Kimlik alan
3839 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ne sükürrüce (denilen tahta sofra) üzerinde yemek yediğini, ne ona inceltilmiş (yufka) ekmek yapıldığını ve ne de yemek masası (hıvan) üzerinde yemek yediğini hatırlamıyorum.” Enes'in bu sözünü rivayet eden Katade'ye “Pekiyi neyin üzerinde yemek yiyorlardı?” diye sorulmuştu. “Sofralar üzerinde” diye cevap verdi.”"
3840 "Ebu Hazım rahimehullah anlatıyor: “Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a sordum: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiç (kepeksiz has undan yapılmış) beyaz ekmek yedi mi?” Bana şu cevabı verdi: “Hayır! Resûlullah aleyhissalatu vesselam Allah'ın O'nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç beyaz ekmek görmedi.” Ben tekrar sordum: “Elekleriniz var mıydı?” “Hayır!, dedi, Aleyhissalatu vesselam Allah'ın kendisini peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kkadar hiç elek görmemiştir.” “Öyleyse, dedim, siz arpa ununu elemeden nasıl yiyebiliyordunuz?” “Arpayı öğütüyorduk, sonra üflüyorduk, üfrüğümüzün tesiriyle uçabilen (kepek) uçuyor geri kalan kısmına su katıp (hamur yapıyor) ve yiyorduk” diye cevap verdi.”"
3841 "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında yemeğe oturunca, Resûlullah aleyhissalatu vesselam yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk. Derksen bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: “Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.” “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladı.”"
3842 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kim bir şey yerse “Bismillah (Allah'ın adıyla)” desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (başında da sonunda da Bismillah).” Yine Hz. Aişe demiştir ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu.”"
3843 "Vahşi İbnu Harb an ebihi an ceddihi Vahşi İbnu Harb el-Habeşi anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı dediler ki: “Ey Allah'ın Resûlü! biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım)?” Bunun üzerine, Resûlullah: “Ayrı ayrı yemekte olmayasınız?” diye sordu. “Evet” dediler. Resûlullah da: “Öyleyse yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemeğe Allah'ın ismini zikrederek (Bismillahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır.”"
3844 "Ümmeyye İbnu Mahşiyy radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam otururken bir adam besmele çekmeden yemek yiyordu. Yemeğini yemiş, geriye tek lokması kalmıştı. Onu ağzına kaldırırken: “Bismillahi evvelehu ve ahirehu” dedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam güldü ve: “Şeytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki Allah'ın ismini zikretti, karnındakileri hep kustu!” buyurdu.”"
3845 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor. “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avanelerine): “Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok!” der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avenelerine): “Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değil!” der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken “Bismillah!” diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine): “Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!” der.”"
3846 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kimse sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer.”"
3847 "Seleme İbnu'l-Ekva' radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında bir adam sol eliyle yemek yemişti. “Sağınla ye!” ferman buyurdu.. Adam: “Yiyemiyorum!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Yiyemez ol! Onu böyle demeye kibri sevketti!” buyurdular. Bundan sonra elini ağzına kaldıramadı.”"
3848 "Ömer İbnu Ebi Seleme radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana ikazda bulundu: “Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye!” Bundan sonra hep böyle yedim.”"
3849 "Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb babasından naklediyor: “Kavmim Beni Mürre İbnu Abid, benimle mallarının sadakasını Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gönderdi. Medine'ye gelince O'nu aleyhissalatu vesselam Muhacir ve Ensar'ın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anha'nın evine götürdü. Varınca: “Yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Bize, içerisinde bolca serid ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. Resûlullah aleyhissalatu vesselam önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: “Ey İkraş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)” buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye balşadım. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da: “Ey İkraş! Dilediğin yerinden (alıp) ye. Çünkü (tabağın içendekilerin hepsi) aynı çeşit değil” buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elini yıkadı elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını meshette ve: “Ey İkraş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken) abdesttir” buyurdu.”"
3850 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bereket yemeğin ortasına iner. Öyleyse kenarlardan yiyin, ortadan yemeyin.”"
3851 "Ebu Davud'daki rivayet şöyledir: “Sizden biri, bir yemek yeyince yemek kabının üstünden yemesin, aşağısından yesin. Zira, bereket üstünden iner.”"
3852 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır.”"
3853 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eti bıçakla kesmeyin. Çünkü bu, yabancıların işidir. Siz dişlerinizle kemirerek yiyin. Çünkü bu, sıhhat ve afiyet için daha iyidir.”"
3854 "Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ben dayanarak yemem.”"
3855 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı çömelir vaziyette durup hurma yerken gördüm.”"
3856 "Ebu Davud'da gelen diğer bir rivayette: “Resûlullah'a bayat bir hurma getirilmişti. Kurtları çıkarmak için kontrol etmeye başladı.”"
3857 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin.”"
3858 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam, parmakların ve kapların yalanmasını emretti ve dedi ki: “Siz, bereketin, yemeğinizin hangi (parça)sında olduğunu bilemezsiniz. Öyleyse birinizin lokması düşecek olursa, onu alıp, bulaşan ezayı temizlesin, sakın şeytana terketmesin. Parmaklarını yalamadıkça elini mendille de silmesin. Zira o, taamınnızın hangisinde bereket bulunduğunu bilemez.”"
3859 "Rezin, Hz. Enes radıyallahu anh'tan yaptığı bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: “Zira yemek kabı, kendisini yalayıp yıkayana istiğfarda bulunur ve: “Beni şeytandan kurtardığın gibi, Allah da seni ateşten kurtarsın” der.”"
3860 "Hz. Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Tevrat'ta okudum; “Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır” diyordu. Bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a söyledim: “Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!” buyurdular.”"
3861 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şeytan muhakkak ki hassastır, cidden pek hassastır. Kendinizi ondan sakındırın. Kim elinde et kokusu olduğu halde geceler, sonra da kendisine bir fenalık ulaşırsa sakın ha nefsinden başkasını suçlamasın.”"
3862 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir gün heladan çıkmıştı. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu. Ashabtan bazısı:)” Size abdest suyu getirmeyelim mi?” dediler. Onlara: “Namaza kalkınca abdest almakla emrolundum!” cevabını verdi..”"
3863 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kafir bir misafir ağırlamıştı. Derhal onun için bir keçinin sağılmasını emretti. Keçi sağıldı. Kafir sütünü içti. Sonra diğer bir keçinin daha sağılmasını emretti. (Adam doymadı). Bu sûretle tam yedi keçinin sütünü içti. Adam yatıp, sabah olunca müslüman oldu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir keçi sağılmasını emretti. Sütünü adam içti, sonra ikinci bir başka keçi daha sağıldı. Fakat bunun sütünü tamamen içemedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Mü'min bir mideye içer, kafir ise yedi mideye içer” buyurdular.”"
3864 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter.”"
3865 "Müslim ve Tirmizi'de gelen bir diğer rivayet Cabir'den olup şöyledir: “İki kişilik yiyecek dört kişiye de yeter, dört kişilik yemek sekiz kişiye de yeter.”"
3866 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “(Bir zat) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında öğürmüştü, ona: “Öğürtünü bizden uzak tut. Zira, dünyada insanların en çok doymuş olanları, Kıyamet günü en çok aç kalacak olanlardır” buyurdular.”"
3867 "Mikdam İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine (tahsis etsin, üçte birden fazlasına yemek koymasın).”"
3868 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir avuç çürük hurma ile de olsa akşam yemeği yeyin. Zira akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir.”"
3869 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi. (yemezdi).”"
3870 "Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.”"
3871 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam cüzzamlı bir kimsenin elinden tuttu ve kendisiyle birlikte elini tabağa koydu, sonra da: “Allah'a güvenerek ve O'na tevekkül ederek ye!” buyurdu.” Rezin şunu ilave etti: “Bunu Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhüma da yaptılar ve aynı şeyleri söylediler.”"
3872 "Şerid İbnu Süveyd radıyallahu anh anlatıyor: “Sakif hey'eti arasında bir de cüzzamlı vardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona bir haber göndererek: “Biz seninle bey'atımızı yaptık, sen hemen geri dön!” buyurdular.”"
3873 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine, ilk çıkan turfanda meyve getirildi de, o zaman şöyle dua ederdi: “ Allah'ım Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi, müdd'ümüzü, sa'mızı mübarek kıl, bereketlerini kat kat artır.” Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.”"
3874 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Ashab bir koyun kesmişti. Bu sırada bir dilenci geldi. Etten bir miktar verdiler. Derken başka gelenler oldu, onlara da verdiler. Geriye yine de et kaldı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam sordu: “Koyundan geri ne kaldı?” “Sadece omuzu kaldı!” dediler. Aleyhissalatu vesselam ise: “Omuzu hariç geri tarafı kaldı!” buyurdular.”"
3875 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh'ın bana bildirdiğine göre, Halid, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte, Resûlullah'ın zevceleri Meymûne radıyallahu anha'nın yanına girerler. -Meymuna hem onun ve hem de İbnu Abbas'ın teyzeleri idi. Meymûne'nin yanında kızartılmış bir keler görürler. Bunu, Necid'den, kız kardeşi Hufeyde Bintu'l-Haris getirmişti. Meymûne radıyallahu anha keleri Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın önüne sürdü. Önüne bir yemek çıkarılıp da ondan bahsedilmeyip ve isminin de zikredilmediği durum nadirdi. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam kelere elini uzatmıştı ki.) orada hazır bulunan kadınlardan biri: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a takdim ettiğiniz şeyden haber verin, ne olduğunu söyleyin!” dedi. Bunun üzerine: “O kelerdir!” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (uzatmış olduğu) elini derhal geri çekti. Halid radıyallahu anh: “Bu haram mıdır, ey Allah'ın Resulü?” dedi. Resûlullah: “Hayır, ancak o benim kavmimin diyarında bulunmuyor. Bu sebeple (onu yemeye alışkın değilim), içimde tiksinme hissediyorum!” buyurdular. Halid radıyallahu anh der ki: “Ben keleri (önüme) çekip yedim. Resulullah bakıyor fakat beni yasaklamıyordu.”"
3876 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “Bir bedevi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: “Ben keleri bol olan bir bölgede yaşıyorum. Keler ailemin yiyeceğinin ekseriyetini teşkil ediyor (bunun bir mahzuru var mı; ne buyurursunuz?” diye sordu. Ama Resûlullah cevap vermedi. Biz: “Tekrar sor!” dedik. O tekrar sordu. Resulullah cevap vermedi. Adam üçüncü sefer sordu. Üçüncüde Resulullah adama seslenip yanına çağırdı ve: “Ey bedevi! dedi, Allah, Beni İsrail'den bir boya la'net etti veya gadab etti. (Ceza olarak) onları yeryüzünde yürüyen hayvanlar haline çevirdi. Bilemem, ola ki bu, o lanete uğrayan meshe uğrayan kimselerdendir. Bu sebeple ondan ne yerim ne de yiyenleri men ederim!”"
3877 "Halid İbnu'l-Huveyris radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya gelip: “Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?) diye sordu. Abdullah: “Tavşan Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu” dedi.”"
3878 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Yürüdük ve Merri'z-Zahran'dan bir tavşan kaldırdık. Arkadaşlarımız peşinden koştular ve (sonunda yakalamaktan) aciz kaldılar. Bu sefer ben koştum, yetiştim ve yakaladım. Onu (babalığım) Ebu Talha radıyallahu anh'a getirdim. O, tavşanı keskin bir taşla kesti. Budunu benimle Resûlullah'a gönderdi. Resûlullah onu yedi.” Enes'e: “Yedi mi, (gördün mü yediğini?)” diye sorulmuştu. Yani kabul etti” dedi.”"
3879 "Abdurrahman İbnu Ebi Ammar rahimehullah anlatıyor: “Hz. Cabir radıyallahu anh'a: “Sırtlan av mıdır?” diye sordum. “Evet!” dedi. Ben tekrar: “Etini yiyeyim mi?” dedim. “Evet!” dedi. “Bu cevap Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan mıdır?” dedim.” “Evet!” dedi..”"
3880 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Cabir radıyallahu anh der ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sırtlandan sordum. Bana: “O, av (hayvanı)dır, ihramlı avlanacak olursa koç da aynı hükme dahil edilir.”"
3881 "Huzeyme İbn Cez'i radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sırtlan hakkında (eti helal mi?)” diye sordum. “Sırtlanı yiyen biri de var mı?” dedi. Bunun üzerine kurdun etinin yenmesini sordum. “Kendisinde hayır olup da kurdu yiyen biri var mı?” diye cevap verdi.”"
3882 "Nemletü'l-Ensari anlatıyor: “İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya kirpiden sorulmuştu. (Cevaben) şu ayeti okudu. (Mealen): “(Ey Muhammed) de ki: “Bana vahyolunandan leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbim bağşlar ve merhamet eder” (En'am 146). Ancak, yanında bulunan bir yaşlı dedi ki: “Ben Ebu Hüreyre radıyallahu anh'ı dinledim, demişti ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında kirpinin zikri geçmişti: “O habislerden bir habistir (eti) yenmez” buyurdular.” Bunun üzerine İbnu Ömer radıyallahu anhüma: “Eğer bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam söyledi ise, bu (kirpinin hükmü), biz bilmesek de O'nun dediği gibidir” dedi.”"
3883 "Sefine radıyallahu anh anlatıyor: “Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte toy (denen kuş)un etini yedim.”"
3884 "İbnu Ebi Evfa radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile beraber (altı veya yedi sefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Aleyhissalatu vesselam'la birlikte çekirge yedik.”"
3885 "Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a çekirgeden sorulmuştu: “Onlar, Allah'ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne de haram kılarım” buyurdular.”"
3886 "Rezin rahimehullah Hz. Cabir radıyallahu anh'tan naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam çekirgelere beddua etti ve dedi ki: “Allah'ım! Çekirgeleri helak et, büyüklerini öldür, küçüklerini helak et, nesillerini kes, ağızlarını geçimliğimiz ve rızkımızdan (uzak) tut. Sen duaları işitensin.” (Orada bulunan) bir adam: “Ey Allah'ın Resûlü! Çekirgelere nasıl böyle beddua ediyorsunuz, onlar ki Allah'ın ordularından bir ordudur” dedi. Aleyhissalatu vesselam da cevaben: “Çekirge, denizdeki bir balığın hapşırığıdır” buyurdular.”"
3887 "Esma Bintu Ebi bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: “biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir at kestik. O zaman Medine'de idik. Hepimiz onu yedik.”"
3888 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam pislik yiyen (cellale) deveye binmekten ve sütünü içmekten men etti.”"
3889 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam öldürülmek için hedef ittihaz edilmiş (ve mücesseme denilen) hayvanın yenilmesini, pislik yiyen (ve cellale denen) hayvanın yenilmesini, sütünün içilmesini ve su tuluğunun ağzından su içilmesini yasakladı.”"
3890 "Zehdem İbnu Mudrib anlatıyor: “Ebu Musa radıyallahu anh'a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (Ebu Musa): “Neyin var?” diye sordu. Adam: “Ben onu (pis bir şeyler yerken) gördüm ve tiksindim ve yememeye yemin ettim” cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: “Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı (cellale'yi) yerken gördüm” dedi ve adama, yemini için kefarette bulunmasını emretti.”"
3891 "Hilkam İbnu Telib rahimehullah babasından naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la arkadaşlık yaptım, yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiç işitmedim.”"
3892 "Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam beraberinde ailesi ve çocukları olduğu halde Harra'ya indi. Bir adam: “Bir devem kayboldu, onu bulacak olursan yakalayıver” dedi. adam onu buldu ama sahibini bulamadı. Deve hastalandı. Adamın karısı: “Onu kes (de mundar ölmesin)” dedi. Ama erkek kabul etmedi. Deve öldü. Kadın bu sefer: “Derisini soy da etini, yağını kadid yapalım (güneşte kurutalım) ve yiyelim” dedi. Adam: “Hele, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir soralım (da söylediklerini sonra yapalım!)” dedi. Ona gelip sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Seni ondan müstağni kılacak bir zenginliğin var mı?” diye sordu. Adam: “Hayır! yok” dedi. Resulullah da: “Öyleyse onu yiyin” buyurdu. Ravi der ki: “Sonra devenin sahibi geldi. Durum kendisine anlatıldı. “Deveyi kesmedin mi?” dedi. Adam: “Senden utandım!” cevabında bulundu.”"
3893 "El-Fucey' el-Amiri radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resûlü dedim, meyteden bize helal olan (miktar) nedir?” “Yiyeceğiniz ne (miktarda)dır” diye sordu. Biz: “Akşam ve sabah yiyoruz” diye cevap verdik.” Ebu Nuaym Mevla Ukbe der ki: “Ukbe bana bu ifadeyi açıkladı: “Bir bardak sabahleyin, bir bardak da akşam vakti demektir.” Dedi ki: “Durum bu, babamın hayatına yemin olsun bu yetmez!” Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam mezhur durumda meyteyi yemelerine ruhsat tanıdı.”"
3894 "Eslem Mevla Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ömer'e: “Binekler arasında kör bir deve var!” dedim. Bana: “Onu bir aileye ver, ondan istifade etsinler” dedi. ben “O kör olduğu halde (ondan istifade mi olur)?” dedim. “Onu deve sürüsüne katsınlar (otlamaya sürsünler)” dedi. Ben: “İyi ama arazide nasıl yayılacak?” dedim. “Bu hayvan cizye devesi mi sadaka devesi mi?” diye sordu. Ben, “cizye devesi!” deyince: “Vallahi siz bunu yemek istiyorsunuz” dedi. Ben de: “Üzerinde cizye devesi mührü var?” dedim. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh devenin kesilmesini emretti ve kesildi. Hz. Ömer'in yanında dokuz adet tabak vardı. Meyve, çerez her ne olsa ondan bu tabaklara koyup Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerine gönderirdi. Bu gönderdiklerinin en sonuncusu, kızı Hafsa'ya gönderdiği olurdu. Eğer bunda eksiklik olursa, kendi hissesinden tamamlardı. İşte bu devenin etinden de o tabaklara koydu ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerine gönderdi. Bu devenin etinden arta kalanın yemek yapılmasını emretti. Sonra Muhacir ve Ensar'ı ondan yemeye davet etti.”"
3895 "Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Etten sakının. Çünkü onun hamr (içki) gibi tiryakiliği var. Ayrıca Allah, eti çok yiyen aile halkına buğzeder.”"
3896 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Ben çarşıdan et almış hamala vermiş eve dönüyordum. Hz. Ömer radıyallahu anh yolda bana yetişip: “Bu da ne?” diye sordu. “Canımız et çekmişti, gidip bir dirhemlik et satın aldım” dedim. Bunun üzerine: “Canın bir şey çektikçe gidip ondan alıyor musun? Herkese, israf olarak, canının her istediğini yemesi yeter!” diye çıkıştı.”"
3897 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim sarımsak veya soğan yerse bizden uzak dursun -veya mescidimizden uzak dursun- evinde otursun.” Bazan Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a içerisinde yeşil sebzeler bulunan tencere getirilirdi de onda koku bulur ve (ne olduğunu) sorardı. Kendisine sebze nev'inden ne olduğu haber verilince, tencereyi, beraberindeki arkadışlarından birini göstererek ona vermelerini söylerdi. Aleyhissalatu vesselam, onun yemekten çekindiğini görünce: “Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim, senin konuşmadığın (meleklerle) konuşuyorum” derdi.”"
3898 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Biz çiğ olarak sarımsak yemekten yasaklandık.”"
3899 "Ebu Ziyad Hıyar İbnu Seleme anlatıyor: “ Hz. Aişe radıyallahu anha'ya soğan hususunda sordum. Şu cevabı verdi: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın en son yediği yemekte soğan vardı.”"
3900 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kimse kardeşinin hayvanını, iznini almadan sağmasın. Sizden kim, odasına başkalarının girip hazinelerini kırmasından, yiyeceklerini saçıp dağıtmasından hoşlanır? Tıpkı bunun gibi, hayvanlarının memeleri de onlar için yiyeceklerinin hazineleri durumundadır. Öyleyse kimse izin almadan başkasının hayvanını sağmasın.”"
3901 "Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz bir sürüye uğradığınızda, sahibi başında ise izin alsın, izin verirse süt sağıp içsin, sahibi orada yoksa, üç sefer seslensin, cevap verirse izin istesin, cevap vermezse sağsın ve içsin.”"
3902 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir bahçeye girerse (meyvesinden) yesin. Ancak beraberinde götürmesin.”"
3903 "Rafi İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: “Ben (küçükken) Ensar'ın hurmalarını taşlıyordum. Beni yakalayıp Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a götürdüler. “Ey Rafi' niye başkasının hurmalarını taşlıyorsun?” dedi. “Açlık sebebiyle ey Allah'ın Resûlü!” dedim. “Taşlama, kendiliğinden (dibine) düşeni ye!” (deyip) başımı okşadı ve: “Allah seni (hurmaya) doyursun ve suya kandırsın!” buyurdu.”"
3904 "Abbad İbnu Şurahbil anlatıyor: “Kıtlığa uğradım. Bunun üzerine Medine bahçelerinden birine girdim. Başak ovup hem yedim hem de torbama aldım. Derken sahibi gelip beni yakaladı, dövdü, torbamı elimden aldı ve beni Resûlullah'a getirdi. Durumu ona anlattı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam mal sahibine: “Cahilken öğretmedin, açken de doyurmadın!” dedi. Sonra emri üzerine, torbamı saldı. (Sonra Resûlullah) bana bir veya yarım sa' miktarında yiyecek verdi.”"
3905 "Ebu Sa'lebe el-Huşeni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam vahşi hayvanlardan kesici diş (köpek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı.” Müslim, Ebu Davud ve Nesai, İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette şu ziyadeyi kaydederler: “Her bir pençe sahibi kuşu da...”"
3906 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Cahiliye halkı, bir çok şeyi (helal addedip) yiyor, birçoğunu da pis addederek yemiyordu. Allah Teala hazretleri Resûlünü gönderdi, kitabını indirdi, helalini helal, haramını da haram kıldı. Helal kıldığı helaldir, haram kıldığı da haramdır, sükut buyurduğu da aff (edilmiş)dir.” İbnu Abbas, sonra şu ayet-i kerimeyi okudu: “(Ey Muhammad!) De ki: “Bana vahyolunanda, leş, akıatılmış kan, domuz eti, -ki pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, -başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere-bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder” (En'am 145)"
3907 "Kabisa İbnu Hülb babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adamın şöyle sorduğunu işittim: “Bazı yiyecekler var, onları yemekte zorluk çekiyor, (günah mıdır diye korkuyorum)?” Resûlullah aleyhissalatu vesselam da cevaben: “İçinde hiç bir şey sıkıntı olmasın, aksi halde hristiyanlara benzersin.”"
3908 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Vahşilerden, kesici dişi olan her bir hayvanın yenmesi haramdır.”"
3909 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “...vahşilerden kesici dişi olan her bir hayvanın, ve pençesi olan her bir kuşun yenmesini yasakladı.”"
3910 "Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, at, katır ve eşek etini yemeyi yasakladı.”"
3911 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Hayber fethi sırasında gazvede, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte ben de vardım. Bir grup yahudi, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, askerlerin ahırlarına hücum ederek (mallarını yağmalamalarından) şikayet ettiler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine (müslümanlara yönelerek): “(Olamaz!) anlaşma yapılan kimselerin malı onların izni olmadan helal değildir. Ayrıca size ehli eşekler, onların atları, katırları, vahşi hayvanlardan herbir kesici dişi olan, kuşlardan da herbir pençeleri olan haramdır!” buyurdular.”"
3912 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ailesine katık sormuştu. “Yanımızda sirkeden başka bir şey yok!” dediler. Aleyhissalatu vesselam onu istedi ve gelince yemeye başladı. Hem yiyor, hem de: “Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katır! Sirke ne iyi katık!” diyordu.”"
3913 "Hz. Ömer ve Ebu Esid radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zeytinyağını yeyin ve onunla yağlanın. Zira o, mübarek bir ağaçtandır.”"
3914 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir terzi, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı onun adına hazırladığı bir yemeğe davet etti. Beraberinde ben de gittim. (Ev sahibi sofraya) arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş et) getirdi. Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri kabağı sevmeye devam ediyorum.”"
3915 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Tebük'te Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hrıstiyanların yaptığı peynir (kalıbı) getirilmişti. Bir bıçak istedi. Besmele çekip kesti ve yedi.”"
3916 "Yusuf İbnu Abdillah İbni Selam radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir miktar arpa (ekmeği) aldı. Üzerine bir hurma koydu ve: “Bu şuna katıktır!” buyurdu.”"
3917 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kavunu taze hurma ile yer ve: “Bunun hararetini şunun serinliğiyle, şunun serinliğini de bunun hararetiyle kırıyoruz!” buyurdu.”"
3918 "Sahiheyn ve Ebu Davud'da, Abdullah İbnu Ca'fer radıyallahu anhüma'nın şöyle dediği gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm.”"
3919 "Ebu Davud, Hz. Aişe radıyallahu anha'dan şunu kaydeder: “Annem, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la evleneceğim zaman beni şişmanlatmak istedi. Ancak bana hurma ile birlikte salatalık yedirinceye kadar arzu ettiği diğer şeylerden (ilaçlardan) hiçbirine icabet edemedim. O ikisinden (muntazaman yemeye devam edince) güzel bir şişmanlık kazandım.”"
3920 "Büsr es-Sülemi'nin iki oğlu radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza girdi. Biz kendilerine tereyağı ve hurma ikram ettik. Aleyhissalatu vesselam yağla hurmayı severdi.”"
3921 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam helva ve balı severdi.”"
3922 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın en çok sevdiği yiyecek ekmekten yapılan tirid ve hays'dan yapılan tirid idi.”"
3923 "Abdullah el-Müzeni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz et satın alınca suyunu biraz fazla kılsın. (Yemek sırasında) yiyenlerin çokluğu sebebiyle ete rastlamayıp suya rastlasa (bu ona yeterlidir), zira su da, iki etten biri olmuştur.”"
3924 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısmı sunuldu. Aleyhissalatu vesselam budu severdi. Bu bud gelince hemen ondan ısırarak yedi.”"
3925 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Koyunun ön budu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hoşuna giderdi. (Bir defasında) ön buda zehir konuldu. Bu zehiri yahudilerin koyduğu görüşündeydi.”"
3926 "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Biz cuma günü olunca sevinirdik. Çünkü bizim yaşlı bir kadın akrabamız vardı. Pazı kökü bulur, tencereye koyar, üzerine de arpa öğütüp ilavede bulunurdu. Vallahi, bunun içinde ne kuyruk yağı ne de iç yağı olurdu. Cuma namazını kıldık mı, mescidden ayrılır, o ihtiyar kadına selam verip hanesine girerdik. O da mezkur yemeği önümüze koyardı. İşte bu sebeple biz cuma olunca sevinirdik.”"
3927 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Merri'z-Zahran'da erak ağacının kebas denilen meyvesinden topladığımızı hatırlıyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam o zaman bize: “Siyahlarını toplayın, onlar daha iyidir!” tavsiyesinde bulunmuştu. Ben kendilerinden “Siz koyun da güttünüz mü?” diye sordum. “Hiç koyun gütmeyen peygamber var mı?” cevabında bulundu.”"
6917 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Selamı yaygınlaştırın, yemek yedirin, Allah Teala hazretlerinin size emrettiği şekilde kardeşler olun!”"
6918 "Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Muhakkak ki bir kişilik yemek iki kişiye yeter, iki kişilik yemek de üç ve dört kişiye yeter. Dört kişilik yemek de beş-altı kişiye yeter.”"
6919 "Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, evinin hayır ve bereketini Allah Teala hazretlerinin artırmasını diliyorsa, yemeğe otururken ve yemekten kalkarken ellerini yıkasın.”"
6920 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam heladan çıkmışlardı. Bu esnada bir yemek getirildi. Bir adam: “Ey Allah'ın Resulü! Size abdest suyu getirmeyeyim mi?” dedi. Efendimiz: “Namaz mı kılacağım ki, (şimdilik gerek yok)” buyurdular.”"
6921 "Abdullah İbnu Büsr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir koyun (parçası) hediye etmiştim. Aleyhissalatu vesselam onu yemek üzere, dizlerinin üzerine oturdu. Bir bedevi: “Bu ne biçim oturuştur?”dedi. Resûlullah: “Allah beni mütevazi bir kul olarak yarattı, kibirli, kasılan biri yapmadı” diye cevap verdi.”"
6922 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir defasında) Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek (hazır) yemeği iki lokmada ye(yip bitir)di. Resulullah aleyhissalatu vesselam: “Eğer bu (müsafir) “Bismillah” deseydi, (yemek) hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit “Bismillah” desin: Yemeğin başında “Bismillah” demeyi unutacak olursa, (hatırlayınca) “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (başında da sonunda da bismillah)” desin!” buyurdular.”"
6923 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Herbiriniz sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin, sağ eliyle alsın, sağ eliyle versin. Zira şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir, sol eliyle alır” buyurdular.”"
6924 "İlbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sofra konulunca, herkes kendi önünden yesin, sofra arkadaşının önünden almasın.”"
6925 "Vasile İbnu'l-Eska el-Leysi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, tirit (tabağın)ın ortasına elini koyup: “Bismillah diyerek etrafından (kendinize yakın yerinden) yiyin, orta kısmını bırakın. Zira yemeğe bereket ortasından gelir” buyurdular.”"
6926 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Birinize, hizmetçisi, (hazırlamak için) zahmetini ve hararetini çektiği bir yemek getirdiği vakit, onu da çağırsın ve kendisiyle beraber o da yesin. Eğer bunu yapmazsa, hiç olsun bir lokma alıp eline koysun.”"
6927 "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam sofra kaldırılıncaya kadar yemeğin başından kalkılmasını yasakladı.”"
6928 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sofra kuruldumu, hiç kimse sofra toplanıncaya kadar yemekten kalkmasın. Doysa bile, herkes bırakmadan, yemekten elini çekmesin, yemeye devam etsin. Zira kişi (erken çekilirse) arkadaşını mahçup eder, o da bırakır. Halbuki arkadaşının daha yemeye ihtiyacı vardır.”"
6929 "Esma Bintu Yezid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir yemek getirilmişti. Bize de teklif edildi. “İştihamız yok” dedik. Aleyhissalatu vesselam: “Açlıkla yalanı birleştirmeyiniz” buyurdular.”"
6930 "Abdullah İbnu'I-Haris İbnu Cez ez-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında mescidde ekmek ve et yerdik.”"
6931 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Annem Ümmü Süleym Resulullah aleyhissalatu vesselam'a benimle bir sepet taze hurma gönderdi ama evinde bulamadım. Bana bir azadlısının kendisi için hazırladığı bir yemeğe çağrıldığını, oraya gittiğini söylediler. Yanına ben de gittim. Yemeğini yemekte idi. Aleyhissalatu vesselam kendisiyle beraber yemem için beni de çağırdı.” Enes devamla der ki: “(Ev sahibi) etli ve kabaklı bir tirid hazırlamıştı. Meğer Aleyhissalatu vesselam kabağı severmiş. Ben (bunu görünce) kabağı toplayıp Aleyhissalatu vesselam'ın önüne yakın bırakmaya başladım. Yemeği yediğimiz zaman Aleyhissalatu vesselam evine döndü. (Ben de hurma) sepetini önüne sürdüm. Resûlullah hurmayı yemeye ve taksim etmeye başladı, sepetteki hurmayı böylece bitirdi.”"
6932 "Cabir (İbnu Tarik) radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın evinde huzurlarına çıktım. Yanında şu kabak vardı. “Bu nedir?”diye sordum. “Bu kabaktır, biz bununla yemeğimizi artırıyoruz” buyurdular.”"
6933 "Ebu'd Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dünya ve cennet ehlinin yemeklerinin efendisi ettir.”"
6934 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam davet edildiği her yemeğe mutlaka icabet etti. Bir et hediye getirildiği zaman da mutlaka kabul buyurdu.”"
6935 "Abdullah İbnu Cafer radıyallahu anh, İbnu'z-Zübeyr ve bir grup için boğazladığı bir deveyi ikram ettiği sırada İbnu'z-Zübeyr'e rivayet ettiğine göre: “Bir defasında ashab Aleyhissalatu vesselam'a etyemeği sunarlarken kendisi Efendimizden şöyle söylediğini işitmiştir: “Etin en güzeli (hayvanın) sırt etidir.”"
6936 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın önünden kebap artığı hiç kaldırılmadı ve beraberinde tüylü yaygı taşınılmadı.”"
6937 "Abdullah İbnu'l-Haris İbnu'l-Cez'ez-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: “(Bir gün) biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte mescidde kızartılmış bir parça et yedik. Sonra ellerimizi çakıllarla silip abdest almadan namaza durduk.”"
6938 "Ebu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelmişti. (Bir müddet) Efendimizle konuştu. Bu sırada adamcağız (duyduğu korkudan) omuzları titremeye başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adama: “Sakin ol! Ben bir kral değilim, ben kadid (güneşte kurutulmuş et) yiyen bir kadının oğluyum” buyurdular.”"
6939 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Katığınızın efendisi tuzdur” buyurdular."
6940 "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zeytinyağını yiyin ve onu (bedeninize) sürünün. Çünkü o, mübarektir.”"
6941 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kendisine süt sunulduğu vakit: “(Süt) bir berekettir” veya “(Süt) iki berekettir” derdi.”"
6942 "Ubeydullah İbnu Ali İbni Ebi Rafi'in nenesi -ve Ebu Rafi'in karısı- Selma radıyallahu radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İçerisinde kuru hurma olmayan bir ev, içerisinde yiyecek maddesi olmayan bir ev gibidir.”"
6943 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Yaş hurmayı kuru hurmayla birlikte yiyin. Eski hurmayı yeni hurmayla beraber yiyin. Zira şeytan (böyle yapmanıza) kızar ve: “Ademoğlu, eskiyi yeni ile beraber yiyecek kadar (hayatta) kaldı” der.”"
6944 "Hz. Ebu Bekr'in azadlısı Sa'd radıyallahu anhüma ki bu Sa'd “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hizmet ediyordu ve Aleyhissalatu vesseIam onun hizmetini beğeniyordu- anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hurma yerken (açgözlülükle) ikran yapmayı (ikişer ikişer yemeyi) yasakladı.”"
6945 "Ebu Hazım anlatıyor: “Ben Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a: “Sen has undan yapılmış beyaz ekmek gördün mü?” diye sormuştum. Sehl: “Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat edinceye kadar, beyaz ekmek görmedim” dedi. Ben tekrar: “Resûlullah zamanında ashabın eleği var mıydı?” dedim. “Aleyhissalatu vesselam vefat edinceye kadar elek görmedim” dedi. “Öyleyse elenmemiş arpa ekmeğini nasıl yiyordunuz?” dedim. “Biz onu üflerdik, içindeki kepekten uçan uçardı. Kalan (kepek)leri de su ile yumuşatıp yoğururduk” cevabını verdi.”"
6946 "Ümmi Eymen radıyallahu anha'nın anlattığına göre: “Kendisi bir unu eleyip ondan Aleyhissalatu vesselam için ekmek yapmıştır. Resûlullah: “Bu nedir?” diye sormuş, o da: “Bu bizim diyarda yaptığımız bir yiyecektir. Ben ondan sizin için bir ekmek yapmak arzu ettim” demiştir. Aleyhissalatu vesselam da: “Şu eleyip ayırdığın kepeği, öbürüne (un kısmına) geri kat, sonra yoğur (ve ekmek yap)” buyurmuştur.”"
6947 "Ata anlatıyor: “Ebu Hureyre radıyallahu anh (bir ara) kavmini ziyaret etmişti. -Ravi der ki: “Köyü de zannedersem Yuna idi- Köylüler kendisine evvelkilerin yufka ekmeğinden bir yufka getirmişlerdi. Ebu Hureyre ekmeği görünce ağladı ve “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şu (lüks) ekmeği gözleriyle hiç görmedi” dedi.”"
6948 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Falüzeci ilk işitmem şöyle oldu: “Cebrail aleyhisselam Resûlullah'a gelip: “Ümmetine yeryüzü açılacak. O zaman onlara dünyalık bol bol akacak. Öylesine akacak kifalüzec bile yiyecekler” dedi. Bunun zerine Aleyhissalatu vesselam: “Falüzec nedir?” diye sormuş, Cebrail aleyhisselam: “Yağ ve balı karıştırıp yapılan helva” diye açıklamıştır. Resûlullah bu haber karşısında hıçkıra hıçkıra ağlamıştır.”"
6949 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yün (elbise) giydi, yamalı papuç giydi.” Enes şunu da ilave etti: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam 'beşi ' yemeği yedi ve sert elbise giydi.” (Enes'in ravisi) Hasen'e soruldu: “Beşi' dediğin yemek nedir?” O şu cevabı verdi: “Arpanın iri öğütülmüşüdür, ağızdaki lokmayı kişi, ancak bir yudum su ile yutabilirdi.”"
6950 "Atiyye İbnu Amir el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: “Selman radıyallahu anh, yemek yerken, biraz daha yemesi için ısrar edilince şöyle demişti: “(Yediğim miktar) bana yeter. Zira ben Aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Buyurmuşlardı ki: “Dünyada insanların doyasıya en çok yiyeni, Kıyamet günü açlığı en uzun olacaktır.”"
6951 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Her iştiha duyduğunu yemen israftandır.”"
6952 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hücreme girmişlerdi. Atılmış bir ekmek parçası gördüler. Hemen onu alıp silerek yediler ve: “Ey Aişe! Kerim olana ikram et! (Yani kıymetli olan ekmeğe hürmet et!) Zira şu ekmek, bir kavme nefret edip kaçmışsa bir daha dönmemiştir” buyurdular.”"
6953 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allahım, açlıktan sana sığınırım. Çünkü o, en kötü yatak arkadaşıdır. Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o, çok kötü iç duygusudur.”"
6954 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Akşam yemeğini bırakmayın, bir avuç hurma ile de olsa akşamı yiyin. Çünkü akşamın terki insana (erken) ihtiyarlık getirir.”"
6955 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hayır, misafir ağırlanan eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”"
6956 "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hayır, içerisinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”"
6957 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Adamın misafirini kapıya kadar uğurlaması sünnettendir.”"
6958 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Babam Ömer yanıma girmişti. Ben o sırada sofradaydım. Sofranın başında kendisine yer açtık. (Babam oturdu ve:) “Bismillah” dedi. Sonra elini yemeğe vurup bir lokma aldı. Sonra bir lokma daha alarak ikiledi. Sonra da: “Ben bu yemekte bir yağ tadı aldım. Bu, etin yağının tadı değildir” dedi. Ben: “Ey mü'minlerin emiri! Ben semiz et almak için çarşıya çıkmıştım. Pek pahalı buldum. Bunun üzerine, bir dirhemlik zayıf et aldım. Ona bir dirhemlik de yağ ilave ettim. Böylece bütün aile fertlerinin kemiklerden faydalanmasını arzu ettim” dedim. (Babam) Ömer dedi ki: “Bu iki şey, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın sofrasında asla biraraya gelmediler. Efendimiz birini yediyse diğerini tasadduk etti.” Ben: “AI! ey mü'minlerin emiri. Ben bir kere yapmış bulundum. Bundan böyle bu iki şey benim soframda da asla beraber bulunmayacak!” dedim. Babam yine de: “Hayır! Ben bunu yapamam!” dedi (ve yemedi).”"
6959 "Ukbe İbnu Amir el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ashabına: “Soğan yemeyin!” dedi. Arkadan gizli (yani alçak sesli) bir kelime ile “çiğ” demiştir.”"
6960 "Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Taiften üzüm hediye gelmişti. Beni çağırıp: “Şu salkımı al anana götür!” dedi. Aldım, ama anneme ulaştırmazdan önce yiyip bitirdim. Birkaç gece sonra karşılaşmıştık. Bana: “Salkımı ne yaptın, annene götürdün mü?” dedi. “Hayır!” dedim. Bunun üzerine beni Guder (vefasız) diye tesmiye buyurdu.”"
6961 "Talha radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girmiştim. Elinde ayva vardı. Bana: “Ey Talha! Şunu al, (ye)! Çünkü bu, kalbe rahatlık verir” buyurdular.”"
3839 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ne sükürrüce (denilen tahta sofra) üzerinde yemek yediğini, ne ona inceltilmiş (yufka) ekmek yapıldığını ve ne de yemek masası (hıvan) üzerinde yemek yediğini hatırlamıyorum.” Enes'in bu sözünü rivayet eden Katade'ye “Pekiyi neyin üzerinde yemek yiyorlardı?” diye sorulmuştu. “Sofralar üzerinde” diye cevap verdi.”"
3840 "Ebu Hazım rahimehullah anlatıyor: “Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a sordum: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiç (kepeksiz has undan yapılmış) beyaz ekmek yedi mi?” Bana şu cevabı verdi: “Hayır! Resûlullah aleyhissalatu vesselam Allah'ın O'nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç beyaz ekmek görmedi.” Ben tekrar sordum: “Elekleriniz var mıydı?” “Hayır!, dedi, Aleyhissalatu vesselam Allah'ın kendisini peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kkadar hiç elek görmemiştir.” “Öyleyse, dedim, siz arpa ununu elemeden nasıl yiyebiliyordunuz?” “Arpayı öğütüyorduk, sonra üflüyorduk, üfrüğümüzün tesiriyle uçabilen (kepek) uçuyor geri kalan kısmına su katıp (hamur yapıyor) ve yiyorduk” diye cevap verdi.”"
3841 "Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında yemeğe oturunca, Resûlullah aleyhissalatu vesselam yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk. Derksen bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: “Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.” “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladı.”"
3842 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kim bir şey yerse “Bismillah (Allah'ın adıyla)” desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (başında da sonunda da Bismillah).” Yine Hz. Aişe demiştir ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu.”"
3843 "Vahşi İbnu Harb an ebihi an ceddihi Vahşi İbnu Harb el-Habeşi anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı dediler ki: “Ey Allah'ın Resûlü! biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım)?” Bunun üzerine, Resûlullah: “Ayrı ayrı yemekte olmayasınız?” diye sordu. “Evet” dediler. Resûlullah da: “Öyleyse yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemeğe Allah'ın ismini zikrederek (Bismillahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır.”"
3844 "Ümmeyye İbnu Mahşiyy radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam otururken bir adam besmele çekmeden yemek yiyordu. Yemeğini yemiş, geriye tek lokması kalmıştı. Onu ağzına kaldırırken: “Bismillahi evvelehu ve ahirehu” dedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam güldü ve: “Şeytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki Allah'ın ismini zikretti, karnındakileri hep kustu!” buyurdu.”"
3845 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor. “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avanelerine): “Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok!” der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avenelerine): “Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değil!” der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken “Bismillah!” diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine): “Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!” der.”"
3846 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden kimse sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer.”"
3847 "Seleme İbnu'l-Ekva' radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında bir adam sol eliyle yemek yemişti. “Sağınla ye!” ferman buyurdu.. Adam: “Yiyemiyorum!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Yiyemez ol! Onu böyle demeye kibri sevketti!” buyurdular. Bundan sonra elini ağzına kaldıramadı.”"
3848 "Ömer İbnu Ebi Seleme radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana ikazda bulundu: “Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye!” Bundan sonra hep böyle yedim.”"
3849 "Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb babasından naklediyor: “Kavmim Beni Mürre İbnu Abid, benimle mallarının sadakasını Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gönderdi. Medine'ye gelince O'nu aleyhissalatu vesselam Muhacir ve Ensar'ın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anha'nın evine götürdü. Varınca: “Yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Bize, içerisinde bolca serid ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. Resûlullah aleyhissalatu vesselam önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: “Ey İkraş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)” buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye balşadım. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da: “Ey İkraş! Dilediğin yerinden (alıp) ye. Çünkü (tabağın içendekilerin hepsi) aynı çeşit değil” buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elini yıkadı elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını meshette ve: “Ey İkraş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken) abdesttir” buyurdu.”"
3850 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bereket yemeğin ortasına iner. Öyleyse kenarlardan yiyin, ortadan yemeyin.”"
3851 "Ebu Davud'daki rivayet şöyledir: “Sizden biri, bir yemek yeyince yemek kabının üstünden yemesin, aşağısından yesin. Zira, bereket üstünden iner.”"
3852 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır.”"
3853 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eti bıçakla kesmeyin. Çünkü bu, yabancıların işidir. Siz dişlerinizle kemirerek yiyin. Çünkü bu, sıhhat ve afiyet için daha iyidir.”"
3854 "Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ben dayanarak yemem.”"
3855 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı çömelir vaziyette durup hurma yerken gördüm.”"
3856 "Ebu Davud'da gelen diğer bir rivayette: “Resûlullah'a bayat bir hurma getirilmişti. Kurtları çıkarmak için kontrol etmeye başladı.”"
3857 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin.”"
3858 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam, parmakların ve kapların yalanmasını emretti ve dedi ki: “Siz, bereketin, yemeğinizin hangi (parça)sında olduğunu bilemezsiniz. Öyleyse birinizin lokması düşecek olursa, onu alıp, bulaşan ezayı temizlesin, sakın şeytana terketmesin. Parmaklarını yalamadıkça elini mendille de silmesin. Zira o, taamınnızın hangisinde bereket bulunduğunu bilemez.”"
3859 "Rezin, Hz. Enes radıyallahu anh'tan yaptığı bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: “Zira yemek kabı, kendisini yalayıp yıkayana istiğfarda bulunur ve: “Beni şeytandan kurtardığın gibi, Allah da seni ateşten kurtarsın” der.”"
3860 "Hz. Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Tevrat'ta okudum; “Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır” diyordu. Bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a söyledim: “Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!” buyurdular.”"
3861 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şeytan muhakkak ki hassastır, cidden pek hassastır. Kendinizi ondan sakındırın. Kim elinde et kokusu olduğu halde geceler, sonra da kendisine bir fenalık ulaşırsa sakın ha nefsinden başkasını suçlamasın.”"
3862 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir gün heladan çıkmıştı. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu. Ashabtan bazısı:)” Size abdest suyu getirmeyelim mi?” dediler. Onlara: “Namaza kalkınca abdest almakla emrolundum!” cevabını verdi..”"
3863 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kafir bir misafir ağırlamıştı. Derhal onun için bir keçinin sağılmasını emretti. Keçi sağıldı. Kafir sütünü içti. Sonra diğer bir keçinin daha sağılmasını emretti. (Adam doymadı). Bu sûretle tam yedi keçinin sütünü içti. Adam yatıp, sabah olunca müslüman oldu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir keçi sağılmasını emretti. Sütünü adam içti, sonra ikinci bir başka keçi daha sağıldı. Fakat bunun sütünü tamamen içemedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Mü'min bir mideye içer, kafir ise yedi mideye içer” buyurdular.”"
3864 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter.”"
3865 "Müslim ve Tirmizi'de gelen bir diğer rivayet Cabir'den olup şöyledir: “İki kişilik yiyecek dört kişiye de yeter, dört kişilik yemek sekiz kişiye de yeter.”"
3866 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “(Bir zat) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında öğürmüştü, ona: “Öğürtünü bizden uzak tut. Zira, dünyada insanların en çok doymuş olanları, Kıyamet günü en çok aç kalacak olanlardır” buyurdular.”"
3867 "Mikdam İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine (tahsis etsin, üçte birden fazlasına yemek koymasın).”"
3868 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir avuç çürük hurma ile de olsa akşam yemeği yeyin. Zira akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir.”"
3869 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi. (yemezdi).”"
3870 "Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.”"
3871 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam cüzzamlı bir kimsenin elinden tuttu ve kendisiyle birlikte elini tabağa koydu, sonra da: “Allah'a güvenerek ve O'na tevekkül ederek ye!” buyurdu.” Rezin şunu ilave etti: “Bunu Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhüma da yaptılar ve aynı şeyleri söylediler.”"
3872 "Şerid İbnu Süveyd radıyallahu anh anlatıyor: “Sakif hey'eti arasında bir de cüzzamlı vardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona bir haber göndererek: “Biz seninle bey'atımızı yaptık, sen hemen geri dön!” buyurdular.”"
3873 "Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine, ilk çıkan turfanda meyve getirildi de, o zaman şöyle dua ederdi: “ Allah'ım Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi, müdd'ümüzü, sa'mızı mübarek kıl, bereketlerini kat kat artır.” Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.”"
3874 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Ashab bir koyun kesmişti. Bu sırada bir dilenci geldi. Etten bir miktar verdiler. Derken başka gelenler oldu, onlara da verdiler. Geriye yine de et kaldı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam sordu: “Koyundan geri ne kaldı?” “Sadece omuzu kaldı!” dediler. Aleyhissalatu vesselam ise: “Omuzu hariç geri tarafı kaldı!” buyurdular.”"
3875 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh'ın bana bildirdiğine göre, Halid, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte, Resûlullah'ın zevceleri Meymûne radıyallahu anha'nın yanına girerler. -Meymuna hem onun ve hem de İbnu Abbas'ın teyzeleri idi. Meymûne'nin yanında kızartılmış bir keler görürler. Bunu, Necid'den, kız kardeşi Hufeyde Bintu'l-Haris getirmişti. Meymûne radıyallahu anha keleri Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın önüne sürdü. Önüne bir yemek çıkarılıp da ondan bahsedilmeyip ve isminin de zikredilmediği durum nadirdi. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam kelere elini uzatmıştı ki.) orada hazır bulunan kadınlardan biri: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a takdim ettiğiniz şeyden haber verin, ne olduğunu söyleyin!” dedi. Bunun üzerine: “O kelerdir!” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (uzatmış olduğu) elini derhal geri çekti. Halid radıyallahu anh: “Bu haram mıdır, ey Allah'ın Resulü?” dedi. Resûlullah: “Hayır, ancak o benim kavmimin diyarında bulunmuyor. Bu sebeple (onu yemeye alışkın değilim), içimde tiksinme hissediyorum!” buyurdular. Halid radıyallahu anh der ki: “Ben keleri (önüme) çekip yedim. Resulullah bakıyor fakat beni yasaklamıyordu.”"
3876 "Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: “Bir bedevi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: “Ben keleri bol olan bir bölgede yaşıyorum. Keler ailemin yiyeceğinin ekseriyetini teşkil ediyor (bunun bir mahzuru var mı; ne buyurursunuz?” diye sordu. Ama Resûlullah cevap vermedi. Biz: “Tekrar sor!” dedik. O tekrar sordu. Resulullah cevap vermedi. Adam üçüncü sefer sordu. Üçüncüde Resulullah adama seslenip yanına çağırdı ve: “Ey bedevi! dedi, Allah, Beni İsrail'den bir boya la'net etti veya gadab etti. (Ceza olarak) onları yeryüzünde yürüyen hayvanlar haline çevirdi. Bilemem, ola ki bu, o lanete uğrayan meshe uğrayan kimselerdendir. Bu sebeple ondan ne yerim ne de yiyenleri men ederim!”"
3877 "Halid İbnu'l-Huveyris radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya gelip: “Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?) diye sordu. Abdullah: “Tavşan Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu” dedi.”"
3878 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Yürüdük ve Merri'z-Zahran'dan bir tavşan kaldırdık. Arkadaşlarımız peşinden koştular ve (sonunda yakalamaktan) aciz kaldılar. Bu sefer ben koştum, yetiştim ve yakaladım. Onu (babalığım) Ebu Talha radıyallahu anh'a getirdim. O, tavşanı keskin bir taşla kesti. Budunu benimle Resûlullah'a gönderdi. Resûlullah onu yedi.” Enes'e: “Yedi mi, (gördün mü yediğini?)” diye sorulmuştu. Yani kabul etti” dedi.”"
3879 "Abdurrahman İbnu Ebi Ammar rahimehullah anlatıyor: “Hz. Cabir radıyallahu anh'a: “Sırtlan av mıdır?” diye sordum. “Evet!” dedi. Ben tekrar: “Etini yiyeyim mi?” dedim. “Evet!” dedi. “Bu cevap Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan mıdır?” dedim.” “Evet!” dedi..”"
3880 "Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Cabir radıyallahu anh der ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sırtlandan sordum. Bana: “O, av (hayvanı)dır, ihramlı avlanacak olursa koç da aynı hükme dahil edilir.”"
3881 "Huzeyme İbn Cez'i radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sırtlan hakkında (eti helal mi?)” diye sordum. “Sırtlanı yiyen biri de var mı?” dedi. Bunun üzerine kurdun etinin yenmesini sordum. “Kendisinde hayır olup da kurdu yiyen biri var mı?” diye cevap verdi.”"
3882 "Nemletü'l-Ensari anlatıyor: “İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya kirpiden sorulmuştu. (Cevaben) şu ayeti okudu. (Mealen): “(Ey Muhammed) de ki: “Bana vahyolunandan leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbim bağşlar ve merhamet eder” (En'am 146). Ancak, yanında bulunan bir yaşlı dedi ki: “Ben Ebu Hüreyre radıyallahu anh'ı dinledim, demişti ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında kirpinin zikri geçmişti: “O habislerden bir habistir (eti) yenmez” buyurdular.” Bunun üzerine İbnu Ömer radıyallahu anhüma: “Eğer bunu Resûlullah aleyhissalatu vesselam söyledi ise, bu (kirpinin hükmü), biz bilmesek de O'nun dediği gibidir” dedi.”"
3883 "Sefine radıyallahu anh anlatıyor: “Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte toy (denen kuş)un etini yedim.”"
3884 "İbnu Ebi Evfa radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile beraber (altı veya yedi sefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Aleyhissalatu vesselam'la birlikte çekirge yedik.”"
3885 "Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a çekirgeden sorulmuştu: “Onlar, Allah'ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne de haram kılarım” buyurdular.”"
3886 "Rezin rahimehullah Hz. Cabir radıyallahu anh'tan naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam çekirgelere beddua etti ve dedi ki: “Allah'ım! Çekirgeleri helak et, büyüklerini öldür, küçüklerini helak et, nesillerini kes, ağızlarını geçimliğimiz ve rızkımızdan (uzak) tut. Sen duaları işitensin.” (Orada bulunan) bir adam: “Ey Allah'ın Resûlü! Çekirgelere nasıl böyle beddua ediyorsunuz, onlar ki Allah'ın ordularından bir ordudur” dedi. Aleyhissalatu vesselam da cevaben: “Çekirge, denizdeki bir balığın hapşırığıdır” buyurdular.”"
3887 "Esma Bintu Ebi bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: “biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir at kestik. O zaman Medine'de idik. Hepimiz onu yedik.”"
3888 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam pislik yiyen (cellale) deveye binmekten ve sütünü içmekten men etti.”"
3889 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam öldürülmek için hedef ittihaz edilmiş (ve mücesseme denilen) hayvanın yenilmesini, pislik yiyen (ve cellale denen) hayvanın yenilmesini, sütünün içilmesini ve su tuluğunun ağzından su içilmesini yasakladı.”"
3890 "Zehdem İbnu Mudrib anlatıyor: “Ebu Musa radıyallahu anh'a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (Ebu Musa): “Neyin var?” diye sordu. Adam: “Ben onu (pis bir şeyler yerken) gördüm ve tiksindim ve yememeye yemin ettim” cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: “Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı (cellale'yi) yerken gördüm” dedi ve adama, yemini için kefarette bulunmasını emretti.”"
3891 "Hilkam İbnu Telib rahimehullah babasından naklediyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la arkadaşlık yaptım, yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiç işitmedim.”"
3892 "Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam beraberinde ailesi ve çocukları olduğu halde Harra'ya indi. Bir adam: “Bir devem kayboldu, onu bulacak olursan yakalayıver” dedi. adam onu buldu ama sahibini bulamadı. Deve hastalandı. Adamın karısı: “Onu kes (de mundar ölmesin)” dedi. Ama erkek kabul etmedi. Deve öldü. Kadın bu sefer: “Derisini soy da etini, yağını kadid yapalım (güneşte kurutalım) ve yiyelim” dedi. Adam: “Hele, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir soralım (da söylediklerini sonra yapalım!)” dedi. Ona gelip sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Seni ondan müstağni kılacak bir zenginliğin var mı?” diye sordu. Adam: “Hayır! yok” dedi. Resulullah da: “Öyleyse onu yiyin” buyurdu. Ravi der ki: “Sonra devenin sahibi geldi. Durum kendisine anlatıldı. “Deveyi kesmedin mi?” dedi. Adam: “Senden utandım!” cevabında bulundu.”"
3893 "El-Fucey' el-Amiri radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah'ın Resûlü dedim, meyteden bize helal olan (miktar) nedir?” “Yiyeceğiniz ne (miktarda)dır” diye sordu. Biz: “Akşam ve sabah yiyoruz” diye cevap verdik.” Ebu Nuaym Mevla Ukbe der ki: “Ukbe bana bu ifadeyi açıkladı: “Bir bardak sabahleyin, bir bardak da akşam vakti demektir.” Dedi ki: “Durum bu, babamın hayatına yemin olsun bu yetmez!” Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam mezhur durumda meyteyi yemelerine ruhsat tanıdı.”"
3894 "Eslem Mevla Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Ömer'e: “Binekler arasında kör bir deve var!” dedim. Bana: “Onu bir aileye ver, ondan istifade etsinler” dedi. ben “O kör olduğu halde (ondan istifade mi olur)?” dedim. “Onu deve sürüsüne katsınlar (otlamaya sürsünler)” dedi. Ben: “İyi ama arazide nasıl yayılacak?” dedim. “Bu hayvan cizye devesi mi sadaka devesi mi?” diye sordu. Ben, “cizye devesi!” deyince: “Vallahi siz bunu yemek istiyorsunuz” dedi. Ben de: “Üzerinde cizye devesi mührü var?” dedim. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh devenin kesilmesini emretti ve kesildi. Hz. Ömer'in yanında dokuz adet tabak vardı. Meyve, çerez her ne olsa ondan bu tabaklara koyup Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerine gönderirdi. Bu gönderdiklerinin en sonuncusu, kızı Hafsa'ya gönderdiği olurdu. Eğer bunda eksiklik olursa, kendi hissesinden tamamlardı. İşte bu devenin etinden de o tabaklara koydu ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerine gönderdi. Bu devenin etinden arta kalanın yemek yapılmasını emretti. Sonra Muhacir ve Ensar'ı ondan yemeye davet etti.”"
3895 "Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Etten sakının. Çünkü onun hamr (içki) gibi tiryakiliği var. Ayrıca Allah, eti çok yiyen aile halkına buğzeder.”"
3896 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Ben çarşıdan et almış hamala vermiş eve dönüyordum. Hz. Ömer radıyallahu anh yolda bana yetişip: “Bu da ne?” diye sordu. “Canımız et çekmişti, gidip bir dirhemlik et satın aldım” dedim. Bunun üzerine: “Canın bir şey çektikçe gidip ondan alıyor musun? Herkese, israf olarak, canının her istediğini yemesi yeter!” diye çıkıştı.”"
3897 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim sarımsak veya soğan yerse bizden uzak dursun -veya mescidimizden uzak dursun- evinde otursun.” Bazan Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a içerisinde yeşil sebzeler bulunan tencere getirilirdi de onda koku bulur ve (ne olduğunu) sorardı. Kendisine sebze nev'inden ne olduğu haber verilince, tencereyi, beraberindeki arkadışlarından birini göstererek ona vermelerini söylerdi. Aleyhissalatu vesselam, onun yemekten çekindiğini görünce: “Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim, senin konuşmadığın (meleklerle) konuşuyorum” derdi.”"
3898 "Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Biz çiğ olarak sarımsak yemekten yasaklandık.”"
3899 "Ebu Ziyad Hıyar İbnu Seleme anlatıyor: “ Hz. Aişe radıyallahu anha'ya soğan hususunda sordum. Şu cevabı verdi: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın en son yediği yemekte soğan vardı.”"
3900 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kimse kardeşinin hayvanını, iznini almadan sağmasın. Sizden kim, odasına başkalarının girip hazinelerini kırmasından, yiyeceklerini saçıp dağıtmasından hoşlanır? Tıpkı bunun gibi, hayvanlarının memeleri de onlar için yiyeceklerinin hazineleri durumundadır. Öyleyse kimse izin almadan başkasının hayvanını sağmasın.”"
3901 "Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz bir sürüye uğradığınızda, sahibi başında ise izin alsın, izin verirse süt sağıp içsin, sahibi orada yoksa, üç sefer seslensin, cevap verirse izin istesin, cevap vermezse sağsın ve içsin.”"
3902 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim bir bahçeye girerse (meyvesinden) yesin. Ancak beraberinde götürmesin.”"
3903 "Rafi İbnu Amr radıyallahu anh anlatıyor: “Ben (küçükken) Ensar'ın hurmalarını taşlıyordum. Beni yakalayıp Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a götürdüler. “Ey Rafi' niye başkasının hurmalarını taşlıyorsun?” dedi. “Açlık sebebiyle ey Allah'ın Resûlü!” dedim. “Taşlama, kendiliğinden (dibine) düşeni ye!” (deyip) başımı okşadı ve: “Allah seni (hurmaya) doyursun ve suya kandırsın!” buyurdu.”"
3904 "Abbad İbnu Şurahbil anlatıyor: “Kıtlığa uğradım. Bunun üzerine Medine bahçelerinden birine girdim. Başak ovup hem yedim hem de torbama aldım. Derken sahibi gelip beni yakaladı, dövdü, torbamı elimden aldı ve beni Resûlullah'a getirdi. Durumu ona anlattı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam mal sahibine: “Cahilken öğretmedin, açken de doyurmadın!” dedi. Sonra emri üzerine, torbamı saldı. (Sonra Resûlullah) bana bir veya yarım sa' miktarında yiyecek verdi.”"
3905 "Ebu Sa'lebe el-Huşeni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam vahşi hayvanlardan kesici diş (köpek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı.” Müslim, Ebu Davud ve Nesai, İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette şu ziyadeyi kaydederler: “Her bir pençe sahibi kuşu da...”"
3906 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Cahiliye halkı, bir çok şeyi (helal addedip) yiyor, birçoğunu da pis addederek yemiyordu. Allah Teala hazretleri Resûlünü gönderdi, kitabını indirdi, helalini helal, haramını da haram kıldı. Helal kıldığı helaldir, haram kıldığı da haramdır, sükut buyurduğu da aff (edilmiş)dir.” İbnu Abbas, sonra şu ayet-i kerimeyi okudu: “(Ey Muhammad!) De ki: “Bana vahyolunanda, leş, akıatılmış kan, domuz eti, -ki pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, -başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere-bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder” (En'am 145)"
3907 "Kabisa İbnu Hülb babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adamın şöyle sorduğunu işittim: “Bazı yiyecekler var, onları yemekte zorluk çekiyor, (günah mıdır diye korkuyorum)?” Resûlullah aleyhissalatu vesselam da cevaben: “İçinde hiç bir şey sıkıntı olmasın, aksi halde hristiyanlara benzersin.”"
3908 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Vahşilerden, kesici dişi olan her bir hayvanın yenmesi haramdır.”"
3909 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “...vahşilerden kesici dişi olan her bir hayvanın, ve pençesi olan her bir kuşun yenmesini yasakladı.”"
3910 "Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, at, katır ve eşek etini yemeyi yasakladı.”"
3911 "Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Hayber fethi sırasında gazvede, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte ben de vardım. Bir grup yahudi, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, askerlerin ahırlarına hücum ederek (mallarını yağmalamalarından) şikayet ettiler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine (müslümanlara yönelerek): “(Olamaz!) anlaşma yapılan kimselerin malı onların izni olmadan helal değildir. Ayrıca size ehli eşekler, onların atları, katırları, vahşi hayvanlardan herbir kesici dişi olan, kuşlardan da herbir pençeleri olan haramdır!” buyurdular.”"
3912 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ailesine katık sormuştu. “Yanımızda sirkeden başka bir şey yok!” dediler. Aleyhissalatu vesselam onu istedi ve gelince yemeye başladı. Hem yiyor, hem de: “Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katır! Sirke ne iyi katık!” diyordu.”"
3913 "Hz. Ömer ve Ebu Esid radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zeytinyağını yeyin ve onunla yağlanın. Zira o, mübarek bir ağaçtandır.”"
3914 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir terzi, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı onun adına hazırladığı bir yemeğe davet etti. Beraberinde ben de gittim. (Ev sahibi sofraya) arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş et) getirdi. Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri kabağı sevmeye devam ediyorum.”"
3915 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Tebük'te Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hrıstiyanların yaptığı peynir (kalıbı) getirilmişti. Bir bıçak istedi. Besmele çekip kesti ve yedi.”"
3916 "Yusuf İbnu Abdillah İbni Selam radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir miktar arpa (ekmeği) aldı. Üzerine bir hurma koydu ve: “Bu şuna katıktır!” buyurdu.”"
3917 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam kavunu taze hurma ile yer ve: “Bunun hararetini şunun serinliğiyle, şunun serinliğini de bunun hararetiyle kırıyoruz!” buyurdu.”"
3918 "Sahiheyn ve Ebu Davud'da, Abdullah İbnu Ca'fer radıyallahu anhüma'nın şöyle dediği gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm.”"
3919 "Ebu Davud, Hz. Aişe radıyallahu anha'dan şunu kaydeder: “Annem, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la evleneceğim zaman beni şişmanlatmak istedi. Ancak bana hurma ile birlikte salatalık yedirinceye kadar arzu ettiği diğer şeylerden (ilaçlardan) hiçbirine icabet edemedim. O ikisinden (muntazaman yemeye devam edince) güzel bir şişmanlık kazandım.”"
3920 "Büsr es-Sülemi'nin iki oğlu radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza girdi. Biz kendilerine tereyağı ve hurma ikram ettik. Aleyhissalatu vesselam yağla hurmayı severdi.”"
3921 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam helva ve balı severdi.”"
3922 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın en çok sevdiği yiyecek ekmekten yapılan tirid ve hays'dan yapılan tirid idi.”"
3923 "Abdullah el-Müzeni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz et satın alınca suyunu biraz fazla kılsın. (Yemek sırasında) yiyenlerin çokluğu sebebiyle ete rastlamayıp suya rastlasa (bu ona yeterlidir), zira su da, iki etten biri olmuştur.”"
3924 "Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısmı sunuldu. Aleyhissalatu vesselam budu severdi. Bu bud gelince hemen ondan ısırarak yedi.”"
3925 "İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “Koyunun ön budu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hoşuna giderdi. (Bir defasında) ön buda zehir konuldu. Bu zehiri yahudilerin koyduğu görüşündeydi.”"
3926 "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: “Biz cuma günü olunca sevinirdik. Çünkü bizim yaşlı bir kadın akrabamız vardı. Pazı kökü bulur, tencereye koyar, üzerine de arpa öğütüp ilavede bulunurdu. Vallahi, bunun içinde ne kuyruk yağı ne de iç yağı olurdu. Cuma namazını kıldık mı, mescidden ayrılır, o ihtiyar kadına selam verip hanesine girerdik. O da mezkur yemeği önümüze koyardı. İşte bu sebeple biz cuma olunca sevinirdik.”"
3927 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Merri'z-Zahran'da erak ağacının kebas denilen meyvesinden topladığımızı hatırlıyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam o zaman bize: “Siyahlarını toplayın, onlar daha iyidir!” tavsiyesinde bulunmuştu. Ben kendilerinden “Siz koyun da güttünüz mü?” diye sordum. “Hiç koyun gütmeyen peygamber var mı?” cevabında bulundu.”"
6917 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Selamı yaygınlaştırın, yemek yedirin, Allah Teala hazretlerinin size emrettiği şekilde kardeşler olun!”"
6918 "Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Muhakkak ki bir kişilik yemek iki kişiye yeter, iki kişilik yemek de üç ve dört kişiye yeter. Dört kişilik yemek de beş-altı kişiye yeter.”"
6919 "Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, evinin hayır ve bereketini Allah Teala hazretlerinin artırmasını diliyorsa, yemeğe otururken ve yemekten kalkarken ellerini yıkasın.”"
6920 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam heladan çıkmışlardı. Bu esnada bir yemek getirildi. Bir adam: “Ey Allah'ın Resulü! Size abdest suyu getirmeyeyim mi?” dedi. Efendimiz: “Namaz mı kılacağım ki, (şimdilik gerek yok)” buyurdular.”"
6921 "Abdullah İbnu Büsr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir koyun (parçası) hediye etmiştim. Aleyhissalatu vesselam onu yemek üzere, dizlerinin üzerine oturdu. Bir bedevi: “Bu ne biçim oturuştur?”dedi. Resûlullah: “Allah beni mütevazi bir kul olarak yarattı, kibirli, kasılan biri yapmadı” diye cevap verdi.”"
6922 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir defasında) Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek (hazır) yemeği iki lokmada ye(yip bitir)di. Resulullah aleyhissalatu vesselam: “Eğer bu (müsafir) “Bismillah” deseydi, (yemek) hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit “Bismillah” desin: Yemeğin başında “Bismillah” demeyi unutacak olursa, (hatırlayınca) “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (başında da sonunda da bismillah)” desin!” buyurdular.”"
6923 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Herbiriniz sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin, sağ eliyle alsın, sağ eliyle versin. Zira şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir, sol eliyle alır” buyurdular.”"
6924 "İlbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sofra konulunca, herkes kendi önünden yesin, sofra arkadaşının önünden almasın.”"
6925 "Vasile İbnu'l-Eska el-Leysi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, tirit (tabağın)ın ortasına elini koyup: “Bismillah diyerek etrafından (kendinize yakın yerinden) yiyin, orta kısmını bırakın. Zira yemeğe bereket ortasından gelir” buyurdular.”"
6926 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Birinize, hizmetçisi, (hazırlamak için) zahmetini ve hararetini çektiği bir yemek getirdiği vakit, onu da çağırsın ve kendisiyle beraber o da yesin. Eğer bunu yapmazsa, hiç olsun bir lokma alıp eline koysun.”"
6927 "Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam sofra kaldırılıncaya kadar yemeğin başından kalkılmasını yasakladı.”"
6928 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sofra kuruldumu, hiç kimse sofra toplanıncaya kadar yemekten kalkmasın. Doysa bile, herkes bırakmadan, yemekten elini çekmesin, yemeye devam etsin. Zira kişi (erken çekilirse) arkadaşını mahçup eder, o da bırakır. Halbuki arkadaşının daha yemeye ihtiyacı vardır.”"
6929 "Esma Bintu Yezid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir yemek getirilmişti. Bize de teklif edildi. “İştihamız yok” dedik. Aleyhissalatu vesselam: “Açlıkla yalanı birleştirmeyiniz” buyurdular.”"
6930 "Abdullah İbnu'I-Haris İbnu Cez ez-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında mescidde ekmek ve et yerdik.”"
6931 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Annem Ümmü Süleym Resulullah aleyhissalatu vesselam'a benimle bir sepet taze hurma gönderdi ama evinde bulamadım. Bana bir azadlısının kendisi için hazırladığı bir yemeğe çağrıldığını, oraya gittiğini söylediler. Yanına ben de gittim. Yemeğini yemekte idi. Aleyhissalatu vesselam kendisiyle beraber yemem için beni de çağırdı.” Enes devamla der ki: “(Ev sahibi) etli ve kabaklı bir tirid hazırlamıştı. Meğer Aleyhissalatu vesselam kabağı severmiş. Ben (bunu görünce) kabağı toplayıp Aleyhissalatu vesselam'ın önüne yakın bırakmaya başladım. Yemeği yediğimiz zaman Aleyhissalatu vesselam evine döndü. (Ben de hurma) sepetini önüne sürdüm. Resûlullah hurmayı yemeye ve taksim etmeye başladı, sepetteki hurmayı böylece bitirdi.”"
6932 "Cabir (İbnu Tarik) radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın evinde huzurlarına çıktım. Yanında şu kabak vardı. “Bu nedir?”diye sordum. “Bu kabaktır, biz bununla yemeğimizi artırıyoruz” buyurdular.”"
6933 "Ebu'd Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Dünya ve cennet ehlinin yemeklerinin efendisi ettir.”"
6934 "Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam davet edildiği her yemeğe mutlaka icabet etti. Bir et hediye getirildiği zaman da mutlaka kabul buyurdu.”"
6935 "Abdullah İbnu Cafer radıyallahu anh, İbnu'z-Zübeyr ve bir grup için boğazladığı bir deveyi ikram ettiği sırada İbnu'z-Zübeyr'e rivayet ettiğine göre: “Bir defasında ashab Aleyhissalatu vesselam'a etyemeği sunarlarken kendisi Efendimizden şöyle söylediğini işitmiştir: “Etin en güzeli (hayvanın) sırt etidir.”"
6936 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın önünden kebap artığı hiç kaldırılmadı ve beraberinde tüylü yaygı taşınılmadı.”"
6937 "Abdullah İbnu'l-Haris İbnu'l-Cez'ez-Zübeydi radıyallahu anh anlatıyor: “(Bir gün) biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte mescidde kızartılmış bir parça et yedik. Sonra ellerimizi çakıllarla silip abdest almadan namaza durduk.”"
6938 "Ebu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: “(Bir gün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelmişti. (Bir müddet) Efendimizle konuştu. Bu sırada adamcağız (duyduğu korkudan) omuzları titremeye başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adama: “Sakin ol! Ben bir kral değilim, ben kadid (güneşte kurutulmuş et) yiyen bir kadının oğluyum” buyurdular.”"
6939 "Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Katığınızın efendisi tuzdur” buyurdular."
6940 "Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Zeytinyağını yiyin ve onu (bedeninize) sürünün. Çünkü o, mübarektir.”"
6941 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kendisine süt sunulduğu vakit: “(Süt) bir berekettir” veya “(Süt) iki berekettir” derdi.”"
6942 "Ubeydullah İbnu Ali İbni Ebi Rafi'in nenesi -ve Ebu Rafi'in karısı- Selma radıyallahu radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İçerisinde kuru hurma olmayan bir ev, içerisinde yiyecek maddesi olmayan bir ev gibidir.”"
6943 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Yaş hurmayı kuru hurmayla birlikte yiyin. Eski hurmayı yeni hurmayla beraber yiyin. Zira şeytan (böyle yapmanıza) kızar ve: “Ademoğlu, eskiyi yeni ile beraber yiyecek kadar (hayatta) kaldı” der.”"
6944 "Hz. Ebu Bekr'in azadlısı Sa'd radıyallahu anhüma ki bu Sa'd “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hizmet ediyordu ve Aleyhissalatu vesseIam onun hizmetini beğeniyordu- anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hurma yerken (açgözlülükle) ikran yapmayı (ikişer ikişer yemeyi) yasakladı.”"
6945 "Ebu Hazım anlatıyor: “Ben Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a: “Sen has undan yapılmış beyaz ekmek gördün mü?” diye sormuştum. Sehl: “Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat edinceye kadar, beyaz ekmek görmedim” dedi. Ben tekrar: “Resûlullah zamanında ashabın eleği var mıydı?” dedim. “Aleyhissalatu vesselam vefat edinceye kadar elek görmedim” dedi. “Öyleyse elenmemiş arpa ekmeğini nasıl yiyordunuz?” dedim. “Biz onu üflerdik, içindeki kepekten uçan uçardı. Kalan (kepek)leri de su ile yumuşatıp yoğururduk” cevabını verdi.”"
6946 "Ümmi Eymen radıyallahu anha'nın anlattığına göre: “Kendisi bir unu eleyip ondan Aleyhissalatu vesselam için ekmek yapmıştır. Resûlullah: “Bu nedir?” diye sormuş, o da: “Bu bizim diyarda yaptığımız bir yiyecektir. Ben ondan sizin için bir ekmek yapmak arzu ettim” demiştir. Aleyhissalatu vesselam da: “Şu eleyip ayırdığın kepeği, öbürüne (un kısmına) geri kat, sonra yoğur (ve ekmek yap)” buyurmuştur.”"
6947 "Ata anlatıyor: “Ebu Hureyre radıyallahu anh (bir ara) kavmini ziyaret etmişti. -Ravi der ki: “Köyü de zannedersem Yuna idi- Köylüler kendisine evvelkilerin yufka ekmeğinden bir yufka getirmişlerdi. Ebu Hureyre ekmeği görünce ağladı ve “Resûlullah aleyhissalatu vesselam şu (lüks) ekmeği gözleriyle hiç görmedi” dedi.”"
6948 "İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Falüzeci ilk işitmem şöyle oldu: “Cebrail aleyhisselam Resûlullah'a gelip: “Ümmetine yeryüzü açılacak. O zaman onlara dünyalık bol bol akacak. Öylesine akacak kifalüzec bile yiyecekler” dedi. Bunun zerine Aleyhissalatu vesselam: “Falüzec nedir?” diye sormuş, Cebrail aleyhisselam: “Yağ ve balı karıştırıp yapılan helva” diye açıklamıştır. Resûlullah bu haber karşısında hıçkıra hıçkıra ağlamıştır.”"
6949 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam yün (elbise) giydi, yamalı papuç giydi.” Enes şunu da ilave etti: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam 'beşi ' yemeği yedi ve sert elbise giydi.” (Enes'in ravisi) Hasen'e soruldu: “Beşi' dediğin yemek nedir?” O şu cevabı verdi: “Arpanın iri öğütülmüşüdür, ağızdaki lokmayı kişi, ancak bir yudum su ile yutabilirdi.”"
6950 "Atiyye İbnu Amir el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: “Selman radıyallahu anh, yemek yerken, biraz daha yemesi için ısrar edilince şöyle demişti: “(Yediğim miktar) bana yeter. Zira ben Aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Buyurmuşlardı ki: “Dünyada insanların doyasıya en çok yiyeni, Kıyamet günü açlığı en uzun olacaktır.”"
6951 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Her iştiha duyduğunu yemen israftandır.”"
6952 "Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hücreme girmişlerdi. Atılmış bir ekmek parçası gördüler. Hemen onu alıp silerek yediler ve: “Ey Aişe! Kerim olana ikram et! (Yani kıymetli olan ekmeğe hürmet et!) Zira şu ekmek, bir kavme nefret edip kaçmışsa bir daha dönmemiştir” buyurdular.”"
6953 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allahım, açlıktan sana sığınırım. Çünkü o, en kötü yatak arkadaşıdır. Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o, çok kötü iç duygusudur.”"
6954 "Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Akşam yemeğini bırakmayın, bir avuç hurma ile de olsa akşamı yiyin. Çünkü akşamın terki insana (erken) ihtiyarlık getirir.”"
6955 "Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hayır, misafir ağırlanan eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”"
6956 "İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hayır, içerisinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”"
6957 "Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Adamın misafirini kapıya kadar uğurlaması sünnettendir.”"
6958 "İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Babam Ömer yanıma girmişti. Ben o sırada sofradaydım. Sofranın başında kendisine yer açtık. (Babam oturdu ve:) “Bismillah” dedi. Sonra elini yemeğe vurup bir lokma aldı. Sonra bir lokma daha alarak ikiledi. Sonra da: “Ben bu yemekte bir yağ tadı aldım. Bu, etin yağının tadı değildir” dedi. Ben: “Ey mü'minlerin emiri! Ben semiz et almak için çarşıya çıkmıştım. Pek pahalı buldum. Bunun üzerine, bir dirhemlik zayıf et aldım. Ona bir dirhemlik de yağ ilave ettim. Böylece bütün aile fertlerinin kemiklerden faydalanmasını arzu ettim” dedim. (Babam) Ömer dedi ki: “Bu iki şey, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın sofrasında asla biraraya gelmediler. Efendimiz birini yediyse diğerini tasadduk etti.” Ben: “AI! ey mü'minlerin emiri. Ben bir kere yapmış bulundum. Bundan böyle bu iki şey benim soframda da asla beraber bulunmayacak!” dedim. Babam yine de: “Hayır! Ben bunu yapamam!” dedi (ve yemedi).”"
6959 "Ukbe İbnu Amir el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ashabına: “Soğan yemeyin!” dedi. Arkadan gizli (yani alçak sesli) bir kelime ile “çiğ” demiştir.”"
6960 "Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Taiften üzüm hediye gelmişti. Beni çağırıp: “Şu salkımı al anana götür!” dedi. Aldım, ama anneme ulaştırmazdan önce yiyip bitirdim. Birkaç gece sonra karşılaşmıştık. Bana: “Salkımı ne yaptın, annene götürdün mü?” dedi. “Hayır!” dedim. Bunun üzerine beni Guder (vefasız) diye tesmiye buyurdu.”"
6961 "Talha radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girmiştim. Elinde ayva vardı. Bana: “Ey Talha! Şunu al, (ye)! Çünkü bu, kalbe rahatlık verir” buyurdular.”"