Metin5 | alan |
---|---|
054.Bakara | 54. Musa kavmine: “Ey kavmim! Buzağıya tapmakla nefsinize zulmetmiş oldunuz. Hemen yaratanınıza tevbe edip nefislerinizi öldürünüz. Bu, yaratıcınızın katında sizin için daha Hayırlıdır.” demişti. Allah da tevbenizi kabul etmişti. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir, çok merhametlidir. |
061.Bakara | 61. Hani siz: “Ey Musa! Biz bir çeşit yemeğe mümkün değil katlanamayacağız. Bizim için Rabbine duâ et de; yerin bitirdiği sebze, acur, sarmısak, mercimek ve soğandan çıkarsın.” demiştiniz. Musa da onlara: “Siz Hayırlı olanı, daha aşağı olan şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Öyle ise bir şehre inin, orada istediğiniz şeyler var.” demişti. Üzerlerine zillet ve meskenet, horluk ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah’ın gazabına uğradılar. Öyle oldu; çünkü onlar Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haksız yere peygamberlerini öldürüyorlardı. İsyana daldıkları, haddi aşıp aşırı gittikleri için bunu hak ettiler. |
081.Bakara | 81. Hayır, öyle değil! Kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler, işte bunlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
0103.Bakara | 103. Eğer onlar iman edip Allah’tan korksalardı, Allah katında kendilerine verilecek sevap daha Hayırlı olurdu. Keşke bilmiş olsalardı! |
0105.Bakara | 105. Kitap ehlinden olan kâfirler de müşrikler de size Rabbinizden bir Hayır inmesini istemezler. Oysa Allah kimi dilerse onu rahmetiyle mümtaz kılar. Allah büyük lütuf sahibidir. |
0106.Bakara | 106. Biz herhangi bir âyeti nesheder (hükmünü kaldırır) veya unutturursak, mutlaka ondan daha Hayırlısını veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kâdirdir. |
0112.Bakara | 112. Hayır! Kim ihsan mertebesine yükselerek, özünü tamamen Allah’a teslim ederse, onun mükâfâtı Rabbinin katındadır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. |
0127.Bakara | 127. İbrahim, İsmail ile beraber Beyt’in temellerini yükseltiyor ve şöyle duâ ediyorlardı: “Ey Rabbimiz! Yaptığımız bu Hayırlı işi bizden kabul buyur, şüphesiz ki sen işitensin bilensin.” |
0135.Bakara | 135. (Yahudi ve hıristiyanlar müslümanlara): “Yahudi veya hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız!’ dediler. De ki: “Hayır! Biz hanif olan İbrahim’in dinine uyarız. O müşriklerden değildi.” |
0148.Bakara | 148. Herkesin yöneldiği bir yönü (kıblesi) vardır. Öyle ise siz de Hayırda yarışın. Nerede olursanız olun, Allah hepinizi bir araya getirecektir. Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir. |
0158.Bakara | 158. Safâ ile Merve Allah’ın nişanelerindendir. Kim ki Hacc veya Umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret ederse, bunlar arasında tavaf etmesinde kendisine bir vebal yoktur. Her kim gönlünden koparak bir Hayır işlerse, şüphesiz ki Allah karşılığını verir, O her şeyi bilir. |
0170.Bakara | 170. Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiği zaman: “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler. Peki, ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu bulamamış kimseler olsa da mı? |
0180.Bakara | 180. Birinize ölüm geldiği zaman, eğer geriye bir Hayır (mal) bırakacak olursa, anaya, babaya ve yakın akrabaya usulüne uygun bir şekilde vasiyette bulunmak takvâ sahipleri üzerine bir hak olarak yazıldı. |
0184.Bakara | 184. (Oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim o günlerde hasta olur veya seferde bulunursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruç tutmaya gücü yetmeyenler ise, bir yoksul doyumu fidye verir. Kim kendi isteğiyle nafile olarak Hayır yaparsa, bu kendisi için daha Hayırlıdır. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha Hayırlıdır. |
0197.Bakara | 197. Hacc bilinen aylardır. Her kim o aylarda Hacc’a niyet ederse, bilmelidir ki Hacc’da kadına yaklaşmak, günah işlemek ve tartışmak yoktur. Siz ne Hayır yaparsanız Allah onu bilir. Kendinize azık edinin. Şüphesiz ki azığın en Hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden korkun! |
0215.Bakara | 215. Resulüm! Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayırdan harcayacağınız şey, ana-baba, yakınlar, yetimler, düşkünler ve yolcular içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz ki Allah onu bilir.” |
0216.Bakara | 216. Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey, hakkınızda Hayırlı olabilir ve hoşunuza giden bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir siz bilmezsiniz. |
0220.Bakara | 220. Dünya ve ahiret hakkında (düşünesiniz diye). Resulüm! Sana yetimler hakkında da sorarlar. De ki: “Onları ıslah edip yetiştirmek daha Hayırlıdır.” Eğer onları aranıza alır, birlikte yaşarsanız, unutmayın ki onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu ve ıslah ediciyi bilir. Eğer Allah dileseydi sizi zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
0221.Bakara | 221. İnanıncaya kadar, Allah’a eş koşan müşrik bir kadınla evlenmeyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha Hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla evlendirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha Hayırlıdır. Müşrikler cehenneme çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklıyor. |
0259.Bakara | 259. Veya çatıları çöküp altı üstüne gelmiş ıssız bir kasabaya uğrayan kimseyi görmedin mi? “Allah bunu bu ölümden sonra nasıl diriltecek?” dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz sene ölü bıraktı, sonra da diriltti. “Ne kadar kaldın?” dedi. O da: “Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldım.” dedi. Allah ona: “Hayır! Yüz sene kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış! Hele eşeğine de bak! Seni insanlar için kudretimize bir işaret kılalım diye (yüz sene ölü olarak tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Kemiklere bak! Nasıl onları birbiri üstüne koyuyor, sonra onlara et giydiriyoruz.” dedi. Bu işler ona açıkça belli olunca: “Biliyorum, Allah her şeye kâdirdir.” dedi. |
0260.Bakara | 260. İbrahim de bir zaman: “Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster” demişti. Rabbi ona: “İnanmadın mı?” dedi. “Hayır! (İnanmaz değilim), fakat kalbim kuvvet bulsun, mutmain olsun diye (görmek istiyorum).” dedi. Bunun üzerine Allah: “O halde kuşlardan dördünü tut, onları yanına al, sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra onları kendine çağır, koşarak sana gelecekler. Bil ki Allah Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir.” dedi. |
0269.Bakara | 269. Allah hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse, ona muhakkak ki çok Hayır verilmiştir. Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar. |
0272.Bakara | 272. İnsanları hidayete erdirmek senin üzerine borç değildir. Şu kadar var ki, Allah dilediği kimseye hidayet eder. Hayır olarak harcadığınız her şey kendiniz içindir. Zaten siz yalnız Allah rızâsını kazanmak için infak edersiniz. Verdiğiniz her Hayır, tam olarak size noksansız ödenir ve siz aslâ haksızlığa uğratılmış olmazsınız. |
0273.Bakara | 273. Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adayıp yeryüzünde dolaşmayan (kapı kapı gezmeyen) fakirlere verin ki; onlar yüzsuyu dökmediklerinden, durumlarını bilmeyen onları zengin sanır. Onları simâlarından tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan ne infak ederseniz, şüphesiz ki Allah onu bilir. |
0280.Bakara | 280. Eğer borçlu darlık içinde bulunuyorsa, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Eğer bilirseniz sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha Hayırlıdır. |
026.Ali İmran | 26. De ki: “Ey mülkün sahibi Allah! Sen mülkü kime dilersen ona verirsin, kimden dilersen ondan alırsın. Kime dilersen ona izzet verirsin, yükseltirsin. Kime dilersen ona zillet verirsin, alçaltırsın. Hayır senin elindedir. Sen her şeye kâdirsin.” |
038.Ali İmran | 38. Orada Zekeriyâ Rabbine duâ etti. “Ey Rabbim! Tarafından bana Hayırlı bir nesil bağışla. Doğrusu sen duâyı işitensin.” dedi. |
076.Ali İmran | 76. Hayır! Kim ahdini yerine getirirse ve Allah’tan korkarsa, şüphesiz ki Allah takvâ sahiplerini sever. |
0110.Ali İmran | 110. Siz beşeriyet için meydana çıkartılmış en Hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için daha Hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla birlikte, çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır. |
0114.Ali İmran | 114. Onlar Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emreder kötülükten men ederler. Hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar sâlih kimselerdendirler. |
0150.Ali İmran | 150. Halbuki sizin mevlânız Allah’tır ve O yardımcıların en Hayırlısıdır. |
0157.Ali İmran | 157. Andolsun ki Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, şunu iyi bilin ki Allah’ın bağışlaması ve rahmeti, onların (dünyada) topladıklarından çok daha Hayırlıdır. |
0178.Ali İmran | 178. Kâfirler kendilerine mühlet verişimizi sakın kendileri için Hayırlı sanmasınlar. Biz onlara sırf günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. |
0180.Ali İmran | 180. Allah’ın, kereminden kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler hiçbir zaman onu kendileri için Hayırlı sanmasınlar. Bu onların zararınadır. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
0198.Ali İmran | 198. Fakat Rablerinden korkanlar için, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah tarafından ağırlanırlar. Ebrâr (iyiler) için Allah katındakiler ise daha Hayırlıdır. |
019.Nisa | 19. Ey iman edenler! Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Apaçık bir hayâsızlık yapmadıkça, onlara (mehir olarak) verdiğinizin bir kısmını geri almak için onları sıkıştırmayın. Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız, olabilir ki hoşunuza gitmeyen bir şeye Allah birçok Hayırlar koymuş olabilir. |
025.Nisa | 25. Sizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, sahip olduğunuz iman etmiş câriyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (izin) içinizden sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha Hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. |
046.Nisa | 46. Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden değiştirirler. “İşittik ve isyan ettik”, “Dinle, dinlemez olası” derler. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak: “Râinâ” derler. Eğer onlar: “İşittik, itaat ettik, dinle, bizi gözet” deselerdi, kendileri için daha Hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat inkârları yüzünden Allah onlara lânet etmiştir. Artık pek az inanırlar. |
049.Nisa | 49. Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Hayır! Allah dilediğini temize çıkarır ve hiç kimse kıl kadar zulme uğratılmaz. |
059.Nisa | 59. Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Herhangi bir şey hakkında anlaşmazlığa düşerseniz, onu hemen Allah’a ve Peygamber’e arzedin, eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız. Bu sizin için daha Hayırlı ve netice itibariyle daha güzeldir. |
065.Nisa | 65. Hayır, öyle değil!.. Rabbin hakkı için! Onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden dolayı yüreklerinde hiçbir sıkıntı, bir burukluk duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar. |
066.Nisa | 66. Eğer biz onlara: “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın!” diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğütleri yerine getirselerdi, elbette onlar için daha Hayırlı ve (dinde sâbit kalmaları bakımından) daha sağlam olurdu. |
077.Nisa | 77. Kendilerine: “Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin.” denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş farz kılınınca içlerinden bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi, hatta daha fazla korkmaya başladılar. “Rabbimiz! Bize savaşı niçin farz kıldın? Bizi yakın bir süreye kadar tehir etsen (savaş emrini bir süre geciktirsen) olmaz mıydı?” dediler. Onlara de ki: “Dünyanın geçimliği azdır, Allah’tan korkanlar için ahiret daha Hayırlıdır. Size zerre kadar zulmedilmez.” |
0114.Nisa | 114. Onların fısıldaşmalarının çoğunda Hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi, iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerin sözünde Hayır vardır. Kim Allah’ın rızâsını kazanmak için bunları yaparsa biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz. |
0127.Nisa | 127. Resulüm! Senden kadınlar hakkında fetvâ istiyorlar. De ki: “Onlar hakkındaki fetvâyı size Allah veriyor: Kendilerine yazılmış olanı (mirası) vermediğiniz ve nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar, mağdur çocuklar ve yetimlere karşı âdil davranmanız hakkında Kitap’ta size okunan âyetler var.” Ne Hayır yaparsanız, şüphesiz ki Allah onu bilir. |
0128.Nisa | 128. Eğer kadın kocasının ilgisizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, (bazı fedakârlıklarla) sulh olup aralarını düzeltmelerinde bir günah yoktur. Sulh ise daha Hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa meyyaldir. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız, şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
0155.Nisa | 155. Sözlerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve: “Kalplerimiz perdelidir.” demeleri sebebiyle (lânete uğramışlardır). Hayır! Tam aksine, küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı hariç, artık onlar iman etmezler. |
0170.Nisa | 170. Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hak ile gelmiştir. O halde kendi Hayırınıza olarak hemen ona iman edin. Eğer kâfir olursanız, göklerde ve yerde ne varsa şüphesiz ki hepsi Allah’ındır. Allah bilendir, hikmet sahibidir. |
0171.Nisa | 171. Ey ehl-i kitap! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin. Meryem oğlu İsâ Mesih, Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı kelimesi ve O’ndan bir ruhtur. Allah’a ve peygamberlerine inanın, üçtür demeyin. Sizin için Hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter! |
018.Maide | 18. Yahudi ve hıristiyanlar: “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilisiyiz.” dediler. De ki: “O halde neden Allah günahlarınız sebebi ile size azap ediyor?” Hayır! Siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de O’nadır. |
048.Maide | 48. Resulüm! Sana da, kendinden önceki kitapları tasdik edip doğrulayıcı ve üzerlerine şâhit olarak bu Kitab’ı hak ile indirdik. Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların hevâ ve heveslerine uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet yapardı. Fakat Allah size verdiği şeyde sizi denemek istedi. Öyleyse Hayır işlerine koşun! Hepinizin dönüşü Allah’adır. Üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri O size haber verecektir. |
064.Maide | 64. Yahudiler: “Allah’ın eli bağlıdır.” dediler. Böyle dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın! Lânet olsun onlara! Hayır! Allah’ın iki eli de açıktır, dilediği gibi sarfeder. Andolsun ki Rabbinden sana indirilenler, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Biz onların aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş için bir ateş tutuştursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar. Şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları sevmez. |
0114.Maide | 114. Meryem oğlu İsâ şöyle dedi: “Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, bizim hem öncekilerimiz hem sonrakilerimiz için bir bayram ve senden bir delil (mucize) olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en Hayırlısısın!” |
017.Enam | 17. Eğer Allah sana bir zarar isabet ettirecek olursa, onu kendisinden başka hiçbir kimse gideremez. Sana bir Hayır isabet ettirirse, (bunu da kimse geri alamaz). Şüphesiz ki O her şeye kâdirdir. |
028.Enam | 28. Hayır! Evvelce gizleyip durdukları işleri karşılarına çıktı (da ondan böyle söylüyorlar). Eğer geri döndürülselerdi, yine kendilerine yasak edilen şeylere dönerlerdi. Çünkü onlar yalancıdırlar. |
032.Enam | 32. Dünya hayatı sadece oyun ve oyalanmadır. Ahiret yurdu ise Allah’tan korkanlar için elbette daha Hayırlıdır. Düşünmüyor musunuz? |
057.Enam | 57. De ki: “Şüphesiz ki ben Rabbimden gelen apaçık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim elimde değildir. Hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı haber verir ve O, ayırdedenlerin en Hayırlısıdır.” |
0158.Enam | 158. Onlar kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini veyahut Rabbinin bazı âyetlerinin (mucizelerinin) gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı âyetleri (mucizeleri) geldiği gün, kişi daha önce inanmamışsa veya imanında bir Hayır kazanmamışsa, imanı ona hiç fayda sağlamaz. De ki: “Bekleyin, şüphesiz ki biz de beklemekteyiz.” |
012.Araf | 12. Allah: “Sana emrettiğim halde, seni secde etmekten alıkoyan nedir?” buyurdu. İblis: “Ben ondan daha Hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın!” dedi. |
026.Araf | 26. Ey Âdemoğulları! Size utanç yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs elbisesi indirdik. Takvâ elbisesi ise bunlardan daha Hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Belki düşünüp ibret alırlar. |
085.Araf | 85. Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Onlara dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. Ölçüyü tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Islah edildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inanıyorsanız böylesi sizin için daha Hayırlıdır.” |
087.Araf | 87. “Eğer içinizden bir kısmı benimle gönderilene inanır bir kısmı da inanmazsa, o halde Allah aramızda hükmünü verinceye kadar sabredin. O hükmedenlerin en Hayırlısıdır.” |
089.Araf | 89. “Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra tekrar dininize dönersek, Allah’a karşı iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah dilemedikten sonra geri dönmemiz bizim için olacak şey değil! Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a güvendik.” Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adâletle hükmet! Sen hükmedenlerin en Hayırlısısın. |
0128.Araf | 128. Musa kavmine dedi ki: “Allah’tan yardım dileyin ve sabredin. Yeryüzü şüphesiz Allah’ındır, kullarından dilediğini ona vâris kılar. Hayırlı âkibet Allah’tan korkanlarındır.” |
0155.Araf | 155. Musa, tayin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş kişiyi seçti. Onları bir sarsıntı tutunca, dedi ki: “Rabbim! Dileseydin bunları da beni de daha önce helâk ederdin. Aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helâk eder misin? Bu senin imtihanından başka bir şey değildir. Sen bu imtihanınla dilediğini dalâlete düşürür saptırırsın, dilediğini de hidayete götürür doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz sensin. Bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en Hayırlısısın.” |
0169.Araf | 169. Arkalarından onların yerine Kitab’a vâris olan bir takım kimseler geldiler. Şu aşağılık dünyanın geçici menfaatini alıyorlar ve: “Biz nasıl olsa bağışlanacağız.” diyorlardı. Onlara buna benzer bir menfaat daha gelse onu da almaktan tereddüt etmezler. Allah’a karşı gerçekten başka bir şey söylemeyeceklerine dâir Kitap’ta onlardan söz alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri ders olarak okumamışlar mıydı? Allah’tan korkanlar için ahiret yurdu elbette daha Hayırlıdır. Hâlâ düşünmüyor musunuz? |
0188.Araf | 188. De ki: “Ben kendime Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda ne de bir zarar vermeye sahip değilim. Eğer gaybı bilseydim, elbette daha çok Hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir kötülük dokunmazdı. Ben sadece iman eden bir topluluk için uyarıcı ve müjdeciyim.” |
023.Enfal | 23. Eğer Allah onlarda bir Hayır görseydi, elbette onlara işittirirdi. Fakat işittirseydi bile, onlar yine yüz çevirerek dönerlerdi. |
030.Enfal | 30. Hani o inkâr edenler, bir zamanlar seni bağlayıp bir yere kapamak veya öldürmek ya da sürmek için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzaklarını bozuyordu. Allah tuzak kuranlara karşılık verenlerin en Hayırlısıdır. |
070.Enfal | 70. Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Eğer Allah kalplerinizde bir iyilik bulursa, sizden alınan (fidyeden) daha Hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” |
03.Tevbe | 3. Ayrıca Hacc-ı ekber gününde Allah ve Resul’ünden insanlara bir ilândır. Allah ve Resul’ü müşriklerden uzaktır. Eğer hemen tevbe ederseniz, bu sizin için daha Hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz, iyi bilin ki siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz. O kâfirlere acıklı bir azabı müjdele! |
041.Tevbe | 41. Gerek hafif gerek ağırlıklı olarak hepiniz elbirlik savaşa çıkın! Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin! Eğer bilirseniz bu sizin için çok daha Hayırlıdır. |
061.Tevbe | 61. Onların içinde öyleleri vardır ki, Peygamber’i incitirler. “O her söyleneni dinleyen bir kulaktır.” derler. Resulüm! De ki: “O sizin için bir Hayır kulağıdır. Allah’a inanır, müminlere inanır ve içinizden iman edenler için bir rahmettir.” Allah’ın Peygamber’ini incitip üzenlere acıklı bir azap vardır. |
074.Tevbe | 74. Onlar, kötü bir şey söylemediklerine dâir Allah’a yemin ederler. Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler. İslâm’dan sonra küfre saptılar. Ve o başaramadıkları cinayeti tasarladılar. Halbuki intikam almaya yeltenmeleri için Allah’ın ve Resul’ünün onları lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep yoktu. Eğer tevbe ederlerse haklarında Hayırlı olur. Şayet yanaşmazlarsa Allah onları dünyada da, ahirette de acıklı bir azaba uğratır. Yeryüzünde onları koruyacak veya onlara yardım edecek bir kimse de bulunmaz. |
088.Tevbe | 88. Fakat o Peygamber ve onun maiyyetinde bulunan müminler, mallarıyla canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün Hayırlar onlarındır. Saâdete erişenler de onlardır. |
0109.Tevbe | 109. Binasını Allah korkusu ve rızâsı üzerine kuran kimse mi Hayırlıdır, yoksa binasını çökecek bir yar kıyısına kurup da onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanıp giden kimse mi Hayırlıdır? Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
0111.Tevbe | 111. Hiç şüphesiz ki, Allah yolunda savaşıp düşmanları öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Allah, cennet kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır. Onlara vaad olunan cennet haktır ki, Tevrat’ta da İncil’de de ve Kur’an’da da sâbittir. Allah’tan ziyade ahdine vefa gösteren kimdir? O halde yaptığınız bu Hayırlı alışverişten dolayı sevinin. İşte bu çok büyük bir saâdettir. |
039.Yunus | 39. Hayır! Onlar ilmini kavrayamadıkları ve henüz te’vili kendilerine gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de aynı şekilde yalanlamışlardı. Bak! Zâlimlerin sonu nasıl oldu? |
058.Yunus | 58. De ki: “Ancak lütfu ve rahmetiyle, evet işte asıl bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp biriktirdiklerinden daha Hayırlıdır.” |
0107.Yunus | 107. Eğer Allah sana bir zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O’dur. Eğer sana bir Hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
0109.Yunus | 109. Sana vahyedilene uy. Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O hüküm verenlerin en Hayırlısıdır. |
031.Hud | 31. “Ben size: ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır.’ demiyorum, gaybı da bilmem. ‘Ben bir meleğim.’ de demiyorum. Gözlerinizin hor ve hakir gördüğü mümin kimseler için: ‘Allah onlara hiçbir Hayır vermeyecektir.’ diyemem. Özlerinde olanı daha iyi bilen Allah’tır. Bunu söylediğim takdirde mutlaka ben de zâlimlerden olurum.” |
086.Hud | 86. “Eğer inanıyorsanız Allah’ın (helâl olarak) bıraktığı kâr sizin için daha Hayırlıdır. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.” |
018.Yusuf | 18. Gömleğin üzerinde yalancı bir kan ile geldiler. (Babaları) dedi ki: “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sürüklemiş. Artık bana güzelce sabır gerekir. Söylediklerinize karşı da yardımına sığınılacak ancak Allah’tır.” |
026.Yusuf | 26. Dedi ki: “Hayır! Beni kendine o çağırdı, benden murad almak istedi.” Kadının akrabasından bir şâhit şöyle şahitlik etti: “Eğer gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylemiştir, o yalancılardandır.” |
039.Yusuf | 39. “Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı birçok ilâhlar mı Hayırlıdır, yoksa Kahhar olan bir tek Allah mı?” |
057.Yusuf | 57. Ahiret mükâfatı ise, iman edip takvâ üzere bulunanlar, (Allah’tan saygı ile korkup fenâlıklardan sakınanlar) için elbette daha Hayırlıdır. |
059.Yusuf | 59. Yüklerini hazırlayınca dedi ki: “Baba bir kardeşinizi de bana getirin. Sizlere ölçüyü bol tuttuğumu ve benim misafirperverlerin en Hayırlısı olduğumu görmüyor musunuz?” |
064.Yusuf | 64. Babaları dedi ki: “Daha önce kardeşi hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da ancak o kadar güvenirim. Allah en Hayırlı koruyucudur ve O merhametlilerin en merhametlisidir.” |
080.Yusuf | 80. Ondan ümitlerini kesince, aralarında görüşmek üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: “Babanızın sizden Allah adına kesin söz aldığını, daha önce Yusuf meselesinde de işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda hüküm verinceye kadar bu yerden ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en Hayırlısıdır.” |
083.Yusuf | 83. (Babaları) dedi ki: “Hayır! Sizi nefisleriniz aldatıp, böyle büyük bir işe sürüklemiş. Artık bana sükunet ve ümit içinde sabır gerekir. Umulur ki Allah hepsini bir arada bana kavuşturur. Her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan ancak O’dur.” |
0109.Yusuf | 109. Resulüm! Biz senden önce de, şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber göndermedik. Yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler! Allah’tan korkup sakınan muttakiler için âhiret yurdu elbette daha Hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? |
031.Rad | 31. Eğer Kur’an ile dağlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansaydı, yahut onunla ölüler konuşturulmuş olsaydı (kâfirler yine de inanmazlardı). Hayır! Bütün işler Allah’a âittir. İman edenler hâlâ bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi. Allah’ın vaadi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptıklarından dolayı ya ansızın büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakınına inecektir. Şüphesiz ki Allah vaadinden aslâ dönmez. |
033.Rad | 33. Herkesin yaptığını görüp gözeten Allah, (başkası ile) bir olur mu? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onlara isim veriniz. Yoksa siz O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz veya kuru bir lâf mı ediyorsunuz?” Hayır! Kâfirlere kurdukları tuzaklar güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, artık ona doğru yolu gösteren bulunmaz. |
028.Nahl | 28. Nefislerine zulmederken meleklerin canlarını aldığı kimseler (ölümü görünce) teslim olurlar. “Biz hiç kötülük yapmıyorduk!” derler. Melekler de onlara şöyle cevap verirler: “Hayır! Allah sizin yaptıklarınızı elbette çok iyi bilendir.” |
030.Nahl | 30. Allah’tan korkanlara da: “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman: “Hayır indirdi.” derler. Bu dünyada güzel işler yapanlara güzellik vardır, ahiret yurdu ise onlar için daha Hayırlıdır. Takvâ sahiplerinin yurdu ne güzeldir! |
038.Nahl | 38. Onlar bütün güçleriyle: “Allah ölen kimseyi tekrar diriltmez.” diye Allah’a yemin ettiler. Hayır, öyle değil! Bu, O’nun hak olarak verdiği bir sözdür. Fakat insanların çoğu bilmezler. |
076.Nahl | 76. Allah iki kişiyi misal olarak verir. Birisi dilsizdir, hiçbir şey beceremez, efendisinin üzerine bir yüktür, onu nereye gönderse bir Hayır getirmez. Şimdi bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse bir olabilir mi? |
095.Nahl | 95. Allah’ın ahdini (verdiğiniz sözü) az bir karşılığa satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan sizin için daha Hayırlıdır. |
0101.Nahl | 101. Allah ne indireceğini pek iyi bildiği halde, biz bir âyeti başka bir âyetin yerine getirdiğimiz zaman: “Sen ancak iftiracısın.” derler. Hayır! Onların çoğu bilmezler. |
0126.Nahl | 126. Eğer ceza verecek olursanız, size verilen cezanın misli ile ceza verin. Sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha Hayırlıdır. |
011.İsrâ | 11. İnsan Hayır istiyormuşcasına şer ister ve insan çok acelecidir. |
036.Kehf | 36. “Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbime döndürülürsem, hiç şüphem yok ki, orada bundan daha Hayırlı bir âkibet bulurum.” |
044.Kehf | 44. İşte bu durumda yardım ve dostluk, hak olan Allah’a mahsustur. O’nun vereceği sevap da daha Hayırlıdır, âkibet de daha Hayırlıdır. |
046.Kehf | 46. Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bâki kalacak olan sâlih ameller ise, Rabbinin katında hem sevapça daha Hayırlıdır, hem de ümit etmeye daha lâyıktır. |
095.Kehf | 95. Dedi ki: “Rabbimin beni içinde bulundurduğu kuvvet ve makam (sizin vereceğinizden) daha Hayırlıdır. Siz bana kuvvetle yardım edin de sizinle onlar arasına aşılmaz sağlam bir sed yapayım.” |
019.Yâsin | 19. Elçiler şöyle cevap verdi: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdendir. Size nasihat ediliyorsa, bu uğursuzluk mudur? Hayır! Siz aşırı giden bir kavimsiniz." |
050.Meryem | 50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk, onların herkesçe övülüp Hayırla yâdedilmelerini sağladık. |
073.Meryem | 73. Âyetlerimiz kendilerine açık açık okunduğu zaman kâfirler iman edenlere: “Bu iki topluluktan hangisinin mevki ve makamı daha Hayırlı, meclis ve topluluğu daha güzeldir?” dediler. |
076.Meryem | 76. Allah hidayette bulunanların hidayetini artırır. Bâki kalacak sâlih ameller, Rabbinin katında hem sevap olarak daha iyidir, hem de netice olarak daha Hayırlıdır. |
079.Meryem | 79. Kesinlikle Hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız. |
082.Meryem | 82. Hayır, Hayır! Taptıkları ilâhlar onların tapınmalarını tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklardır. |
066.Tâ-Hâ | 66. Musa: “Hayır! Siz atın!” dedi. Değnekleri ve ipleri sihirleri yüzünden sanki yürüyorlarmış gibi geldi. |
073.Tâ-Hâ | 73. “Doğrusu biz hatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah daha Hayırlı ve O’nun vereceği mükâfat ve ceza daha devamlıdır.” |
0131.Tâ-Hâ | 131. Sakın kendilerini denemek için, onlardan bazılarına bol bol verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha Hayırlı hem de daha süreklidir. |
05.Enbiyâ | 5. Dediler ki: “Hayır! Bunlar karmakarışık rüyâlardır. Hayır! Onu kendisi uydurmuştur. Hayır! O şâirdir. Eğer öyle değilse bize hemen önceki peygamberler gibi bir âyet (mucize) getirsin.” |
018.Enbiyâ | 18. Hayır! Biz hakkı bâtılın tepesine şiddetle indirip atarız da, onun beynini parçalar. Bir de görürsünüz ki bâtıl yok olup gitmiştir. Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! |
035.Enbiyâ | 35. Her insan ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak Hayır ile de şer ile de deniyoruz. Sonra bize döndürüleceksiniz. |
056.Enbiyâ | 56. Dedi ki: “Hayır! Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki, bunları O yaratmıştır. Ben de buna şâhitlik edenlerdenim.” |
073.Enbiyâ | 73. Onları emrimizle doğru yolu gösteren rehberler kıldık. Onlara Hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize hep kulluk eden kimselerdi. |
089.Enbiyâ | 89. Zekeriyâ’yı da an! Hani Rabbine niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen vârislerin en Hayırlısısın.” |
090.Enbiyâ | 90. Biz de onun duâsını kabul ederek, kendisine Yahyâ’yı bağışladık. Eşini de doğum yapacak hâle getirdik. Bütün bu peygamberler Hayır işlerinde yarışırlar, umarak ve korkarak bize duâ ederlerdi. Onlar bize karşı çok itaatkârlardı, bizim için derin saygı gösterenlerdi. |
011.Hac | 11. İnsanlardan kimi de, Allah’a bir yar kenarındaymış gibi kulluk eder. Eğer kendisine bir Hayır dokunursa buna pek memnun olur. Başına bir belâ gelirse yüzüstü döner. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte apaçık kayıp budur. |
030.Hac | 30. İşte böyle. Her kim Allah’ın yasaklarına tâzim ederse bu, Rabbinin katında kendisi için daha Hayırlıdır. (Haram olduğu) size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde murdar olan putlardan kaçının ve yalan sözden çekinin. |
036.Hac | 36. Biz kurbanlık develeri sizin için Allah’ın nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için Hayır vardır. Ön ayakları bağlı olduğu halde keserken Allah’ın adını anın. Yanları üstüne düştüklerinde ise onlardan yiyin. Kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Şükredersiniz diye onları böylece sizin emrinize musahhar kıldık. |
058.Hac | 58. Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülen veya ölenlere Allah elbette güzel bir rızık verecektir. Hiç şüphesiz ki Allah, rızık verenlerin en Hayırlısıdır. |
029.Mü’minûn | 29. “Ve de ki: Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere indir. Sen indirenlerin en Hayırlısısın.” |
056.Mü’minûn | 56. Onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır onlar işin farkında değiller. |
061.Mü’minûn | 61. İşte onlar Hayır işlerine koşuşurlar ve onlar Hayır için önde giderler. |
063.Mü’minûn | 63. Hayır! Onların kâlpleri bundan habersizdir. Onların bunun dışında da bir takım işleri vardır, bu işleri yapar dururlar. |
070.Mü’minûn | 70. Yahut onda bir delilik olduğunu mu söylüyorlar? Hayır! O, kendilerine hakkı getirmiştir. Fakat onların çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar. |
071.Mü’minûn | 71. Eğer hak onların heveslerine uysaydı, gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır! Biz onlara zikirlerini (şan ve şereflerini) getirdik. Fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. |
072.Mü’minûn | 72. Resulüm! Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun? Rabbinin vereceği ücret daha Hayırlıdır. O, rızık verenlerin en Hayırlısıdır. |
081.Mü’minûn | 81. Hayır! Onlar öncekilerin dedikleri gibi dediler. |
090.Mü’minûn | 90. Hayır! Biz onlara gerçeği getirdik. Amma onlar yalancıdırlar. |
0100.Mü’minûn | l00. “Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve sâlih amel işlerim.” Hayır, bu söylediği sadece kendi lâfıdır. Tekrar diriltilip kaldırılacakları güne kadar, önlerinde geriye dönmekten onları alıkoyan bir berzah vardır. |
0109.Mü’minûn | 109. Kullarımdan bir zümre: “Ey Rabbimiz! İnandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en Hayırlısısın.” diyorlardı. |
0118.Mü’minûn | 118. De ki: “Ey Rabbim! Bağışla, merhamet et, sen merhamet edenlerin en Hayırlısısın.” |
011.Nûr | 11. O uydurma haberi getirip ortaya atanlar, içinizden belirli bir zümredir. Siz onu, kendiniz için bir şer sanmayın. Bilakis o, sizin için Hayırdır. Onlardan her kişiye, kazandığı günah(ın cezası) vardır. Onlardan o yalanın en büyüğüne elebaşılık yapana da büyük bir azap vardır. |
027.Nûr | 27. Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahipleri ile alışkanlık temin edip, izin almadan ve selâm vermeden girmeyin. Bu sizin için daha Hayırlıdır. Olur ki iyice düşünür hikmetini anlarsınız. |
050.Nûr | 50. Kalplerinde bir hastalık mı var bunların? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Veya Allah’ın ve Resul’ünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! Onlar zâlimlerin tâ kendileridir. |
060.Nûr | 60. Evlenme ümidi kalmayan yaşlı kadınların, zinetlerini açığa vurmamak şartıyla dış örtülerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha Hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir. |
010.Furkan | 10. Şânı ne yücedir o Allah’ın ki, eğer dilerse sana onların söylediklerinden daha Hayırlısını, altından ırmaklar akan cennetler verir ve senin için köşkler ihsan eder. |
015.Furkan | 15. De ki: “Bu mu daha Hayırlıdır, yoksa muttakilere vaad olunan Huld cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfattır ve bir varış yeridir. |
040.Furkan | 40. Resulüm! Andolsun ki onlar, belâ yağmuruna tutulan o memlekete uğramışlardır. Onlar onu görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar tekrar dirileceklerini ummuyorlardı. |
015.Şuarâ | 15. Allah buyurdu ki: “Hayır! İkiniz birlikte mucizelerimizle gidin. Şüphesiz ki biz sizinle beraberiz, (olanları) işitiyoruz.” |
062.Şuarâ | 62. Musa: “Hayır!... Rabbim benimle beraberdir. Bana yol gösterecektir.” dedi. |
074.Şuarâ | 74. Dediler ki: “Hayır, amma biz atalarımızın da böyle yaptıklarını gördük.” |
084.Şuarâ | 84. “Benden sonra geleceklerin beni Hayırla anmalarını nasip eyle!” |
0166.Şuarâ | 166. Ve Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır! Doğrusu siz sınırı aşmış bir kavimsiniz. |
036.Neml | 36. (Elçiler hediyelerle) Süleyman’a gelince dedi ki: “Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha Hayırlıdır. Hediyenizle ancak siz sevinirsiniz!” |
059.Neml | 59. De ki: “Hamd olsun Allah’a, selâm olsun O’nun beğenip seçtiği kullarına. Allah mı daha Hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı?” |
060.Neml | 60. Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten sizin için su indirip onunla bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz nice bahçeler meydana getiren mi? Allah ile başka bir ilâh mı var? Hayır, onlar haktan ayrılan bir gürûhtur. |
061.Neml | 61. Yoksa yeryüzünü barınmaya elverişli kılan, aralarında ırmaklar akıtan, ona sâbit dağlar yerleştiren ve iki deniz arasına bir engel koyan mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Hayır, onların çoğu bilmezler. |
066.Neml | 66. Hayır! Onların ahiret hakkındaki bilgileri de yetersiz kalmıştır (bu hususta bilgi edinilecek seviyeye erişmemiştir). Hayır! Ondan şüphe etmektedirler. Hayır! Onlar ahiretten yana kördürler. |
026.Kasas | 26. O iki kızdan biri: “Babacığım! Onu ücretle tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en Hayırlısı budur, güçlü ve güvenilir bir adamdır.” dedi. |
060.Kasas | 60. Size verilen her şey dünya hayatının bir geçimliği ve ziynetidir. Allah katında olanlar ise daha Hayırlı ve daha devamlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? |
080.Kasas | 80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: “Yazıklar olsun size!” dediler. Allah’ın mükâfâtı, iman edip sâlih amel işleyenler için daha Hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir. |
016.Ankebut | 16. İbrahim’i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: “Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha Hayırlıdır.” |
029.Rûm | 29. Hayır! O zulmedenler körü körüne heveslerine uymuşlardır. Allah’ın saptırdığı kimseleri kim doğru yola eriştirebilir? Onların yardımcıları da yoktur. |
038.Rûm | 38. Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah’ın rızâsını dileyenler için bu daha Hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
011.Lokman | 11. İşte bunlar Allah’ın yarattıklarıdır. Şimdi gösterin bana, O’ndan başkaları ne yaratmıştır? Hayır! Zâlimler apaçık bir sapıklık içindedirler. |
021.Lokman | 21. Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde: “Hayır! Biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız.” derler. Ya şeytan babalarını alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse! |
025.Lokman | 25. Andolsun ki onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah!” derler. De ki: “Hamd Allah’a mahsustur.” Hayır! Onların çoğu bilmezler. |
03.Secde | 3. Yoksa: “Onu peygamber kendisi uydurdu.” mu diyorlar? Hayır! O, senden önce peygamber gönderilmemiş bir kavmi uyarman için sana Rabbinden gelen bir gerçektir. Umulur ki doğru yolu bulurlar. |
03.Sebe | 3. Kâfirler: "Kıyamet saati bize gelmez." dediler. De ki: "Hayır! Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, o mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de daha büyüğü de, şüphesiz ki apaçık bir kitapta (Levh-i mahfuz'da)dır." |
08.Sebe | 8. "Acaba o, Allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve uzak bir sapıklık içindedirler. |
032.Sebe | 32. Büyüklük taslayanlar ise zayıf sayılanlara (kendilerine tâbi olanlara): "Size hidayet geldi de, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, kendiniz suçlu idiniz." derler. |
033.Sebe | 33. Zayıf sayılanlar (tâbi olanlar) da (peşlerinden gittikleri) o büyüklük taslayanlara: "Hayır, gece gündüz bizi aldatıyordunuz. Bize Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı emrediyordunuz." derler. Bunlar azabı gördüklerinde pişmanlıklarını içlerine atarlar, ettiklerine içleri yanar. Biz o kafirlerin boyunlarına demir boyunduruklar takarız. Onlar ancak yapmış olduklarının cezasını çekerler. |
039.Sebe | 39. De ki: "Rabbim kullarından dilediğinin rızkını genişletir, dilediğine darlaştırır. İnfak ettiğiniz herhangi bir şeyin yerine daha iyisini verir. Çünkü O, rızık verenlerin en Hayırlısıdır." |
032.Fâtır | 32. Sonra biz o Kitab'ı kullarımızdan beğenip seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan kimi nefsine zulmedendir. Kimi mutedildir (Orta yoldadır). Onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle Hayır yarışlarında öncü olanlardır. İşte bu, büyük bir fazl-u keremin tâ kendisidir. |
040.Fâtır | 40. De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız ilâhlarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yeryüzünden hangi şeyi yaratmışlardır? Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa biz onlara bir kitap verdik de, ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Hayır! O zâlimler birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar." |
012.Sâffât | 12. Hayır! Sen onlara şaşıyorsun. Onlar ise alay ediyorlar. |
026.Sâffât | 26. Hayır! Onlar o gün teslim olmuşlardır. |
029.Sâffât | 29. Dediler ki: "Hayır! Zaten siz inanan kimseler değildiniz." |
037.Sâffât | 37. Hayır! Doğrusu o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri de doğrulamıştı. |
062.Sâffât | 62. Böyle bir nimete konmak mı daha Hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı? |
08.Sad | 8. "Aramızda zikir ona mı indirilmiştir?" (dediler). Hayır! Doğrusu onlar benim zikrimden şüphe içindedirler. Hayır! Onlar azabımı henüz tatmadılar. |
076.Sad | 76. İblis: "Ben ondan daha Hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." dedi. |
049.Zümer | 49. İnsana bir zarar dokunduğu zaman, (başına bir sıkıntı gelince) bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir." der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çokları bilmezler. |
059.Zümer | 59. Hayır! Sana âyetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslayıp kâfirlerden olmuştun. |
066.Zümer | 66. Hayır! Yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol. |
022.Fussilet | 22. Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik edeceğinden korkarak kötü iş işlemekten çekinmiyordunuz. Hayır! Allah'ın yaptıklarınızın çoğunu bilmediğini sanıyordunuz. |
040.Fussilet | 40. Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp sapıklığa düşenler bizden gizli kalmazlar. O halde ateşin içine atılan mı daha Hayırlıdır, yoksa kıyamet gününde emin olarak gelen mi daha Hayırlıdır? Dilediğinizi yapın! Çünkü O, yaptıklarınızı görmektedir. |
049.Fussilet | 49. İnsan Hayır istemekten usanmaz. (Dâima nimetinin ve servetinin artmasını diler). İstediği eline geçmeyip kendisine bir kötülük dokunduğu zaman da ümitsizliğe düşer, ye'se kapılır. |
036.Şûrâ | 36. Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının kısa süreli bir geçimidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise, daha Hayırlı ve daha devamlıdır. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine tevekkül edip güvenenler içindir. |
022.Zuhruf | 22. Hayır! Onlar derler ki: "Doğrusu biz atalarımızı bu din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinde gitmekteyiz." |
032.Zuhruf | 32. Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların maişetlerini (geçimliklerini) kendi aralarında biz taksim ettik. Kimini kimine derece derece üstün kıldık ki, bir kısmı bir kısmını iş adamı edinsin, (böylece kaynaşsınlar). Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha Hayırlıdır. |
058.Zuhruf | 58. "Bizim ilâhlarımız mı iyidir, yoksa o mu?" dediler. Sırf seninle tartışmak için bu misâli getirdiler. Hayır! Doğrusu onlar kavgacı bir topluluktur. |
080.Zuhruf | 80. Yoksa bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır! İşitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de (her yaptıklarını) yazmaktadırlar. |
09.Duhan | 9. Hayır! Onlar bir şüphe içindedirler ve eğlenip duruyorlar. |
037.Duhan | 37. Bunlar mı daha Hayırlı, yoksa Tubba' kavmi ve onlardan öncekiler mi? Biz onları da helâk ettik, çünkü onlar günahkâr idiler. |
011.Ahkaf | 11. İnkâr edenler iman edenler için: "Eğer bu (din) bir Hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." dediler. Fakat onlar bununla hidayete ermek arzusunda olmadıkları için: "Bu eski bir uydurmadır." diyeceklerdir. |
024.Ahkaf | 24. Nihayet o azabın, geniş bir bulut halinde vâdilerine doğru yayılarak geldiğini görünce: "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur." dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem verici azabı taşıyan bir rüzgardır. |
028.Ahkaf | 28. Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için ilâh edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır! Onlardan kaybolup gittiler. İşte bu onların yalanlarıdır ve uydurup durdukları şeydir. |
021.Muhammed | 21. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha Hayırlı olurdu. |
011.Fetih | 11. Bedevilerden geri kalmış olanlar yakında sana gelip: "Mallarımız ve âilelerimiz bizi alıkoydu (da gelemedik). Allah'tan bizim için bağışlanmamızı dile!" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleri ile söylerler. Resulüm! De ki: "Allah size bir zarar gelmesini isterse veya bir fayda elde etmenizi isterse, O'na karşı sizin için kim ne yapabilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır." |
015.Fetih | 15. Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri bırakılanlar: "Bırakın, biz de sizinle gelelim." diyeceklerdir. Onlar Allah'ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizim arkamıza aslâ düşemezsiniz. Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur." Size: "Hayır! Bizi çekemiyorsunuz!" diyeceklerdir. Aksine onlar pek az anlayan kimselerdir. |
011.Hucurât | 11. Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Alay edilenler belki de Allah katında kendilerinden daha Hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lâkapla çağırmayın. İnandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü addır! Kim de tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerdir. |
05.Kaf | 5. Hayır! Onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar karışık bir durum içindedirler. |
015.Kaf | 15. Biz ilk yaratışta güçsüz mü düştük? Hayır! Onlar yeni bir yaratılıştan şüphe içindedirler. |
053.Zâriyât | 53. Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır, onlar azgın bir topluluktur. |
033.Tur | 33. Yoksa: "Onu kendisi uydurdu!" mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. |
036.Tur | 36. Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır! Onlar düşünüp kesin olarak Allah'a inanmıyorlar. |
025.Kamer | 25. "Zikir aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O yalancı ve şımarığın biridir." |
043.Kamer | 43. Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı Hayırlıdır? Yoksa kitaplarda sizin için bir kurtuluş belgesi mi var? |
010.Vâkıa | 10. Hayır yarışlarında tâ öne geçip kazananlar. |
075.Vâkıa | 75. Hayır! Yıldızların yerleri üzerine andolsun ki! |
012.Mücadele | 12. Ey iman edenler! Peygamber'e hususi bir şey arzedip konuşmak istediğiniz zaman bu konuşmanızdan önce fakirlere sadaka veriniz. Bu sizin için daha Hayırlı ve daha temizdir. Şayet sadaka verecek bir şey bulamazsanız üzülmeyiniz. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. |
011.Saf | 11. Allah'a ve Resul'üne imanda sebat eder, Allah yolunda mallarınızla canlarınızla cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok daha Hayırlıdır. |
09Cuma | 9. Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah'ı zikretmeye koşun. Alış-verişi (işi-gücü) bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha Hayırlıdır. |
011Cuma | 11. Onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp oraya yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın nezdinde bulunan, eğlenceden de ticaretten de Hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en Hayırlısıdır. |
07Tegabun | 7. Kâfirler öldükten sonra aslâ diriltilmeyeceklerini iddiâ ettiler. De ki: "Hayır! Rabbime yemin ederim ki mutlaka diriltileceksiniz. Sonra da yaptıklarınız hiç şüphe yok ki size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre pek kolaydır." |
021.Mülk | 21. Eğer O, rızkınızı (sizden) kesiverecek olsa, size rızık verecek kimdir? Hayır! Onlar azgınlık ve nefret içinde direnip durmaktadırlar. |
039.Mearic | 39. Hayır! Doğrusu biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık. |
016.Müddessir | 16. Hayır! Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı alabildiğine inatçı kesildi. |
032.Müddessir | 32. Hayır! Aya andolsun ki! |
052.Müddessir | 52. Hayır! Onlardan her biri, önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini istiyor. |
053.Müddessir | 53. Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar. |
054.Müddessir | 54. Hayır! Şüphesiz ki o bir öğüttür. |
011.Kıyame | 11. Hayır Hayır!.. Sığınılacak bir yer yoktur! |
020.Kıyame | 20. Hayır, Hayır! Siz çarçabuk geçen dünyayı seviyorsunuz. |
04.Nebe | 4. Hayır! İleride bilecekler. |
05.Nebe | 5. Hayır Hayır! Onlar ileride bilecekler. |
011.Abese | 11. Hayır! Öyle yapma. Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür. |
023.Abese | 23. Hayır! Doğrusu insan, henüz Allah'ın emrettiğini yapmadı. |
015.Tekvir | 15. Hayır! (Gündüz) kaybolan yıldızlara andolsun! |
09.İnfitar | 9. Hayır, Hayır! Doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz. |
014.Mutaffifın | 14. Hayır! Onların kazanmakta oldukları kötülükler kalplerini paslandırıp körletmiştir. |
015.Mutaffifın | 15. Hayır! Muhakkak ki onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır. |
015.İnşikak | 15. Hayır! Gerçekten Rabbi onu görüyordu. |
022.İnşikak | 22. Hayır! O kâfirler yalanlıyorlar. |
019.Büruc | 19. Hayır! O kâfirler yalanlayıp dururlar. |
021.Büruc | 21. Hayır! O şerefli bir Kur'an'dır. |
017.Ala | 17. Halbuki ahiret hayatı daha Hayırlı ve daha süreklidir. |
017.Fecr | 17. Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmezsiniz. |
021.Fecr | 21. Hayır! Yer sallanıp parça parça dağıldığı zaman. |
04Duha | 4. Andolsun ki senin için ahiret dünyadan daha Hayırlıdır. |
015Alak | 15. Hayır! Eğer bundan vazgeçmezse, yemin olsun ki onu perçeminden tutup sürükleriz. |
019Alak | 19. Hayır! Ona itaat etme, Rabbine secde et ve O'na yaklaş! |
03Kadir | 3. Kadir gecesi bin aydan daha Hayırlıdır. |
03Tekasür | 3. Hayır! Yakında bileceksiniz! |
04Tekasür | 4. Hayır, Hayır! Yakında bileceksiniz! |
05Tekasür | 5. Hayır! Eğer ilmel-yakîn (kesin bir bilgi) ile bilseydiniz! |
04Hümeze | 4. Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır. |