Elmalılı Muhammde Hamdi Yazır orjinal meali ve sadeleştirme 1 mealinden ayetler eklenmiştir.Böylece ayetler hakkında daha çok düşünebiliriz.
Ayet numaraları yanındadır başka mealdende faydalanabilirsiniz.
Enam süresini okudum.Bazı yerleri not aldım ve kategori oluşturdum.Bunları ekliyorum umarım faydalı olur.Kuranı kerimi mealini okumaya ve anlamaya yöneltecek bir çalışmadır.Tekrar tekrar bende faydalanıyorum.
İlk önce yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü) bize bildirdiği kadarıyla anlamak için bu ayetleri not almıştım onları ekliyorum.
Sırf ilgili cümleyi aldım"Yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü)"bölümünde.(Not enam süresinde tüm ayeti ekledim.Çünkü ilgili ayetlerin tamamı Yüce Rabbimizi anlatıyor.)
Ayetin tamamını eklemedim.Ayet numarasından siz bakabilirsiniz.Diğer kategorilerde ayetlerin tamamını ekledim.
Yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü)
[006.003] Halbuki o Göklerde de Allah yerde de, sizin içinizi de bilir, dışınızı da, daha ne kesbedeceksiniz onu da bilir
3. Halbuki göklerde de yerde de Allah O'dur. İçinizi de dışınızı da bilir. Daha ne yapıp kazanacağınızı da bilir.
[006.012] Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler
12. De ki: "Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?" "Allah'ındır!" de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.
[006.013] Halbuki gecede gündüzde barınan ne varsa onun, ve işiden bilen ancak o
13. Oysa gecede, gündüzde barınan herşey O'nundur. İşiten ve bilen ancak O'dur.
[006.018] Kullarının üstünde kahir o, hakîm o, habîr o
18. Kullarının üstünde tam hakim O'dur. Herşeyden haberdar O'dur!
[006.059] Gaybin anahtarları onun yanındadır, onları ancak o bilir, hem kara ve denizde ne varsa bilir, bir yaprak düşmez, ve Arzın zulümatı içine bir habbede gitmez ki o bilmesin, ne bir yaş ne de bir kuru yoktur ki her hal bir kitabı mübînde olmasın
59. Gaybın anahtarları O'nun yanındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa yine O bilir. Bir yaprak düşmez ve yerin karanlıklarına bir tane gitmez ki O bilmesin. Yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan kitapta bulunmasın.
[006.060] O odur ki sizleri geceleyin kendinizden geçirir alır, bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilir tutar, sonra sizi onun içinde ba'seder ki mukadder olan bir ecel tamamlansın, sonra onadır yine nihayet dönümünüz, sonra size haber verecek neler işliyordunuz
60. O'dur sizleri geceleyin kendinizden geçiren, bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilen, sonra belirlenmiş olan bir ecel (ölüm süreci) tamamlansın diye gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran. Sonra O'nadır yine dönüşünüz. Sonra size neler yaptığınızı haber verecektir.
[006.061] Kullarının fevkında kahir o, üzerinize harekâtınızı zabteden hafaza gönderir, hattâ birinize ölüm geldiği vakit onu gönderdiğimiz Melekler kabzederler ve onlar vazifelerinde kusûr etmezler
61. O, kulları üzerinde hükümranlığını sürdürür ve üzerinize hareketlerinizi kaydeden koruyucular gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği vakit, gönderdiğimiz ve görevlerinde kusur yapmayan melekler canını alırlar.
[006.095] Allâh o dâneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allâh o, şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?
95. Tane ve çekirdekleri Allah pörtletir. Ölüden diri, diriden ölü çıkarır. İşte size söylüyorum Allah O'dur. Şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?
[006.096] O, tan attırıb sabah çıkaran, geceyi bir aramgâh kılmış, Şems-ü Kameri de birer nişanei hisâb, o işte o azîz, alîmin takdiri
96. Tan attırıp sabahı çıkaran O'dur. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı da vakit ölçüsü yapmıştır. İşte bu, o güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
[006.097] Hem odur, o ki karada ve denizde yolu doğrultmanız için size yıldızları sebeb kılmıştır, hakikat ilim ehli olanlar için âyetleri tafsıl eyledik
97. Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu doğrultmanız için size yıldızları sebep kılan O'dur. Gerçekten Biz ayetlerimizi, anlayan bir topluluk için açıkladık.
[006.098] Hem odur, o ki sizi bir tek nefisten halketti, demek bir müstekar bir de müstevda' var, hakıkat ince anlayışlı fıkıh ehli olanlar için âyetleri tafsıl eyledik
98. Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Demek ki, bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gerçekten, ayetlerimizi ince anlayışlı olanlar için açıkladık.
[006.099] Yine odur, o ki Semâdan bir su indirdi, derken onunla her şeyin nebatını çıkardık, derken ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üzerine binmiş dâneler çıkarıyoruz, hurma ağacından da tal'ından sarkan salkımlar ve üzümlerden bağlar, zeytunu da narı da birbirine benzer benzemez, bakın her birinin meyvesine: Bir meyve verdiği vakıt, bir de kemale erişine, şüphesiz şu sizi gösterilende iyman ehli olanlar için bir çok âyetler vardır
99. Gökten su indiren de O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler çıkarırız, hurma ağacının tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve narı da çıkardık. Bunların kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bakın herbirinin meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaşmasına. Şüphesiz şu size gönderilende inananlar için bir çok ibretler vardır.
101. Göklerin ve yerin örneksiz yaratıcısı O'dur. Eşi olması mümkün değilken O'nun çocuğu nasıl düşünülebilir. O, herşeyi yaratmıştır ve herşeyi bilendir.
[006.102] İşte size bu evsaf ile işaret olunan zâti a'lâdır Allah rabbınız, başka tanrı yok ancak o, her şey'in halikı o, o halde ona kulluk edin, her şey'e karşı dayanılacak vekil de o
102. İşte bu vasıflara sahip olan Allah'tır Rabbiniz. O'ndan başka tanrı yoktur. Herşeyin yaratıcısı O'dur. O halde O'na kulluk edin, herşeye karşı dayanılacak vekil de O'dur.
[006.103] onu gözler idrâk etmez, gözleri o idrâk eder, öyle lâtif öyle habîr o
103. O'nu gözler algılamaz, O ise bütün gözleri idrak eder. O öyle latif ve öyle herşeyden haberdardır.
[006.117] Her halde rabbındır en ziyade bilen kim yolundan sapıyor, doğru gidenleri en ziyade bilen de o
117. Şüphesiz Rabbin kimin yolundan saptığını en iyi bilendir, doğru yoldan gidenleri en iyi bilen de O'dur.
[006.133] Rabbın ganiy, merhametli, yoksa dilerse sizi ortadan kaldırır, arkanızdan yerinize dilediğini getirir, nasıl ki sizi başka bir kavmın zürriyyetinden inşa buyurdu
133. Rabbin zengindir, merhametlidir. Yoksa, dilerse, sizi ortadan kaldırır ve nasıl ki, sizi başka bir kavmin soyundan getirdi ise, arkanıdan yerinize dilediğini getirir.
[006.149] İşte, de, hucceti baliğa ancak Allahın; evet, o dilese idi sizi hep birden hidayete erdirirdi
149. De ki: "Kesin ve açık delil ancak Allah'ındır. O, dileseydi, sizi hep birden doğru yola iletirdi."
[006.163] Şeriki yoktur onun, ben bununla emrolundum ve ben müslimînin evveliyim
163. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim."
[006.165] O, odur ki sizi Arzın halîfeleri yaptı ve ba'zınızı ba'zınızın derecelerle fevkına çıkardı, bunun hikmeti ise sizi size verdiği şeylerde imtihan etmektir, şüphe yok ki rabbın seriulıkab, yine şüphe yok ki o yegâne gafur, yegâne rahîm
165. O, sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve sizleri verdiği şeylerle denemek için kiminizi kiminize üstün kılandır. Şüphe yok ki, Rabbin çabuk cezalandıran ve yine şüphe yok ki, O tek bağışlayan, tek merhamet edendir.
DUA
162. De ki: "Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm kesinlikle hep o alemlerin Rabbı olan Allah içindir.
PEYGAMBERLER
Hz.İshak,Yakup,Nuh,Davud,Süleyman,Eyyub,Yusuf,Musa,Harun,Zekeriya,Yahya,İsa,İlyas,İsmail,Elyasa,Yunus,Lut(a.s)
ÖNEMLİ
32. Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan başka birşey değildir. Ahiret yurdu ise muhakkak Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız?
36. Sade işitmesi olanlar davete icabet eder. Ölülere gelince, onları Allah diriltir, sonra hepsi O'nun huzuruna çıkarılırlar.
52. Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-akşam O'na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değildirler ki, biçareleri kovup da zalimlerden olasın.
54. Ayetlerimize iman edenler, yanına geldikleri zaman de ki: "Selam sizlere! Rabbiniz kendine rahmeti yazdı. Sizden kim bir cahillikle bir kötülük yapmış, sonra arkasından tevbe edip düzelmiş ise, on karşı bağışlayan, esirgeyendir.
72. Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkun!" Haşrolunup varacağınız O!
75. Böylece İbrahim'e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.
82. İman edip de imanlarını bir haksızlıkla karıştırmayan kimseler, işte korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler de onlardır.
93. Allah'a karşı yalan uyduran veya kendisine birşey vahyedilmemişken: "Bana vahiy geliyor!" diyen kimseden, bir de: "Allah'ın indirdiği ayetler gibi ben de indireceğim!" diyenden daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölümün şiddetli dalgaları içinde boğulurken bir görsen! Melekler, ellerini kendilerine uzatıp: "Haydi bakalım çıkarın canınızı! Bugün zillet azabı ile cezalandırılacaksınız; Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğinizden ve Allah'ın ayetlerine karşı kibirli davranmanızdan dolayı!" derler
115. Rabbinin sözü, doğrulukça da adaletçe de tam kemalindedir. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.
118. O halde eğer O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin.
119. O, size, çaresiz kaldığınız haller dışında, yasakladığı şeylerin tümünü ayrıntılı olarak bildirmişken, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan niye yemeyeceksiniz? Evet, birçokları bildiklerinden değil, yalnızca çarpık arzularıyla insanları sapıklığa düşürüyorlar. Şüphesiz o ölçüyü aşanları en iyi bilen Rabbindir.
120. Günahın açığını da gizlisini de bırakın, çünkü günah kazananlar, yarın kazandıkları günahın cezasını kesinlikle çekeceklerdir.
125. Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır.
132. Herkesin yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Rabbin ne yaptıklarından habersiz de değildir.
137. Yine bunun gibi, Allah'a ortak koşanlardan çoğuna çocuklarını öldürmeyi de o taptıkları ortaklar, hem onları helak etmek hem de dinlerini karma karışık etmek için iyi birşeymiş gibi gösterdiler. Allah dileseydi, bunu yapmazlardı. O halde onları uydurdukları kanunlarla başbaşa bırak ne halleri varsa görsünler.
141. O çardaklı ve çardaksız cennet misali bağları, tatları ve yemişleri birbirinden farklı ekinleri, hurmaları, zeytinleri, narları, birbirine hem benzer hem benzemez bir şekilde yaratan hep O'dur. Her biri ürün verdiğinde meyvelerinden yiyin. Hasat ve toplama zamanında hakkını da verin, israf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez.
148. Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de babalarımız O'na ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Bunlardan öncekiler de Bizim azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: "İlim denilecek birşeyiniz var mı ki, bize çıkara-sınız? Siz sadece bir zannın ardından gidiyorsunuz ve siz yalnızca atıp tutuyorsunuz."
151. De ki: "Gelin, size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım! O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kötülüklerin açığına da gizlisine de yanaşmayın, Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte duydunuz ya, O, size düşünesiniz diye bunları emretti!"
153. Bir de bu Benim dosdoğru yolumdur; hep onu takip edin, sizi onun yolundan saptırıp parçalayacak başka yolları takip etmeyin! Duydunuz ya, O, korunup takva sahibi olasınız diye bunları size emretti.
158. Onlar, ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rablerinin bir takım alametlerinin gelmesini gözetliyorlar. Rabbinin bazı alametleri geldiği gün, önceden iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış bir kimseye o günkü imanı hiçbir yarar sağlamaz. De ki: "Gözetin! Çünkü biz de şüphesiz gözetiyoruz.
159. Dinlerini parça parça edip ayrı ayrı gruplara ayrılanlarla senin hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir.
160. Kim bir iyilik ile gelirse, ona on katı verilir. Kim de bir kötülük ile gelirse, yalnızca onun karşılığı ile cezalandırılır ve hiçbirine haksızlık edilmez.
Ayet numaraları yanındadır başka mealdende faydalanabilirsiniz.
Enam süresini okudum.Bazı yerleri not aldım ve kategori oluşturdum.Bunları ekliyorum umarım faydalı olur.Kuranı kerimi mealini okumaya ve anlamaya yöneltecek bir çalışmadır.Tekrar tekrar bende faydalanıyorum.
İlk önce yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü) bize bildirdiği kadarıyla anlamak için bu ayetleri not almıştım onları ekliyorum.
Sırf ilgili cümleyi aldım"Yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü)"bölümünde.(Not enam süresinde tüm ayeti ekledim.Çünkü ilgili ayetlerin tamamı Yüce Rabbimizi anlatıyor.)
Ayetin tamamını eklemedim.Ayet numarasından siz bakabilirsiniz.Diğer kategorilerde ayetlerin tamamını ekledim.
Yüce Rabbimiz Allah (celle celalühü)
[006.003] Halbuki o Göklerde de Allah yerde de, sizin içinizi de bilir, dışınızı da, daha ne kesbedeceksiniz onu da bilir
3. Halbuki göklerde de yerde de Allah O'dur. İçinizi de dışınızı da bilir. Daha ne yapıp kazanacağınızı da bilir.
[006.012] Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler
12. De ki: "Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?" "Allah'ındır!" de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.
[006.013] Halbuki gecede gündüzde barınan ne varsa onun, ve işiden bilen ancak o
13. Oysa gecede, gündüzde barınan herşey O'nundur. İşiten ve bilen ancak O'dur.
[006.018] Kullarının üstünde kahir o, hakîm o, habîr o
18. Kullarının üstünde tam hakim O'dur. Herşeyden haberdar O'dur!
[006.059] Gaybin anahtarları onun yanındadır, onları ancak o bilir, hem kara ve denizde ne varsa bilir, bir yaprak düşmez, ve Arzın zulümatı içine bir habbede gitmez ki o bilmesin, ne bir yaş ne de bir kuru yoktur ki her hal bir kitabı mübînde olmasın
59. Gaybın anahtarları O'nun yanındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa yine O bilir. Bir yaprak düşmez ve yerin karanlıklarına bir tane gitmez ki O bilmesin. Yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan kitapta bulunmasın.
[006.060] O odur ki sizleri geceleyin kendinizden geçirir alır, bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilir tutar, sonra sizi onun içinde ba'seder ki mukadder olan bir ecel tamamlansın, sonra onadır yine nihayet dönümünüz, sonra size haber verecek neler işliyordunuz
60. O'dur sizleri geceleyin kendinizden geçiren, bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilen, sonra belirlenmiş olan bir ecel (ölüm süreci) tamamlansın diye gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran. Sonra O'nadır yine dönüşünüz. Sonra size neler yaptığınızı haber verecektir.
[006.061] Kullarının fevkında kahir o, üzerinize harekâtınızı zabteden hafaza gönderir, hattâ birinize ölüm geldiği vakit onu gönderdiğimiz Melekler kabzederler ve onlar vazifelerinde kusûr etmezler
61. O, kulları üzerinde hükümranlığını sürdürür ve üzerinize hareketlerinizi kaydeden koruyucular gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği vakit, gönderdiğimiz ve görevlerinde kusur yapmayan melekler canını alırlar.
[006.095] Allâh o dâneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allâh o, şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?
95. Tane ve çekirdekleri Allah pörtletir. Ölüden diri, diriden ölü çıkarır. İşte size söylüyorum Allah O'dur. Şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?
[006.096] O, tan attırıb sabah çıkaran, geceyi bir aramgâh kılmış, Şems-ü Kameri de birer nişanei hisâb, o işte o azîz, alîmin takdiri
96. Tan attırıp sabahı çıkaran O'dur. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı da vakit ölçüsü yapmıştır. İşte bu, o güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
[006.097] Hem odur, o ki karada ve denizde yolu doğrultmanız için size yıldızları sebeb kılmıştır, hakikat ilim ehli olanlar için âyetleri tafsıl eyledik
97. Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu doğrultmanız için size yıldızları sebep kılan O'dur. Gerçekten Biz ayetlerimizi, anlayan bir topluluk için açıkladık.
[006.098] Hem odur, o ki sizi bir tek nefisten halketti, demek bir müstekar bir de müstevda' var, hakıkat ince anlayışlı fıkıh ehli olanlar için âyetleri tafsıl eyledik
98. Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Demek ki, bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gerçekten, ayetlerimizi ince anlayışlı olanlar için açıkladık.
[006.099] Yine odur, o ki Semâdan bir su indirdi, derken onunla her şeyin nebatını çıkardık, derken ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üzerine binmiş dâneler çıkarıyoruz, hurma ağacından da tal'ından sarkan salkımlar ve üzümlerden bağlar, zeytunu da narı da birbirine benzer benzemez, bakın her birinin meyvesine: Bir meyve verdiği vakıt, bir de kemale erişine, şüphesiz şu sizi gösterilende iyman ehli olanlar için bir çok âyetler vardır
99. Gökten su indiren de O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler çıkarırız, hurma ağacının tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve narı da çıkardık. Bunların kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bakın herbirinin meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaşmasına. Şüphesiz şu size gönderilende inananlar için bir çok ibretler vardır.
101. Göklerin ve yerin örneksiz yaratıcısı O'dur. Eşi olması mümkün değilken O'nun çocuğu nasıl düşünülebilir. O, herşeyi yaratmıştır ve herşeyi bilendir.
[006.102] İşte size bu evsaf ile işaret olunan zâti a'lâdır Allah rabbınız, başka tanrı yok ancak o, her şey'in halikı o, o halde ona kulluk edin, her şey'e karşı dayanılacak vekil de o
102. İşte bu vasıflara sahip olan Allah'tır Rabbiniz. O'ndan başka tanrı yoktur. Herşeyin yaratıcısı O'dur. O halde O'na kulluk edin, herşeye karşı dayanılacak vekil de O'dur.
[006.103] onu gözler idrâk etmez, gözleri o idrâk eder, öyle lâtif öyle habîr o
103. O'nu gözler algılamaz, O ise bütün gözleri idrak eder. O öyle latif ve öyle herşeyden haberdardır.
[006.117] Her halde rabbındır en ziyade bilen kim yolundan sapıyor, doğru gidenleri en ziyade bilen de o
117. Şüphesiz Rabbin kimin yolundan saptığını en iyi bilendir, doğru yoldan gidenleri en iyi bilen de O'dur.
[006.133] Rabbın ganiy, merhametli, yoksa dilerse sizi ortadan kaldırır, arkanızdan yerinize dilediğini getirir, nasıl ki sizi başka bir kavmın zürriyyetinden inşa buyurdu
133. Rabbin zengindir, merhametlidir. Yoksa, dilerse, sizi ortadan kaldırır ve nasıl ki, sizi başka bir kavmin soyundan getirdi ise, arkanıdan yerinize dilediğini getirir.
[006.149] İşte, de, hucceti baliğa ancak Allahın; evet, o dilese idi sizi hep birden hidayete erdirirdi
149. De ki: "Kesin ve açık delil ancak Allah'ındır. O, dileseydi, sizi hep birden doğru yola iletirdi."
[006.163] Şeriki yoktur onun, ben bununla emrolundum ve ben müslimînin evveliyim
163. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim."
[006.165] O, odur ki sizi Arzın halîfeleri yaptı ve ba'zınızı ba'zınızın derecelerle fevkına çıkardı, bunun hikmeti ise sizi size verdiği şeylerde imtihan etmektir, şüphe yok ki rabbın seriulıkab, yine şüphe yok ki o yegâne gafur, yegâne rahîm
165. O, sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve sizleri verdiği şeylerle denemek için kiminizi kiminize üstün kılandır. Şüphe yok ki, Rabbin çabuk cezalandıran ve yine şüphe yok ki, O tek bağışlayan, tek merhamet edendir.
DUA
162. De ki: "Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm kesinlikle hep o alemlerin Rabbı olan Allah içindir.
PEYGAMBERLER
Hz.İshak,Yakup,Nuh,Davud,Süleyman,Eyyub,Yusuf,Musa,Harun,Zekeriya,Yahya,İsa,İlyas,İsmail,Elyasa,Yunus,Lut(a.s)
ÖNEMLİ
32. Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan başka birşey değildir. Ahiret yurdu ise muhakkak Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız?
36. Sade işitmesi olanlar davete icabet eder. Ölülere gelince, onları Allah diriltir, sonra hepsi O'nun huzuruna çıkarılırlar.
52. Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-akşam O'na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değildirler ki, biçareleri kovup da zalimlerden olasın.
54. Ayetlerimize iman edenler, yanına geldikleri zaman de ki: "Selam sizlere! Rabbiniz kendine rahmeti yazdı. Sizden kim bir cahillikle bir kötülük yapmış, sonra arkasından tevbe edip düzelmiş ise, on karşı bağışlayan, esirgeyendir.
72. Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkun!" Haşrolunup varacağınız O!
75. Böylece İbrahim'e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.
82. İman edip de imanlarını bir haksızlıkla karıştırmayan kimseler, işte korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler de onlardır.
93. Allah'a karşı yalan uyduran veya kendisine birşey vahyedilmemişken: "Bana vahiy geliyor!" diyen kimseden, bir de: "Allah'ın indirdiği ayetler gibi ben de indireceğim!" diyenden daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölümün şiddetli dalgaları içinde boğulurken bir görsen! Melekler, ellerini kendilerine uzatıp: "Haydi bakalım çıkarın canınızı! Bugün zillet azabı ile cezalandırılacaksınız; Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğinizden ve Allah'ın ayetlerine karşı kibirli davranmanızdan dolayı!" derler
115. Rabbinin sözü, doğrulukça da adaletçe de tam kemalindedir. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.
118. O halde eğer O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin.
119. O, size, çaresiz kaldığınız haller dışında, yasakladığı şeylerin tümünü ayrıntılı olarak bildirmişken, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan niye yemeyeceksiniz? Evet, birçokları bildiklerinden değil, yalnızca çarpık arzularıyla insanları sapıklığa düşürüyorlar. Şüphesiz o ölçüyü aşanları en iyi bilen Rabbindir.
120. Günahın açığını da gizlisini de bırakın, çünkü günah kazananlar, yarın kazandıkları günahın cezasını kesinlikle çekeceklerdir.
125. Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır.
132. Herkesin yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Rabbin ne yaptıklarından habersiz de değildir.
137. Yine bunun gibi, Allah'a ortak koşanlardan çoğuna çocuklarını öldürmeyi de o taptıkları ortaklar, hem onları helak etmek hem de dinlerini karma karışık etmek için iyi birşeymiş gibi gösterdiler. Allah dileseydi, bunu yapmazlardı. O halde onları uydurdukları kanunlarla başbaşa bırak ne halleri varsa görsünler.
141. O çardaklı ve çardaksız cennet misali bağları, tatları ve yemişleri birbirinden farklı ekinleri, hurmaları, zeytinleri, narları, birbirine hem benzer hem benzemez bir şekilde yaratan hep O'dur. Her biri ürün verdiğinde meyvelerinden yiyin. Hasat ve toplama zamanında hakkını da verin, israf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez.
148. Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de babalarımız O'na ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Bunlardan öncekiler de Bizim azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: "İlim denilecek birşeyiniz var mı ki, bize çıkara-sınız? Siz sadece bir zannın ardından gidiyorsunuz ve siz yalnızca atıp tutuyorsunuz."
151. De ki: "Gelin, size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım! O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kötülüklerin açığına da gizlisine de yanaşmayın, Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte duydunuz ya, O, size düşünesiniz diye bunları emretti!"
153. Bir de bu Benim dosdoğru yolumdur; hep onu takip edin, sizi onun yolundan saptırıp parçalayacak başka yolları takip etmeyin! Duydunuz ya, O, korunup takva sahibi olasınız diye bunları size emretti.
158. Onlar, ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rablerinin bir takım alametlerinin gelmesini gözetliyorlar. Rabbinin bazı alametleri geldiği gün, önceden iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış bir kimseye o günkü imanı hiçbir yarar sağlamaz. De ki: "Gözetin! Çünkü biz de şüphesiz gözetiyoruz.
159. Dinlerini parça parça edip ayrı ayrı gruplara ayrılanlarla senin hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir.
160. Kim bir iyilik ile gelirse, ona on katı verilir. Kim de bir kötülük ile gelirse, yalnızca onun karşılığı ile cezalandırılır ve hiçbirine haksızlık edilmez.