Metin5 | alan |
---|---|
036.Nisa | 36. Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya ve uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara ve elinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allah kendini beğenip böbürlenenleri elbette sevmez. |
038.Nisa | 38. Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanmadıkları halde, mallarını insanlara gösteriş için sarfederler. Şayet şeytan bir kimseye arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır! |
069.Nisa | 69. Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, sâlihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel birer arkadaştırlar! |
071.Enam | 71. De ki: “Allah’ı bırakıp da bize bir fayda ve zarar veremeyen şeylere mi tapalım? Allah bize hidayet ettikten sonra topuklarımızın üzerinde geriye mi döndürülelim? O kimse gibi ki, şeytanlar saptırarak şaşkın bir halde onu çölde bırakmışlar, arkadaşları ise: “Bize gel!” diyerek doğru yola çağırıyorlar. De ki: “Şüphesiz ki asıl hidayet ancak Allah’ın hidayetidir ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk.” |
0184.Araf | 184. Hiç düşünmediler mi ki, arkadaşlarında delilikten hiçbir eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır. |
040.Tevbe | 40. Eğer siz ona yardım etmezseniz, doğrusu Allah ona yardım etmişti. Hani kâfirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikincisiydi. Hani onlar mağarada idiler ve o arkadaşına: “Üzülme! Allah bizimledir.” diyordu. Allah da onun üzerine sekinetini (emniyetini) indirmişti ve onu sizin görmediğiniz askerlerle desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçalttıkça alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yüce olandır. Allah Azîz’dir, hikmet sahibidir. |
039.Yusuf | 39. “Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı birçok ilâhlar mı hayırlıdır, yoksa Kahhar olan bir tek Allah mı?” |
041.Yusuf | 41. “Ey zindan arkadaşlarım! (Rüyâlarınıza gelince): Biriniz yine efendisine şarap sunacak. Diğeri ise asılacak, kuşlar onun başından yiyecek. Sorduğunuz iş, işte böylece kesinleşmiştir.” |
034.Kehf | 34. Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken: “Ben malca senden daha zenginim, insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve itibarlıyım.” dedi. |
037.Kehf | 37. Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: “Seni topraktan, sonra nutfeden yaratıp, sonunda da seni bir insan şekline getiren Rabbini inkâr mı ediyorsun?” |
060.Kehf | 60. Hani bir zaman Musa, genç arkadaşına: “Ben iki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durup dinlenmeden gideceğim, yahut (maksadıma erişmek için) uzun yıllar geçireceğim.” demişti. |
062.Kehf | 62. Orayı geçtiklerinde Musa genç arkadaşına: “Azığımızı getir, bu yolculuğumuzda gerçekten yorgun ve bitkin düştük.” dedi. |
063.Kehf | 63. Genç arkadaşı: “Gördün mü? Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. Balık ise denizde şaşılacak şekilde yolunu tutup gitmiş!” dedi. |
076.Kehf | 76. Musa da ona: “Eğer bundan sonra bir daha sana bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etme! O zaman benim tarafımdan mazur sayılırsın.” dedi. |
045.Meryem | 45. “Babacığım! Doğrusu korkuyorum ki, çok esirgeyici olan Allah’tan sana bir azap gelip çatar da şeytana arkadaş olmuş olursun.” |
013.Hac | 13. O, kendisine faydasından çok zararı olana tapınır. O ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir arkadaştır! |
046.Sebe | 46. Resulüm! De ki: "Ben size bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker kalkınız. Sonra da arkadaşınızda hiçbir delilik olmadığını iyice düşününüz. O ancak şiddetli bir azap gelip çatmadan önce sizi uyarandır. |
051.Sâffât | 51. İçlerinden bir sözcü der ki: "Benim bir arkadaşım vardı." |
054.Sâffât | 54. (Sonra yanındakilere): "Acaba arkadaşımın nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedi. |
025.Fussilet | 25. Biz onlara bir takım arkadaşlar musallat ettik. Onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce geçmiş olan cin ve insan ümmetleri arasında onlara da o azap sözü hak olmuştu. Çünkü onlar hüsranda idiler. |
036.Zuhruf | 36. Kim Rahman olan Allah'ın zikrinden göz yumarsa, biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık o onun ayrılmaz bir arkadaşıdır. |
038.Zuhruf | 38. Nihayet o bize geldiği zaman der ki: "Ey şeytan! Keşke benimle senin aranda gün doğusu ile gün batısı kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü arkadaşmışsın sen!" |
023.Kaf | 23. Beraberindeki arkadaşı: "İşte bu yanımdaki hazırdır." der. |
027.Kaf | 27. Yanındaki arkadaşı der ki: "Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi!" |
059.Zâriyât | 59. Muhakkak ki bu (zamanda) zulmedenlerin de (geçmişteki zâlim) arkadaşlarının paylarına benzer (azaptan) payları vardır. O halde acele etmesinler! |
02.Necm | 2. arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır. |
029.Kamer | 29. Bir arkadaşlarını çağırdılar. O da cüret edip bıçağını çekerek deveyi kesti. |
048.Kalem | 48. Resulüm! Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle! Balığın arkadaşı Yunus gibi olma. Hani o dertli dertli Rabbine niyaz etmişti. |
022.Tekvir | 22. arkadaşınız aslâ deli değildir. |