Selam İle İlgili Hadisler
1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
Nisa 86
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
86- Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin
veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi
yapandır.
2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır.’
Sahabeler:
–Onlar nedir? Ya Rasulallah! diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
1) Ona rastladığın zaman selam ver,
2) Seni davet ederse, davetine icabet et,
3) Senden nasihat isterse ona nasihat et,
4) Hapşırınca elhamdulillah derse, ona yerhamukellah de,
5) Hastalanırsa ona hasta ziyareti yap,
6) Öldüğünde arkasından git’ buyurdu.”
Müslim 2162/4, 5, Buhari 1239
3) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“Selam kelamdan (konuşmadan) öncedir’ buyurdu.”
Tirmizi 2841
Bir Yere Girenken veya Oradan Çıkarken Selam Vermek Farzdır
4) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, izin almadan ve ev ahalisine selam
vermeden girmeyin.”
Nur 27
5) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Biriniz, bir meclise vardığı zaman selam versin, meclisten ayrılırken de selam versin.
Birinci selam sonucundan daha önemli değildir’ buyurdu.”
Ebu Davud 5208, Tirmizi 2848, Buhari Edebu’l-Müfred 1007, 1008, Ahmed
Not: Yani bir yerden çıkarken selam vermek, girerken selam vermekten daha önemlidir!
6) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biriniz (din) kardeşiyle karşılaştığı zaman ona selam versin. Eğer aralarına bir ağaç, duvar
veya (büyükçe) bir taş girer sonra da onunla karşılaşırsa ona yine selam versin.”
Ebu Davud 5200, Buhari Edebu’l-Müfred 1010
7) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı toplu bulunurlardı da, onların
(yürürlerken) karşılarına bir ağaç çıkardı. Bunlardan bir kısmı ağacın sağından ve diğer bir
kısmı ağacın solundan giderdi de, karşılaştıkları zaman birbirlerine selam verirlerdi.”
Buhari Edebu’l-Müfred 1011
8) Muaviye ibni Kurre demiştir ki, babam Kurre bana şöyle dedi:
“Hayrını umduğun bir mecliste bulunursun da, herhangi bir ihtiyaç seni aceleyle ayrılmaya
sevk ederse:
‘Selamun aleykum,’ de! Çünkü sen böyle yapmakla, o mecliste onlara isabet edecek olan
hayra iştirak etmiş olursun. Herhangi bir mecliste oturan insanlar, Allah anılmadan o
meclisten dağılırlarsa bir eşek leşinden dağılmış gibi olurlar.”
Buhari Edebu’l-Müfred 1009
9) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Evine girdiğinde onlara (ev halkına) Allah katından mübarek ve temiz bir selamla selam
ver!”
Buhari Edebu’l-Müfred 1095
Selam, İslam’ın En Hayırlı Ameli, Allah’a Yakınlaşma, Cennete Girme ve Müminlerin
Birbirini Sevme Sebebi Yapılmıştır
10) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Nefsim elinde olana yemin olsun ki siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Ben size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz
bir iş göstereyim mi? Selamı aranızda yayın’ buyurdu.”
Müslim 54/ 93, Ebu Davud 5193, Tirmizi 2828, İbni Mace 68, Buhari Edebu’l-Müfred 980,
Ahmed
11) Abdullah bin Selam (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’ye geldiğinde söylediği ilk sözü şu oldu:
“Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, insanlar uykuda iken namaz kılın ki selametle
cennete giresiniz.”
Tirmizi 2603, İbni Mace 1334
12) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir adam Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
–İslam’ın hangi (ameli) daha hayırlıdır? diye sordu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
–‘Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir’ buyurdu.”
Buhari 12, Edebu’l-Müfred 1013, Müslim 39/63, Ebu Davud 5194, İbni Mace 3253, Nesei
İman 12, Ahmed 2/169
13) Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘İnsanların Allah’a en yakın olanı, onlara ilk önce selam verenleridir’ buyurdu.”
Ebu Davud 5197, Tirmizi 2834
14) Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Selam, Allah-u Teâlâ’nın isimlerinden bir isimdir. Onu Allah (selamlaşmak için) yeryüzüne
koymuştur. O halde aranızda selamı yayın’ buyurdu.”
Edebu’l-Müfred 989
15) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Allah Azze ve Celle Adem’i kendi suretinde yarattı. Onun uzunluğu altmış arşındır.
(yaklaşık 30 metre) Adem’i yaratınca (ona):
–Git de şu topluluğa selam ver, buyurdu. Bunlar meleklerden bir cemaat olup, oturuyorlardı.
Sana ne cevap vereceklerini dinle! Çünkü bu senin ve zürriyetin için selam olacaktır, dedi.
Adem’de giderek:
–Es-selamu aleykum, dedi.
Melekler:
–Es-selamu aleyke ve rahmetullah, dediler. Ve ona Allah’ın rahmeti sözünü ziyade ettiler.
Cennete giren herkes Adem’in suretinde olacaktır. Şimdiye kadar insanların yaratılışı
eksilmekte devam etmiştir’ buyurdu.”
Buhari 3326, Edebu’l-Müfred 978, Müslim 2841/28
16) İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
–Es-selamu aleykum! dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun selamına aynı şekilde karşılık verdi ve selam veren
şahıs oturdu.
Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
–‘On hasenat’ (sevap kazandı) buyurdu.
Sonra bir başkası geldi ve:
–Es-selamu aleykum ve rahmetullah! diyerek selam verdi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu selamı da aldı ve o adam da yerine oturdu.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu adam için de:
–‘Yirmi hasenat’ (sevab kazandı) buyurdu.
Sonra bir başkası daha geldi ve:
–Es-selamu aleykum ve rahmetullah ve berekatuh! diye selam verdi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun selamını da aldı ve o adam da yerine oturdu.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu adam için de:
–‘Otuz hasenat’ (sevap kazandı) buyurdu.”
Ebu Davud 5195, Tirmizi 2829, Edebu’l-Müfred 986
Selam Vermeye Önce Kim Başlar?
17) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Küçük büyüğe, yürüyen oturana, az da çoğa selam verir’ buyurdu.”
Buhari 6233, Ebu Davud 5198, Tirmizi 2847
18) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Binekli olan yürüyene, yürüyen oturana, az olan cemaat de çok olana selam verir’
buyurdu.”
Buhari 6232, Müslim 2160/1, Ebu Davud 5199, Tirmizi 2845, 2846, Ahmed 3/44
İşaretle Selam Vermek Caiz Değildir
19) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bizden başkalarına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudi ve Hristiyanlara
benzemeyin. Yahudilerin selamlaşmaları parmak işaretiyledir. Hristiyanların selamlaşmaları
ise el ile işaret etmekledir’ buyurdu.”
Tirmizi 2835
20) Ata bin Ebi Keban (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Sahabeler, elle selam vermeyi hoş görmezdi.”
Edebu’l-Müfred 1004
21) Sabit bin Ubeyd (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma)’nın bulunduğu bir meclise gittim, o şöyle dedi:
–Selam verdiğinde duyur! Çünkü o, Allah katından bir sağlık dileğidir, mübarektir ve hoştur.”
Edebu’l-Müfred 1005
Çocuklara ve Kadınlara Selam Vermek
22) Sabit el-Bunani (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Kendisi Enes (Radiyallahu Anh) ile beraber yürüyordu. Enes (Radiyallahu Anh) bazı
çocukların yanına uğrayarak onlara selam verdi. Enes (Radiyallahu Anh), kendisi
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürüdüğünü, Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)’de bazı çocukların yanına uğrayarak onlara selam verdiğini haber verdi.”
Buhari 6447, Müslim 2168/14, 15, Ebu Davud 5202, 5203, Tirmizi 2836, İbni Mace 3700
23) Esma binti Yezid (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Biz bir kadınlar topluluğu içerisinde iken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanımızdan
geçti ve bize selam verdi.”
Ebu Davud 5204, Tirmizi 2838, İbni Mace 3701
Topluluk Halinde Selam Vermek
24) Hasan bin Ali (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Uğrayan bir cemaat adına içlerinden birinin selam vermesi yeterlidir, oturanlardan birinin de
selamı alması (diğerleri adına) yeterlidir.”
Ebu Davud 5210
Müslüman Olmayanlara Nasıl Selam Verilir?
25) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Yahudi ve Hristiyanlara ilk olarak siz selam vermeyin. (önce onlar selam versin) Onlardan
herhangi birisiyle yolda karşılaştığınızda yolun en dar yerine mecbur edin’ buyurdu.”
Müslim 2167/13, Tirmizi 2842, Ebu Davud 5207
26) Enes (Radiyallahu Anh) şöyle rivayet etti:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
–Kitap ehli (olan Yahudi ve Hristiyanlar) bize selam veriyorlar. Biz onlara nasıl karşılık
verelim? diye sordular.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
–‘Ve aleykum! diye cevap verin’ buyurdu.”
Buhari 6258, Müslim 2163/7, Ebu Davud 5207, İbni Mace 3697
Biriyle Selam Yollandığında Ne Yapılmalıdır?
27) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
–‘Ey Aişe! Bu Cibril’dir. Sana selam söylüyor!’ dedi.
Ben de:
–Aleyhi’s-Selam ve rahmetullah ve berekatuhu diyerek cevap verdim…”
Tirmizi 4130, 4131, Buhari 6253, Müslim 2447/90, İbni Mace 3696
Birine Selam Verildiğinde Selamı Almazsa Ne Yapılmalıdır?
28) Abdullah bin Samit’ten şöyle dedi:
“Ebu Zerr (Radiyallahu Anh)’a şöyle dedim:
–Ben Abdurrahman bin Ümmü’l-Hakem’e tesadüf ettim ve ona selam verdim ama o bana
hiç bir şeyle mukabele etmedi.
Bunun üzerine Ebu Zerr (Radiyallahu Anh):
–Ey kardeşim oğlu! Bundan senin aleyhine ne olur? Senin selamını, onun sağında bulunan
ve ondan daha hayırlı olan melek aldı, dedi.”
Edebu’l-Müfred 1038
İçinde Kimse Bulunmayan Bir Yere Girildiğinde Nasıl Selam Verilmelidir?
29) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Bir kimse meskun olmayan (şenliği bulunmayan, içi boş) bir eve girdiği zaman:
‘Es-selamu aleyna ve alâ ibadillahi’s-Salihin’ desin.”
Edebu’l-Müfred 1055
Kimlere Selam Verilmez?
30) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) küçük abdestini bozarken bir adam ona uğradı ve
selam verdi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
–‘Beni buna benzer bir halde gördüğün vakit bir daha bana selam verme. Şayet selam
verirsen selamını almam’ buyurdu.”
İbni Mace 352, İbnu’l Carud 37, 38, Albani Sahiha 197
____________________________________________________________________________
Selam terimi Arapça "selime" kökünden bir mastar olup, sözlükte; maddî ve manevî
sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe kavuşmak demektir, "es-Selamu", isim olarak
ise; selam, selamet, sulh ve güven anlamına gelir. Bir fıkıh terimi olarak selam; karşılaşan
iki müslümanın birbirine yaptıkları dua cümlesinden ibarettir. Selam veren "es-selamu
aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" der selamı alan ise "ve aleykümü's-selam
ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada
bulunur.
"Size ehl-i kitaptan birisi selam verince "aleyke veya aleykum (sana veya size de olsun)"
şeklinde cevap veriniz." (Buharî, İsfi'zan, 22, Murteddîn, 4; Müslim, Selam, 9, 87; Malik,
Muvatta', Selam, 3; A.b. Hanbel, II, 9, III, 99; İbn Kesîr, a.g.e., III, 462.)
Hz. Peygamberin ve ashab-ı kiramın birbirleriyle "es-selamu aleyke veya es-selamu
aleykum (Allah'ın selamı sana veya size olsun)" sözlerini kullanarak selam verdikleri tevatür
derecesine ulaşan hadislerle sabittir. ( bk. Buharî, İsti'zan, 1,3, 28; Tefsiru Süre, 33/8;
Enbiya, 1; Müslim, Edeb, 37; Ebü Davud, Akdıye, 21, Libas, 24 45; A. b. Hanbel, l, 85,
146.) Nitekim Allahü Teala, Adem (a.s)'ı yarattığında, ona; "git, meleklere selam ver, nasıl
selam alacaklarını dinle, bu senin ve neslinin selamlaşma örneği olacaktır" dedi. Bunun
üzerine Adem (a.s) meleklere; "es-Selamu aleykum (Allah'ın selamı size olsun)" dedi.
Onlar da; "es-Selamu aleyke ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sana olsun)"
diyerek karşılık verdiler. ( Buharî, Halku Adem, 2, IV, 102; Tecrîd Sarîh, Terc. IX, 46, H. No:
1367; el-Kurtubî, a.g.e, XX, 45.) Selam başta belirtme takısı olmaksızın "Selamün
aleykum" şeklinde de ifade edilebilir. (Buharî, İsti'zan, 9; A.b. Hanbel, I, 387.)
Hanefilere göre, selamı vermek sünnet, almak vacip hükmündedir. Çünkü ayette, "size selam verilince, ona ondan daha güzeli ile veya aynı ile karşılık verin" buyurularak, selam alma emir siygası ile ifade olunmuştur. Diğer yandan Allah'ın Rasulü, müslümanın müslüman üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu belirtmiştir. (İbn Mace, Cenaiz, 1; A. b. Hanbel, II, 332, VI, 385.)
"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." (Müslim, iman, 93; Ebu Davud, Edeb, 131; Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyame, 54, İsti'zan, 1; ibn Mace, Mukaddime, 6; A. b. Hanbel, l, 165; bk. Buharî, Nikah, 71, Eşribe, 28, İsti'zan, 8; Nesaî, Cena'iz, 53.)
__________________________________________________________________
6381(Kaynak: Kütübi Sitte)
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir müslümanın diğer bir müslüman üzerinde beş hakkı vardır: "selamını almak, davete icabet, cenazeye katılmak, hasta ziyareti, "elhamdulillah!" dediği taktirde hapşırana yerhamukallah (diyerek teşmitte bulunmak).
3349 (Kaynak: Kütübi Sitte)
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki: "Ey oğulcuğum, ailene girdiğin zaman selam ver ki, selamın, hem senin üzerine hem de aile halkına bereket olsun!"
Tirmizi, İsti'zan 10, (2699).
6381(Kaynak: Kütübi Sitte)
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir müslümanın diğer bir müslüman üzerinde beş hakkı vardır: "selamını almak, davete icabet, cenazeye katılmak, hasta ziyareti, "elhamdulillah!" dediği taktirde hapşırana yerhamukallah (diyerek teşmitte bulunmak).
3349 (Kaynak: Kütübi Sitte)
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki: "Ey oğulcuğum, ailene girdiğin zaman selam ver ki, selamın, hem senin üzerine hem de aile halkına bereket olsun!"
Tirmizi, İsti'zan 10, (2699).