İSLÂM İLMİHALİ
İSLÂM
İslâm dini ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem Aleyhisselâm ile başlamış, zamanın akışı içerisinde ve her peygamber gelişinde en mükemmele doğru daima bir gelişme kaydetmiştir. Hazret-i Musâ Aleyhisselâm'a indirilen İslâm, Hazret-i Nuh Aleyhisselâm'a indirilen İslâm'dan daha geniş ve daha mükemmeldi. Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'a gönderilen İslâm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm'a indirilen İslâm'dan daha şümullü ve daha mükemmeldi. Muhammed Aleyhisselâm gelince de kemâlini buldu ve son şeklini aldı.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:
"Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim." buyuruyor. (Mâide: 3)
Artık İslâm'dan sonra kıyamete kadar yeni bir din, yeni bir peygamber gelmeyecektir.
Bir Âyet-i kerime'de ise şöyle buyuruluyor:
"Allah katında din İslâm'dır." (Âl-i imrân: 19)
Çağlar boyunca insanlığın maddî mânevî bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir özelliğe sahiptir.
İslâm dururken eski dinlere uymak, gündüz gökte yıldız aramak gibidir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyurmaktadır:
"Hakk'a yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılıştan verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur. Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rûm: 30)
"Şimdi onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez O'na teslim olmuşlardır, nihayet de O'na döndürüleceklerdir." (Âl-i imrân: 83)
"Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o âhirette kaybedenlerden olacaktır." (Âl-i imrân: 85)
"Aranızda dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, onların bütün yaptıkları dünyada da âhirette de boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, orada ebedi kalacaklardır." (Bakara: 217)
Allah-u Teâlâ kendi peygamberine ve dinine yardımını değişik biçimlerde, değişik tezahürlerle sürdürecektir. İslâmiyet kıyamete kadar pâyidar olacaktır.
Âyet-i kerime'lerde şöyle buyurulmaktadır:
"Onlar Allah'ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nûrunu tamamlayacaktır." (Saf: 8)
"Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen Allah'tır. İsterse müşrikler hoşlanmasınlar." (Tevbe: 33)
İslâm dini'nin diğer dinlerden üstün olması sadece Asr-ı saâdet'e mahsus olmayıp, kıyamete kadar bu hüküm bâkidir.
Hâlen de hak dini bütün dinlere üstündür ve bütün dinlere hâkimdir.
Bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:
"Bütün dinlerden üstün kılmak üzere Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şâhid olarak Allah yeter." (Fetih: 28)
Her zaman ve mekânda İslâm'ın geleceği gece değil gündüzdür, sönük değil parlaktır.
Ara sıra basan gece zulmetleri, İslâm'ı dinlendirip tekrar uyandırmak içindir.
Âyet-i kerime'sinde buyuruyor:
"Allah içinizden iman edip de sâlih amel işleyenlere vâdetti ki, kendilerinden evvel gelenleri nasıl yeryüzüne hükümran kıldıysa, onları da yeryüzüne hükümran kılacak.
Ve onlar için seçip beğendiği dinlerini kuvvetlendirecek, korkularını üzerlerinden kaldırdıktan sonra muhakkak emniyete kavuşturacak.
Öyle ki, bana ibâdet etsinler, bana hiçbir şeyi ortak koşmasınlar.
Kim de bundan sonra inkâr eder, nankörlük ederse, işte onlar yoldan çıkmış olanlardır." (Nûr: 55)