Allah Mütekebbirdir.
Ayeti kerimede:
"O Mütekebbir'dir. (Büyüklükte eşi olmayandır. )" (Haşr: 23).
Allahın büyüklüğü beşer aklın ötesindedir. Alemler onun büyüklüğü karşısında zerre olamaz. Büyüklüğü sonsuzdur. herşeyde olduğu gibi
büyüklüktede eşi,benzeri,dengi olamaz. Allahın tüm isimi şerifleri akılların ötesinde büyüklüktedir. Rahman ismi şerifini düşündüğümüzde Allah tüm
yarattıklarına rahmet etmektedir. Yaratılmışın rahmetiyle onun Rahmeti arasında benzerlik olamaz. Her tülü üstünlük Yine Alemlerin
Rabbinedir. Övgülerde onundur.
Ayeti kerimede:
Hiçbir göz O’na erişemez, ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata eder. O Lâtif’tir, her şeyden haberdardır. Enam:103).
Allah kullarını görendir. Allah Basir ismi şerifi ile her zerreyi hiçbir şey eksik kalmadan ,uzaklık ve yakınlık fark etmeden görür. Kulun görmesiyle
Rabbinin görmesi bir değildir, benzer değildir, denk değildir. Bu örnekleri tefekkür ettiğimizde . Allah tüm alemler karşısında Mütekebbirdir. Ondan
başkada Mütekebbir yoktur. Yarattıkları arasında kibirlenenler ise Allahın verdikleri ile kibirlenmektedir. Oysa Allah yaratmasa var olabilirmiydin?
Allahın verdiği sonsuz nimetlerine karşısında üstüne birde sahiplenip kibirlenmek kulları helaka götürür.
Ayeti kerimede:
Rabbiniz buyurdu ki: "Bana duâ edin, duânıza icabet edeyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler, alçaltılmış olarak cehenneme
gireceklerdir. "Mümin:60).
Tefekkür ettiğimizde zaten sahibimiz Allahtır. Bizde olan her şeyi veren yine Odur. Bizi yaratanda odur. O zaman kulların kibirlenmesi cahilliğinden
ve nefsindendir. Mütekebbir ismi şerifi bilinseydi hiç kibirlenilir miydi?
Allahın sürekli günah işleyen ve her defasında kullarının günahlarını bağışlaması bile ,Onun ne derece büyük olduğunu gösterir. Allah büyüklüğü ve
ululuğu ile biz aciz kulları bağışlamaktadır.
Ayeti kerimede:
Kötülükleri işleyip ardından tövbe eden ve iman edenler bilsinler ki; Rabbin bu hareketlerinden sonra onları şüphesiz ki bağışlar ve merhamet
eder. Araf:153).
Hiçbir mahluk Allahın bağışlamasına karışamaz. Zerre hükmünde değiştiremez. Biz tövbe edip ona sığınalım.
Ayeti kerimede:
Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’a âittir. Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye kâdirdir. Maide 40).
Onun azap ettiğinede kimse karışamaz. Allaha heran sığınmamız gerekir.
Ayeti kerimede:
Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. zerre kadar iyilik olsa, onu kat kat arttırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. Nisa :40).
Zerre haksızlık yapmadığı gibi dilediğini yapmayada kadirdir. Kula düşen ne ümitsiz olmalı, ne de bağışlanacağını umup günah işlemesi gerekir. Bunun ortası şudur:
Allah günahları bağışlar deyip ümit edilir. Ümitsizliğe kapılmamak gerekir. Allah nasıl olsa bağışlıyor deyip günahlara dalınmamalıdır. Buda
şeytanın oyunudur. Günahlar ile kalp kararır Rabbini unutur.
Mümin her daim uyanık olmalı. Rabbini unutmamalıdır. Bağışlacağını umarak günahlara dalmadığı gibi, ümitsizliğe kapılıpta Allahtan ümidini
kesmemelidir. Allaha yaşamımız boyunca sığıntı halinde olmamız gerekir ki o bizi lütfuyla bağışlasın.
Bunların hepsi Allahın büyüklüğüne delildir. Bir kula gereksiz azap etmediği gibi çoğu kendi elleri ile işlediği günahlardır. Bu dünya hayatı geçici
imtihandır. Hayır görüldüğümüz şer, şer gördüğümüz hayır olabilir.
Allah zerre haksızlık yapmam buyurmakta. Bu ayete iman edenler imanlarını koruyabilmekte, diğerleri ise iptilalara, belalara dayanamayarak, isyan
ederek iman nimetinden olmaktadır.
Oysa Allah hükmünde hikmet sahibidir. Her yaptığında hikmetler vardır. Beşer akıl almaz.
Kullarını en iyi bilen odur. Kullarının kiminin ne kadar sabırlı olduğunu bilir. Kimininde sabırsız olduğunu bilir. Ona göre yük yükler.
Ayeti kerimede:
Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir yük ile mükellef kılmaz. Kazandığı iyilik kendi faydasına, yaptığı kötülük de kendi zararınadır. “Ey
Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi hesaba çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!
Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı
bize yardım et!” bakara 286).
Allah kul müminse yaptıkları günahların cezasını dünyada verir ki ahirette zorluk çekmesin. Kafirse dünyada rahat ettirir ki ahirette azabı kat kat
artsın. Buradan anlayacağımız ,kulun kendisini Rabbine sevdirmeye çalışmasıdır . Emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınarak, ibadet ,zikir
ederek. Allahın kurtarmadığı kim kurtulamaz.
Birde şunu iyi anlıyalım. Bu belalar nerden geliyor demeyelim. Birincisi günahları işleten nefsimizden ötürü gelmektedir . Cezadır. Nefsle mücadele
şarttır. İkincisi ise Allahın mümin kullarına lütfu olan iptilalardır. Rahmettir. Bunlarla kulun ahiret dereceleri artar.
Ayeti kerimede:
Doğrusu Rabbinin katında olanlar, O’na kulluk etmekten büyüklenmezler. O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler. Araf :206).
Yerde gökte ne varsa kibirlenmeden ona secde eder, boyun büker, emrini yerine getirir. Sadece insanlar ruhsat verildiği için belli süre isyan
edebilir. Sonra yine hükümsüzlüğünü oda bilecektir.
Tek hükümdar odur. En küçükten en büyüye her şey , en büyük olan Mütekebbir Allaha boyun eğmiştir ,zikir eder. Çünkü en büyük odur.
Ayeti kerimede:
Ki, gerçekten hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez. Necm 38).
Günahları bağışlaması, cezayı hak edene ceza vermesi, ödülü hak edene ödülü vermesi. Hiç bir yaratılanı boşa yaratmayıp, hikmetle yaratması
yine Allahın büyüklüğünü gösterir.
Tüm esmaül hüsnalarda ismi şeriflerinde büyüklüğünü kullara bildirmektedir.
Tasavvufta Nefs derecelerinde yol alan kardeşlerimiz. Ben şu derecedeyim ,bu dereceye ulaştım dememeli. Allahın lütfu ile, Allah nasip etti
demelidir. Bunlar şeytanın oyunlarıdır. Kulların dikkatli olması asla kibre düşmemesi gerekmektedir. En yüksek derece kulluk olduğundan. Bizler kul
olma bilinci ile Rabbimize yönelmeliyiz. Zaten ki O bize ne takdir etmişse, ne ye layık görürse oraya koyucaktır. Nefs ve şeytan ben oldum, ben
yükseldim dedirtir. Oda kişinin helakına kadar gidebilir. O sebeple Allahın kurtardığı kurtulur. Heran nefs ve şeytandan Allaha sığınılmalıdır. Böylece
gerçekten yol alınabilir. Kimseyi küçük görüp kibirlenmemeliyiz. Bunlar şeytanın tuzaklarıdır.
O günahkar dediğimizi belki Allah affeder. Gün gelir o hale biz düşeriz. Allahım korusun. Bunlardan Rabbimize sığınalım.
En yükseldim ,ben oldum, ben bilirim diyeni zaten şeytan uçurmuştur. En doğrusunu Allah bilir diyerek yürünmelidir.
Bir öğüttür. Nefsin ve şeytanın oyunu çoktur. En kârda olan yine Allaha sığınan, ona yönelen, ondan isteyendir. Dünyada da ,ahiretdede rızkı veren
odur. Zahir ve batıni tüm rızıklar ondandır. Dilediğini dilediğine yaptırır. Kullarını vesile kılar ama yapanda, yaptıranda odur. Her şeyi Allahtan
bilmeli, Tüm kötülükleri kendi nefsimizden bilmeliyiz.
Ayeti kerimede:
Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. İnsan 30).
Yapmak şöyle dursun, dilemek dahi mümkün değildir. Lütufkâr olan Rabbimize hamd olsun.
Mütekebbir olan Yüce Rabbimizin şanı ne Yücedir.
Elhamdülillahi Rabbil Alemin.
Ayeti kerimede:
"O Mütekebbir'dir. (Büyüklükte eşi olmayandır. )" (Haşr: 23).
Allahın büyüklüğü beşer aklın ötesindedir. Alemler onun büyüklüğü karşısında zerre olamaz. Büyüklüğü sonsuzdur. herşeyde olduğu gibi
büyüklüktede eşi,benzeri,dengi olamaz. Allahın tüm isimi şerifleri akılların ötesinde büyüklüktedir. Rahman ismi şerifini düşündüğümüzde Allah tüm
yarattıklarına rahmet etmektedir. Yaratılmışın rahmetiyle onun Rahmeti arasında benzerlik olamaz. Her tülü üstünlük Yine Alemlerin
Rabbinedir. Övgülerde onundur.
Ayeti kerimede:
Hiçbir göz O’na erişemez, ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata eder. O Lâtif’tir, her şeyden haberdardır. Enam:103).
Allah kullarını görendir. Allah Basir ismi şerifi ile her zerreyi hiçbir şey eksik kalmadan ,uzaklık ve yakınlık fark etmeden görür. Kulun görmesiyle
Rabbinin görmesi bir değildir, benzer değildir, denk değildir. Bu örnekleri tefekkür ettiğimizde . Allah tüm alemler karşısında Mütekebbirdir. Ondan
başkada Mütekebbir yoktur. Yarattıkları arasında kibirlenenler ise Allahın verdikleri ile kibirlenmektedir. Oysa Allah yaratmasa var olabilirmiydin?
Allahın verdiği sonsuz nimetlerine karşısında üstüne birde sahiplenip kibirlenmek kulları helaka götürür.
Ayeti kerimede:
Rabbiniz buyurdu ki: "Bana duâ edin, duânıza icabet edeyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler, alçaltılmış olarak cehenneme
gireceklerdir. "Mümin:60).
Tefekkür ettiğimizde zaten sahibimiz Allahtır. Bizde olan her şeyi veren yine Odur. Bizi yaratanda odur. O zaman kulların kibirlenmesi cahilliğinden
ve nefsindendir. Mütekebbir ismi şerifi bilinseydi hiç kibirlenilir miydi?
Allahın sürekli günah işleyen ve her defasında kullarının günahlarını bağışlaması bile ,Onun ne derece büyük olduğunu gösterir. Allah büyüklüğü ve
ululuğu ile biz aciz kulları bağışlamaktadır.
Ayeti kerimede:
Kötülükleri işleyip ardından tövbe eden ve iman edenler bilsinler ki; Rabbin bu hareketlerinden sonra onları şüphesiz ki bağışlar ve merhamet
eder. Araf:153).
Hiçbir mahluk Allahın bağışlamasına karışamaz. Zerre hükmünde değiştiremez. Biz tövbe edip ona sığınalım.
Ayeti kerimede:
Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’a âittir. Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye kâdirdir. Maide 40).
Onun azap ettiğinede kimse karışamaz. Allaha heran sığınmamız gerekir.
Ayeti kerimede:
Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. zerre kadar iyilik olsa, onu kat kat arttırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. Nisa :40).
Zerre haksızlık yapmadığı gibi dilediğini yapmayada kadirdir. Kula düşen ne ümitsiz olmalı, ne de bağışlanacağını umup günah işlemesi gerekir. Bunun ortası şudur:
Allah günahları bağışlar deyip ümit edilir. Ümitsizliğe kapılmamak gerekir. Allah nasıl olsa bağışlıyor deyip günahlara dalınmamalıdır. Buda
şeytanın oyunudur. Günahlar ile kalp kararır Rabbini unutur.
Mümin her daim uyanık olmalı. Rabbini unutmamalıdır. Bağışlacağını umarak günahlara dalmadığı gibi, ümitsizliğe kapılıpta Allahtan ümidini
kesmemelidir. Allaha yaşamımız boyunca sığıntı halinde olmamız gerekir ki o bizi lütfuyla bağışlasın.
Bunların hepsi Allahın büyüklüğüne delildir. Bir kula gereksiz azap etmediği gibi çoğu kendi elleri ile işlediği günahlardır. Bu dünya hayatı geçici
imtihandır. Hayır görüldüğümüz şer, şer gördüğümüz hayır olabilir.
Allah zerre haksızlık yapmam buyurmakta. Bu ayete iman edenler imanlarını koruyabilmekte, diğerleri ise iptilalara, belalara dayanamayarak, isyan
ederek iman nimetinden olmaktadır.
Oysa Allah hükmünde hikmet sahibidir. Her yaptığında hikmetler vardır. Beşer akıl almaz.
Kullarını en iyi bilen odur. Kullarının kiminin ne kadar sabırlı olduğunu bilir. Kimininde sabırsız olduğunu bilir. Ona göre yük yükler.
Ayeti kerimede:
Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir yük ile mükellef kılmaz. Kazandığı iyilik kendi faydasına, yaptığı kötülük de kendi zararınadır. “Ey
Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi hesaba çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!
Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı
bize yardım et!” bakara 286).
Allah kul müminse yaptıkları günahların cezasını dünyada verir ki ahirette zorluk çekmesin. Kafirse dünyada rahat ettirir ki ahirette azabı kat kat
artsın. Buradan anlayacağımız ,kulun kendisini Rabbine sevdirmeye çalışmasıdır . Emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınarak, ibadet ,zikir
ederek. Allahın kurtarmadığı kim kurtulamaz.
Birde şunu iyi anlıyalım. Bu belalar nerden geliyor demeyelim. Birincisi günahları işleten nefsimizden ötürü gelmektedir . Cezadır. Nefsle mücadele
şarttır. İkincisi ise Allahın mümin kullarına lütfu olan iptilalardır. Rahmettir. Bunlarla kulun ahiret dereceleri artar.
Ayeti kerimede:
Doğrusu Rabbinin katında olanlar, O’na kulluk etmekten büyüklenmezler. O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler. Araf :206).
Yerde gökte ne varsa kibirlenmeden ona secde eder, boyun büker, emrini yerine getirir. Sadece insanlar ruhsat verildiği için belli süre isyan
edebilir. Sonra yine hükümsüzlüğünü oda bilecektir.
Tek hükümdar odur. En küçükten en büyüye her şey , en büyük olan Mütekebbir Allaha boyun eğmiştir ,zikir eder. Çünkü en büyük odur.
Ayeti kerimede:
Ki, gerçekten hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez. Necm 38).
Günahları bağışlaması, cezayı hak edene ceza vermesi, ödülü hak edene ödülü vermesi. Hiç bir yaratılanı boşa yaratmayıp, hikmetle yaratması
yine Allahın büyüklüğünü gösterir.
Tüm esmaül hüsnalarda ismi şeriflerinde büyüklüğünü kullara bildirmektedir.
Tasavvufta Nefs derecelerinde yol alan kardeşlerimiz. Ben şu derecedeyim ,bu dereceye ulaştım dememeli. Allahın lütfu ile, Allah nasip etti
demelidir. Bunlar şeytanın oyunlarıdır. Kulların dikkatli olması asla kibre düşmemesi gerekmektedir. En yüksek derece kulluk olduğundan. Bizler kul
olma bilinci ile Rabbimize yönelmeliyiz. Zaten ki O bize ne takdir etmişse, ne ye layık görürse oraya koyucaktır. Nefs ve şeytan ben oldum, ben
yükseldim dedirtir. Oda kişinin helakına kadar gidebilir. O sebeple Allahın kurtardığı kurtulur. Heran nefs ve şeytandan Allaha sığınılmalıdır. Böylece
gerçekten yol alınabilir. Kimseyi küçük görüp kibirlenmemeliyiz. Bunlar şeytanın tuzaklarıdır.
O günahkar dediğimizi belki Allah affeder. Gün gelir o hale biz düşeriz. Allahım korusun. Bunlardan Rabbimize sığınalım.
En yükseldim ,ben oldum, ben bilirim diyeni zaten şeytan uçurmuştur. En doğrusunu Allah bilir diyerek yürünmelidir.
Bir öğüttür. Nefsin ve şeytanın oyunu çoktur. En kârda olan yine Allaha sığınan, ona yönelen, ondan isteyendir. Dünyada da ,ahiretdede rızkı veren
odur. Zahir ve batıni tüm rızıklar ondandır. Dilediğini dilediğine yaptırır. Kullarını vesile kılar ama yapanda, yaptıranda odur. Her şeyi Allahtan
bilmeli, Tüm kötülükleri kendi nefsimizden bilmeliyiz.
Ayeti kerimede:
Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. İnsan 30).
Yapmak şöyle dursun, dilemek dahi mümkün değildir. Lütufkâr olan Rabbimize hamd olsun.
Mütekebbir olan Yüce Rabbimizin şanı ne Yücedir.
Elhamdülillahi Rabbil Alemin.