7001 zinet İSMİD SÜRMESİ "İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size ismidi tavsiye ederim. Zira o, gözü(n görme gücünü) parlatır ve kirpikleri (besleyip) bitirir."
7002 zinet İSMİD SÜRMESİ "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uyuyacağınız zaman ismidle sürme çekmenizi tavsiye ederim. Çünkü o, gözü(n görme gücünü) parlatır ve kılları (yani kirpikleri besleyip) bitirir."
7003 Kur'an KUR'AN'LA TEDAVİ "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İlaçların en hayırlısı Kur'an'dır."
7004 muskalar GÖZ DEĞMESİ "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Göz değmesinden) Allah'a sığının. Zira göz değmesi haktır."
7005 muskalar RUKYE (DUA İLE TEDAVİ) "Halide Bintu Enes Ümmü Beni Hazm es-Saidiyye radıyallahu anha'nın anlatığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmiş, (tedavide okuduğu) duayı Aleyhissalatu vesselam'a (kontrol ettirmek üzere) arzetmiştir. Aleyhissalatu vesselam (dua metninde mahzurlu bir kelam görmediği için) o duayı tedavide okumasına ruhsat vermiştir."
7006 muskalar YILAN VE AKREP SOKMASINA KARŞI RUKYE (DUA) "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adamı akrep sokmuştu. O gece acıdan uyuyamadı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Falancayı akrep soktu, bu yüzden geceleyin hiç uyuyamadı" diye haber verilmişti. Şöyle buyurdular: "Keşke akşamleyin şu duayı okusaydı: Eûzu bikelimatillahi't-tammati min şerri ma halaka" (Yarattığının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım)" deseydi, akrebin sokması sabaha kadar ona zarar vermezdi."
7007 muskalar YILAN VE AKREP SOKMASINA KARŞI RUKYE (DUA) "Amr İbnu Hazm radıyallahu anh anlatıyor: "Yılan sokmasına karşı okunan duayı Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a arzettim, onu okumama izin verdi."
7008 muskalar RESULULLAH'IN OKUDUĞU ŞİFA DUASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (hastalığım sırasında) bana geçmiş olsun ziyaretine gelmişti. Bana: "Seni, Cebrail'in bana getirdiği dua ile tedavi etmeyeyim mi?" buyurdular. Ben: "Annem babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resülü! Evet!" dedim. Okudular: "Bismillahi erkike vallahu yeş ike min külli dain fike min şerri'n-neffasati fi'I-ukadi ve min şerri hasidin iza hased (Allah'ın adıyla sana okuyorum, sende olan her hastalığa karşı, düğümlere üfleyenlerin şerrine, hased ettikleri zaman hasedçilerin şerrine karşı Allah şifa versin (veya şifayı verecek olan Allah'tır)." Bunu üç sefer okudu."
7009 muskalar HUMMAYA KARŞI DUA "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, şiddetli bir hummaya yakalanmış iken Cebrail aleyhisselam gelmişti. Efendimizi tedavi için şu duayı okudu: "Bismillahi erkike min külli şey'in yüz'ike min hasedi hasidin ve min külli aynin. Allah u yeşfike. (Sana Allah adıyla okuyor, sana eza veren herşeyden, hasedcinin hasedinden ve herbir (kem) gözden şifa diliyorum. Allah sana şifa versin."
7010 muskalar MUSKA TAKMA "Abdullah İbnu Mes'udun zevcesi Zeyneb radıyallahu anhüma anlatıyor: "Yaşlı bir kadın vardı, bize gelir, humre (denilen bir veba çeşidine) karşı rukye yapardı. Bizim ayakları uzun bir karyolamız vardı. (Eşim) Abdullah eve gireceği zaman (geldiğini sezdirmek için) öksürüp ses çıkarırdı. Bir gün Abdullah aynı şekilde içeri girdi. Kadın, sesini işitince ona karşı örtüsüne büründü. Abdullah gelip yanına oturdu ve bana eliyle dokundu ve bir ipin eline değdiğini hissetmişti ki : "Bu nedir?" diye sordu. Ben: "(Takındığım bu muska) içinde humraya karşı dua var!" dedim. Abdullah onu derhal çekip kopardı, fırlatıp attı ve: "Abdullah'ın ailesi şirkten müstağnidir. Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Rukyeler, muskalar ve büyü bir şirktir" dediğini işittim" dedi. Ben: "Ama ben bir gün dışarı çıkmıştım. Beni falanca gördü, bunun üzerine ona gelen taraftaki gözüm yaşardı. O günden beri rukye yapınca gözümün yaşı kesilir, rukyeyi bıraktım mı tekrar yaşarır" dedim. Bunun üzerine Abdullah dedi ki: "Bu şeytandır, ona itaat edince seni bırakıyor, ona isyan ettiğin vakit parmağıyla gözüne dürtüyor. Ama Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı gibi yapsaydın, bu senin için daha hayırlı, şifa bulman için de daha münasib olurdu: Gözüne su serpip şöyle diyeceksin: "Ezhibi'l-be's, Rabbi'n-nas, işfi, enteş-şafi, la şifaen illa şifauke, şifaen la yugadiru sakamen (Fenalığı gider. Ey insanların Rabbi! Şifa ver! Sen şifa verensin. Senin verdiğinden başka şifa yok! Öyle şifa ver ki, hiçbir hastalık geride kalmamış olsun)."
7011 muskalar MUSKA TAKMA "İmran İbnu'l-Husayn radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kolunda tunçtan bir bilezik taşıyan bir adam görmüştü: "Bu halka da ne?" diye sordu. Adam: "Bu vahine (denen kol ağrısın)dan dolayıdır" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Çıkar onu! Zira o, ağrını artırmaktan başka bir işe yaramaz!" buyurdu."
7012 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam güzel tefaülden hoşlanır, uğursuz saymaktan hoşlanmazdı."
7013 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet (hastalığın bulaşması), ne uğursuzluk, ne hame (denen öldürülenin başından çıkıp intikam istediğine inanılan mahluk) ne de safer (ayının uğursuzluğu) vardır."
7014 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Ömer anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir günj: "Ne sirayet, ne uğursuzluk, ne de hame yoktur" demişti. Bir adam kalkarak: "(Nasıl olmaz ey Allah'ın Resülü! Kendisinde uyuz olan bir deve sebebiyle bir sürü uyuzlanıyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "İşte bu kaderdir. Pekiyi önceki deveyi kim uyuzladı?" buyurdular."
7015 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : "Cüzzamlılara devamlı surette bakmayınız."
7016 muskalar SİHİR "Ümmü Seleme radıyallahu anha diyor ki: "Ey Allah'ın Resulü! (Hayber'de) yediğin zehirli koyun etinin ağrısı her yıl sana ara vermeden geliyor" demiştim, şu cevapta bulundular: "Ondan bana isabet eden şey, Adem daha çamurunda iken (daha tam olarak yaratılmamış iken) Allah'ın hakkımda yazdığı) şeydir, (ondan ne eksiktir ne de fazlası)."
7017 muskalar SİHİR "Osman İbnu Ebi'I-As radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam beni, Taif'e vali tayin edince, namazda bana bir şey arız olmaya başladı. Öyle ki, kıldığımı bilemez hale geldim. Bu durumu kendimde görünce, hemen Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittim. (Beni görünce: "Bu gelen İbnu Ebi'l-As değil mi?" buyurdular. Ben: "Evet! Ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Niye geldin?" buyurdular. "Ey Allah'ın Resûlü! Bana namazda bir hal arız oldu, ne kıldığımı bilmez, anlamaz hale geldim" dedim. "Anlattığın şey şeytandır, onu bana yaklaştır!" buyurdular. Bunun üzerine Resulullah'a yaklaştım. (Diz çöküp) ayaklarımın üstüne oturdum. Aleyhissalatu vesselam mübarek elleriyle göğsüme vurup ağzımın içine tükürdüler. Sonra: "Çık ey Allah'ın düşmanı!" dediler. Bu muameleyi bana üç kere tekrar ettiler. Sonunda: "Haydi işinin başına git!" buyurdular."
Ravi der ki: "Osman kasem ederek dedi ki: "Ömrüme yemin olsun ki ondan sonra şeytanın bana sokulduğunu hiç sanmam."
7018 muskalar SİHİR "Ebu Leyla el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında otururken, Efendimize bir bedevi geldi: "Hasta bir erkek kardeşim var" dedi. Resûlullah: "Kardeşinin hastalığı nedir?" diye sordu. "Kardeşimde biraz delilik var!" dedi. "Git onu bana getir!" buyurdular. Adam gitti kardeşini getirdi. Resûlullah önüne oturttu. Fatiha-ı şerife Bakara suresinin başından ilk dört ayeti, ortalarindan "Ve ila hüküm ilahün vahidün" Ayeti, Ayete'l-Kürsi, sonundan ise üç ayeti; Al-i İmrandan bir ayeti ki bunun "şehidallahu ennahula ilahe illa hu" ayetinin olduğunu zannediyorum-A'raf suresinden bir ayeti; "inne rabbikumüllezi halaga" ayeti; Mü'minün süresinden bir ayeti; "ve men yedea ma allahi ilahen ahare la ber hane lehu" ayeti; Cin süresinden bir ayeti, "Ve ennehu tuala ceddü rabbina mattehaza sahiibeten veleden" ayeti, Saffat suresinin başından on ayeti, Haşir suresinin sonundan üç ayeti; Kulhüvallahu Ahad suresi, Muavvizateyn surelerini okuyarak ona afsun yaptığını işittim. Bunun üzerine bedevi ayağa kalktı. Tamamen iyileşmişti."
7019 giyecek HZ. PEYGAMBER'İN GİYECEKLERİ "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şemle (car) içerisinde namaz kıldı. Car, (bedeninden düşmesin diye) onu bağlamıştı."
7020 giyecek HZ. PEYGAMBER'İN GİYECEKLERİ "Hz.Aişe anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın bir kimseye sövdüğünü ve kendisi için bir elbise dürüldüğünü görmedim."
7021 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "Hz.Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam yün elbise, yamalı ayakkabı ve cidden sert mi sert elbise giydi."
7022 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "İbnu Ömer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ömer'in üzerinde bembeyaz bir gömlek görmüştü. "Bu elbisen yıkandı mı, yeni mi?" diye sordu. Hz. Ömer: "Hayır (yeni değil), yıkanmıştır!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (ona): "Yeniyi giy(esin), hamdedici olarak yaşa(yasın) ve şehit olarak öl(esin)!" buyurdular."
7023 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "Hz.Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şu iki kıyafetı yasakladı: İştimal-i samma (elleri de dahil, vücudunu tek bir elbise ile sıkıca sarmak) ve fercini semaya açmış vaziyette kabaların üzerinde oturup bacakları dikerek tek bir elbiseye sarınmak."
7024 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza geldi. Üzerinde kolları dar, yün, rumi bir cübbe vardı. Bize onun içerisinde namaz kıldırdı. Aleyhissalatu vesselam'ın üzerinde bundan başka bir giyecek yoktu."
7025 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Selman el-Farisi radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest almıştı. Üzerindeki yün cübbeyi çevirip onun (iç kısmı) ile yüzünü sildi."
7026 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mescidlerde olsun, kabirlerde olsun Allah Teala hazretlerini ziyarette giydiğiniz en güzel elbise beyazdır."
7027 giyecek ELBİSESİNİ KİBİRLE SÜRÜMEK "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim izarını kibirle yerde sürürse, Allah Kıyamet günü ona (rahmet nazarıyla) bakmaz."
Ravi (Atiyye) der ki: "Sonra ben, Balat'da İbnu Ömer'e rastladım. Ebu Sa'id'in Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan yaptığı rivayeti hatırladım. Eliyle kulağına işaret ederek dedi ki: "Bunu şu kulaklarım da işitti ve kalbim ezberleyip zaptetti."
7028 giyecek İZARIN YERİ "Muğire İbnu Şu'be radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Süfyan İbnu Sehl, izarını (topuklarından aşağı) sarkıtma! Çünkü Allah Teala hazretleri, izarını (topuklardan) aşağı sarkıtanı sevmez!"
7029 giyecek GÖMLEĞİN YENİ NE KADAR UZUN OLMALI? "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kolları ve boyu kısa kamis (gömlek) giyerdi."
7030 giyecek KADININ ZEYLİ (ETEK BOYU) NE KADAR OLMALI? "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Fatıma veya Ümme Seleme radıyallahu anhüma'ya: "Senin eteğinin boy uzunluğu(nun erkek eteğine nazaran fazlalığı) bir ziradır" buyurdular."
7031 giyecek KADININ ZEYLİ (ETEK BOYU) NE KADAR OLMALI? "Hz.Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadınların eteklerinin (erkeğinkinden fazla uzunluğu) hakkında: "Bir karış" demişti. Aişe kendisine: "Bu durumda, yürürken bacakları (etekten dışarı çıkar" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse bir zira' olsun!" buyurdular."
7032 giyecek SİYAH SARIK "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Fetih günü, Mekke'ye başında siyah bir sarık olduğu halde girdi."
7033 giyecek İPEKLİ GİYMEK, ALTIN TAKINMAK KADINLARA HELAL "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) yanımıza geldiler. Bir elinde ipek bir elbise, diğer elinde de altın vardı: "İşte bu iki şey ümmetimin erkeklerine haramdır, kadınlara helaldir" buyurdular."
7034 giyecek KIRMIZI RENKLİ ELBİSE ERKEĞE MEKRUHTUR "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam müfeddem elbiseyi yasakladı."
Ravi Yezid demiştir ki: "Ben (hadisi bana rivayet eden) Hasan İbnu Süheyl'e "Müfeddem nedir?" diye sordum. Dedi ki: "Üsfur ile kıyasıya boyanmış (kıpkırmızı olmuş) kumaştan elbisedir."
7035 giyecek ŞÖHRET ELBİSESİ "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatıu vesselam buyurdular ki: "Kim (dünyada, dikkatleri üzerine çeken) şöhret elbisesi giyerse, Allah, alçaltacağı gün alçaltıncaya kadar, o kimseden yüz çevirir (rahmet nazarıyla bakmaz)."
7036 giyecek MEYTE (MURDAR ÖLEN) HAYVANLARIN DERİSİ "Selman radıyallahu anh anlatıyor: "Ümmühatu'l-mü'mininden birinin bir davarı vardı. Hayvan öldü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hayvanın ölüsünün yanından geçti ve: "Sahibi bunun derisinden istifade etseydi, kendine bir zarar (günah) gelmezdi" buyurdu."
7037 giyecek AYAKKABILARIN ŞEKLİ "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ayakkabısının, taşması çift olan iki askısı (parmak arasından geçen tasması) vardı."
7038 giyecek TEK AYAKKABI İLE YÜRÜME "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse ayakkabı veya mestin sadece bir tekini giymiş olarak yürümesin, iki tekini birden çıkarsın veya ikisini birden giyerek yürüsün."
7039 giyecek AYAKKABIYI AYAKTA GİYMEK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kişinin ayakkabılarını ayakta giymesini yasakladı."
7040 zinet SAÇ VE SAKALI SİYAHA BOYAMA "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Kuhafe, Fetih günü Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirilmişti. Saçları köpük gibi bembeyazdı. Aleyhissalatu vesselam: "Bunu hanımlarından birine götürün(de bunun saç ve sakalının rengini) değiştirsin. Fakat siyah(a boyamak)tan da kaçınınız" buyurdular."
7041 zinet SAÇ VE SAKALI SİYAHA BOYAMA "Süheybü'I-Hayr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ağaran saç ve sakallarınızı boyamada) kullandığınız en iyi boya şüphesiz şu siyahtır. (Çünkü siyah boya) kadınlarınızı size daha çok rağbet ettiricidir, düşmanınızın içinde de hakkınızda daha çok korku doğurucudur."
7042 zinet SAÇ-SAKAL BOYAMAYI TERKİN HÜKMÜ "Hz. Enes radıyallahu anh'a: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam saç ve sakalını boyadı mı?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Aleyhissalatu vesselam, sakalının ön kısmında, onyedi veya yirmi tel kadar bir aklık görmüştür (bunlar için boya olur mu!) diye cevap verdi."
7043 zinet EVDE RESİM "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadın gelerek, kocasının gazvede olduğunu söyleyerek evine bir hurma ağacı resmini yapmak için izin istedi. Aleyhissalatu vesselam kadını men etti veya nehyetti."
7044 zinet AYAKLA BASILAN EŞYADAKİ RESİM "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben bir sehvemi yani odasının içindeki yüklüğümsü bir kısmı kastediyor üzerinde resimler bulunan bir kumaşla örtmüştüm. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (eve) gelince onu söktü. Ben de ondan iki yastık yaptım. Ben Aleyhissalatu vesselam'ı, bunlardan birine yaslanmış olarak gördüm."
7045 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "İbnu Selame es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim" -diye üç kere tekrar etti. Sonra şöyle devam etti:- "Kişiye babası(nın hakkına riayeti) tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa."
7046 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıntar onikibin okiyyedir. Her okiyye, yerle gök arasında bulunan şeylerin hepsinden hayırlıdır."
Yine Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin ahirette derecesi yükseltilir. Bunun üzerine: "Bu yükselme (hakkım değildi), nereden gelmedir?" der. Kendisine: "Bu senin için evladının yaptığı istiğfar sebebiyledir" denilir."
7047 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Mikdam İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri size annelerinizin haklarına riayeti tavsiye etmektedir. Bunu üç sefer tekrarladı Allah size babalarınızın haklarına riayet etmenizi tavsiye etmektedir. Allah size akrabalarınızın haklarına yakınlık derecesine göre riayet etmenizi tavsiye etmektedir."
7048 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resülü, anne ve babanın çocukları üzerinde hakları nedir?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam: "Onlar senin cennet ve cehennemindirler" buyurdu."
7049 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Ya'la İbnu Mürre radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ali'nin oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhüm ecmain koşarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldiler. Efendimiz onları bağrına bastı ve: "Şurası muhakkak ki, çocuk, cimrilik ve korkaklık sebebidir" buyurdular."
7050 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Süraka İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size sadakanın en faziletlisini haber vereyim mi? (Boşanma, kocasının ölümü gibi bir sebeple sana geri gönderilmiş ve senden başka çalışanı (Nafakasını temin edecek bir kimsesi) olmayan kızın (için harcadığın)dır."
7051 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Ahnef İbnu Kays'ın amcası Sa'sa'a İbnu Muaviye radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın beraberinde iki kızıyla birlikte Hz. Aişe'nin yanına girdi. Aişe radıyallahu anha kadıncağıza üç tane kuru hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi, kalan üçüncü hurmayı da çocukları arasında taksim etti."
Hz. Aişe der ki: "Az sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam geldi, hadiseyi kendisine anlattım. Bunun üzerine: "Buna hayret mi ettin? Kadın bu davranışı sebebiyle cennete girdi" buyurdular."
7052 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, erginlik çağına varan iki kızına, onlar yanında kaldıkları veya kendisi onların yanında kaldığı müddetçe iyilik yapar ihsanda bulunursa, bu kızlar onu mutlaka cennete dahil ederler."
7053 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın."
7054 iyilik KOMŞU HAKKI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cebrail aleyhisselam komşu hakkında öyle ısrarla tavsiyede bulundu ki, komşuyu komşuya varis kılacak zannettim."
7055 iyilik YETİM HAKKI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki "Allahım! Ben şu iki zayıfın hakkının çiğnenmesinden cidden sakındırırım: Yetim ve kadın."
7056 iyilik YETİM HAKKI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanlar içinde en hayırlı ev kendisine iyilik yapılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de kendisine kötülük yapılan bir yetimin bulunduğu evdir."
7057 iyilik YETİM HAKKI "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim üç yetimi yetiştirir, nafakasını temin ederse, sanki ömrü boyu geceleri namaz kılmış, gündüzleri oruç tutmuş ve sabahtan akşama yalın kılıç Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap alır. Keza, ben ve o, şu iki kardeş (parmak) gibi cennette kardeş oluruz" buyurdu ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı."
7058 iyilik SUYU SADAKA ETMENİN FAZİLETİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar saf saf olurlar -İbnu Nümeyr dedi ki:"Cennet ehli saf saf olurlar: Derken cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine uğrar ve: "Ey fülan! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim" der, (ve bu suretle şefaat diler). (Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki:) "Adam, o kimseye şefaat eder. (Cehennemlik olan bir başka) adam, cennetlik olan bir başkasının yanından geçer ve ona: "Sana abdest suyu verdiğimi hatırlıyor musun?" der (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder."
(Ravi) İbnu Nümeyr (rivayetinde biraz farkla) şöyle der: "Ve cehennemlik olanlardan biri cennetlik olanlardan birine): "Ey falan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben o gün senin için gitmiştim. (Bu sözüyle şefaatini ister. Cennetlik olan) kimse de ona şefaat eder."
7059 iyilik SUYU SADAKA ETMENİN FAZİLETİ "Süraka İbnu Cu'şem radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a, kendi develerini sulamak için hazırlayıp sıvadığım havuzlarıma gelen yolunu kaybetmiş yitik deveyi sularsam benim için bir sevap olup olmadığını sordum. Bana: "Evet, hararetli her ciğer sahibin(i sulamak)ta bir sevap vardır" buyurdular."
7060 iyilik KÖLELERE İYİLİK "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir defasında): "Mülkiyeti altında bulunan (köle ve cariye)lere kötü muamele eden kimse cennete girmeyecektir" demişti.
"Ey Allah'ın Resûlü! Siz bize: "Bu ümmet, köle ve yetimi en çok olan ümmettir" diye haber vermediniz mi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Evet! Öyleyse onlara çocuklarınıza verdiğiniz değer gibi değer verin ve yediklerinizden yedirin!" buyurdu."
Ashab bu defa: "Köle ve cariyeler bize dünyada ne gibi faide sağlar?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Savaş için beslediğin bir at üstünde Allah yolunda cihad edersin. Senin kölen de senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir" açıklamasını yaptılar."
7061 iyilik SELAMI YAYMAK "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize selamı yaygınlaştırmamızı (tanıdık, tanımadık herkese vermemizi) emretti."
7062 iyilik GAYR-İ MÜSLİMİN SELAMI NASIL ALINIR? "Ebu Abdirrahman el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yarın ben yahudilere kadar gideceğim, sakın onlara, önce siz selam vermeye kalkmayın. Onlar size selam verirse sadece "ve aleyküm" deyin."
7063 iyilik KAPI ÇALMA (İZİN İSTEME) "Ebu Eyyüb el-Ensari anlatıyor: "(Bir gün), Ey Allah'ın Resûlü! Şu selam malum. İsti zan (=izin istemek=kapı çalmak) nedir?" diye sorduk. Şu açıklamayı yaptılar: "(Bir başkasının evine girmek isteyen) kimse (varlığını duyurmak için kapıda, sesli olarak) sübhanallah, Allahüekber, elhamdilillah! der, öksürüp boğazını temizler (ve içeri girmek istediğini haber verip) ev halkından böylece izin ister."
7064 iyilik NASILSINIZ? DİYE HALİ SORULAN "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü nasıl sabaha erdiniz?" diye sordum. Bana: "(Nafile) oruç tutmayan ve hiçbir hastayı ziyaret edemeyen bir adam olarak hayır ile sabahladım" diye cevap verdi."
7065 iyilik NASILSINIZ? DİYE HALİ SORULAN "Ebu Üseyd es-Sa'idi radıyallahu anh anlatıyor: "ResülulIah aleyhissalatu vesselam, Abbas İbnu Abdilmuttalib'in evine girerken, Abbas radıyallahu anh'a: "Esselamu aleyküm" buyurmuş, ev halkı da: "Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekatuhu" diye selamını almışlar. Sonra Resûlullah, "Nasılsınız?" diye hal-hatır sormuş, onlar da: "Allah'a hamdolsun, iyiyiz. Babamız ve anamız sana feda olsun, sen nasılsın ey Allah'ın Resülü!" diye karşılık vermişler, Aleyhissalatu vesselam da: "Allah'a hamdolsun, ben de iyiyim!" buyurmuştur."
7066 iyilik BÜYÜĞE İKRAM "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size bir kavmin büyüğü gelince onu büyükleyin, ikramda bulunun."
7067 iyilik HAPŞIRANA TEŞMİT "Hz. Ali anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hapşırınca "Elhamdulillah!" desin. Yanındakiler ona, yerkamukellah! desinler, hapşıran da onlara "Yehdikümullah ve yuslihu baleküm (Allah size hidayette bulunsun ve halinizi iyi kılsın)" desin."
7068 iyilik YANINDA OTURANA SAYGI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama rastladımı onunla konuşur, muhatabı ayrılmadıkça da yüzünü ondan çevirmezdi. Muhatabıyla musafaha yapsa, elini muhatabın elinden çekmıezdi. İlk çeken muhatabı olurdu. Aleyhissalatu vesselam'ın dizlerinin, yanında oturan arkadaşının dizlerinden ileri Çıktığı da görülmemiştir."
7069 iyilik MAZERETİ KABUL "Cevzan el-Küfi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (din) kardeşine bir özür beyan eder de kardeşi bunu kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur."
7070 mizah ve şakalaşma ŞAKA "Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh ticari maksatla, Aleyhissalatu vesselam'ın vefatından bir yıl önce Busra ya kadar gitmişti. Beraberinde Nu'ayman ve Suvaybıt İbnu Hermele de varlardı. Bunlar Bedir gazilerindendi.. Nu'ayman erzakları gözetiyordu. Suvaybıt mizahı seven şakacı birisiydi. Nuayman'a (bir ara): "Bana yiyecek bir şeyler ver!" dedi. O ise: "Bekle de Ebu Bekir gelsin!" dedi. Suvaybıt (biraz öfkelenerek) "Vallahi seni kızdırmasını bilirim!" dedi. Ravi der ki: "(Bir müddet sonra) bunlar bir kavme uğradılar. Suvaybıt onlara:
"Benim bir kölem var, satın alırsanız (ucuza vereceğim)" der. Onlar da "Alırız!" derler. Suvaybıt: "Ancak şimdiden söyleyeyim, kölem çenebazdır, o size: "Ben hür kimseyim (köle değilim)" diyecektir. Eğer o böyle dedi diye almaktan vazgeçecekseniz (alıcı olup da) kölemle arama fesad sokmayın!" dedi. Onlar: "Hayır! biz onu senden satın alacağız!" dediler ve (pazarlık edip) on deve mukabili Nuayman'ı satın aldılar. Sonra yanına gelip, boynuna sarık veya ip bağladılar. Nu'ayman: "Bu adam sizinle alay ediyor, ben hürüm, köle değilim" dedi. Adamlar: "Senin böyle söyleyeceğini bize haber vermişti (yalanlarınla bizi kandıramazsın)" dediler ve Nuayman'ı alıp götürdüler.
Derken Hz. Ebu Bekr geldi. Durumu kendisine haber verdiler. Ravi der ki: "Hz. Ebu Bekr o kavmin peşine düştü, develerini geri verdi ve Nu'ayman'ı kurtardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına döndükleri zaman hadiseyi haber verdiler. Bu hadiseye Aleyhissalatu vesselam ve ashabı bir yıl güldüler."
7071 mizah ve şakalaşma ŞAKA "Büreyde İbnu'I-Husayb radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam gölge ile güneş arasında oturmayı nehyetti."
7072 uyumak YÜZÜKOYUN YATMAMALI "Ebu Zerr radiyallahu anh anlatıyor: "Ben yüzükoyun yatar vaziyette iken Resulullah aleyhissalatu vesselam yanıma geldi. Ayağıyla bana dürtüp: "Ey Cüneydib, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır" buyurdu."
7073 uyumak YÜZÜKOYUN YATMAMALI "Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidde, yüzükoyun yatıp uyuyan bir adamın yanından geçmişti. Ayağıyla dürterek: "Kalk, otur! Zira bu, cehennem(dekiler)e mahsus bir uykudur (yatıştır)" buyurdu."
7074 isim İSİMLERİ DEĞİŞTİRME "Abdullah İbnu Selam radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldiğimde ismim Abdullah İbnu Selam değildi. Beni Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdullah İbnu Selam diye isimlendirdi."
7075 isim ÇOCUĞU OLMYANA KÜNYE "Hamza İbnu Suhayb radiyallahu anhuma anlatıyor: "Hz. Ömer, Suhayb radiyallahu anhuma'ya: "Senin Oğlan çocuğun olmadığı halde niçin "Ebu Yahya" diye künye taşıyorsun?" diye sordu. Suhayb: "Beni, Ebu Yahya diye Resulullah aleyhissalatu vesselam künyeledi" dedi."
7076 medh MEDİH "Hz. Mu'aviye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın birbirinizi methetmeyin. Çünkü bu boğazlamak (yani methedileni bir nevi katletmek)dir."
7077 müsteşar MÜSTEŞAR EMİN OLMALIDIR "Ebu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kendisiyle istişare edilen kişi güvenilen bir kimse (olmalı)dır."
7078 müsteşar MÜSTEŞAR EMİN OLMALIDIR "Hz.Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz (din) kardeşine danıştığı zaman, danışılan kimse ona (hak ve doğru gördüğü) kanaatını söylesin."
7079 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK "Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam (vücudundaki kılları gidermek için) hamam otu sürmek istediği zaman avret mahallinden başlayarak oraya hamam otunu kendisi sürerdi. Bedeninin diğer yerlerine ailesi sürerdi."
7080 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor Resulullah aleyhissalatu vesselam, (tüylerini almak için) hamamotu süründü kasıklarına kendi eliyle sürdü.
7081 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK "Amr İbnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Halka ya emir, ya emirin memuru yahut da murai kimse kıssa anlatır."
7082 şiir KÖTÜ ŞİİR "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İftira yönüyle insanların en büyüğü, bir adamı hicveden ve tümüyle bir kabileyi hicveden kimsedir. Keza, babasını inkar edip annesini zina ile itham eden kimsedir."
7083 şeytan GÜVERCİNLE OYNAMAK "Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir kuşun peşinde koşan bir adam görmüştü. " şeytanı takip eden bir şeytan!" buyurdu."
7084 şeytan GÜVERCİNLE OYNAMAK "Hz.Osman ve Hz.Enes radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir güvercinin peşine takılan bir adam görmüştü. "Bir şeytanı kovalayan bir şeytan" buyurdu."
7085 yazı YAZIYI TOPRAKLA KURUTMA "Hz.Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(mürekkeple yazdığınız vakit, kağıdınızı topraklayın (mürekkebin dağılmaması için) bu uygundur. Çünkü toprak mübarektir."
7086 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kur'an ehli (yani onu okuyan, onunla amel eden) cennete girdiği vakit, kendisine: "Oku ve yüksel!" denilir. O da okur ve yükselir. Her ayet için bir derece verilir. Böylece o bildiği ayetleri sonuna kadar okur (ve her biri için bir derece alır)."
7087 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "İbnu Büreyde'nin babası (Büreyde) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü Kur'an-ı Kerim rengi uçuk bir adam gibi gelir ve (okuyucusuna): "Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim" der."
7088 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah u ahad, el-Vahidu's-Samed (yani İhlas suresi Kur'an'ın üçte birine denktir."
7089 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : "Aziz ve celil olan Allah buyurmuştur ki: "Kulum, beni andığı ve dudakları benim için kımıldandığı an ben kulumla beraberim."
7090 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Su'da'I-Mürriyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra Hz. Ömer, (bir gün kocam) Talha'ya uğradı. (Onu üzgün bularak:) "Neyin var, niye üzgünsün? Amca oğlun (Ebu Bekr'in) halife oluşu mu seni üzdü?" dedi. Talha: "Hayır! Lakin ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Ben bir kelime biliyorum, her kim ölümü anında onu söylerse mutlaka amel defteri için bir nur olur ve onun cesedi ve ruhu, ölüm anında o kelime sebebiyle bir rıza, bir rahmet bulacaktır" buyurduğunu işittim" dedi. Ben bu kelimenin ne olduğunu o ölünceye kadar sormadım. (İşte bunun için üzgünüm)" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Ben o kelimeyi biliyorum. O, Resûlullah aleyhissaltu vesselam'ın amcası (Ebu Talib)e vefatı anında teklif ettiği kelime-i tevhiddir. Eğer Resülııllah aleyhissalatu vesselam, amcası için, kelime-i tevhidden daha kurtarıcı bir şey bilseydi onu (söylemesini) emrederdi" dedi."
7091 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölen bir nefis (ölüm anında) Allah'ın bir ve benim Allah elçisi olduğuma şehadet eder, kalbi de bunu tasdik ederse, Allah mutlaka ona mağfiret kılar."
7092 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ümmü Hani radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "La ilahe illallah (Allahtan başka ilah yoktur)" kelimesini fazilette hiçbir amel geçemez ve bu kelime hiçbir günahı bırakmaz, (affettirir)."
7093 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, sabah namazının peşinden La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve ala külli şey'in kadir (Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir)" derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi azad etmiş gibi sevap yazılır."
7094 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Kudame İbnu İbrahim el-Cümahi radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi, Hz. Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab radıyallahu anhüma'ya gidip geliyordu. Bu uğramaları esnasında yaşça delikanlı ve üzerinde kırmızıya boyanmış iki parça giyecek vardı. Kudame devamla der ki: "Abdullah İbnu Ömer bize Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kendilerine şunu anlattığını söyledi: "Allah'ın kullarından bir kul dedi ki: "Ey Rabbim! Senin zatının celaline ve senin hakimiyetinin azametine layık şekilde sana hamd olsun." Bu hamd kulun amelini yazmakla muvazzaf iki meleği aciz bıraktı. Onlar (bunun sevabını) nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve: "Ey Rabbimiz! Senin kulun öyle bir kelam söyledi ki, nasıl yazacağımızı bilemiyoruz" dediler. AllahTeala hazretleri, -kulun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde-: "Benim kulum ne söyledi?" diye sordu. Melekler: "Ey Rabbimiz! O kul: "Ya Rabbi lekel-hamdu kema yenbaği li-Celali vechike ve azimi sultanike" söyledi" dediler. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri o iki meleğe buyurdu ki: "Kulum bana kavuşup da ben onu söylediği söze (hamde) karşılık mükafaatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız" buyurdu."
7095 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam sevdiği bir şeyi görünce: "Hamd o Allah'a mahsustur ki salih şeyler sadece onun lütuf ve nimetiyle tamamlanır" derdi. Hoşlanmadığı bir şey görünce de: "Her durum üzerine Allah'a hamd olsun" derdi."
7096 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle derlerdi: "Elhamdulillah ala külli hail. Rabbi eüzu bike, min hali ehli'n-nar" (Her hal için Allah'a hamdolsun. Ey Rabbim cehennem ehlinin halinden sana sığınırım."
7097 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah kuluna bir nimet verdiği zaman kul "Elhamdülillah" derse, kulun verdiği (yani hamd demek suretiyle ödediği, kendine sağlayacağı menfaatçe) aldığından efdal (üstün) olur."
7098 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi ağaç dikerken yanına Resûlullah aleyhissalatu vesselam uğrar ve: "Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir?" der.
"Kendim için bir fidan dikiyorum!" cevabını verir. Aleyhissalatu vesselam: "Sana, senin için daha hayırlı bir dikilecek fidan göstereyim mi?" buyurur. Ebu Hureyre: "Göster! Ey Allah'ın Resülü!" der. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber (Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür)" de! Bunu söylersen her bir kelimesi için sana cennette bir ağaç dikilir."
7099 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın celalinden zikrettiğiniz tesbih (sübhanallah), tehlil (la ilahe illallah) ve tahmid (elhamdülillah) cümleleri Arş'ın etrafında dönüp dururlar. Onlar tıpkı arı oğulu uğultusu gibi uğultu çıkararak, sahiplerini andırırlar. Sizden biri, Arş'ın civarında kendisini andırtan birisinin olmasından hoşlanmaz mı?"
7100 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ümmü Hani radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim ve: "Ey Allah'ın Resûlü! Bana (kolay ve sevabı büyük) bir amel gösterin. Zira artık ben yaşlandım, zaafa ugradım ve şişmanladım" dedim. Aleyhissalatu vesselam derhal şu cevabı verdiler: "Yüz kere Allahuekber de! Yüz kere elhamdulillah de, yüz kere sübhanallah de. (Bunu yapman senin için) Allah yolunda eğerlenip gemlenmiş yüz attan daha hayırlıdır. (Kurban edilmiş) yüz deveden daha hayırlıdır. Yüz köle azad etmekten daha hayırlıdır."
7101 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana dedi ki: "Sana sübhanallahi velhamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber" demeyi tavsiye ederim. Zira bu kelimeler, günahları döker, tıpkı ağacın yapraklarını dökmesi gibi."
7102 Dua İSTİĞFAR "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben günde yüz sefer Allah'a istiğfarda bulunurum."
7103 Dua İSTİĞFAR "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben günde yetmiş kere Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunurum."
7104 Dua İSTİĞFAR "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Benim dilimde, aile efradıma karşı bir ölçüsüzlük vardı. Fakat bu başkalarına olmazdı. Bu halimi Aleyhissalatu vesselam'a söyledim. Resûlullah: "İstiğfar bakımından ne haldesin? (Bu kusurunun bağışlanması için günde yetmiş kere istiğfar et!" buyurdular."
7105 Dua İSTİĞFAR "Abdullah İbnu Busr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Amel defterinde çok istiğfar bulunana ne mutlu!"
7106 Dua İSTİĞFAR "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhisselatu vesselam şöyle dua ederdi: "Ey Allahım! Beni, güzel amel işledikleri zaman(bunun mükafaatıyla) müjdelenen ve hata işlediği zaman da istiğfar edenlerden eyle!"
7107 Dua LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi?" buyurdular.
"Evet! Ey Allah 'ın Resülü!" dedim.
"La havle vela kuvvete illa billah (Gerek ibadet için gerek dünyevi işlerim için muhtaç olduğum) bütün güç kuvvet Allah'tandır" de!" buyurdular."
7108 Dua LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH "Hazım İbnu Harmele radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Bana: "Ey Hazım! La havle vela kuvvete illa billah" de! Çünkü bu cümle cennet hazinelerinden biridir" buyurdular."
7109 Dua RESÜLULLAH'IN DUASI "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah şu duayı çok yapardı: "Allahümme sebbit kalbi ala dinike.(Allahım kalbimi dinin üzere sabit kıl." Bir adam: "Ey Allah'ın Resülü! Biz sana iman ettiğimiz ve senin getirdiklerini tasdik ettiğimiz halde bizim (akibetimiz) için korkuyor musun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam adama şu cevabı verdi: "Kalpler, muhakkak ki Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır, onu (dilediği şekilde) döndürür."
Ravi der ki : "A'meş iki parmağını gösterdi. "
7110 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Kur'an'dan bir sure öğretir gibi şu duayı bize öğretmişti: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih Deccal'in fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım."
7111 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Allah'tan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah'a sığının" buyurdu."
7112 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine şu duayı öğretmiştir: "Allahım ben senden hayrın her çeşidini isterim; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de sana sığınırım; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. Allahım! Kulun ve peygamberin Muhammed'in senden istediği şeyleri senden ben de istiyorum. Kulun ve peygamberin hangi şerlerden sana sığınmışsa ben de o şerlerden sana sığınıyorum. Allahım! Ben senden-, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de sana sığınıyorum. Ve dahi benim hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı senden diliyorum."
7113 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama: "Namazda ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Teşehhüdü (Ettahiyyatu, Allahümme salli, Allahümme barik...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne senin okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu bilmiyorum" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (adama): "Biz de senin okuduğun şeyler çerçevesinde okuyoruz" buyurdu."
7114 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Evs İbnu İsmail el-Beceli radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam vefat ettiği zaman, Hz. Ebu Bekr'in şöyle söylediğini işitmiştir:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam benim şu makamımda ilk yıl, ayağa kalktı -böyle söyleyince Hz. Ebu Bekr gözlerinin yaşını tutamayıp ağladı- sonra dedi ki:
"Size doğru olmanızı sıdkı, tavsiye ederim. Çünkü sıdk birr (denen Allah'ın rızasına götüren en iyi amelle beraberdir) ikisi de cennettedir. Yalandan sakının. Çünkü o, fücürla beraberdir ve ikisi de cehennemdedir. Allah'tan afiyet dileyin. Çünkü, kimseye Çünkü, kimseye yakinden sonra afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinizle hasedleşmeyin. Birbirinizle aranızdaki iyi münasebetleri kesişmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"
7115 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin yaptığı dualar içerisinde en hayırlısı şudur: Allahümme inni es'eluke'l-mu'afate fid-dünya ve'l-ahireti (Ey Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet istiyorum),"
7116 Dua DUAYA KENDİNLE BAŞLA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bize ve Ad'ın kardeşine rahmet eylesin."
7117 Dua İSM-İ AZAM "el-Kasım (İbnu Abdirrahman) radıyallahu anh demiştir ki: "Allah'ın, duada şefaat kılındığı taktirde, o duayı kabul ettiği ism-i azamı şu üç surededir: Bakara, Al-i İmran ve Ta-Ha.
Ebu Ümame radıyallahu anh'tan yapılan bir rivayette, bunun benzeri Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan merfu olarak gelmiştir."
7118 Dua İSM-İ AZAM "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle yalvardılar: "Allahım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği taktirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum."
Hz. Aişe'nin belirttiğine göre, bir başka gün Aleyhissalatu vesselam'ın, kendisine "Ey Aişe! Kendisiyle dua edildiği taktirde icabet ettiği ismi, Allah'ın bana gösterdiğini sen biliyor musun?" diye sormuştu. Hz. Aişe der ki: "Ben: "Ey AIlah'ın Resülü! Annem babam sana feda olsun, onu bana da öğret!" dedim. "Ey Aişe onu sana öğretmem uygun düşmez!" buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp, başını öptüm ve: "Ey Allah'ın Resülü! Onu bana öğret" diye ricada bulundum. O yine: "Onu sana öğretmem uygun olmaz, ey Aişe! Onunla senin dünyevi bir şey talep etmen uygunsuz olur" buyurdu."
Hz. Aişe devamla der ki: "Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım, sonra: "Allahım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahman isminle dua ediyorum.Sana Birrurrahim isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle" diye dua ettim."
Aişe devamla der ki: "Bu duam üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam güldü ve: "İsm-i azam, senin yaptığın şu duanın içinde geçti" buyurdu."
7119 Dua İSM-İ AZAM "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretlerinin doksandokuz ismi vardır, yüzden bir eksik. O, tektir, teki sever. Kim bu isimleri ezberlerse cennete girer. Onlar şunlardır: Allah, el-Vahid, es-Samed, el-Evvel, el-Ahir, ez-Zahir, el-Batın, el-Halık, el-Bari, el-Musavvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selam, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Aziz, el-Cebbar, el-Mütekebbir, er-Rahman, er-Rahim, el-Latif, el-Habir, es-Semi', el-Basir, el-Alim, el-Azim, el-Barr, el-Müte'al, el-Celil, el-Cemil, el-Hayy, el-Kayyüm, el-Kadir, el-Kahir, el-Aliyyu, el-Hakim, el-Karib, el-Mucib, el-Ganiyyu, el-Vehhab, el-Vedüd, eş-Şekür, el-Macid, el-Vacid, el-Vali, er-Raşid, el-Afuvvu, el-Ğafür, el-Halim, el-Kerim, et-Tevvab, er-Rabb, el-Mecid, el-Veliyyu, eş-Şehid, el-Mübin, el-Bürhan, er-Ra'üf, er-Rahim, el-Mübdiu, el-Mu'id, el-Bais, el-Varis, el-Kaviyyu, eş-Şedidu, ed-Darru, en-Nafi'u, el-Baki, el-Vaki, el-Hafıd, er-Rafi', el-Kabıd, el-Basıt, el-Mu'ızzu, el-Müzillü, el-Muksıt, er-Rezzak, Zü'l-Kuvve, el-Metin, el-Kaim, ed-Daim, el-Hafız, el-Vekil, el-Fatır, es-Sami', el-Mu'ti, el-Muhyi, el-Mümit, el-Mani', el-Cami', el-Hadi, el-Kafı, el-Ebed, el-Alim, es-Sadık, en-Nür, el-Münir, et-Tamm, el-Kadim, el-Vitru, el-Ahadu, es-Samedu, ellezi lem yelid velem yüled ve lem yekün lehu küfüven ahad."
Zûhri der ki: "Bana birçok ilim ehlinden ulaştığına göre, bu Esmau Hüsna'nın okunmasına "La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehü'l Mülkü ve Lehü'I-Hamdu bi-yedihi'l-Hayr ve huve ala külli şeyin kadir, la ilahe illallahu, lehül-Esmau'l-Hüsna" diye başlanmalıdır."
7120 Dua BABANIN DUASI "Ümmü Hakim Bintü Vedda'el-Huza'iyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Babanın duası perdeyi deler (kabul makamına ulaşır)."
7121 Dua SABAH VE AKŞAM YAPILACAK DUALAR "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadimi Ebu Selam anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Akşam ve sabaha erdiği vakit: "Raditu billahi Rabben ve bi'I-İslami dinen ve bi-Muhammedin nebiyyen (Rabb olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak Muhammed'den razıyım" diyen bir müslüman veya insan veya köle yoktur ki, o kimseyi Kıyamet günü razı ve memnun etmek Allah üzerine bir hak olmasın."
7122 Dua YATAĞA GİRİNCE YAPILACAK DUA "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, yatağına girince, sağ elini yanağının altına koyar sonra şu duayı okurdu:
"Allahümme, kıni azabeke yevme teb'asu -ev tecme'u- ibadeke (Allahım! Kullarını yeniden dirilttiğin veya topladığın- gün beni azabından koru."
7123 Dua EVDEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, evinden çıktığı vakit şu duayı okurdu: "Bismillahi la havle vela kuvvete illa billah, et-tüklani alallah. (Allahın ismiyle. Dünya ve ukba işlerine güç kuvvet Allah'tandır. Dayanağım Allah'dır."
7124 Dua EVDEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişi evinin -veya apartmanın- kapısından çıkınca, adama müekkel (nezaretçi) iki meleği vardır. Adam: "Bismillah" deyince onlar: "Doğruya irşad edildin" derler. "La havle vela kuvvete illa billah" deyince, melekler: "Korundun" derler. Adam: "Tevekkeltü alallah" deyince onlar: "İşin (sana bedel) görüldü" derler.
(Resûlullah aleyhissalatu vesselam devamla) dedi ki: "Sonra adamın iki karini (yani onu günaha sürüklemek isteyen insi ve cinni iki şeytanı) onu karşılarlar. Melekler (o şeytanlara): "Hidayete erdirilen, işi (Allah tarafından) görülen ve muhafaza altına alınan bir kimseden ne istiyorsunuz?" derler "
7125 rüya SALİH RÜYA "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslüman kişinin salih rüyası, peygamberliğin yetmiş cüzûnden biridir."
7126 rüya SALİH RÜYA "Ümmü Kürz el-Ka'biyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Peygamberlik gitti fakat mübeşşirat (mû'minin göreceği güzel rüyalar) bakidir."
7127 rüya SALİH RÜYA "Ebu Sa'id ve İbnu Abbas radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, beni rüyasında görmüşse mutlaka beni görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez."
7128 rüya SALİH RÜYA "Ebu Cuheyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim beni rüyasında görürse, o uyanıkken beni görmüş gibidir. Çünkü şüphesiz, şeytan benim suretime girmeye muktedir değildir"
7129 rüya SALİH RÜYA "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rü'ya üç kısımdır: Biri Allah'tan bir müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz hoşuna giden bir rü'ya görecek olursa, dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın."
7130 rüya SALİH RÜYA "Avf İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüya üç kısımdır: "Birkısmı; ademoğlunu üzmek için şeytandan olan korkulardır; birkısmı, kişinin uyanıkken kafasını meşgul ettiği şeylerdendir; bunları uykusunda görür; birkısım rüyalar da var ki, onlar peygamberliğin kırkaltı cüzünden birini teşkil eder."
Ravi Müslim İbnu Mişkem der ki: "Ben, Avf İbnu Malik radıyallahu anh: "Sen, bu hadisi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan bizzat işittin mi?" dedim. Avf, (iki sefer tekrarla): "Evet! Ben bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim. Ben bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim" dedi."
7131 rüya HOŞLANILMAYAN RÜYA GÖRÜLÜNCE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hoşuna gitmeyen bir rüya görünce uzandığı zaman diğer yanına dönsün, üç sefer soluna tükürsün. Allah'tan o rüyanın hayrını talep edip, şerrinden Allah'a sığınsın."
7132 rüya HOŞLANILMAYAN RÜYA GÖRÜLÜNCE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelip: "Rüyamda başımın vurulduğunu, (koparıldığını) sonra da yerde yuvarlandığını gördüm!" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Şeytan (birinize rüyasında) gelir. O da bundan korkar. Sabah olunca, gidip bunu halka anlatır."
7133 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüyada gördüğünüz şeylerin isimlerini, o rüyayı yormada esas alın. Keza gördüklerinizin künyelerini veya kinaye manalarını da dikkate alın. Rüya, ilk yorumcuya göre (vuküa gelir, öyleyse rastgele kimselere anlatmayın)."
7134 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Ümmü'l-Fadl radıyallahu anha'dan rivayet edildiğine göre: "Kendisi (bir gün): "Ey Allah'ın Resülü! Rüyamda sanki sizin uzuvlarınızdan birinin evimde olduğunu gördüm" demiş, Aleyhissalatu vesselam da: "Hayır görmüşsün. Kızım Fatıma bir oğlan çocuğu dünyaya getirir, sen onu emzirirsin" buyururlar.
Gerçekten de Hz. Fatıma radıyallahu anha (bir müddet sonra) Hz. Hüseyin veya Hasan radıyallahu anhüma'yı doğurdu. Ümmü'I-Fadl da (kendi bebeği) Kusam'ın sütüyle onu emzirdi.
Ümmü'I-Fadl (sözüne devamla) dedi ki: "Bir gün ben onu Aleyhissalatu vesselam'ın yanına getirip kucağına koydum. Ç'ocuk (Resulullah'ın kucağına) işedi. Bende çocuğun omuzuna vurdum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam müdahale ederek "Oğlumun canını yaktın. Allah sana rahmet (mağfiret) etsin" buyurdıular."
7135 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Talha İbnu Ubeydillah radıyallahu anh anlatıyor: "Beli (kabilesinden) iki kişi Aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldiler. İkisi beraber müslüman olmuştu. Biri gayret yönüyle diğerinden fazlaydı. Bu gayretli olanı, bir gazveye iştirak etti ve şehit oldu. Öbürü, ondan sonra bir yıl daha yaşadı. Sonra o da öldü."
Talha (devamla) der ki: "Ben rüyamda gördüm ki: "Ben cennetin kapısının yanındayım. Bir de baktım ki yanımda o iki zat var. Cennetten biri çıktı ve o iki kişiden sonradan ölene (cennete girmesi için) izin verdi. Aynı vazifeli zat, bir müddet sonra yine çıktı, şehit olana da (içeri girme) izni verdi. Sonra, adam benim için geri geldi ve:
"Sen dön, senin cennete girme vaktin henüz gelmedi!" dedi. Sabah olunca Talha bu rüyayı halka anlattı. Herkes bu rüya(da şehid olan zatın sonradan cennete girmesine) şaştı. Bu, Resûlullah'a kadar ulaştı, rüyayı ona anlattılar. (Dinledikten sonra) Aleyhissalatu vesselam: "Burada şaşacak ne var?" buyurdular. Halk: "Ey Allah'ın Resülü! Bu zat (din için) çalışmada öbüründen daha gayretli idi ve şehit! de oldu. Ama cennete öbürü ondan evvel girdi" dediler. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Berikisi ondan sonra bir yıl hayatta kalmadı mı?" dedi.
"Evet!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Ve o ramazan idrak edip oruç tutmadı mı, bir yıl boyu şu şu kadar namaz kılmadı mı?" Halk yine: "Evet!" deyince, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Şu halde ikisinin arasında bulunan mesafe gök ile yer arasındaki mesafeden fazladır!" buyurdular."
7136 Fitne LAİLAHE İLLALLAH DİYENE DOKUNULMAZ "Evs (İbnu Ebi Evs Huzeyfe es-Sakafi) radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında oturuyorduk. O bize birkısım kıssalar anlatarak vazu nasihat ediyordu. Derken bir adam gelerek, gizli bir şeyler söyledi. Resulullah: "Bunu götürüp öldürün!" emretti. Adam geri dönünce, Resûlullah onu çağırdı ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet edermisin?" diye sordu. Adam "Evet!" deyince: "Gidin, bu adamı serbest bırakın! Zira ben, insanlarla onlar la ilahe illallah deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunu dediler mi, bana onların kanları ve malları haram olur" buyurdu."
7137 Fitne LAİLAHE İLLALLAH DİYENE DOKUNULMAZ "İmran İbnu'I-Husayn radıyallahu anh anlatıyor: "Nafi' İbnu'l-Ezrak ve arkadaşları geldiler ve bana: "Ey İmran helak oldun (dinden çıktın)!" dediler. İmran: "Hayır! İmran helak olmadı (dinden çıkmadı)" dedi. Onlar ısrarla: "Evet evet helak oldun!" dediler. İmran: "Beni helak eden şey nedir?" dedi. Onlar: "Allah Teala hazretleri: "Fitne olmasın, dinin tamamı Allah için olsun diye onlarla savaşın" buyuruyor" dediler. İmran: "Evet biz onlarla savaştık ve hatta onları sürdük. Dinin tamamı Allah içindi. Dilerseniz, ben size Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğim bir hadisi rivayet edeyim!" dedi. Onlar: "Onu Resûlullah aleyhissaltu vesselam'dan sen mi işittin?" dediler. İmran: "Evet! Ben gördüm ki, Resûlullah, müşriklere karşı müslümanlardan müteşekkil bir ordu gönderdi. Askerler müşriklerle karşılaşınca, aralarında çok şiddetli bir savaş oldu. Müşrikler mağlup olup sırtlarını müslümanlara verdiler (saf dışı oldular). Sonra benim yakınlarımdan bir adam müşriklerden birine mızrakla saldırdı. Adamın üzerine yürüyünce, müşrik Eşhedü en lailahe illallah (Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet ederim), ben müslümanım" dedi. Fakat müslüman asker ona mızrağını saplayıp adamı öldürdü. Adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına gelip: "Ey Allah in Resülü! Helak oldum! (Yani büyük bir günah işledim)" dedi. Aleyhissalatu vesselam bir iki sefer: "Ne yaptın?" diye sordu. Adam yaptığını olduğu gibi anlattı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam adama: "Kalbini yarıp içinde ne olup olmadığına bakmalı değil miydin?" dedi. Adam:
"Ey Allah'ın Resülü! Eğer kalbini yarsaydım içindekini bilebilir miydim ?" diye sordu . Aleyhissalatu vesselam: "Sen adamın hem sözünü kabul etmiyorsun hem de kalbindekini bilmiyorsun (olur mu böyle şey!)" dedi. İmran sözlerine devam etti: "Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam, adam hakkında bir şey söylemedi. Adam da az bir zaman yaşadı. Nihayet öldü. Biz onu defnettik. Ertesi günü adamın cesedi yerüstünde görüldü. Halk: "Belki de bir düşman, kabrini deşip (kötülük için çıkarmıştır)" dedi. Tekrar onu defnettik. Gençlerimize mezarı başında nöbet tutmalarını söyledik. Buna rağmen cesedi tekrar mezardan dışarı atıldı. "Bekleyen gençlerimiz uyumuş olabilirler" diye düşündük. Bir kere daha onu defnettik. Bu sefer mezarını kendimiz bekledik. Ertesi gün yine cesedi kabirden dışarı atıldı. Bunun üzerine, adamın cesedini dağlar arasında bir geçide attık."
Hadise, bir başka rivayette İmran İbnu'I-Husayn tarafından (biraz farkla) şöyle anlatılmıştır: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizi bir seriyyeye göndermişti. Sonra (savaşın bitiminde) müslümanlardan biri, müşriklerden birine saldırdı..." hadisi yukarıdaki gibi anlattı. Şu ilavede bulundu: "Toprak onun cesedini dışarı attı. Biz durumu Resûlullah'a haber verdik. Aleyhissalatu vesselam: "Bu toprak, ondan daha şerir insanları da kabul eder. Fakat Allah Teala hazretleri, size "la ilahe illallah" kelamının hürmetinin büyüklüğünü ders vermek istedi."
7138 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Veda haccı sırasında buyurdular ki: "Bilesiniz! Günlerin en ziyade haram olanları şu günlerinizdir. Bilesiniz! Ayların en haramı da şu ayınızdır. Bilesiniz! Beldelerin en haramı da şu beldenizdir. Bilesiniz! Kanlarınız, mallarınız birbirinize şu ayda, şu beldede şu gününüzün haramlığı gibi haramdır. Acaba tebliğ ettim mi?" Halk: "Evet!" dediler. Resûlullah: "Ey Allahım şahid ol!" buyurdu."
7139 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Abduldah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı Ka'be'yi tavaf ederken gördüm, şöyle diyordu: "Sen ne temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin ne büyük! Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! Mü'minin Allah katındaki hürmeti, senin hürmetinden daha büyüktür. Mü'minin malının, kanının hürmeti de böyledir. Biz mü'min hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz."
7140 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Füdale İbnu Ubeyd anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gerçek mü'min, halkın, kendisinden malı ve canı hususunda emin olduğu kimsedir. Hakiki muhacir de hata ve günahlardan hicret (terk) eden kimsedir."
7141 Fitne YAĞMA YASAKTIR "Sa'lebe lbnu'l-Hakem radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gazvede) düşmanın koyun sürüsüne rastlamıştık. Hemen yağmaladık ve tencereleri kurduk. Resûlullah aleyhissalatu vesselam tencerelerimizin yanından geçti (ve onları gördü). Kaldırmamızı emretti. Derhal hepsini devirdik. Sonra: "Yağma helal değildir" buyurdu."
7142 Fitne MÜSLÜMANA SÖVMEK FISKTIR "Ebu Hureyre ve İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümana sebbetmek (sövmek) fısktır, öldürmek de küfürdür."
7143 Fitne BİRBİRİNİZİ BENDEN SONRA ÖLDÜRMEYİN "Sunabih el-Ahmesi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bilesiniz! Havz(-ı kevser)e ilk geleniniz ben olacağım ve ben diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim. Benden sonra birbirinizi öldürmeyin."
7144 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Ebu Bekrı's-Sıddık radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sabah namazını kim kılarsa, o Allah'ın zimmetindedir. Allah'ın bu garantisini ihlal etmeyin. Kim onu öldürürse, Allah, yüzüstü cehenneme atıncaya kadar öldürenin peşini bırakmaz."
7145 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sabah namazını kılarsa, Allah'ın garantisi altındadır."
7146 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min, Allah katında, birkısım meleklerden daha kıymetlidir."
7147 Fitne ASABİYET "Füseyle'nin babası (Vasile İbnu'l-Eska) radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü dedim, kişinin kavmini sevmesi, (merdud olan) asabiye midir?"
"Hayır buyurdular, asabiye, kişinin zulümde kavmine yardımcı olmasıdır."
7148 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim dalalet (batıl) üzerinde toplanmaz. Öyleyse bir ihtilaf görünce, size çoğunluğu iltizam etmenizi tavsiye ederim."
7149 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir namaz kılmış ve namazı çok uzatmıştı. Namazdan çıkınca biz: "Ey Allah'ın Resülü! Bugün namazı çok uzattınız!" dedik. Şu açıklamayı yaptılar: "Ben bugün, bir ümit ve korku namazı kıldım. Ben (namazda) aziz ve celil olan Allah'tan ümmetim için üç şey talep ettim. Allah bunlardan ikisini verdi, birini vermedi. Ben Allah'tan ümmetime, kendileri dışında bir düşman musallat etmemesini talep ettim, bu talebimi kabul etti. Allah'tan ümmetimi (eski ümmetler gibi) toptan suda boğarak helak etmemesini talep ettim. Allah bunu da kabul etti. Allah'tan ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını talep ettim, Allah bunu reddetti."
7150 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Benden sonra ümmetim içerisinde) fitneler olacak. O fitnelerde, kişi mü'min olarak sabahlar, kafır olarak akşamlar, Allah'ın ilimle ihya ettikleri hariç."
7151 Fitne FİTNEDE TESEBBÜT (DİKKATLİ, SABIRLI OLMA) "Muhammed İbnu Mesleme radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:"Şurası muhakkak ki, bir fitne, bir ayrılık ve bir ihtilaf olacak. Bu durum gelince, Uhud'a kılıncınla git! Kırılıncaya kadar onu (taşa) çal. Sonra evinde otur. Hatta sana günahkar bir el veya ölüm gelinceye kadar (evinden çıkma)."
Nitekim (haber verilen bu fitne) çıktı ve ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın söylediğini yaptım."
7152 Fitne İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKERSE "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde): "İki müslüman birbirlerine kılıç çekerlerse katil de maktül de cehennemdedir" buyurmuşlardı. Orada bulunanlar: "Ey AIlah'ın Resülü! Katili anladık, cehennemdedir; ya maktulün suçu ne?" dediler.
"Çünkü, o da kardeşini öldürmek istemişti" buyurdular."
7153 Fitne İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKERSE "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mertebe itibariyle insanların Kıyamet günü Allah indinde en kötüsü, ahiretini, başkasının dünyası için helak eden kuldur."
7154 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Fitneden kaçının! Çünkü o esnada dil, (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir."
7155 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki: Kişi, (bazan) Allah'ın gazabına sebep olan bir kelam eder, kendisi o sözde bir mahzur görmez. Ama o söz sebebiyle, cehennem ateşinin yetmiş yıllık dibine iner."
7156 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Ebu'ş-Şa'şa' rahimehullah'ın anlattığına göre, "İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya: "Biz ümeranın yanlarına girer, bir çeşit konuşuruz, yanlarından çıkınca da bir başka çeşit konuşuruz" denilmişti. Onlara "Biz bunu, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında münafıklık addederdik" dedi."
7157 Fitne İSLÂM GARİB BAŞLADI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki İslam garib (eşine rastlanmadık bir şekilde) başladı tekrar garibliğe avdet edecek. Gariblere ne mutlu."
7158 Fitne FİTNEDEN KİMLER SALİM OLABİLİR "Hz. Ömer radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın mescidine gitmiştir. Orada Hz. Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh'ı Aleyhissalatu vesselam'ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve: "Niçin ağlıyorsun?" diye sormuştur. Hz. Mu'az: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle" demiş ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisini okumuştur: "Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir. Kim Allah'ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur. Allah itaatkar, takva sahibi ve halktan uzak duran öyle (kendi halinde) kullarını gerçekten sever ki, onlar görünmedikleri zaman aranmazlar (ehemmiyet verilmedikleri için, yoklukları kimsenin dikkatini çekmez), hazır bulundukları zaman (da meclislere, ciddi meşguliyetlere) çağırılmazlar, tanınmazlar. Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir. (Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz.) Her müşkil meselenin, ağır belanın altından kalkarlar."
7159 Fitne FİTNEDEN KİMLER SALİM OLABİLİR "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: 'İnsanlar, içerisinde bir tane iyisini bulamayacağın yüz deve(lik bir sürü) gibidirler."
7160 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Avf İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler yetmişbir fırkaya bölündüler, onlardan sadece bir fırka cennetliktir, yetmiş fırka cehennemliktir. Hıristiyanlar ise yetmişiki fırkaya bölündüler. Bunlardan da yetmişbir fırka cehennemliktir, sadece biri cennetliktir. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! Benim ümmetim yetmişüç fırkaya bölünecek, bunlardan biri cennetlik, yetmişikisi cehennemliktir."
"Ey Allah 'ın Resülü! Cennetlikler kimlerdir?" diye sorulmuştu. "Onlar, cemaattir" buyurdular."
7161 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Muhakkak ki, İsrailoğulları yetmişbir fırkaya bölündü, ümmetim de yetmişiki fırkaya ayrılacak. Biri hariç hepsi ateştedir. O hariç olan cemaattir."
7162 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizler, kendinizden önce gelen ümmetlerin sünnetine kulacı kulacına, arşını arşınına ve karışı karışına muhakkak tıpa tıp uyacaksınız. Hatta onlar, daracık bir keler deliğine girseler oraya siz de gireceksiniz."
Oradakiler, "Ey Allah'ın Resulü! (Onlar) yahudiler ve hıristiyanlar mı?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Bunlar değilse kimler olur?" buyurdular."
7163 Fitne KADIN FİTNESİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her sabah mutlaka iki melek nida eder: "Kadından vay erkeğin haline!" ve "Erkekten vay kadının haline!"
7164 Fitne KADIN FİTNESİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken Müzeyre kabilesinden bir kadın girdi, çok süslüydü, zinetleriyle mescidin içinde bile pek çalımlı yürüyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ey insanlar! Kadınlarınızı mescidde süsler takınmaktan ve çalımlı yürümekten men edin! Zira İsrailoğulları, kadınları zinet takınıp, mescidde çalımlı yürüyünceye kadar lanetlenmediler" buyurdular."
7165 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Hiçbiriniz kendisini tahkir etmesin" buyurmuştu. Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resülü! Bizden biri nefsini nasıl tahkir eder?" diye sordular. "Bir kimse öyle bir şey görür ki, onunla ilgili birşey söylemesi Allah'ın onun üzerindeki hakkıdır. Fakat o, bu hususta konuşmaz. (Yani, insanlardan çekinip konuşmamakla nefsini tahkir etmiş, alçaltmış olur). Allah Teala hazretleri de Kıyamet günü, ona: "Şu şu meselede niye üzerine düşen sözü söylemedin?" diye hesaba çeker. Adam: "Konuşmamı halk korkusu engelledi" der. Allah Teala da: "Sen (insanlardan değil), önce benden korkmalıydın" der."
7166 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına Habeşistan muhacirleri dönünce, onlara: "Habeşistan diyarında gördüğünüz farklı şeylerden bana anlatmaz mısınız?" buyurdular. Onlardan bir grub genç: "Elbette! Ey Allah'ın Resülü!" dediler (ve anlatmaya başladılar): "(Bir gün) biz otururken, onların yaşlı rahibelerinden biri, başının üstünde bir su küpü olduğu halde yanımızdan geçti, onlardan bir gence rastladı. Genç elinin birini rahibenin omuzları arasına koyup onu itti. Kadın dizlerinin üzerine düştü ve küpü kırıldı. Kadın yerden kalkınca, gence yöneldi ve: "Ey zalim! Allah kürsüyü kurup, evvelin ve ahirini toplayıp hesaba çektiği, el ve ayakların lisana gelip yaptıklarını anlattıkları (o Kıyamet gününde) sen bana yaptığın zulmün ne demek olduğunu bileceksin! Yarın Allah'ın huzurunda benim halimle, kendi halinin ne olduğunu göreceksin!" dedi.
Ravi der ki: "Resûlullah (bu anlatılanları dinledikten sonra): "Rahibe doğru söylemiş, rahibe doğru söylemiş. Allah, zayıfların intikamını güçlülerden almayan bir ümmeti nasıl takdis edip (günahlarından arındırır?)" buyurdu."
7167 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Ebu Umame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah (hacc esnasında) birinci cemrenin yanında iken yanına bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Hangi cihad efdaldir?" dedi. Aleyhissalatu vesselam adama cevap vermedi. Adam ikinci cemrede görünce tekrar aynı şeyi sordu. Resûlullah yine süküt buyurdular. Akabe taşlamasını yapınca, bineğine binmek üzere, ayağını özengiye koyunca: "Soru sahibi nerdedir?" dedi. Adam da: "İşte benim ey Allah'ın Resülü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "(En efdal cihad) zalim sultana karşı hakkı söylemektir!" buyurdular."
7168 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) Ey Allah'ın Resülü! Emr-i bi'l-ma'ruf ve'n-nehy-i ani'l-münker'i ne zaman terketmeliyiz?" diye sorulmuştu. Aleyhissalatu vesselam şu cevabı verdi: "Aranızda, sizden önceki milletlerde zuhur etmiş olan şeyler zuhüra başladığı vakit."
Biz: "Bizden önceki ümmetlerde ne zuhür etmişti?" diye sorduk.
"Hükümdarlık küçüklerinizin elinde olduğu, fuhuş (her çeşit çirkin ve kirli işler) büyüklerinizce işlendiği, ilim de rezillerinizin eline geçtiği vakit" buyurdular."
Ravi Zeyd İbnu Yahya der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "ilim rezillerinizin eline geçtiği vakit" sözünün manasının açıklanması, "İlmin, fasıkların (haramı alenen işleyen, farzları alenen terkeden) eline geçmesi demektir."
7169 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, Kıyamet günü kulu mutlaka hesaba çeker. Hatta şunu da söyler: "Münkeri gördüğün zaman onu tatbik etmene mani olan şey ne idi?" Eğer Allah Teala hazretleri kula hüccetini söylemeyi telkin ederse kul şöyle der: "Ey Rabbim! Ben senin rahmetini umdum ve insanlardan korktum (ve dinin reddettiği münkerlere müdahaleyi bu sebeple terkettim)."
7170 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza gelip şöyle buyurdular: "Ey muhacirler! Beş şey vardır, onlarla imtihan olacağınız zaman (artık cemiyette hiçbir hayır kalmamıştır. Onların siz hayatta iken zuhurundan Allah'a sığınırım. (Bu beş şey şunlardır:)
l) Zina: Bir millette zina ortaya çıkar ve aIeni işlenecek bir hale gelirse, mutlaka o millette taun hastalığı yaygınlaşır ve onlardan önce gelip geçmiş milletlerde görûlmeyen hastalıklar yayılır.
2) Ölçü-tartıda hile: Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın zulmüne uğrar.
3) Zekat vermemek: Hangi millet mallarının zekatını vermezse mutlaka gökten yağmur kesilir. Hayvanlar da olmasaydı tek damla yağmur düşmezdi.
4) Ahdin bozulması: Hangi millet Allah ve Resülünün ahdini (yani düşmanla yaptığı anlaşmayı) bozarsa, Allah Teala hazretleri o millete, kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve ellerindeki (servet)lerin bir kısmını onlar alır.
5) Kitabullahla hükmetmeyi terk: Hangi milletin imamları Kitabullahla ameli terkederek Allah'ın indirdiği hükümlerden işlerine gelenleri seçerlerse, Allah onları kendi aralarında savaştırır."
7171 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Bera İbnu Azib radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (bir defasında): "Onlara Allah lanet eder ve lanet edenler de onlara lanet eder" buyurdu ve arkasından lanet edenler ibaresiyle "yerde yürüyen hayvanlar" ın kastedildiğini açıkladı."
7172 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ömrü sadece yapılan iyilik artırır. Kaderi de sadece dua geri çevirir. Şurası muhakkak ki, kişi, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum edilir."
7173 Fitne BELAYA SABIR "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hasta yatmakta iken yanına girdim. Elimi üzerine koydum, hararetini, yorganın üstünden elimin altında hissettim. "Ey Allah'ın Resülü! Hararetiniz çok fazla!" dedim.
"Biz (peygamberler) böyleyiz. Belalar bize katmerli gelir, buna mukabil ücretleri de katmerli verilir" buyurdular.
"Ey Allah'ın Resülü! Hangi insanlar en çok bela çekerler?" dedim. "Peygamberler!" buyurdular.
"Ey Allah'ın Resûlü! Sonra kimler?" dedim.
"Sonra salihler! buyurdular ve açıkladılar: Onlardan biri fakirliğe öylesine müptela olur ki, kendini örten abadan başka birşey bulamaz. Onlar, sizin bollukla sevindiğiniz gibi fakirlikle sevinirler."
7174 Fitne BELAYA SABIR "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Uhud (savaşı) gününde Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın bir dişi kırıldı ve başından yaralandı. Kan yüzüne akmaya başladı. Yüzündeki kanı hem siliyor hem de: "Kendilerini AIlah'a çağıran peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim nasıl ıslah olur?" diyordu. Allah Teala hazretleri (sanki bu sözleri tevekküle uygun bulmayarak) şu ayeti inzal buyurdu:
"Kullarımın tedbir ve idaresinden senin elinde birşey yoktur ve sen onların inkarlarından mes'ul değilsin. Allah dilerse onlara tevbe nasip eder, dilerse zalim oldukları için onlara azab verir" (Al-i İmran 128)."
7175 Fitne BELAYA SABIR "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün Hz. Cibril aleyhisselam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldi. O sırada Resûlullah üzgün vaziyette oturuyordu. Sebebiyse Mekkelilerden biri vurup yaralamıştı, mübarek vücutları kana boyanmıştı. Hz. Cebrail: "Neyin var (niye üzgünsün)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Şunlar bana yaptıklarını yaptılar!" dedi. Cibril: "Diler misin sana bir mucize göstereyim?" dedi. Resûlullah: "Evet bana (bir mucize) gösterin!" buyurdu. Derken Cebrail aleyhisselam, bulundukları vadinin gerisindeki bir ağacı gösterdi: "Şu ağacı çağır!" dedi. O da hemen çağırdı. Ağaç yürüyerek geldi önünde durdu. Cebrail aleyhisselam: "Ona söyle de geri gitsin!"dedi. Aleyhissalatu vesselam ağaca: "Geri dön!" dedi, o da döndü, eski yerine vardı. (Bunu gören Resûlullah aleyhissalatu vesselam, "üzüntümün zail olması için) bu bana yeter!" buyurdu."
7176 Fitne BELAYA SABIR "Übey İbnu Ka'b radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Mi'rac gecesinde çok hoş bir koku hissetti.
"Ey Cibril bu güzel koku nedir?" diye sordu. O da anlattı:
"Bu maşıta (berber) kadının, iki oğlunun ve kocasının kabirlerinin kokusudur. Bunların hikayesi şöyledir: Hızır aleyhisselam, Beni İsrail'in ileri gelenlerinden biriydi. Onun yol güzergahında manastırda oturan bir rahib vardı. Hızır oradan geçtikçe rahib önüne çıkar, İslamı öğretirdi. Hızır büluğa erince babası onu bir kadınla evlendirdi. Hızır İslamı hanımına öğretti ve bunu kimseye haber vermemesi hususunda söz aldı. Kendisi kadınlara yaklaşmazdı. Bu sebeple bir müddet sonra kadını boşadı. Aradan zaman geçince babası, Hızır'ı bir başka kadınla evlendirdi. Hızır ona da İslam'ı öğretti ve kimseye söylememesi için söz aldı. Bu sırrı o iki kadından biri tuttu, diğeri ifşa etti. (Böylece onun İslam'ı yaydığı ortaya çıktı.) Bunun üzerine Hızır oradan kaçtı. Deniz ortasında bir adaya geldi. Odun kesmek için iki kişi oraya geldi ve onu gördüler. Bunlardan biri Hızır'ı gördüğünü gizledi, diğeri ifşa etti ve: "Ben Hızır'ı gördüm!" dedi. Ona: "Seninle beraber onu başka kim gördü?" denildi. O: "Falan kimse!" dedi. Ona soruldu ise de gördüğünü söylemedi. Onların dininde yalan söyleyen öldürülürdü. Zamanla bu sır tutan adam öbür sır tutan kadınla evlendi. Bu kadın, Firavun'un kızının başını tararken tarak elinden düştü. Kadıncağız: "Firavun helak olsun!" dedi. Kız bunu babasına haber verdi. Kadının kocasından başka iki de oğlu vardı. Firavun, onları da çağırttı. Bunları dinlerinden çevirmek için Firavun ısrar etti. Onlar direndiler. O zaman Firavun: "Öyleyse sizi öldüreceğim!"dedi. Karı-koca: "Bu, tarafınızdan bize bir ihsan olur!" diye merdane cevap verdiler ve: "Madem öldüreceksin hiç olsun bizi bir kabre koy!" dediler. O da öyle yaptı. Resûlullah aleyhissatatu vesselam, Mirac'ta iken güzel bir koku duydu, Cibril aleyhisselam'a bunu sordu. O da bu hadiseyi anlattı."
7177 Fitne BELAYA SABIR "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Halilim Aleyhissalatu vesselam bana şu vasiyette bulundu: "Hiçbir şeyi Allah'a ortak kılma, hatta param parça edilsen, ateşlerde yakılsan da; bile bile hiçbir namazını terketme; kim namazı bile bile terkederse ondan Allah'ın zimmeti (garantisi) kalkar; içki içme, çünkü o, bütün kötülüklerin anahtarıdır."
7178 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Muaviye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dünyanın bela ve fitneden başka hiçbir şeyi kalmadı."
7179 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar öyle aldatıcı yıllar görecek ki, o yıllarda yalancılar tasdik, doğru söyleyenler tekzib edilecekler. Keza o yıllarda haine itimad edilecek, emin kimseye de hainsin denecek. O zaman ruvaybıda adam amme işinde söz sahibi olacak."
"Ruvaybıda kimdir?" diye sorulmuştu. "Amme işlerinde (söz sahibi olan) değersiz adam" diye cevap verdi."
7180 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İyi hurmalar adilerinden ayıklandığı gibi siz de ayıklanacaksınız. İyileriniz gidecek, kötüleriniz kalacak. (O devirde kötülerin içinde kalmaktansa) elinizden gelirse hemen ölün (ölün de hayırlı olanı tercih edin)."
7181 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(İslam'ı yaşama) işi gittikçe zorlaşacak. Dünya da (gerçek müslümanlara) gittikçe sırt çevirecek. İnsanların da cimriliği artacak. Kıyamet ancak şerirlerin tepesine kopacak. Mehdi, Hz. İsa'dan başkası değildir."
7182 kıyamet KIYAMET ALAMETLERİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Fırat nehri, altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar o altın sebebiyle öldürülecek. Öyle ki on insandan dokuzu öldürülecektir."
7183 kıyamet KIYAMET ALAMETLERİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mal dolup taşmadıkça, fitneler zuhür etmedikçe ve herc (haksız, sebepsiz öldürmeler) artmadıkça Kıyamet kopmayacaktır." Orada bulunanlar: "Herc nedir, ey Allah'ın Resülü?" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öldürmedir! Öldürmedir! Öldürmedir!" diye üç kere tekrar etti."
7184 kıyamet KUR'AN VE (DİNLE İLGİLİ) İLİMLERİN YOK OLMASI "Ziyad İbnu Lebid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şey anlatarak: "İşte bu şey, ilmin gitme anlarında olur" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Bizler Kur'an'ı okur olduğumuz, evladlarımıza da okuttuğumuz, evlatlarımız da kendi evlatlarına okutur olacakları halde ilim nasıl gider (kaybolur)?" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Anasız kalasıca Ziyad! Ben seni, Medine'nin en fakihlerinden biri bilirdim. Şu, (gözümüzün önündeki) yahudi ve hıristiyanlar kitapları olan Tevrat ve İncil'i okudukları halde onların içinde bulunanlarla amel ediyorlar mı? (Demek ki keramet okumada değil, okunanı hayata geçirmekte, yaşamakta ve tatbik etmektedir)" buyurdular."
7185 kıyamet KUR'AN VE (DİNLE İLGİLİ) İLİMLERİN YOK OLMASI "Huzeyfe İbnu'I-Yeman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Elbisenin nakşı silinip gittiği gibi İslam da silinip gidecek. Öyle ki oruç nedir, namaz nedir, hacc nedir, sadaka nedir? bilinemeyecek. Bir gecede AIlah'ın kitabı götürülecek, ondan yeryüzünde hiçbir şey kalmayacak. Çok yaşlı ihtiyar erkek ve kadınlardan birkısım insanlar sağ kalıp: "Biz babalarımıza la ilahe illallah kelimesi üzerine yetiştiğimiz için bu kelimeyi söyleriz" diyecekler."
Huzeyfe bu hadisi anlatınca orada bulunan Sıla radıyallahu anh kendisine: "O yaşlılar namaz nedir, oruç nedir, hacc nedir, sadaka nedir bilmezken "La ilahe illallah" kelimesi onlara bir fayda sağlar mı?" dedi. Huzeyfe (bu söze) cevap vermedi. Ama Sıla bu sorusunu üç kere tekrarladı.. Her seferinde Huzeyfe onun sorusuna cevaptan kaçındı. Sonunda üçüncü tekrar üzerine Sıla'ya yönelerek: "Ey Sıla kelime-i tevhid onları (hiç olsun ebedi) cehennemden kurtarır" dedi ve bunu üç kere tekrar etti."
7186 kıyamet EMANETİN GİDİŞİ "İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve celil olan Allah, bir insan helak etmek istedi mi, ondan önce hayayı çeker alır. Hayası bir kere gitti mi sen ona artık herkesin nefretini kazanmış bir kimse olarak rastlarsın. Herkesin nefretini kazanmış olarak rastladığın kimseden emanet çekilip alınır (artık o, güvenilmeyen, kuşkulu kişidir). Kişiden emanet (güven) çekilip alınınca ona artık hep hain ve herkesce hain bilinen biri olarak rastlarsın. Ona hep hain ve hıyanetle bilinen biri olarak rastladın mı, sıra ondan merhametin çekip çıkarılmasına gelmiştir. Ondan rahmetin çıkarıldığı vakit artık ona (Allah'ın rahmetinden) kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlarsın. Ona sen kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlayınca ondan İslamiyet bağı çözülüp atılır."
7187 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Hz. Enes İbnu Ma'lik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şu altı şeyden önce (ahirete bakan) iyi ameller işlemekte acele edin: "Güneşin battığı yerden doğması, Duhan, dabbetü'l-arz,Deccal, herbirinize mahsus olan ölüm ve (sizin salih amelinize mani olacak) amme hizmeti."
7188 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Ebu Katade radıyallahu anh arılatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Kıyametin büyük) alametleri ikiyüz (senesin)den sonra gelecektir."
7189 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim beş tabakadır: İlk kırk yıl, hayır ve takva ehlidir. Bunu takip edenler yüzyirmi yılına kadardır. Bunlar merhamet sahibi, sıla-i rahme değer veren kimseler olacak. Sonra yüzaltmış yılına kadar olanlar birbirlerine sırt çevirirler, aralarındaki (kardeşlik bağlarını) koparırlar. Sonra da birbirlerini öldürme devri gelir. O devirde kurtuluş isteyin, kurtuluş!"
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim beş tabakadır. Her tabaka kırk yıldır. Benim tabakam ve ashabımın tabakası ilim ve iman ehli insanların tabakasıdır. İkinci tabaka kırk ile seksen yılı arasındaki (insanların) tabakasıdır, bunlar hayır ve takva ehli insanlardır..." (Hz. Enes, sonra hadisi yukarıdaki şekilde tamamladı.)"
7190 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyametin kopmasına yakın (bazı insanlar günahları sebebiyle) "mesh"e (hayvan süretine çevrilme), "hasf"e (yere batma) ve "kazf'e (taşlanma azabı) uğrayacaktır."
7191 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimde hasf, mesh ve kazf olacaktır."
7192 kıyamet DABBETU'L-ARZ "Abdullah İbnu Büreyde radıyallahu anhüma babası (Büreyde)'den naklediyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam beni, Mekke'ye yakın badiyedeki bir yere götürdü. Burası kuru bir yerdi, etrafı da kumdu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Dabbetu'l-arz bu yerden çıkacak" buyurdu. İşaret edilen yerin eni ve boyu birer karıştı."
İbnu Büreyde dedi ki: "Bundan yıllar sonra haccettim. Babam (o sahanın en ve boy uzunluğunda bir asasını bize gösterdi. Baktım ki, o asa benim bu asam ile şu ve bu kadardır."
7193 kıyamet YE'CÜC VE ME'CÜC "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ye'cüc ve Me'cüc (seddi) her gün kazarak nihayet güneşin ışığını görmeye yakın, başlarındaki kişi onlara: "Haydi dönün, kazımıza yarın devam ederiz!" der. Allah Teala hazretleri, sabah oluncaya kadar seddi eski güçlü haline iade eder. Bu hal onların müddetleri doluncaya kadar devam edecek. Vakit dolup da Allah onları insanların üzerine göndermek istediği zaman, aynı şekilde yine kazacaklar, güneşin ışığını görecekleri gedik açılacağı zaman, başlarındaki "haydi dönün inşaallah yarın kazmaya devam ederiz" diyecek. Onlar da "inşaallah!" diyecekler; ertesi günü gelecekIer. Bu sefer seddi bıraktıkları gibi bulacaklar. Yine kazacaklar, bu sefer insanların üzerine çıkacaklar ve (uğradıkları) suyu içip tüketecekler. İnsanlar, onlara karşı kalelerine çekilecekler. Bu sefer onlar da oklarını göğe atacaklar. Okları, üzeri kanlı olarak geri dönecek. Bunun üzerine Yecüc ve Mecüc: "Biz yeryüzündeki insanları kahrettik ve göktekilere de galebe çaldık" diyecekler. Sonra Allah, onların enselerine musallat olacak deve kurtlarını gönderecek, bunlarla onları öldürecek."
Resûlullah aleyhissalatu vesselam devamla dedi ki: "Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, yerdeki hayvanlar onların etlerini yemek suretiyle muhakkak ki iyice semirecek ve memeleri sütle dolacaktır."
7194 kıyamet YE'CÜC VE ME'CÜC "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Mirac gecesinde, Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa ile karşılaştı. Kıyameti aralarında müzakere ettiler. Önce Hz. İbrahim aleyhisselam'dan başlayıp ona Kıyametten sordular. Onun Kıyamet hakkında herhangi bir bilgisi yoktu. Sonra Hz. Musa aleyhisselam'a sordular. Kıyamet hakkında onun da bir bilgisi yoktu. Söz Hz. İsa aleyhisselam'a geldi. O: "Kıyametin kopmasına yakın şeyler (alametler) hakkında bana bilgi verildi. Ama Kıyametin kopma (vaktini) Allah'tan başka hiç kimse bilemez" dedi. Sonra (Kıyametin alametlerin en biri olarak) Deccal'in çıkmasını anlattı. Şunları söyledi: "Sonra ben inip onu öldüreceğim ve bundan sonra halk memleketlerine dönecek. Bu defa onların karşısına Ye'cüc ve Me'cüc çıkacak ve her tepeden hızla hücum edeceklerdir. Onlar giderken rastladıkları her suyu içip tüketecekler ve uğrayacakları her şeyi bozup alt-üst edecekler. Bunun üzerine halk feryat ederek Allah'tan yardım dileyecek. Ben de Ye'cüc ve Me'cüc'ü öldürmesi için Allah'a dua edeceğim. (Duam kabul görecek) ve yer onların (leşlerinin) kokusu ile çok pis kokacak. Ben yine Allah'a dua edeceğim! Allah da bir su gönderecek ve o su, onları taşıyıp denize atacaktır. Daha sonra dağlar ufaltılıp dağıtılacak ve yer, derinin yarılıp genişletildiği gibi yayılıp genişletilecek.
İşte söylenen bu hal vuküa gelince, insanlara yakınlığı itibariyle Kıyametin, ev halkı ne zaman doğumu ile aniden karşılaşacaklarını bilmedikleri hamile kadın gibi olacağı bana bildirildi."
Ravi el-Avvam demiştir ki: "Bunun tasdiki Kitabullah'da bulunmuştur (Mealen): "Nihayet, Ye'cüc ile Me'cüc'ün önündeki sed açıldığında, her tepeden saldırmağa başlarlar" (Enbiya 96)."
7195 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında iken Beni Haşim'den bir grub genç geldi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam onları görünce, gözleri yaşla doldu ve rengi değişti. Ben: "(Ey Allah'ın Resülü!) Şimdiye kadar, mübarek yüzünüzde hoşumuza gitmeyen bir manzara hiç görmemiştik, (şimdi ne oldu da bizi üzen bir ifade ile karşılaşıyoruz?)" dedim. Şu cevabı verdiler:
"Biz öyle bir Ehl-i Beytiz ki, Allah bizim için dünyaya mukabil ahireti tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne maruz kalacak. Nihayet, meşrık (doğu) tarafından beraberlerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelecek. Bunlar hayır (saltanat) isteyecekler, fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun üzerine onlar savaşacak. Allah onlara yardım edecek. Bundan sonra istedikleri (hükümdarlık) kendilerine verilecek. Ne var ki, onlar bunu kabul etmeyip emirliği Ehl-i Beytim'den bir adama tevdi edecekler. Bu (Emir) de, insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın)" buyurdu."
7196 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Reslülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizin hazinenizin yanında üç kişi kavga edecek: Üçü de bir halifenin evladıdır. (Halifelik) bunların hiçbirine nasip olmayacaktır. Sonra meşrık (doğu) cihetinden siyah bayraklar (taşıyan bir ordu) zuhur edecek, hiçbir kavmin öldürmediği şekilde sizi öldürecek."
Ravi der ki: "Sonra (Aleyhissalatu vesselam) ezberde tutamadığım bir şey daha söyledi. Son olarak da: "Onları görünce onlara derhal biat edin, kar üzerinde emekleyerek de olsa!" buyurdular. Çünkü o, Allah'ın halifesidir, Mehdidir."
7197 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Hz. Ali anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mehdi bizden, ehl-i Beyt'imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder (yani tevbesini kabul eder, hizmetini yapacak hale getirir. Doğruyu ilham eder ve muvaffak kılar)"."
7198 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biz Abdulmuttalib'in oğullarıyız. Cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi."
7199 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Abdullah İbnu'l Haris İbni Cez'iz-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Doğudan birtakım insanlar çıkacak ve Mehdi için zemin hazırlayacak" buyurdular. O Mehdi'nin hakimiyetini kastediyor."
7200 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Zi Muhmer radıyallahu anh'a müslümanların Rumlarla yapacağı savaş sorulunca, Resûlullah'tan şu hadisi nakletmiştir: "Rumlar sizlerle emin bir sulh antlaşması yapacaklar. Sonra, siz ve onlar (başka) bir düşmanla savaşacaksınız ve zafer kazanıp ganimet mallarını alıp (savaştan) salimen galip çıkacaksınız. Sonra savaş yerinden ayrılıp tepeleri bulunan bir çayırlıkta mola vereceksiniz. Orada haç ehlinden (hıristiyanlardan) bir adam haçı havaya kaldırarak: "Haç galip oldu" diyecek, müslümanlardan bir adam kızarak kalkıp (adamın elindeki) haçı kırıp ezecektir. İşte o zaman Rumlar sulh antlaşmasını bozarak şiddetli bir savaş için toplanacaklar."
İbnu Mace, bu hadisin, kendisine bir başka vecihten de ulaştığını, hadisin o vechinde şu ziyadenin olduğunu belirtir: "(Rumlar) şiddetli bir savaş için toplanacaklar. O zaman onlar seksen sancak altında oldukları halde gelirler ve her sancakta onikibin asker vardır."
7201 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şiddetli savaşlar vuküa geldiği zaman Allah mevaliden (Arap olmayan müslümanlar) öyle bir ordu gönderecek ki atlarının cinsi yönünden Arapların en kıymetlisi ve silah yönünden onların en iyisi olup Allah, İslam dinini onlarla te'yid (takviye) edecektir."
7202 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Amr İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanların silahlarını koydukları yerin en yakını Bevla'da olmadıkça kıyamet kopmaz."
Aleyhissalatu vesselam sonra: "Ey Ali, ey Ali, ey Ali!" diye nida etti. (Hz. Ali)
"Annem babam sana kurban olsun, (buyurun ey Allah'ın Resülü!)" dedi.
Aleyhissalatu vesselam: "Muhakkak ki, sizler Beni Esfar'la (Rumlarla) savaşacaksınız. Sizden sonra gelecek müslümanlar da onlarla savaşacaklar. Nihayet Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan seçkin müslümanlar olan Hicaz halkı onlarla savaşa çıkacaklar. Konstantin'i tesbih ve tekbirlerle fethedecekler. Onlar daha önce benzerini elde etmedikleri ganimetler elde edecekler. Öyle ki (dirhem ve dinarları sayıyla değil, kalkanla ölçerek taksim edecekler. Bu sırada biri gelip şöyle diyecek: "Memleketinizde mesih çıktı: "Bilesiniz bu haber yalandır. Artık o haberi tutan (inanan) da pişmandır, terkeden (inanmayan) da pişmandır."
7203 kıyamet TÜRKLERLE SAVAŞ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizler, gözleri küçük, yüzleri geniş-yuvarlak bir kavimle savaşmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Onların gözleri çekirge gözleri gibi olup yüzleri de kat kat deri ile kaplanmış kalkanlar gibidir. Kıl ayakkabılar giyerler, deriden mamul kalkanlar edinirler ve atlarını hurma ağaçlarına bağlarlar."
7204 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın ashabından olan Ebu Hallad radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimseye dünyaya karşı zühd ve az konuşma hasletlerinin verildiğini görürseniz ona yaklaşın (ve sözlerini dikkatle dinleyin). Çünkü o hikmetli sözler eder-veya ona hikmet ilham edilir-"
7205 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Sehl İbnu Sa'd es-Saidi radiyallahu anh anlatıyor: "(Bir Gün) Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulu! Bana Öyle bir amel gösterin ki, ben onu yaptığım taktirde Allah beni sevsin, halk da beni sevsin" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "dünyaya rağbet gösterme, Allah seni sevsin, insanların elinde bulunanlara göz dikme ki onlar da seni sevsin!" buyurdular."
7206 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hastalanmıştı. Sa'd İbnu Ebi Vakkas geçmiş olsun ziyaretine gitti. Yanına varınca Selman'ı ağlıyor buldu. Sa'd: "Niye ağlıyorsun? Ey kardeşim, sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'a arkadaşlık etmedin mi, şöyle değil mi, böyle değil mi (diye ağlamasını abes kılan bir kısım faziletleri hatırlattı). Selman radiyallahu anh şu cevabı verdi: "Ben şu iki şeyden biri için ağlamıyorum: "Ben ne bir dünya düşkünlüğü ne de ahiret gafleti sebebiyle ağlıyor değilim. Beni ağlatan Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın bir ahdidir. O bana bir husus ahdetmişti, şimdi kendimi o ahdi tecavüz etmiş görüyorum." Sa'd: "Resulullah size ne ahdetmişti ?" diye sordu. Selman: "Aleyhissalatu vesselam bana: "Birinize dünyalık olarak bir yolcunun azığı kadarı yeterli" diye ahdetmişti. Ben kendimi bu haddi aşmış görüyorum. Sana gelince, ey Sa'd! hüküm verdiğin zaman hükmünden, (hak) taksim ettiğin zaman taksiminden, bir şeye yöneldiğin zaman niyetinden Allah 'tan kork." Ravilerden Sabit der ki: "Selman radiyallahu anh'ın vefat ettiğinde geriye nafaka olarak sadece yirmi küsür dirhemlik bir mal bıraktığı haberi bana geldi."
7207 dünya DÜNYAYA İLGİ "Hz.Osman İbnu Affan radiyallahu anh anlatıyor: "Zeyd İbnu Sa'bit radiyallahu anh gün ortasında Halife Mervan'ın yanından çıkmıştı. Ben: "Bu saatte, Zeyd'i mutlaka sormak istediği bir şey için çağırmıştır" (diye düşündüm ve kendisine kanaatimi) söyledim. Zeyd: "O bize, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğimiz bazı şeyler sordu. Ben Aleyhissalatu vesselam'ın: "Kimin emeli dünya olursa Allah onun işini aleyhine darmadağın eder, fakirliği iki gözünün arasında kılar, dünyadan eline geçen miktar da kaderinde yazılandan fazla olmaz. Kimin de kasdi ahiret olursa, Allah, onun (dağınık) işini lehinde toplar, zenginliğini kalbine koyar, dünya nimetleri ona koşarak (kendiliğinden) gelir" sözünü anlattım."
7208 dünya DÜNYAYA İLGİ "Abdullah İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim gam ve tasalarını bire indirir ve sadece ahiret tasasına gönlünde yer verirse, onun dünyevi gamlarını Allah izale eder. Kim de gam ve tasalarını dünya ahvaline dağıtacak olursa, Allah onun, vadilerden hangisinde helak olacağına aldırış etmez."
7209 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Sehl İbnu Sa'd radiyallahu anh anlatıyor: "Biz (hacc sırasında) Zülhüleyfe'de Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. O, birden şişkinlikten ayağı havaya kalkmış bir davar ölüsüyle karsılaşti. Bunun üzerine: "şu laşenin, sahibine ne kadar değersiz olduğunu görüyor musunuz? Nefsimi elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, şu dünya, Allah yanında, bunun sahibi yanındaki değersizliğinden daha değersizdir. Eğer dünyanın Allah katında sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı, kafire ondan ebediyen tek damla su içirmezdi" buyurdular."
7210 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim nazarımda en ziyade gıbta etmeye değer kimse şu evsafı taşıyan kimsedir: (Dünyevi yükü ve) hali hafif, namazdan nasibi fazla, insanlar içinde (adem-i şöhretle) gizli kalmış ve kendisine (cemiyette) iltifat edilmemiş mü'mindir. Onun rızkı (zaruri ihtiyaçlarına) yetecek kadardı, o buna sabretti, ölümü de çabuk geldi, az miras bıraktı, kendisi için matem tutan kadın da az oldu."
7211 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir Gün): "Size en hayırlınızı haber vereyim mi?" diye sordu. "Evet! Ey Allah'ın Resulu!" dediler. "Sizden o kimseler en hayırlıdır ki, onları görenler aziz ve celil olan Allah'ı hatırlarlar" buyurdular."
7212 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Imran İbna Husayn radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, Allah Teala hazretleri, maddeten fakir, çoluk çocuk sahibi olup dilencilik ve haram kazançtan kaçınan mü'min kulunu sever."
7213 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Abdullah İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Muhacirlerin fakirleri, Allah'ın, zenginleri kendilerinden (mali ibadetler yönüyle) daha üstün kıldığı hususunda dert yandılar. Aleyhissalatu vesselam onlara: "Ey fakirler cemaatı! Ben sizi, fakir muhacirlerin, cennete zenginlerinden, (dünya ölçüleriyle beşyüz yıl olan) yarım gün önce gireceklerini müjdelemeyeyim mi?" buyurdular." Bu hadisi rivayet eden Musa rahimehullah şu ayeti okudu:"Ve şüphesiz, senin Rabbin katındaki bir gün sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir" (Hacc 47)."
7214 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Sa'idi'I-Hudri radiyallahu anh derdi ki : "Fakirleri sevin. Zira ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın, dualarında şöyle söylediğini işittim: "Allahım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak ruhumu kabzet, ahirette de fakirler zümresinde hasret."
7215 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Habbab radiyallahu anh "Akşam, sabah, Rablerinin rızasını dileyerek O'na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabı senden sorulmayacaktır, senin hesabın da onlara sorulmayacaktır, öyleyse onları kovup da zalimlerden olma" (En'am 52) mealindeki ayetle ilgili olarak şunu anlattı: "Akra' İbnu Habis et-Temimi ve Uyeyne İbnu Hisn el Fezarı Resulullah'ın yanına geldiler. Aleyhissalatu vesselam'ı Suheyb, Bilal, Ammar ve Habbab gibi zayıf müslümanlarla oturmuş buldular. (Bu gariban takımını) Resulullah'ın etrafında görünce onları küçümseyip hakir gördüler. Aleyhissalatu vesselam'a yaklaşıp başbaşa kaldılar (yani biz bir kenara çekildik). Onlar: "Biz, senin bize hususi bir sohbet oturumu ayırmanı isteriz, ta ki Araplar bizim üstünlüğümüzü tanısınlar. Zira sana (her taraftaki) Araplardan (durmadan) heyetler geliyor. Onların bizi bu (değersiz) köle bozuntularıyla beraber görmelerinden utanıyoruz. Şu halde, her ne zaman biz sana gelirsek, onları yanından kaldır. Biz gidince, dilersen yine onlarla beraber ol!" dediler. Aleyhissalatu vesselam da: "Pekala!" diye cevap verdi. Bunun üzerine onlar: "Bu teklifimizi bir yazı ile de teşvik et" dediler." (Habbab) der ki: "Aleyhissalatu vesselam hemen bir kağıt istedi, yazması için Ali radiyallahu anh'ı çağırdı. Biz hala bir kenarda oturmuş duruyorduk. Derken Cibril aleyhisselam indi ve şu vahyi getirdi. (Mealen): "Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur. Senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olasın" (En'am 52). Ayet-i kerime daha sonra Akra' İbnu Habis ve Uyeyne İbnu Hisn'i zikrederek devam etti: "Böylece, "Aramızdan Allah bunlara mı iyilikte bulundu?" demeleri için onları birbiriyle imtihan ettik. Allah şükredenleri iyi bilen değil midir?" (En'am 53). Ayet şöyle devam etti: "(Ey Muhammed) ayetlerimize iman edenler sana gelince: "Size selam olsun!" de. Rabbiniz, sizden kim bilmeyerek fenalık ister de arkasından tevbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır" (En'am 54). Habbab devamla der ki: "Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam'a yaklaştık, Öyle ki dizlerimizi dizlerinin üzerine koyduk. Aleyhissalatu vesselam bizimle otururdu. Kalkıp gitmek istediği zaman doğrulur ve bizi öyle terkederdi. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şu vahyi indirdi: "(Sabah-akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma -yani eşraf ile beraber oturma-. Bizi anmasını kendilerine unutturduğumuz yani Uyeyne ve Akra'- ve işinde aşırı giderek hevesine uyan kimseye uyma" (Kehf 28). Sonra onlara (yani mü'minlere ve kafirlere iki kişinin misalini (Kehf 32-44) ve dünya hayatının misalini (Kehf 45) getirdi (yani mezkur ayetleri bu maksatla inzal buyurdu). Habbab der ki: "(Bu hadiseden sonra) biz (zayıf takımdan olan sahabiler) Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraber otururduk. Aleyhissalatu vesselam'ın kalkma saati gelince, O'nun kalkması için önce biz onu terkederdik."
7216 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatıyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Malı şöyle şöyle, şöyle ve şöyle dağıtanlar hariç dünyalığı çok kazananlara yazıklar olsun!" "Söyle!" kelimesini Resulullah dört kere tekrar etti. Bunlarla "sağından, solundan, önünden ve arkasından hayır için harcayanlar" demek istedi."
7217 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Zerr radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Bu dünyada malca) en çok olanlar, kıyamet günü en aşagıda olacaklardır. Ancak malı şöyle şöyle (bol bol) harcayanlar ve onu temiz yoldan kazananlar hariç."
7218 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "dünyalığı en çok olanlar (ahirette rütbece) en aşagı olacaklardır. Ancak, malı şöyle şöyle şöyle (hayır yolunda) harcayanlar hariç."
7219 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yanımda Uhud dağı kadar altınım olup da ondan bir miktar yanımda kaldığı halde (iki gün geçip) üçüncü bir geçenin gelmesini sevmem. Bir borcu ödemek üzere (o altından) saklayacağım miktar hariç."
7220 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Amr İbnu Gaylan es-Sakafi radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Allahım! Kim bana inanır, beni tasdik eder, ve her ne getirmiş isem onun senin yüce katından olduğunu ve hak olduğunu bilirse, ona az mal, az evlat ver, ona, sana kavuşmayı sevdir ve ölümünü çabuklaştır. Kim de bana inanmaz ve beni tasdik etmezse malını ve evladını çok kıl, ömrünü de uzat."
7221 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Nukade el-Esedi radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni, bir adama göndererek onun dişi devesini meniha olarak (bir müddet sütünden istifade etmek için) istedi. Adam talebi kabul etmedi. Bunun üzerine, Aleyhissalatu vesselam bir başka adama (aynı maksatla) yolladı. Bu zat, Efendimize sağmal bir deve yolladı. Resulullah deveye bakınca: "Allahım, deveyi göndereni mübarek kıl!" diye dua buyurdu." Nukade der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Onu getireni de (deyin)" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Onu getireni de (mübarek kıl)" dedi. Sonra devenin sağılmasını emretti. Deve sağıldı fakat derhal yine memeleri süt doldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Allahım, falanın malını çoğalt!" diye, önce reddeden kimse için de dua etti. Devesini gönderen için de: "Allahım, falanın rızkını gün be gün eyle" diye dua etti." F0
7222 Kanaat KANAAT "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "kıyamet günü, dünyada iken yetecek kadar rızık verilmiş olmasını temenni etmeyecek ne fakir ne de zengin olacaktır." K0
7223 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Al-i Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın, bazan bir ay geçer, hücrelerinin hiçbirinde ateş yanmazdı."
Hz. Aişe'nin ravisi Ebu Seleme der ki: "Ben Aişe radıyallahu anha'dan sordum:
"Öyleyse bu esnada ne yerlerdi?" Şu cevabı verdi:
"İki siyah: Hurma ve su! Ancak, Ensardan komşularınız vardı. Onlar sadakatli komşulardı. Onların sağmal hayvanları vardı. Bunlar hayvanlarının sütünden Aleyhissalatu vesselam'a gönderirlerdi. (O, bize de içirirdi)" dedi. Muhammed (İbnu Mace) der ki: "Ve onlar (yani Hz. Peygamber'in hücreleri) dokuz taneydi." R0
7224 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam tekrar tekrar buyurdular ki: "Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, Al-i Muhammed'de hiçbir zaman akşamdan sabaha bir sa' miktarında ne zahire ne de kuru hurma bulunmuştur."
Halbuki o sıralarda Aleyhissalatu vesselam'ın dokuz zevceleri vardı." R0
7225 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Abdullah İbnu Mesud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "AI-i Muhammed'de ancak bir müdd miktarı yiyecek maddesi sabahlamıştır" veya "Al-i Muhammed'de bir müdd yiyecek (bile) sabahlamadı" buyurdular." R0
7226 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Süleyman İbnu Surad radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize geldi ve bir yiyecek (ikramına) gücümüz yetmeksizin -veya bir yiyeceğe gücü yetmeksizin- üç gece kaldık." R0
7227 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir gün sıcak bir yemek getirilmişti. Yedi ve yemekten çıkınca: "Elhamdülillah, şu şu vakitten beri mideme sıcak bir yemek girmemişti" buyurdu." R0
7228 Resulullah'ın Ailesi ÂL-İ MUHAMMED'İN YATAĞI "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı (Fatıma gerdek gecesi) bana gönderildi. Onun gönderildiği gece yatağımız koyun derisinden başka bir şey değildi." R0
7229 Resulullah'ın Ailesi ÂL-İ MUHAMMED'İN YATAĞI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ensar'dan bir zatın kapısının üstüne yaptırdığı bir kubbe gördü. "Bu nedir?" diye sordu. "Bu falancanın inşa ettirdiği bir kubbedir!" dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Böyle sarfedilen her mal, Kıyamet günü sahibine bir vebaldir!" buyurdular. Bu söz Ensari'ye ulaşmıştı. Kubbe'yi hemen yıktı. Sonra, Aleyhissalatu vesselam oradan tekrar geçti, fakat kubbeyi göremedi, akibetini sordu. "Sizin söylediğiniz kendisine ulaşınca yıktı" denildi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Allah ona rahmet kılsın, Allah ona rahmet kılsın!" diye dua buyurdular." R0
7230 tevekkül ve yakin TEVEKKÜL VE YAKiN "Halid'in oğulları Habbe ve Sev radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şey tamir etmekte iken yanına girdik. O işte kendisine yardım ettik. "Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra aziz ve celil olan Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır" buyurdular." T0
7231 tevekkül ve yakin TEVEKKÜL VE YAKiN "Amr İbnu'l-As radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şüphesiz, her derede, ademoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter." T0
7232 hikmet HİKMET "Hz. Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular." H0
7233 hikmet HİKMET "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bu meclisten bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali, bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."
Ebu'l-Hasen İbnu Seleme de bu hadisin bir mislini rivayet etmiş, ancak rivayetinde şu farklılığa yer vermiştir: "Sürünün en iyi koyununun kulağını tut" H0
7234 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri buyurdular ki: "Büyüklük benim ridamdır, azamet de benim izarımdır. Kim, bunlardan birinde benimle iddialaşmaya kalkarsa, onu cehenıneme atarım." A0
7235 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah Teala hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) atar." A0
7236 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Medine ehlinden bir cariye bile Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın elinden tutardı ve Aleyhissalatu vesselam elini onun elinden çekmezdi de, cariye ihtiyacı için, O'nu Medine'nin istediği semtine çeker götürürdü. (Resûlullah tevazu gösterir, itiraz etmezdi)." A0
7237 Haya HAYA "Hz. Enes ve İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her dinin (kendine has temel) bir huyu vardır. İslam'ın bu huyu, hayadır." H0
7238 Haya HAYA "Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Haya imandandır. İman (sahibi) ise cennettedir. Hayasızlık (ve bundan kaynaklanan kabalıklar, çirkin ve kırıcı sözler) cefa (eziyet, zulüm, haksızlık)dan bir parçadır. Cefa (eden de) cehennemdedir." H0
7239 Haya HAYA "Ebu Sa'idi'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında oturuyor idik. (Bir ara): "Size Abdulkays kabilesinin gönderdiği heyet geldi" buyurdular. Halbuki içimizden hiç kimse (henüz heyetin geldiğini) görmemişti. Hakikaten geldiler ve konakladılar. Sonra Aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna geldiler. Onlardan Eşecc el-Asari (adında biri) konaklama yerinde kaldı, o sonradan geldi. Çünkü o, bir konağa indi, devesini ıhtırdı. Yolculuk elbisesini bir kenara bıraktı. Sonra (taze elbise giyip, öyle) Aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna çıktı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam da ona: "Ey Eşecc! Sende aziz ve celil olan Allah'ın sevdiği iki haslet vardır: Hilm (acele etmemek) ve teenni ile hareket etmek" buyurdular. Eşecc: "Ey Allah'ın Resülü! Bu hasletler, cibilliyetimde (fıtratımda doğuştan getirdiğim) bir şey mi, yoksa sonradan (iradı gayretimle) meydana gelen bir şey mi?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Yaratılışında bulunan bir şeydi buyurdular." H0
7240 Haya HAYA "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Eşecc el-Asari'ye: "Muhakkak ki sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Hilm (acele etmemek) ve haya" buyurdular." H0
7241 Haya HAYA "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah indinde kişinin yuttuğu en sevaplı yudum, Allah'ın rızasını düşünerek kendini tutup, yuttuğu ötke yudumudur." H0
7242 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Abdullah İbnu'z-Zübeyr radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre, "Kendilerinin müslümanlığı kabul etmeleri ile, Allah'ın onları azarladığına dair (şu) ayetin inmesi arasında dört yıldan fazla zaman olmamıştır."
"Onlar, daha önce kendilerıne kitap verilen ve zaman geçtikçe kalpleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdi" (Hadid 16)." A0
7243 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür." A0
7244 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Bera radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir cenazede beraberdik. Aleyhissalatu vesselam kabrin kenarına oturup ağladılar, öyle ki (göz yaşlarıyla) toprak ıslandı. Sonra da: "Ey kardeşlerim İşte (başımıza gelecek) bu aynı (ölüm hadisesi) için iyi hazırlanın" buyurdular." A0
7245 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mü'min kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin!" A0
7246 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller kap(ta bulunan madde) gibidir. En aşağısı (yani dipteki kısım) güzelse en yukarısı (yani üst kısmı) da güzel olur; en aşağısı bozulursa en üstü de bozulur." A0
7247 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teala hazretleri (onun ibadetinden memnun kalır ve:) "Bu (kulluğunu riyasız yapan) gerçek bir kulumdur" der." A0
7248 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ey mü'minler! Amel ve ibadetlerinizi) itidal üzere yapın, ifrattan kaçının. Zira sizden hiç kimseyi (ateşten) ameli kurtaracak değildir."
Sahabiler: "Seni de mi amelin kurtarmaz, ey Allah'ın Resülü!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Beni de, buyurdular. Eğer Allah kendi katından bir rahmet ve fazl ile benim günahlarımı bağışlamazsa beni de amelim kurtarmaz!" buyurdular." A0
7249 riya RİYA VE SUM'A "Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'u Teala hazretleri şöyle buyurmuştur: "Ben her çeşit şirkten müstağniyim. Öyleyse, kim benim için işlediği bir amele birden başkasını ortak ederse ben ondan uzağım ve benim için yaptığı o iş, bana değil, ortak ettiği kimseyedir." R0
7250 riya RİYA VE SUM'A "Ebu Said radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) yanimiza geldi. Biz o sırada Mesih Deccal'i müzakere ediyorduk. Dediler ki: "Ben size, nazarımda sizin için Mesih Deccal'den daha ürkütücü bir şeyi haber vereyim mi?" "Evet! Ey Allah'ın Resulu! söyleyin!" dedik. "Şirk-i hafidir (gizli şirk). Mesela, kişi kalkar, namaz kılar, bu namazını, kendisine bakanlar sebebiyle güzel kılar, (işte bu, gizli şirke bir örnektir) buyurdular." R0
7251 riya RİYA VE SUM'A "Seddad İbnu Evs radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim hakkında en ziyade korktuğum şey, Allah'a şirktir. Bu sözümle, ümmetimin dönüp de tekrar güneşe veya kamere veya puta tapacaklarını demek istemiyorum. Fakat beni korkutan şey, Allah'tan başkası için yapacakları ameller ve (spor maksadıyla kılınan namazda, sıhhat niyetiyle tutulan oruçta olduğu üzere, amellerde Allah rızasından başka maksatları ön plana getirme gibi) gizli arzulardır." R0
7252 riya RİYA VE SUM'A "Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her kim (ibadetini gösteriş için) halka işittirirse, Allah o kimseyi (yani gayesini halka) işittirir ve kim (ibadetinde) riyakarlık ederse Allah onun riyakarlığının cezasını (dünyada) verir." R0
7253 Hased HASED "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hased (çekememezlik) hayırları yer bitirir, tıpkı ateşin odunu yeyip tükettiği gibi. Sadaka hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürmesi gibi. Namaz, mü'minin nürudur. Oruç ateşe karşı perdedir." H0
7254 zulüm BAĞY (ZULÜM VE KÖTÜ MUAMELE) "Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "sevabı en çabuk gelen hayırlı amel mahlukata iyilik ve sıla-i rahimdir. Cezası en çabuk gelen kötü amel de bağy (mahlukata kötü muamele, zulüm) ve sıla-i rahm'i kesmektir." Z0
7255 zulüm BAĞY (ZULÜM VE KÖTÜ MUAMELE) "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bana "mütevazi olun, birbirinizin hukukuna tecavüz etmeyin" diye Allah Teala hazretleri vahiyde bulundu" buyurdular." Z0
7256 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "En efdal insan kimdir?" diye sorulmuştu. "Kalbi mahmüm (pak), dili doğru sözlü olan herkes" buyurdular. Ashab: "Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmümu'l-kalb ne demektir?" diye sordu.
"(Mahmüm kalb), Allah'tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur" buyurdular." V0
7257 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Ebu Hureyre, vera sahibi ol (harama götürme şüphesi olan şeylerden de kaçın) ki insanların Allah'a en iyi kulluk edeni olasın! Kanaatkarlığı esas al ki insanların Allah'a en iyi şükredeni olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki (kamil) mü'min olasın. Sana komşu olanlara iyi komşuluk et ki (kamil bir) müslüman olasın. Gülmeyi az yap, zira çok gülmek kalbi öldürür." V0
7258 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Tedbir gibi akıl yoktur. Sakınmak gibi vera' yoktur. İyi huy gibi haseb (itibar vesilesi) yoktur." V0
7259 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben bir kelime -Osman dedi ki: "Bir ayet"- biliyorum. Eğer insanların hepsi onu tutsaydılar hepsine kafi gelirdi." Ashab: "Ey Allah'ın Resülü, bu hangi ayettir?" dediler, Aleyhissalatu vesselam: "Ve kim Allah'tan korkarsa, AIIah o kimseye (darlıktan genişliğe) bir çıkış yolu ihsan eder" (Talak 2) ayetini okudu." V0
7260 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "Ebu Züheyr es-Sakafi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize, Nebavet veya Benavet'te -ravi dedi ki: Benave, Taif'te bir yerdir- hitapta bulundu ve dedi ki: "Cennet ehlini cehennem ehlinden tefrik edip bileceğiniz zaman yakındır." Ashab: "Ne ile bileceğiz ey Allah'ın Resülü?" dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam açıkladı:
"(Kişiler hakkında yapacağınız iyilikle anma ve kötülükle anma suretiyle, sizler, birbirinize karşı Allah'ın şahitlerisiniz, (sizin hayırla yadettikleriniz cennetliktir, zemmederek, kötülüyerek andıklarınız da cehennemliktir)." I1
7261 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Yaptığım işin iyilik veya kötülük olduğunu nasıl anlayabilirim?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Komşunun "iyi yaptın!" dediğini işitirsen iyilik yaptın demektir. Eğer "kötülük yaptın!" dediklerini işitirsen, kötülük yaptın demektir" buyurdular." I1
7262 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennetlik kişi o kimsedir ki, Allah kulağını hakkında halkın hayırlı övgüleriyle doldurmuştur, kendisi de hayırla yadedildiğini işitir. Cehennemlik olan da, kendi kulakları, halkın hakkındaki kötü anmalarıyla dolan ve bunu bizzat işiten kimsedir." I1
7263 niyet NİYET "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki insanlar Kıyamet günü niyetleri üzere diriltilecekler." N0
7264 Ecel EMEL VE ECEL "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İhtiyar kimsenin kalbi iki şeyin sevgisinde daima gençtir: "Hayat sevgisi, çok mal sevgisi."
7265 Ecel EMEL VE ECEL "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer ademoğlunun iki vadi dolusu malı olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Onun nefsini ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenlerin tevbesini kabul eder." E0
7266 Kur'an ve Sünnet AMELDE DEVAM "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Farz olmayan amelden gücünüz yettiği kadar yüklenin. Çünkü amelin hayırlısı devamlı olanıdır, az bile olsa." K0
7267 Kur'an ve Sünnet AMELDE DEVAM "Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir taşın üzerinde namaz kılmakta olan bir adamın yanından geçip Mekke'nin kenarına geldi. Orada bir müddet durdu. Sonra ayrıldı. Adamı aynı vaziyette namaz kılıyor buldu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam ayağa kalktı, ellerini birleştirdi, sonra şöyle hitap etti: "Ey insanlar! Mutedil olun!" ve bu sözünü üç kere tekrarlayıp, sonunda: "Siz ibadetten usanmadıkça, Allah da size ihsan etmekten usanmaz!" buyurdular." K0
7268 günahları hatırlamak GÜNAHLARI HATIRLAMAK "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Ey Aişe! Ehemmiyetsiz görülen amellere karşı aman dikkatli ol! Çünkü onlar için de Allah (tarafın)dan (vazifelendirilmiş) araştırıcı bir melek vardır."
7269 günahları hatırlamak GÜNAHLARI HATIRLAMAK "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimden birkısım insanları bilirim ki, Kıyamet günü Tihame dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla gelirler. Aziz ve celil olan Allah Teala hazretleri o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz kılar, kabul etmez)."
Sevban dedi ki : "Ey Allah'ın Resülü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!" Aleyhissalatu vesselam açıkladılar:
"Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin cinsinizden insanlardır. Sizin aIdığınız gibi onlar da gece (ibadetin)den nasiplerini alırlar. Ancak onlar, Allah'ın yasaklarıyla tenhada başbaşa kalınca o yasakları ihlal ederler, çiğnerler."
7270 tevbe TEVBE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa, arkadan tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir." T0
7271 tevbe TEVBE "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah, kulunun tevbesine şu adamın sevinmesinden daha çok sevinir (yani razı olur): Adam yolculuk halindedir. Bir susuz çölde bindiği devesini kaybetmiştir, onu aramaya koyulur. Sonunda aramaları adamı cidden yorup aciz bırakınca (susuzluk ve sıcaktan olduğu yerde ölmek üzere, yere yatar), elbisesini başına çekip örtünür. İşte kendisi o halde iken, devesini kaybettiği yerde hayvanın ayak seslerini duyar. Yüzünden örtüyü kaldırır ve karşısında devesini görür." T0
7272 tevbe TEVBE "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Günahtan tevbe eden, bir günah işlememiş gibidir." T0
7273 tevbe TEVBE "İbnu Makıl anlatıyor: "Babamla birlikte Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh'ın yanına girdim. Bu ziyaret sırasında o: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "pişmanlık tevbedir" dediğini nakletti. Babam: "Aleyhissalatu vesselam'dan bunu bizzat işittin mi?' diye sordu. Abdullah: "Evet!" dedi." T0
7274 tevbe TEVBE "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh arılatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe kabul eder." T0
7275 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte idim. Ensardan bir zat gelerek Aleyhissalatu vesselam'a selam verdi. Sonra da: "Ey Allah'ın Resülü! Mü'minlerin hangisi en faziletlidir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Huyca en iyisidir!" buyurdular. Adam: "Mü'minlerin hangisi en akıllıdır?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Ölümü en çok hatırlayandır ve ölümden sonra en iyi hazırlığı yapandır. İşte bunlar en akıllı kimselerdir" buyurdular." O1
7276 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birinizin eceli bir yerde olduğu zaman ihtiyaç onu oraya sıçratır. Sonra kalan ömrünün sonuna varınca aziz ve celil olan Allah onun ruhunu orada alır. Kıyamet günü, o yer: "Ey Rabbim! İşte bu, bana emanet ettiğin (cesed)dir!" der." O1
7277 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölü kabre konulur. Salih kişi, kabrinde korkusuz ve endişesiz oturtulur. Sonra kendisine: "Hangi dinde idin?" denilir. "İslam dinindeydim" der. "Şu adam nedir?" denilir. "O, Allah'ın Resülü Muhammed'dir, bize Allah indinden açık deliller getirdi, biz de onu tasdik ettik" der. Ona: "Allah'ı gördün mü?" denilir. O: "Allah'ı görmek hiç kimseye mümkün ve muvafık değildir" der. Bu safhadan sonra cehenneme doğru bir delik açılır. Oraya bakar, ateş alevlerinin birbirini kırıp yok etmeye çalıştığını görür. Kendisine: "Allah'ın seni koruduğu ateşe bak!" denilir. Sonra ona cennet cihetinden bir delik açılır ve onun güzelliklerine ve içinde bulunan (nimet)lere bakar. Kendisine: "İşte senin makamın!" denilir ve yine ona: "Sen bunlar hususunda yakin (kesin iman) sahibi idin. Bu iman üzere öldün, bu iman üzere yeniden diriltileceksin inşaallah!" denilir.
Kötü adam da kabrinde korku ve endişe ile oturtulur. Kendisine: "Hangi dinde idin?" diye sorulur. "Bilmiyorum" diye cevap verir. Kendisine: "Bu adam kimdir?" denilir. Halkı dinledim, bir şeyler söylüyorlardı, onu ben de söyledim" der. Ona cennet cihetinden bir delik açılır. Cennetin güzelliklerine, içinde bulunan nimetlerine bakar. Ona: "Allah'ın senden uzaklaştırdığı şu cennete bak!" denilir. Sonra ona cehenneme doğru bir delik açılır. Oraya bakar. Alevlerin birbirini yeyip yoketmekte olduğunu görür. Ona: "İşte makamın burasıdır. Sen cehennemin varlığı hususunda şekk (ve inkar) içerisinde idin, bu şekk üzere öldün ve bu şekk üzere diriltileceksin inşaallah!" denilir." O1
7278 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Mü'min) ölü, kabre girdimi, güneş batışındaki haliyle ona temsil edilir. Bunun üzerine ölü oturup ellerini gözlerine sürer ve: "Beni bırakınız namaz kılayım" der." O1
7279 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sûrun iki sahibinin ellerinde iki boynuz bulunur. Ne zaman (üflemekle) emrolunacaklarını dikkatle gözleyip düşünürler." O1
7280 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Yahudilerden bir adam Medine çarşısında: "Hz. Musa'yı insanlar üzerine seçen Zat'a yemin olsun!"demişti. Ensardan bir zat elini kaldırıp herife bir tokat indirdi.
"Demek böyle dersin ha! Üstelik Resûlullah aleyhissalatu vesselam aramızda olduğu halde!" dedi. Durum Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a anlatıldı. Aleyhissalatu vesselam: "Aziz ve celil olan Allah buyurmuştur ki: "Süra üfürülür ve Allah'ın dilediklerinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa düşüp ölür. Sonra bir daha süra üflenir ve onlar kabirlerinden kalkıp bakışırlar" (Zümer 58). Ben, başını ilk kaldıran olacağım. Ben, arşın ayaklarından birini tutan Hz. Musa aleyhisselam ile karşılaşırım. Bilemem, o başını benden öncemi kaldırdı, yoksa o, Allah'ın çarpılıp yıkılmaktan istisna tuttuklarından mıdır? Kim de: Ben Yünus İbnu Metta'dan daha hayırlıyım (üstünüm) derse şüphesiz yalan söylemiş olur." O1
7281 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanlar üç defa AIlah'a arzolunacaklar. İki arza mücadele ve mazeretlerden ibarettir. Üçüncü arzaya (sunuşa) gelince, (insanların işlediği amellerin yazılı olduğu defterler o zaman ellere uçacaklar (yani hızla verilecektir). Artık defteri kimisi sağ eliyle tutacak ve kimisi sol eliyle tutacaktır." O1
7282 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Hafsa radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben Bedir ve Hudeybiye'ye katılanlardan hiç kimsenin cehenneme girmemesini ümid ederim" buyurdular. Ben: "Ey AIlah'ın Resülü! Allah Teala hazretleri: "Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Bu senin Rabbin katında kesinleşmiş bir hükümdür" (Meryem 71), buyurmadı mı?" dedim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "(Ey Hafsa!) Sen Allah'ın: "Sonra biz, Allah'tan korkup (O'na karşı gelmekten) sakınanları kurtarır, zalimleri de toptan orada bırakırız" (Meryem 72) buyurduğunu işitmedin mi?" buyurdu." O1
7283 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Rifa'a el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir seferden dönmüştük. Buyurdular ki:
"Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! İman edib, sonra doğru yoldan ayrılmayan hiçbir kul yoktur ki cennete sokulmasın. Siz ve iyi (dindar) nesliniz cennetteki meskenlere yerleşmedikçe (diğer ümmetlerin mü'minleri olan) cennetliklerin cennete girmemelerini de ümit ederim ve Rabbim ümmetimden yetmişbin kişiyi hesapsız olarak cennete dahil etmeyi bana kesin vaadetti" O1
7284 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biz, ümmetlerin sonuncusuyuz ve hesabı ilk görülecek olanlarız. Orada: "Ümmi ümmet ve peygamberi nerededir?" denilir. Bilesiniz, biz sonuncu olan ilkleriz (yani dünyaya gelişte sonuncuyuz, Kıyamet günü hesabı verip cennete girmede ilkleriz." O1
7285 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Bürde babasından anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü, Aziz ve celil olan Allah, mahlükatı topladı mı Ümmet-i Muhammed'e secde etmeleri için izin verilir. Onlar Allah'a uzun bir secde yaparlar. Sonra: "Başlarınızı (secdeden) kaldırın. Biz sayınız kadar (kafirleri) ateşten, kurtuluş için fidyeleriniz yaptık" buyurulacaktır." O1
7286 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Aziz ve celil olan Allah semavat ve arzı yarattığı gün, yüz rahmet yaratmıştır. Bunlardan birini arza indirmiştir. İşte bunun sayesinde bir anne çocuğuna karşı şefkat duyar, hayvanlar, kuşlar birbirlerine şefkat duyarlar. Allah geri kalan doksandokuz rahmeti, Kıyamet günü için (kendine) saklamıştır. Kıyamet gününde onları bu rahmetle yüze tamamlayacak." K0
7287 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Gazvelerinin birinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraberdik. Derken bir kavme uğradı. "Siz kimsiniz?" diye sordu.
"Bizler müslümanlarız!" dediler. Bir kadın tandırına yakacak atmakla meşguldü ve yanında bir oğlu vardı. Tandırın alevi yükselince kadın çouğu uzaklaştırdı. Sonra kadın, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldi ve: "Sen Allah Resulüsün öyle mi ?"dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!" deyince, "Annem ve babam sana feda olsun! Allah Erhamü'r-Rahimin (yani merhametli olanların en merhametlisi) değil mi?" dedi. Kadın, "Evet!" cevabını alınca bu sefer: "Allah'ın kullarına olan rahmeti, annenin yavrusuna olan merhametinden daha fazla değil mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam yine: "Elbette!" buyurdu. Kadın: "Anne çocuğunu asla ateşe atmaz! (daha merhametli olan Allah kullarını nasıl cehenneme atar?)" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam ağlayarak başını eğdi. Sonra başını kadına doğru kaldırarak: "Şüphesiz Allah, hak yoldan sapıp O'na itaat etmeye tenezzül etrneyen ve tevhid kelimesini söylemekten imtina eden azgın kulundan başka kullarına azab vermeyecektir" buyurdu." K0
7288 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ateşe sadece şaki olanlar girecektir." Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Şaki kimdir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah için hiçbir ibadette bulunmayıp, hiçbir günahı terketmeyen kimsedir" diye cevap verdi." K0
7289 kıyamet KEVSER HAVZI "Ebu Sa'i'di'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim bir havuzum var. Genişliği Ka'be'den Beytu'l-Makdis'e kadar uzanır. Suyu süt misali bembeyaz. Yıldızlar adedince susakları var. Şurası muhakkak ki, Kıyamet günü ben, peygamberler arasında ümmeti sayıca en çok olan kimseyim." K0
7290 kıyamet ŞEFAAT "Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaat (sahibi olmam) arasında muhayyer bırakıldım. Ben şefaati tercih ettim. Çünkü şefaat, daha şümullü ve ümmetimin (toptan kurtuluşuna) daha yeterlidir. Şefaati siz müttakilere mahsus mu biliyorsunuz? Hayır! O muttakiler değil günahkarlar, hatalılar ve pis işlere karışan (müslüman)lar içindir." K0
7291 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şu dünya ateşiniz var ya! Bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür. Eğer o, su ile iki kere söndürülmemiş (harareti giderilmemiş) olsaydı, ondan faydalanamazdınız. Şurası muhakkak ki, bu dünya ateşi, aziz ve celil olan Allah'a, bir daha eski hararetine döndürmemesi için dua eder." C0
7292 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Cehennemde) kafirin vücudu büyür. Öyle ki bir azı dişi Uhud dağından büyük olur. Vücudunun dişinden büyüklüğü, sizden birinin vücudunun dişinden büyüklüğü gibidir." C0
7293 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Haris İbnu Ukayş radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, benim ümmetimde öyle şefaati makbul kimseler var ki, birinin şefaatiyle Mudar kabilesinin insanlarından daha çok kimse cennete girecektir. Benim (davetime muhatap olan) ümmetimden öylesi de var ki, vücudu ateş için irileşir ve cehennemin bir köşesini teşkil eder." C0
7294 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ağlama, cehennem ahalisi üzerine gönderilir. Bunun üzerine onlar da (ağlamaya başlarlar ve) gözyaşları kuruyuncaya kadar ağlarlar. Sonra (yaş yerine) kan ağlarlar. Öyle ki yüzlerinde kanallar meydana gelir. Eğer bu kanallara gemiler salınsa gemiler yürür." C0
7295 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü ölüm getirilir. Sırat üzerinde durdurulur ve: "Ey cennet ahalisi!" diye nida edilir. Cennettekiler, (bu çağrı üzerine) içinde bulundukları (o güzel) yerden çıkarılacakları korku ve heyecanıyla bakarlar. Sonra da: "Ey cehennem ahalisi!" diye nida edilir. Onlar da içinde bulundukları (o fena) yerden çıkarılacakları ümid ve sevinciyle bakarlar. (Ölüm gösterilerek) "Bunu tanıyor musunuz?" denilir. (Cennetlikler ve cehennemlikler hepsi bir ağızdan:) "Evet! Bu ölümdür" derler." C0
7296 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Ebu Sa'idi'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette bir karışlık yer (ebedi olduğu için, fani olan) küre-i arz ve üzerinde bulunanlardan -dünya ve içindekilerden- daha hayırlıdır." C0
7297 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette bir kamçılık yer (ebedi olduğu için, fani olan) dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." C0
7298 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Üsame İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gün Ashab-ı Kiramına: "İçinizde cennet için gayret edecek kimse yok mu? Zira cennetin eşi yoktur. Ka'be'nin Rabbine yemin ederim ki, cennet, parıl parıl parlayan nurları, güzel kokulu üğrünen yeşillikleri, sağlam yüksek köşkleri, devamlı akan nehirleri, çok çeşitli olgun meyveleri, güzel genç zevceleri, pek çok takım elbiseleri ile yüksek, sağlam ve güzel saraylarda saadet ve yüz parlaklığı içinde yaşanan ebedi mekandır" buyurdu. Sahabiler: "Biz zaten onun için gayretteyiz, ey Allah'ın Resulü!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "İnşaallah!" deyiniz" dedi ve sonra cihaddan söz açtı ve ona teşvik etti." C0
7299 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın cennete soktuğu hiç kimse yoktur ki, onu yetmişiki zevce ile evlendirmiş olmasın. Bunlardan ikisi hüru'l-ayn (siyah gözlü), yetmiş tanesi cehennemliklerden kendine düşen mirasıdır. Bu kadınlardan herbiri şehvet çekicidir ve cennetlik her erkeğin şehvet gücü daimidir."
Hişam İbnu Halid der ki: "(Hadiste geçen) "Cehennemliklerden kendine düşenmirası" ibaresinden maksad, cehenneme giren erkeklerdir; bunların kadınlarına cennet ehli varis olurlar, tıpkı Firavun'un hanımına varis olunduğu gibi." C0
7300 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Cennette) sizden herbirinin iki tane menzili vardır: "Bir menzili cennette, bir menzili de cehennemde. Ölünce cehenneme girerse cennet ehli onun menziline varis olur. İşte Allah Teala hazretlerinin şu sözü bu durumu teyid eder: "İşte onlar varislerin ta kendileridir" (Mü'minün 10)."
7002 zinet İSMİD SÜRMESİ "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uyuyacağınız zaman ismidle sürme çekmenizi tavsiye ederim. Çünkü o, gözü(n görme gücünü) parlatır ve kılları (yani kirpikleri besleyip) bitirir."
7003 Kur'an KUR'AN'LA TEDAVİ "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İlaçların en hayırlısı Kur'an'dır."
7004 muskalar GÖZ DEĞMESİ "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Göz değmesinden) Allah'a sığının. Zira göz değmesi haktır."
7005 muskalar RUKYE (DUA İLE TEDAVİ) "Halide Bintu Enes Ümmü Beni Hazm es-Saidiyye radıyallahu anha'nın anlatığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmiş, (tedavide okuduğu) duayı Aleyhissalatu vesselam'a (kontrol ettirmek üzere) arzetmiştir. Aleyhissalatu vesselam (dua metninde mahzurlu bir kelam görmediği için) o duayı tedavide okumasına ruhsat vermiştir."
7006 muskalar YILAN VE AKREP SOKMASINA KARŞI RUKYE (DUA) "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adamı akrep sokmuştu. O gece acıdan uyuyamadı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Falancayı akrep soktu, bu yüzden geceleyin hiç uyuyamadı" diye haber verilmişti. Şöyle buyurdular: "Keşke akşamleyin şu duayı okusaydı: Eûzu bikelimatillahi't-tammati min şerri ma halaka" (Yarattığının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım)" deseydi, akrebin sokması sabaha kadar ona zarar vermezdi."
7007 muskalar YILAN VE AKREP SOKMASINA KARŞI RUKYE (DUA) "Amr İbnu Hazm radıyallahu anh anlatıyor: "Yılan sokmasına karşı okunan duayı Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a arzettim, onu okumama izin verdi."
7008 muskalar RESULULLAH'IN OKUDUĞU ŞİFA DUASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (hastalığım sırasında) bana geçmiş olsun ziyaretine gelmişti. Bana: "Seni, Cebrail'in bana getirdiği dua ile tedavi etmeyeyim mi?" buyurdular. Ben: "Annem babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resülü! Evet!" dedim. Okudular: "Bismillahi erkike vallahu yeş ike min külli dain fike min şerri'n-neffasati fi'I-ukadi ve min şerri hasidin iza hased (Allah'ın adıyla sana okuyorum, sende olan her hastalığa karşı, düğümlere üfleyenlerin şerrine, hased ettikleri zaman hasedçilerin şerrine karşı Allah şifa versin (veya şifayı verecek olan Allah'tır)." Bunu üç sefer okudu."
7009 muskalar HUMMAYA KARŞI DUA "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, şiddetli bir hummaya yakalanmış iken Cebrail aleyhisselam gelmişti. Efendimizi tedavi için şu duayı okudu: "Bismillahi erkike min külli şey'in yüz'ike min hasedi hasidin ve min külli aynin. Allah u yeşfike. (Sana Allah adıyla okuyor, sana eza veren herşeyden, hasedcinin hasedinden ve herbir (kem) gözden şifa diliyorum. Allah sana şifa versin."
7010 muskalar MUSKA TAKMA "Abdullah İbnu Mes'udun zevcesi Zeyneb radıyallahu anhüma anlatıyor: "Yaşlı bir kadın vardı, bize gelir, humre (denilen bir veba çeşidine) karşı rukye yapardı. Bizim ayakları uzun bir karyolamız vardı. (Eşim) Abdullah eve gireceği zaman (geldiğini sezdirmek için) öksürüp ses çıkarırdı. Bir gün Abdullah aynı şekilde içeri girdi. Kadın, sesini işitince ona karşı örtüsüne büründü. Abdullah gelip yanına oturdu ve bana eliyle dokundu ve bir ipin eline değdiğini hissetmişti ki : "Bu nedir?" diye sordu. Ben: "(Takındığım bu muska) içinde humraya karşı dua var!" dedim. Abdullah onu derhal çekip kopardı, fırlatıp attı ve: "Abdullah'ın ailesi şirkten müstağnidir. Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Rukyeler, muskalar ve büyü bir şirktir" dediğini işittim" dedi. Ben: "Ama ben bir gün dışarı çıkmıştım. Beni falanca gördü, bunun üzerine ona gelen taraftaki gözüm yaşardı. O günden beri rukye yapınca gözümün yaşı kesilir, rukyeyi bıraktım mı tekrar yaşarır" dedim. Bunun üzerine Abdullah dedi ki: "Bu şeytandır, ona itaat edince seni bırakıyor, ona isyan ettiğin vakit parmağıyla gözüne dürtüyor. Ama Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı gibi yapsaydın, bu senin için daha hayırlı, şifa bulman için de daha münasib olurdu: Gözüne su serpip şöyle diyeceksin: "Ezhibi'l-be's, Rabbi'n-nas, işfi, enteş-şafi, la şifaen illa şifauke, şifaen la yugadiru sakamen (Fenalığı gider. Ey insanların Rabbi! Şifa ver! Sen şifa verensin. Senin verdiğinden başka şifa yok! Öyle şifa ver ki, hiçbir hastalık geride kalmamış olsun)."
7011 muskalar MUSKA TAKMA "İmran İbnu'l-Husayn radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kolunda tunçtan bir bilezik taşıyan bir adam görmüştü: "Bu halka da ne?" diye sordu. Adam: "Bu vahine (denen kol ağrısın)dan dolayıdır" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Çıkar onu! Zira o, ağrını artırmaktan başka bir işe yaramaz!" buyurdu."
7012 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam güzel tefaülden hoşlanır, uğursuz saymaktan hoşlanmazdı."
7013 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet (hastalığın bulaşması), ne uğursuzluk, ne hame (denen öldürülenin başından çıkıp intikam istediğine inanılan mahluk) ne de safer (ayının uğursuzluğu) vardır."
7014 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Ömer anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir günj: "Ne sirayet, ne uğursuzluk, ne de hame yoktur" demişti. Bir adam kalkarak: "(Nasıl olmaz ey Allah'ın Resülü! Kendisinde uyuz olan bir deve sebebiyle bir sürü uyuzlanıyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "İşte bu kaderdir. Pekiyi önceki deveyi kim uyuzladı?" buyurdular."
7015 muskalar UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : "Cüzzamlılara devamlı surette bakmayınız."
7016 muskalar SİHİR "Ümmü Seleme radıyallahu anha diyor ki: "Ey Allah'ın Resulü! (Hayber'de) yediğin zehirli koyun etinin ağrısı her yıl sana ara vermeden geliyor" demiştim, şu cevapta bulundular: "Ondan bana isabet eden şey, Adem daha çamurunda iken (daha tam olarak yaratılmamış iken) Allah'ın hakkımda yazdığı) şeydir, (ondan ne eksiktir ne de fazlası)."
7017 muskalar SİHİR "Osman İbnu Ebi'I-As radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam beni, Taif'e vali tayin edince, namazda bana bir şey arız olmaya başladı. Öyle ki, kıldığımı bilemez hale geldim. Bu durumu kendimde görünce, hemen Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gittim. (Beni görünce: "Bu gelen İbnu Ebi'l-As değil mi?" buyurdular. Ben: "Evet! Ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Niye geldin?" buyurdular. "Ey Allah'ın Resûlü! Bana namazda bir hal arız oldu, ne kıldığımı bilmez, anlamaz hale geldim" dedim. "Anlattığın şey şeytandır, onu bana yaklaştır!" buyurdular. Bunun üzerine Resulullah'a yaklaştım. (Diz çöküp) ayaklarımın üstüne oturdum. Aleyhissalatu vesselam mübarek elleriyle göğsüme vurup ağzımın içine tükürdüler. Sonra: "Çık ey Allah'ın düşmanı!" dediler. Bu muameleyi bana üç kere tekrar ettiler. Sonunda: "Haydi işinin başına git!" buyurdular."
Ravi der ki: "Osman kasem ederek dedi ki: "Ömrüme yemin olsun ki ondan sonra şeytanın bana sokulduğunu hiç sanmam."
7018 muskalar SİHİR "Ebu Leyla el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında otururken, Efendimize bir bedevi geldi: "Hasta bir erkek kardeşim var" dedi. Resûlullah: "Kardeşinin hastalığı nedir?" diye sordu. "Kardeşimde biraz delilik var!" dedi. "Git onu bana getir!" buyurdular. Adam gitti kardeşini getirdi. Resûlullah önüne oturttu. Fatiha-ı şerife Bakara suresinin başından ilk dört ayeti, ortalarindan "Ve ila hüküm ilahün vahidün" Ayeti, Ayete'l-Kürsi, sonundan ise üç ayeti; Al-i İmrandan bir ayeti ki bunun "şehidallahu ennahula ilahe illa hu" ayetinin olduğunu zannediyorum-A'raf suresinden bir ayeti; "inne rabbikumüllezi halaga" ayeti; Mü'minün süresinden bir ayeti; "ve men yedea ma allahi ilahen ahare la ber hane lehu" ayeti; Cin süresinden bir ayeti, "Ve ennehu tuala ceddü rabbina mattehaza sahiibeten veleden" ayeti, Saffat suresinin başından on ayeti, Haşir suresinin sonundan üç ayeti; Kulhüvallahu Ahad suresi, Muavvizateyn surelerini okuyarak ona afsun yaptığını işittim. Bunun üzerine bedevi ayağa kalktı. Tamamen iyileşmişti."
7019 giyecek HZ. PEYGAMBER'İN GİYECEKLERİ "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şemle (car) içerisinde namaz kıldı. Car, (bedeninden düşmesin diye) onu bağlamıştı."
7020 giyecek HZ. PEYGAMBER'İN GİYECEKLERİ "Hz.Aişe anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın bir kimseye sövdüğünü ve kendisi için bir elbise dürüldüğünü görmedim."
7021 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "Hz.Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam yün elbise, yamalı ayakkabı ve cidden sert mi sert elbise giydi."
7022 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "İbnu Ömer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ömer'in üzerinde bembeyaz bir gömlek görmüştü. "Bu elbisen yıkandı mı, yeni mi?" diye sordu. Hz. Ömer: "Hayır (yeni değil), yıkanmıştır!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (ona): "Yeniyi giy(esin), hamdedici olarak yaşa(yasın) ve şehit olarak öl(esin)!" buyurdular."
7023 giyecek YENİ ELBİSE GİYİNCE HAMDETMELİ "Hz.Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şu iki kıyafetı yasakladı: İştimal-i samma (elleri de dahil, vücudunu tek bir elbise ile sıkıca sarmak) ve fercini semaya açmış vaziyette kabaların üzerinde oturup bacakları dikerek tek bir elbiseye sarınmak."
7024 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza geldi. Üzerinde kolları dar, yün, rumi bir cübbe vardı. Bize onun içerisinde namaz kıldırdı. Aleyhissalatu vesselam'ın üzerinde bundan başka bir giyecek yoktu."
7025 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Selman el-Farisi radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest almıştı. Üzerindeki yün cübbeyi çevirip onun (iç kısmı) ile yüzünü sildi."
7026 giyecek YÜNLÜ GİYMEK "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mescidlerde olsun, kabirlerde olsun Allah Teala hazretlerini ziyarette giydiğiniz en güzel elbise beyazdır."
7027 giyecek ELBİSESİNİ KİBİRLE SÜRÜMEK "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim izarını kibirle yerde sürürse, Allah Kıyamet günü ona (rahmet nazarıyla) bakmaz."
Ravi (Atiyye) der ki: "Sonra ben, Balat'da İbnu Ömer'e rastladım. Ebu Sa'id'in Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan yaptığı rivayeti hatırladım. Eliyle kulağına işaret ederek dedi ki: "Bunu şu kulaklarım da işitti ve kalbim ezberleyip zaptetti."
7028 giyecek İZARIN YERİ "Muğire İbnu Şu'be radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Süfyan İbnu Sehl, izarını (topuklarından aşağı) sarkıtma! Çünkü Allah Teala hazretleri, izarını (topuklardan) aşağı sarkıtanı sevmez!"
7029 giyecek GÖMLEĞİN YENİ NE KADAR UZUN OLMALI? "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kolları ve boyu kısa kamis (gömlek) giyerdi."
7030 giyecek KADININ ZEYLİ (ETEK BOYU) NE KADAR OLMALI? "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Fatıma veya Ümme Seleme radıyallahu anhüma'ya: "Senin eteğinin boy uzunluğu(nun erkek eteğine nazaran fazlalığı) bir ziradır" buyurdular."
7031 giyecek KADININ ZEYLİ (ETEK BOYU) NE KADAR OLMALI? "Hz.Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadınların eteklerinin (erkeğinkinden fazla uzunluğu) hakkında: "Bir karış" demişti. Aişe kendisine: "Bu durumda, yürürken bacakları (etekten dışarı çıkar" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse bir zira' olsun!" buyurdular."
7032 giyecek SİYAH SARIK "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Fetih günü, Mekke'ye başında siyah bir sarık olduğu halde girdi."
7033 giyecek İPEKLİ GİYMEK, ALTIN TAKINMAK KADINLARA HELAL "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) yanımıza geldiler. Bir elinde ipek bir elbise, diğer elinde de altın vardı: "İşte bu iki şey ümmetimin erkeklerine haramdır, kadınlara helaldir" buyurdular."
7034 giyecek KIRMIZI RENKLİ ELBİSE ERKEĞE MEKRUHTUR "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam müfeddem elbiseyi yasakladı."
Ravi Yezid demiştir ki: "Ben (hadisi bana rivayet eden) Hasan İbnu Süheyl'e "Müfeddem nedir?" diye sordum. Dedi ki: "Üsfur ile kıyasıya boyanmış (kıpkırmızı olmuş) kumaştan elbisedir."
7035 giyecek ŞÖHRET ELBİSESİ "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatıu vesselam buyurdular ki: "Kim (dünyada, dikkatleri üzerine çeken) şöhret elbisesi giyerse, Allah, alçaltacağı gün alçaltıncaya kadar, o kimseden yüz çevirir (rahmet nazarıyla bakmaz)."
7036 giyecek MEYTE (MURDAR ÖLEN) HAYVANLARIN DERİSİ "Selman radıyallahu anh anlatıyor: "Ümmühatu'l-mü'mininden birinin bir davarı vardı. Hayvan öldü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hayvanın ölüsünün yanından geçti ve: "Sahibi bunun derisinden istifade etseydi, kendine bir zarar (günah) gelmezdi" buyurdu."
7037 giyecek AYAKKABILARIN ŞEKLİ "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ayakkabısının, taşması çift olan iki askısı (parmak arasından geçen tasması) vardı."
7038 giyecek TEK AYAKKABI İLE YÜRÜME "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse ayakkabı veya mestin sadece bir tekini giymiş olarak yürümesin, iki tekini birden çıkarsın veya ikisini birden giyerek yürüsün."
7039 giyecek AYAKKABIYI AYAKTA GİYMEK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kişinin ayakkabılarını ayakta giymesini yasakladı."
7040 zinet SAÇ VE SAKALI SİYAHA BOYAMA "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Kuhafe, Fetih günü Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirilmişti. Saçları köpük gibi bembeyazdı. Aleyhissalatu vesselam: "Bunu hanımlarından birine götürün(de bunun saç ve sakalının rengini) değiştirsin. Fakat siyah(a boyamak)tan da kaçınınız" buyurdular."
7041 zinet SAÇ VE SAKALI SİYAHA BOYAMA "Süheybü'I-Hayr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ağaran saç ve sakallarınızı boyamada) kullandığınız en iyi boya şüphesiz şu siyahtır. (Çünkü siyah boya) kadınlarınızı size daha çok rağbet ettiricidir, düşmanınızın içinde de hakkınızda daha çok korku doğurucudur."
7042 zinet SAÇ-SAKAL BOYAMAYI TERKİN HÜKMÜ "Hz. Enes radıyallahu anh'a: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam saç ve sakalını boyadı mı?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Aleyhissalatu vesselam, sakalının ön kısmında, onyedi veya yirmi tel kadar bir aklık görmüştür (bunlar için boya olur mu!) diye cevap verdi."
7043 zinet EVDE RESİM "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadın gelerek, kocasının gazvede olduğunu söyleyerek evine bir hurma ağacı resmini yapmak için izin istedi. Aleyhissalatu vesselam kadını men etti veya nehyetti."
7044 zinet AYAKLA BASILAN EŞYADAKİ RESİM "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben bir sehvemi yani odasının içindeki yüklüğümsü bir kısmı kastediyor üzerinde resimler bulunan bir kumaşla örtmüştüm. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (eve) gelince onu söktü. Ben de ondan iki yastık yaptım. Ben Aleyhissalatu vesselam'ı, bunlardan birine yaslanmış olarak gördüm."
7045 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "İbnu Selame es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim" -diye üç kere tekrar etti. Sonra şöyle devam etti:- "Kişiye babası(nın hakkına riayeti) tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa."
7046 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıntar onikibin okiyyedir. Her okiyye, yerle gök arasında bulunan şeylerin hepsinden hayırlıdır."
Yine Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin ahirette derecesi yükseltilir. Bunun üzerine: "Bu yükselme (hakkım değildi), nereden gelmedir?" der. Kendisine: "Bu senin için evladının yaptığı istiğfar sebebiyledir" denilir."
7047 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Mikdam İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri size annelerinizin haklarına riayeti tavsiye etmektedir. Bunu üç sefer tekrarladı Allah size babalarınızın haklarına riayet etmenizi tavsiye etmektedir. Allah size akrabalarınızın haklarına yakınlık derecesine göre riayet etmenizi tavsiye etmektedir."
7048 iyilik ANNE BABAYA İYİLİK "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resülü, anne ve babanın çocukları üzerinde hakları nedir?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam: "Onlar senin cennet ve cehennemindirler" buyurdu."
7049 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Ya'la İbnu Mürre radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ali'nin oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhüm ecmain koşarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldiler. Efendimiz onları bağrına bastı ve: "Şurası muhakkak ki, çocuk, cimrilik ve korkaklık sebebidir" buyurdular."
7050 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Süraka İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size sadakanın en faziletlisini haber vereyim mi? (Boşanma, kocasının ölümü gibi bir sebeple sana geri gönderilmiş ve senden başka çalışanı (Nafakasını temin edecek bir kimsesi) olmayan kızın (için harcadığın)dır."
7051 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Ahnef İbnu Kays'ın amcası Sa'sa'a İbnu Muaviye radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın beraberinde iki kızıyla birlikte Hz. Aişe'nin yanına girdi. Aişe radıyallahu anha kadıncağıza üç tane kuru hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi, kalan üçüncü hurmayı da çocukları arasında taksim etti."
Hz. Aişe der ki: "Az sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam geldi, hadiseyi kendisine anlattım. Bunun üzerine: "Buna hayret mi ettin? Kadın bu davranışı sebebiyle cennete girdi" buyurdular."
7052 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, erginlik çağına varan iki kızına, onlar yanında kaldıkları veya kendisi onların yanında kaldığı müddetçe iyilik yapar ihsanda bulunursa, bu kızlar onu mutlaka cennete dahil ederler."
7053 iyilik BABANIN ÇOCUKLARINA ve KIZANA İYİ DAVRANMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın."
7054 iyilik KOMŞU HAKKI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cebrail aleyhisselam komşu hakkında öyle ısrarla tavsiyede bulundu ki, komşuyu komşuya varis kılacak zannettim."
7055 iyilik YETİM HAKKI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki "Allahım! Ben şu iki zayıfın hakkının çiğnenmesinden cidden sakındırırım: Yetim ve kadın."
7056 iyilik YETİM HAKKI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanlar içinde en hayırlı ev kendisine iyilik yapılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de kendisine kötülük yapılan bir yetimin bulunduğu evdir."
7057 iyilik YETİM HAKKI "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim üç yetimi yetiştirir, nafakasını temin ederse, sanki ömrü boyu geceleri namaz kılmış, gündüzleri oruç tutmuş ve sabahtan akşama yalın kılıç Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap alır. Keza, ben ve o, şu iki kardeş (parmak) gibi cennette kardeş oluruz" buyurdu ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı."
7058 iyilik SUYU SADAKA ETMENİN FAZİLETİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar saf saf olurlar -İbnu Nümeyr dedi ki:"Cennet ehli saf saf olurlar: Derken cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine uğrar ve: "Ey fülan! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim" der, (ve bu suretle şefaat diler). (Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki:) "Adam, o kimseye şefaat eder. (Cehennemlik olan bir başka) adam, cennetlik olan bir başkasının yanından geçer ve ona: "Sana abdest suyu verdiğimi hatırlıyor musun?" der (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder."
(Ravi) İbnu Nümeyr (rivayetinde biraz farkla) şöyle der: "Ve cehennemlik olanlardan biri cennetlik olanlardan birine): "Ey falan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben o gün senin için gitmiştim. (Bu sözüyle şefaatini ister. Cennetlik olan) kimse de ona şefaat eder."
7059 iyilik SUYU SADAKA ETMENİN FAZİLETİ "Süraka İbnu Cu'şem radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a, kendi develerini sulamak için hazırlayıp sıvadığım havuzlarıma gelen yolunu kaybetmiş yitik deveyi sularsam benim için bir sevap olup olmadığını sordum. Bana: "Evet, hararetli her ciğer sahibin(i sulamak)ta bir sevap vardır" buyurdular."
7060 iyilik KÖLELERE İYİLİK "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir defasında): "Mülkiyeti altında bulunan (köle ve cariye)lere kötü muamele eden kimse cennete girmeyecektir" demişti.
"Ey Allah'ın Resûlü! Siz bize: "Bu ümmet, köle ve yetimi en çok olan ümmettir" diye haber vermediniz mi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Evet! Öyleyse onlara çocuklarınıza verdiğiniz değer gibi değer verin ve yediklerinizden yedirin!" buyurdu."
Ashab bu defa: "Köle ve cariyeler bize dünyada ne gibi faide sağlar?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Savaş için beslediğin bir at üstünde Allah yolunda cihad edersin. Senin kölen de senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir" açıklamasını yaptılar."
7061 iyilik SELAMI YAYMAK "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize selamı yaygınlaştırmamızı (tanıdık, tanımadık herkese vermemizi) emretti."
7062 iyilik GAYR-İ MÜSLİMİN SELAMI NASIL ALINIR? "Ebu Abdirrahman el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yarın ben yahudilere kadar gideceğim, sakın onlara, önce siz selam vermeye kalkmayın. Onlar size selam verirse sadece "ve aleyküm" deyin."
7063 iyilik KAPI ÇALMA (İZİN İSTEME) "Ebu Eyyüb el-Ensari anlatıyor: "(Bir gün), Ey Allah'ın Resûlü! Şu selam malum. İsti zan (=izin istemek=kapı çalmak) nedir?" diye sorduk. Şu açıklamayı yaptılar: "(Bir başkasının evine girmek isteyen) kimse (varlığını duyurmak için kapıda, sesli olarak) sübhanallah, Allahüekber, elhamdilillah! der, öksürüp boğazını temizler (ve içeri girmek istediğini haber verip) ev halkından böylece izin ister."
7064 iyilik NASILSINIZ? DİYE HALİ SORULAN "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü nasıl sabaha erdiniz?" diye sordum. Bana: "(Nafile) oruç tutmayan ve hiçbir hastayı ziyaret edemeyen bir adam olarak hayır ile sabahladım" diye cevap verdi."
7065 iyilik NASILSINIZ? DİYE HALİ SORULAN "Ebu Üseyd es-Sa'idi radıyallahu anh anlatıyor: "ResülulIah aleyhissalatu vesselam, Abbas İbnu Abdilmuttalib'in evine girerken, Abbas radıyallahu anh'a: "Esselamu aleyküm" buyurmuş, ev halkı da: "Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekatuhu" diye selamını almışlar. Sonra Resûlullah, "Nasılsınız?" diye hal-hatır sormuş, onlar da: "Allah'a hamdolsun, iyiyiz. Babamız ve anamız sana feda olsun, sen nasılsın ey Allah'ın Resülü!" diye karşılık vermişler, Aleyhissalatu vesselam da: "Allah'a hamdolsun, ben de iyiyim!" buyurmuştur."
7066 iyilik BÜYÜĞE İKRAM "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size bir kavmin büyüğü gelince onu büyükleyin, ikramda bulunun."
7067 iyilik HAPŞIRANA TEŞMİT "Hz. Ali anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hapşırınca "Elhamdulillah!" desin. Yanındakiler ona, yerkamukellah! desinler, hapşıran da onlara "Yehdikümullah ve yuslihu baleküm (Allah size hidayette bulunsun ve halinizi iyi kılsın)" desin."
7068 iyilik YANINDA OTURANA SAYGI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama rastladımı onunla konuşur, muhatabı ayrılmadıkça da yüzünü ondan çevirmezdi. Muhatabıyla musafaha yapsa, elini muhatabın elinden çekmıezdi. İlk çeken muhatabı olurdu. Aleyhissalatu vesselam'ın dizlerinin, yanında oturan arkadaşının dizlerinden ileri Çıktığı da görülmemiştir."
7069 iyilik MAZERETİ KABUL "Cevzan el-Küfi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (din) kardeşine bir özür beyan eder de kardeşi bunu kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur."
7070 mizah ve şakalaşma ŞAKA "Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh ticari maksatla, Aleyhissalatu vesselam'ın vefatından bir yıl önce Busra ya kadar gitmişti. Beraberinde Nu'ayman ve Suvaybıt İbnu Hermele de varlardı. Bunlar Bedir gazilerindendi.. Nu'ayman erzakları gözetiyordu. Suvaybıt mizahı seven şakacı birisiydi. Nuayman'a (bir ara): "Bana yiyecek bir şeyler ver!" dedi. O ise: "Bekle de Ebu Bekir gelsin!" dedi. Suvaybıt (biraz öfkelenerek) "Vallahi seni kızdırmasını bilirim!" dedi. Ravi der ki: "(Bir müddet sonra) bunlar bir kavme uğradılar. Suvaybıt onlara:
"Benim bir kölem var, satın alırsanız (ucuza vereceğim)" der. Onlar da "Alırız!" derler. Suvaybıt: "Ancak şimdiden söyleyeyim, kölem çenebazdır, o size: "Ben hür kimseyim (köle değilim)" diyecektir. Eğer o böyle dedi diye almaktan vazgeçecekseniz (alıcı olup da) kölemle arama fesad sokmayın!" dedi. Onlar: "Hayır! biz onu senden satın alacağız!" dediler ve (pazarlık edip) on deve mukabili Nuayman'ı satın aldılar. Sonra yanına gelip, boynuna sarık veya ip bağladılar. Nu'ayman: "Bu adam sizinle alay ediyor, ben hürüm, köle değilim" dedi. Adamlar: "Senin böyle söyleyeceğini bize haber vermişti (yalanlarınla bizi kandıramazsın)" dediler ve Nuayman'ı alıp götürdüler.
Derken Hz. Ebu Bekr geldi. Durumu kendisine haber verdiler. Ravi der ki: "Hz. Ebu Bekr o kavmin peşine düştü, develerini geri verdi ve Nu'ayman'ı kurtardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına döndükleri zaman hadiseyi haber verdiler. Bu hadiseye Aleyhissalatu vesselam ve ashabı bir yıl güldüler."
7071 mizah ve şakalaşma ŞAKA "Büreyde İbnu'I-Husayb radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam gölge ile güneş arasında oturmayı nehyetti."
7072 uyumak YÜZÜKOYUN YATMAMALI "Ebu Zerr radiyallahu anh anlatıyor: "Ben yüzükoyun yatar vaziyette iken Resulullah aleyhissalatu vesselam yanıma geldi. Ayağıyla bana dürtüp: "Ey Cüneydib, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır" buyurdu."
7073 uyumak YÜZÜKOYUN YATMAMALI "Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidde, yüzükoyun yatıp uyuyan bir adamın yanından geçmişti. Ayağıyla dürterek: "Kalk, otur! Zira bu, cehennem(dekiler)e mahsus bir uykudur (yatıştır)" buyurdu."
7074 isim İSİMLERİ DEĞİŞTİRME "Abdullah İbnu Selam radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldiğimde ismim Abdullah İbnu Selam değildi. Beni Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdullah İbnu Selam diye isimlendirdi."
7075 isim ÇOCUĞU OLMYANA KÜNYE "Hamza İbnu Suhayb radiyallahu anhuma anlatıyor: "Hz. Ömer, Suhayb radiyallahu anhuma'ya: "Senin Oğlan çocuğun olmadığı halde niçin "Ebu Yahya" diye künye taşıyorsun?" diye sordu. Suhayb: "Beni, Ebu Yahya diye Resulullah aleyhissalatu vesselam künyeledi" dedi."
7076 medh MEDİH "Hz. Mu'aviye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın birbirinizi methetmeyin. Çünkü bu boğazlamak (yani methedileni bir nevi katletmek)dir."
7077 müsteşar MÜSTEŞAR EMİN OLMALIDIR "Ebu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kendisiyle istişare edilen kişi güvenilen bir kimse (olmalı)dır."
7078 müsteşar MÜSTEŞAR EMİN OLMALIDIR "Hz.Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz (din) kardeşine danıştığı zaman, danışılan kimse ona (hak ve doğru gördüğü) kanaatını söylesin."
7079 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK "Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam (vücudundaki kılları gidermek için) hamam otu sürmek istediği zaman avret mahallinden başlayarak oraya hamam otunu kendisi sürerdi. Bedeninin diğer yerlerine ailesi sürerdi."
7080 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor Resulullah aleyhissalatu vesselam, (tüylerini almak için) hamamotu süründü kasıklarına kendi eliyle sürdü.
7081 tıp VÜCUDA HAMAM OTU SÜRMEK "Amr İbnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Halka ya emir, ya emirin memuru yahut da murai kimse kıssa anlatır."
7082 şiir KÖTÜ ŞİİR "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İftira yönüyle insanların en büyüğü, bir adamı hicveden ve tümüyle bir kabileyi hicveden kimsedir. Keza, babasını inkar edip annesini zina ile itham eden kimsedir."
7083 şeytan GÜVERCİNLE OYNAMAK "Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir kuşun peşinde koşan bir adam görmüştü. " şeytanı takip eden bir şeytan!" buyurdu."
7084 şeytan GÜVERCİNLE OYNAMAK "Hz.Osman ve Hz.Enes radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir güvercinin peşine takılan bir adam görmüştü. "Bir şeytanı kovalayan bir şeytan" buyurdu."
7085 yazı YAZIYI TOPRAKLA KURUTMA "Hz.Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(mürekkeple yazdığınız vakit, kağıdınızı topraklayın (mürekkebin dağılmaması için) bu uygundur. Çünkü toprak mübarektir."
7086 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kur'an ehli (yani onu okuyan, onunla amel eden) cennete girdiği vakit, kendisine: "Oku ve yüksel!" denilir. O da okur ve yükselir. Her ayet için bir derece verilir. Böylece o bildiği ayetleri sonuna kadar okur (ve her biri için bir derece alır)."
7087 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "İbnu Büreyde'nin babası (Büreyde) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü Kur'an-ı Kerim rengi uçuk bir adam gibi gelir ve (okuyucusuna): "Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim" der."
7088 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah u ahad, el-Vahidu's-Samed (yani İhlas suresi Kur'an'ın üçte birine denktir."
7089 Kur'an'ı Kerim'i Okuma KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : "Aziz ve celil olan Allah buyurmuştur ki: "Kulum, beni andığı ve dudakları benim için kımıldandığı an ben kulumla beraberim."
7090 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Su'da'I-Mürriyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra Hz. Ömer, (bir gün kocam) Talha'ya uğradı. (Onu üzgün bularak:) "Neyin var, niye üzgünsün? Amca oğlun (Ebu Bekr'in) halife oluşu mu seni üzdü?" dedi. Talha: "Hayır! Lakin ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Ben bir kelime biliyorum, her kim ölümü anında onu söylerse mutlaka amel defteri için bir nur olur ve onun cesedi ve ruhu, ölüm anında o kelime sebebiyle bir rıza, bir rahmet bulacaktır" buyurduğunu işittim" dedi. Ben bu kelimenin ne olduğunu o ölünceye kadar sormadım. (İşte bunun için üzgünüm)" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Ben o kelimeyi biliyorum. O, Resûlullah aleyhissaltu vesselam'ın amcası (Ebu Talib)e vefatı anında teklif ettiği kelime-i tevhiddir. Eğer Resülııllah aleyhissalatu vesselam, amcası için, kelime-i tevhidden daha kurtarıcı bir şey bilseydi onu (söylemesini) emrederdi" dedi."
7091 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölen bir nefis (ölüm anında) Allah'ın bir ve benim Allah elçisi olduğuma şehadet eder, kalbi de bunu tasdik ederse, Allah mutlaka ona mağfiret kılar."
7092 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ümmü Hani radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "La ilahe illallah (Allahtan başka ilah yoktur)" kelimesini fazilette hiçbir amel geçemez ve bu kelime hiçbir günahı bırakmaz, (affettirir)."
7093 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, sabah namazının peşinden La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve ala külli şey'in kadir (Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir)" derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi azad etmiş gibi sevap yazılır."
7094 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Kudame İbnu İbrahim el-Cümahi radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi, Hz. Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab radıyallahu anhüma'ya gidip geliyordu. Bu uğramaları esnasında yaşça delikanlı ve üzerinde kırmızıya boyanmış iki parça giyecek vardı. Kudame devamla der ki: "Abdullah İbnu Ömer bize Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kendilerine şunu anlattığını söyledi: "Allah'ın kullarından bir kul dedi ki: "Ey Rabbim! Senin zatının celaline ve senin hakimiyetinin azametine layık şekilde sana hamd olsun." Bu hamd kulun amelini yazmakla muvazzaf iki meleği aciz bıraktı. Onlar (bunun sevabını) nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve: "Ey Rabbimiz! Senin kulun öyle bir kelam söyledi ki, nasıl yazacağımızı bilemiyoruz" dediler. AllahTeala hazretleri, -kulun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde-: "Benim kulum ne söyledi?" diye sordu. Melekler: "Ey Rabbimiz! O kul: "Ya Rabbi lekel-hamdu kema yenbaği li-Celali vechike ve azimi sultanike" söyledi" dediler. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri o iki meleğe buyurdu ki: "Kulum bana kavuşup da ben onu söylediği söze (hamde) karşılık mükafaatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız" buyurdu."
7095 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam sevdiği bir şeyi görünce: "Hamd o Allah'a mahsustur ki salih şeyler sadece onun lütuf ve nimetiyle tamamlanır" derdi. Hoşlanmadığı bir şey görünce de: "Her durum üzerine Allah'a hamd olsun" derdi."
7096 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle derlerdi: "Elhamdulillah ala külli hail. Rabbi eüzu bike, min hali ehli'n-nar" (Her hal için Allah'a hamdolsun. Ey Rabbim cehennem ehlinin halinden sana sığınırım."
7097 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah kuluna bir nimet verdiği zaman kul "Elhamdülillah" derse, kulun verdiği (yani hamd demek suretiyle ödediği, kendine sağlayacağı menfaatçe) aldığından efdal (üstün) olur."
7098 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi ağaç dikerken yanına Resûlullah aleyhissalatu vesselam uğrar ve: "Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir?" der.
"Kendim için bir fidan dikiyorum!" cevabını verir. Aleyhissalatu vesselam: "Sana, senin için daha hayırlı bir dikilecek fidan göstereyim mi?" buyurur. Ebu Hureyre: "Göster! Ey Allah'ın Resülü!" der. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber (Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür)" de! Bunu söylersen her bir kelimesi için sana cennette bir ağaç dikilir."
7099 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın celalinden zikrettiğiniz tesbih (sübhanallah), tehlil (la ilahe illallah) ve tahmid (elhamdülillah) cümleleri Arş'ın etrafında dönüp dururlar. Onlar tıpkı arı oğulu uğultusu gibi uğultu çıkararak, sahiplerini andırırlar. Sizden biri, Arş'ın civarında kendisini andırtan birisinin olmasından hoşlanmaz mı?"
7100 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ümmü Hani radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim ve: "Ey Allah'ın Resûlü! Bana (kolay ve sevabı büyük) bir amel gösterin. Zira artık ben yaşlandım, zaafa ugradım ve şişmanladım" dedim. Aleyhissalatu vesselam derhal şu cevabı verdiler: "Yüz kere Allahuekber de! Yüz kere elhamdulillah de, yüz kere sübhanallah de. (Bunu yapman senin için) Allah yolunda eğerlenip gemlenmiş yüz attan daha hayırlıdır. (Kurban edilmiş) yüz deveden daha hayırlıdır. Yüz köle azad etmekten daha hayırlıdır."
7101 Dua LA İLAHE İLLALLAH'IN FAZİLETİ "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana dedi ki: "Sana sübhanallahi velhamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber" demeyi tavsiye ederim. Zira bu kelimeler, günahları döker, tıpkı ağacın yapraklarını dökmesi gibi."
7102 Dua İSTİĞFAR "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben günde yüz sefer Allah'a istiğfarda bulunurum."
7103 Dua İSTİĞFAR "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben günde yetmiş kere Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunurum."
7104 Dua İSTİĞFAR "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Benim dilimde, aile efradıma karşı bir ölçüsüzlük vardı. Fakat bu başkalarına olmazdı. Bu halimi Aleyhissalatu vesselam'a söyledim. Resûlullah: "İstiğfar bakımından ne haldesin? (Bu kusurunun bağışlanması için günde yetmiş kere istiğfar et!" buyurdular."
7105 Dua İSTİĞFAR "Abdullah İbnu Busr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Amel defterinde çok istiğfar bulunana ne mutlu!"
7106 Dua İSTİĞFAR "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhisselatu vesselam şöyle dua ederdi: "Ey Allahım! Beni, güzel amel işledikleri zaman(bunun mükafaatıyla) müjdelenen ve hata işlediği zaman da istiğfar edenlerden eyle!"
7107 Dua LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi?" buyurdular.
"Evet! Ey Allah 'ın Resülü!" dedim.
"La havle vela kuvvete illa billah (Gerek ibadet için gerek dünyevi işlerim için muhtaç olduğum) bütün güç kuvvet Allah'tandır" de!" buyurdular."
7108 Dua LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH "Hazım İbnu Harmele radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Bana: "Ey Hazım! La havle vela kuvvete illa billah" de! Çünkü bu cümle cennet hazinelerinden biridir" buyurdular."
7109 Dua RESÜLULLAH'IN DUASI "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah şu duayı çok yapardı: "Allahümme sebbit kalbi ala dinike.(Allahım kalbimi dinin üzere sabit kıl." Bir adam: "Ey Allah'ın Resülü! Biz sana iman ettiğimiz ve senin getirdiklerini tasdik ettiğimiz halde bizim (akibetimiz) için korkuyor musun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam adama şu cevabı verdi: "Kalpler, muhakkak ki Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır, onu (dilediği şekilde) döndürür."
Ravi der ki : "A'meş iki parmağını gösterdi. "
7110 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Kur'an'dan bir sure öğretir gibi şu duayı bize öğretmişti: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih Deccal'in fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım."
7111 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Allah'tan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah'a sığının" buyurdu."
7112 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine şu duayı öğretmiştir: "Allahım ben senden hayrın her çeşidini isterim; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de sana sığınırım; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. Allahım! Kulun ve peygamberin Muhammed'in senden istediği şeyleri senden ben de istiyorum. Kulun ve peygamberin hangi şerlerden sana sığınmışsa ben de o şerlerden sana sığınıyorum. Allahım! Ben senden-, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de sana sığınıyorum. Ve dahi benim hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı senden diliyorum."
7113 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama: "Namazda ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Teşehhüdü (Ettahiyyatu, Allahümme salli, Allahümme barik...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne senin okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu bilmiyorum" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (adama): "Biz de senin okuduğun şeyler çerçevesinde okuyoruz" buyurdu."
7114 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Evs İbnu İsmail el-Beceli radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam vefat ettiği zaman, Hz. Ebu Bekr'in şöyle söylediğini işitmiştir:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam benim şu makamımda ilk yıl, ayağa kalktı -böyle söyleyince Hz. Ebu Bekr gözlerinin yaşını tutamayıp ağladı- sonra dedi ki:
"Size doğru olmanızı sıdkı, tavsiye ederim. Çünkü sıdk birr (denen Allah'ın rızasına götüren en iyi amelle beraberdir) ikisi de cennettedir. Yalandan sakının. Çünkü o, fücürla beraberdir ve ikisi de cehennemdedir. Allah'tan afiyet dileyin. Çünkü, kimseye Çünkü, kimseye yakinden sonra afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinizle hasedleşmeyin. Birbirinizle aranızdaki iyi münasebetleri kesişmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"
7115 Dua RESULULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin yaptığı dualar içerisinde en hayırlısı şudur: Allahümme inni es'eluke'l-mu'afate fid-dünya ve'l-ahireti (Ey Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet istiyorum),"
7116 Dua DUAYA KENDİNLE BAŞLA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bize ve Ad'ın kardeşine rahmet eylesin."
7117 Dua İSM-İ AZAM "el-Kasım (İbnu Abdirrahman) radıyallahu anh demiştir ki: "Allah'ın, duada şefaat kılındığı taktirde, o duayı kabul ettiği ism-i azamı şu üç surededir: Bakara, Al-i İmran ve Ta-Ha.
Ebu Ümame radıyallahu anh'tan yapılan bir rivayette, bunun benzeri Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan merfu olarak gelmiştir."
7118 Dua İSM-İ AZAM "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle yalvardılar: "Allahım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği taktirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum."
Hz. Aişe'nin belirttiğine göre, bir başka gün Aleyhissalatu vesselam'ın, kendisine "Ey Aişe! Kendisiyle dua edildiği taktirde icabet ettiği ismi, Allah'ın bana gösterdiğini sen biliyor musun?" diye sormuştu. Hz. Aişe der ki: "Ben: "Ey AIlah'ın Resülü! Annem babam sana feda olsun, onu bana da öğret!" dedim. "Ey Aişe onu sana öğretmem uygun düşmez!" buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp, başını öptüm ve: "Ey Allah'ın Resülü! Onu bana öğret" diye ricada bulundum. O yine: "Onu sana öğretmem uygun olmaz, ey Aişe! Onunla senin dünyevi bir şey talep etmen uygunsuz olur" buyurdu."
Hz. Aişe devamla der ki: "Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım, sonra: "Allahım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahman isminle dua ediyorum.Sana Birrurrahim isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle" diye dua ettim."
Aişe devamla der ki: "Bu duam üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam güldü ve: "İsm-i azam, senin yaptığın şu duanın içinde geçti" buyurdu."
7119 Dua İSM-İ AZAM "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretlerinin doksandokuz ismi vardır, yüzden bir eksik. O, tektir, teki sever. Kim bu isimleri ezberlerse cennete girer. Onlar şunlardır: Allah, el-Vahid, es-Samed, el-Evvel, el-Ahir, ez-Zahir, el-Batın, el-Halık, el-Bari, el-Musavvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selam, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Aziz, el-Cebbar, el-Mütekebbir, er-Rahman, er-Rahim, el-Latif, el-Habir, es-Semi', el-Basir, el-Alim, el-Azim, el-Barr, el-Müte'al, el-Celil, el-Cemil, el-Hayy, el-Kayyüm, el-Kadir, el-Kahir, el-Aliyyu, el-Hakim, el-Karib, el-Mucib, el-Ganiyyu, el-Vehhab, el-Vedüd, eş-Şekür, el-Macid, el-Vacid, el-Vali, er-Raşid, el-Afuvvu, el-Ğafür, el-Halim, el-Kerim, et-Tevvab, er-Rabb, el-Mecid, el-Veliyyu, eş-Şehid, el-Mübin, el-Bürhan, er-Ra'üf, er-Rahim, el-Mübdiu, el-Mu'id, el-Bais, el-Varis, el-Kaviyyu, eş-Şedidu, ed-Darru, en-Nafi'u, el-Baki, el-Vaki, el-Hafıd, er-Rafi', el-Kabıd, el-Basıt, el-Mu'ızzu, el-Müzillü, el-Muksıt, er-Rezzak, Zü'l-Kuvve, el-Metin, el-Kaim, ed-Daim, el-Hafız, el-Vekil, el-Fatır, es-Sami', el-Mu'ti, el-Muhyi, el-Mümit, el-Mani', el-Cami', el-Hadi, el-Kafı, el-Ebed, el-Alim, es-Sadık, en-Nür, el-Münir, et-Tamm, el-Kadim, el-Vitru, el-Ahadu, es-Samedu, ellezi lem yelid velem yüled ve lem yekün lehu küfüven ahad."
Zûhri der ki: "Bana birçok ilim ehlinden ulaştığına göre, bu Esmau Hüsna'nın okunmasına "La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Lehü'l Mülkü ve Lehü'I-Hamdu bi-yedihi'l-Hayr ve huve ala külli şeyin kadir, la ilahe illallahu, lehül-Esmau'l-Hüsna" diye başlanmalıdır."
7120 Dua BABANIN DUASI "Ümmü Hakim Bintü Vedda'el-Huza'iyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Babanın duası perdeyi deler (kabul makamına ulaşır)."
7121 Dua SABAH VE AKŞAM YAPILACAK DUALAR "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadimi Ebu Selam anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Akşam ve sabaha erdiği vakit: "Raditu billahi Rabben ve bi'I-İslami dinen ve bi-Muhammedin nebiyyen (Rabb olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak Muhammed'den razıyım" diyen bir müslüman veya insan veya köle yoktur ki, o kimseyi Kıyamet günü razı ve memnun etmek Allah üzerine bir hak olmasın."
7122 Dua YATAĞA GİRİNCE YAPILACAK DUA "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, yatağına girince, sağ elini yanağının altına koyar sonra şu duayı okurdu:
"Allahümme, kıni azabeke yevme teb'asu -ev tecme'u- ibadeke (Allahım! Kullarını yeniden dirilttiğin veya topladığın- gün beni azabından koru."
7123 Dua EVDEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, evinden çıktığı vakit şu duayı okurdu: "Bismillahi la havle vela kuvvete illa billah, et-tüklani alallah. (Allahın ismiyle. Dünya ve ukba işlerine güç kuvvet Allah'tandır. Dayanağım Allah'dır."
7124 Dua EVDEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişi evinin -veya apartmanın- kapısından çıkınca, adama müekkel (nezaretçi) iki meleği vardır. Adam: "Bismillah" deyince onlar: "Doğruya irşad edildin" derler. "La havle vela kuvvete illa billah" deyince, melekler: "Korundun" derler. Adam: "Tevekkeltü alallah" deyince onlar: "İşin (sana bedel) görüldü" derler.
(Resûlullah aleyhissalatu vesselam devamla) dedi ki: "Sonra adamın iki karini (yani onu günaha sürüklemek isteyen insi ve cinni iki şeytanı) onu karşılarlar. Melekler (o şeytanlara): "Hidayete erdirilen, işi (Allah tarafından) görülen ve muhafaza altına alınan bir kimseden ne istiyorsunuz?" derler "
7125 rüya SALİH RÜYA "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslüman kişinin salih rüyası, peygamberliğin yetmiş cüzûnden biridir."
7126 rüya SALİH RÜYA "Ümmü Kürz el-Ka'biyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Peygamberlik gitti fakat mübeşşirat (mû'minin göreceği güzel rüyalar) bakidir."
7127 rüya SALİH RÜYA "Ebu Sa'id ve İbnu Abbas radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, beni rüyasında görmüşse mutlaka beni görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime giremez."
7128 rüya SALİH RÜYA "Ebu Cuheyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim beni rüyasında görürse, o uyanıkken beni görmüş gibidir. Çünkü şüphesiz, şeytan benim suretime girmeye muktedir değildir"
7129 rüya SALİH RÜYA "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rü'ya üç kısımdır: Biri Allah'tan bir müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz hoşuna giden bir rü'ya görecek olursa, dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın."
7130 rüya SALİH RÜYA "Avf İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüya üç kısımdır: "Birkısmı; ademoğlunu üzmek için şeytandan olan korkulardır; birkısmı, kişinin uyanıkken kafasını meşgul ettiği şeylerdendir; bunları uykusunda görür; birkısım rüyalar da var ki, onlar peygamberliğin kırkaltı cüzünden birini teşkil eder."
Ravi Müslim İbnu Mişkem der ki: "Ben, Avf İbnu Malik radıyallahu anh: "Sen, bu hadisi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan bizzat işittin mi?" dedim. Avf, (iki sefer tekrarla): "Evet! Ben bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim. Ben bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim" dedi."
7131 rüya HOŞLANILMAYAN RÜYA GÖRÜLÜNCE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hoşuna gitmeyen bir rüya görünce uzandığı zaman diğer yanına dönsün, üç sefer soluna tükürsün. Allah'tan o rüyanın hayrını talep edip, şerrinden Allah'a sığınsın."
7132 rüya HOŞLANILMAYAN RÜYA GÖRÜLÜNCE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelip: "Rüyamda başımın vurulduğunu, (koparıldığını) sonra da yerde yuvarlandığını gördüm!" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdular: "Şeytan (birinize rüyasında) gelir. O da bundan korkar. Sabah olunca, gidip bunu halka anlatır."
7133 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüyada gördüğünüz şeylerin isimlerini, o rüyayı yormada esas alın. Keza gördüklerinizin künyelerini veya kinaye manalarını da dikkate alın. Rüya, ilk yorumcuya göre (vuküa gelir, öyleyse rastgele kimselere anlatmayın)."
7134 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Ümmü'l-Fadl radıyallahu anha'dan rivayet edildiğine göre: "Kendisi (bir gün): "Ey Allah'ın Resülü! Rüyamda sanki sizin uzuvlarınızdan birinin evimde olduğunu gördüm" demiş, Aleyhissalatu vesselam da: "Hayır görmüşsün. Kızım Fatıma bir oğlan çocuğu dünyaya getirir, sen onu emzirirsin" buyururlar.
Gerçekten de Hz. Fatıma radıyallahu anha (bir müddet sonra) Hz. Hüseyin veya Hasan radıyallahu anhüma'yı doğurdu. Ümmü'I-Fadl da (kendi bebeği) Kusam'ın sütüyle onu emzirdi.
Ümmü'I-Fadl (sözüne devamla) dedi ki: "Bir gün ben onu Aleyhissalatu vesselam'ın yanına getirip kucağına koydum. Ç'ocuk (Resulullah'ın kucağına) işedi. Bende çocuğun omuzuna vurdum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam müdahale ederek "Oğlumun canını yaktın. Allah sana rahmet (mağfiret) etsin" buyurdıular."
7135 rüya RÜYA NEYE DAYANILARAK YORUMLANMALI? "Talha İbnu Ubeydillah radıyallahu anh anlatıyor: "Beli (kabilesinden) iki kişi Aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldiler. İkisi beraber müslüman olmuştu. Biri gayret yönüyle diğerinden fazlaydı. Bu gayretli olanı, bir gazveye iştirak etti ve şehit oldu. Öbürü, ondan sonra bir yıl daha yaşadı. Sonra o da öldü."
Talha (devamla) der ki: "Ben rüyamda gördüm ki: "Ben cennetin kapısının yanındayım. Bir de baktım ki yanımda o iki zat var. Cennetten biri çıktı ve o iki kişiden sonradan ölene (cennete girmesi için) izin verdi. Aynı vazifeli zat, bir müddet sonra yine çıktı, şehit olana da (içeri girme) izni verdi. Sonra, adam benim için geri geldi ve:
"Sen dön, senin cennete girme vaktin henüz gelmedi!" dedi. Sabah olunca Talha bu rüyayı halka anlattı. Herkes bu rüya(da şehid olan zatın sonradan cennete girmesine) şaştı. Bu, Resûlullah'a kadar ulaştı, rüyayı ona anlattılar. (Dinledikten sonra) Aleyhissalatu vesselam: "Burada şaşacak ne var?" buyurdular. Halk: "Ey Allah'ın Resülü! Bu zat (din için) çalışmada öbüründen daha gayretli idi ve şehit! de oldu. Ama cennete öbürü ondan evvel girdi" dediler. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Berikisi ondan sonra bir yıl hayatta kalmadı mı?" dedi.
"Evet!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Ve o ramazan idrak edip oruç tutmadı mı, bir yıl boyu şu şu kadar namaz kılmadı mı?" Halk yine: "Evet!" deyince, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Şu halde ikisinin arasında bulunan mesafe gök ile yer arasındaki mesafeden fazladır!" buyurdular."
7136 Fitne LAİLAHE İLLALLAH DİYENE DOKUNULMAZ "Evs (İbnu Ebi Evs Huzeyfe es-Sakafi) radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında oturuyorduk. O bize birkısım kıssalar anlatarak vazu nasihat ediyordu. Derken bir adam gelerek, gizli bir şeyler söyledi. Resulullah: "Bunu götürüp öldürün!" emretti. Adam geri dönünce, Resûlullah onu çağırdı ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet edermisin?" diye sordu. Adam "Evet!" deyince: "Gidin, bu adamı serbest bırakın! Zira ben, insanlarla onlar la ilahe illallah deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunu dediler mi, bana onların kanları ve malları haram olur" buyurdu."
7137 Fitne LAİLAHE İLLALLAH DİYENE DOKUNULMAZ "İmran İbnu'I-Husayn radıyallahu anh anlatıyor: "Nafi' İbnu'l-Ezrak ve arkadaşları geldiler ve bana: "Ey İmran helak oldun (dinden çıktın)!" dediler. İmran: "Hayır! İmran helak olmadı (dinden çıkmadı)" dedi. Onlar ısrarla: "Evet evet helak oldun!" dediler. İmran: "Beni helak eden şey nedir?" dedi. Onlar: "Allah Teala hazretleri: "Fitne olmasın, dinin tamamı Allah için olsun diye onlarla savaşın" buyuruyor" dediler. İmran: "Evet biz onlarla savaştık ve hatta onları sürdük. Dinin tamamı Allah içindi. Dilerseniz, ben size Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğim bir hadisi rivayet edeyim!" dedi. Onlar: "Onu Resûlullah aleyhissaltu vesselam'dan sen mi işittin?" dediler. İmran: "Evet! Ben gördüm ki, Resûlullah, müşriklere karşı müslümanlardan müteşekkil bir ordu gönderdi. Askerler müşriklerle karşılaşınca, aralarında çok şiddetli bir savaş oldu. Müşrikler mağlup olup sırtlarını müslümanlara verdiler (saf dışı oldular). Sonra benim yakınlarımdan bir adam müşriklerden birine mızrakla saldırdı. Adamın üzerine yürüyünce, müşrik Eşhedü en lailahe illallah (Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet ederim), ben müslümanım" dedi. Fakat müslüman asker ona mızrağını saplayıp adamı öldürdü. Adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına gelip: "Ey Allah in Resülü! Helak oldum! (Yani büyük bir günah işledim)" dedi. Aleyhissalatu vesselam bir iki sefer: "Ne yaptın?" diye sordu. Adam yaptığını olduğu gibi anlattı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam adama: "Kalbini yarıp içinde ne olup olmadığına bakmalı değil miydin?" dedi. Adam:
"Ey Allah'ın Resülü! Eğer kalbini yarsaydım içindekini bilebilir miydim ?" diye sordu . Aleyhissalatu vesselam: "Sen adamın hem sözünü kabul etmiyorsun hem de kalbindekini bilmiyorsun (olur mu böyle şey!)" dedi. İmran sözlerine devam etti: "Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam, adam hakkında bir şey söylemedi. Adam da az bir zaman yaşadı. Nihayet öldü. Biz onu defnettik. Ertesi günü adamın cesedi yerüstünde görüldü. Halk: "Belki de bir düşman, kabrini deşip (kötülük için çıkarmıştır)" dedi. Tekrar onu defnettik. Gençlerimize mezarı başında nöbet tutmalarını söyledik. Buna rağmen cesedi tekrar mezardan dışarı atıldı. "Bekleyen gençlerimiz uyumuş olabilirler" diye düşündük. Bir kere daha onu defnettik. Bu sefer mezarını kendimiz bekledik. Ertesi gün yine cesedi kabirden dışarı atıldı. Bunun üzerine, adamın cesedini dağlar arasında bir geçide attık."
Hadise, bir başka rivayette İmran İbnu'I-Husayn tarafından (biraz farkla) şöyle anlatılmıştır: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizi bir seriyyeye göndermişti. Sonra (savaşın bitiminde) müslümanlardan biri, müşriklerden birine saldırdı..." hadisi yukarıdaki gibi anlattı. Şu ilavede bulundu: "Toprak onun cesedini dışarı attı. Biz durumu Resûlullah'a haber verdik. Aleyhissalatu vesselam: "Bu toprak, ondan daha şerir insanları da kabul eder. Fakat Allah Teala hazretleri, size "la ilahe illallah" kelamının hürmetinin büyüklüğünü ders vermek istedi."
7138 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Veda haccı sırasında buyurdular ki: "Bilesiniz! Günlerin en ziyade haram olanları şu günlerinizdir. Bilesiniz! Ayların en haramı da şu ayınızdır. Bilesiniz! Beldelerin en haramı da şu beldenizdir. Bilesiniz! Kanlarınız, mallarınız birbirinize şu ayda, şu beldede şu gününüzün haramlığı gibi haramdır. Acaba tebliğ ettim mi?" Halk: "Evet!" dediler. Resûlullah: "Ey Allahım şahid ol!" buyurdu."
7139 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Abduldah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı Ka'be'yi tavaf ederken gördüm, şöyle diyordu: "Sen ne temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin ne büyük! Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! Mü'minin Allah katındaki hürmeti, senin hürmetinden daha büyüktür. Mü'minin malının, kanının hürmeti de böyledir. Biz mü'min hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz."
7140 Fitne MÜ'MİNİN KANI MALI HARAMDIR "Füdale İbnu Ubeyd anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gerçek mü'min, halkın, kendisinden malı ve canı hususunda emin olduğu kimsedir. Hakiki muhacir de hata ve günahlardan hicret (terk) eden kimsedir."
7141 Fitne YAĞMA YASAKTIR "Sa'lebe lbnu'l-Hakem radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gazvede) düşmanın koyun sürüsüne rastlamıştık. Hemen yağmaladık ve tencereleri kurduk. Resûlullah aleyhissalatu vesselam tencerelerimizin yanından geçti (ve onları gördü). Kaldırmamızı emretti. Derhal hepsini devirdik. Sonra: "Yağma helal değildir" buyurdu."
7142 Fitne MÜSLÜMANA SÖVMEK FISKTIR "Ebu Hureyre ve İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümana sebbetmek (sövmek) fısktır, öldürmek de küfürdür."
7143 Fitne BİRBİRİNİZİ BENDEN SONRA ÖLDÜRMEYİN "Sunabih el-Ahmesi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bilesiniz! Havz(-ı kevser)e ilk geleniniz ben olacağım ve ben diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim. Benden sonra birbirinizi öldürmeyin."
7144 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Ebu Bekrı's-Sıddık radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sabah namazını kim kılarsa, o Allah'ın zimmetindedir. Allah'ın bu garantisini ihlal etmeyin. Kim onu öldürürse, Allah, yüzüstü cehenneme atıncaya kadar öldürenin peşini bırakmaz."
7145 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sabah namazını kılarsa, Allah'ın garantisi altındadır."
7146 Fitne MÜSLÜMANLAR ALLAH'IN ZİMMETİNDE (GARANTİSİNDE)DİR "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min, Allah katında, birkısım meleklerden daha kıymetlidir."
7147 Fitne ASABİYET "Füseyle'nin babası (Vasile İbnu'l-Eska) radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü dedim, kişinin kavmini sevmesi, (merdud olan) asabiye midir?"
"Hayır buyurdular, asabiye, kişinin zulümde kavmine yardımcı olmasıdır."
7148 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim dalalet (batıl) üzerinde toplanmaz. Öyleyse bir ihtilaf görünce, size çoğunluğu iltizam etmenizi tavsiye ederim."
7149 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir namaz kılmış ve namazı çok uzatmıştı. Namazdan çıkınca biz: "Ey Allah'ın Resülü! Bugün namazı çok uzattınız!" dedik. Şu açıklamayı yaptılar: "Ben bugün, bir ümit ve korku namazı kıldım. Ben (namazda) aziz ve celil olan Allah'tan ümmetim için üç şey talep ettim. Allah bunlardan ikisini verdi, birini vermedi. Ben Allah'tan ümmetime, kendileri dışında bir düşman musallat etmemesini talep ettim, bu talebimi kabul etti. Allah'tan ümmetimi (eski ümmetler gibi) toptan suda boğarak helak etmemesini talep ettim. Allah bunu da kabul etti. Allah'tan ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını talep ettim, Allah bunu reddetti."
7150 Fitne SEVADU'L-A'ZAM (EKSERİYET) "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Benden sonra ümmetim içerisinde) fitneler olacak. O fitnelerde, kişi mü'min olarak sabahlar, kafır olarak akşamlar, Allah'ın ilimle ihya ettikleri hariç."
7151 Fitne FİTNEDE TESEBBÜT (DİKKATLİ, SABIRLI OLMA) "Muhammed İbnu Mesleme radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:"Şurası muhakkak ki, bir fitne, bir ayrılık ve bir ihtilaf olacak. Bu durum gelince, Uhud'a kılıncınla git! Kırılıncaya kadar onu (taşa) çal. Sonra evinde otur. Hatta sana günahkar bir el veya ölüm gelinceye kadar (evinden çıkma)."
Nitekim (haber verilen bu fitne) çıktı ve ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın söylediğini yaptım."
7152 Fitne İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKERSE "Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde): "İki müslüman birbirlerine kılıç çekerlerse katil de maktül de cehennemdedir" buyurmuşlardı. Orada bulunanlar: "Ey AIlah'ın Resülü! Katili anladık, cehennemdedir; ya maktulün suçu ne?" dediler.
"Çünkü, o da kardeşini öldürmek istemişti" buyurdular."
7153 Fitne İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKERSE "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mertebe itibariyle insanların Kıyamet günü Allah indinde en kötüsü, ahiretini, başkasının dünyası için helak eden kuldur."
7154 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Fitneden kaçının! Çünkü o esnada dil, (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir."
7155 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki: Kişi, (bazan) Allah'ın gazabına sebep olan bir kelam eder, kendisi o sözde bir mahzur görmez. Ama o söz sebebiyle, cehennem ateşinin yetmiş yıllık dibine iner."
7156 Fitne FİTNEDE DİLİ TUTMAK "Ebu'ş-Şa'şa' rahimehullah'ın anlattığına göre, "İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya: "Biz ümeranın yanlarına girer, bir çeşit konuşuruz, yanlarından çıkınca da bir başka çeşit konuşuruz" denilmişti. Onlara "Biz bunu, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında münafıklık addederdik" dedi."
7157 Fitne İSLÂM GARİB BAŞLADI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki İslam garib (eşine rastlanmadık bir şekilde) başladı tekrar garibliğe avdet edecek. Gariblere ne mutlu."
7158 Fitne FİTNEDEN KİMLER SALİM OLABİLİR "Hz. Ömer radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın mescidine gitmiştir. Orada Hz. Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh'ı Aleyhissalatu vesselam'ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve: "Niçin ağlıyorsun?" diye sormuştur. Hz. Mu'az: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle" demiş ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisini okumuştur: "Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir. Kim Allah'ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur. Allah itaatkar, takva sahibi ve halktan uzak duran öyle (kendi halinde) kullarını gerçekten sever ki, onlar görünmedikleri zaman aranmazlar (ehemmiyet verilmedikleri için, yoklukları kimsenin dikkatini çekmez), hazır bulundukları zaman (da meclislere, ciddi meşguliyetlere) çağırılmazlar, tanınmazlar. Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir. (Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz.) Her müşkil meselenin, ağır belanın altından kalkarlar."
7159 Fitne FİTNEDEN KİMLER SALİM OLABİLİR "Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: 'İnsanlar, içerisinde bir tane iyisini bulamayacağın yüz deve(lik bir sürü) gibidirler."
7160 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Avf İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler yetmişbir fırkaya bölündüler, onlardan sadece bir fırka cennetliktir, yetmiş fırka cehennemliktir. Hıristiyanlar ise yetmişiki fırkaya bölündüler. Bunlardan da yetmişbir fırka cehennemliktir, sadece biri cennetliktir. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! Benim ümmetim yetmişüç fırkaya bölünecek, bunlardan biri cennetlik, yetmişikisi cehennemliktir."
"Ey Allah 'ın Resülü! Cennetlikler kimlerdir?" diye sorulmuştu. "Onlar, cemaattir" buyurdular."
7161 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Muhakkak ki, İsrailoğulları yetmişbir fırkaya bölündü, ümmetim de yetmişiki fırkaya ayrılacak. Biri hariç hepsi ateştedir. O hariç olan cemaattir."
7162 Fitne ÜMMETLERİN AYRILMASI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizler, kendinizden önce gelen ümmetlerin sünnetine kulacı kulacına, arşını arşınına ve karışı karışına muhakkak tıpa tıp uyacaksınız. Hatta onlar, daracık bir keler deliğine girseler oraya siz de gireceksiniz."
Oradakiler, "Ey Allah'ın Resulü! (Onlar) yahudiler ve hıristiyanlar mı?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Bunlar değilse kimler olur?" buyurdular."
7163 Fitne KADIN FİTNESİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her sabah mutlaka iki melek nida eder: "Kadından vay erkeğin haline!" ve "Erkekten vay kadının haline!"
7164 Fitne KADIN FİTNESİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken Müzeyre kabilesinden bir kadın girdi, çok süslüydü, zinetleriyle mescidin içinde bile pek çalımlı yürüyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ey insanlar! Kadınlarınızı mescidde süsler takınmaktan ve çalımlı yürümekten men edin! Zira İsrailoğulları, kadınları zinet takınıp, mescidde çalımlı yürüyünceye kadar lanetlenmediler" buyurdular."
7165 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Hiçbiriniz kendisini tahkir etmesin" buyurmuştu. Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resülü! Bizden biri nefsini nasıl tahkir eder?" diye sordular. "Bir kimse öyle bir şey görür ki, onunla ilgili birşey söylemesi Allah'ın onun üzerindeki hakkıdır. Fakat o, bu hususta konuşmaz. (Yani, insanlardan çekinip konuşmamakla nefsini tahkir etmiş, alçaltmış olur). Allah Teala hazretleri de Kıyamet günü, ona: "Şu şu meselede niye üzerine düşen sözü söylemedin?" diye hesaba çeker. Adam: "Konuşmamı halk korkusu engelledi" der. Allah Teala da: "Sen (insanlardan değil), önce benden korkmalıydın" der."
7166 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına Habeşistan muhacirleri dönünce, onlara: "Habeşistan diyarında gördüğünüz farklı şeylerden bana anlatmaz mısınız?" buyurdular. Onlardan bir grub genç: "Elbette! Ey Allah'ın Resülü!" dediler (ve anlatmaya başladılar): "(Bir gün) biz otururken, onların yaşlı rahibelerinden biri, başının üstünde bir su küpü olduğu halde yanımızdan geçti, onlardan bir gence rastladı. Genç elinin birini rahibenin omuzları arasına koyup onu itti. Kadın dizlerinin üzerine düştü ve küpü kırıldı. Kadın yerden kalkınca, gence yöneldi ve: "Ey zalim! Allah kürsüyü kurup, evvelin ve ahirini toplayıp hesaba çektiği, el ve ayakların lisana gelip yaptıklarını anlattıkları (o Kıyamet gününde) sen bana yaptığın zulmün ne demek olduğunu bileceksin! Yarın Allah'ın huzurunda benim halimle, kendi halinin ne olduğunu göreceksin!" dedi.
Ravi der ki: "Resûlullah (bu anlatılanları dinledikten sonra): "Rahibe doğru söylemiş, rahibe doğru söylemiş. Allah, zayıfların intikamını güçlülerden almayan bir ümmeti nasıl takdis edip (günahlarından arındırır?)" buyurdu."
7167 Fitne EMR-İ Bİ'L-MÂ'RUF "Ebu Umame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah (hacc esnasında) birinci cemrenin yanında iken yanına bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Hangi cihad efdaldir?" dedi. Aleyhissalatu vesselam adama cevap vermedi. Adam ikinci cemrede görünce tekrar aynı şeyi sordu. Resûlullah yine süküt buyurdular. Akabe taşlamasını yapınca, bineğine binmek üzere, ayağını özengiye koyunca: "Soru sahibi nerdedir?" dedi. Adam da: "İşte benim ey Allah'ın Resülü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "(En efdal cihad) zalim sultana karşı hakkı söylemektir!" buyurdular."
7168 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün) Ey Allah'ın Resülü! Emr-i bi'l-ma'ruf ve'n-nehy-i ani'l-münker'i ne zaman terketmeliyiz?" diye sorulmuştu. Aleyhissalatu vesselam şu cevabı verdi: "Aranızda, sizden önceki milletlerde zuhur etmiş olan şeyler zuhüra başladığı vakit."
Biz: "Bizden önceki ümmetlerde ne zuhür etmişti?" diye sorduk.
"Hükümdarlık küçüklerinizin elinde olduğu, fuhuş (her çeşit çirkin ve kirli işler) büyüklerinizce işlendiği, ilim de rezillerinizin eline geçtiği vakit" buyurdular."
Ravi Zeyd İbnu Yahya der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "ilim rezillerinizin eline geçtiği vakit" sözünün manasının açıklanması, "İlmin, fasıkların (haramı alenen işleyen, farzları alenen terkeden) eline geçmesi demektir."
7169 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, Kıyamet günü kulu mutlaka hesaba çeker. Hatta şunu da söyler: "Münkeri gördüğün zaman onu tatbik etmene mani olan şey ne idi?" Eğer Allah Teala hazretleri kula hüccetini söylemeyi telkin ederse kul şöyle der: "Ey Rabbim! Ben senin rahmetini umdum ve insanlardan korktum (ve dinin reddettiği münkerlere müdahaleyi bu sebeple terkettim)."
7170 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza gelip şöyle buyurdular: "Ey muhacirler! Beş şey vardır, onlarla imtihan olacağınız zaman (artık cemiyette hiçbir hayır kalmamıştır. Onların siz hayatta iken zuhurundan Allah'a sığınırım. (Bu beş şey şunlardır:)
l) Zina: Bir millette zina ortaya çıkar ve aIeni işlenecek bir hale gelirse, mutlaka o millette taun hastalığı yaygınlaşır ve onlardan önce gelip geçmiş milletlerde görûlmeyen hastalıklar yayılır.
2) Ölçü-tartıda hile: Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın zulmüne uğrar.
3) Zekat vermemek: Hangi millet mallarının zekatını vermezse mutlaka gökten yağmur kesilir. Hayvanlar da olmasaydı tek damla yağmur düşmezdi.
4) Ahdin bozulması: Hangi millet Allah ve Resülünün ahdini (yani düşmanla yaptığı anlaşmayı) bozarsa, Allah Teala hazretleri o millete, kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve ellerindeki (servet)lerin bir kısmını onlar alır.
5) Kitabullahla hükmetmeyi terk: Hangi milletin imamları Kitabullahla ameli terkederek Allah'ın indirdiği hükümlerden işlerine gelenleri seçerlerse, Allah onları kendi aralarında savaştırır."
7171 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Bera İbnu Azib radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (bir defasında): "Onlara Allah lanet eder ve lanet edenler de onlara lanet eder" buyurdu ve arkasından lanet edenler ibaresiyle "yerde yürüyen hayvanlar" ın kastedildiğini açıkladı."
7172 Fitne KENDİNİZE DÜŞENE BAKIN "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ömrü sadece yapılan iyilik artırır. Kaderi de sadece dua geri çevirir. Şurası muhakkak ki, kişi, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum edilir."
7173 Fitne BELAYA SABIR "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hasta yatmakta iken yanına girdim. Elimi üzerine koydum, hararetini, yorganın üstünden elimin altında hissettim. "Ey Allah'ın Resülü! Hararetiniz çok fazla!" dedim.
"Biz (peygamberler) böyleyiz. Belalar bize katmerli gelir, buna mukabil ücretleri de katmerli verilir" buyurdular.
"Ey Allah'ın Resülü! Hangi insanlar en çok bela çekerler?" dedim. "Peygamberler!" buyurdular.
"Ey Allah'ın Resûlü! Sonra kimler?" dedim.
"Sonra salihler! buyurdular ve açıkladılar: Onlardan biri fakirliğe öylesine müptela olur ki, kendini örten abadan başka birşey bulamaz. Onlar, sizin bollukla sevindiğiniz gibi fakirlikle sevinirler."
7174 Fitne BELAYA SABIR "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Uhud (savaşı) gününde Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın bir dişi kırıldı ve başından yaralandı. Kan yüzüne akmaya başladı. Yüzündeki kanı hem siliyor hem de: "Kendilerini AIlah'a çağıran peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim nasıl ıslah olur?" diyordu. Allah Teala hazretleri (sanki bu sözleri tevekküle uygun bulmayarak) şu ayeti inzal buyurdu:
"Kullarımın tedbir ve idaresinden senin elinde birşey yoktur ve sen onların inkarlarından mes'ul değilsin. Allah dilerse onlara tevbe nasip eder, dilerse zalim oldukları için onlara azab verir" (Al-i İmran 128)."
7175 Fitne BELAYA SABIR "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün Hz. Cibril aleyhisselam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldi. O sırada Resûlullah üzgün vaziyette oturuyordu. Sebebiyse Mekkelilerden biri vurup yaralamıştı, mübarek vücutları kana boyanmıştı. Hz. Cebrail: "Neyin var (niye üzgünsün)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Şunlar bana yaptıklarını yaptılar!" dedi. Cibril: "Diler misin sana bir mucize göstereyim?" dedi. Resûlullah: "Evet bana (bir mucize) gösterin!" buyurdu. Derken Cebrail aleyhisselam, bulundukları vadinin gerisindeki bir ağacı gösterdi: "Şu ağacı çağır!" dedi. O da hemen çağırdı. Ağaç yürüyerek geldi önünde durdu. Cebrail aleyhisselam: "Ona söyle de geri gitsin!"dedi. Aleyhissalatu vesselam ağaca: "Geri dön!" dedi, o da döndü, eski yerine vardı. (Bunu gören Resûlullah aleyhissalatu vesselam, "üzüntümün zail olması için) bu bana yeter!" buyurdu."
7176 Fitne BELAYA SABIR "Übey İbnu Ka'b radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Mi'rac gecesinde çok hoş bir koku hissetti.
"Ey Cibril bu güzel koku nedir?" diye sordu. O da anlattı:
"Bu maşıta (berber) kadının, iki oğlunun ve kocasının kabirlerinin kokusudur. Bunların hikayesi şöyledir: Hızır aleyhisselam, Beni İsrail'in ileri gelenlerinden biriydi. Onun yol güzergahında manastırda oturan bir rahib vardı. Hızır oradan geçtikçe rahib önüne çıkar, İslamı öğretirdi. Hızır büluğa erince babası onu bir kadınla evlendirdi. Hızır İslamı hanımına öğretti ve bunu kimseye haber vermemesi hususunda söz aldı. Kendisi kadınlara yaklaşmazdı. Bu sebeple bir müddet sonra kadını boşadı. Aradan zaman geçince babası, Hızır'ı bir başka kadınla evlendirdi. Hızır ona da İslam'ı öğretti ve kimseye söylememesi için söz aldı. Bu sırrı o iki kadından biri tuttu, diğeri ifşa etti. (Böylece onun İslam'ı yaydığı ortaya çıktı.) Bunun üzerine Hızır oradan kaçtı. Deniz ortasında bir adaya geldi. Odun kesmek için iki kişi oraya geldi ve onu gördüler. Bunlardan biri Hızır'ı gördüğünü gizledi, diğeri ifşa etti ve: "Ben Hızır'ı gördüm!" dedi. Ona: "Seninle beraber onu başka kim gördü?" denildi. O: "Falan kimse!" dedi. Ona soruldu ise de gördüğünü söylemedi. Onların dininde yalan söyleyen öldürülürdü. Zamanla bu sır tutan adam öbür sır tutan kadınla evlendi. Bu kadın, Firavun'un kızının başını tararken tarak elinden düştü. Kadıncağız: "Firavun helak olsun!" dedi. Kız bunu babasına haber verdi. Kadının kocasından başka iki de oğlu vardı. Firavun, onları da çağırttı. Bunları dinlerinden çevirmek için Firavun ısrar etti. Onlar direndiler. O zaman Firavun: "Öyleyse sizi öldüreceğim!"dedi. Karı-koca: "Bu, tarafınızdan bize bir ihsan olur!" diye merdane cevap verdiler ve: "Madem öldüreceksin hiç olsun bizi bir kabre koy!" dediler. O da öyle yaptı. Resûlullah aleyhissatatu vesselam, Mirac'ta iken güzel bir koku duydu, Cibril aleyhisselam'a bunu sordu. O da bu hadiseyi anlattı."
7177 Fitne BELAYA SABIR "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Halilim Aleyhissalatu vesselam bana şu vasiyette bulundu: "Hiçbir şeyi Allah'a ortak kılma, hatta param parça edilsen, ateşlerde yakılsan da; bile bile hiçbir namazını terketme; kim namazı bile bile terkederse ondan Allah'ın zimmeti (garantisi) kalkar; içki içme, çünkü o, bütün kötülüklerin anahtarıdır."
7178 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Muaviye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dünyanın bela ve fitneden başka hiçbir şeyi kalmadı."
7179 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar öyle aldatıcı yıllar görecek ki, o yıllarda yalancılar tasdik, doğru söyleyenler tekzib edilecekler. Keza o yıllarda haine itimad edilecek, emin kimseye de hainsin denecek. O zaman ruvaybıda adam amme işinde söz sahibi olacak."
"Ruvaybıda kimdir?" diye sorulmuştu. "Amme işlerinde (söz sahibi olan) değersiz adam" diye cevap verdi."
7180 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İyi hurmalar adilerinden ayıklandığı gibi siz de ayıklanacaksınız. İyileriniz gidecek, kötüleriniz kalacak. (O devirde kötülerin içinde kalmaktansa) elinizden gelirse hemen ölün (ölün de hayırlı olanı tercih edin)."
7181 Fitne FİTNE SEBEBİYLE ZAMANIN FENALAŞMASI "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(İslam'ı yaşama) işi gittikçe zorlaşacak. Dünya da (gerçek müslümanlara) gittikçe sırt çevirecek. İnsanların da cimriliği artacak. Kıyamet ancak şerirlerin tepesine kopacak. Mehdi, Hz. İsa'dan başkası değildir."
7182 kıyamet KIYAMET ALAMETLERİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Fırat nehri, altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar o altın sebebiyle öldürülecek. Öyle ki on insandan dokuzu öldürülecektir."
7183 kıyamet KIYAMET ALAMETLERİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mal dolup taşmadıkça, fitneler zuhür etmedikçe ve herc (haksız, sebepsiz öldürmeler) artmadıkça Kıyamet kopmayacaktır." Orada bulunanlar: "Herc nedir, ey Allah'ın Resülü?" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öldürmedir! Öldürmedir! Öldürmedir!" diye üç kere tekrar etti."
7184 kıyamet KUR'AN VE (DİNLE İLGİLİ) İLİMLERİN YOK OLMASI "Ziyad İbnu Lebid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şey anlatarak: "İşte bu şey, ilmin gitme anlarında olur" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Bizler Kur'an'ı okur olduğumuz, evladlarımıza da okuttuğumuz, evlatlarımız da kendi evlatlarına okutur olacakları halde ilim nasıl gider (kaybolur)?" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Anasız kalasıca Ziyad! Ben seni, Medine'nin en fakihlerinden biri bilirdim. Şu, (gözümüzün önündeki) yahudi ve hıristiyanlar kitapları olan Tevrat ve İncil'i okudukları halde onların içinde bulunanlarla amel ediyorlar mı? (Demek ki keramet okumada değil, okunanı hayata geçirmekte, yaşamakta ve tatbik etmektedir)" buyurdular."
7185 kıyamet KUR'AN VE (DİNLE İLGİLİ) İLİMLERİN YOK OLMASI "Huzeyfe İbnu'I-Yeman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Elbisenin nakşı silinip gittiği gibi İslam da silinip gidecek. Öyle ki oruç nedir, namaz nedir, hacc nedir, sadaka nedir? bilinemeyecek. Bir gecede AIlah'ın kitabı götürülecek, ondan yeryüzünde hiçbir şey kalmayacak. Çok yaşlı ihtiyar erkek ve kadınlardan birkısım insanlar sağ kalıp: "Biz babalarımıza la ilahe illallah kelimesi üzerine yetiştiğimiz için bu kelimeyi söyleriz" diyecekler."
Huzeyfe bu hadisi anlatınca orada bulunan Sıla radıyallahu anh kendisine: "O yaşlılar namaz nedir, oruç nedir, hacc nedir, sadaka nedir bilmezken "La ilahe illallah" kelimesi onlara bir fayda sağlar mı?" dedi. Huzeyfe (bu söze) cevap vermedi. Ama Sıla bu sorusunu üç kere tekrarladı.. Her seferinde Huzeyfe onun sorusuna cevaptan kaçındı. Sonunda üçüncü tekrar üzerine Sıla'ya yönelerek: "Ey Sıla kelime-i tevhid onları (hiç olsun ebedi) cehennemden kurtarır" dedi ve bunu üç kere tekrar etti."
7186 kıyamet EMANETİN GİDİŞİ "İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve celil olan Allah, bir insan helak etmek istedi mi, ondan önce hayayı çeker alır. Hayası bir kere gitti mi sen ona artık herkesin nefretini kazanmış bir kimse olarak rastlarsın. Herkesin nefretini kazanmış olarak rastladığın kimseden emanet çekilip alınır (artık o, güvenilmeyen, kuşkulu kişidir). Kişiden emanet (güven) çekilip alınınca ona artık hep hain ve herkesce hain bilinen biri olarak rastlarsın. Ona hep hain ve hıyanetle bilinen biri olarak rastladın mı, sıra ondan merhametin çekip çıkarılmasına gelmiştir. Ondan rahmetin çıkarıldığı vakit artık ona (Allah'ın rahmetinden) kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlarsın. Ona sen kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlayınca ondan İslamiyet bağı çözülüp atılır."
7187 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Hz. Enes İbnu Ma'lik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şu altı şeyden önce (ahirete bakan) iyi ameller işlemekte acele edin: "Güneşin battığı yerden doğması, Duhan, dabbetü'l-arz,Deccal, herbirinize mahsus olan ölüm ve (sizin salih amelinize mani olacak) amme hizmeti."
7188 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Ebu Katade radıyallahu anh arılatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Kıyametin büyük) alametleri ikiyüz (senesin)den sonra gelecektir."
7189 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim beş tabakadır: İlk kırk yıl, hayır ve takva ehlidir. Bunu takip edenler yüzyirmi yılına kadardır. Bunlar merhamet sahibi, sıla-i rahme değer veren kimseler olacak. Sonra yüzaltmış yılına kadar olanlar birbirlerine sırt çevirirler, aralarındaki (kardeşlik bağlarını) koparırlar. Sonra da birbirlerini öldürme devri gelir. O devirde kurtuluş isteyin, kurtuluş!"
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim beş tabakadır. Her tabaka kırk yıldır. Benim tabakam ve ashabımın tabakası ilim ve iman ehli insanların tabakasıdır. İkinci tabaka kırk ile seksen yılı arasındaki (insanların) tabakasıdır, bunlar hayır ve takva ehli insanlardır..." (Hz. Enes, sonra hadisi yukarıdaki şekilde tamamladı.)"
7190 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyametin kopmasına yakın (bazı insanlar günahları sebebiyle) "mesh"e (hayvan süretine çevrilme), "hasf"e (yere batma) ve "kazf'e (taşlanma azabı) uğrayacaktır."
7191 kıyamet KIYAMETİN BÜYÜK ALÂMETLERİ "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimde hasf, mesh ve kazf olacaktır."
7192 kıyamet DABBETU'L-ARZ "Abdullah İbnu Büreyde radıyallahu anhüma babası (Büreyde)'den naklediyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam beni, Mekke'ye yakın badiyedeki bir yere götürdü. Burası kuru bir yerdi, etrafı da kumdu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Dabbetu'l-arz bu yerden çıkacak" buyurdu. İşaret edilen yerin eni ve boyu birer karıştı."
İbnu Büreyde dedi ki: "Bundan yıllar sonra haccettim. Babam (o sahanın en ve boy uzunluğunda bir asasını bize gösterdi. Baktım ki, o asa benim bu asam ile şu ve bu kadardır."
7193 kıyamet YE'CÜC VE ME'CÜC "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ye'cüc ve Me'cüc (seddi) her gün kazarak nihayet güneşin ışığını görmeye yakın, başlarındaki kişi onlara: "Haydi dönün, kazımıza yarın devam ederiz!" der. Allah Teala hazretleri, sabah oluncaya kadar seddi eski güçlü haline iade eder. Bu hal onların müddetleri doluncaya kadar devam edecek. Vakit dolup da Allah onları insanların üzerine göndermek istediği zaman, aynı şekilde yine kazacaklar, güneşin ışığını görecekleri gedik açılacağı zaman, başlarındaki "haydi dönün inşaallah yarın kazmaya devam ederiz" diyecek. Onlar da "inşaallah!" diyecekler; ertesi günü gelecekIer. Bu sefer seddi bıraktıkları gibi bulacaklar. Yine kazacaklar, bu sefer insanların üzerine çıkacaklar ve (uğradıkları) suyu içip tüketecekler. İnsanlar, onlara karşı kalelerine çekilecekler. Bu sefer onlar da oklarını göğe atacaklar. Okları, üzeri kanlı olarak geri dönecek. Bunun üzerine Yecüc ve Mecüc: "Biz yeryüzündeki insanları kahrettik ve göktekilere de galebe çaldık" diyecekler. Sonra Allah, onların enselerine musallat olacak deve kurtlarını gönderecek, bunlarla onları öldürecek."
Resûlullah aleyhissalatu vesselam devamla dedi ki: "Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, yerdeki hayvanlar onların etlerini yemek suretiyle muhakkak ki iyice semirecek ve memeleri sütle dolacaktır."
7194 kıyamet YE'CÜC VE ME'CÜC "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Mirac gecesinde, Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa ile karşılaştı. Kıyameti aralarında müzakere ettiler. Önce Hz. İbrahim aleyhisselam'dan başlayıp ona Kıyametten sordular. Onun Kıyamet hakkında herhangi bir bilgisi yoktu. Sonra Hz. Musa aleyhisselam'a sordular. Kıyamet hakkında onun da bir bilgisi yoktu. Söz Hz. İsa aleyhisselam'a geldi. O: "Kıyametin kopmasına yakın şeyler (alametler) hakkında bana bilgi verildi. Ama Kıyametin kopma (vaktini) Allah'tan başka hiç kimse bilemez" dedi. Sonra (Kıyametin alametlerin en biri olarak) Deccal'in çıkmasını anlattı. Şunları söyledi: "Sonra ben inip onu öldüreceğim ve bundan sonra halk memleketlerine dönecek. Bu defa onların karşısına Ye'cüc ve Me'cüc çıkacak ve her tepeden hızla hücum edeceklerdir. Onlar giderken rastladıkları her suyu içip tüketecekler ve uğrayacakları her şeyi bozup alt-üst edecekler. Bunun üzerine halk feryat ederek Allah'tan yardım dileyecek. Ben de Ye'cüc ve Me'cüc'ü öldürmesi için Allah'a dua edeceğim. (Duam kabul görecek) ve yer onların (leşlerinin) kokusu ile çok pis kokacak. Ben yine Allah'a dua edeceğim! Allah da bir su gönderecek ve o su, onları taşıyıp denize atacaktır. Daha sonra dağlar ufaltılıp dağıtılacak ve yer, derinin yarılıp genişletildiği gibi yayılıp genişletilecek.
İşte söylenen bu hal vuküa gelince, insanlara yakınlığı itibariyle Kıyametin, ev halkı ne zaman doğumu ile aniden karşılaşacaklarını bilmedikleri hamile kadın gibi olacağı bana bildirildi."
Ravi el-Avvam demiştir ki: "Bunun tasdiki Kitabullah'da bulunmuştur (Mealen): "Nihayet, Ye'cüc ile Me'cüc'ün önündeki sed açıldığında, her tepeden saldırmağa başlarlar" (Enbiya 96)."
7195 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında iken Beni Haşim'den bir grub genç geldi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam onları görünce, gözleri yaşla doldu ve rengi değişti. Ben: "(Ey Allah'ın Resülü!) Şimdiye kadar, mübarek yüzünüzde hoşumuza gitmeyen bir manzara hiç görmemiştik, (şimdi ne oldu da bizi üzen bir ifade ile karşılaşıyoruz?)" dedim. Şu cevabı verdiler:
"Biz öyle bir Ehl-i Beytiz ki, Allah bizim için dünyaya mukabil ahireti tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne maruz kalacak. Nihayet, meşrık (doğu) tarafından beraberlerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelecek. Bunlar hayır (saltanat) isteyecekler, fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun üzerine onlar savaşacak. Allah onlara yardım edecek. Bundan sonra istedikleri (hükümdarlık) kendilerine verilecek. Ne var ki, onlar bunu kabul etmeyip emirliği Ehl-i Beytim'den bir adama tevdi edecekler. Bu (Emir) de, insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın)" buyurdu."
7196 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Reslülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizin hazinenizin yanında üç kişi kavga edecek: Üçü de bir halifenin evladıdır. (Halifelik) bunların hiçbirine nasip olmayacaktır. Sonra meşrık (doğu) cihetinden siyah bayraklar (taşıyan bir ordu) zuhur edecek, hiçbir kavmin öldürmediği şekilde sizi öldürecek."
Ravi der ki: "Sonra (Aleyhissalatu vesselam) ezberde tutamadığım bir şey daha söyledi. Son olarak da: "Onları görünce onlara derhal biat edin, kar üzerinde emekleyerek de olsa!" buyurdular. Çünkü o, Allah'ın halifesidir, Mehdidir."
7197 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Hz. Ali anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mehdi bizden, ehl-i Beyt'imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder (yani tevbesini kabul eder, hizmetini yapacak hale getirir. Doğruyu ilham eder ve muvaffak kılar)"."
7198 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biz Abdulmuttalib'in oğullarıyız. Cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi."
7199 kıyamet MEHDİ'NİN ÇIKMASI "Abdullah İbnu'l Haris İbni Cez'iz-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Doğudan birtakım insanlar çıkacak ve Mehdi için zemin hazırlayacak" buyurdular. O Mehdi'nin hakimiyetini kastediyor."
7200 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Zi Muhmer radıyallahu anh'a müslümanların Rumlarla yapacağı savaş sorulunca, Resûlullah'tan şu hadisi nakletmiştir: "Rumlar sizlerle emin bir sulh antlaşması yapacaklar. Sonra, siz ve onlar (başka) bir düşmanla savaşacaksınız ve zafer kazanıp ganimet mallarını alıp (savaştan) salimen galip çıkacaksınız. Sonra savaş yerinden ayrılıp tepeleri bulunan bir çayırlıkta mola vereceksiniz. Orada haç ehlinden (hıristiyanlardan) bir adam haçı havaya kaldırarak: "Haç galip oldu" diyecek, müslümanlardan bir adam kızarak kalkıp (adamın elindeki) haçı kırıp ezecektir. İşte o zaman Rumlar sulh antlaşmasını bozarak şiddetli bir savaş için toplanacaklar."
İbnu Mace, bu hadisin, kendisine bir başka vecihten de ulaştığını, hadisin o vechinde şu ziyadenin olduğunu belirtir: "(Rumlar) şiddetli bir savaş için toplanacaklar. O zaman onlar seksen sancak altında oldukları halde gelirler ve her sancakta onikibin asker vardır."
7201 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şiddetli savaşlar vuküa geldiği zaman Allah mevaliden (Arap olmayan müslümanlar) öyle bir ordu gönderecek ki atlarının cinsi yönünden Arapların en kıymetlisi ve silah yönünden onların en iyisi olup Allah, İslam dinini onlarla te'yid (takviye) edecektir."
7202 kıyamet MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR) "Amr İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanların silahlarını koydukları yerin en yakını Bevla'da olmadıkça kıyamet kopmaz."
Aleyhissalatu vesselam sonra: "Ey Ali, ey Ali, ey Ali!" diye nida etti. (Hz. Ali)
"Annem babam sana kurban olsun, (buyurun ey Allah'ın Resülü!)" dedi.
Aleyhissalatu vesselam: "Muhakkak ki, sizler Beni Esfar'la (Rumlarla) savaşacaksınız. Sizden sonra gelecek müslümanlar da onlarla savaşacaklar. Nihayet Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan seçkin müslümanlar olan Hicaz halkı onlarla savaşa çıkacaklar. Konstantin'i tesbih ve tekbirlerle fethedecekler. Onlar daha önce benzerini elde etmedikleri ganimetler elde edecekler. Öyle ki (dirhem ve dinarları sayıyla değil, kalkanla ölçerek taksim edecekler. Bu sırada biri gelip şöyle diyecek: "Memleketinizde mesih çıktı: "Bilesiniz bu haber yalandır. Artık o haberi tutan (inanan) da pişmandır, terkeden (inanmayan) da pişmandır."
7203 kıyamet TÜRKLERLE SAVAŞ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizler, gözleri küçük, yüzleri geniş-yuvarlak bir kavimle savaşmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Onların gözleri çekirge gözleri gibi olup yüzleri de kat kat deri ile kaplanmış kalkanlar gibidir. Kıl ayakkabılar giyerler, deriden mamul kalkanlar edinirler ve atlarını hurma ağaçlarına bağlarlar."
7204 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın ashabından olan Ebu Hallad radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimseye dünyaya karşı zühd ve az konuşma hasletlerinin verildiğini görürseniz ona yaklaşın (ve sözlerini dikkatle dinleyin). Çünkü o hikmetli sözler eder-veya ona hikmet ilham edilir-"
7205 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Sehl İbnu Sa'd es-Saidi radiyallahu anh anlatıyor: "(Bir Gün) Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulu! Bana Öyle bir amel gösterin ki, ben onu yaptığım taktirde Allah beni sevsin, halk da beni sevsin" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "dünyaya rağbet gösterme, Allah seni sevsin, insanların elinde bulunanlara göz dikme ki onlar da seni sevsin!" buyurdular."
7206 dünya DÜNYAYA KARŞI ZÜHD, (DÜNYAYA RAĞBET ETMEMEK) "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hastalanmıştı. Sa'd İbnu Ebi Vakkas geçmiş olsun ziyaretine gitti. Yanına varınca Selman'ı ağlıyor buldu. Sa'd: "Niye ağlıyorsun? Ey kardeşim, sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'a arkadaşlık etmedin mi, şöyle değil mi, böyle değil mi (diye ağlamasını abes kılan bir kısım faziletleri hatırlattı). Selman radiyallahu anh şu cevabı verdi: "Ben şu iki şeyden biri için ağlamıyorum: "Ben ne bir dünya düşkünlüğü ne de ahiret gafleti sebebiyle ağlıyor değilim. Beni ağlatan Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın bir ahdidir. O bana bir husus ahdetmişti, şimdi kendimi o ahdi tecavüz etmiş görüyorum." Sa'd: "Resulullah size ne ahdetmişti ?" diye sordu. Selman: "Aleyhissalatu vesselam bana: "Birinize dünyalık olarak bir yolcunun azığı kadarı yeterli" diye ahdetmişti. Ben kendimi bu haddi aşmış görüyorum. Sana gelince, ey Sa'd! hüküm verdiğin zaman hükmünden, (hak) taksim ettiğin zaman taksiminden, bir şeye yöneldiğin zaman niyetinden Allah 'tan kork." Ravilerden Sabit der ki: "Selman radiyallahu anh'ın vefat ettiğinde geriye nafaka olarak sadece yirmi küsür dirhemlik bir mal bıraktığı haberi bana geldi."
7207 dünya DÜNYAYA İLGİ "Hz.Osman İbnu Affan radiyallahu anh anlatıyor: "Zeyd İbnu Sa'bit radiyallahu anh gün ortasında Halife Mervan'ın yanından çıkmıştı. Ben: "Bu saatte, Zeyd'i mutlaka sormak istediği bir şey için çağırmıştır" (diye düşündüm ve kendisine kanaatimi) söyledim. Zeyd: "O bize, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğimiz bazı şeyler sordu. Ben Aleyhissalatu vesselam'ın: "Kimin emeli dünya olursa Allah onun işini aleyhine darmadağın eder, fakirliği iki gözünün arasında kılar, dünyadan eline geçen miktar da kaderinde yazılandan fazla olmaz. Kimin de kasdi ahiret olursa, Allah, onun (dağınık) işini lehinde toplar, zenginliğini kalbine koyar, dünya nimetleri ona koşarak (kendiliğinden) gelir" sözünü anlattım."
7208 dünya DÜNYAYA İLGİ "Abdullah İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim gam ve tasalarını bire indirir ve sadece ahiret tasasına gönlünde yer verirse, onun dünyevi gamlarını Allah izale eder. Kim de gam ve tasalarını dünya ahvaline dağıtacak olursa, Allah onun, vadilerden hangisinde helak olacağına aldırış etmez."
7209 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Sehl İbnu Sa'd radiyallahu anh anlatıyor: "Biz (hacc sırasında) Zülhüleyfe'de Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. O, birden şişkinlikten ayağı havaya kalkmış bir davar ölüsüyle karsılaşti. Bunun üzerine: "şu laşenin, sahibine ne kadar değersiz olduğunu görüyor musunuz? Nefsimi elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, şu dünya, Allah yanında, bunun sahibi yanındaki değersizliğinden daha değersizdir. Eğer dünyanın Allah katında sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı, kafire ondan ebediyen tek damla su içirmezdi" buyurdular."
7210 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim nazarımda en ziyade gıbta etmeye değer kimse şu evsafı taşıyan kimsedir: (Dünyevi yükü ve) hali hafif, namazdan nasibi fazla, insanlar içinde (adem-i şöhretle) gizli kalmış ve kendisine (cemiyette) iltifat edilmemiş mü'mindir. Onun rızkı (zaruri ihtiyaçlarına) yetecek kadardı, o buna sabretti, ölümü de çabuk geldi, az miras bıraktı, kendisi için matem tutan kadın da az oldu."
7211 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir Gün): "Size en hayırlınızı haber vereyim mi?" diye sordu. "Evet! Ey Allah'ın Resulu!" dediler. "Sizden o kimseler en hayırlıdır ki, onları görenler aziz ve celil olan Allah'ı hatırlarlar" buyurdular."
7212 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Imran İbna Husayn radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, Allah Teala hazretleri, maddeten fakir, çoluk çocuk sahibi olup dilencilik ve haram kazançtan kaçınan mü'min kulunu sever."
7213 dünya DÜNYANIN ALLAH (c.c.) KATINDAKİ DEĞERİ "Abdullah İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Muhacirlerin fakirleri, Allah'ın, zenginleri kendilerinden (mali ibadetler yönüyle) daha üstün kıldığı hususunda dert yandılar. Aleyhissalatu vesselam onlara: "Ey fakirler cemaatı! Ben sizi, fakir muhacirlerin, cennete zenginlerinden, (dünya ölçüleriyle beşyüz yıl olan) yarım gün önce gireceklerini müjdelemeyeyim mi?" buyurdular." Bu hadisi rivayet eden Musa rahimehullah şu ayeti okudu:"Ve şüphesiz, senin Rabbin katındaki bir gün sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir" (Hacc 47)."
7214 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Sa'idi'I-Hudri radiyallahu anh derdi ki : "Fakirleri sevin. Zira ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın, dualarında şöyle söylediğini işittim: "Allahım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak ruhumu kabzet, ahirette de fakirler zümresinde hasret."
7215 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Habbab radiyallahu anh "Akşam, sabah, Rablerinin rızasını dileyerek O'na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabı senden sorulmayacaktır, senin hesabın da onlara sorulmayacaktır, öyleyse onları kovup da zalimlerden olma" (En'am 52) mealindeki ayetle ilgili olarak şunu anlattı: "Akra' İbnu Habis et-Temimi ve Uyeyne İbnu Hisn el Fezarı Resulullah'ın yanına geldiler. Aleyhissalatu vesselam'ı Suheyb, Bilal, Ammar ve Habbab gibi zayıf müslümanlarla oturmuş buldular. (Bu gariban takımını) Resulullah'ın etrafında görünce onları küçümseyip hakir gördüler. Aleyhissalatu vesselam'a yaklaşıp başbaşa kaldılar (yani biz bir kenara çekildik). Onlar: "Biz, senin bize hususi bir sohbet oturumu ayırmanı isteriz, ta ki Araplar bizim üstünlüğümüzü tanısınlar. Zira sana (her taraftaki) Araplardan (durmadan) heyetler geliyor. Onların bizi bu (değersiz) köle bozuntularıyla beraber görmelerinden utanıyoruz. Şu halde, her ne zaman biz sana gelirsek, onları yanından kaldır. Biz gidince, dilersen yine onlarla beraber ol!" dediler. Aleyhissalatu vesselam da: "Pekala!" diye cevap verdi. Bunun üzerine onlar: "Bu teklifimizi bir yazı ile de teşvik et" dediler." (Habbab) der ki: "Aleyhissalatu vesselam hemen bir kağıt istedi, yazması için Ali radiyallahu anh'ı çağırdı. Biz hala bir kenarda oturmuş duruyorduk. Derken Cibril aleyhisselam indi ve şu vahyi getirdi. (Mealen): "Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur. Senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olasın" (En'am 52). Ayet-i kerime daha sonra Akra' İbnu Habis ve Uyeyne İbnu Hisn'i zikrederek devam etti: "Böylece, "Aramızdan Allah bunlara mı iyilikte bulundu?" demeleri için onları birbiriyle imtihan ettik. Allah şükredenleri iyi bilen değil midir?" (En'am 53). Ayet şöyle devam etti: "(Ey Muhammed) ayetlerimize iman edenler sana gelince: "Size selam olsun!" de. Rabbiniz, sizden kim bilmeyerek fenalık ister de arkasından tevbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır" (En'am 54). Habbab devamla der ki: "Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam'a yaklaştık, Öyle ki dizlerimizi dizlerinin üzerine koyduk. Aleyhissalatu vesselam bizimle otururdu. Kalkıp gitmek istediği zaman doğrulur ve bizi öyle terkederdi. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şu vahyi indirdi: "(Sabah-akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma -yani eşraf ile beraber oturma-. Bizi anmasını kendilerine unutturduğumuz yani Uyeyne ve Akra'- ve işinde aşırı giderek hevesine uyan kimseye uyma" (Kehf 28). Sonra onlara (yani mü'minlere ve kafirlere iki kişinin misalini (Kehf 32-44) ve dünya hayatının misalini (Kehf 45) getirdi (yani mezkur ayetleri bu maksatla inzal buyurdu). Habbab der ki: "(Bu hadiseden sonra) biz (zayıf takımdan olan sahabiler) Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraber otururduk. Aleyhissalatu vesselam'ın kalkma saati gelince, O'nun kalkması için önce biz onu terkederdik."
7216 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatıyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Malı şöyle şöyle, şöyle ve şöyle dağıtanlar hariç dünyalığı çok kazananlara yazıklar olsun!" "Söyle!" kelimesini Resulullah dört kere tekrar etti. Bunlarla "sağından, solundan, önünden ve arkasından hayır için harcayanlar" demek istedi."
7217 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Zerr radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Bu dünyada malca) en çok olanlar, kıyamet günü en aşagıda olacaklardır. Ancak malı şöyle şöyle (bol bol) harcayanlar ve onu temiz yoldan kazananlar hariç."
7218 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "dünyalığı en çok olanlar (ahirette rütbece) en aşagı olacaklardır. Ancak, malı şöyle şöyle şöyle (hayır yolunda) harcayanlar hariç."
7219 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yanımda Uhud dağı kadar altınım olup da ondan bir miktar yanımda kaldığı halde (iki gün geçip) üçüncü bir geçenin gelmesini sevmem. Bir borcu ödemek üzere (o altından) saklayacağım miktar hariç."
7220 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Amr İbnu Gaylan es-Sakafi radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Allahım! Kim bana inanır, beni tasdik eder, ve her ne getirmiş isem onun senin yüce katından olduğunu ve hak olduğunu bilirse, ona az mal, az evlat ver, ona, sana kavuşmayı sevdir ve ölümünü çabuklaştır. Kim de bana inanmaz ve beni tasdik etmezse malını ve evladını çok kıl, ömrünü de uzat."
7221 fakirler FAKİRLERLE DÜŞÜP KALKMA "Nukade el-Esedi radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni, bir adama göndererek onun dişi devesini meniha olarak (bir müddet sütünden istifade etmek için) istedi. Adam talebi kabul etmedi. Bunun üzerine, Aleyhissalatu vesselam bir başka adama (aynı maksatla) yolladı. Bu zat, Efendimize sağmal bir deve yolladı. Resulullah deveye bakınca: "Allahım, deveyi göndereni mübarek kıl!" diye dua buyurdu." Nukade der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Onu getireni de (deyin)" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Onu getireni de (mübarek kıl)" dedi. Sonra devenin sağılmasını emretti. Deve sağıldı fakat derhal yine memeleri süt doldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Allahım, falanın malını çoğalt!" diye, önce reddeden kimse için de dua etti. Devesini gönderen için de: "Allahım, falanın rızkını gün be gün eyle" diye dua etti." F0
7222 Kanaat KANAAT "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "kıyamet günü, dünyada iken yetecek kadar rızık verilmiş olmasını temenni etmeyecek ne fakir ne de zengin olacaktır." K0
7223 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Al-i Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın, bazan bir ay geçer, hücrelerinin hiçbirinde ateş yanmazdı."
Hz. Aişe'nin ravisi Ebu Seleme der ki: "Ben Aişe radıyallahu anha'dan sordum:
"Öyleyse bu esnada ne yerlerdi?" Şu cevabı verdi:
"İki siyah: Hurma ve su! Ancak, Ensardan komşularınız vardı. Onlar sadakatli komşulardı. Onların sağmal hayvanları vardı. Bunlar hayvanlarının sütünden Aleyhissalatu vesselam'a gönderirlerdi. (O, bize de içirirdi)" dedi. Muhammed (İbnu Mace) der ki: "Ve onlar (yani Hz. Peygamber'in hücreleri) dokuz taneydi." R0
7224 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam tekrar tekrar buyurdular ki: "Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, Al-i Muhammed'de hiçbir zaman akşamdan sabaha bir sa' miktarında ne zahire ne de kuru hurma bulunmuştur."
Halbuki o sıralarda Aleyhissalatu vesselam'ın dokuz zevceleri vardı." R0
7225 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Abdullah İbnu Mesud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "AI-i Muhammed'de ancak bir müdd miktarı yiyecek maddesi sabahlamıştır" veya "Al-i Muhammed'de bir müdd yiyecek (bile) sabahlamadı" buyurdular." R0
7226 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Süleyman İbnu Surad radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize geldi ve bir yiyecek (ikramına) gücümüz yetmeksizin -veya bir yiyeceğe gücü yetmeksizin- üç gece kaldık." R0
7227 Resulullah'ın Ailesi HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir gün sıcak bir yemek getirilmişti. Yedi ve yemekten çıkınca: "Elhamdülillah, şu şu vakitten beri mideme sıcak bir yemek girmemişti" buyurdu." R0
7228 Resulullah'ın Ailesi ÂL-İ MUHAMMED'İN YATAĞI "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı (Fatıma gerdek gecesi) bana gönderildi. Onun gönderildiği gece yatağımız koyun derisinden başka bir şey değildi." R0
7229 Resulullah'ın Ailesi ÂL-İ MUHAMMED'İN YATAĞI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ensar'dan bir zatın kapısının üstüne yaptırdığı bir kubbe gördü. "Bu nedir?" diye sordu. "Bu falancanın inşa ettirdiği bir kubbedir!" dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Böyle sarfedilen her mal, Kıyamet günü sahibine bir vebaldir!" buyurdular. Bu söz Ensari'ye ulaşmıştı. Kubbe'yi hemen yıktı. Sonra, Aleyhissalatu vesselam oradan tekrar geçti, fakat kubbeyi göremedi, akibetini sordu. "Sizin söylediğiniz kendisine ulaşınca yıktı" denildi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Allah ona rahmet kılsın, Allah ona rahmet kılsın!" diye dua buyurdular." R0
7230 tevekkül ve yakin TEVEKKÜL VE YAKiN "Halid'in oğulları Habbe ve Sev radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir şey tamir etmekte iken yanına girdik. O işte kendisine yardım ettik. "Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra aziz ve celil olan Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır" buyurdular." T0
7231 tevekkül ve yakin TEVEKKÜL VE YAKiN "Amr İbnu'l-As radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şüphesiz, her derede, ademoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter." T0
7232 hikmet HİKMET "Hz. Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular." H0
7233 hikmet HİKMET "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bu meclisten bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali, bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."
Ebu'l-Hasen İbnu Seleme de bu hadisin bir mislini rivayet etmiş, ancak rivayetinde şu farklılığa yer vermiştir: "Sürünün en iyi koyununun kulağını tut" H0
7234 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri buyurdular ki: "Büyüklük benim ridamdır, azamet de benim izarımdır. Kim, bunlardan birinde benimle iddialaşmaya kalkarsa, onu cehenıneme atarım." A0
7235 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah Teala hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) atar." A0
7236 Alçak Gönüllü Olma ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMA "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Medine ehlinden bir cariye bile Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın elinden tutardı ve Aleyhissalatu vesselam elini onun elinden çekmezdi de, cariye ihtiyacı için, O'nu Medine'nin istediği semtine çeker götürürdü. (Resûlullah tevazu gösterir, itiraz etmezdi)." A0
7237 Haya HAYA "Hz. Enes ve İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her dinin (kendine has temel) bir huyu vardır. İslam'ın bu huyu, hayadır." H0
7238 Haya HAYA "Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Haya imandandır. İman (sahibi) ise cennettedir. Hayasızlık (ve bundan kaynaklanan kabalıklar, çirkin ve kırıcı sözler) cefa (eziyet, zulüm, haksızlık)dan bir parçadır. Cefa (eden de) cehennemdedir." H0
7239 Haya HAYA "Ebu Sa'idi'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında oturuyor idik. (Bir ara): "Size Abdulkays kabilesinin gönderdiği heyet geldi" buyurdular. Halbuki içimizden hiç kimse (henüz heyetin geldiğini) görmemişti. Hakikaten geldiler ve konakladılar. Sonra Aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna geldiler. Onlardan Eşecc el-Asari (adında biri) konaklama yerinde kaldı, o sonradan geldi. Çünkü o, bir konağa indi, devesini ıhtırdı. Yolculuk elbisesini bir kenara bıraktı. Sonra (taze elbise giyip, öyle) Aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna çıktı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam da ona: "Ey Eşecc! Sende aziz ve celil olan Allah'ın sevdiği iki haslet vardır: Hilm (acele etmemek) ve teenni ile hareket etmek" buyurdular. Eşecc: "Ey Allah'ın Resülü! Bu hasletler, cibilliyetimde (fıtratımda doğuştan getirdiğim) bir şey mi, yoksa sonradan (iradı gayretimle) meydana gelen bir şey mi?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Yaratılışında bulunan bir şeydi buyurdular." H0
7240 Haya HAYA "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Eşecc el-Asari'ye: "Muhakkak ki sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Hilm (acele etmemek) ve haya" buyurdular." H0
7241 Haya HAYA "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah indinde kişinin yuttuğu en sevaplı yudum, Allah'ın rızasını düşünerek kendini tutup, yuttuğu ötke yudumudur." H0
7242 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Abdullah İbnu'z-Zübeyr radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre, "Kendilerinin müslümanlığı kabul etmeleri ile, Allah'ın onları azarladığına dair (şu) ayetin inmesi arasında dört yıldan fazla zaman olmamıştır."
"Onlar, daha önce kendilerıne kitap verilen ve zaman geçtikçe kalpleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdi" (Hadid 16)." A0
7243 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür." A0
7244 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Bera radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir cenazede beraberdik. Aleyhissalatu vesselam kabrin kenarına oturup ağladılar, öyle ki (göz yaşlarıyla) toprak ıslandı. Sonra da: "Ey kardeşlerim İşte (başımıza gelecek) bu aynı (ölüm hadisesi) için iyi hazırlanın" buyurdular." A0
7245 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mü'min kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin!" A0
7246 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller kap(ta bulunan madde) gibidir. En aşağısı (yani dipteki kısım) güzelse en yukarısı (yani üst kısmı) da güzel olur; en aşağısı bozulursa en üstü de bozulur." A0
7247 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teala hazretleri (onun ibadetinden memnun kalır ve:) "Bu (kulluğunu riyasız yapan) gerçek bir kulumdur" der." A0
7248 Allah Korkusuyla Ağlamak ALLAH KORKUSUYLA AĞLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ey mü'minler! Amel ve ibadetlerinizi) itidal üzere yapın, ifrattan kaçının. Zira sizden hiç kimseyi (ateşten) ameli kurtaracak değildir."
Sahabiler: "Seni de mi amelin kurtarmaz, ey Allah'ın Resülü!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Beni de, buyurdular. Eğer Allah kendi katından bir rahmet ve fazl ile benim günahlarımı bağışlamazsa beni de amelim kurtarmaz!" buyurdular." A0
7249 riya RİYA VE SUM'A "Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'u Teala hazretleri şöyle buyurmuştur: "Ben her çeşit şirkten müstağniyim. Öyleyse, kim benim için işlediği bir amele birden başkasını ortak ederse ben ondan uzağım ve benim için yaptığı o iş, bana değil, ortak ettiği kimseyedir." R0
7250 riya RİYA VE SUM'A "Ebu Said radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) yanimiza geldi. Biz o sırada Mesih Deccal'i müzakere ediyorduk. Dediler ki: "Ben size, nazarımda sizin için Mesih Deccal'den daha ürkütücü bir şeyi haber vereyim mi?" "Evet! Ey Allah'ın Resulu! söyleyin!" dedik. "Şirk-i hafidir (gizli şirk). Mesela, kişi kalkar, namaz kılar, bu namazını, kendisine bakanlar sebebiyle güzel kılar, (işte bu, gizli şirke bir örnektir) buyurdular." R0
7251 riya RİYA VE SUM'A "Seddad İbnu Evs radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim hakkında en ziyade korktuğum şey, Allah'a şirktir. Bu sözümle, ümmetimin dönüp de tekrar güneşe veya kamere veya puta tapacaklarını demek istemiyorum. Fakat beni korkutan şey, Allah'tan başkası için yapacakları ameller ve (spor maksadıyla kılınan namazda, sıhhat niyetiyle tutulan oruçta olduğu üzere, amellerde Allah rızasından başka maksatları ön plana getirme gibi) gizli arzulardır." R0
7252 riya RİYA VE SUM'A "Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her kim (ibadetini gösteriş için) halka işittirirse, Allah o kimseyi (yani gayesini halka) işittirir ve kim (ibadetinde) riyakarlık ederse Allah onun riyakarlığının cezasını (dünyada) verir." R0
7253 Hased HASED "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hased (çekememezlik) hayırları yer bitirir, tıpkı ateşin odunu yeyip tükettiği gibi. Sadaka hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürmesi gibi. Namaz, mü'minin nürudur. Oruç ateşe karşı perdedir." H0
7254 zulüm BAĞY (ZULÜM VE KÖTÜ MUAMELE) "Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "sevabı en çabuk gelen hayırlı amel mahlukata iyilik ve sıla-i rahimdir. Cezası en çabuk gelen kötü amel de bağy (mahlukata kötü muamele, zulüm) ve sıla-i rahm'i kesmektir." Z0
7255 zulüm BAĞY (ZULÜM VE KÖTÜ MUAMELE) "Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bana "mütevazi olun, birbirinizin hukukuna tecavüz etmeyin" diye Allah Teala hazretleri vahiyde bulundu" buyurdular." Z0
7256 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "En efdal insan kimdir?" diye sorulmuştu. "Kalbi mahmüm (pak), dili doğru sözlü olan herkes" buyurdular. Ashab: "Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmümu'l-kalb ne demektir?" diye sordu.
"(Mahmüm kalb), Allah'tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur" buyurdular." V0
7257 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ey Ebu Hureyre, vera sahibi ol (harama götürme şüphesi olan şeylerden de kaçın) ki insanların Allah'a en iyi kulluk edeni olasın! Kanaatkarlığı esas al ki insanların Allah'a en iyi şükredeni olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki (kamil) mü'min olasın. Sana komşu olanlara iyi komşuluk et ki (kamil bir) müslüman olasın. Gülmeyi az yap, zira çok gülmek kalbi öldürür." V0
7258 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Tedbir gibi akıl yoktur. Sakınmak gibi vera' yoktur. İyi huy gibi haseb (itibar vesilesi) yoktur." V0
7259 vera' ve takva VERA' VE TAKVA "Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben bir kelime -Osman dedi ki: "Bir ayet"- biliyorum. Eğer insanların hepsi onu tutsaydılar hepsine kafi gelirdi." Ashab: "Ey Allah'ın Resülü, bu hangi ayettir?" dediler, Aleyhissalatu vesselam: "Ve kim Allah'tan korkarsa, AIIah o kimseye (darlıktan genişliğe) bir çıkış yolu ihsan eder" (Talak 2) ayetini okudu." V0
7260 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "Ebu Züheyr es-Sakafi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize, Nebavet veya Benavet'te -ravi dedi ki: Benave, Taif'te bir yerdir- hitapta bulundu ve dedi ki: "Cennet ehlini cehennem ehlinden tefrik edip bileceğiniz zaman yakındır." Ashab: "Ne ile bileceğiz ey Allah'ın Resülü?" dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam açıkladı:
"(Kişiler hakkında yapacağınız iyilikle anma ve kötülükle anma suretiyle, sizler, birbirinize karşı Allah'ın şahitlerisiniz, (sizin hayırla yadettikleriniz cennetliktir, zemmederek, kötülüyerek andıklarınız da cehennemliktir)." I1
7261 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Yaptığım işin iyilik veya kötülük olduğunu nasıl anlayabilirim?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Komşunun "iyi yaptın!" dediğini işitirsen iyilik yaptın demektir. Eğer "kötülük yaptın!" dediklerini işitirsen, kötülük yaptın demektir" buyurdular." I1
7262 iyi sıfatlarıyla anma KİŞİYİ İYİ SIFATLARIYLA ANMA "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennetlik kişi o kimsedir ki, Allah kulağını hakkında halkın hayırlı övgüleriyle doldurmuştur, kendisi de hayırla yadedildiğini işitir. Cehennemlik olan da, kendi kulakları, halkın hakkındaki kötü anmalarıyla dolan ve bunu bizzat işiten kimsedir." I1
7263 niyet NİYET "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki insanlar Kıyamet günü niyetleri üzere diriltilecekler." N0
7264 Ecel EMEL VE ECEL "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İhtiyar kimsenin kalbi iki şeyin sevgisinde daima gençtir: "Hayat sevgisi, çok mal sevgisi."
7265 Ecel EMEL VE ECEL "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer ademoğlunun iki vadi dolusu malı olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Onun nefsini ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenlerin tevbesini kabul eder." E0
7266 Kur'an ve Sünnet AMELDE DEVAM "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Farz olmayan amelden gücünüz yettiği kadar yüklenin. Çünkü amelin hayırlısı devamlı olanıdır, az bile olsa." K0
7267 Kur'an ve Sünnet AMELDE DEVAM "Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir taşın üzerinde namaz kılmakta olan bir adamın yanından geçip Mekke'nin kenarına geldi. Orada bir müddet durdu. Sonra ayrıldı. Adamı aynı vaziyette namaz kılıyor buldu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam ayağa kalktı, ellerini birleştirdi, sonra şöyle hitap etti: "Ey insanlar! Mutedil olun!" ve bu sözünü üç kere tekrarlayıp, sonunda: "Siz ibadetten usanmadıkça, Allah da size ihsan etmekten usanmaz!" buyurdular." K0
7268 günahları hatırlamak GÜNAHLARI HATIRLAMAK "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Ey Aişe! Ehemmiyetsiz görülen amellere karşı aman dikkatli ol! Çünkü onlar için de Allah (tarafın)dan (vazifelendirilmiş) araştırıcı bir melek vardır."
7269 günahları hatırlamak GÜNAHLARI HATIRLAMAK "Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimden birkısım insanları bilirim ki, Kıyamet günü Tihame dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla gelirler. Aziz ve celil olan Allah Teala hazretleri o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz kılar, kabul etmez)."
Sevban dedi ki : "Ey Allah'ın Resülü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!" Aleyhissalatu vesselam açıkladılar:
"Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin cinsinizden insanlardır. Sizin aIdığınız gibi onlar da gece (ibadetin)den nasiplerini alırlar. Ancak onlar, Allah'ın yasaklarıyla tenhada başbaşa kalınca o yasakları ihlal ederler, çiğnerler."
7270 tevbe TEVBE "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa, arkadan tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir." T0
7271 tevbe TEVBE "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah, kulunun tevbesine şu adamın sevinmesinden daha çok sevinir (yani razı olur): Adam yolculuk halindedir. Bir susuz çölde bindiği devesini kaybetmiştir, onu aramaya koyulur. Sonunda aramaları adamı cidden yorup aciz bırakınca (susuzluk ve sıcaktan olduğu yerde ölmek üzere, yere yatar), elbisesini başına çekip örtünür. İşte kendisi o halde iken, devesini kaybettiği yerde hayvanın ayak seslerini duyar. Yüzünden örtüyü kaldırır ve karşısında devesini görür." T0
7272 tevbe TEVBE "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Günahtan tevbe eden, bir günah işlememiş gibidir." T0
7273 tevbe TEVBE "İbnu Makıl anlatıyor: "Babamla birlikte Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh'ın yanına girdim. Bu ziyaret sırasında o: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "pişmanlık tevbedir" dediğini nakletti. Babam: "Aleyhissalatu vesselam'dan bunu bizzat işittin mi?' diye sordu. Abdullah: "Evet!" dedi." T0
7274 tevbe TEVBE "Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh arılatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe kabul eder." T0
7275 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte idim. Ensardan bir zat gelerek Aleyhissalatu vesselam'a selam verdi. Sonra da: "Ey Allah'ın Resülü! Mü'minlerin hangisi en faziletlidir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Huyca en iyisidir!" buyurdular. Adam: "Mü'minlerin hangisi en akıllıdır?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Ölümü en çok hatırlayandır ve ölümden sonra en iyi hazırlığı yapandır. İşte bunlar en akıllı kimselerdir" buyurdular." O1
7276 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birinizin eceli bir yerde olduğu zaman ihtiyaç onu oraya sıçratır. Sonra kalan ömrünün sonuna varınca aziz ve celil olan Allah onun ruhunu orada alır. Kıyamet günü, o yer: "Ey Rabbim! İşte bu, bana emanet ettiğin (cesed)dir!" der." O1
7277 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölü kabre konulur. Salih kişi, kabrinde korkusuz ve endişesiz oturtulur. Sonra kendisine: "Hangi dinde idin?" denilir. "İslam dinindeydim" der. "Şu adam nedir?" denilir. "O, Allah'ın Resülü Muhammed'dir, bize Allah indinden açık deliller getirdi, biz de onu tasdik ettik" der. Ona: "Allah'ı gördün mü?" denilir. O: "Allah'ı görmek hiç kimseye mümkün ve muvafık değildir" der. Bu safhadan sonra cehenneme doğru bir delik açılır. Oraya bakar, ateş alevlerinin birbirini kırıp yok etmeye çalıştığını görür. Kendisine: "Allah'ın seni koruduğu ateşe bak!" denilir. Sonra ona cennet cihetinden bir delik açılır ve onun güzelliklerine ve içinde bulunan (nimet)lere bakar. Kendisine: "İşte senin makamın!" denilir ve yine ona: "Sen bunlar hususunda yakin (kesin iman) sahibi idin. Bu iman üzere öldün, bu iman üzere yeniden diriltileceksin inşaallah!" denilir.
Kötü adam da kabrinde korku ve endişe ile oturtulur. Kendisine: "Hangi dinde idin?" diye sorulur. "Bilmiyorum" diye cevap verir. Kendisine: "Bu adam kimdir?" denilir. Halkı dinledim, bir şeyler söylüyorlardı, onu ben de söyledim" der. Ona cennet cihetinden bir delik açılır. Cennetin güzelliklerine, içinde bulunan nimetlerine bakar. Ona: "Allah'ın senden uzaklaştırdığı şu cennete bak!" denilir. Sonra ona cehenneme doğru bir delik açılır. Oraya bakar. Alevlerin birbirini yeyip yoketmekte olduğunu görür. Ona: "İşte makamın burasıdır. Sen cehennemin varlığı hususunda şekk (ve inkar) içerisinde idin, bu şekk üzere öldün ve bu şekk üzere diriltileceksin inşaallah!" denilir." O1
7278 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Mü'min) ölü, kabre girdimi, güneş batışındaki haliyle ona temsil edilir. Bunun üzerine ölü oturup ellerini gözlerine sürer ve: "Beni bırakınız namaz kılayım" der." O1
7279 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sûrun iki sahibinin ellerinde iki boynuz bulunur. Ne zaman (üflemekle) emrolunacaklarını dikkatle gözleyip düşünürler." O1
7280 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Yahudilerden bir adam Medine çarşısında: "Hz. Musa'yı insanlar üzerine seçen Zat'a yemin olsun!"demişti. Ensardan bir zat elini kaldırıp herife bir tokat indirdi.
"Demek böyle dersin ha! Üstelik Resûlullah aleyhissalatu vesselam aramızda olduğu halde!" dedi. Durum Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a anlatıldı. Aleyhissalatu vesselam: "Aziz ve celil olan Allah buyurmuştur ki: "Süra üfürülür ve Allah'ın dilediklerinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa düşüp ölür. Sonra bir daha süra üflenir ve onlar kabirlerinden kalkıp bakışırlar" (Zümer 58). Ben, başını ilk kaldıran olacağım. Ben, arşın ayaklarından birini tutan Hz. Musa aleyhisselam ile karşılaşırım. Bilemem, o başını benden öncemi kaldırdı, yoksa o, Allah'ın çarpılıp yıkılmaktan istisna tuttuklarından mıdır? Kim de: Ben Yünus İbnu Metta'dan daha hayırlıyım (üstünüm) derse şüphesiz yalan söylemiş olur." O1
7281 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanlar üç defa AIlah'a arzolunacaklar. İki arza mücadele ve mazeretlerden ibarettir. Üçüncü arzaya (sunuşa) gelince, (insanların işlediği amellerin yazılı olduğu defterler o zaman ellere uçacaklar (yani hızla verilecektir). Artık defteri kimisi sağ eliyle tutacak ve kimisi sol eliyle tutacaktır." O1
7282 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Hz. Hafsa radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben Bedir ve Hudeybiye'ye katılanlardan hiç kimsenin cehenneme girmemesini ümid ederim" buyurdular. Ben: "Ey AIlah'ın Resülü! Allah Teala hazretleri: "Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Bu senin Rabbin katında kesinleşmiş bir hükümdür" (Meryem 71), buyurmadı mı?" dedim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "(Ey Hafsa!) Sen Allah'ın: "Sonra biz, Allah'tan korkup (O'na karşı gelmekten) sakınanları kurtarır, zalimleri de toptan orada bırakırız" (Meryem 72) buyurduğunu işitmedin mi?" buyurdu." O1
7283 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Rifa'a el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir seferden dönmüştük. Buyurdular ki:
"Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun! İman edib, sonra doğru yoldan ayrılmayan hiçbir kul yoktur ki cennete sokulmasın. Siz ve iyi (dindar) nesliniz cennetteki meskenlere yerleşmedikçe (diğer ümmetlerin mü'minleri olan) cennetliklerin cennete girmemelerini de ümit ederim ve Rabbim ümmetimden yetmişbin kişiyi hesapsız olarak cennete dahil etmeyi bana kesin vaadetti" O1
7284 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biz, ümmetlerin sonuncusuyuz ve hesabı ilk görülecek olanlarız. Orada: "Ümmi ümmet ve peygamberi nerededir?" denilir. Bilesiniz, biz sonuncu olan ilkleriz (yani dünyaya gelişte sonuncuyuz, Kıyamet günü hesabı verip cennete girmede ilkleriz." O1
7285 ölümü hatırlamak ÖLÜMÜ HATIRLAMAK "Ebu Bürde babasından anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü, Aziz ve celil olan Allah, mahlükatı topladı mı Ümmet-i Muhammed'e secde etmeleri için izin verilir. Onlar Allah'a uzun bir secde yaparlar. Sonra: "Başlarınızı (secdeden) kaldırın. Biz sayınız kadar (kafirleri) ateşten, kurtuluş için fidyeleriniz yaptık" buyurulacaktır." O1
7286 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Aziz ve celil olan Allah semavat ve arzı yarattığı gün, yüz rahmet yaratmıştır. Bunlardan birini arza indirmiştir. İşte bunun sayesinde bir anne çocuğuna karşı şefkat duyar, hayvanlar, kuşlar birbirlerine şefkat duyarlar. Allah geri kalan doksandokuz rahmeti, Kıyamet günü için (kendine) saklamıştır. Kıyamet gününde onları bu rahmetle yüze tamamlayacak." K0
7287 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Gazvelerinin birinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraberdik. Derken bir kavme uğradı. "Siz kimsiniz?" diye sordu.
"Bizler müslümanlarız!" dediler. Bir kadın tandırına yakacak atmakla meşguldü ve yanında bir oğlu vardı. Tandırın alevi yükselince kadın çouğu uzaklaştırdı. Sonra kadın, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldi ve: "Sen Allah Resulüsün öyle mi ?"dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!" deyince, "Annem ve babam sana feda olsun! Allah Erhamü'r-Rahimin (yani merhametli olanların en merhametlisi) değil mi?" dedi. Kadın, "Evet!" cevabını alınca bu sefer: "Allah'ın kullarına olan rahmeti, annenin yavrusuna olan merhametinden daha fazla değil mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam yine: "Elbette!" buyurdu. Kadın: "Anne çocuğunu asla ateşe atmaz! (daha merhametli olan Allah kullarını nasıl cehenneme atar?)" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam ağlayarak başını eğdi. Sonra başını kadına doğru kaldırarak: "Şüphesiz Allah, hak yoldan sapıp O'na itaat etmeye tenezzül etrneyen ve tevhid kelimesini söylemekten imtina eden azgın kulundan başka kullarına azab vermeyecektir" buyurdu." K0
7288 kıyamet KIYAMET GÜNÜ ALLAH'IN RAHMETİ "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ateşe sadece şaki olanlar girecektir." Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Şaki kimdir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah için hiçbir ibadette bulunmayıp, hiçbir günahı terketmeyen kimsedir" diye cevap verdi." K0
7289 kıyamet KEVSER HAVZI "Ebu Sa'i'di'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim bir havuzum var. Genişliği Ka'be'den Beytu'l-Makdis'e kadar uzanır. Suyu süt misali bembeyaz. Yıldızlar adedince susakları var. Şurası muhakkak ki, Kıyamet günü ben, peygamberler arasında ümmeti sayıca en çok olan kimseyim." K0
7290 kıyamet ŞEFAAT "Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaat (sahibi olmam) arasında muhayyer bırakıldım. Ben şefaati tercih ettim. Çünkü şefaat, daha şümullü ve ümmetimin (toptan kurtuluşuna) daha yeterlidir. Şefaati siz müttakilere mahsus mu biliyorsunuz? Hayır! O muttakiler değil günahkarlar, hatalılar ve pis işlere karışan (müslüman)lar içindir." K0
7291 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şu dünya ateşiniz var ya! Bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür. Eğer o, su ile iki kere söndürülmemiş (harareti giderilmemiş) olsaydı, ondan faydalanamazdınız. Şurası muhakkak ki, bu dünya ateşi, aziz ve celil olan Allah'a, bir daha eski hararetine döndürmemesi için dua eder." C0
7292 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Cehennemde) kafirin vücudu büyür. Öyle ki bir azı dişi Uhud dağından büyük olur. Vücudunun dişinden büyüklüğü, sizden birinin vücudunun dişinden büyüklüğü gibidir." C0
7293 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Haris İbnu Ukayş radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, benim ümmetimde öyle şefaati makbul kimseler var ki, birinin şefaatiyle Mudar kabilesinin insanlarından daha çok kimse cennete girecektir. Benim (davetime muhatap olan) ümmetimden öylesi de var ki, vücudu ateş için irileşir ve cehennemin bir köşesini teşkil eder." C0
7294 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ağlama, cehennem ahalisi üzerine gönderilir. Bunun üzerine onlar da (ağlamaya başlarlar ve) gözyaşları kuruyuncaya kadar ağlarlar. Sonra (yaş yerine) kan ağlarlar. Öyle ki yüzlerinde kanallar meydana gelir. Eğer bu kanallara gemiler salınsa gemiler yürür." C0
7295 Cennet ve Cehennem CENNETİN VASFI "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü ölüm getirilir. Sırat üzerinde durdurulur ve: "Ey cennet ahalisi!" diye nida edilir. Cennettekiler, (bu çağrı üzerine) içinde bulundukları (o güzel) yerden çıkarılacakları korku ve heyecanıyla bakarlar. Sonra da: "Ey cehennem ahalisi!" diye nida edilir. Onlar da içinde bulundukları (o fena) yerden çıkarılacakları ümid ve sevinciyle bakarlar. (Ölüm gösterilerek) "Bunu tanıyor musunuz?" denilir. (Cennetlikler ve cehennemlikler hepsi bir ağızdan:) "Evet! Bu ölümdür" derler." C0
7296 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Ebu Sa'idi'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette bir karışlık yer (ebedi olduğu için, fani olan) küre-i arz ve üzerinde bulunanlardan -dünya ve içindekilerden- daha hayırlıdır." C0
7297 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette bir kamçılık yer (ebedi olduğu için, fani olan) dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." C0
7298 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Üsame İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gün Ashab-ı Kiramına: "İçinizde cennet için gayret edecek kimse yok mu? Zira cennetin eşi yoktur. Ka'be'nin Rabbine yemin ederim ki, cennet, parıl parıl parlayan nurları, güzel kokulu üğrünen yeşillikleri, sağlam yüksek köşkleri, devamlı akan nehirleri, çok çeşitli olgun meyveleri, güzel genç zevceleri, pek çok takım elbiseleri ile yüksek, sağlam ve güzel saraylarda saadet ve yüz parlaklığı içinde yaşanan ebedi mekandır" buyurdu. Sahabiler: "Biz zaten onun için gayretteyiz, ey Allah'ın Resulü!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "İnşaallah!" deyiniz" dedi ve sonra cihaddan söz açtı ve ona teşvik etti." C0
7299 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın cennete soktuğu hiç kimse yoktur ki, onu yetmişiki zevce ile evlendirmiş olmasın. Bunlardan ikisi hüru'l-ayn (siyah gözlü), yetmiş tanesi cehennemliklerden kendine düşen mirasıdır. Bu kadınlardan herbiri şehvet çekicidir ve cennetlik her erkeğin şehvet gücü daimidir."
Hişam İbnu Halid der ki: "(Hadiste geçen) "Cehennemliklerden kendine düşenmirası" ibaresinden maksad, cehenneme giren erkeklerdir; bunların kadınlarına cennet ehli varis olurlar, tıpkı Firavun'un hanımına varis olunduğu gibi." C0
7300 Cennet ve Cehennem CENNETİN EVSAFI "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Cennette) sizden herbirinin iki tane menzili vardır: "Bir menzili cennette, bir menzili de cehennemde. Ölünce cehenneme girerse cennet ehli onun menziline varis olur. İşte Allah Teala hazretlerinin şu sözü bu durumu teyid eder: "İşte onlar varislerin ta kendileridir" (Mü'minün 10)."