Allah
Câmidir
.
Ayeti
kerimede:
"Ey Rabb'imiz! Geleceği şüphe
götürmeyen bir günde sen insanları mutlaka toplayacaksın . " (Âl-i İmrân: 9) .
Dilediğini
dilediği anda , dilediği yerde
toplayan Allahtır . Dilediklerini bir araya getirmek Allah için çok kolaydır .
Tüm hayırları , iyilikleri ,
güzellikleri , yücelikleri , hikmetleri zatında toplayandır . Her bakımdan tam ,
eksiksiz , kusursuz ve yüce olan alemlerin Rabbi tüm eksikliklerden pak ve
temizdir .
Allah-u Teâlâ
bütün kemalleri , üstünlükleri
zâtında ve sıfatlarında toplamıştır .
Kâinattaki en
büyük kürrede gösterdiği hikmet ve sanatlarını en küçük zerrede de göstermiştir
.
Su ve ateş gibi
zıdları , kadın ve erkek gibi
çiftleri , gece ve gündüz gibi
karşıtları , kar ve yağmur gibi
benzerleri biraraya getirerek azametini göstermiştir .
Hesap ve cezâ için
insanları mahşerde toplayacak; daha sonra da iyileri cennette , kötüleri cehennemde toplayacaktır .
Ayeti
kerimede:
O gün dağları yürütürüz , yeryüzünün ise çırılçıplak olduğunu
görürsün . Hiçbirini bırakmaksızın
onları mahşerde bir araya toplarız . (Keyf:47) .
Dilediği mânâları
dilediği yerde toplayan da O'dur . Öyle yüce güç ve kudret sahibi ki Allah için
çok kolaydır . Emri oldan ibarettir . İlk insandan , ilk yaratmasından itibaren
tüm yarattığı insanları , cinleri , hayvanları , melekleri mahşer alanına
toplayacaktır . Beşer akılların ötesindedir . Allah Celle ve Celalühü asla
unutmaz , aciz kaldığı hiçbir iş yoktur . İnsanlar ise acizdir .
İnsanları sürekli
yaratmaktadır . Dünya nüfusu bu yıllarda 7 milyar küsürdür . İnsanları yayan ,
sürekli yaratmayı ve öldürmeyi sürdürendir . Dilediğini dilediği yerde toplar .
Göklerden tatlı suyu indirir . Tüm hazineler , tüm rızıklar onun katındadır .
Yerlerden sular fışkırtır , tohumları çatlatır bitkiler yeşertir . Nice bitkiler
Allahın lütfuyla , kusursuz
sistemiyle yeryüzüne yayılır . Sürekli bunların nesillerinide devam ettiren
Allahtır . Allahın koruduğunu kimse yok edemez . İster hayvan , ister bitki
, ister insan olsun . Ancak nesilleri yok etmeye kadirde
zatıdır . Bir iş yoktur ki onu karara Allahu Teala bağlamasın . Tüm işler ona
döner . Tüm hayır Allahtandır , tüm kötülükler ise nefsimizdendir . Suda yaşayan
hayvanları suda , karada yaşayanları karada , havada yaşayanları havada toplayan
Allahtır .
Ayeti
kerimede:
Onun âyetlerinden (varlığının
delillerinden) biri de sizi topraktan yaratmış olmasıdır . Sonra hemen birer insan olarak yeryüzüne
yayılırsınız . (Rum:20) .
Ahiret gününde iyileri cennette ,
kötüleri ise cehennemde toplayacaktır . Dünyada Rahman ismi şeriyle tüm inananı
, inanmayanı rızıklandıran yüce
Rabbimiz , Rahim ismi şerifinlede sadece inanan kullarını sonsuz cennetleriyle
rızıklandıracaktır .
Ayeti
kerimede:
Allah Kitap’ta size şunu indirmiştir:
“Allah’ın âyetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman
, onlar başka bir söze geçmedikçe
yanlarında oturmayın . Yoksa siz de
onlar gibi olursunuz . ” Şüphesiz ki Allah münafıkların ve kâfirlerin hepsini
cehennemde bir araya toplayacaktır . (Nisa:140) .
Müşrik , kafir ,
münafık kim olursa , nerede olursa hepsinin sonu ölüm olup Allahtan kaçamazlar .
Allah kullarını yaratandır . Kulunu kulundan daha iyi bilir , kullarına yakındır
. Keşke iman etselerdi ,
imansızlıkları ancak kendi nefslerine zarar vermiştir . Allahu Teala zülüm edici
değildir , zerre haksızlık etmez .
Ayeti
kerimede:
Allah hepimizi bir araya toplar .
Dönüş de ancak O'nadır .
"(Şura:15) .
Dünyada inananı
, inanmayanı beraber yaşasada , ahirette bu değişektir . Zalimi ,
kötüğü , pisi , şerliyi , lanetlenmişleri bir bir ayıracaktır . Üstelik kimin
kimde hakkı varsa zerre hak bırakmayarak hepsinin hesabını görücektir .
Mahşere
hayvanlarında diriltilmeleri onlara eziyet edenlerden haklarını almaları içindir
. Sonra ise toprak olucaklardır .
Hadisi
şeriflerde:
Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kıyamet günü hak
sahiplerine haklarını mutlaka eda edeceksiniz . Öyle ki kabış (boynuzsuz) koyun için ,
boynuzlu koyundan kısas alınacak ,
taşa (niye bir başka) taş üzerine
yüklenip kaldığından; adamın adamı niye yaraladığından sorulacak .
"
(Ebu Hureyre) der
ki: "Biz şunu da işitirdik: "Kıyamet günü , kişiyi tanımadığı birisi yakalar ve der
ki: "Sen beni hata ve münker işlerden görüyordun , fakat ondan men
etmiyordun!"
"Boynuzlu koyun . .
. . . " tabirinden gerisi Rezin'in
ziyadesidir , "
(Müslim , Kaynak kütübi sitte:5028) .
"Hz . Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz
veya başka bir şey sebebiyle hak varsa , dinar ve dirhemin bulunmadığı (Kıyamet ve
hesaplaşmanın olacağı) gün gelmezden önce daha burada iken helalleşsin . Aksi takdirde o gün , salih bir ameli varsa , o zulmü nisbetinde kendinden alınır .
Eğer hasenatı yoksa , arkadaşının günahından alınır , kendisine yüklenir . "
( Buhari , Kaynak kütübi sitte:5027) .
Mahşer alanı o
kadar sıkışık olucaktır ki hayal ediniz geçmişten kıyamete kadar tüm yaratılan
insan , cin ve niceleri hesap için diriltilecektir . Dirilten ve buna güç
yetiren ancak alemlerin Rabbi olan Allahtır . Tek yaratıcı , öldürücü , diriltici odur .
Hadisi
şerifte:
"Yine Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"İnsanlar Kıyamet günü öylesine ter
akıtırlar ki , bu terler yerin
içinde yetmiş zira'lık derinliğe kadar iner ve bu ter (yer üstünde de birikerek
insanları konuşamaz hale getirmek üzere ağızlarına) gem vurur ve kulaklarına
kadar ulaşır . "
(Buhari ,
kaynak kütübi sitte:5026) .
Mahşer alanı
eziyeti elbette yine kullarının ameline göredir . Çünkü Allah zerre haksızlık
etmez ve herşeye kadirdir . Bu ter kiminin ayaklarında , kiminin dizlerinde ,
kiminin bellerinde , hadiste
geçtiği gibi kimininde ağızlarına , kulaklarına kadar gelir .
Ayeti
kerimede:
De ki: "Allah sizi yaşatıyor , sonra sizi öldürür , sonra da kıyamet gününde bir araya toplar
. Bunda aslâ şüphe yoktur , fakat insanların çoğu bunu bilmezler
. "
Öyle bir toplamamı
ki biri dahi unutulmamış , öyle bir gün ki zerre hak sahibi , zerre hakkı başkasında kalmamış , öyle
bir gün ki zerre verilen ve işlediği hayır ve şerrin hesabı kalmamıştır . İman
sahipleri en çok bu günden korkar ki Allahın gazaplandığı en büyük gün odur .
Allah din günün sahibidir .
Ayeti
kerimede:
Göklerin ve yerin hükümranlığı
Allah'ındır . Kıyametin koptuğu gün
var ya , işte o gün bâtıla sapanlar
hüsrana uğrayacaklardır . O gün her
ümmeti diz çökmüş olarak görürsün . Her ümmet kendi kitabına çağrılır . (Onlara şöyle denilir): "Bugün
yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!" (Casiya:26 , 27) .
Mahşer alanında
bir terlemenin sebebide güneşinde mahşer alanına getirilmesidir . Çünkü güneşede
tapanlar , secde edenler vardı . Allah güneşede hesap sorucaktır . Bana tapın
diye sen mi söyledin diyecektir .
Ayeti
kerimede:
O gün Rabbin onları ve Allah’ı
bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: “Şu kullarımı siz mi saptırdınız , yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?” diye
sorar . (Furkan:17) .
O gün Allah
onların hepsini mahşere toplar . Sonra meleklere: "Bunlar size mi
tapıyorlardı?" diye sorar .
Melekler: "Seni tesbih ederiz , bizim dostumuz onlar değil sensin . Onlar aslında cinlere tapıyorlardı ve
çoğu onlara inanmıştı . " derler . (Sebe:40 , 41) .
Tek tek ortak
koşulan ne varsa Allah hesap sorucu olarak yetecektir . Şüphesiz ki alemlerin
Rabbi zaten bunları biliyordu . Bu soruları sorması hem hiçbir şeyi atlamaması ,
hem zerre haksızlık yapmaması , sonsuz adaleti , hesabının çetinliği ve
derinliğine delildir .
Ayeti
kerimede:
İnsanlar Allah'ın huzurunda bir araya
toplandıkları zaman , taptıkları
şeyler onlara düşman kesilirler ve onların kendilerine tapınmalarını inkâr
ederler . (Ahkaf:6)
.
Öyle korkunç bir
haldir ki Allaha şirk koştukları şeyler dahi , Allahın azabına uğramaktan korku
içindedir .
Ayeti
kerimede:
Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a
mahsustur . O'nun bilgisi olmadan
hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz . Hiçbir dişi hamile kalamaz ve doğuramaz .
Onlara: "Nerede benim ortaklarım?"
diye seslendiği gün: "Sana arzettik , içimizden buna dair hiçbir şâhit yoktur .
" derler . Daha önce taptıkları şeyler onlardan uzaklaşıp kaybolmuştur ve
kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır . ( Fussilet:47 , 48) .
Allah tek ilahtır
. Eşi , benzeri , ortağı , dengi ,
yardımcısı olmayandır . Yerde ve gökte olanlar zaten Allahın mülkü olup , zerre
dahi onun ilminin dışına çıkamaz .
Ayeti
kerimede:
Allah geceyi gündüzün içine sokar ,
gündüzü de gecenin içine sokar .
Güneşi ve ay'ı buyruğu altına
almıştır . Her biri belirli bir
süreye kadar hareketine devam eder . İşte bu , Rabbiniz Allah'tır . Hükümranlık O'nundur . O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız
ise , bir çekirdek kabuğuna bile
sahip değildirler .
(Fatır:13) .
Çünkü Allah hakkın tâ kendisidir .
O’ndan başka taptıkları ise hiç
şüphesiz bâtıldır . Doğrusu Allah
çok yücedir , büyüktür
. (Lokman:30) .
Mahşer alanının
dehşetin anlamak için uzun bir hadisi şerifide ekliyoruz .
Hadisi
şerifte:
"Yine Sahiheyn ve Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettikleri bir rivayet
şöyledir: "Biz bir davette Resûlullah
ile beraberdik . Ona sofrada
hayvanın ön budu(n dan bir parça) ikram edildi . Bud hoşuna giderdi . Ondan bir parça ısırdı ve:
"Ben
Kıyamet günü ademoğlunun efendisiyim! Acaba bunun neden olduğunu biliyor
musunuz? (Açıklayayım:) Allah o gün , öncekileri ve sonrakileri tek bir
düzlükte toplar . Bakan onlara
bakar , çağıran onları işitir .
Güneş onlara yaklaşır . Gam ve sıkıntı , insanların tahammül edemeyecekleri ve
takat getiremeyecekleri dereceye ulaşır . Öyle ki insanlar:
"İçinde
bulunduğumuz şu hali görmüyor musunuz , sizlere şefaat edecek birini görmüyor
musunuz?" demeye başlarlar . Birbirlerine:
"Babanız
Adem var!" derler ve ona gelerek: "Ey Adem! Sen insanların babasısın . Allah seni kendi eliyle yarattı , kendi ruhundan sana üfledi . (Bütün isimleri sana öğretti) . Meleklerine senin önünde secde ettirdi .
Seni cennete yerleştirdi . (Allah katında itibarın , makamın var . ) Rabbin nezdinde bizim
için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu halimizi , başımıza şu geleni görmüyor musun?"
derler . Adem aleyhisselam da:
"Bugün
Rabbim çok öfkelidir , daha önce bu
kadar öfkelenmedi . Bundan sonra da
böylesine öfkelenmeyecek . (Esasen
şefaate benim yüzüm yok , çünkü ,
cennette iken , Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men
etmişti . Ben , bu yasağa asi oldum . (Ben cennette iken işlediğim günah
sebebiyle cennetten çıkarıldım . Bugün günahlarım affedilirse bu bana
yeter) . Nefsim! Nefsim! Nefsim!
Benden başkasına gidin , Nûh
aleyhisselam'a gidin!" diyecek . İnsanlar Nûh aleyhisselam'a gelecekler:
"Ey
Nuh! Sen yeryüzü ahalisine gönderilen resullerin ilkisin . Allah seni çok şükreden bir kul (abden
şekûra) diye isimlendirdi . İçinde
bulunduğumuz şu hali görmüyor musun? Başımıza gelenleri görmüyor musun? Rabbin
nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın?" diyecekler . Nuh aleyhisselam da şöyle diyecek:
"Bugün
Rabbim çok öfkelidir . Daha önce
hiç bu kkadar öfkelenmedi , bundan
sonra da böylesine öfkelenmeyecek! Benim bir dua hakkım vardı . Ben onu kavmimin aleyhine (beddua olarak)
yaptım . Nefsim! Nefsim! Nefsim!
Benden başkasına gidin . İbrahim
aleyhisselam'a gidin!" diyecek . İnsanlar İbrahim aleyhisselam'a
gelecekler:
"Ey
İbrahim! Sen allah'ın peygamberi ve arz ahalisi içinde yegane Halilisin , bize Rabbin nezdinde şefaat et! İçinde
bulunduğumuz şu hali görmüyor musun?" diyecekler . İbrahim aleyhisselam onlara:
"Rabbim
bugün çok öfkeli . Bundan önce bu
kadar öfkelenmemişti , bundan sonra
da bu kadar öfkelenmeyecek . (Şefaat etmeye kendimde yüz de
bulamıyorum . Çünkü ben) üç kere
yalan söyledim!" deyip , bu
yalanlarını birer birer sayacak . Sonra sözlerine şöyle devam edecek:
"Nefsim!
Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Musa aleyhisselam'a gidin!" İnsanlar ,
Hz . Musa aleyhisselam'a gelecekler ve:
"Ey
Musa! Sen Allah'ın peygamberisin . Allah seni , risaletiyle ve hususi kelamıyla
insanlardan üstün kıldı . Bize
Allah nezdinde şefaatte bulun! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?"
diyecekler . Hz . Musa da:
"Bugün
Rabbim çok öfkelidir . Daha önce
böylesine öfkelenmedi , bundan
sonra da böylesine öfkelenmeyecek . (Esasen Rabbim nezdinde şefaate yüzüm de
yok . Çünkü) ben , öldürülmesi ile emrolunmadığım bir cana
kıydım . ( . .
. Bugün ben mağfirete mazhar olursam bu bana yeterlidir . ) Nefsim!
Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Hz . İsa aleyhisselam'a gidin!" diyecek .
İnsanlar Hz . İsa'ya gelecekler ve:
"Ey
İsa , sen Allah'ın Peygamberisin ve
Meryem'e attığı bir kelamısın ve kendinden bir ruhsun . Üstelik sen beşikte iken insanlara
konuşmuştun . Rabbin nezdinde bize
şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun?" diyecekler! Hz . İsa aleyhisselam da:
"Bugün
Rabbim çok öfkeli . Daha önce bu
kadar öfkelenmedi , bundan böyle de
hiç bu kadar öfkelenmeyecek!" diyecek . -Hz . İsa şahsıyla ilgili bir günah
zikretmeksizin- (Bir başka rivayette:) "(Beni , Allah'tan ayrı bir ilah edindiler . Bugün bana mağfiret edilirse bu bana
yeter!") Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Muhammed aleyhissalatu
vesselam'a gidin!" diyecek . İnsanlar Muhammed aleyhissalatu
vesselam'a gelecekler , -bir diğer
rivayette: "Bana gelirler!" denmiştir- ve:
"Ey
Muhammed! Sen Allah'ın peygamberisin , bütün peygamberlerin sonuncususun . Allah seni geçmiş-gelecek bütün
günahlarını mağfiret buyurdu . Bize
Rabbin nezdinde şefaatte bulun . Şu
içinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?" diyecekler . Bunun üzerine ben Arş'ın altına gideceğim
. Rabbim için secdeye kapanacağım .
Derken Allah , benden önce hiç kimseye açmadığı medh u
senaları benim için açacak (Ben onlarla Rabbime medh u senalarda bulunacağım) .
Sonra:
"Ey
Muhammed başını kaldır ve iste! (İstediğin) sana verilecek! Şefaat talep et!
Şefaatin yerine getirilecek!" denilecek . Ben de başımı kaldıracağım ve: "Ey Rabbim
ümmetim! Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim!" diyeceğim . Bunun üzerine:
"Ey
Muhammed! Ümmetinden , üzerinde
hesap olmayanları cennet kapılarından sağdaki kapıdan içeri al! Esasen onlar
diğer kapılarda da insanlara ortaktırlar!" denilecek . "
Resûlullah
sonra şöyle buyurdular:
"Nefsim
kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun . Cennet kapısının kanatlarından iki
kanadının arasındaki mesafe Mekke ile Hecer arasındaki veya Mekke ile Busra
arasındaki mesafe kadardır . "
Hz
. İbrahim aleyhisselam'ın
kıssasıyla ilgili bir rivayette şu ziyade var: (Hz . İbrahim , (insanlar , şefaat etmesi için kendine geldikleri
zaman , Allah'a şefaat talebinde
bulunmasına mani olan üç günahı olarak yıldızlar hakkında sarfettiği "İşte bu
Rabbim" (En'am 76) sözünü , atalarının putları hakkında sarfettiği
"Belki de bu (putları kırma) işini onların en büyüğü yapmıştır" (Enbiya 63)
sözünü ve bir de: "Ben gerçekten hastayım" (Saffat 89) sözünü zikretti .
"
(Buhari , Kaynak kütübi
sitte:5056) .
Yüce Allahımız
bizleri emir ve yasaklarına uyanlardan , günah ve kötülüklerden kaçınanlardan
eyleyip , rahmet ve merhametiyle cennetine aldıklarından eylesin
Toplayacağın ve
hükmünü vereceğin o günde bizleri rahmetinin içine al , umduklarımıza nâil et , korktuklarımızdan emin kıl . Amin .