gece bulundu mekan. Kalanını batı ile bil o zaman. Batıya bak
o gece, hem de nişan eyle. Çünkü o gece geçe, dört menzil de ufukta gider.
Batı noktasına iyi bak. Betar onda semak silahsız bil. İsmi başak fahzı ey
can. Resmi yirmibeş terazidir ta ki, üç saat o gece gire. Hem gufre onbeşte
ancak iner. Batı noktasının kuzeyini al, her yirmisekiz derecede kal. Bir
kavisli çizgi üzere üç yıldız, akrepin birinci cüzü yeridir. Bir ismi semek
ve bir ismi ramıhdır. Üçtü mızrak ve kendi yaralayıcıdır. Dört menzil,
burçlar sırası üzere, onbeşinden evvel ine. İşte zeyrek saat o gece, güneş
parlayarak batar. Batı noktasının güneyine var, ondan ondokuzuncu cüzde
batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir cüzde
batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir ismi
de terazi pelesi, akrep burcu önüdür ona mekan. O gece iki saat karanlık
olur. Tac oldum, onyedinci batar. Batı noktasının güneyine bak, noktadan
otuz derece ırak yer var. Aynı çizgide olmayan üç yıldız, ışıklısı akrebin
cephesi oldu. Ey dost, bir ismi de akrep oldu. Akrep burcunda yirmidört
yer, bekle saat ikibuçuk ola ta onsekiz, hem akrebin kalbi onda bata. Batı
noktasının güneyini bul. Otuzüçüncü cüzünün batısını bul. Kavisli bir
çizgi üzere üç yıldız. Altıncı yay burcu ona tâlibtir. Akrebin kalbiyle
birlik şöyle varıp, batı noktasının güneyine bak, noktadan kırkdokuz derece
ırak koca yıldızdır, ikisi berrak, buldu ayın yirmisinde durak. O gece
oturup dört saat bekle. Yirmidir ay durağı bata. Batı notasının güneyini
bul, otuzüçüncü cüzüdür ona yol. Dört yıldızı küçük, dördü büyüktür. Oğlak
evvelinde karar tuttular. O gece beş saat daha uyuma, ta ki yirmibirinci
belde bite. Batı noktasının güneyini al, ta yirmisekiz dereceye gel, felek
kuşağıdır ki sâde olur, yıldız etrafına gerdanlık olur. Ey can, herbir adı
gerdanlıktır, oğlak burcunun ortasını etti mekan, Şayet gece yedi saat
gidici olsa, bata yirmi iki, adı zebayih.
Batı noktasının güneyini al. Ondan onsekizinci cüzde kal. Kuzeyde iki
yıldız büyüktür. Bir küçük yıldız, adı koyun. Zebayih onu kurban eder
gibidir... Kova burcu üçüne mekan oldu. O gece yedibuçuk saattir, üzülme.
Yirmiüç inince yutucudur. Batı noktasının güneyini nice noktadan say
yirmiüç derece. İki aydınlık yıldızdır ki yakın, bir küçük yıldız aralıkta
garip. O küçük yıldız kuzeye yakın, yeri kovanın ondördüdür. Eğer o gece
dokuz saat geçse, yirmidördüncü yükseliş o demde gider. Batı noktasının
güneyini bul. Sekizinci cüz, ufukta ona yoldur. Kavisli bir çizgi üzre üç
yıldız, kova burcunda yer onsekiz. Onbuçuk saat o geceyle bak, ehbib
yirmibeşine seher batı noktasına yakın ve güney dört yıldız, üçü üçgen
olup, dördüncü saad ve de redif ona isim. Beşincisi balık burcunu kıldı
mekan. Doğuya bak hem o akşam tevfik et yükselişiyle her birin incele ki,
önceki dahi gecikmiş hem doğalar güneş batmadan önce. Akşama birbuçuk saat
varken, ikisi birlikde doğmuş ola. Doğu noktasının kuzeyinden, yirmibeşinci
cüzün bitiminden doğa önce bir kolu açıkça. Aslı bir yıldızdır, güneyi
hemen ikisinin arası bir mızrak, balıktan panzede hem o şubeye durak. Doğu
noktasının kuzeyine git, hem otuzbir derece tahmin et, onda gecikmiş nur
doğmuş ola. Kolu aslından önce ortaya çıka. İki yıldız ki uzaklığı bir
mızrak. Kolu balık sonunda hoş burak. Doğuya bak, yatsı yerini bul, doğmuş
yirmisekizinci serpinti, guruba bir saat kalmış iken. Doğudan doğmuş ola o
rahat. Doğu noktasının kuzeyinden, hem otuzuncu cüz bitiminden iki yıldız
ki, doğu ve batısı gemiler gibi dizili yıldızlarladır. Şekilleri sanki
yumurta biçimindedir. Hâlâ hem koç onbeşindedir. Koç burcunun yarısında
çakışsa ay, güneşten bu resme ırak ola. İlk menzil şeratin olur. Bu tertip
ile raşaya deği, yirmisekiz ygün içre ay bu menzillerden hep geçe. O
yirmisekiz günüyle geçer güneş de geçer günde bir derece. Çün
yirmidokuzbuçuk gün olur, güneş ile ay çakışır. O sebebden bir ay
yirmidokuz gün hesap olunur, öbür ay otuz. Sonra her ne gece istense, bu
menzilin sayılışı tamam olur. Güneşe bir derece olduğun gece ki, ne burcun
kaçındadır o gece, hesap kıl terazinin başlangıcından. Güneş ondan ne
miktarı geçti bil. Bir burcu iki saat geçe o dem hep menziller önce doğup
batar. Şu halde her onbeş gecede bir saat ileri, sabit yıldızlar hızlanır
ki, güneş her gün iki kursu kadar seyredip doğuya, batıya geç gider. Her ne
geçse buna kıyas olunur, bu hesap üzere hepsi bulunur. Ne zaman güneş koçun
evveline geçer. İş ters olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız,
batısıyla bilinmek olur hep, olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız,
batısıyla bilinmek olur hep, batısından açıklanan el'an doğusundan bilinmeli
o zaman. Nereden doğa, karşısında batar. Kande batsa karşısında doğar.
Menziller belirlemeyle bilindi. Oniki burcu, bundan tahmin et. Ta ki
gezegen ve sâbit ola ayân. ne yıldız, ne burcu mekan kıldı? Yıldızlar hoş
bilindi ey Hakkı, felekleri seyret, Hak'kı fikir kıl.)
Dördüncü Madde
Burçlar feleğinin ve onda olan sabit yıldızların uzaklık ve cisimlerini
bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, rasatçılar, geometriciler ve matematikçiler;
yıldızların ve feleklerin cisim ve uzaklıklarını kesin kanunlar ile
hesaplarında görüş birliğine varmışlardır. Büyük feleğin yüzeyinin
uzunluğunun mesafesini ki, burçlar feleğinin yüzey yumruluğunun
uzaklığıdır, âlemin merkezinden takriben otuzüçbin kere bin ve
beşyüzyirmibeşbin sekizyüz seksenbir fersah bulmuşlardır. Her bir fersahı
üç mil ve her bir milli üçbin zera ve her bir zeraı, otuziki parmak
genişliği kadar farz ve takdir kılmışlardır. Her bir parmağı, altı arpa eni
kadar ve her bir arpayı, atın altı kılı miktarı itibar edip; cisimler
âleminin uzaklığının hesabını bilmişlerdir. Burçlar feleğinin dip
yüzeyinin bu merkezden uzaklığını takriben otuzüç kere bin ve beşyüzonbin
dörtyüzelli fersah ve burçlar feleğinin kalınlığını takriben onbeşbin
dörtyüzotuzbir fersah bulmuşlardır. Sabit yıldızları altı ayrı kısım bulup;
birinci değer, ikinci değer, üçüncü değer, dördüncü değer, beşinci değer ve
altıncı değer diye isimlendirmişlerdir. Birinci değerin tabakalarını,
burçlar feleğinin kalınlığına mutabık ve eşit onbeşbin dörtyüz otuzbir
fersah bulup; yıldızların cisimlerinin miktarını yerküreye oranla
açıklamışlardır. Birinci değerin cisimlerini takriben altıbuçuk yer cismi
kadar ölçüp ve farzedip; ikinci değerin cisimlerini beşbuçuk yer cismi
miktarı; üçüncü değerin cisimlerini dörtbuçuk yer cismi miktarı; dördüncü
değerin cisimlerini üçbuçuk yerküre gibi ve beşinci değerin cisimlerini üç
buçuk yerküre kadar; altıncı değerin cisimlerini birbuçuk yeryuvarlağı
miktarı bulmuşlardır. Bunları geometrik delillerle ispat edip, hesabını
almışlardır. Bütün sabit ve gezegenleri, kendi yerlerinde belirli bir
hareket ile merkezleri çevresinde hareket eder ve döner görüp: "Feleklerde
duran hiçbir şey yoktur," mazmununca işin sırrına ermişlerdir.
Yaratıcı, hakîm ve kudretli olan Allah münezzehtir. Büyüklüğünün celaletine
ve kudretinin illetine aklın idraki erişemez.