Hazret-i Allah’ın kelâmına inanmayıp hiçe sayanlar iyi bilsinler ki, bunlar dinden çıkmışlardır.
Kendi nefis putuna dayanan ve bununla icraat edenler iyiden iyiye bilsinler ki, bunlar küfrünü ilân edenlerin ta kendileridir.
Çünkü Allah’ın âyetleri okunduğu halde kılları kıpırdamıyor.
Halbuki Allah-u Teâlâ Hazretleri Âyet-i kerime’sinde:
“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir?
Muhakkak biz suçlulardan öç alacağız.” buyuruyor. (Secde: 22)
•
İslâm’mış gibi görünüyorsunuz. Ve fakat din-i İslâm’a hainlik yapıyorsunuz. Ya bu Allah-u Teâlâ’nın Âyet-i kerime’lerine bir bir cevap vereceksiniz. Veya Allah-u Teâlâ’nın hakkınızdaki verdiği hükmü kabul edeceksiniz.
•
Ya bu Âyet-i kerime’lere iman edeceksiniz, müslüman olacaksınız. Ya da küfrünüzü ilân edeceksiniz...
•
Buradaki Âyet-i kerime’ler sizin küfür ehli olduğunuzu ispat ediyor.
Küfürde değiliz derseniz, küfürde olmadığınıza dair delil istiyoruz.
•
Dikkat et; süleymancıdır, dinde ve vatanda kincidir.
Gizli raporlarına bak da sen de kararını ver.
İcraatları hep sinsidir, katliam için kincidir.
Halkı kaz yerine koyarlar, durmadan yolarlar.
Yaşayışlarına bir bak lüks içinde yaşarlar.
Dilendiklerini hep israf yolunda harcarlar.
Bir bak; İslâm dini’ni nasıl alet ederler,
Levhaları İslâm Kültür Merkezi’dir,
Aslında isyan ve küfür merkezidir.
Kâfirler onları madde ile mânen desteklerler.
Dinimizi ve vatanımızı tehlikeye düşürürler.
Onlardan aldıklarını da aralarında bölüşürler.
Kendi dinlerini güçlendirmektir gayeleri,
Bunun içindir ki ilk fırsatta İslâm’ı katletmektir gayeleri.
Bu söylediklerim gizli raporlarda hep mevcuttur.
Gözünüzü açın din kardeşler,
Öz niyetleri budur, bu münâfıklar
Bunun için dış düşmandan daha da tehlikelidir.
•
Bize diyorlar ki: “Siz bu beyanları ne cesaretle yaptınız, korkmuyor musunuz?”
Evet, Allah’tan korktuğum için yapıyorum. Bu âciz kölesini dilerse alır, dilerse bırakır. Bu, bizim için farksızdır.
Mühim olan “Ey kulum! Müslümanları kendilerine çekip fitne çıkaran, ümmet-i Muhammed’i paramparça yapan bölücüleri görmedin mi? Onlara karşı ne gibi bir müdahalen oldu?” sualine karşı “Yâ Rabbelâlemin! Bu hâdim-i dervişan, ümmet-i Muhammed’e yönelen fitne ateşini elimden geldiği kadar söndürmeye çalıştım. Kullarını Allah ve Resûlünde toplamak ve birleştirmek için tâkatim nisbetinde gayret ettim. Rızândan gayrı kimseden bir şey beklemedim ve korkmadım.” diyebileyim.
Hakikat yolunu arayana, yolunu tarif etmeye çalışıyoruz...
•
Bir arkadaş anlattı:
Mobilya işleriyle uğraşan bir süleymancıya kurban derilerinden toplanan paralarla 200 milyonluk mobilya siparişi vermişler. Ellerinde bulunan mobilyaları ise kendilerine almışlar.
Görüyorsunuz kurban derileri mobilyaya gidiyor. Halbuki mobilyaları vardı.
•
Demirci’deki süleymancıların yurt sorumlusu Hasan Sütçü “3 bin yurdumuz, 1.5 trilyon yıllık gelirimiz, 500 bin talebemiz var.” demiş.
İşte imansız imamlar, dini alet ederek dinde şirket kurmuşlar ve din namına bu parayı topluyorlar.
•
Süleymancı yurt sorumlusu Halil İbrahim Gökük’ün, diğer sorumlu yurt müdürüne imzasıyla beraber elden gönderdiği mektupta aynen şu satırları okuduk:
“Onlar kazanızın Hebeler köyünde Cami ve Kur’an kursu yapıyorlarmış. Onlarla ilgilenip o Kur’an kursuna sahip ve malik olmak için elinizden gelen gayreti göstermenizi, bu dernek mensubu hacılarla bizzat ilgilenip, bu meşrepten olanların da müstefit olmalarını temin edip bu yoldan nasibdar etmektir.”
Görüyorsunuz müslümanların yaptırdığı camiyi, kursunu elde etmek istiyorlar. Biz size dememiş miydik bunlar gasp ederler, soyarlar diye...
•
Gezdiğimiz yerlerde polisler, süleymancıların yurtlarını göstererek “İşte süleymancıların besi ahırları” diyorlar.
•
Adapazarı Erenler semtinde İzzet Börtlüoğlu isimli zattan cami yapılmak üzere 3 dönümlük arsa aldılar. İzzet efendinin yaşlı oluşu nedeniyle devir teslim işlemleri ve tapu işi için kendisinin dolaşmamasını ve kendilerine vekâlet vermesini söyleyip kendisinden vekâlet aldılar ve 3 dönümlük bağışı 5 dönüme çıkarıp cami yerine resimde görülen yurt binasını yaptılar.
(Resim için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:233)
İşte bu yurtların yapılış şekli. Hepsi sizi yolmakla, gasp etmekle, cebinizden aldıkları paralarla yapıldı. Adapazarı’ndaki bu yurt da diğerleri gibi gasp edildi. Hilekâr olduklarını görünüz.
•
Üzerine cami yapılacak olan araziyi gasbettikten sonra, cami yapımı için kurulan “Örnek Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği”ni de “Örnek Camii Yaptırma Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği” olarak değiştirerek kendi tüzüklerine uydurdular. İmar planında cami yapılacağı belirtilen arazinin imarını da yurt alanı olarak değiştirdiler. Buna ilişkin resmi belge aşağıdadır.
Erenler Örnek Camii
Yaptırma, Kurs ve Okul Tal.
Yar. Derneği - ADAPAZARI
54-08-110
Sayı: 992/1
Konu: İmar değişikliği HK.
BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
ERENLER
SAKARYA.
Derneğimiz “Erenler Örnek Camii Yaptırma Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği”ne Aid Adapazarı,Erenler’de kain ve Tapunun 21 Pafta,9041-9042-9043 Nolu Parsellerinde kayıtlı Taşınmazı üzerinde Mahallede ihtiyaç Duyulan Cami,Müştemilatı Talebe yurdu ve Eklentilerini Yaparak Derneğin tüzüğü ve yasalar Çerçevesinde hizmet verecektir.
Derneğimizin yapacağı tesis ile alakalı imar mevzuatı yönünden Parsellerimizin Yurt alanı olarak imarının Değiştirilmesine zaruret hasıl olmuştur.
Gereğini emir ve müsadelerinize arzederim.Saygılarımla.
DERNEK BAŞKANI
MAHMUT TEKİN
TC
Sakarya Vilâyeti
Erenler Belediyesi
GENEL EVRAK
Geliş Tarihi: 28 1 1992
Kayıt No. 23867
Servisi Fen İşleri
(Belgenin orjinali için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:235)
Erenler Belediyesinden bir yetkilinin konu ile ilgili raporu:
ÖRNEK CAMİİ RAPORU
Belediyemiz hudutlarında ikamet eden merhum İzzet Börtlüoğlu’nun 1988 yılında cami yapmak üzere Belediyemize müracaat ederek sahibi bulunduğu 21 pafta 9043 sayılı parseli iskân sahasından cami yeri tadilatı talebinde bulunmuş olup 1.9.1988 gün ve 1/2 kararı ile meclisce uygun görülerek cami yeri olarak imar plânlarına işlenerek tasdik edilmiştir.
Örnek camii yaşatma ve yaptırma derneği adı altında bir dernek kurularak faaliyete başlar, tapular dernek adına işlenir, plân ve projeler hazırlanırken İzzet Börtlüoğlu vefat eder.
Vasiyeti üzerine caminin kurulacağı parsele defin edilir.
Caminin temel kazıları yapılır ve cami projesine uygun olarak temel atılır. Cami inşaatı devam ederken, dernek kongre yaparak yeni yönetim gelir. Yeni yönetim geldikten sonra cami olarak yapılan inşaat, proje hilafı olarak hiç projeye uyulmadan değişik amaca hizmet etmek üzere inşaat devam eder.
Belediyemize gelen şikâyet üzerine inşaat mühürlenerek durdurulur.
Yapılan incelemelerde inşaatın cami olarak yapılacağı yerde talebe yurduna dönüştürüldüğü saptanır.
Cami derneğine imar plânlarında cami yeri olarak ayrılan ve cami yeri olarak bağışlanıp inşaasına başlanan inşaatın cami olarak devamı istenir, aksi takdirde kanuni işlem yapılacağına dair tebligat yapılır.
Tebligatımıza rağmen kaçak olarak inşaat devam eder. Bunun üzerine Belediye Başkanlığı yeni cami derneğini mühür fekinden ötürü Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur. (Halen mahkeme devam ediyor.)
19.12.1991 gün ve 1991/3 sayılı dilekçeleri ile adı geçen dernek belediyemize müracaat ederek imar plânlarında cami yeri olarak tahsis edilen yerin talebe yurdu olarak imar tadilatı talebinde bulunur.
11.2.1992 gün ve 2/10 sayılı meclis kararı ile incelemeye alınır.
Belediye meclisi inceleme sonunda; yapılan iki katın milli servet heba olur düşüncesiyle 3. katın cami vasfını taşıyacak şekilde bina edilmesi şartı ile imar tadilatı talebini kabul eder.
Bu kararı da kâfi görmeyen dernek yöneticileri 30.9.1992 gün ve 24553 sayılı dilekçeleri ile yeniden konunun görüşülmesi için meclise başvurur.
15.2.1993 gün ve 2/7 sayılı meclis kararı ile caminin güneyinde bulunan derneğe ait arsanın imar plânlarında cami yeri olarak tahsis edilmesine ve tahsis edilen yerde ise aynı büyüklükte cami yapımına ve cami yapılıp, ibadete açıldıktan sonra talebe yurtlarına ruhsat verilmesine karar çıkar.
Şu an cami devam etmediğine göre Belediye ruhsat vermemektedir.
•
Sizden topladıkları paralarla ve sizden emdikleri kanlarla böyle lüks hayat yaşıyorlar. Sen ise yolunduğunu görmüyorsun.
(Binalarındaki ve arabalarındaki lüksü gösteren resim için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:238)
Altındaki mersedesler milyarlık. Ama sen hâlâ kaz gibi onlara yolunuyorsun. Uyan be kardeş!
•
Bir kardeş “Süleymancıların İçyüzü” kitabını okuyor. Senelerden beri süleymancılara büyük hizmeti geçtiği için itimad-ı şayan olması sebebiyle bütün yurtları ona tapulamışlar. Kitabı okuyup hakikati görünce, daha doğrusu imanını kurtarmak için süleymancılardan nedamet etmiş, sonra elindeki bütün gayrimenkulleri resmi mercilere aktarmıştır.
(Gayrimenkullerin resmi mercilere devrini gösterir belgeler için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:238)
•
Kitap broşürümüzü alıp okuyan bir vatandaşımız, bize gönderdiği imzalı mektubunda, süleymancılar hakkında mühim sözler sarfettiği için yayınlıyoruz:
(Mektubun orjinali için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:241)
HAKİKAT NEŞRİYAT MÜDÜRLÜĞÜNE
İSTANBUL
1-
Kitap broşürünüzü aldık. Allah sizlerden razı olsun. Bir zamanlar bizler süleymancıların senpazani idik. 1975 yıllarında foyalarını gördükçe nefret eder olduk. Şöyle ki: Manisa İli selendi ilçesine ahali bütün kaza halkı binbir emekle Kuran kursu 2 katlı yaptı.
Bu süleymancıların kendi aralarında gizlice anlaşarak birinin üzerine 3000 liraya satış yapıp dernek kendileinden olduğundan bir kişi üzerine tapu vermişler. Bu Kur'an kursunu kapatıp o bir kişi mahkeme ile kendisi kullanıyor.
2-Bornova Kuran Kursu 4 katlı içinde Cami de var. tam bir dere kenarıda milletin bir bin emekle yaptığı Kuran kursu binasını birinin üzerine geçirmişler.Tapulamışlar Şimdi süleymancı Kuran kursu oldu. Halk kızıyor birşey yapamıyor.
Manisa Merkezde Bir Hüseyin Bakır adlı vaiz Manisa Bölgesinin Ege bölgesinin süleymancı idarecisi idi.
Balıkesirde dört katlı Kuran Kursunu üzerine tapu yapıyor Kendisi bir kız iğfal ediyor kendi kendini asıyor. Balıkesirdeki Dört katlı Milletin yaptığı Kuran kursu Ölü Hüseyin Bakırın çocuklarına kalıyor. Şimdi Bu dört katlı binayı çocukları kullanıyor.
Manisa Saruhan İlçesi Kuran kursunu millet yapıyor. Yine dört katlı süleymancının birinin üzerine tapu çıkartılıyor.Şimdi Ahali faydalanamıyor Süleymancılar yatılı Kuran kursu olarak kendileri kullanıyor.
Bu il ve ilçelerde ahali çok kızıyor ama bir şey yapımıyor Öbür dünyada her hak meydana çıkacak diye avunuyorlar.
Makbuzlarına orta öğretim makbuzu olarak yazmışlar ahaliyi aldatıyorlar. İmam-Hatip okullarına İmam Hatap odun İmam ismini vermişler. Müftülerin bir numaralı düşmanı olmuşlar.Diyanete ,Dinayet ismini vermişler.Siyasetleri pazarlıkla olur.Bunları Milletin hakları iyi etmez.Bunlar Allahtan cezalarını bulurlar inşaallah…..
•
Bir müdürle (ismi mahfuz) aramızda şu konuşmalar geçti:
“Yahu bu kitap çıktıktan sonra süleymancılar ne yüzle dışarıya çıkıyorlar. Bu adamlar utanmıyor mu?
Hatta geliyorlar bizden yurt için araba alıyorlar, bakıyorum kendilerine şahsi yalı yapıyorlar. Şimdi kitabı masamın üzerine koyacağım, gelen süleymancı oraya baksın da bana ona göre söz söylesin. Benden bir şey istemesin. Çünkü arabayı yurt için alıyor, yalıya kullanıyor. Bıktık, herkes nefret etti.” demiştir.
Her uğradığımız yere bakıyorum ki, artık halkın bunların içyüzünü öğrendiğini, nefret ettiğini görüyorum.
Halk kitabı iştiyakla okuyor, çünkü artık halk bunlardan nefret etmiş.
Müslümanların kanını emiyorlar, yalı yapıyorlar, apartman yapıyorlar, altlarında taksileri var. Bunlar hiç çalışmadıkları halde bu saltanat nereden geliyor?
İşte kardeş;
Fasığa yardım etmekle dininin yıkılmasına vesile olmuş oluyorsun.
Hadis-i şerif’te:
“Fasığa ikram eden kimse İslâmiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olur.” buyuruluyor. (Münavi)
Siz de bunlara yardım ediyorsunuz, fakat Din-i Mübin’i yıkıyorsunuz, farkında değilsiniz. Çünkü siz bunları müslüman zannediyorsunuz.
•
Sakın, “Bize kâfir diyor.” demeyin. Yaratmak da emretmek de Allah-u Teâlâ’ya âittir. Allah-u Teâlâ’nın Âyet-i kerime’lerini bir bir önünüze koyuyorum.
Hazret-i Allah Âyet-i kerime’sinde:
“Bununla beraber kâfirlikten vazgeçip tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.” buyurmaktadır. (Tevbe: 11)
Bu Âyet-i kerime mucibince ya iman edeceksiniz, Hazret-i Allah’ın ve Resulü’nün dinine gireceksiniz. Veyahut bu Âyet-i kerime’leri inkâr edeceksiniz, bölücülük girdabında kalacaksınız. Ama, “Bize kâfir diyor.” demeye hakkınız yok ve buna asla sahib-i selahiyet de değilsiniz. Bununla kaçmaya da çalışmayın.
Çünkü hiçbir zaman kendi sözümü değil, ancak Allah-u Teâlâ’nın kelâmını sizin önünüze sürüyorum.
•
Kendi nefis putuna dayanan ve bununla icraat edenler iyiden iyiye bilsinler ki, bunlar küfrünü ilân edenlerin ta kendileridir.
Çünkü Allah’ın âyetleri okunduğu halde kılları kıpırdamıyor.
Halbuki Allah-u Teâlâ Hazretleri Âyet-i kerime’sinde:
“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir?
Muhakkak biz suçlulardan öç alacağız.” buyuruyor. (Secde: 22)
•
İslâm’mış gibi görünüyorsunuz. Ve fakat din-i İslâm’a hainlik yapıyorsunuz. Ya bu Allah-u Teâlâ’nın Âyet-i kerime’lerine bir bir cevap vereceksiniz. Veya Allah-u Teâlâ’nın hakkınızdaki verdiği hükmü kabul edeceksiniz.
•
Ya bu Âyet-i kerime’lere iman edeceksiniz, müslüman olacaksınız. Ya da küfrünüzü ilân edeceksiniz...
•
Buradaki Âyet-i kerime’ler sizin küfür ehli olduğunuzu ispat ediyor.
Küfürde değiliz derseniz, küfürde olmadığınıza dair delil istiyoruz.
•
Dikkat et; süleymancıdır, dinde ve vatanda kincidir.
Gizli raporlarına bak da sen de kararını ver.
İcraatları hep sinsidir, katliam için kincidir.
Halkı kaz yerine koyarlar, durmadan yolarlar.
Yaşayışlarına bir bak lüks içinde yaşarlar.
Dilendiklerini hep israf yolunda harcarlar.
Bir bak; İslâm dini’ni nasıl alet ederler,
Levhaları İslâm Kültür Merkezi’dir,
Aslında isyan ve küfür merkezidir.
Kâfirler onları madde ile mânen desteklerler.
Dinimizi ve vatanımızı tehlikeye düşürürler.
Onlardan aldıklarını da aralarında bölüşürler.
Kendi dinlerini güçlendirmektir gayeleri,
Bunun içindir ki ilk fırsatta İslâm’ı katletmektir gayeleri.
Bu söylediklerim gizli raporlarda hep mevcuttur.
Gözünüzü açın din kardeşler,
Öz niyetleri budur, bu münâfıklar
Bunun için dış düşmandan daha da tehlikelidir.
•
Bize diyorlar ki: “Siz bu beyanları ne cesaretle yaptınız, korkmuyor musunuz?”
Evet, Allah’tan korktuğum için yapıyorum. Bu âciz kölesini dilerse alır, dilerse bırakır. Bu, bizim için farksızdır.
Mühim olan “Ey kulum! Müslümanları kendilerine çekip fitne çıkaran, ümmet-i Muhammed’i paramparça yapan bölücüleri görmedin mi? Onlara karşı ne gibi bir müdahalen oldu?” sualine karşı “Yâ Rabbelâlemin! Bu hâdim-i dervişan, ümmet-i Muhammed’e yönelen fitne ateşini elimden geldiği kadar söndürmeye çalıştım. Kullarını Allah ve Resûlünde toplamak ve birleştirmek için tâkatim nisbetinde gayret ettim. Rızândan gayrı kimseden bir şey beklemedim ve korkmadım.” diyebileyim.
Hakikat yolunu arayana, yolunu tarif etmeye çalışıyoruz...
•
Bir arkadaş anlattı:
Mobilya işleriyle uğraşan bir süleymancıya kurban derilerinden toplanan paralarla 200 milyonluk mobilya siparişi vermişler. Ellerinde bulunan mobilyaları ise kendilerine almışlar.
Görüyorsunuz kurban derileri mobilyaya gidiyor. Halbuki mobilyaları vardı.
•
Demirci’deki süleymancıların yurt sorumlusu Hasan Sütçü “3 bin yurdumuz, 1.5 trilyon yıllık gelirimiz, 500 bin talebemiz var.” demiş.
İşte imansız imamlar, dini alet ederek dinde şirket kurmuşlar ve din namına bu parayı topluyorlar.
•
Süleymancı yurt sorumlusu Halil İbrahim Gökük’ün, diğer sorumlu yurt müdürüne imzasıyla beraber elden gönderdiği mektupta aynen şu satırları okuduk:
“Onlar kazanızın Hebeler köyünde Cami ve Kur’an kursu yapıyorlarmış. Onlarla ilgilenip o Kur’an kursuna sahip ve malik olmak için elinizden gelen gayreti göstermenizi, bu dernek mensubu hacılarla bizzat ilgilenip, bu meşrepten olanların da müstefit olmalarını temin edip bu yoldan nasibdar etmektir.”
Görüyorsunuz müslümanların yaptırdığı camiyi, kursunu elde etmek istiyorlar. Biz size dememiş miydik bunlar gasp ederler, soyarlar diye...
•
Gezdiğimiz yerlerde polisler, süleymancıların yurtlarını göstererek “İşte süleymancıların besi ahırları” diyorlar.
•
Adapazarı Erenler semtinde İzzet Börtlüoğlu isimli zattan cami yapılmak üzere 3 dönümlük arsa aldılar. İzzet efendinin yaşlı oluşu nedeniyle devir teslim işlemleri ve tapu işi için kendisinin dolaşmamasını ve kendilerine vekâlet vermesini söyleyip kendisinden vekâlet aldılar ve 3 dönümlük bağışı 5 dönüme çıkarıp cami yerine resimde görülen yurt binasını yaptılar.
(Resim için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:233)
İşte bu yurtların yapılış şekli. Hepsi sizi yolmakla, gasp etmekle, cebinizden aldıkları paralarla yapıldı. Adapazarı’ndaki bu yurt da diğerleri gibi gasp edildi. Hilekâr olduklarını görünüz.
•
Üzerine cami yapılacak olan araziyi gasbettikten sonra, cami yapımı için kurulan “Örnek Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği”ni de “Örnek Camii Yaptırma Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği” olarak değiştirerek kendi tüzüklerine uydurdular. İmar planında cami yapılacağı belirtilen arazinin imarını da yurt alanı olarak değiştirdiler. Buna ilişkin resmi belge aşağıdadır.
Erenler Örnek Camii
Yaptırma, Kurs ve Okul Tal.
Yar. Derneği - ADAPAZARI
54-08-110
Sayı: 992/1
Konu: İmar değişikliği HK.
BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
ERENLER
SAKARYA.
Derneğimiz “Erenler Örnek Camii Yaptırma Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği”ne Aid Adapazarı,Erenler’de kain ve Tapunun 21 Pafta,9041-9042-9043 Nolu Parsellerinde kayıtlı Taşınmazı üzerinde Mahallede ihtiyaç Duyulan Cami,Müştemilatı Talebe yurdu ve Eklentilerini Yaparak Derneğin tüzüğü ve yasalar Çerçevesinde hizmet verecektir.
Derneğimizin yapacağı tesis ile alakalı imar mevzuatı yönünden Parsellerimizin Yurt alanı olarak imarının Değiştirilmesine zaruret hasıl olmuştur.
Gereğini emir ve müsadelerinize arzederim.Saygılarımla.
DERNEK BAŞKANI
MAHMUT TEKİN
TC
Sakarya Vilâyeti
Erenler Belediyesi
GENEL EVRAK
Geliş Tarihi: 28 1 1992
Kayıt No. 23867
Servisi Fen İşleri
(Belgenin orjinali için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:235)
Erenler Belediyesinden bir yetkilinin konu ile ilgili raporu:
ÖRNEK CAMİİ RAPORU
Belediyemiz hudutlarında ikamet eden merhum İzzet Börtlüoğlu’nun 1988 yılında cami yapmak üzere Belediyemize müracaat ederek sahibi bulunduğu 21 pafta 9043 sayılı parseli iskân sahasından cami yeri tadilatı talebinde bulunmuş olup 1.9.1988 gün ve 1/2 kararı ile meclisce uygun görülerek cami yeri olarak imar plânlarına işlenerek tasdik edilmiştir.
Örnek camii yaşatma ve yaptırma derneği adı altında bir dernek kurularak faaliyete başlar, tapular dernek adına işlenir, plân ve projeler hazırlanırken İzzet Börtlüoğlu vefat eder.
Vasiyeti üzerine caminin kurulacağı parsele defin edilir.
Caminin temel kazıları yapılır ve cami projesine uygun olarak temel atılır. Cami inşaatı devam ederken, dernek kongre yaparak yeni yönetim gelir. Yeni yönetim geldikten sonra cami olarak yapılan inşaat, proje hilafı olarak hiç projeye uyulmadan değişik amaca hizmet etmek üzere inşaat devam eder.
Belediyemize gelen şikâyet üzerine inşaat mühürlenerek durdurulur.
Yapılan incelemelerde inşaatın cami olarak yapılacağı yerde talebe yurduna dönüştürüldüğü saptanır.
Cami derneğine imar plânlarında cami yeri olarak ayrılan ve cami yeri olarak bağışlanıp inşaasına başlanan inşaatın cami olarak devamı istenir, aksi takdirde kanuni işlem yapılacağına dair tebligat yapılır.
Tebligatımıza rağmen kaçak olarak inşaat devam eder. Bunun üzerine Belediye Başkanlığı yeni cami derneğini mühür fekinden ötürü Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur. (Halen mahkeme devam ediyor.)
19.12.1991 gün ve 1991/3 sayılı dilekçeleri ile adı geçen dernek belediyemize müracaat ederek imar plânlarında cami yeri olarak tahsis edilen yerin talebe yurdu olarak imar tadilatı talebinde bulunur.
11.2.1992 gün ve 2/10 sayılı meclis kararı ile incelemeye alınır.
Belediye meclisi inceleme sonunda; yapılan iki katın milli servet heba olur düşüncesiyle 3. katın cami vasfını taşıyacak şekilde bina edilmesi şartı ile imar tadilatı talebini kabul eder.
Bu kararı da kâfi görmeyen dernek yöneticileri 30.9.1992 gün ve 24553 sayılı dilekçeleri ile yeniden konunun görüşülmesi için meclise başvurur.
15.2.1993 gün ve 2/7 sayılı meclis kararı ile caminin güneyinde bulunan derneğe ait arsanın imar plânlarında cami yeri olarak tahsis edilmesine ve tahsis edilen yerde ise aynı büyüklükte cami yapımına ve cami yapılıp, ibadete açıldıktan sonra talebe yurtlarına ruhsat verilmesine karar çıkar.
Şu an cami devam etmediğine göre Belediye ruhsat vermemektedir.
•
Sizden topladıkları paralarla ve sizden emdikleri kanlarla böyle lüks hayat yaşıyorlar. Sen ise yolunduğunu görmüyorsun.
(Binalarındaki ve arabalarındaki lüksü gösteren resim için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:238)
Altındaki mersedesler milyarlık. Ama sen hâlâ kaz gibi onlara yolunuyorsun. Uyan be kardeş!
•
Bir kardeş “Süleymancıların İçyüzü” kitabını okuyor. Senelerden beri süleymancılara büyük hizmeti geçtiği için itimad-ı şayan olması sebebiyle bütün yurtları ona tapulamışlar. Kitabı okuyup hakikati görünce, daha doğrusu imanını kurtarmak için süleymancılardan nedamet etmiş, sonra elindeki bütün gayrimenkulleri resmi mercilere aktarmıştır.
(Gayrimenkullerin resmi mercilere devrini gösterir belgeler için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:238)
•
Kitap broşürümüzü alıp okuyan bir vatandaşımız, bize gönderdiği imzalı mektubunda, süleymancılar hakkında mühim sözler sarfettiği için yayınlıyoruz:
(Mektubun orjinali için bakınız: Dinleri Süleymancılık, İmanları Para, Has Huyları Gasp, Meslekleri de Dilencilik Olan Süleymancıların İçyüzü, 7. baskı, sh:241)
HAKİKAT NEŞRİYAT MÜDÜRLÜĞÜNE
İSTANBUL
1-
Kitap broşürünüzü aldık. Allah sizlerden razı olsun. Bir zamanlar bizler süleymancıların senpazani idik. 1975 yıllarında foyalarını gördükçe nefret eder olduk. Şöyle ki: Manisa İli selendi ilçesine ahali bütün kaza halkı binbir emekle Kuran kursu 2 katlı yaptı.
Bu süleymancıların kendi aralarında gizlice anlaşarak birinin üzerine 3000 liraya satış yapıp dernek kendileinden olduğundan bir kişi üzerine tapu vermişler. Bu Kur'an kursunu kapatıp o bir kişi mahkeme ile kendisi kullanıyor.
2-Bornova Kuran Kursu 4 katlı içinde Cami de var. tam bir dere kenarıda milletin bir bin emekle yaptığı Kuran kursu binasını birinin üzerine geçirmişler.Tapulamışlar Şimdi süleymancı Kuran kursu oldu. Halk kızıyor birşey yapamıyor.
Manisa Merkezde Bir Hüseyin Bakır adlı vaiz Manisa Bölgesinin Ege bölgesinin süleymancı idarecisi idi.
Balıkesirde dört katlı Kuran Kursunu üzerine tapu yapıyor Kendisi bir kız iğfal ediyor kendi kendini asıyor. Balıkesirdeki Dört katlı Milletin yaptığı Kuran kursu Ölü Hüseyin Bakırın çocuklarına kalıyor. Şimdi Bu dört katlı binayı çocukları kullanıyor.
Manisa Saruhan İlçesi Kuran kursunu millet yapıyor. Yine dört katlı süleymancının birinin üzerine tapu çıkartılıyor.Şimdi Ahali faydalanamıyor Süleymancılar yatılı Kuran kursu olarak kendileri kullanıyor.
Bu il ve ilçelerde ahali çok kızıyor ama bir şey yapımıyor Öbür dünyada her hak meydana çıkacak diye avunuyorlar.
Makbuzlarına orta öğretim makbuzu olarak yazmışlar ahaliyi aldatıyorlar. İmam-Hatip okullarına İmam Hatap odun İmam ismini vermişler. Müftülerin bir numaralı düşmanı olmuşlar.Diyanete ,Dinayet ismini vermişler.Siyasetleri pazarlıkla olur.Bunları Milletin hakları iyi etmez.Bunlar Allahtan cezalarını bulurlar inşaallah…..
•
Bir müdürle (ismi mahfuz) aramızda şu konuşmalar geçti:
“Yahu bu kitap çıktıktan sonra süleymancılar ne yüzle dışarıya çıkıyorlar. Bu adamlar utanmıyor mu?
Hatta geliyorlar bizden yurt için araba alıyorlar, bakıyorum kendilerine şahsi yalı yapıyorlar. Şimdi kitabı masamın üzerine koyacağım, gelen süleymancı oraya baksın da bana ona göre söz söylesin. Benden bir şey istemesin. Çünkü arabayı yurt için alıyor, yalıya kullanıyor. Bıktık, herkes nefret etti.” demiştir.
Her uğradığımız yere bakıyorum ki, artık halkın bunların içyüzünü öğrendiğini, nefret ettiğini görüyorum.
Halk kitabı iştiyakla okuyor, çünkü artık halk bunlardan nefret etmiş.
Müslümanların kanını emiyorlar, yalı yapıyorlar, apartman yapıyorlar, altlarında taksileri var. Bunlar hiç çalışmadıkları halde bu saltanat nereden geliyor?
İşte kardeş;
Fasığa yardım etmekle dininin yıkılmasına vesile olmuş oluyorsun.
Hadis-i şerif’te:
“Fasığa ikram eden kimse İslâmiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olur.” buyuruluyor. (Münavi)
Siz de bunlara yardım ediyorsunuz, fakat Din-i Mübin’i yıkıyorsunuz, farkında değilsiniz. Çünkü siz bunları müslüman zannediyorsunuz.
•
Sakın, “Bize kâfir diyor.” demeyin. Yaratmak da emretmek de Allah-u Teâlâ’ya âittir. Allah-u Teâlâ’nın Âyet-i kerime’lerini bir bir önünüze koyuyorum.
Hazret-i Allah Âyet-i kerime’sinde:
“Bununla beraber kâfirlikten vazgeçip tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.” buyurmaktadır. (Tevbe: 11)
Bu Âyet-i kerime mucibince ya iman edeceksiniz, Hazret-i Allah’ın ve Resulü’nün dinine gireceksiniz. Veyahut bu Âyet-i kerime’leri inkâr edeceksiniz, bölücülük girdabında kalacaksınız. Ama, “Bize kâfir diyor.” demeye hakkınız yok ve buna asla sahib-i selahiyet de değilsiniz. Bununla kaçmaya da çalışmayın.
Çünkü hiçbir zaman kendi sözümü değil, ancak Allah-u Teâlâ’nın kelâmını sizin önünüze sürüyorum.
•