14 |
07.Bakara |
7. HatemAllahü ala kulubihim ve
ala sem'ıhim* ve ala ebsarihim ğaşaveh* ve lehüm azabün azim |
7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir.
Gözlerinin üzerine perde inmiştir. Onlar için büyük bir azap
vardır. |
22 |
015.Bakara |
15. Allahü
yestehziü bihim ve yemüddühüm fı tuğyanihim ya'mehun |
15. Allah da kendileriyle alay eder, azgınlıklarında onlara
mühlet verir, bu yüzden onlar bir müddet başı-boş dolaşırlar. |
26 |
019.Bakara |
19. Ev ke seyyibim mines semai fıhi zulümatüv ve ra'düv ve
bark* yec'alune esabiahüm fı azanihim mines savaıkı hazeral mevt*
vAllahü mühıytum bil kafirın |
19. Yahut onların hali, gökten sağanak halinde boşanan,
içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırımlar bulunan yağmura tutulmuş
kimselerin durumu gibidir. Yıldırımdan ölme korkusuyla parmaklarını
kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah o kâfirleri çepeçevre
kuşatmıştır. |
34 |
027.Bakara |
27. Ellezıne yenkudune ahdellahi mim ba'di mısakıh* ve
yaktaune ma emerAllahü bihı ey yusale ve
yüfsidune fil ard* ülaike hümül hasirun |
27. Onlar ki, kesin söz verip bağlandıktan sonra Allah’a
verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (iman
ve akrabalık bağlarını) keserler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar
gerçekten zarara düşmüş olanlardır. |
62 |
055.Bakara |
55. Ve iz kultüm ya musa len nü'mine leke hatta nerAllahe cehraten fe ehazetkümüs saıkatü ve entüm
tenzurun |
55. Siz de: “Ey Musa! Allah’ı apaçık görmedikçe sana
inanmayacağız.” demiştiniz de gözleriniz göre göre yıldırım gelip sizi
çarpmıştı. |
79 |
072.Bakara |
72. Ve iz kateltüm nefsen feddara'tüm fıha* vAllahü muhricüm ma küntüm tektümun |
72. Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız.
Oysa Allah gizlediğinizi ortaya çıkaracaktır. |
81 |
074.Bakara |
74. Sümme kaset kulubüküm mim ba'di zalike fe hiye kel
hıcarati ev eşeddü kasveh* ve inne minel hıcarati lema yetefecceru minhül
enhar* ve inne minha lema yeşşekkaku fe yahrucü minhül ma'* ve inne minha
lema yehbitu min haşyetillah* vemAllahü bi
ğafilin amma ta'melun |
74. Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi
o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşın öylesi vardır
ki, içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme
gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır düşer.
Allah yaptıklarınızı bilmez değildir. |
83 |
076.Bakara |
76. Ve iza leküllezıne amenu kalu amenna* ve iza hala
ba'duhüm ila ba'din kalu etühaddisunehüm bi ma fetehAllahü aleyküm li yühaccuküm bihı ınde rabbiküm* e fe
la ta'kılun |
76. (Yahudi münafıklar) müminlerle karşılaştıkları zaman:
“Biz de iman ettik.” derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında ise:
“Allah’ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinizde
kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz? Bunları hiç düşünemiyor
musunuz?” derler. |
92 |
085.Bakara |
85. Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune
ferıkam minküm min diyarihim tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan* ve iy
ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ıhracühüm* e fe
tü'minune bi ba7dıl kitabi ve tekfürune bi ba'd* fe ma cezaü mey yef'alü
zalike minküm illa hızyün fil hayatid dünya* ve yevmel kıyameti yüraddune
ila eşeddil azab* vemAllahü bi ğafilin amma
ta'melun |
85. Bu misakı kabul eden sizler yine birbirinizi öldürüyor,
aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, onlara karşı günah ve
düşmanlıkta birleşiyorsunuz. Eğer esir düşüp gelirlerse (kurtulmaları
için) fidyelerini veriyorsunuz. Oysa onları yurtlarından çıkarmak size
haram kılınmıştır. Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr
mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanların cezası dünya hayatında rezil
olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise en şiddetli azaba
çarptırılacaklardır. Allah yaptıklarınızdan aslâ gâfil
değildir. |
102 |
095.Bakara |
95. Ve ley yetemennevhü ebedem bima kaddemet eydıhim*
vAllahü alimüm biz zalimın |
95. Onlar, ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü
aslâ istemezler. Allah zâlimleri bilendir. |
103 |
096.Bakara |
96. Ve le tecidennehüm ahrasan nasi ala hayah* ve minellezıne
eşraku yeveddü ehadühüm lev yüammeru elfe seneh* ve ma hüve bi müzahzihıhı
minel azabi ey yüammer* vAllahü besirum bima
ya'melun |
96. Yemin olsun ki; sen yahudileri yaşamaya karşı diğer
insanlardan, hatta müşriklerden de daha düşkün ve hırslı görürsün.
Onlardan her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa ki (bu şekilde
uzun) yaşatılması, onu azaptan uzaklaştıracak değildir. Allah onların
yaptıklarını görmektedir. |
112 |
0105.Bakara |
105. Ma yeveddüllezıne keferu min ehlil kitabi ve lel
müşrikıne ey yünezzele aleyküm min hayrim mir rabbiküm* vAllahü yehtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vAllahü zül fadlil azim |
105. Kitap ehlinden olan kâfirler de müşrikler de size
Rabbinizden bir hayır inmesini istemezler. Oysa Allah kimi dilerse onu
rahmetiyle mümtaz kılar. Allah büyük lütuf sahibidir. |
120 |
0113.Bakara |
113. Ve kaletil yehudü leysetin nesar ala şey'iv ve kaletin
nesara leysetil yehudü ala şey'iv ve hüm yetlunel kitab* kezalike
kalellezıne la ya'lemune misle kavlihim* fAllahü yahkümü beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu
fıhi yahtelifun |
113. Yahudiler: “Hıristiyanlar bir şey (bir temel) üzerinde
değildirler.” dediler. Hıristiyanlar da: “Yahudiler bir şey (bir temel)
üzerinde değildirler.” dediler. Oysa onlar Kitab’ı da okumaktadırlar.
Kitab’ı bilmeyen kimseler de öylece onların dedikleri gibi dediler.
Ayrılığa düştükleri şeyde Allah kıyamet günü aralarında hüküm
verecektir. |
122 |
0115.Bakara |
115. Ve lillahil meşriku vel mağribü fe eynema tüvellu fe
semme vechüllah* innAllahe vasiun
alim |
115. Doğu da batı da Allah’ındır. Yüzünüzü hangi cihete
çevirirseniz çevirin, vech-i ilâhî oradadır. Şüphesiz ki Allah’ın (rahmeti
ve kudreti) geniştir, O her şeyi bilendir. |
127 |
0120.Bakara |
120. Ve len terda ankel yehudü ve len nesara hatta tettebia
milletehüm* kul inne hüdellahi hüvel hüda* ve leinitteba'te ehvaehüm
ba'dellezı caeke minel ılmi ma leke minAllahi miv veliyyiv ve la nasıyr |
120. Sen onların dinlerine uymadıkça ne yahudiler ne de
hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar. De ki: “Allah’ın hidayeti asıl
hidayetin tâ kendisidir.” Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına
uyacak olursan, andolsun ki Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı
olmaz. |
147 |
0140.Bakara |
140. Em tekulune inne ibrahime ve ismaıyle ve ıshaka ve
ya'kube vel esbata kanu huden ev nesara* kul e entüm a'lemü emillah* ve
men azlemü mimmen keteme şehadeten ındehu minellah* ve mAllahü bi ğafilin amma ta'melun |
140. Yoksa siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının
yahudi veya hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: “Siz mi daha
iyi bilirsiniz yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine bildirilen bir
gerçeği gizleyenden daha zâlim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan gâfil
değildir.” |
151 |
0144.Bakara |
144. Kad nera tekallübe vechike fis semai fe lenüvelliyenneke
kıbleten terdaha* fevelli vcheke şatnal mescidil haram* ve haysü ma küntüm
fevellu vücuheküm şatrah* ve innellezıne utül kitabe le ya'lemune ennehül
hakku mir rabbihim* vemAllahü bi ğafilin
amma ya'melun |
144. Resulüm! Biz senin, yüzünü çok kere göğe doğru çevirip
durduğunu görüyoruz. Artık seni hoşnud olacağın bir kıbleye elbette
çevireceğiz. Bundan böyle yüzünü Mescid-i haram tarafına çevir. Siz de (ey
müminler!) nerede olursanız olun (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin.
Kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu
çok iyi bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz
değildir. |
156 |
0149.Bakara |
149. Ve min haysü haracte fevelli vecheke şatral mescidil
haram* ve innehu lel hakku mir rabbik* ve mAllahü bi ğafilin amma ta'melun |
149. Nereden yola çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i
haram’a doğru çevir. Şüphesiz ki bu, Rabbinizden gelen bir gerçektir.
Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. |
209 |
0202.Bakara |
202. Ülaike lehüm nasıybüm mimma kesebu* vAllahü seriul hısab |
202. İşte onlara kazançlarından ötürü karşılık vardır. Allah
hesabı çabuk görendir. |
212 |
0205.Bakara |
205. Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel
harse ven nesl* vAllahü la yühıbbül
fesad |
205. O yanından ayrıldığında (iş başına geçip idareci
olduğunda) yeryüzünde fesat (anarşi) çıkarmaya, ekini (ekonomiyi) ve nesli
helâk etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez. |
214 |
0207.Bakara |
207. Ve minen nasi mey yeşrı nefsehübtiğae merdatillah*
vAllahü raufüm bil ıbad |
207. İnsanlardan öyleleri var ki Allah’ın hoşnutluğunu
dileyerek nefsini satar. Allah ise kullarına karşı çok
merhametlidir. |
219 |
0212.Bakara |
212. Züyyine lillezıne keferul hayatüd dünya ve yesharune
minellezıne amenu* vellezınettekav fevkahüm yevmel kıyameh* vAllahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab |
212. İnkâr edip kâfir olanlara dünya hayatı süslü gösterildi.
Bu yüzden onlar inananlarla alay ederler. Oysa ki Allah’tan korkup karşı
gelmekten sakınanlar, kıyamet gününde onların üstünde olacaklardır. Allah
dilediğine hesapsız rızık verir. |
220 |
0213.Bakara |
213. Kanen nasü ümmetev vahideten fe beasellahün nebiyyıne
mübeşşirıne ve münzirıne ve enzele mealhümül kitabe bil hakkı li yahküme
beynen nasi fımahtelefufıh* ve mahtelefe fıhi illellezıne utuhü mim ba'di
ma caethümül beyyinatü bağyem beynehüm* fe hedellahüllezıne amenu
limahtelefu fıhi minel hakkı bi iznih* vAllahü yehdı mey yeşaü ila sıratım
müstekıym |
213. İnsanlar bir tek ümmet idi. Allah müjdeleyici ve uyarıcı
olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında anlaşmazlığa düştükleri
hususlarda hüküm vermek için onlarla beraber gerçekleri gösteren kitapları
da indirdi. Oysa kendilerine kitap verilmiş olanlar, kendilerine apaçık
deliller geldikten sonra, sırf birbirlerini çekememezlik yüzünden ayrılığa
düştüler. Bunun üzerine Allah, kendi izniyle ayrılığa düştükleri şeyleri
inananlara gösterdi. Şüphesiz ki Allah dilediğine doğru yolu
gösterir. |
221 |
0214.Bakara |
214. Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye'tiküm
meselüllezıne halev min kabliküm* messethümül be'saü ved darraü ve zülzilu
hatta yekuler rasulü vellezıne amenu meahu meta nasrullah* ela inne
nasrAllahi karib |
214. Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler,
sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına
öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve
beraberindeki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi. Biliniz
ki Allah’ın yardımı çok yakındır. |
223 |
0216.Bakara |
216. Kütibe aleykümül kıtalü ve hüve kürhül leküm* ve asa en
tühıbbu şey'ev ve hüve şerrul leküm* vAllahü
ya'lemü ve entüm la ta'lemun |
216. Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Bazen
hoşunuza gitmeyen bir şey, hakkınızda hayırlı olabilir ve hoşunuza giden
bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir siz
bilmezsiniz. |
225 |
0218.Bakara |
218. İnnellezıne amenu vellezıne haceru ve cahedu fı
sebılillahi ülaike yercune rahmetellah* vAllahü GAFURur rahıym |
218. Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allah yolunda
cihad ettiler. Böyleleri Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayan,
çok merhamet edendir. |
227 |
0220.Bakara |
220. Fid dünya vel ahirah* ve yes'eluneke anil yetama* kul
ıslahul lehüm hayr* ve in tühalituhüm fe ıhvanüküm* vAllahü ya'lemül müfside minel muslıh* ve lev şaellahü
le a'neteküm* innellahe azizün hakim |
220. Dünya ve ahiret hakkında (düşünesiniz diye). Resulüm!
Sana yetimler hakkında da sorarlar. De ki: “Onları ıslah edip yetiştirmek
daha hayırlıdır.” Eğer onları aranıza alır, birlikte yaşarsanız, unutmayın
ki onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu ve ıslah ediciyi bilir.
Eğer Allah dileseydi sizi zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah çok
güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
228 |
0221.Bakara |
221. Ve la tenkihul müşrikati hatta yü'minn* ve le emetüm
mü'minetüm hayrum mim müşriketiv ve lev a'cebetküm* ve la tünkihul
müşrikıne hatta yü'minu* ve le abdüm mü'minün hayrum mim müşrikiv ve lev
a'cebeküm* ülaike yed'une ilen nar* vAllahü
yed'u ilel cenneti vel mağfirati bi iznih* ve yübeyyinü ayatihı lin nasi
leallehüm yetezekkerun |
221. İnanıncaya kadar, Allah’a eş koşan müşrik bir kadınla
evlenmeyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha
hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla
evlendirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha
hayırlıdır. Müşrikler cehenneme çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve
mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara
böyle açıklıyor. |
231 |
0224.Bakara |
224. Ve la tec'alüllahe urdatel li eymaniküm en teberru ve
tetteku ve tuslihu beynen nas* vAllahü
semiun alim |
224. Yeminlerinizde Allah’ı; iyilik etmenize, kendisinden
korkmanıza, insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah
işitendir, bilendir. |
232 |
0225.Bakara |
225. La yüahızükümüllahü bil lağvi fı eymaniküm ve lakiy
yüahızüküm bi ma kesebet kulubüküm* vAllahu
GAFURun halim |
225. Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden
dolayı sorumlu tutmaz. Fakat sizi kalplerinizin kastettiği yeminlerden
dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayıcıdır, Halîm’dir. |
235 |
0228.Bakara |
228. Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete
kuru'* ve la yehıllü lehünne ey yektmne ma halekAllahü fı erhamihinne in künne yü'minne billahi vel
yevmil ahir* ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fı zalike in eradu
ıslaha* ve lehünne mislüllezı aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali
aleyhinne deraceh* vAllahü azizün
hakim |
228. Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç hayız ve
temizlenme müddeti beklerler. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa,
Allah’ın rahimlerde yarattığı çocuğu söylemeyerek gizlemeleri onlara helâl
olmaz. Kocaları da bu iddet müddeti içinde barışmak isterlerse onları geri
almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları
gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Erkeklerin
kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Allah Azîz’dir,
hükmünde hikmet sahibidir. |
239 |
0232.Bakara |
232. Ve iza tallaktümün nisae fe belağne ecelehünne fe la
ta'duluhünne ey yenkıhne ezvacehünne iza teradav beynehüm bil ma'ruf*
zalike yuazu bihı men kane minküm yü'minü billahi vel yevmil ahir* zaliküm
ezka leküm ve ather* vAllahü ya'lemü ve
entüm la ta'lemun |
232. Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince,
kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, kocalarıyla tekrar
evlenmelerine engel olmayın. İçinizden Allah’a ve ahiret gününe inanmış
olanlara işte bununla öğüt veriliyor. Böyle yapmanız sizin için daha iyi
ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
241 |
0234.Bakara |
234. Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvacey
yeterabbasne bi enfüsihinne erbeate eşhüriv ve aşra* fe iza belağne
ecelehünne fe la cünaha aleyküm fıma fealne fı enfüsihınne bil ma'ruf*
vAllahü bi ma ta'melune habir |
234. İçinizden vefat edenlerin geride bıraktıkları eşleri,
kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. Süreleri bitince artık
kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah
yaptığınız her şeyden haberdardır. |
247 |
0240.Bakara |
240. Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvaca*
vesıyyetel li ezvacihim metaan ilel havli ğayra ıhrac* fe in haracne fe la
cünaha aleyküm fı ma fealne fı enfüsihinne mim ma'ruf* vAllahü aziyzün hakiym |
240. İçinizden vefat edip de eşlerini geride bırakanlar,
eşleri için evlerinden çıkarılmayarak, bir yıl faydalanmalarını vasiyet
etsinler. Şayet o kadınlar kendiliklerinden çıkıp giderlerse, kendi
haklarında uygun olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah Azîz’dir,
hüküm ve hikmet sahibidir. |
252 |
0245.Bakara |
245. Menzellezı yukridullahe kardan hasenen fe yüdaıfehu lehu
ad'afen kesırah* vAllahü yakbidu ve yebsut*
ve ileyhi türceun |
245. Allah’a güzel bir borç takdiminde bulunacak kim var? Ki,
Allah ona kat kat fazlasını versin. Allah bazılarının rızkını daraltır,
bazılarınınkini de genişletir. Siz O’na döndürüleceksiniz. |
253 |
0246.Bakara |
246. E lem tera ilel melei mim benı israıle mim ba'di musa*
iz kalu li nebiyyil lehümüb'as lena meliken nükatil fı sebılillah* kale
hel aseytüm in kütibe aleykümül kıtalü ella tükatilu* kalu ve ma lena ella
nükatile fı sebılillahi ve kad uhricna min diyarina ve ebnaina* fe lemma
kütibe aleyhimül kıtalü tevellev illa kalılem minhüm* vAllahü alimüm biz zalimın |
246. Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın ileri gelenlerini
görmedin mi? Hani onlar peygamberlerine: “Bize bir hükümdar gönder de
(onun maiyyetinde) Allah yolunda savaşalım!” demişlerdi. “Üzerinize savaş
farz kılınır da ya savaşmazsanız?” dedi. Onlar da: “Biz Allah yolunda
neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de oğullarımızın
arasından uzaklaştırıldık.” dediler. Fakat onların üzerine savaş farz
kılınınca (verdikleri söze rağmen) içlerinden pek azı hariç, hepsi yüz
çevirdiler. Allah zâlimleri bilendir. |
254 |
0247.Bakara |
247. Ve kale lehüm nebiyyühüm innellahe kad bease leküm
talute melika* kalu enna yekunü lehül mülkü aleyna ve nahnü ehakku bil
mülki minhü ve lem yü'te seatem minel mal* kale innellahestafahü aleyküm
ve zadehu betaten fil ılmi vel cism* vAllahü
yü'tı mülkehu mey yeşa'* vAllahü vasiun
aliym |
247. Peygamberleri onlara: “İşte Allah Tâlut’u size hükümdar
olarak gönderdi.” dedi. Bunun üzerine: “O bizim üzerimize nasıl hükümdar
olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyıkız. Hem ona servet ve zenginlik
yönünden geniş imkânlar verilmiş de değil.” dediler. Peygamberleri: “Allah
onu sizin üzerinize beğenip seçmiştir. Ona bilgice ve vücutça da bir
üstünlük vermiştir. Şüphesiz ki Allah mülkünü dilediğine verir. Allah’ın
lütfu geniştir, her şeyi bilendir.” dedi. |
256 |
0249.Bakara |
249. Fe lemma fesale talutü bil cünudi kale innellahe
mübtelıküm bi neher* fe men şeribe minhü fe leyse minnı* vemel lem ya'amhü
fe innehu minnı illa menığterafe gurfetem bi yedih* fe şeribu minhü illa
kalılem minhüm* fe lemma cavezehu hüve vellezıne amenu meahu kalu la
takate lenel yevme bi calute ve cünudih*kalellezıne yezunnune ennehüm
mülakullahi kem min fietin kalıletin ğalebet fieten kesıratem bi iznillah*
vAllahü meas sabirın |
249. Tâlut ordusuyla beraber ayrılınca: “Şüphesiz ki Allah
sizi bir nehirle imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir.
Ondan tatmayıp sadece eliyle bir avuç içenler bendendir.” dedi. İçlerinden
pek azı hariç olmak üzere hepsi o nehirden içtiler. Tâlut ve beraberindeki
müminler nehri geçince: “Bugün bizim için Câlut ve ordusuna karşı koyacak
hiç gücümüz yoktur.” dediler. Allah’ın huzuruna varacaklarına inananlar
ise: “Nice az bir topluluk Allah’ın izniyle pek çok topluluğu yenmiştir.
Allah sabredenlerle beraberdir.” dediler. |
262 |
0255.Bakara |
255. Allahü
la ilahe illa hüvel hayyül kayyum* la te'huzühu sinetüv vela nevm* lehu ma
fis semavati ve ma fil ard* men zellezı yeşfeu ındehu illa bi iznih*
ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm* ve la yühıytune bi şey'im min
ılmihı illa bi ma şa'* vesia kürsiyyühüs semavati vel ard* ve la yeudühu
hıfzuhüma* ve hüvel aliyyül azim |
255. Allah o Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh
yoktur. O Hayy ve Kayyum’dur. (Ezelî ve ebedî hayat ile bâkidir. Zât ve
kemâl sıfatları ile her şeye hâkim olup, bütün varlıklar O’nunla kâimdir).
O’nu uyuklama da uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi
O’nundur. O’nun izni olmadan, katında kim şefaat edebilir? O, kullarının
işlediklerini ve işleyeceklerini bilir. O’nun dilediğinden başka, insanlar
O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri
kuşatmıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek kendisine ağır gelmez. O
öyle yüce, öyle azametlidir. |
263 |
0256.Bakara |
256. La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy* fe
mey yekfür bit tağuti ve yü'mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vüska
lenfisame leha* vAllahü semiun
alim |
256. Dinde zorlama yoktur. İman ile küfür birbirinden kesin
olarak ayrılmıştır. Kim Tağut’u inkâr edip de Allah’a iman ederse muhakkak
ki o kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa sımsıkı sarılmış olur.
Allah işitendir, bilendir. |
264 |
0257.Bakara |
257. Allahü
veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez zulümati ilen nur* vellezıne keferu
evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat* ülaike ashabün
nar* hüm fıha halidun |
257. Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan
kurtarıp nura çıkarır. İnkâr edip kâfir olanların dostları ise Tağut’tur.
Onları nurdan alıp karanlıklara götürür. İşte onlar cehennemliklerdir,
orada ebedî kalacaklardır. |
265 |
0258.Bakara |
258. E lem tera ilellezı hacce ibrahime fı rabbihı en
atahüllahül mülk* iz kale ibrahimü rabbiyellezı yuhyı ve yümıtü kel ene
uhyı ve ümıt* kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı
fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezı kefer* vAllahü la yehdil kavmez zalimın |
258. Allah kendisine hükümranlık verdi diye, Rabbi hakkında
İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi? İşte o zaman
İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür.” demişti. O da: “Ben de
diriltir ve öldürürüm.” dedi. İbrahim: “Şüphesiz ki Allah güneşi doğudan
getiriyor, sen de onu batıdan getir!” deyince inkâr eden adam şaşırıp
kaldı. Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
268 |
0261.Bakara |
261. Meselüllezıne yünfikune emvalehüm fı sebılillahi ke
meseli habbetin embetet seb'a senabihle fı külli sümbületim mietü habbeh*
vAllahü yüdaıfü li mey yeşa'* vAllahü vasiun alim |
261. Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her
başağında yüz tanesi olan ve yedi başak bitiren bir tohuma benzer. Allah
dilediğine fazlasıyla verir. Allah’ın lütfu geniştir ve O her şeyi
bilendir. |
270 |
0263.Bakara |
263. Kavlüm ma'rufüv ve mağfiratün hayrum min sadekatiy
yetbeuha eza* vAllahü GANİYyün
halim |
263. Bir tatlı dil, bir de af, arkasından incitme gelecek
sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, Halîm’dir. |
271 |
0264.Bakara |
264. Ya eyyühellezıne amenu la tübtılu sadekatiküm bil menni
vel eza kellezı yünfiku malehu riaen nasi ve la yü'minü billahi vel yevmil
ahir* fe meselühu ke meseli safvanin aleyhi türabün fe esabehu vabilün fe
terakehu salda* la yakdirune ala şey'im mimma kesebu* vAllahü la yehdil kavmel kafirın |
264. Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp,
insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa
kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. O gösteriş yapanın
durumu, üzerinde biraz toprak bulunan kayaya benzer. Şiddetli bir sağanak
isabet eder de onu sert bir kaya halinde bırakıverir (Toprağı gider, kaya
kalır). Kazandıklarından hiçbir şey elde edemez. Allah kâfirler gürûhunu
hidayete erdirmez. |
272 |
0265.Bakara |
265. Ve meselüllezıne yünfikune emvalehümüb tiğae
merdatillahi ve tesbıtem min enfüsihim ke meseli cennetim bi rabvetin
esabeha vabilün fe atet üküleha dı'feyn* fe il lem yüsıbha vabilün fe
tall* vAllahü bima ta'melune
basıyr |
265. Allah’ın rızâsını kazanmak ve içlerindekini kökleştirmek
(kalplerini sağlamlaştırmak) için mallarını infak edip sarfedenlerin
durumu, yüksekçe bir tepede bulunan güzel bir bahçeye benzer. Üzerine bol
bol yağmur yağdığında, meyvelerini iki kat verir. Bol yağmur yağmasa bile,
hafif bir yağmur, az bir çisinti de yetişir. Allah yaptıklarınızı
görmektedir. |
275 |
0268.Bakara |
268. Eşşeytanü yeıdükümül fakra ve ye'müruküm bil fahşa'*
vAllahü yeıdüküm mağfiratem minhü ve fadla*
vAllahü vasiun alim |
268. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin şeyleri
(cimriliği) telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf
vâdeder. Allah ihsanı bol olan ve her şeyi hakkıyla bilendir. |
278 |
0271.Bakara |
271. İn tübdüs sadekati fe niımma hı* ve in tuhfuha ve
tü'tuhel fükarae fe hüve hayrul leküm* ve yükeffiru anküm min seyyiatiküm*
vAllahü bi ma ta'melune habir |
271. Sadakaları açıktan verirseniz ne güzeldir. Eğer onları
gizleyerek fakirlere verirseniz, bu sizin için daha iyidir. Böyle
yaptığınızdan ötürü, Allah günahlarınızdan bir kısmını bağışlar. Allah
işlediklerinizden haberdardır. |
283 |
0276.Bakara |
276. Yemhakullahür riba ve yürbis sadekat* vAllahü la yühıbbü külle keffarin esım |
276. Allah fâizle kazanılanı eksiltir, bereketini tamamen
giderir. Sadakası verilen malları ise artırır. Allah küfrân-ı nimette
bulunan günahkâr hiç kimseyi sevmez. |
286 |
0279.Bakara |
279. Fe il lem tef'alu fe'zenu bi harbim minAllahi ve rasulih* ve in tübtüm fe leküm ruusü
emvaliküm* la tazlimune ve la tuzlemun |
279. Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve
Peygamber’ine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer fâiz almaktan tevbe
ederseniz, ana paranız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş
ne de haksızlığa uğramış olursunuz. |
289 |
0282.Bakara |
282. Ya eyyühellezıne amenu iza tedayentüm bi deynin ila
ecelim müsemmen fektübuh* vel yektüb beyneküm katibüm bil adli ve la ye'be
katibün ey yektübe kema allemehüllahü fel yektüb* velyümlilillezı aleyhil
hakku vel yettekıllahe rabbehu ve la yebhas minhü şey'a* fe in kanellezı
aleyhil hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy'u eyyümille hüve felyümlil
hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy'u eyyümille hüve felyümlil
veliyyühu bil adl* vesteşhidu şehıdeyni mir ricaliküm* fe il lem yekuna
racüleyni fe racülüv vemraetani mimmen terdavne mineş şühedai en tedılle
ıhdahüma fe tüzekkira ıldahümel uhra* ve la ye'beş şühedaü iza ma düu* ve
la tes'emu en tektübuhü sağıyran ev kebiran ila ecelih* zaliküm aksetu
ındellahi ve akvemü liş şehadeti ve edna ella tertabu illa en tekune
ticaraten hadıraten tüdıruneha beyneküm fe leyse aleyküm cünahun ella
tektübuha* ve şehidu iza tebaya'tüm* ve la yüdarra katibüv ve la şehid* ve
in tef'alu fe innehu füsuküm biküm* vettekullah* ve yüallimükümüllah*
vAllahü bi külli şey'in alim |
282. Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize
borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızda bir kâtip de adâletle yazsın.
Yazan Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın.
Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın. Rabbi olan Allah’tan
korksun ve borcunu aslâ eksik yazdırmasın. Şayet borçlu, aklı ermez veya
âciz ya da kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adâletle
yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şâhit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa,
şâhitliklerine rızâ göstereceğiniz bir erkek iki kadın şâhit olabilir.
Kadınlardan biri unutursa diğeri ona hatırlatır. Şâhitler çağrıldıklarında
gelmemezlik etmesinler. Onu büyük olsun küçük olsun süresine kadar
yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında daha adâletli, şâhitlik
için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha elverişlidir. Ancak aranızda
hemen alıp vereceğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızda size bir
günah yoktur. Alış-veriş yaptığınızda şâhit tutun. Yazana da şâhide de
zarar verilmesin. Eğer bir zarar yaparsanız, şüphe yok ki bu, sizin yoldan
çıkmanız demektir. Allah’tan korkar takvâ sahibi olursanız mualliminiz
Allah olur. Allah her şeyi bilir. |
290 |
0283.Bakara |
283. Ve in küntüm ala seferiv ve lem tecidu katiben ferihanüm
makbudah* fe in emine ba'duküm ba'dan felyüeddillezi'tümine emanetehu
velyettekıllahe rabbeh* ve la tektümüş şehadeh* ve mey yektümha fe innehu
asimün kalbüh* vAllahü bi ma ta'melune
alim |
283. Eğer yolculukta olur da yazacak kimse bulamazsanız,
alınan rehinler yeter. Eğer birbirinize güvenirseniz, kendisine güvenilen
kimse emaneti ödesin ve Rabbi olan Allah’tan korksun. Şâhitliği
gizlemeyin. Onu gizleyenin kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı
bilir. |
291 |
0284.Bakara |
284. Lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve in tübdu ma fı
enfüsiküm ev tuhfuhü yühasibküm bihillah* fe yağfiru limey yeşaü ve
yüazzibü mey yeşa'* vAllahü ala külli şey'in
kadir |
284. Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekileri
açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker. Sonra
dilediğine mağfiret eder, dilediğine azap eder. Allah her şeye
kâdirdir. |
295 |
02.Ali İmran |
2. Allahü la
ilahe illa hüvel hayyül kayyum |
2. Allah O Allah’tır ki, kendinden başka hiçbir ilâh yoktur.
O Hayy ve Kayyum’dur. (Ezelî ve ebedî hayat ile bâkidir. Zât ve kemâl
sıfatları ile her şeye hâkim olup, bütün varlıklar O’nunla
kâimdir). |
297 |
04.Ali İmran |
4. Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne
keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedid* vAllahü azizün züntikam |
4. Daha önce insanlara hidayet yolunu gösterici olarak
Furkan’ı indirdi. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap
vardır. Allah Azîz’dir, intikam sahibidir. |
304 |
011.Ali İmran |
11. Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi
ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vAllahü şedidül ikab |
11. (Kâfirlerin gidişatı) tıpkı Firavun hanedanının ve
onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar âyetlerimizi yalanladılar,
Allah da onları günahları ile yakaladı. Allah’ın azabı çok
şiddetlidir. |
306 |
013.Ali İmran |
13. Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün
tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehümmisleyhim ra'yel ayn*
vAllahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa'* inne
fı zalike le ıbratel li ülil ebsar |
13. (Bedir’de) karşı karşıya gelen bu iki topluluğun
durumlarında sizin için mühim bir ibret vardır. Biri Allah yolunda
savaşıyor, diğeri küfür içinde bulunuyordu. Onlar öbürlerinin kendilerinin
iki katı olduklarını gözleriyle görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla
destekler. Bunda görebilenler için ibret vardır. |
307 |
014.Ali İmran |
14. Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne
vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti
vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vAllahü ındehu husnül meab |
14. İnsanın gönlünü çeken kadınlar, oğullar, yığın yığın
biriktirilmiş altın ve gümüşler, salma ve güzel atlar, sağmal hayvanlar ve
ekinler sevgisi insanlara hoş gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici
birer menfaatidir. Oysa gidilecek yerin güzel olanı Allah
katındadır. |
308 |
015.Ali İmran |
15. Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav
ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm
mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vAllahü
basıyrum bil ıbad |
15. De ki: “Size bunlardan daha iyisini haber vereyim mi?
Takvâ sahipleri için Rableri katında, altlarından ırmaklar akan ve orada
ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah’ın
hoşnutluğu vardır.” Allah kullarını görendir. |
313 |
020.Ali İmran |
20. Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve
menittebean* ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyınee eslemtüm* fe in
eslemu fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vAllahü besirum bil ıbad |
20. Eğer seninle tartışmaya girişirlerse de ki: “Bana
uyanlarla birlikte ben kendimi Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap
verilenlere ve kitapsız ümmilere de, de ki: “Siz de İslâm oldunuz mu?”
Eğer İslâm olurlarsa doğru yolu bulurlar. Yok eğer yüz çevirirlerse sana
düşen yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını görendir. |
321 |
028.Ali İmran |
28. La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil
mü'minın* ve mey yef'al zalike fe leyse minAllahifı şey'in illa en tetteku minhüm tükah* ve
yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr |
28. Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost
edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz. Meğer ki
onlardan gelecek herhangi bir tehlikeden sakınmış olasınız. Allah size
kendisinden korkmanızı emrediyor. Dönüş Allah’adır. |
322 |
029.Ali İmran |
29. Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve
ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vAllahü ala külli şey'in kadir |
29. De ki: “Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açığa vursanız
da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye
kâdirdir.” |
323 |
030.Ali İmran |
30. Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav
ve ma amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda*
ve yühazzirukümüllahü nefseh* vAllahü raufüm
bil ıbad |
30. Herkes iyilik ve kötülük olarak ne işlemişse kıyamet
gününde hazır bulur. O zaman ister ki, kötülükleri ile kendisi arasında
uzun bir mesafe bulunsun. Allah sizi kendisinden sakındırıyor. Çünkü Allah
kullarına çok şefkatlidir. |
324 |
031.Ali İmran |
31. Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü
ve yağfir leküm zünubeküm* vAllahü GAFURur
rahıym |
31. Resulüm! Onlara söyle: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana
tâbi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah
son derece bağışlayıcı ve merhamet edicidir.” |
327 |
034.Ali İmran |
34. Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vAllahü semiun alim |
34. Hepsi de birbirinin zürriyetinden gelen bir nesildir.
Allah işitendir, bilendir. |
329 |
036.Ali İmran |
36. Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa*
vAllahü a'lemü bi ma vedaat* ve leysez
zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve
zürriyyeteha mineş şeytanir racım |
36. Onu doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken:
“Ey Rabbim! Ben kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını
verdim. Onu da soyunu da kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum.”
dedi. |
347 |
054.Ali İmran |
54. Ve mekeru ve mekerAllah*
vAllahü hayrul makirın |
54. (Yahudiler gizlice) tuzak kurdular. Allah da onların
tuzaklarına karşılık verdi. Allah tuzak kuranlara karşılık vermekte en
güçlü olandır. |
350 |
057.Ali İmran |
57. Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim
ücurahüm* vAllahü la yühıbbüz
zalimın |
57. İman edip sâlih amel işleyenlere gelince, Allah onlara
mükâfatlarını tam olarak verecektir. Allah zâlimleri sevmez. |
359 |
066.Ali İmran |
66. Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime
tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vAllahü
ya'lemü ve entüm la ta'lemun |
66. Hadi siz bilginiz olan şey hakkında tartışıyorsunuz.
Fakat bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Allah her
şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz. |
361 |
068.Ali İmran |
68. İnne evlen nasi bi ibrahime lellezınettebeuhü ve hazen
nebiyyü vellezıne amenu* vAllahü veliyyül
mü'minın |
68. İnsanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar ile, bu
peygamber (Muhammed) ve müminlerdir. Allah müminlerin
dostudur. |
366 |
073.Ali İmran |
73. Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda
hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtümev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul
innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vAllahü vasiun alim |
73. “Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye
inanmayın.” De ki: “Gerçek hidayet Allah’ın hidayetidir.” (Onlar kendi
aralarında şöyle dediler): “Size verilenin benzerinin bir başkasına
verildiğine, veya Rabbinizin katında size karşı onların delil
getireceklerine de inanmayın.” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir,
onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, O her şeyi
bilir.” |
367 |
074.Ali İmran |
74. Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vAllahü zül fadlil azim |
74. Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük lütuf ve
kerem sahibidir. |
379 |
086.Ali İmran |
86. Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu
enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vAllahü la yehdil kavmez zalimın |
86. İman ettikten, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten
ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkâr eden bir topluluğu
Allah nasıl hidayete eriştirir? Allah zâlimler topluluğunu hidayete
eriştirmez. |
388 |
095.Ali İmran |
95. Kul sadekAllahü fettebiu
millete ibrahime hanıfa* ve ma kane minel müşrikın |
95. De ki: “Allah doğruyu söylemiştir. Öyleyse Hakk’a
yönelmiş olan İbrahim’in dinine uyunuz. O müşriklerden
değildi.” |
391 |
098.Ali İmran |
98. Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi
vAllahü şehıdün ala ma ta'melun |
98. De ki: “Ey ehl-i kitap! Allah’ın âyetlerini niçin inkâr
ediyorsunuz? Oysa Allah sizin yaptıklarınıza şâhittir.” |
392 |
099.Ali İmran |
99. Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men
amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemAllahü bi ğafilin amma ta'melun |
99. De ki: “Ey ehl-i kitap! Niçin iman edenleri Allah’ın
yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Hak olduğuna şâhit iken, o yolu eğri
göstermeye yelteniyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz
değildir.” |
401 |
0108.Ali İmran |
108. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemAllahü yürıdü zulmel lil alemın |
108. İşte bunlar Allah’ın âyetleridir. Onları sana hak olarak
okuyoruz. Allah âlemlere zulmetmek istemez. |
408 |
0115.Ali İmran |
115. Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vAllahü alimüm bil müttekıyn |
115. Yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız bırakılmayacaktır.
Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilir. |
414 |
0121.Ali İmran |
121. Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil
kıtal* vAllahü semiun alim |
121. Resulüm! Hani sen müminleri savaş için duracakları
yerlere yerleştirmek üzere erkenden evinden ayrılmıştın. Allah işitendir,
bilendir. |
415 |
0122.Ali İmran |
122. İz hemmet taifetani minküm en tefşela vAllahü veliyyühüma* ve alellahi fel yetevekkelil
mü'minun |
122. O zaman içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu. Oysa
Allah onların yardımcısı idi. Müminler yalnız Allah’a
güvensinler. |
422 |
0129.Ali İmran |
129. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey
yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vAllahü GAFURur
rahıym |
129. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O
dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok
merhametlidir. |
427 |
0134.Ali İmran |
134. Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazimınel
ğayza vel afıne anin nas* vAllahü yühıbbül
muhsinın |
134. O takvâ sahipleri ki bollukta ve darlıkta Allah için
infak ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler.
Allah da güzel davrananları sever. |
433 |
0140.Ali İmran |
140. İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh*
ve tilkel eyyamü nüdavilühabeynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve
yettehıze minküm şüheda'* vAllahü la
yühıbbüz zalimın |
140. Eğer size (Uhud’da) bir yara dokundu ise o kâfirler
topluluğuna da (Bedir’de) benzeri bir yara dokunmuştu. Biz o sevinçli ve
kederli günleri insanlar arasında (bazen lehe bazen aleyhe) döndürür
dururuz. Bu da Allah’ın, ihlâslı ve azimli müminleri ayırdetmesi,
içinizden şehidler edinmesi içindir. Allah zâlimleri sevmez. |
434 |
0141.Ali İmran |
141. Ve li yümehhısAllahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın |
141. Bir de müminleri tertemiz yapıp arıtması ve kâfirleri
mahvetmesi içindir. |
437 |
0144.Ali İmran |
144. Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir
rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala
akıbeyhi fe ley yedurrAllahe şey'a* ve
seyeczillahüş şakirın |
144. Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice
peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse, siz
topuklarınız üzerinde geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah’a
hiçbir şeyle zarar yapmış olamaz. Allah şükredenleri
mükâfatlandıracaktır. |
439 |
0146.Ali İmran |
146. Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır*
fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu*
vAllahü yühıbbüs sabirın |
146. Nice peygamberler vardı ki, beraberinde Rabbe kul
olanlardan çok kimse savaştılar ve Allah yolunda başlarına gelenden dolayı
gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah sabredenleri
sever. |
441 |
0148.Ali İmran |
148. Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahirah*
vAllahü yühıbbül muhsinın |
148. Bu yüzden Allah onlara dünya nimetini de ahiret nimetini
de fazlasıyla verdi. Allah iyilik edenleri sever. |
445 |
0152.Ali İmran |
152. Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi
iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma
eraküm ma tühıbbun* minküm meyyürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahirah*
sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vAllahü zu fadlin alel mü'minın |
152. Andolsun ki Allah size olan vaadini yerine getirdi.
O’nun izni ile kâfirleri kırıp biçiyordunuz. Nihayet sevdiğiniz zaferi
size gösterdikten sonra gevşeyip o emir hakkında çekişmeye kalktınız ve
âsi oldunuz. Sizden bir grup dünyayı, bir grup da âhireti istiyordu. Sonra
sizi imtihan etmek için onlara karşı yardımını üzerinizden çekti. Bununla
beraber sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok
lütufkârdır. |
446 |
0153.Ali İmran |
153. İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü
yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma
fateküm ve la ma esabeküm* vAllahü habirum
bima ta'melun |
153. Hani siz kimseye bakmadan kaçışıyordunuz. Peygamber de
arkanızdan çağırıp duruyordu. Allah sizi keder üstüne kedere uğrattı ki,
bundan dolayı kaybettiğinize ve başınıza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah
yaptıklarınızdan haberdardır. |
447 |
0154.Ali İmran |
154. Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey
yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune
billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min
şey'* kul innel emra küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune
lek* yekulune lev kane lena minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev
küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila
medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı
kulubiküm* vAllahü alimüm bi zatis
sudur |
154. Sonra o üzüntünün ardından Allah size öyle bir güven,
öyle bir uyku indirdi ki, içinizden bir kısmını bürüyordu. Bir kısmı da
canlarının derdine düşmüştü. Allah’a karşı câhiliyet zannı gibi hak
olmayan bir zanda bulunuyorlar ve: “Bu işten bize bir şey var mı?”
diyorlardı. Resulüm! De ki: “Bütün emir Allah’ındır.” Onlar kalplerinde
gizlediklerini sana açıklamıyorlar. “Bu, bize âit bir şey olsaydı,
hiçbirimiz burada öldürülmezdi.” diyorlar. Resulüm! De ki: “Eğer sizler
evlerinizde dahi kalmış olsaydınız, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar,
öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Bu,
göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalplerinizdekini temizlemek içindir.
Allah göğüslerin özünü bilendir. |
448 |
0155.Ali İmran |
155. İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani
innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afAllahü anhüm* innellahe GAFURunhalim |
155. İki ordu karşılaştığı gün içinizden geri dönenleri
şeytan, sırf işledikleri bazı şeyler yüzünden yoldan çıkarmak istemişti.
Yine de Allah onları bağışladı. Çünkü Allah çok bağışlayandır, Halîm
olandır. |
449 |
0156.Ali İmran |
156. Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve
kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu
ve ma kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vAllahü yuhyı ve yümıt* vAllahü bi ma ta'melune basıyr |
156. Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler gibi yeryüzünde
sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında: “Eğer bizim yanımızda
kalsalardı ölmezlerdi veya öldürülmezlerdi.” diyenler gibi olmayın. Allah
bunu onların yüreklerinde bir iç acısı yaptı. Halbuki dirilten de öldüren
de Allah’tır. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
456 |
0163.Ali İmran |
163. Hüm deracatün ındellah* vAllahü besirum bi ma ya'melun |
163. Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların
yaptıklarını görmektedir. |
460 |
0167.Ali İmran |
167. Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev
katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemükıtalel letteba'naküm* hüm
lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse
fı kulubihim* vAllahü a'lemü bima
yektümun |
167. Bir de münafık olanları ortaya çıkarması içindi. Onlara:
“Gelin! Allah yolunda çarpışın veya savunun!” denildiği zaman: “Eğer savaş
olacağını bilseydik, elbette arkanızdan gelirdik.” dediler. Onlar o gün
imandan daha çok kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı
söylüyorlardı. Onların gizlediği şeyi Allah en iyi bilendir. |
467 |
0174.Ali İmran |
174. Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm
suüv vettebeu rıdvanellah* vAllahü zu fadlin
azim |
174. Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah’ın
nimet ve keremiyle geri döndüler. Böylece Allah’ın rızâsına uymuş oldular.
Allah büyük kerem sahibidir. |
473 |
0180.Ali İmran |
180. Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min
fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu
bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vAllahü bi ma ta'melune habir |
180. Allah’ın, kereminden kendilerine verdiği şeyde cimrilik
edenler hiçbir zaman onu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Bu onların
zararınadır. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet gününde boyunlarına
dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
474 |
0181.Ali İmran |
181. Le kad semiAllahü
kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü ma kalu
ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel
harıyk |
181. “Gerçekten Allah fakirdir, biz ise zenginiz.” diyenlerin
lâfını andolsun ki Allah işitmiştir. Onların söylediklerini ve haksız yere
peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve: “Tadın o yangın azabını!”
diyeceğiz. |
482 |
0189.Ali İmran |
189. Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vAllahü ala külli şey'in kadir |
189. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah’ın her
şeye gücü yeter. |
488 |
0195.Ali İmran |
195. Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim
minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu
min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm
seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem
min ındillah* vAllahü ındehu husnüs
sevab |
195. Rableri onların duâlarına karşılık verdi: Ben içinizden
erkek olsun kadın olsun, çalışanın yaptığını boşa çıkarmam. Hep
birbirinizdensiniz. Onlar ki hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar,
benim yolumda eziyete uğratıldılar, savaştılar ve öldürüldüler. Andolsun
ki, onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan
cennetlere sokacağım. Bu mükâfat Allah tarafındandır. Mükâfatın en güzeli,
Allah katındadır. |
520 |
027.Nisa |
27. VAllahü yürıdü ey yetube
aleyküm ve yürıdüllezıne yettebiuneş şehevati en temılu meylen
azima |
27. Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor, şehvetlerine
uyanlar ise sizin büsbütün yoldan çıkmanızı isterler. |
527 |
034.Nisa |
34. Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü
ba'dahüm ala ba'dıv ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün
hafizatül lil ğaybi bi ma hafizAllah vellatıtehafune nüşüzehünne
fe ızuhünne vehcüruhünne fil medaciı vadribuhünn fe in eta'neküm fe la
tebğu aleyhinne sebıla innellahe kane aliyyen kebira |
34. Erkekler kadınlar üzerine idareci (hâkim)dirler. Çünkü
Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler, mallarından
kadınlara harcamaktadırlar. İyi kadınlar itaatkâr olan ve Allah’ın
kendilerini korumasına karşılık gizliyi koruyan kadınlardır.
İtaatsızlıklarından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, (uslanmazlarsa)
onları yataklarında yalnız bırakın. Yine de dinlemezlerse dövün. Eğer size
itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak
ki Allah çok yücedir, çok büyüktür. |
538 |
045.Nisa |
45. VAllahü a7lemü bi a'daiküm
ve kefa billahi veliyyev ve kefa billahi nasıyra |
45. Allah düşmanlarınızı sizden çok daha iyi bilir. Gerçek
bir dost olarak da Allah size yeter, hakiki bir yardımcı olarak da Allah
size yeter. |
573 |
080.Nisa |
80. Mey yütıır rasule fe kad etaAllah ve men tevella fe ma
erselnake aleyhim hafiyza |
80. Peygamber’e itaat eden, muhakkak Allah’a itaat etmiş
olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine bekçi
göndermedik. |
574 |
081.Nisa |
81. Ve yekulune taatün fe iza berazu min ındike beyyete
taifetüm minhüm ğayrallezı tekul vAllahü
yektübü ma yübeyyitun fe a'rıd anhüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi
vekila |
81. “İtaat ettik!” derler. Fakat senin yanından ayrıldıktan
sonra, içlerinden bir kısmı, sana söylediklerinin tersine geceleyin plân
kurarlar. Allah da onların geceleyin tasarladıklarını yazmaktadır.
Onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah
yeter! |
577 |
084.Nisa |
84. Fe katil fı sebılillah la tükellefü illa nefseke ve
harridıl mü'minınv asellahü ey yeküffe be'sellezıne keferu vAllahü eşddü be'sev ve eşeddü tenkıla |
84. Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun. İman
edenleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar.
Gücü en şiddetli olan ve cezası en ağır olan Allah’tır. |
580 |
087.Nisa |
87. Allahü la
ilahe illa hu le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ve men
asdeku minellahi hadısa |
87. O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Geleceğinde şüphe
olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Bunda aslâ şüphe yoktur.
Allah’tan başka doğru sözlü kim olabilir? |
581 |
088.Nisa |
88. Fe ma leküm fil münafikıyne fieteyni vAllahü erkesehüm bi ma kesebu e türıdune en tehdu men
edallellah ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla |
88. Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında (küfür üzere
olduklarına ittifak etmeyip) iki fırkaya ayrılıyorsunuz? Halbuki Allah
onları kendi ettiklerinden dolayı başaşağı etmiştir. Allah’ın saptırdığını
doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdığı kimseye sen aslâ
yol bulamazsın! |
612 |
0119.Nisa |
119. Ve le üdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le
amürrannehüm fe le yübettikünne azanel en'ami ve le amürannehüm fe le
yüğayyirunne halkAllah ve
mey yettehıziş şeytane veliyyem min dunillahi fe kad hasira husranem
mübına |
119. “Onları mutlaka saptıracağım. Onları boş kuruntularla
oyalayacağım. Onlara emredeceğim, benim emrimle hayvanların kulaklarını
yaracaklar. Onlara emredeceğim, Allah’ın yaratışını değiştirecekler.” Kim
Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse, şüphesiz ki o apaçık bir ziyana
uğramıştır. |
648 |
0155.Nisa |
155. Fe bima nakdıhim mısakahüm ve küfrihim bi ayatillahi ve
katlihimül embiyae bi ğayri hakkıv ve kavlihim kulubüna ğulf bel
tabeAllahü aleyha bi küfrihim fe la
yü'minune illa kalıla |
155. Sözlerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri,
haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve: “Kalplerimiz perdelidir.”
demeleri sebebiyle (lânete uğramışlardır). Hayır! Tam aksine, küfürleri
sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı hariç, artık
onlar iman etmezler. |
669 |
0176.Nisa |
176. Yesteftunek kulillahü yüftiküm fil kelaleh inimruün
heleke leyse lehu veledüv ve lehu uhtün fe leha nısfü ma terak ve hüve
yerisüha il lem yekül leha veled fe in kanetesneteyni fe lehümes sülüsani
mimma terak ve in kanu ıhveter ricalev ve nisaen fe lizzekeri mislü hazzıl
ünseyeyen yübeyyinüllahü leküm en tedıllu vAllahü bi külli |
176. Resulüm! Senden fetvâ isterler. De ki: “Allah, size
babası ve çocuğu olmayan kişinin mirâsı hakkındaki hükmünü şöyle açıklar:
Şayet çocuğu olmayıp bir kız kardeşi bulunan kimse ölürse, bıraktığının
yarısı kız kardeşine kalır. Eğer ölen bir kadının geride çocuğu kalmaz da
erkek kardeşi bulunursa, erkek kardeş mirasının tamamını alır. Eğer ölenin
iki ve daha çok kız kardeşi varsa, o zaman mirasın üçte ikisi bunlarındır.
Şayet ölenin kardeşleri erkek ve kadın iseler, erkeğe iki kadının hissesi
kadar pay verilir. Doğru yoldan saparsınız diye Allah size dininizin
hükümlerini açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyle bilendir.” |
671 |
02.Maide |
2. Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairAllahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel
kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve
rıdvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en
sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu ve teavenu alel birri vet takva
ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedidül
ikab |
2. Ey iman edenler! Allah’ın nişanelerine, haram aya,
kurbanlık hayvanlara, gerdanlıklara ve Rablerinden lütuf ve rızâ talep
ederek Beyt-i haram’ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin. İhramdan
çıkınca avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i haram’a sokmadıkları için bir
kavme olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sevketmesin. İyilik ve takvâ
üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız.
Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah’ın vereceği ceza çok
şiddetlidir. |
686 |
017.Maide |
17. Le kad keferallezıne kalu innellahe hüvel mesıhunü meryem
kul fe mey yemlikü minellahi şey'en in erade ey yühlikel misıhabne meryeme
ve ümmehu ve men fil erdı cemıa ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma
beynehüma yahlüku ma yeşa' vAllahü ala külli
şey'in kadir |
17. “Allah Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler andolsun ki kâfir
olmuşlardır. De ki: “Eğer Allah Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzünde
olanların hepsini yok etmeyi dilerse, Allah’a kim bir şey yapabilecektir?”
Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı
Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah’ın kudreti her şeye
yeter. |
688 |
019.Maide |
19. Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm ala
fetratim miner rusüli en tekulu ma caenamim beşıriv ve la nezırin fe kad
caeküm beşıruv venezır vAllahü ala külli
şey'in kadir |
19. Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin ardı arkası kesildiği, bir
boşluk meydana geldiği sırada size Peygamber’imiz gelmiştir. Gerçekleri
size açıklıyor ki, “Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz.
İşte size müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah’ın her şeye gücü
yeter. |
707 |
038.Maide |
38. Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima
keseba nekalem minellah vAllahü azizün
hakim |
38. Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık
Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin. Allah
Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir. |
709 |
040.Maide |
40. E lem ta'lem ennellahe lehu mülküs semavati vel erdı
yüazzibü mey yeşaü ve yağfiru li mey yeşa' vAllahü ala külli yeş'in kadir |
40. Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin
hükümranlığı Allah’a âittir. Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar.
Allah her şeye kâdirdir. |
723 |
054.Maide |
54. Ya eyyühellezıne amenu mey yertedde minküm an dınihı fe
sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve yühıbbunehu ezilletin alel
mü'minıne e izzetin alel kafirıne yücahidune fı sebılillahi ve la yehafune
levmete laim zalike fadlüllahi yü7tıhi mey yeşa' vAllahü vasiun alim |
54. Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah
onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar
da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı
başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir
kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu
ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi
bilendir. |
730 |
061.Maide |
61. Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm
kad haracu bih vAllahü a'lemü bi ma kanu
yektümun |
61. Size geldikleri zaman: “İnandık!” derler. Halbuki
yanınıza kâfir olarak girip kâfir olarak çıkmışlardır. Allah onların
gizlediklerini daha iyi bilir. |
733 |
064.Maide |
64. Ve kaletil yehudü yedüllahi mağluleh ğullet eydıhim ve
lüınu bi ma kalu bel yedahü mebsutatani yünfiku keyfe yeşa' ve le
yezıdenne kesıram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra ve
elkayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh küllema evkadu
naral lil harbi atfeehellahü ve yes'avne fil erdı fesada vAllahü la yühıbbül müfsidın |
64. Yahudiler: “Allah’ın eli bağlıdır.” dediler. Böyle
dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın! Lânet olsun onlara! Hayır!
Allah’ın iki eli de açıktır, dilediği gibi sarfeder. Andolsun ki Rabbinden
sana indirilenler, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Biz
onların aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman
savaş için bir ateş tutuştursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde
durmadan fesat çıkarmaya koşarlar. Şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları
sevmez. |
736 |
067.Maide |
67. Ya eyyüher rasulü bellığ ma ünzile ileyke mir rabbik ve
il lem tef'al fe ma bellağte risaleteh vAllahü ya'sımüke minen nas innellahe la yehdil kavmel
kafirun |
67. Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu
yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan
koruyacaktır. Doğrusu Allah kâfirler gürûhunu hidayete
erdirmez. |
740 |
071.Maide |
71. Ve hasibu ella tekune fitnetün feamu ve sammu sümme
tabellahü aleyhim sümme amu ve sammu kesırum minhüm vAllahü basıyrum bima ya'melun |
71. Onlar (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne kopmayacağını
sandılar, kör oldular sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul
etti. Sonra yine de içlerinden bir çoğu kör oldular, sağır kesildiler.
Allah onların yaptıklarını görmektedir. |
743 |
074.Maide |
74. E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vAllahü GAFURur rahıym |
74. Hâlâ Allah’a tevbe edip, O’ndan mağfiret dilemezler mi!
Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. |
745 |
076.Maide |
76. Kul e ta'büdune min dunillahi ma la yemlikü leküm darrav
ve la nef'a vAllahü hüves semiul
alim |
76. De ki: “Allah’ı bırakıp da, size ne bir zarar ne de bir
fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah işitendir,
bilendir.” |
749 |
080.Maide |
80. Tera kesıram minhüm yetevellevnellezıne keferu le bi'se
ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehıtAllahü
aleyhim ve fil azabi hüm halidun |
80. Onlardan bir çoğunu, kâfirleri dost edindiklerini
görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür! Allah
onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde ebedî
kalacaklardır. |
762 |
093.Maide |
93. Leyse alellezıne amenu ve amilus salihati cünahun fıma
taımu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu
sümmettekav ve ahsenu vAllahü yühabbül
muhsinın |
93. İman edip sâlih amel işleyenlere (daha önce içip)
yediklerinden ötürü bir günah yoktur. (Haramdan) sakındıkları, iman edip
sâlih amelde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri, sonra
yine sakınıp iyilik yaptıkları zaman (bu böyledir). Allah iyilik yapanları
sever. |
764 |
095.Maide |
95. Ya eyyühellezıne amenu la taktülüs sayde ve entüm hurram
ve men katelehu minküm müteammiden fe ceazüm mislü ma katele minen neami
yahkümü bihı zeva adlim minküm hedyem baliğal ka'beti ev keffaratün taamü
mesakıne ev adlü zalike sıyamel li yezuka ve bale emrih afAllahü amma selef ve men ade fe yentekımüllahü minh
vAllahü azizün züntikam |
95. Ey iman edenler! Hacc’da ihramlı iken av hayvanı
öldürmeyin! Sizden avı kasten öldürenin cezası; içinizden adalet sahibi
iki kişinin vereceği hükme göre ehli hayvanlardan, öldürdüğüne denk ve
Kâbe’ye varacak bir kurbanlıktır. Yahut onu kıymeti kadarıyla kefâret
olarak yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmaktır. Tâ ki
yaptığının vebalini tatmış olsun. Allah daha önce olanı affetmiştir. Kim
bu suçu tekrar işlerse, Allah da ondan karşılığını alır. Allah Azîz’dir,
intikam sahibidir. |
768 |
099.Maide |
99. Ma aler rasuli illel belağ vAllahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun |
99. Resul’ün görevi sadece tebliğ etmektir. Allah neyi
açıklayıp neyi gizlediğinizi bilir. |
770 |
0101.Maide |
101. Ya eyyühellezıne amenu la tes'elu an eşyae in tübde
leküm tesü'küm ve in tes'elu anha hıyne yünezzelül kur'anü tübde leküm
afAllahü anha vAllahü GAFURun halim |
101. Ey iman edenler! Açıklandığında hoşunuza gitmeyecek olan
şeyleri sormayın. Eğer onları Kur’an indirilirken soracak olursanız, size
açıklanır. Oysa Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayandır ve çok
halîmdir. |
777 |
0108.Maide |
108. Zalike edna ey ye'tu biş şehadeti ala vechiha ev yehafu
en türadde eymanüm ba'de eymanihim vettekullahe vesmeu vAllahü la yehdil kavmel fasikıyn |
108. Bu, şâhitliği gereği gibi yapmalarına veya yeminden
sonra yeminlerin reddedilmemesinden korkmalarına daha yakındır. Allah’tan
korkun ve dinleyin! Allah fâsıklar gürûhunu hidayete
erdirmez. |
803 |
014.Enam |
14. Kul e ğayrAllahi ettehıü
veliyyen fatıris semavati vel erdı ve hüve yut'ımü ve la yüt'am kul innı
ümirtü en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel müşrikın |
14. De ki: “Gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’tan
başkasını mı dost edineyim? O ki, yedirir, kendisi yemez.” De ki: “Ben
müslümanların ilki olmakla emrolundum.” Sakın müşriklerden
olma! |
808 |
019.Enam |
19. Kul eyyü şey'in ekberu şehadeh kulillahü şehıdüm beynı ve
beyneküm ve uhıye ileyye hazelkur'anü li ünziraküm bihı ve mem belağ e
inneküm le teşhedune enne meAllahi aliheten
uhra kul la eşhed kul innema hüve ilahüv vahidüv ve innenı berıüm mimma
tüşrikun |
19. De ki: “Şâhitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De
ki: “Allah’tır. O, benimle sizin aranızda şâhittir. Bu Kur’an bana, sizi
ve (sizden sonra) erişip ulaşan herkesi uyarmam için vahyolundu. Allah ile
beraber başka ilâhlar olduğuna siz mi şâhitlik ediyorsunuz?” De ki: “Ben
şâhitlik etmem!” De ki: “O ancak bir tek ilâhtır. Ben sizin şirk
koştuklarınızdan uzağım.” |
812 |
023.Enam |
23. Sümme lem tekün fitnetühüm illa en kalu vAllahi rabbina ma künna müşrikın |
23. Sonra onların: “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki biz
müşriklerden değildik.” demelerinden başka çareleri olmaz. |
829 |
040.Enam |
40. Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi ev etetkümüs saatü e
ğayrAllahi ted'un in küntüm
sadikıyn |
40. De ki: “Söyleyin bana! Allah’ın azabı size gelse veya
kıyamet gelip çatıverse, Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru
sözlü iseniz?” |
847 |
058.Enam |
58. Kul lev enne ındı ma testa'cilune bihı le kudiyel emru
beynı ve beyneküm vAllahü a'lemü biz
zalimın |
58. De ki: “Eğer acele istediğiniz şey benim elimde olsaydı,
elbette benimle sizin aranızdaki iş bitirilmiş olurdu. Allah zâlimleri
daha iyi bilir.” |
903 |
0114.Enam |
114. E fe ğayrAllahi ebteğıy
hakamev ve hüvellezı enzele ileykümül kitabe müfassala vellezıne
ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelüm mir rabbike bil hakkı fe la
tekunenne minel mümterın |
114. (De ki:) “Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?”
Halbuki O size kitabı açık olarak indirmiştir. Kendilerine kitap
verdiklerimiz, onun Rabbinin katından hak ile indirilmiş olduğunu
bilirler. O halde sakın şüphe edenlerden olma! |
913 |
0124.Enam |
124. Ve iza caethüm ayetün kalu len nü'mine hatta nü'ta misle
ma utiye rusülüllah Allahü
a'lemü haysü yec'alü risaleteh seyüsıybüllezıne ecramu sağarun ındellahi
ve azabün şedidüm bima kanu yemkürun |
124. Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah’ın peygamberlerine
verilenin aynısı bize de verilmedikçe aslâ iman etmeyiz!” derler. Allah
peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, Allah
katından horluk ve yaptıkları hilelerinden dolayı şiddetli bir azap
erişecektir. |
953 |
0164.Enam |
164. Kul e ğayrAllahi ebğıy
rabbev ve hüve rabbü külli şey' ve la teksibü küllü nefsin illa aleyha ve
la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm
bima küntüm fıhi tahtelifun |
164. De ki: “Ben Allah’tan başka bir Rab mı arayayım? Oysa O
her şeyin Rabbidir. Herkesin kazandığı ancak kendi aleyhinedir. Hiçbir
kimse başkasının yükünü (günahını) yüklenmez, sonra dönüşünüz
Rabbinizedir. Ayrılığa düştüğünüz şeyleri O size haber
verecektir.” |
982 |
028.Araf |
28. Ve iza fealu fahışeten kalu vecedna aleyha abaena
bAllahü emerana biha kul innellahe la
ye'müru bil fahşa' e tekulune alellahi ma la ta'lemun |
28. Onlar bir hayâsızlık yaptıkları zaman: “Biz atalarımızı
da bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti.” derler. De ki: “Allah
hiçbir zaman hayâsızlığı emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’a karşı
mı söylüyorsunuz?” |
1053 |
099.Araf |
99. E fe eminu mekrAllah fe la ye'menü mekrAllahi illel kavmül hasirun |
99. Allah’ın tuzağından (kurtulacaklarına) emin mi oldular?
Ziyana uğrayan topluluktan başkası Allah’ın tuzağından emin
olmaz. |
1094 |
0140.Araf |
140. Kale eğayrAllahi ebğıyküm
ilahev ve hüve feddaleküm alel alemın |
140. Dedi ki: “Allah sizi âlemlere üstün kılmış iken, ben
size Allah’tan başka ilâh mı arayayım?” |
1139 |
0185.Araf |
185. E ve lem yenzuru fı melekutis semavati vel erdı ve ma
halekAllahü min şey'iv ve en asa ey yekune
kadıkterabe ecelühüm fe bi eyyi hadısim ba'dehu yü'minun |
185. Onlar göklerin ve yerin melekûtuna, Allah’ın yarattığı
herhangi bir şeye bakmazlar mı? Belki de ecelleri yaklaşmıştır. Bundan
sonra artık hangi söze inanacaklar? |
1150 |
0196.Araf |
196. İnne veliyyiyAllahüllezı
nezzelel kitabe ve hüve yetevelles salihıyn |
196. “Şüphesiz ki benim dostum, Kitab’ı indiren Allah’tır.
Sâlihlerin işlerini O görür.” |
1162 |
02.Enfal |
2. İnnemel mü'minunellezıne iza zükirAllahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim
ayatühu zadethüm ımanev ve ala rabbihim yetevekkelun |
2. Müminler o kimselerdir ki, Allah zikredilince kalpleri
titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını
artırır ve yalnız Rablerine tevekkül ederler. |
1189 |
029.Enfal |
29. Ya eyyühellezıne amenu in tettekullahe yec'al leküm
fürkanev ve yükeffir anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vAllahü zül fadlil azim |
29. Ey iman edenler! Eğer siz Allah’tan korkar, takvâ sahibi
olursanız, O size furkan (iyi ile kötüyü ayırt edecek bir mârifet, bir
nur) verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük
lütuf sahibidir. |
1190 |
030.Enfal |
30. Ve iz yemküru bikellezıne keferu li yüsbituke ev
yaktüluke ev yuhricuk ve yemkürune ve yemkürullah vAllahü hayrul makirın |
30. Hani o inkâr edenler, bir zamanlar seni bağlayıp bir yere
kapamak veya öldürmek ya da sürmek için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar
tuzak kurarlarken Allah da tuzaklarını bozuyordu. Allah tuzak kuranlara
karşılık verenlerin en hayırlısıdır. |
1201 |
041.Enfal |
41. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi
humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakıni vebnis
sebıli in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani
yevmel tekal cem'an vAllahü ala külli şey'in
kadir |
41. Eğer Allah’a ve hak ile bâtılın ayrıldığı, iki ordunun
birbiri ile karşılaştığı günde, kulumuza indirdiğimize inanmış iseniz,
biliniz ki; ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri
Allah’ın, Resul’ünün ve yakınlarının, yetimlerin, yoksulların,
yolcularındır. Allah her şeye hakkıyla kâdirdir. |
1207 |
047.Enfal |
47. Ve la tekunu kellezıne haracu min diyarihim betarav ve
riaen nasi ve yesuddune an sebılillah vAllahü bi ma ya'melune mühıyt |
47. Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak ve
(insanları) Allah yolundan alıkoyarak çıkanlar gibi olmayın. Allah onların
yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. |
1208 |
048.Enfal |
48. Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm ve kale la GALİBe
lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm felemma teraetil fietani
nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıüm minküm innı era ma la teravne innı
ehafüllah vAllahü şedidül ikab |
48. Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: “Bugün
insanlardan size galip gelecek kimse yoktur. Ben de sizin yardımcınızım.”
dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce gerisin geri dönerek: “Ben sizden
uzağım, ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah’tan korkarım, çünkü
Allah’ın azabı çok şiddetlidir.” dedi. |
1220 |
060.Enfal |
60. Ve eıddu lehüm mesteta'tüm min kuvvetiv ve mir ribatıl
hayli türhibune bihı adüvvellahi veadüvveküm ve aharıne min dunihim la
ta'lemunehüm Allahü
ya'lemühüm ve ma tünfiku min şey'in fı sebılillahi yüveffe ileyküm ve
entüm la tuzlemun |
60. (Ey iman edenler!) Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar
kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla hem
Allah’ın düşmanlarını, hem de sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında
sizin bilmediğiniz Allah’ın bildiği diğer düşmanlarınızı korkutup
yıldırırsınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size eksiksiz ödenir ve siz
aslâ haksızlığa uğratılmazsınız. |
1226 |
066.Enfal |
66. El ane haffefellahü anküm ve alime enne fıküm da'fa fe iy
yeküm minküm mietün sabiratüy yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm elfüy
yağlibu elfeyni bi iznillah vAllahü meas
sabirın |
66. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, sizde zayıflık olduğunu
bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, onlardan ikiyüz kişiye
galip gelirler ve eğer sizden bin kişi olursa, onlardan ikibin kişiye
Allah’ın izniyle galip gelirler. Allah sabredenlerle
beraberdir. |
1227 |
067.Enfal |
67. Ma kane li nebiyyin ey yekune lehu esra hatta yüshıne fil
ard türıdune aradad dünya vAllahü yürıdül
ahirah vAllahü azizün hakim |
67. Hiçbir peygambere yeryüzünde ağır basıp düşmanı yere
sermeden esir almak yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Oysa
Allah ahireti kazanmanızı istiyor. Allah Azîz’dir, yegâne hikmet
sahibidir. |
1230 |
070.Enfal |
70. Ya eyyühen nebiyyü kul limen fı eydıküm minel esra iy
ya'lemillahü fı kulubiküm hayray yü'tiküm hayram mimma ühıze minküm ve
yağfir leküm vAllahü GAFURur
rahıym |
70. Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Eğer
Allah kalplerinizde bir iyilik bulursa, sizden alınan (fidyeden) daha
hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok
merhamet edendir.” |
1231 |
071.Enfal |
71. Ve iy yürıdu hıyaneteke fe kad hanüllahe min kablü fe
emkene minhüm vAllahü alimün hakim |
71. Eğer sana hâinlik etmek isterlerse, zaten daha önce
Allah’a da hâinlik etmişlerdi. Bundan dolayı onlara karşı Allah sana imkân
vermişti. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
1232 |
072.Enfal |
72. İnnelezıne amenu ve haceru ve cahedu bi emvalihim ve
enfüsihim fı sebılillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike ba'duhüm evliyaü
ba'd vellezıne amenu ve lem yühaciru ma leküm miv velayetihim min şey'in
hatta yühaciru ve inistensaruküm fid dıni fe aleykümün nasru illa ala
kavmim beyneküm ve beynehüm mısak vAllahü bi
ma ta'melune besir |
72. İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla ve
canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler
birbirlerinin dostlarıdırlar. İman edip hicret etmeyenlerle, hicret
edinceye kadar sizin dostluğunuz yoktur. Şayet onlar din hususunda sizden
yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur. Ancak aranızda sözleşme
bulunan bir kavim aleyhine olursa o, bu hükmün dışındadır. Allah
yaptıklarınızı görmektedir. |
1236 |
01.Tevbe |
1. Beraetüm minAllahi ve
rasulihı ilellezıne ahettüm minel müşrikın |
1. Allah’tan ve Resul’ünden, andlaşma yaptığınız müşriklere
bir ihtardır. |
1238 |
03.Tevbe |
3. Ve ezanüm minAllahi ve
rasulihı ilen nasi yevmel haccil ekberi ennAllahe berıüm minel müşrikıne ve rasulüh fe in tübtüm
fe hüve hayrul leküm ve in tevelleytüm fa'lemu enneküm ğayru mu'cizillah
ve beşşirillezıne keferu bi azabin elım |
3. Ayrıca Hacc-ı ekber gününde Allah ve Resul’ünden insanlara
bir ilândır. Allah ve Resul’ü müşriklerden uzaktır. Eğer hemen tevbe
ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz, iyi
bilin ki siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz. O kâfirlere acıklı bir
azabı müjdele! |
1250 |
015.Tevbe |
15. Ve yüzhib ğayza kulubihim ve yetubüllahü ala mey yeşa'
vAllahü alimün hakim |
15. Ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah
dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah en iyi bilendir, hikmet
sahibidir. |
1251 |
016.Tevbe |
16. Em hasibtüm en tütraku ve lemma ya'lemillahüllezıne
cahedu minküm ve lem yetehızu min dunillahi ve la rasulihı ve lel
mü'minıne veliceh vAllahü habirum bi ma
ta'melun |
16. Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve Allah’tan,
Peygamber’inden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri
ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan
haberdardır. |
1253 |
018.Tevbe |
18. İnnema ya'müru mesacidellahi men amene billahi vel yvmil
ahiri ve ekames salate ve atez zekate velem yahşe illAllahe fe asa ülaike ey yekunu minel
mühtedın |
18. Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe
inanan, namazı dosdoğru kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından
korkmayanlar imar eder. İşte hidayet üzere bulunanlardan olmaları
umulanlar bunlardır. |
1254 |
019.Tevbe |
19. E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke
men amen billahi vel yevmil ahiri ve cahede fı sebılillah la yestevune
ındellah vAllahü la yehdil kavmez
zalimın |
19. Siz hacılara su dağıtma işi ile Mescid-i haram’ı onarma
işini; Allah’a ve ahiret gününe inananla, Allah yolunda cihad edenle bir
mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değildirler. Allah
zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
1259 |
024.Tevbe |
24. Kul in kane abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm
ve aşıratüküm ve emvalü nıkteraftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve
mesakinü terdavneha ehabbe ileyküm minAllahi
ve rasulihı ve cihadin fı sebılihı fe terabbesu hatta ye'tiyAllahü bi emrih vAllahü
la yehdil kavmel fasikıyn |
24. Resulüm! De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa
uğramasından korktuğunuz alış-verişler, hoşunuza gitmekte olan meskenler,
size Allah’tan ve O’nun Peygamber’inden, Allah yolunda cihaddan daha
sevgili iseler, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah
fâsıklar gürûhunu hidayete erdirip doğru yola iletmez.” |
1262 |
027.Tevbe |
27. Sümme yetubüllahü min ba'di zalike ala mey yeşa'
vAllahü GAFURur rahıym |
27. Sonra Allah bunun ardından yine dilediğinin tevbesini
kabul eder. Zira Allah bağışlayandır, merhamet edendir. |
1264 |
029.Tevbe |
29. Katilüllezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahiri
ve la yühürrimune ma harremAllahü ve
rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe hatta yu'tul
cizyete ay yediv vehüm sağırun |
29. Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe
inanmayan, Allah ve Resul’ünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini
din edinmeyen kimselerle, boyunlarını büküp küçülmüşler olarak elleriyle
cizye verinceye kadar savaşın. |
1267 |
032.Tevbe |
32. Yürıdune ey yutfiu nurAllahi bi efvahihim ve ye'bellahü illa ey yütimme
nurahu ve lev kerihel kafirun |
32. Allah’ın nurunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek istiyorlar.
Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu mutlaka
tamamlayacaktır. |
1271 |
036.Tevbe |
36. İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı
kitabillahi yevme halekas semavati vel erda miha erbeatüm hurum zaliked
dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne
kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh va'lemu ennAllahe meal müttekıyn |
36. Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah’ın
katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu
en doğru bir hesaptır. Öyle ise o aylar içinde kendinize zulmetmeyin.
Müşrikler nasıl ki sizinle topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı
topyekün savaşın. Bilin ki, Allah takvâ sahipleriyle
beraberdir. |
1272 |
037.Tevbe |
37. İnnemen nesıü ziyadetün fil küfri yüdallü bihillezıne
keferu yühıllünehu amev ve yüharrimunehu amel li yüvatıu ıddete ma
harramellahü fe yühıllu ma harremellah züyyine lehüm suü a'malihim
vAllahü la yehdil kavmel kafirın |
37. Haram ayları geciktirmek, küfrü artırmaktan başka bir şey
değildir. Çünkü onunla kâfir olanlar saptırılır. Bunu bir yıl helâl, bir
yıl da haram sayarlar ki, Allah’ın haram kıldığına sayıca uysunlar da
Allah’ın haram ettiğini helâl kılmış olsunlar. Onların kötü işleri
kendilerine güzel gösterildi. Allah kâfirler gürûhunu hidayete
erdirmez. |
1274 |
039.Tevbe |
39. İlla tenfiru yüazzibküm azaben elımev ve yestebdil kavmen
ğayraküm ve la teduruhu şey'a vAllahü ala
külli şey'in kadir |
39. Eğer (çağrıldığınız bu gazâya) elbirlik çıkmazsanız,
Allah sizi pek acıklı bir azaba uğratır. Yerinize de başka (itaatli) bir
kavmi getirir. Siz o Peygamber’i hiçbir şeyle zarara uğratamazsınız. Allah
her şeye hakkıyla kâdirdir. |
1275 |
040.Tevbe |
40. İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne
keferu saniyesneyni iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen
innAllahe meana fe enzelellahü
sekınetehualeyhi ve eyyedehu bi cünudil lem teravha ve ceale
kelimetellezıne keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vAllahü azizün hakim |
40. Eğer siz ona yardım etmezseniz, doğrusu Allah ona yardım
etmişti. Hani kâfirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikincisiydi. Hani
onlar mağarada idiler ve o arkadaşına: “Üzülme! Allah bizimledir.”
diyordu. Allah da onun üzerine sekinetini (emniyetini) indirmişti ve onu
sizin görmediğiniz askerlerle desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçalttıkça
alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yüce olandır. Allah Azîz’dir, hikmet
sahibidir. |
1277 |
042.Tevbe |
42. Lev kane aradan karibev ve seferan kasıdel lettebeuke ve
lakim beudet aleyhimüş şükkah ve se yahlifune billahi levisteta'na le
haracna meaküm yühlikune enfüsehüm vAllahü
ya'lemü innehüm le kazibun |
42. Eğer o sefer, yakın bir kazanç (ganimet) ve orta yollu
bir sefer olsaydı, onlar mutlaka peşine düşer gelirlerdi. Fakat zahmetle
gidilecek yol onlara uzak geldi. Bununla beraber: “Gücümüz yetseydi
sizinle beraber elbette biz de sefere çıkardık.” diyerek Allah adına yemin
edeceklerdir. Bunlar kendi nefislerini helâka sürüklüyorlar. Allah biliyor
ki onlar muhakkak yalancıdırlar. |
1278 |
043.Tevbe |
43. AfAllahü ank li me ezinte
lehüm hatta yetebeyyene lekellezıne sadeku ve ta'lemel kazibın |
43. Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana besbelli
olup, yalancıları bilmeden önce, neden onlara izin verdin? |
1279 |
044.Tevbe |
44. La yeste'zinükellezıne yü'minune billahi vel yevmil ahiri
ey yücahidu bi emvalihim ve enfüsihim vAllahü alimüm bil müttekıyn |
44. Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve
canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah
takvâ sahiplerini çok iyi bilendir. |
1282 |
047.Tevbe |
47. Lev haracu fıküm ma zaduküm illa habalev ve le evdau
hılaleküm yebğunekümül fitneh ve fıküm semmaune lehüm vAllahü alimüm biz zalimın |
47. Eğer içinizde onlar da (sefere) çıkmış olsalardı, size
bozgunculuktan başka bir katkıları olmazdı ve mutlaka fitne çıkarmak
isteyerek aranıza sokulurlardı. İçinizde de onlara iyice kulak verenler
var. Allah zâlimleri gayet iyi bilir. |
1294 |
059.Tevbe |
59. Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu
hasbünAllahü se yü'tınellahü min fadlihı ye
rasulühu inna ilAllahi rağıbun |
59. Keşke onlar Allah’ın ve Peygamber’inin kendilerine
verdiğine râzı olsalardı da: “Allah bize yeter. Yakında Allah bize
lütfundan verir, Resul’ü de. Biz sadece Allah’a rağbet edip gönül
bağlayanlardanız.” demiş olsalardı! |
1295 |
060.Tevbe |
60. İnnemas sadekatü lil fükarai vel mesakıni vel amilıne
aleyha vel müellefeti kulubühüm ve firrikabi vle ğarimıne ve fı
sebılillahi vebnis sebıl ferıdatem minAllahvAllahü alimün
hakim |
60. Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak
fakirlere, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, kalpleri İslâm‘a
ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah
yoluna ve yolcuya mahsustur. Allah bilendir, hükmünde hikmet
sahibidir. |
1297 |
062.Tevbe |
62. Yahlifune billahi leküm li yürduküm vAllahü ve rasulühu ehakku ey yürduhü in kanu
mü'minın |
62. Münafıklar, sizi memnun etmek için Allah’a yemin ederler.
Eğer iman etmiş iseler, Allah’ı ve Peygamber’i memnun etmeleri daha
uygundur. |
1307 |
072.Tevbe |
72. Veadellahül mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min
tahtihel enharu halidıne fıha ve mesakine teyyibeten fı cennati adn ve
rıdvanüm minAllahi ekber zalike hüvel fevzül
azim |
72. Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından
ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedî kalacaklardır. Hem de
Adn cennetlerinde hoş meskenler vâdetmiştir. Allah’ın hoşnud olması ise
hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur. |
1314 |
079.Tevbe |
79. Ellezıne yelmizunel mütteavviıyne minel mü'minıne fis
sadekati vellezıne la yecidune illa cühdehüm fe yesharune minhüm
sehırAllahü minhüm ve lehüm azabün
elım |
79. Sadaka vermek hususunda gönülden davranan müminleri ve
güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay
edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acıklı
bir azap vardır. |
1315 |
080.Tevbe |
80. İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm
seb'ıyne merraten fe ley yağfirAllahü lehüm
zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vAllahü la yehdil kavmel fasikıyn |
80. Resulüm! Onlar için ister mağfiret dile, ister dileme.
Onlar için yetmiş defa af dilesen de Allah onları aslâ bağışlamayacaktır.
Bu, onların Allah’ı ve Peygamber’ini inkâr etmelerinden ötürüdür. Çünkü
Allah, fâsıklar gürûhunu hidayete erdirmez. |
1326 |
091.Tevbe |
91. Leyse aled duafai ve la alel merda ve la alellezıne la
yecidune me yünfikune haracün iza nesahu lillahi ve rasulih ma alel
muhsinıne min sebıl vAllahü GAFURur
rahıym |
91. Zayıflara, hastalara ve harcayacak bir şeyleri
bulunmayanlara, Allah’a ve Resul’üne sâdık kaldıkları takdirde bir vebal
yoktur. İyilik edenlerin aleyhine de yol yoktur. Allah çok bağışlayan, çok
merhamet edendir. |
1328 |
093.Tevbe |
93. İnnemes sebılü alellezıne yeste'zinuneke ve hüm ağniya'
radu bi ey yekunu meal havalifi ve tabeAllahü ala kulubihim fehüm la ya'lemun |
93. Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin
isteyenleredir. Çünkü onlar geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı
oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi. Artık onlar
bilmezler. |
1329 |
094.Tevbe |
94. Ya'tezirune ilyküm iza raca'tüm ileyhim kul la ta'teziru
len nü'mine leküm kad nebbeenellahü min ahbariküm ve se yerAllahü ameleküm ve rasulühu sümme türaddune ilaalimil
ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun |
94. Seferden geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman size
özür beyan ederler. De ki: “Hiç özür beyan etmeyin, size aslâ inanmayız.
Çünkü Allah bize sizin haberlerinizi bildirmiştir. Yaptığınızı Allah da
görecek Peygamber’i de. Sonunda görüleni ve görülmeyeni bilenin huzuruna
döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir.” |
1332 |
097.Tevbe |
97. El a'rabü eşeddü küfrav ve nifakav ve ecderu ella ya'lemu
hudude ma enzelellahü ala rasulih vAllahü
alimün hakim |
97. Bedevîler küfür ve nifak bakımından daha beterdir ve
Allah’ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamak ancak
onlara yakışan bir tutumdur. Allah bilendir ve hikmet
sahibidir. |
1333 |
098.Tevbe |
98. Ve minel a'rabi mey yettehızü ma yünfiku mağramev ve
yeterabbesu bikümüd devair aleyhim dairatüs sev' vAllahü semiun alim |
98. Bedevilerden öylesi var ki, Allah yolunda sarfettiğini de
angarya sayar ve sizin başınıza belâların gelmesini bekler. En kötü
belâlar kendi başlarına gelsin! Allah işitendir, bilendir. |
1335 |
0100.Tevbe |
100. Ves sabikunel evvelune minel mühacirıne vel ensari
vellezınettebeuhüm bi ıhsanir radıyAllahü
anhüm ve radu anhü ve eadde lehüm cennatin tecrı tahtehel enharu halidıne
fıha ebeda zalikel fevzül azim |
100. İslâm’da birinci dereceyi kazanan Muhâcirler ve Ensâr
ile onlara sadâkatle güzellikle tâbi olanlardan Allah râzı olmuştur. Onlar
da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlar için içinde ebedî kalmak
üzere altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte bu en büyük
bahtiyarlıktır. |
1338 |
0103.Tevbe |
103. Huz min emvalihim sadekaten tütahhiruhüm ve tüzekkıhim
biha ve salli aleyhim inne salateke sekenül lehüm vAllahü semiun alim |
103. Onların mallarından sadaka al ki, bununla kendilerini
temizlemiş, bereketlendirmiş olasın. Onlara duâ et. Şüphesiz ki senin duân
onlar için sekinettir (huzur kaynağıdır). Allah işitendir,
bilendir. |
1340 |
0105.Tevbe |
105. Ve kulı'melu fe se yerAllahü ameleküm ve rasulühu vel mü'minun ve se
türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm
ta'melun |
105. De ki: “İstediğinizi yapın! Allah da, Resul’ü de,
müminler de işlediğinizi görecektir. Daha sonra gizli ve açık olanı bilen
Allah’a döndürüleceksiniz. O size yapmış olduklarınızı haber
verecektir.” |
1341 |
0106.Tevbe |
106. Ve aharune mürcevne li emrillahi imma yüazzibühüm ve
imma yetubü aleyhim vAllahü alimün
hakim |
106. Diğer bazıları da Allah’ın emrine bırakılmışlardır.
Onlara ya azap eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hikmet
sahibidir. |
1342 |
0107.Tevbe |
107. Vellezınettehazu mesciden dırarav ve küfrav ve tefrıkam
beynel mü'minıne ve irsadel li men habellahe ve rasulehu min kabl ve le
yahlifünne in eradna illel husna vAllahü
yeşhedü innehüm le kazibun |
107. Zarar vermek, inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık
sokmak ve daha önce Allah ve Resul’üne karşı savaşmış olan (adamın
gelmesini) beklemek için bir zarar mescidi kuranlar var ya: “Bizim
iyilikten başka bir niyetimiz yoktu.” diye mutlaka yemin ederler. Halbuki
Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şâhitlik eder. |
1343 |
0108.Tevbe |
108. La tekum fıhi ebeda le mescidün üssise alet takva min
evveli yevmin ehakku en tekume fıh fıhi ricalüy yühıbbune ey yetetahheru
vAllahü yühıbbül müttahhirın |
108. Orada (o Mescid-i dırar’da) aslâ namaza durma! Tâ ilk
günden takvâ üzere kurulan mescidde namaza durman daha lâyık ve uygundur.
Orada temizlenip arınmayı seven erkekler vardır. Allah da çokça
temizlenenleri sever. |
1344 |
0109.Tevbe |
109. E fe men essese bünyanehu ala katva minAllahi ve rıdvanin hayrun em men essese bünyanehu ala
şefacürufin harin fenhara bihı fı nari cehennem vAllahü la yehdil havmez zalimın |
109. Binasını Allah korkusu ve rızâsı üzerine kuran kimse mi
hayırlıdır, yoksa binasını çökecek bir yar kıyısına kurup da onunla
birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanıp giden kimse mi hayırlıdır?
Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
1345 |
0110.Tevbe |
110. La yezalü bünyanühümlezı benev rıbeten fı kulubihim illa
en tekattaa kulubühüm yAllahü alimün
hakim |
110. Yapmış oldukları binaları, kalpleri parçalanıncaya
kadar, yüreklerinde devamlı olarak bir kuşku ve ızdırap kaynağı olarak
kalacaktır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hükmünde hikmet
sahibidir. |
1353 |
0118.Tevbe |
118. Ve ales selasetillezıne hulifu hatta iza dakat aleyhimül
erdu bi ma rahubet ve dakat aleyhim enfüsühüm ve zannu el la melcee
minAllahi illa ileyh sümme tabe aleyhim li
yetubu innellahe hüvet tevvabür rahıym |
118. Tevbelerinin kabulü geri bırakılan üç kişiyi de
bağışladı. O derece bunalmışlardı ki, yeryüzü olanca genişliğine rağmen
onların başlarına dar gelmişti. Vicdanları da kendilerini sıkmıştı.
Allah’tan (O’nun azabından) kurtuluşun ancak Allah’a sığınmakla olacağını
anlamışlardı. Sonra tevbelerini kabul buyurdu ki, onlar da tevbekârlar
arasına dahil oldular. Şüphesiz ki Allah tevbeleri çok kabul buyurandır,
çok merhametli olandır. |
1358 |
0123.Tevbe |
123. Ya eyyühellezıne amenu katilüllezıne yaluneküm minel
küffari vel yecidu fıküm ğılzah va'lemu ennAllahe meal müttekıyn |
123. Ey iman edenler! Yakınınızda bulunan kâfirlerle savaşın.
Onlar sizde büyük bir azim ve sertlik görsünler. Bilin ki Allah takvâ
sahipleriyle beraberdir. |
1364 |
0129.Tevbe |
129. Fe in tevellev fe kul hasbiyAllahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve
rabbül arşil azim |
129. Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Allah bana yeter! O’ndan
başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ederim. O, büyük Arş’ın
sahibidir.” |
1369 |
05.Yunus |
5. Hüvellezı cealeş şemse dıyaev vel kamera nurav ve
kadderahu menazile li ta'lemu adedes sinıne vel hısab ma halekAllahü zalike illa bil hakk yüfassılül ayati li
kavmiy ya'lemun |
5. Güneşi ışık, ay’ı nur yapan, yılların sayısını ve hesabı
bilmeniz için aya menziller (konak yerleri) tayin eden O’dur. Allah
bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için âyetlerini
birer birer açıklar. |
1370 |
06.Yunus |
6. İnne fıhtilafil leyli ven nehari ve ma halekAllahü fis semavati vel erdı le ayatil li kavmiy
yettekun |
6. Gece ve gündüzün birbirini takip etmesinde, Allah’ın
göklerde ve yerde yarattığı şeylerde, O’ndan korkup sakınan bir topluluk
için nice âyetler (deliller) vardır. |
1389 |
025.Yunus |
25. VAllahü yed'u ila daris
selam ve yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym |
25. Allah esenlik yurdu olan cennete çağırır, dilediğini
doğru yola eriştirir. |
1423 |
059.Yunus |
59. Kul e raeytüm ma enzelellahü leküm mir rizkın fe cealtüm
minhü haramev ve halala kul Allahü ezine leküm em alellahi tefterun |
59. De ki: “Allah’ın size indirdiği, sizin bazılarını haram
bazılarını helâl kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Allah
mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” |
1485 |
012.Hud |
12. Fe lealleke tarikum ba'da ma yuha ileyke ve daikum bihı
sadruke ey yekulu lev la ünzile aleyhi kenzün ev cae meahu melek innema
ente nezır vAllahü ala külli şey'iv
vekil |
12. Belki de sen: “Ona bir hazine indirilmeli veya onunla
beraber bir melek gelmeli değil miydi?” dedikleri için, sana vahyolunan
âyetlerin bir kısmını bırakacak ve bu yüzden göğsün daralacaktır. Sen
ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir. |
1504 |
031.Hud |
31. Ve la ekulü leküm ındı hazinüllahi ve la a'lemül GAYBE ve
la ekulü innı meleküv ve la ekulü lillezınetezderı a'yünüküm ley
yü'tiyehümüllahü hayra Allahü a'lemü bima fı enfüsihim innı izel le minez
zalimın |
31. “Ben size: ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır.’
demiyorum, gaybı da bilmem. ‘Ben bir meleğim.’ de demiyorum. Gözlerinizin
hor ve hakir gördüğü mümin kimseler için: ‘Allah onlara hiçbir hayır
vermeyecektir.’ diyemem. Özlerinde olanı daha iyi bilen Allah’tır. Bunu
söylediğim takdirde mutlaka ben de zâlimlerden olurum.” |
1614 |
018.Yusuf |
18. Ve cau ala kamısıhı bi demin kezib kale bel sevvelet
leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl vAllahül müsteanü ala ma tesıfun |
18. Gömleğin üzerinde yalancı bir kan ile geldiler.
(Babaları) dedi ki: “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe
sürüklemiş. Artık bana güzelce sabır gerekir. Söylediklerinize karşı da
yardımına sığınılacak ancak Allah’tır.” |
1615 |
019.Yusuf |
19. Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe edla delveh
kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vAllahü alimün bi ma ya'melun |
19. Bir kervan geldi, sucularını kuyuya gönderdiler. O da
gidip kovasını kuyuya saldı. (Yusuf’u görünce) “Müjde! İşte bir oğlan!”
dedi. Onu alıp (ticari) bir mal olarak sakladılar. Halbuki Allah onların
ne yaptıklarını çok iyi biliyordu. |
1617 |
021.Yusuf |
21. Ve kalellezişterahü mim mısra limraetihı ekrimı mesvahü
asa ey yenfeana ev nettehızehu veledave kezalike mekkenna li yusüfe fil
erdı ve li nuallimehu min te'vılil ehdıs vAllahü GALİBün ala emrihı ve lakinne ekseran nasi la
ya'lemun |
21. Mısır’da onu satın alan kimse karısına dedi ki: “Ona
güzel bak! Umulur ki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz.” İşte
böylece biz Yusuf’u o yere yerleştirdik. Ona rüyâların yorumunu öğrettik.
Allah emrini yerine getirmeye kâdirdir. Fakat insanların çoğu bunu
bilmezler. |
1673 |
077.Yusuf |
77. Kalu iy yesrık fe kad seraka ehul lehu min kabl fe
eserraha yusüfü fı nefsihı ve lem yübdiha lehüm kale entüm şerrum mekana
vAllahü a'lemü bima tesıfun |
77. “Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı.” dediler. Yusuf
bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (İçinden): “Durumunuz pek kötüdür, ne
isnad ettiğinizi Allah daha iyi bilir.” dedi. |
1709 |
02.Rad |
2. Allahüllezı rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha
sümmesteva alel arşi ve sehharaş şemse vel kamer yüdebbirul emra
yüfassılül ayati lealleküm bi likai rabbiküm tukınun |
2. Allah O’dur ki, gökleri gördüğünüz gibi direksiz
yükseltti. Sonra Arş’ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). Güneşi ve
ay’ı musahhar kılmıştır. Bunların her biri, muayyen bir vakte kadar akıp
gitmektedir. O her işi düzenler, âyetlerini birer birer açıklar. Tâ ki,
Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz. |
1715 |
08.Rad |
8. Allahü
ya'lemü ma tahmilü küllü ünsa ve ma teğıydul erhamü ve ma tezdad ve küllü
şey'in ındehu bi mıkdar |
8. Allah her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerde neyi
eksik, neyi ziyade edeceğini bilir. O’nun katında her şey ölçü
iledir. |
1728 |
021.Rad |
21. Vellezıne yesılune ma emerAllahü bihı ey yusale ve yahşevne rabbehüm ve
yehafune suel hısab |
21. Onlar Allah’ın bitiştirilmesini emrettiği şeyi
bitiştirirler. Rablerinden korkarlar ve en kötü hesaptan
ürkerler. |
1732 |
025.Rad |
25. Vellezıne yenkudune ahdellahi min ba'di mısakıhı ve
yaktaune ma emarAllahü bihı ey yusale ve
yüfidune fil erdı ülaike lehümül la'netü ve lehüm suüd dar |
25. Allah’a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra
bozanlar ve Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi ayıranlar ve
yeryüzünde fesat çıkaranlar... İşte lânet onlar içindir ve kötü yurt
cehennem de onlarındır. |
1733 |
026.Rad |
26. Allahü
yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir ve ferihu bil hayatid dünya ve mel
hayatüd dünya fil ahirati illa meta' |
26. Allah dilediğine rızkını kolaylaştırır da daraltır da.
Onlar dünya hayatı ile şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı
sadece bir geçimlikten ibarettir. |
1748 |
041.Rad |
41. E ve lem yerav enna ne'til erda nenkusuha min atrafiha
vAllahü yahkümü la müakkıbe li hukmih ve
hüve seriul hısab |
41. Bizim yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi
görmediler mi? Hüküm veren Allah’tır. O’nun hükmünü bozacak kimse yoktur.
O hesabı çabuk görendir. |
1752 |
02.İbrahim |
2. Allahillezı lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve
veylül lil kafirıne min azabin şedid |
2. O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.
Şiddetli azaptan dolayı vay o kâfirlerin hâline! |
1782 |
032.İbrahim |
32. Allahüllezı halekas semavati vel erda ve enzele mines
semai maen fe ahrace bihı mines semerati rizkalleküm ve sehhara lekümül
fülke li tecriye fil bahri bi emrih ve sehhara lekümül enha |
32. Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık
olarak size türlü meyveler çıkaran Allah’tır. O’nun izniyle denizde yüzüp
gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de size musahhar
kıldı. |
1898 |
096.Hicr |
96. Ellezıne yec'alune meAllahi
ilahen ahar fe sevfe ya'lemun |
96. Onlar Allah ile beraber başka ilâh ediniyorlar. Onlar
yakında bilecekler. |
1920 |
019.Nahl |
19. VAllahü ya'lemü ma
tüsirrune ve ma tu'linun |
19. Allah, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da
bilir. |
1949 |
048.Nahl |
48. E ve lem yerav ila ma halekAllahü min şey'iy yetefeyyeü zılalühu anil yemıni veş
şemaili süccedellillahi ve hüm dahirun |
48. Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların
gölgeleri, küçülerek ve Allah’a secde ederek sağa sola döner. |
1953 |
052.Nahl |
52. Ve lehu ma fis semavati vel erdı ve lehüd dınü vasiba e
fe ğayrAllahi tettekun |
52. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur ve din de
sadece O’na âittir. Yoksa Allah’tan başkasından mı
korkuyorsunuz? |
1966 |
065.Nahl |
65. VAllahü enzele mines semai
maen fe ahya bihil erda ba'de mevtiha inne fı zalike le ayatel li kavmiy
yesmeun |
65. Allah gökten su indirdi. Onunla yeryüzünü ölümünden sonra
diriltti. Şüphesiz ki bunda işiten bir topluluk için âyet (ibret)
vardır. |
1971 |
070.Nahl |
70. VAllahü halekaküm sümme
yeteveffaküm ve minküm mey yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme
ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadir |
70. Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. Sizden
kimi ömrünün en fena ve en sevilmeyen noktasına itilir ki (o devrede
artık) bildiğini bilmez olur. Şüphesiz ki Allah bilendir, her şeye gücü
yeter. |
1972 |
071.Nahl |
71. VAllahü faddale ba'daküm
ala ba'dın fir rızk femellezıne füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket
eymanühüm fe hüm fıhi seva' ife bi nı'metillahi yechadun |
71. Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı.
Üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere kendi rızıklarını vermiyorlar
ki, o rızık hususunda eşit olsunlar. Yoksa Allah’ın nimetini inkâr mı
ediyorlar? |
1973 |
072.Nahl |
72. VAllahü ceale leküm min
enfüsiküm ezvacev ve ceale leküm min ezvaciküm benıne ve hafedetev ve
razekaküm minet tayyibat e fe bil batıli yü'minune ve bi nı'metillahi hüm
yekfurun |
72. Allah sizin için kendinizden eşler yarattı. Eşlerinizden
de sizin için oğullar torunlar vâretti. Hoş nimetlerle, güzel rızıklarla
sizi besledi. Böyleyken onlar hâlâ bâtıla mı inanıyorlar, Allah’ın
nimetini inkâr mı ediyorlar? |
1979 |
078.Nahl |
78. VAllahü ahraceküm mim
bütuni ümmehatiküm la ta'lemune şey'ev ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara
vel ef'idete lealleküm teşkürun |
78. Allah sizi analarınızın karnından kendiniz hiçbir şey
bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller
verdi. |
1981 |
080.Nahl |
80. VAllahü ceale leküm min
cüludil en'ami büyuten testehıffuneha yevme za'niküm ve yevme ikametiküm
ve min asvafiha ve evbariha ve eş'ariha esasev ve metaan ila
hıyn |
80. Allah evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri
yaptı. Sizin için davar derilerinden, gerek göç ettiğinizde ve gerekse
konakladığınızda hafifçe taşıyacağınız evler (çadırlar) meydana getirdi.
Onların yün ve yapağılarından, kıllarından bir süreye kadar ev eşyaları ve
ticaret metâı vâretti. |
1982 |
081.Nahl |
81. VAllahü ceale leküm mimma
haleka zılalev ve ceale leküm minel cibali eknanev ve ceale leküm
serabiyle tekıykümül harra ve serabiyle tekıyküm be'seküm kezalike yütimmü
nı'metehu aleyküm lealleküm tüslimun |
81. Allah yarattığı şeylerden sizin için gölgeler yaptı.
Dağlarda da sizin için barınaklar vâretti. Sizi sıcaktan koruyacak
elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar verdi. İşte böylece Allah,
müslüman olmanız için size olan nimetini tamamlıyor. |
2002 |
0101.Nahl |
101. Ve iza beddelna ayetem mekane ayetiv vAllahü a'lemü bima yünezzilü kalu innema ente müfter
bel ekseruhüm la ya'lemun |
101. Allah ne indireceğini pek iyi bildiği halde, biz bir
âyeti başka bir âyetin yerine getirdiğimiz zaman: “Sen ancak iftiracısın.”
derler. Hayır! Onların çoğu bilmezler. |
2009 |
0108.Nahl |
108. Ülaikellezıne tabeAllahü
ala kulubihim ve sem'ıhim ve ebsarihim ve ülaike hümül ğafilun |
108. İşte onlar Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini
mühürlediği kimselerdir ve onlar gafillerin tâ kendileridir. |
2013 |
0112.Nahl |
112. Ve darabellahü meselen karyeten kanet aminetem
mutmeinnetey ye'tıha rizkuha rağadem min külli mekanin fe keferat bi
en'umillahi fe ezakahAllahü libasel cuı vel
havfi bima kanu yasneun |
112. Allah emniyet ve huzur içinde olan bir şehri misal verir
ki, oraya her taraftan bolca rızık geliyordu. Fakat onlar Allah’ın
nimetlerine nankörlük ettiler. Bu yüzden yapmakta oldukları şeylere
karşılık, Allah onlara açlık ve korku elbisesini tattırdı. |
2051 |
022.İsrâ |
22. La tec'al meAllahi ilahen
ahara fe tak'ude mezmumem mahzula |
22. Allah ile beraber başka bir ilâh edinme! Sonra kınanmış
ve terkedilmiş olarak kalırsın. |
2068 |
039.İsrâ |
39. Zalike mimma evha ileyke rabbüke minel hıkmeh ve la
tec'al meAllahi ilahen ahara fe tülka fı
cehenneme melumem medhura |
39. Bunlar Rabbinin sana vahyettiği hikmettendir. Allah ile
beraber başka bir ilâh edinme. Sonra kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme
atılırsın. |
2156 |
016.Kehf |
16. Ve izı'tezeltümuhüm ve ma ya'büdune illAllahe fe'vu ilel kehfi yenşur leküm rabbüküm mir
rahmetihı ve yüheyyi' leküm min emriküm mirfeka |
16. Onlara: “Madem ki siz onlardan ve Allah’tan başka
taptıkları şeylerden ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz
size rahmetinden genişlik versin ve işinizde size bir kolaylık
hazırlasın.” denildi. |
4153 |
020.Mü’min |
20. VAllahü yakdıy bil hakk
vellezıne yed'une min dunihı la yakdune bi şey' innellahe hüves semiul
besir |
20. Allah hak ile hüküm verir. O'nu bırakıp taptıkları ise,
hiçbir şeyle hüküm veremezler. Şüphesiz ki Allah işitendir,
görendir. |
2356 |
08.Tâ-Hâ |
8. Allahü la
ilahe illa hu lehül esmaül husna |
8. Allah O’dur ki, O’ndan başka ilâh yoktur. En güzel isimler
O’nundur. |
2362 |
014.Tâ-Hâ |
14. İnnenı enAllahü la ilahe
illa ene fa'büdnı ve ekımıs salate li zikrı |
14. “Şüphesiz ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh
yoktur. Bana kulluk et, beni anmak için namaz kıl.” |
2421 |
073.Tâ-Hâ |
73. İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma
ekrahtena aleyhi mines sıhr vAllahü hayruv
ve ebka |
73. “Doğrusu biz hatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri
bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah daha hayırlı ve O’nun
vereceği mükâfat ve ceza daha devamlıdır.” |
2627 |
032.Hac |
32. Zalike ve mey yüazzım şeairAllahi fe inneha min takvel kulub |
32. İşte böyle. Kim Allah’ın nişânelerine (hükümlerine) tâzim
ederse, bu kalplerin takvâsındandır. |
2630 |
035.Hac |
35. Ellezıne iza zükirAllahü
vecilet kulubühüm ves sabirıne ala ma esabehüm vel mükıymis salati ve
memma razaknahüm yünfikun |
35. Onlar o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri
titrer. Başlarına gelene sabrederler, namazı kılarlar ve kendilerine
verdiğimiz rızıktan infak ederler. |
2647 |
052.Hac |
52. Ve ma erselnamin kablike mir rasuliv ve la nebiyyin illa
iza temenna elkaş şeytanü fı ümniyyetih fe yensehullahü ma yulkış şeytanü
sümme yuhkimüllahü ayatih vAllahü alimün
hakim |
52. Resulüm! Biz senden önce ne zaman bir resul ve nebi
göndermişsek, bir şeyi arzuladığında şeytan mutlaka onun arzusuna vesvese
karıştırmak istemiştir. Ne var ki Allah, şeytanın attığını iptal eder.
Sonra kendi âyetlerini muhkem kılar, sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm
ve hikmet sahibidir. |
2664 |
069.Hac |
69. Allahü
yahkümü beyneküm yevmel kıyameti fıma küntüm fıhi tahtelifun |
69. Allah, ayrılığa düştüğünüz hususlarda kıyamet günü
aranızda hüküm verecektir. |
2790 |
0117.Mü’minûn |
117. Ve mey yed'u meAllahi
ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la
yüflihul kafirun |
117. Kim Allah ile beraber, varlığını ispat edecek hiçbir
delil bulunmayan bir ilâha taparsa, o kimsenin hesabı Rabbinin katındadır.
Gerçek şu ki kâfirler iflâh olmazlar. |
2809 |
018.Nûr |
18. Ve yübeyyinüllahü lekümül ayat vAllahü alimün hakim |
18. Ve Allah işte size âyetlerini açık açık bildiriyor. Allah
her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
2810 |
019.Nûr |
19. İnnellezıne yühıbbune en teşıal fahışetü fillezıne amenu
lehüm azabün elımün fıd dünyü vel ahirah vAllahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun |
19. Müminler arasında hayâsızlığın, kötü sözlerin yayılmasını
arzu edenlere dünyada da ahirette de can yakıcı bir azap vardır. Allah
bilir, siz bilmezsiniz. |
2812 |
021.Nûr |
21. Ya eyyühellezıne amenu la tettebiu hutuvatiş şeytan ve
mey yettebı' hutuvatiş şeytani fe innehuye'müru bil fahşai vel münker ve
lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ma zeka minküm min ehadin ebedev ve
laninnellahe yüzekkı mey yeşa' vAllahü semiu
alim |
21. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim
şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o, hayâsızlığı ve kötülüğü emreder.
Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, içinizden hiçbirinizi
temizlemezdi. Fakat Allah dilediğini temizler. Allah işitendir,
bilendir. |
2813 |
022.Nûr |
22. Ve la ye'teli ülül fadli minküm ves seati ey yü'tu ulil
kurba vel mesakıne vel mühacirıne fı sebılillahi vel ya'fu velyasfehu e la
tühıbbune ey yağfirAllahü leküm vellahü
GAFURur rahıym |
22. İçinizden fazilet ve servet sahibi olanlar akrabalarına,
yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin
etmesinler. Kusurlarını affetsinler, aldırmasınlar. Allah’ın sizi
bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet
edicidir. |
2820 |
029.Nûr |
29. Leyse aleyküm cünahun en tedhulu büyuten ğayra meskunetin
fıha metaul leküm vAllahü ya'lemü ma tübdune
ve ma tektümun |
29. Oturulmayan ve içinde eşyanız bulunan evlere izinsiz
girmenizden dolayı size bir vebâl yoktur. Allah açığa vurduğunuzu da
bilir, gizlediğinizi de. |
2823 |
032.Nûr |
32. Ve enkihül eyama minküm ves salihıyne min ıbadiküm ve
imaiküm iy yekun fükarae yuğnihimüllahü min fadlih vAllahü vasiun alim |
32. Aranızdaki bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden
sâlih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları
zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, her şeyi bilendir. |
2826 |
035.Nûr |
35. Allahü
nurus semavati vel ard meselü nurihı ke mişkatin fıha mısbah elmisbahu fı
zücaceh ezzücacetü ke enneha kevkebün dürriyyüy yukadü min şeceratim
mübaraketin zeytunetil la şerkıyyetiv ve la ğarbiyyetiy yekadü zeytüha
yüdıy'ü ve lev lem temseshü nar nurun ala nur yehdillahü li nurihı mey
yeşa' ve yadribüllahül emsale lin nas vAllahü bi külli şey'in alim |
35. Allah göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun misali,
içinde lâmba bulunan bir kandil gibidir. O kandil billur bir cam
içindedir. O billur cam ise sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Ki, ne
batıda ne de doğuda bitmeyen mübarek bir zeytin ağacından (onun yağından)
yakılır. Ateş dokunmasa bile onun yağı ışık verir. Nûr üstüne nûrdur.
Allah dilediği kimseyi nûruna kavuşturur. Allah insanlara böyle misaller
verir. Ve Allah her şeyi hakkıyla bilir. |
2829 |
038.Nûr |
38. Li yecziyehümüllahü ahsene ma amilu ve yezıdehüm min
fadlih vAllahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri
hısab |
38. Tâ ki, Allah onları işledikleri amellerin en güzeli ile
mükâfatlandırsın ve lütfundan onlara fazlasıyla versin. Ve Allah
dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır. |
2830 |
039.Nûr |
39. Vellezıne keferu a'malühüm keserabim bi kıy'atiy
yahsebulhüz zam'anü maa hatta iza caehu lem yecidhü şey'ev ve vecedellahe
ındehu feveffahü hısabeh vAllahü seriul
hısab |
39. İnkâr edenlerin amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir.
Susayan kimse onu su zanneder, fakat oraya geldiğinde hiçbir şey bulamaz.
Orada Allah’ı bulur, Allah da onun hesabını görür. Allah hesabı çabuk
görendir. |
2832 |
041.Nûr |
41. E lem tera ennellahe yüsebbihu lehu men fis semavati vel
erdı vet tayru saffat küllün kad alime salatehu ve tesbıhah vAllahü alimüm bima yef'alun |
41. Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp
uçan kuşların Allah’ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi
duâsını ve tesbihini bilir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla
bilendir. |
2836 |
045.Nûr |
45. VAllahü halekü külle
dabbetim mim ma' fe minhüm mey yemşı ala batnih ve minhüm mey yemşı ala
ricleyn ve minhüm mey yemşi ala erba' yahlükullahü ma yeşa' innellahe ala
külli şey'in kadir |
45. Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır. Onlardan kimi
karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi dört ayak
üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye
kâdirdir. |
2837 |
046.Nûr |
46. Le kad enzelna ayatim mübeyyinat vAllahü yehdı mey yeşaü ila sıratım
müstekıym |
46. Andolsun ki biz açıklayıcı âyetler indirdik. Allah
dilediği kimseyi dosdoğru yola iletir. |
2849 |
058.Nûr |
58. Ya eyyühellezıne amenu li yeste'zinkümüllezıne meleket
eymaüküm vellezıne lem yeblüğul hulüme minküm selase merratv min kabli
salatil fecri ve hıyne tedaune siyabeküm minez zahirati ve mim ba'di
salatil ışa'i selasü avratil leküm leyse aleyküm ve la aleyhim cünahum
ba'dehünn tavvafune aleyküm ba'duküm ala ba'd kezalike yübeyyinüllahü
lekümül ayat vAllahü alimün hakim |
58. Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (Köleler,
hizmetçi)ler ve sizden olup da henüz bülûğa ermemiş çocuklar, şu üç
vakitte (odalarınıza girebilmek için) izin istesinler. Sabah namazından
evvel, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız sırada ve bir de yatsı
namazından sonra. Bunlar sizin üstünüzün açılabileceği vakitlerdir. Bu
vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta size de onlara da
bir günah yoktur. İşte Allah âyetleri size böyle açıklar. Allah bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir. |
2850 |
059.Nûr |
59. Ve iza beleğal atfalü minkümül hulüme fel yeste'zinu
kemeste'zenellezıne min kablihim kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatih
vAllahü alimün hakim |
59. Çocuklarınız ergenlik çağına erdikleri zaman,
kendilerinden önce bülûğâ eren büyüklerin izin istedikleri gibi kendileri
de odanıza girmek için izin istesinler. İşte Allah size âyetlerini böylece
açıklıyor. Allah her şeyi bilir, hükmünde hikmet sahibidir. |
2851 |
060.Nûr |
60. Vel kavaıdü minen nisaillatı la yercune nikahan fe leyse
aleyhinne cünahun ey yeda'ne siyabehünne ğayra müteberricatim bi zıneh ve
ey yesta'fifne hayrul lehünn vAllahü semiun
alim |
60. Evlenme ümidi kalmayan yaşlı kadınların, zinetlerini
açığa vurmamak şartıyla dış örtülerini çıkarmalarında kendilerine bir
günah yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır.
Allah işitendir, bilendir. |
2855 |
064.Nûr |
64. E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad ya'lemü ma
entüm aleyh ve yevme yürceune ileyhi fe yünebbiühüm bi ma amilu vAllahü bi külli şey'in alim |
64. İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi
Allah’ındır. O, sizin ne yolda olduğunuzu muhakkak ki bilir. Huzuruna
döndürülecekleri günde, yaptıklarını onlara haber verir. Allah her şeyi
hakkıyla bilendir. |
2923 |
068.Furkan |
68. Vellezıne la yed'une meAllahi ilahen ahara ve la yaktülunen nefselletı
harramellahü illa bil hakkı ve la yeznun ve mey yef'al zalike yelka
esama |
68. Onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarmazlar.
Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları
yapan cezaya uğrar. |
3145 |
0213.Şuarâ |
213. Fe la ted'u meAllahi
ilahen ahara fe tekune minel müazzebın |
213. O halde sakın Allah ile beraber başka bir ilâh edinip
yalvarma. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun. |
3185 |
026.Neml |
26. Allahü la
ilahe illa hüve rabbül arşil azim |
26. “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, Büyük Arş’ın
sahibidir.” |
3218 |
059.Neml |
59. Kulil hümdü lillahi ve selamün ala
ıbadihillezınastafa Allahü
hayrun emma yüşrikun |
59. De ki: “Hamd olsun Allah’a, selâm olsun O’nun beğenip
seçtiği kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar
mı?” |
3219 |
060.Neml |
60. Emmen halekas semavati vel erda ve enzele leküm mines
semai maa fe embetna bihı hadaika zate behceh ma kane leküm en tümbitu
şeceraha e ilahüm meAllah bel hüm kavmüy
ya'dilun |
60. Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten sizin için su
indirip onunla bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz nice bahçeler meydana
getiren mi? Allah ile başka bir ilâh mı var? Hayır, onlar haktan ayrılan
bir gürûhtur. |
3220 |
061.Neml |
61. Emmen ceallel erda kararav ve cealle hılaleha enharav ve
ceale leha ravasiye ve ceale beynel bahrayni haciza e ilahüm meAllah bel ekseruhüm la
ya'lemun |
61. Yoksa yeryüzünü barınmaya elverişli kılan, aralarında
ırmaklar akıtan, ona sâbit dağlar yerleştiren ve iki deniz arasına bir
engel koyan mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? Hayır, onların
çoğu bilmezler. |
3221 |
062.Neml |
62. Emmey yücıbül mudtarra iza deahü ve yekşifüs sue ve
yec'alüküm hulefael ard e ilahüm meAllah kalılem ma
tezekkerun |
62. Yoksa kendisine yalvardığı zaman darda kalana karşılık
veren, sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı? Allah ile
beraber başka bir ilâh mı var? Ne de az düşünüyorsunuz! |
3222 |
063.Neml |
63. Emmey yehdıküm fı zulümatil berri vel bahri ve mey
yursilür riyaha büşram beyne yedey rahmetih e ilahüm meAllahtealellahü amma yüşrikun |
63. Yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol
gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen mi? Allah
ile beraber başka bir ilâh mı var? Allah onların ortak koştukları
şeylerden çok yücedir. |
3223 |
064.Neml |
64. Emmey yebdeül halka sümme yüıydühu ve mey yerzükuküm
mines semai vel ard e ilahüm meAllah kul hatu bürhaneküm in küntüm
sadikıyn |
64. Yoksa önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi
gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka ilâh mı var? De
ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, kesin delilinizi getirin!” |
3247 |
088.Neml |
88. Ve teral cibale tahsebüha camidetev ve hiye temürru
merras sehab sun'Allahillezı etkane külle
şey' innehu habirum bima tefalun |
88. Dağları yerinde durur görürsün. Oysa onlar bulutların
yürüdüğü gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın
sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan haberdardır. |
3280 |
028.Kasas |
28. Kale zalike biynı ve beynek eyyemel eceleyni kadaytü fe
la udvane aleyy vAllahü ala ma nekulü
vekil |
28. (Musa) dedi ki: “Bu seninle benim aramdadır. Bu iki
süreden hangisini doldurursam doldurayım bir kötülüğe uğramam.
Söylediklerimize Allah vekildir.” |
3340 |
088.Kasas |
88. Ve la ted'u meAllahi ilahen
ahar la ilahe illa hüve küllü şey'in halikün illa vecheh lehül hukmü ve
ileyhi türceun |
88. Allah ile beraber başka bir ilâh edinip yalvarma! O’ndan
başka hiçbir ilâh yoktur, O’nun zâtından başka her şey helâk olucudur.
Hüküm yalnız O’nundur ve siz ancak O’na döndürüleceksiniz. |
3382 |
042.Ankebut |
42. İnnAllahe ya'lemü ma
yed'une min dunihı min şey' ve hüvel azizül hakim |
42. Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere
tapındıklarını şüphesiz ki bilir. O Azîz’dir, hükmünde hikmet
sahibidir. |
3384 |
044.Ankebut |
44. HalekAllahüs semavati vel
erda bil hakk inne fı zalike le ayetel lil mü'minın |
44. Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz ki
bunda müminler için bir âyet vardır. |
3385 |
045.Ankebut |
45. Ütlü ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salah innes
salate tenha anil fahşai vel münker ve lezikrullahi ekber vAllahü ya'lemü ma tasneun |
45. Resulüm! Kitap’tan sana vahyedileni oku ve namaz kıl!
Şüphesiz ki namaz insanı her türlü hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar.
Zikrullah elbette en büyük (ibadet)tir. Allah yaptıklarınızı
bilir. |
3402 |
062.Ankebut |
62. Allahü
yebsütur riska li mey yeşaü min ıbadihı ve yakdiru lehv innellahe bi külli
şey'in alim |
62. Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir,
dilediğine de kısar. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. |
3417 |
08.Rûm |
8. E ve lem yetefekkeru fı enfüsihim ma halekAllahüs semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil
hakkı ve ecelim müsemma ve inne kesıram minen nasi bi likai rabbihim le
kafirun |
8. Onlar kendi içlerinde hiç düşünmediler mi? Allah gökleri,
yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak ile ve belirli bir süre
için yaratmıştır. Doğrusu insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr
etmektedirler. |
3420 |
011.Rûm |
11. Allahü
yebdeül hakka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun |
11. Allah ilkin mahlûkunu yaratır, ölümünden sonra onu tekrar
diriltir. Sonunda O’na döndürüleceksiniz. |
3449 |
040.Rûm |
40. Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm
sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm mey yefalü min zaliküm min şey'
subhanelhu ve teala amma yüşrikun |
40. Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, daha
sonra da dirilten Allah’tır. Peki sizin O’na eş tuttuğunuz ortaklarınız
içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? O, onların ortak koştukları
şeylerden münezzehtir ve yücedir. |
3457 |
048.Rûm |
48. Allahüllezı yürsilür riyaha fe tüsıru sehaben fe
yebsütuhu fis semai keyfe yeşaü ve yec'alühu kisefen feteral vedka yahrucü
min hılalih fe iza esabe bihı mey yeşaü min ıbadihı izahüm
yestebşirun |
48. Allah O’dur ki rüzgârları gönderip bulutları yürütür,
onları dilediği gibi gökte yayar ve parça parça eder. Sonra da bulutların
arasından yağmurun çıktığını görürsün. Kullarından dilediğine yağmuru
verdiğinde, onlar hemen sevinirler. |
3463 |
054.Rûm |
54. Allahüllezı halekaküm min da'fin sümme ceale mim
ba'di kuvvetin da'fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa' ve hüvel alimül
kadir |
54. Allah sizi oldukça güçsüz (bir madde)den yarattı.
Güçsüzlükten sonra kuvvetli kıldı. Sonra o kuvvetin ardından da zayıflık
ve ihtiyarlık verdi. O dilediğini yaratır. O, ilim ve kudret
sahibidir. |
3507 |
04.Secde |
4. Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma
fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş maleküm min dunihı miv veliyyiv ve
la şefiy' efela tetezekkerun |
4. Allah gökleri ve yeri ve bunların arasında olan şeyleri
altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ edendir (Arş üzerinde hükümran
olandır). Sizin O’ndan başka bir dostunuz ve şefaatçınız yoktur. Hâlâ
düşünüp öğüt almıyor musunuz? |
3537 |
04.Ahzab |
4. Ma cealellahü li racülim min kalbeyni fı cevfih ve ma
ceale ezvacekümüllaı tüzahirune minhünneümmehatiküm ve ma ceale ed'ıyaeküm
ebnaeküm zaliküm kavlüküm bi efvahiküm vAllahü yekulül hakka ve hüve yehdis sebıl |
4. Allah hiç kimsenin göğsünde iki kalp yaratmamıştır. Zihar
yaptığınız eşlerinizi de analarınız kılmamıştır. Evlâtlıklarınızı öz
oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize
doladığınız sözlerden ibarettir. Allah gerçeği söylemektedir. Doğru yola O
eriştirir. |
3552 |
019.Ahzab |
19. E şıhhaten aleyküm Fe iza cael havfü raeytehüm yenzurune
ileyke teduru a'yünühüm kellezı yuğşa aleyhi minel mevt fe iza zehebel
havfü selekuhüm bielsinetin hıdadin eşıhhaten alel hayr ülaike lem yü'minu
fe ahbetAllahü a'malehüm ve kane zalike
alellahi yesıra |
19. Size karşı oldukça kıskanç ve cimridirler. Korku geldiği
zaman, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana
baktıklarını görürsün. Korku gidince de, iyiliğinizi çekemeyerek sivri
dilleri ile sizi incitirler. Onlar iman etmiş değillerdir. Bunun için de
Allah onların yaptıklarını boşa çıkartmıştır. Bu, Allah’a göre pek
kolaydır. |
3554 |
021.Ahzab |
21. Le kad kane leküm fı rasulillahi üsvetün hasenetül li men
kane yercüllahe vel yevmel haıra ve zekerAllahe kesıra |
21. Andolsun ki Resulullah sizin için, Allah’a ve ahiret
gününe kavuşmayı arzu edenler ve Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel
bir nümunedir. |
3555 |
022.Ahzab |
22. Ve lemma rael mü'minunel ahzabe kalu haza ma veadenellahü
ve rasulühu ve sadekAllahü ve rasulühu ve ma
zadehüm illa ımanev ve teslıma |
22. Müminler ahzabı (düşman birliklerini) gördüklerinde:
“İşte Allah ve Resul’ünün bize vâdettiği! Allah ve Resul’ü doğru
söylemiştir.” dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini
artırdı. |
3558 |
025.Ahzab |
25. Ve raddellahüllezıne keferu bi ğayzıhim lem yenalu hayra
ve kefAllahül mü'minınel kıtal ve kanellahü
kaviyyen aziza |
25. Allah o kâfirleri öfke ve kinleriyle geri çevirdi. Onlar
hiç hayra eremediler. Allah savaşta müminlere yetti. Allah kuvvetlidir,
Azîz’dir. |
3569 |
036.Ahzab |
36. Ve ma kane li mü'miniv ve la mü'minetin iza kadAllahü ve rasulühu emran ey yekune lehümül hıyeratü
min emrihim ve mey ya'sıllahe ve rasulehu fe kad dalle dalalem
mübına |
36. Allah ve Resul’ü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir
erkekle mümin bir kadın için, artık o işte kendi arzularına göre seçme
hakkı yoktur. Allah’a ve Resul’üne başkaldırıp isyan eden kimse hiç
süphesiz ki apaçık bir şekilde sapıklığa düşmüş olur. |
3570 |
037.Ahzab |
37. Ve iz tekulü lillezı en'amellahü aleyhi ve en'amte aleyhi
emsik aleyke zevceke vettekıllahe ve tuhfı fı nefsike mellahü mübdıhi ve
tahşen nas vAllahü ehakku en tahşah felemma
kada zeydüm minha vetaran zevvecnakeha li key la yekune alel mü'minıne
haracün fi ezvaci ed'ıyaihim iza kadav minhünne vetara ve kane emrullahi
mef'ula |
37. Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de
ikramda bulunduğun kimseye; “Eşini yanında tut, Allah’tan kork!” diyordun
da, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyor, insanlardan
çekiniyordun. Oysa asıl korkulmaya lâyık olan Allah idi. Nihayet Zeyd’in o
kadınla bir bağı kalmayınca biz onu sana nikâhladık. Böylece evlatlıkların
eşleriyle bir bağı kalmayınca, onlarla evlenmek hususunda müminlere bir
vebal olmadığı bilinsin. Allah’ın emri yerine getirilmiştir. |
3571 |
038.Ahzab |
38. Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradAllahü leh sünnetellahi fillezıne halev min kabl ve
kane emrullahi kaderam makdura |
38. Allah’ın kendisine helâl kıldığı şeyde Peygamber’e bir
güçlük (herhangi bir vebâl) yoktur. Ondan önce gelip geçen (peygamberler)
arasında da Allah’ın sünneti (âdeti) böyle idi. Allah’ın emri mutlaka
yerine gelecek yazılmış bir kaderdir. |
3584 |
051.Ahzab |
51. Türcı men teşaü minhünne ve tü'vı ileyke men teşa' ve
menibteğayte mimmen azelte fe la cünaha aleyk zalike edna en tekarra
a'yünühünne ve la yahzenne ve yerdayne bima ateytehünne küllühünn
vAllahü ya'lemü ma fı kulubiküm ve kanellahü
alimen halima |
51. Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına
alırsın. Geriye bıraktıklarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda,
senin üzerine bir vebâl yoktur. Böyle yapman, onların gözlerinin aydın
olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğin şeylere râzı
olmaları için daha elverişlidir. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah
hakkıyla bilendir, hilim sahibidir. |
3586 |
053.Ahzab |
53. Ya eyyühellezıne amenu la tedhulu büyuten nebiyyi illa ey
yü'zene leküm ila taamin ğayra nazırıne inahü ve lakin iza düıytüm fedhulu
fe iza taımtüm fenteşiru ve la müste'nisıne li hadıs inne zaliküm kane
yü'zin nebiyye fe yestahyı minküm vAllahü la
yestahyı minel hakk ve iza seeltümuhünne metaan fes'eluhünne miv verai
hıcab zaliküm atheru li kulubiküm ve kulubihinn ve ma kane leküm en tü'zu
rasullellahi ve la en tenkihu ezvacehu mim ba'dihı ebeda inne zaliküm kane
ındellahi azima |
53. Ey müminler! Bundan sonra peygamberinizin evlerine yemeğe
dâvet olunmadıkça vakitli-vakitsiz girmeyin. Dâvet edildiğiniz zaman
girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın, söze sohbete dalıp kalmayın. Çünkü
bu hâliniz Peygamber’i üzüyor, o da size bir şey söylemekten utanıyor.
Allah ise gerçeği açıklamaktan çekinmez. Peygamber’in zevcelerine herhangi
bir şey soracağınız vakit perde arkasından sorun. Böyle yapmakla hem sizin
gönülleriniz hem de onların gönülleri daha temiz kalır. Sizin Allah’ın
Resul’ünü üzmeniz ve ondan sonra onun hanımlarını nikâhlamanız aslâ caiz
olamaz. Çünkü bu, Allah katında çok büyük bir günahtır. |
3669 |
09.Fâtır |
9. VAllahüllezı erseler riyaha
fe tüsıru sehaben fe suknahü ila beledüm meyyitin fe ahyeyna bihil erda
ba'de mevtiha kezaliken nüşur |
9. Rüzgârları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz
bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz.
İşte ölümden sonra diriliş de böyledir. |
3671 |
011.Fâtır |
11. VAllahü halekaküm min
türabin sümme min nutfetin sümme cealeküm ezvaca ve ma tahmilü min ünsa ve
la tedau illa bi ılmih ve ma tahmilü min ünsa la tedau illa bi ılmih ve ma
yüammeru min müammeriv ve la yünkasu min umurihı illa fı kitab inne zalike
alellahi yesır |
11. Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yarattı. Sonra sizi
çift çift yaptı. O'nun bilgisi olmadan hiçbir dişi hamile kalamaz ve
doğuramaz. Ömrü uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması
kitapta (Levh-i mahfuz'da) yazılmıştır. Şüphesiz ki bu da Allah'a göre çok
kolaydır. |
3675 |
015.Fâtır |
15. Ya eyyühen nasü entümül fükaraü ilellah vAllahü hüvel GANİYyül hamid |
15. Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise her
şeyden müstağnidir, her hamde lâyıktır. |
3884 |
096.Sâffât |
96. VAllahü halekkkaküm ve ma
ta'melun |
96. "Oysa sizi de yonttuklarınızı da Allah
yarattı." |
3914 |
0126.Sâffât |
126. Allahe
rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelin |
126. "Allah sizin de Rabbiniz, önce geçen atalarınızın da
Rabbidir." |
4080 |
022.Zümer |
22. E fe men şerahAllahü
sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti
kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim mübın |
22. Allah bir kimsenin kalbini müslümanlık için açarsa, o
Rabbinden verilen bir nur üzerinde değil midir? Kalpleri Allah'ı
zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun! Onlar apaçık dalâlet
içindedirler. |
4081 |
023.Zümer |
23. Allahü
nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü
ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm
ilazikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe
ma lehu min had |
23. Allah sözün en güzeli olan Kur'an'ı; âyetleri birbirine
benzer, uyumlu, ahenkli ve yer yer tekrar eden bir kitap olarak
indirmiştir. Rablerinden korkanların (bu Kitab'ın etkisinden) derileri
ürperir. Sonra hem derileri hem de kalpleri Allah'ın zikrine (yönelerek)
yumuşar. Bu kitap, Allah'ın hidayet rehberidir. Dilediğini onunla doğru
yola iletir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren
bulunmaz. |
4093 |
035.Zümer |
35. Li yükeffirAllahü anhüm
esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu
ya'melun |
35. Allah bununla onların yaptıklarının en kötülerini bile
örtecek ve yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlarını
verecektir. |
4100 |
042.Zümer |
42. Allahü
yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe
yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne
fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun |
42. Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de
uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu
yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir.
Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler)
vardır. |
4103 |
045.Zümer |
45. Ve iza zükirAllahü
vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü'minune bil ahirah ve iza zükirallezıne
min dunihı izahüm yestebşirun |
45. Allah ortaksız olarak zikredildiği zaman ahirete
inanmayanların kalpleri nefretle çarpar. O'ndan başkaları anıldığı zaman
ise, hemen yüzleri güler. |
4120 |
062.Zümer |
62. Allahü
haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv vekil |
62. Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O her şeye
vekildir. |
4122 |
064.Zümer |
64. Kul e fe ğayrAllahi
te'mürunnı a'büdü eyyühel cahilun |
64. Resulüm! De ki: "Siz bana Allah'tan başkasına kulluk
etmemi mi emrediyorsunuz ey cahiller?!" |
4194 |
061.Mü’min |
61. Allahüllezı ceale lekümül leyle li teskünu fıhi ven
nehara mübsıra innellahe le zu fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la
yeşkürun |
61. Rabbiniz Allah O'dur ki, geceyi dinlenesiniz diye,
gündüzü de görmeniz için yaratmıştır. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı
lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler. |
4197 |
064.Mü’min |
64. Allahüllezı ceale lekümül erda kararav ves semae
binaev ve savveraküm fe ahsene suveraküm ve razekaküm minet tayyibat
zalikümüllahü rabbükam fe tebarakellahü rabbül alemın |
64. O Allah ki yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü de
kubbeli bir çatı yaptı. Size şekil verdi, sonra da şekillerinizi
güzelleştirdi. Temiz şeylerden size rızık verdi. İşte Rabbiniz olan Allah
budur, âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir! |
4211 |
078.Mü’min |
78. Ve le kad erselna rusülem min kablike minhüm men kasasna
aleyke ve minhüm mel lem naksus aleyk ve ma kane li rasulin ey ye'tiye bi
ayetin illa bi iznillah fe iza cae emrAllahi
kudiye bil hakkı ve hasira hünalikel mübtılun |
78. Andolsun ki senden önce de peygamberler gönderdik. Sana
onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık. Hiçbir peygamber Allah'ın
izni olmadan herhangi bir âyeti (mucizeyi) kendiliğinden getiremez.
Allah'ın emri gelince de hak ile hükmolunur ve bâtılı seçenler o zaman
hüsrana uğrarlar. |
4212 |
079.Mü’min |
79. Allahüllezı ceale lekümül en'ame li terkebu minha ve
minha te'külun |
79. Allah kimine binesiniz, kiminden yiyesiniz diye sizin
için hayvanları yarattı. |
4285 |
013.Şûrâ |
13. Şeraa leküm mined dıni ma vessa bihı nuhav vellezı
evhayna ileyke ve ma vessayna bihı ibrahime ve musa ve ıysa en ekıymüd
dıne ve la teteferraku fıh kebüra alel müşrikıne ma ted'uhüm
ileyh Allahü yectebı
ileyhi mey yeşaü ve yehdı ileyhi mey yünıb |
13. "Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin." diye Nuh'a
tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye
ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini dâvet ettiğin şey
müşriklere pek ağır geldi. Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve kendisine
yönelen kimseyi de hidayete iletir. |
4287 |
015.Şûrâ |
15. Fe li zalike fed'u vestekım kema ümirt ve la tettebı'
ehvaehüm ve kul amentü bima enzelellahü min kitab ve ümirtü li a'dile
beyneküm Allahü rabbüna ve
rabbüküm lenaa'malüna ve leküm a'malüküm la huccete beynena ve
beyneküm Allahü yecmeu
beynena ve ileyhil mesıyr |
15. İşte bundan ötürü sen onları (tevhide, birliğe) dâvet et
ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma. Ve de ki:
"Allah'ın indirdiği kitaba inandım, aranızda adalet yapmakla emrolundum.
Allah bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize
sizin işledikleriniz size âittir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir
şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar. Dönüş de ancak
O'nadır." |
4289 |
017.Şûrâ |
17. Allahüllezı enzelel kitabe bil hakkı vel mızan ve ma
yüdrıke lealles saate karib |
17. Allah O'dur ki Kitab'ı ve mizanı hak olarak indirmiştir.
Ne bilirsin, belki de kıyamet saati yakındır! |
4291 |
019.Şûrâ |
19. Allahü
latifüm bi ıbadihı yerzüku mey yeşa' ve hüvel kaviyyül aziz |
19. Allah kullarına lütufkârdır. Dilediğini rızıklandırır. O,
kuvvetlidir, güçlüdür. |
4299 |
027.Şûrâ |
27. Ve lev besetAllahür rizka
li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakiy yünezzilü bi kaderim ma yeşa' innehu
bi ıbadihı habirum besir |
27. Allah kullarına rızkı bol bol verseydi yeryüzünde
azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Çünkü O,
kullarından haberdardır, onları görmektedir. |
4485 |
012.Câsiye |
12. Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü
fıhi bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun |
12. Allah, emriyle içinde gemilerin yüzmesi ve lütfundan
(nasibinizi) aramanız için denizi size boyun eğdirendir. Umulur ki
şükredersiniz. |
4492 |
019.Câsiye |
19. İnnehüm ley yuğnu anke minellahi şey'a ve innez zalimıne
ba'duhüm evliyaü ba'd vAllahü veliyyül
müttekıyn |
19. Çünkü onlar Allah'a karşı sana hiçbir fayda veremezler.
Zâlimler birbirlerinin dostlarıdırlar. Takvâ sahiplerinin dostu ise
Allah'tır. |
4495 |
022.Câsiye |
22. Ve halekAllahüs semavati
vel erda bil hakkı ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la
yuzlemun |
22. Allah yeri ve göğü hak olarak yarattı. Böylece herkes
kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez. |
4555 |
010.Muhammed |
10. E fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane
akıbetüllezıne min kablihim demmerAllahü
aleyhim ve lil kafirıne emsalüha |
10. Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin
âkibetlerinin nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir.
Kâfirlere de onların başına gelenin benzeri vardır. |
4561 |
016.Muhammed |
16. Ve minhüm mey yestemiu ileyk hatta iza harecu min ındike
kalu lillezıne utül ılme maza kale anifen ülaikellezıne tabeAllahü ala kulubihim vettebeu ehvaehüm |
16. Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat
senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla):
"O demin ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah'ın kalplerini mühürlemiş
olduğu, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir. |
4564 |
019.Muhammed |
19. Fa'lem ennehu la ilahe illellahü vestağfir li zembike ve
lil mü'minıne vel mü'minat vAllahü ya'lemü
mütekallebeküm ve mesvaküm |
19. Bil ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Hem kendinin hem de
erkek müminlerle kadın müminlerin günahlarının bağışlanmasını dile. Allah
(dünyada) gezip dolaştığınız yerleri de bilir, (ahirette) duracağınız yeri
de bilir. |
4571 |
026.Muhammed |
26. Zalike bi ennehüm kalu lillezıne kerihu ma nezzelellahü
senütıy'uküm fı ba'dıl emr vAllahü ya'lemü
israrahüm |
26. İşte böyle. Zira onlar Allah'ın indirdiğinden
hoşlanmayanlara: "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz." dediler. Oysa
Allah onların gizlediklerini bilir. |
4573 |
028.Muhammed |
28. Zalike bi ennehümüttebeu ma eshatAllahe ve kerihu rıdvanehu fe ahbeta
a'malehüm |
28. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ı kızdıracak şeylerin
ardınca gittiler ve O'nu râzı edecek şeylerden hoşlanmadılar. Bu yüzden
Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır. |
4575 |
030.Muhammed |
30. Ve lev neşaü le eraynakehüm fe learaftehüm bisımahüm ve
le ta'rifennehüm fı lahnil kavl vAllahü
ya'lemü a'maleküm |
30. Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik de onları
simâlarından tanırdın. Andolsun ki sen onları sözlerinin üslûbundan
tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir. |
4579 |
034.Muhammed |
34. İnnellezıne keferu ve saddu an sebılAllahi sümme matu ve hüm küffarun fe ley
yağfirAllahü lehüm |
34. İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kâfir
olarak ölenleri Allah aslâ affetmeyecektir. |
4580 |
035.Muhammed |
35. Fe la tehinu ve ted'u ilis selmi ve entümül a'levne
vAllahü meaküm ve ley yetiraküm
a'maleküm |
35. Sakın gevşemeyin ve siz üstün olduğunuz halde barışa
çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O, amellerinizi aslâ
eksiltmez. |
4583 |
038.Muhammed |
38. Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fı sebılillah fe
minküm mey yebhal vAllahül GANİYyü ve
entümül fükara' ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayraküm sümme la yekunu
emsaleküm |
38. İşte sizler, Allah yolunda infak etmeye çağırılıyorsunuz.
İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Amma cimrilik eden bilsin ki, ancak
kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer
ondan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir kavim getirir de, onlar
sizin gibi olmazlar. |
4601 |
018.Fetih |
18. Le kad radıyAllahü anil
mü'minıne iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fı kulubihim fe
enzeles sekınete aleyhim ve esabehüm fethan kariba |
18. Resulüm! Andolsun ki, sana ağaç altında biât eden
müminlerden Allah hoşnud olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, üzerlerine
huzur ve güven indirmiş, onları yakın bir fetihle
mükâfatlandırmıştır. |
4602 |
019.Fetih |
19. Ve meğanime kesiraten ye?huzuneha ve kânAllahü aziyzen hakiyma |
19. Ve ele geçirecekleri bol ganimetler bahşetmiştir. Allah
güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
4604 |
021.Fetih |
21. Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatAllahü biha ve kanellahü ala külli şey'in
kadira |
21. Bundan başka sizin gücünüzün yetmediği, fakat Allah'ın
sizin için kuşattığı ganimetler de vardır. Allah her şeye
kâdirdir. |
4610 |
027.Fetih |
27. Le kad sadekAllahü
rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü
aminıne muhallikıyne ruuseküm ve mükassıriyne la tehafun fe alime ma lem
ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan kariba |
27. Andolsun ki Allah, Resul'üne rüyâsını bihakkın sâdık
kılmıştır. İnşaallah siz emniyetler içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve
kısaltmış olarak, korkusuzca Mescid-i haram'a gireceksiniz. Allah sizin
bilmediğinizi bildi de, bundan önce size yakın bir fetih
verdi. |
4617 |
05.Hucurât |
5. Ve lev ennehüm saberu hatta tahruce ileyhim le kane hayral
lehüm vAllahü GAFURur rahıym |
5. Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar bekleselerdi,
elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir. |
4620 |
08.Hucurât |
8. Fadlem minellahi ve nı'meh vAllahü alimün hakim |
8. Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah çok iyi
bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
4628 |
016.Hucurât |
16. Kul etüallimunellahe bi dıniküm vAllahü ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard
vAllahü bi külli şey'in alim |
16. De ki: "Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa
Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da bilir. Allah her şeyi
hakkıyla bilendir." |
4630 |
018.Hucurât |
18. İnnellahe ya'lemü GAYBES semavati vel ard vAllahü basıyrum bima ta'melun |
18. Şüphesiz ki Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah
yaptıklarınızı görmektedir. |
4656 |
026.Kaf |
26. Ellezi ceale meAllahi
ilahen ahar fe elkiyahu fil azabiş şedid |
26. "O ki, Allah ile beraber başka bir ilâh edinmişti. Haydi,
atın şiddetli azabın içine!" |
4725 |
050.Zâriyât |
50. Fe firru ilAllah inni lekum minhu nezirum
mubin |
50. Allah'a kaçınız! Ben size O'nun katından apaçık bir
korkutucuyum. |
4726 |
051.Zâriyât |
51. Ve la tec'alu meAllahi
ilahen ahar inni lekum minhu nezirum mubin. |
51. Allah ile birlikte başka bir ilâh edinmeyin. Ben sizi
O'nun katından apaçık bir korkutucuyum. |
5079 |
04.Hadid |
4. Huvelleziy halekassemavati vel'arda fiy sitteti eyyamin
summesteva 'alel'arşi ya'lemuma yelicu fiylardı ve ma yahrucu minha ve ma
yenzilu minessemai ve ma ya'rucu fiyha ve huve me'akum eyne ma kuntum
vAllahu bima ta'melune besirun. |
4. O Allah ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra
Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). O yere gireni de, yerden
çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. Nerede olursanız
olun, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
5084 |
09.Hadid |
9. Huvelleziy yunezzilu 'ala 'abdihi ayiten beyyinatin
liyuhricekum minezzilimati ilennuri ve innAllahebikum lereufun rahıymun. |
9. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık
âyetler indiren O'dur. Doğrusu Allah size karşı çok şefkatli, çok
merhametlidir. |
5085 |
010.Hadid |
10. Ve malekum ella tunfiku fiy sebiylellahi ve lillahi
miyrasussemavati vel'ardı la yesteviy minkum men enfeka min kablilfethı ve
katele ulaike a'zamu dereceten minelleziyneenfeku min ba'du ve katelu ve
kullen ve'adAllahulhusna vAllahu bima ta'melune habiyrun. |
10. Ey müminler! Size ne oluyor ki, Allah yolunda infakta
bulunmuyor, mallarınızı sarfetmiyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası
zaten Allah'ındır. İçinizden fetihten önce infak edenler ve savaşan
kimseler, daha sonra infak edip savaşanlarla bir değildir. Onların
derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha üstündür. Allah
hepsine de en güzel olanı (cenneti) vâdetmiştir. Allah yaptıklarınızdan
haberdardır. |
5092 |
017.Hadid |
17. İ'lemu ennAllahe
yuhyiyl'arda ba'de mevtiha kado beyyenna lekumul'ayati le'allekum
ta'kılune. |
17. İyi bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü diriltiyor.
Aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. |
5095 |
020.Hadid |
20. I'lemu ennemelhayatuddnuya le'ıbun ve lehvun ve ziynetun
ve tefahurun beynekum ve ziynetun vetefahurun biynekum ve tekasurun
fiyl'emvali vel'evladi kemeseli ğaysin a'cebelkuffare nebatuhu summe
yekunu hutamen ve fiyl'ahireti 'azabun şeduydun ve mağfiretun minAllahi ve rıdvanun ve melhayatuddunya illa
meta'ulğururi. |
20. İyi bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir
süstür. Aranızda öğünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olmak isteğinden
ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği şeyler ekicilerin
hoşuna gider. Sonra o bitki kurur, sapsarı olduğu görülür, sonra çer çöp
olur. İşte hayatı bu şekilde olan kimse için ahirette şiddetli azap,
müminler için ise, Allah'ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı
insanı oyalayan aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. |
5096 |
021.Hadid |
21. Sabiku ila mağfiretin min rabbikum ve cennetin 'arduha
ke'ardissemai vel'ardı u'ıddet lilleziyne amenu billahi ve rusulihi zalike
fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vAllahu
zulfadlil'azimi. |
21. (Ey insanlar)! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya; Allah'a
ve Peygamber'ine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle gök arası
kadar olan cennete koşun! Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona
verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5098 |
023.Hadid |
23. Likeyla te'sev 'ala ma fatekum ve la tefrahu bima atakum
vAllahu la yuhıbbu kulle muhtalin
fehurin. |
23. Bu, elinizden çıkana üzülmemeniz ve Allah'ın size
verdikleri ile sevinip şımarmamanız içindir. Çünkü Allah kendini beğenip
böbürlenen kimseleri sevmez. |
5099 |
024.Hadid |
24. Elleziyne yebhalune ve ye'murunennase bilbuhli ve men
yetevelle feinnAllahe
huvelGANİYyulhamiydu. |
24. Onlar cimrilik ederler, insanlara da cimriliği
emrederler. Kim yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah zengindir, hamde
lâyıktır. |
5100 |
025.Hadid |
25. Lekad erselna rusulena bilbeyyinati ve enzelna
me'ahumülkitabe velmiyzane liyekumennasu bilkıstı ve enzelnelhadiyde fiyhi
be'sun şediydun ve menafi'u linnasi ve liya'lemAllahu men yensuruhu ve rusulehu bilğaybi innAllahe kaviyyun 'aziyzun. |
25. Andolsun ki biz peygamberlerimizi açık delillerle
gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde
kitabı ve ölçüyü indirdik. Demiri de indirdik. Onda çetin bir sertlik ve
insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine
gayba inanarak yardım edenleri meydana çıkarması içindir. Şüphesiz ki
Allah kuvvetlidir, yegâne galiptir. |
5103 |
028.Hadid |
28. Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe ve aminu biresulihi
yu'tikum kifleyni min rahmetihi ve yec'al lekum nuren temşune bihi ve
yağfir lekum vAllahu GAFURun
rahıymun. |
28. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamber'e inanın
ki; size rahmetini iki kat versin, ışığında yürüyeceğiniz bir nur ihsan
etsin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok
merhametlidir. |
5104 |
029.Hadid |
29. Liella ya'leme ehlulkitabi ella yakdirune 'ala şey'in min
fadlillahi ve ennelfadle biyedillahi yu't'yhi men yeşa'u'vAllahu zulfadlil'azimi. |
29. Böylece kitap ehli bilsin ki, Allah'ın lütfundan hiçbir
şey elde edemezler. Lütuf ancak Allah'ın elindedir. Onu ancak dilediği
kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir. |
5105 |
01.Mücadele |
1. Kad semi'Allahu kavlelletiy
tucadiluke fiy zevciha ve teştekiy ilellahi vAllahu yesme'u tehavurekuma innAllahe semiy'un basıyrun. |
1. Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette
bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir.
Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir. |
5106 |
02.Mücadele |
2. Elleziyne yuzahirune minkum min nisaihim ma hunne
ummehatihim in ummehatuhum ilellaiy velednehum ve innehum leyekulune
munkeren minelkavli ve zuren ve innAllahe
le'afüvvun GAFURun. |
2. İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları
değildir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz
ki onlar çirkin ve yalan bir lâf söylüyorlar. Bununla beraber şüphesiz ki
Allah çok affeden, çok bağışlayandır. |
5107 |
03.Mücadele |
3. Velleziyne yuzahirune min nisaihim summe ye'udune lima
kalu fetahriyru rekabetin min kabli enyetemassa zalikum tu'azune bihi
vAllahu bima ta'melune habiyrun. |
3. Hanımları hakkında zıhar yapıp da sonra söylediklerinden
dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmelidirler.
Size böylece öğüt verilmektedir. Allah işlediklerinizden haberdar
olandır. |
5109 |
05.Mücadele |
5. İnnelleziyne yuhaddunAllahe
ve resulehu kubitu kema kubitelleziyne min kablihim ve kad enzelna ayatin
beyyinatin v uhumullahu cemiy'anfeyunebbiuhum bima 'amilu ahsahullahu ve
nesuhu e lilkafiriyne 'azabun muhiynun. |
5. Allah'a ve Peygamber'ine muhalefette bulunanlar,
kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Halbuki
biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için alçaltıcı bir azap
vardır. |
5110 |
06.Mücadele |
6. Yevme yeb'as vAllahu 'ala
kulli şey'in şehiydun. |
6. O gün Allah onların hepsini huzurunda topladığı gün,
yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır,
onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şâhittir. |
5111 |
07.Mücadele |
7. Elem tere ennAllahe ya'lemu
ma fiyssemavati ve ma fiyl'ardı ma yekunu min necva selasetin illa huve
rabi'uhum ve la hamsetin illa huve sadisuhum ve la edna min zalike ve la
eksere illa huve me'ahum iyne ma kanu summe yunebbiuhum bima 'amilu
yevmelkıyameti innAllahe bikulli şey'in
'aliymun. |
7. Göklerde olanları da yerde olanları da Allah'ın bildiğini
görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.
Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bundan az da
olsalar, bundan çok da olsalar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar, O
mutlaka onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onların yaptıklarını haber
verecektir. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. |
5112 |
08.Mücadele |
8. Elem tere ilelleziyne nuhu 'aninnecva summe ye'udune lima
nuhu 'anhu ve yetenacevne bil'ismi vel'udvani ve ma'sıyetirresuli ve iza
cauke hayyevke bima lemyuhayyike bilillahu ve yekulune fiy enfusihim lev
la yu'azzibunAllahu bima nekulu hasbuhum
cehennemu yaslevneha febi;'selmasıyru. |
8. Gizli fısıldaşmaları yasak edildikten sonra kendilerine
yasaklanan şeye dönenleri ve aralarında günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e
isyanı gizlice fısıldaşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman,
seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlarlar. İçlerinden de: "Bu
söylediğimiz şeyler yüzünden Allah'ın bize gazap etmesi gerekmez miydi?"
derler. Cehennem onlara yeter! Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü dönüş
yeridir! |
5115 |
011.Mücadele |
11. Ya eyyuhelleziyne amenu iza kıyle lekum tefessehu
fiylmecalisi fefsehu yefsehıllahu lekum ve iza kıylenşuzu fenşuzu
yerfe'ıllahulleziyne amenu minkum velleziyne utul'ılme derecatin vAllahu bima ta'melune habiyrun.' |
11. Ey iman edenler! Size meclislerde: "Yer açın!" denilince
yer açın ki, Allah da size genişlik versin. Size: "Kalkın!" denilince de
kalkın ki Allah içinizden iman edenleri yüceltsin. Bunlardan kendilerine
ilim verilenleri ise kat kat derecelerle yükseltsin. Allah
işlediklerinizden haberdar olandır. |
5116 |
012.Mücadele |
12. Ya eyyuhelleziyne amenu iza naceytumurresule fekaddimu
beyne yedey necvakum sadekaten zalike hayrun lekum ve atheru fein lem
tecidu feinnAllahe GAFURun
rahıymun. |
12. Ey iman edenler! Peygamber'e hususi bir şey arzedip
konuşmak istediğiniz zaman bu konuşmanızdan önce fakirlere sadaka veriniz.
Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet sadaka verecek bir şey
bulamazsanız üzülmeyiniz. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayan ve çok
merhamet edendir. |
5117 |
013.Mücadele |
13. Eeşfaktum en tukaddimu beyne yedey necvakum sadekatin
feiz lem tef'alu ve tabAllahu
'aleykumfeekıymussalate ve atuzzekate ve etıy'Allahe ve resulehu vAllahu habiyrun bima ta'melune. |
13. Hususi konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz
da mı bunu yerine getirmediniz? Fakat Allah sizi affetti. Şu halde namazı
kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Peygamber'ine itaat edin. Allah
yaptıklarınızdan haberdardır. |
5118 |
014.Mücadele |
14. Elem tere ilelleziyne tevellev kavmen ğadıbAllahu 'aleyhim ma hum minkum ve la minhum ve
yahlifune 'alelkezibi ve hum ya'lemune. |
14. Allah'ın gadap ettiği bir toplulukla dostluk kuranları
görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin
ediyorlar. |
5119 |
015.Mücadele |
15. E'addAllahu lehum 'azaben
şediyden innehum sae ma lanu ya'melune. |
15. Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Gerçekten
onların yaptıkları şey ne kötüdür! |
5121 |
017.Mücadele |
17. Len tuğniye 'anhum emvaluhum ve la evladuhum minAllahi şey'en ulaik ashabunnari hum fiyha
halidune. |
17. Onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine
bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedî
kalacaklardır. |
5123 |
019.Mücadele |
19. İstahvese 'aleyhimuşşeytanu feensahum zikrAllahi ulaike hızbuşşeytani ela inne hızbeşşeytani
humulhasirune. |
19. Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı bile
unutturmuştur. Onlar şeytan taraftarı olanlardır. İyi bilin ki asıl kayba
uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır. |
5124 |
020.Mücadele |
20. İnnelleziyne yuhaddunAllahe
ve resulehu ulaike fiyl'ezelliyne. |
20. Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet edenler, işte onlar en
aşağılık kimseler arasındadırlar. |
5125 |
021.Mücadele |
21. KetabAllahu leağlibenne ene
ve rusuliy innAllahe kaviyyun
'aziyzun. |
21. Allah: "Ben ve peygamberlerim elbette galip geleceğiz!"
diye yazmıştır. Şüphesiz ki Allah kuvvetlidir, yegâne
galiptir. |
5126 |
022.Mücadele |
22. La tecidu kavmen yu'minune billahi velyevmil'ahiri
yuvaddune men haddAllahe ve resulehu ve lev
kanu abaehum ev ebnaehum ev ıhvanehum ev 'aşiyretehum ulaike ketebe fiy
kulubihimul'iymane ve eyyedehum biruhın minhu ve yudhıluhum cennatin
tecriy min tahtihel'enharu halidiyne fiyha radıyAllahu 'anhum ve radu 'anhu ulaike hızbullahi ela
inne hızbAllahi humulmuflihune. |
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları,
oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah'a ve Peygamber'ine
muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin. Onlar o
kimselerdir ki Allah imanı kalplerine yazmış ve onları kendinden bir ruh
ile takviye edip desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan
cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı olmuş,
onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi
(partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah'ın hizbi
(partisi)dir. |
5128 |
02.Haşr |
2. Huvelleziy ahrecelleziyne keferu min ehlilkitabi min
diyarihim lievvelil haşri ma zanantum en yahrucu ve zannu ennehum
mani'atuhum husunuhum minAllahi
feetahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fiykulubihimurru'be
yuhribune buyutehum bieydiyhim ve eydiylmu'miniyne fa'tebiru ya
ulil'ebsari. |
2. Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından
çıkaran O'dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da
kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah
onlara beklemedikleri bir yönden geldi ve yüreklerine korku düşürdü.
Evlerini hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle tahrip
ediyorlardı. Ey basiret sahibleri! İbret alın! |
5129 |
03.Haşr |
3. Ve lev la en ketebAllahu
'aleyhimulcelae le'azzebehum fiyddunya ve lehum fiyl'ahireti
'azabunnari. |
3. Şayet Allah onlar hakkında sürülmeyi yazmamış olsaydı,
elbette onları dünyada başka şekilde cezalandıracaktı. Ahirette de onlar
için ateş azabı vardır. |
5130 |
04.Haşr |
4. Zalike biennehum şakkullahe ve resulehu ve men
yuşakkıllahe feinnAllahe
şediydul'ikabi. |
4. Bu, onların Allah'a ve Resul'üne karşı çıkmalarından
ötürüdür. Kim Allah'a karşı gelirse, bilsin ki Allah'ın cezalandırması
çetindir. |
5132 |
06.Haşr |
6. Ve ma efaalahu 'ala resulihi minhum fema evceftum 'aleyhi
min haylin ve la rikabin ve lakinnAllahe
yusellitu rusulehu 'ala men yeşa'u vAllahu
'ala kulli şey'in kadiyrun. |
6. Allah'ın onların mallarından Peygamber'ine Fey' olarak
verdiği şeyler için siz ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah,
Peygamber'ini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye
kâdirdir. |
5133 |
07.Haşr |
7. Ma efaAllahu 'ala resulihi
min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni
vebnissebiyli key la yekune duleten beynel'ağniyai minkumve ma
atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum 'anhu fentehu vettekullahe
innAllahe şediydul'ikabi. |
7. Allah'ın fethedilen memleketler halkının mallarından
Peygamber'ine Fey' olarak verdikleri; Allah'ın, Peygamber'in,
(Peygamber'e) akrabalığı olanların, yetimlerin, yoksulların ve yolda
kalanlarındır. Tâ ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey
olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alınız, neyi yasak ettiyse ondan
sakınınız. Ve Allah'tan korkun! Çünkü Allah'ın cezalandırması
çetindir. |
5134 |
08.Haşr |
8. Lelfukarailmuhaciriyn-elleziyne uhricu min diyarihim ve
emvalihim yebteğune fadlen minAllahi ve
rıdvanen ve yensurunAllahe ve resulehu
ulaike humussadikune. |
8. (Allah'ın verdiği bu ganimet malları) bilhassa;
yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'ın lütfunu ve rızâsını
dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamber'ine yardım eden muhacir
fakirlerindir. Onlar sâdıkların tâ kendileridir. |
5137 |
011.Haşr |
11. Elem tere ilelleziyne nafeku yekulune
liıhvanihimulleziyne keferu min ehlilkitabi lein uhrictumlenahrucenne
me'akum ve la nutıy'u fiykum ehaden ebeden ve in kutiltum lenensurennekum
vAllahu yeşhedu innehum
lekazibune. |
11. Resulüm! Münafıkların ehl-i kitaptan inkâr eden
dostlarına: "Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız biz de sizinle beraber
çıkarız. Sizin aleyhinizde kimseye aslâ uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız
mutlaka size yardım ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah onların
yalancı olduklarına şâhitlik eder. |
5139 |
013.Haşr |
13. Leentum eşeddu rehbeten fiy sudurihim minAllahi zalike biennehum kavmun la
yefkahune. |
13. Onların kalplerinde sizin korkunuz Allah'ın korkusundan
fazladır. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. |
5144 |
018.Haşr |
18. Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma
kaddemet liğadin vettekullahe innAllahe
habiyrun bima ta'melune. |
18. Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Herkes yarına ne
hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan
haberdardır. |
5148 |
022.Haşr |
22. HuvAllahulleziy la ilahe
illa huve 'alimulğaybi veşşehadeti huverrahmanurrahıymu. |
22. O öyle bir Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
Görülmeyeni de bilir, görüleni de bilir. O Rahman'dır,
Rahîm'dir. |
5149 |
023.Haşr |
23. HuvAllahulleziy la ilahe
illa huve elmelikulkuddüsusselamul mu'minul müheyminul 'aziyzul cebbarul
mütekebbiru subhanAllahi 'amma
yuşrikune. |
23. O öyle bir Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
O; mülkün sahibidir, her türlü eksiklikten yücedir, selâmet verendir,
emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, emrinde galip olandır,
istediğini yaptırandır, büyüklükte eşi olmayandır. Allah müşriklerin ortak
koştukları şeylerden münezzehtir. |
5150 |
024.Haşr |
24. HuvAllahul halikul -
bariy-ulmüsavviru lehum'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati
vel'ardı. Ve huvel'aziyzulhakiymu |
24. O; yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel
isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu tenzih ve tesbih
etmektedirler. O Azîz'dir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
5153 |
03.Mümtehine |
3. Len tenfe'akum erhamukum ve la evladukum yevmelkıyameti
yefsılu beynekum vAllahu bima ta'melune
basıyrun. |
3. Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda
vermezler. O gün Allah onlarla aranızı ayırır. Allah yaptıklarınızı
görmektedir. |
5154 |
04.Mümtehine |
4. Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne
me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min
dunillahi keferna bikum ve bedabeynena ve beynekumul'adavetu velbağdau
illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke
minAllahi min şey'in rabbena 'aleyke
tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru. |
4. İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda sizin için
gerçekten güzel bir misal vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: "Biz
sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz.
Siz de bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli
bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Yalnız İbrahim'in babasına: "Andolsun
ki senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi
bir şeyi önlemeye gücüm yetmez." sözü hariç. "Ey Rabbimiz! Sana güvendik,
sana yöneldik, dönüş sanadır." |
5156 |
06.Mümtehine |
6. Lekad kane lekum fiyhim usvetun hasenetun limen kane
yercullahe velyevmel'ahire ve men yetevelle feinnAllahe huvelGANİYyulhamiydu. |
6. Andolsun ki sizlerden Allah'ı ve ahiret gününü umanlar
için onlarda güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah
zengindir, övgüye lâyık olan yalnız O'dur. |
5157 |
07.Mümtehine |
7. 'AsAllahu en yec'ale
beynekum ve beynelleziyne 'adeytum minhum meveddeten vAllahu kadiyrun vAllahuGAFURun rahıymun. |
7. Umulur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasına bir sevgi
koyar. Allah kâdirdir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir. |
5158 |
08.Mümtehine |
8. La yenhakumullahu 'anilleziyne lem yukatilukum fiyddiyni
ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim
innAllahe yuhıbbulmuksitıyne. |
8. Allah din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi
yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve adil davranmanızı
yasak kılmaz. Şüphesiz ki Allah adaletli olanları sever. |
5160 |
010.Mümtehine |
10. Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekumulmu'minatu muha
ciratin femtehınuhunne Allahu a'lemu biiymanihinne fein 'alimtumuhunne
mu'minatin fela terci'uhunne ilelkuffari la hunne hıllun lehum ve la hum
yehıllune lehunne ve atuhum maenfeku ve la cunaha 'aleykum en tenkıhuhunne
iza ateytumuhunne ucurehunne ve la tumsiku bi'ısamilkevafiri ves'elu ma
enfaktum velyes&elu ma enfeku zalikum hukmullahi yahkumu beynekum
vAllahu 'aliymun hakuymun. |
10. Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size
geldiği zaman onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi
bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz
onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da
bunlara helâl olmazlar. Onların bu kadınlara verdikleri mehirleri iâde
edin. Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla
evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın.
Onlara verdiğiniz mehiri isteyin. Kâfir erkekler de hicret eden mümin
kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda
O hükmeder. Allah bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. |
5162 |
012.Mümtehine |
12. Ya eyyuhennebiyyu iza caekelmu'minatu yubayı'neke ala en
la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yezniyne ve la yaktulne
evladehunne ve la yet'tiyne bibuhtanin yefteriynehu beyne eydiyhinne ve
erculihinne ve la ya'sıyneke fiy ma'rufin febayı'hunne vestağfir
lehunnAllahe innAllahe GAFURun rahıymun. |
12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip; Allah'a hiçbir
şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zinâ etmemeleri,
çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup
getirmemeleri (başkalarının doğurduğu veya başka erkekten gayri meşru
kazandıkları bir çocuğu kocalarına nisbet etmemeleri), iyi bir işte sana
karşı gelmemeleri hususunda sana biat ederlerse onların biatlarını al ve
onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok
merhamet edendir. |
5163 |
013.Mümtehine |
13. Ya eyyuhelleziyne amenu la tetevellev kavmen
ğadıbAllahu 'aleyhim kad yesiu minel'ahireti
kema yeiselkuffaru min ashabilkuburi. |
13. Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir
topluluğu dost edinmeyin. Kâfirler kabirde bulunan kimselerden ümitlerini
kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. |
5166 |
03.Saf |
3. Kebure makten 'ındAllahi en
tekulu ma la tef'alune. |
3. Yapmadığınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük bir
gazaba sebep olur. |
5167 |
04.Saf |
4. İnnAllahe yuhıbbulleziyne
yukatilune fiy sebiylihi saffen keennehum bunyanun mersusun. |
4. Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf
bağlayarak savaşanları sever. |
5168 |
05.Saf |
5. Ve iz kale musa likavmihi ya kavmi lime tu'zuneniy ve kad
ta'lemune enniy resulullahi ileykumfelemma zağu ezağAllahu kulubehum vAllahu la yehdiylkavmelfasikıyne. |
5. Bir zamanlar Musa kavmine: "Ey kavmim! Beni niçin
incitiyorsunuz? Halbuki benim, Allah'ın size gönderdiği bir peygamberi
olduğumu biliyorsunuz!" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da onların
kalplerini saptırmıştı. Allah fâsıklar gürûhunu doğru yola iletip hidayete
erdirmez. |
5170 |
07.Saf |
7. Ve men azlenu mimmeniftera 'alellahilkezibe ve huve yud'a
ilel'islami vAllahu la
yehdiylkavmezzalimiyne. |
7. İslâm'a dâvet edilirken Allah'a karşı yalan uydurandan
daha zâlim kim olabilir? Allah zâlimler gürûhunu hidayete
erdirmez. |
5171 |
08.Saf |
8. Yuriydune liyutfiu nurAllahi
biefvahihim vAllahu mutimmu nurihi velev
kerihelkafirune. |
8. Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler.
Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu
tamamlayacaktır. |
5176 |
013.Saf |
13. Ve uhra tuhıbbuneha nasrun minAllahi ve fethun kariybun ve
beşşirilmu'miniyne. |
13. Bundan başka, seveceğiniz bir şey daha var. Allah'tan bir
yardım ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele! |
5177 |
014.Saf |
14. Ya eyyuhelleziyne amenu kunu ensarAllahi kema kale 'ıysebnu meryeme lilhavariyyiyne men
ensariy ilellahi kalelhavariyyune nahnu ensarullahi feamenet taifetun min
benuy israiyle ve keferet taifetun feeyyednelleziyne amenu 'ala 'aduvyihim
feasbehu zahiriyne. |
14. Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun! Nitekim
Meryem oğlu İsa Havarîler'e: "Allah'a giden yolda benim yardımcılarım
kimlerdir?" demişti. Havarîler de: "Biziz Allah'ın yardımcıları!"
demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr
etmişti. Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik. Böylece
üstün geldiler. |
5181 |
04Cuma |
4. Zalike fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vAllahu zulfadlil'azimi. |
4. Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir.
Allah büyük lütuf sahibidir. |
5182 |
05Cuma |
5. Meselulleziyne hummiluttevrate summe lem yahmiluha
kemeselilhımari yahmilu esfaren bi'semeselulkavmilleziyne kezzebu
biayatillahi vAllahu la
yehdiylkavmezzalimiyne. |
5. Kendilerine Tevrat yükletildiği halde, onu taşımayanların
(onunla amel etmeyenlerin) durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin
durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne
kötüdür! Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez. |
5184 |
07Cuma |
7. Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydiyhim
vAllahu 'aliymun bizzalimiyne. |
7. Fakat onlar elleriyle önden gönderdiklerinden
(yaptıklarından) dolayı ölümü aslâ temenni etmezler. Allah zâlimleri çok
iyi bilir. |
5188 |
011Cuma |
11. Ve iza reev ticareten ev lehveninfaddu ileyha ve terekuke
kaimen kul ma 'ındAllahi hayrun millehvi ve
minetticareti vAllahu
hayrurrazikıyne. |
11. Onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman
hemen dağılıp oraya yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın
nezdinde bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Allah rızık
verenlerin en hayırlısıdır. |
5189 |
01Münafikun |
1. İza caekelmunafikune kalu neşhedu inneke leresulullahi
vAllahu ya'lemu inneke leresulullahi
vAllahu yeşhedu innelmunafikıyne
lekazibune. |
1. Münafıklar sana geldikleri zaman: "Senin Allah'ın elçisi
olduğuna şâhitlik ederiz." derler. Allah, senin gerçekten O'nun elçisi
olduğunu çok iyi bilir. Ve Allah, münafıkların yalancı olduklarına da
şâhitlik ediyor. |
5194 |
06Münafikun |
6. Sevun 'aleyhim estağferte lehum em lem testağfir lehum len
yağfirAllahu lehum innAllahe layehdiylkavmelfasikıyne. |
6. Onlara (Allah'tan) mağfiret dilesen de dilemesen de onlar
için birdir. Allah onları aslâ bağışlamayacaktır. Çünkü Allah fâsıklar
topluluğunu doğru yola iletmez. |
5199 |
011Münafikun |
11. Ve len yuahhırAllahu nefsen
iza cae eceluha vAllahu habiyrun bima
ta'melune. |
11. Allah, süresi gelip eceli yettiği zaman hiçbir canı aslâ
geri bırakmaz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. |
5201 |
02Tegabun |
2. Huvelleziy halekakum feminkum kafirun ve minku mu'minun
vAllahu bima ta'melune basıyrun. |
2. Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir kiminiz de
mümindir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. |
5203 |
04Tegabun |
4. Ya'lemu ma fiyssemavati vel'ardı ve ya'lemu ma tusirrune
ve ma tu'linune vAllahu
'aliymunbizatissuduri. |
4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve
açığa vurduklarınızı da bilir. Allah göğüslerin özünü
bilendir. |
5205 |
06Tegabun |
6. Zalike biennehu kanet te'tiyhim rusuluhum bilbeyyinati
fekalu ebeşerun yehdunena fekeferuve tevellev vestağnAllahu vAllahu ğanıyyun
hamiydun. |
6. O azabın sebebi şudur: Onlara peygamberleri apaçık
deliller getirmişlerdi. Onlar ise: "Bizi bir beşer mi doğru yola
götürecekmiş?" dediler ve inkâr edip yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye
muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır. |
5207 |
08Tegabun |
8. Feaminu billahi ve resulihi vennurilleziy enzelna
vAllahu bima ta'melune habiyrun. |
8. Allah'a, Peygamber'ine ve indirdiğimiz o nura (Kur'an'a)
inanın. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. |
5210 |
011Tegabun |
11. Ma esabe min musıybetin illa biiznillahi ve men yu'min
billahi yehdi kalbehu vAllahu bikulli şey'in
'aliymun. |
11. Allah'ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim
de Allah'a inanırsa ona hidayet eder, gönlünü doğruya yöneltir. Allah her
şeyi bilendir. |
5212 |
013Tegabun |
13. Allahu la
ilahe illa huve ve 'alellahi felyetevekkelilmu'minune. |
13. Allah öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir
ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. |
5213 |
014Tegabun |
14. Ya eyyuhelleziyne amenu inne min ezvacikum ve evladikum
'aduvven lekum fahzeruhumve in ta'fu ve tasfehu ve tağfiru feinnAllahe GAFURun rahıymun. |
14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size
düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının! Affeder, kusurlarına bakmaz,
günahlarını örterseniz, şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet
edicidir. |
5214 |
015Tegabun |
15. Ennema emvalukum ve evladukum fitnetun vAllahu 'ındehu ecrun 'azimun. |
15. Şüphesiz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir
imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır. |
5216 |
017Tegabun |
17. İn tukridullahe kardan hasenen yuda'ıfhu lekum ve yağfir
lekum vAllahu şekurin haliymun. |
17. Eğer Allah'a güzel bir ödünç takdiminde bulunursanız,
Allah onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah şükrün
karşılığını verendir, ceza vermekte acele etmeyendir. |
5218 |
01Talak |
1. Ya eyyuhennebiyyu iza tallaktumunnisae fetallikuhunne
li'ıddetihinne ve ahsıl'ıddete vettekullahe rabbekum la tuhricuhunne min
buyutihinne ve la yahrucne illa en ye'tiyne bifahışetin mubeyyinetin ve
tilke hududullahi ve men yete'adde hududAllahi fekad zaleme nefsehu la tedriy le'allellahe
yuhdisu ba'de zalike emren. |
1. Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, onları
iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz olan Allah'tan
korkun. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları hali müstesnâ, onları evlerinden
çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Bu hükümler Allah'ın hudududur. Kim
Allah'ın hududunu aşarsa, kendisine yazık etmiş olur. Sen bilmezsin, belki
de Allah bunun ardından bir durum peyda ediverir. |
5220 |
03Talak |
3. Ve yerzukhu min haysu la yahtesibu ve men yetevekkel
'alellahi fehuve hasbuhu innAllahe baliğu
emrihi kad ce'alAllahu likulli şey'in
kadren. |
3. Ona hayaline gelmeyecek yerlerden rızık verir. Kim Allah'a
tevekkül ederse, Allah ona yeter. Şüphesiz ki Allah emrini yerine
getirendir. Allah her şey için bir ölçü tayin etmiştir. |
5227 |
010Talak |
10. E'addAllahu lehum 'azaben
şediyden fettekullahe ya ulil'elbabi ellizyne amenu kad enzelAllahu ileykum zikren. |
10. Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Ey iman
etmiş olan akıl sahipleri, Allah'tan korkun! Allah size bir zikir
indirmiştir. |
5228 |
011Talak |
11. Resulen yetlu 'aleykum ayatillahi mubeyyinatin
liyuhricelleziyne amenu ve 'amilussalihati minezzulumati ilennuri ve men
yu'min billahi ve ya'mel salihan yudhılhu cennatintecriy min
tahtihel'enharu halidiyne fiyha ebeden kad ahsenAllahu lehu rizkan. |
11. İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan
aydınlığa çıkarmak için, size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir
peygamber göndermiştir. Kim Allah'a iman eder ve sâlih amel işlerse, Allah
onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Orada ebedî kalırlar.
Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir. |
5229 |
012Talak |
12. Allahulleziy haleka seb'a semavatin ve minel'ardı
mislehunne yetenezzelul'emru beynehunne lita'lemu ennAllahe ala kulli şey'in kadirun ve ennalahe kad ehata
bikulli şey'in 'ılmen. |
12. Yedi kat göğü ve yerden de o kadarını yaratan Allah'tır.
Allah'ın fermanı bunların arasından iner ki, böylece Allah'ın her şeye
kâdir olduğunu, her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz. |
5230 |
01Tahrim |
1. Ya eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke
tebteğıy merdate ezvacike vAllahu GAFURun
rahıymun. |
1. Ey Peygamber! Eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek Allah'ın
sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok
bağışlayan, merhamet edendir. |
5231 |
02Tahrim |
2. Kad feredAllahu lekum
tehıllete eymanikum vAllahu mevlakum ve
luvel'aliymulhakıymu. |
2. Allah yeminlerinizi çözmeyi meşru kılmıştır. Allah sizin
Mevlâ'nızdır. O ilim ve hikmet sahibidir. |
5233 |
04Tahrim |
4. İn tetuba ilillahi fekad sağat kulubukuma ve in tezahera
'aleyhi feinnAllahe huve mevlahu ve cibriylu
ve salihulmu 'miniyne velmelaiketu ba'de zalike zahiyrun. |
4. Eğer tevbe ederseniz, kaymış olan kalpleriniz düzelmiş
olur. Şayet onun aleyhinde birbirinize arka çıkarsanız, hiç şüphesiz ki
Allah onun Mevlâ'sıdır. Cebrail de, müminlerin sâlih olanları da, bunun
ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar. |
5235 |
06Tahrim |
6. Ya eyyuhelleziyne amenu kuenfusekum ve ehliykum naren ve
kuduhennasu velhıcaretu 'aleyhamelaiketun ğulazın şidadin la
ya'sunAllahe ma emerehum ve yef'alune ma
yu'merune. |
6. Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve
taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında pek haşin, pek şiddetli,
Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, emredildikleri şeyi
yapan melekler vardır. |
5239 |
010Tahrim |
10. DarebAllahu meselen
lilleziyne keferumreete nuhın vemreete lutin kaneta tahte 'abdeyni min
'ıbadina salihayni fehanetahuma felem yuğniya 'anhuma minAllahi şey'en ve kıyledhulennare
me'addahiliyne. |
10. Allah, inkâr edenlere Nuh'un karısı ile Lut'un karısını
misal gösterir. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kulun nikâhı altında
iken onlara hâinlik ettiler. Kocaları da Allah'tan gelen azabı onlardan
savamadı. O iki kadına: "Cehenneme girenlerle beraber siz de girin!"
denildi. |
5240 |
011Tahrim |
11. Ve da rebAllahu meselen
lilleziyne amenumreete fir'avne iz kalet rabbibni liy 'ındeke beyten
fiylcenneti ve necciniy min fir'avne ve 'amelihi ve necciniy
minelkavmizzalimiyne. |
11. Allah iman edenlere de Firavun'un karısı (Asiye)yi misal
gösterir. O şöyle demişti: "Rabbim! Katından bana cennette bir ev yap.
Beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar, beni şu zâlimler
gürûhundan kurtar." |
5267 |
026.Mülk |
26. Kul innemel'ılmu 'ındAllahi
ve innema ene neziyrun mubiynun. |
26. Resulüm! De ki: "O bilgi ancak Allah katındadır. Ben ise
apaçık bir uyarıcıyım." |
5269 |
028.Mülk |
28. Kul ereeytum in ehlekeniyAllahu ve men me'ıye ev rahımena femen
yuciyrulkafiriyne min 'azabin eliymin. |
28. De ki: "Söyler misiniz? Eğer Allah beni ve benimle
beraber olanları öldürürse veya bize merhamet ederse, kâfirleri acı
azaptan kim kurtarabilir?" |
5378 |
03.Mearic |
3. MinAllahi
ziylme'arici. |
3. O, yükselme derecelerinin sahibi
Allah'tandır. |
5434 |
015.Nuh |
15. Elem terev keyfe halekAllahu seb'a semavetin tıbakan. |
15. "Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez
misiniz?" |
5436 |
017.Nuh |
17. VAllahu enbetekum
minel'ardı nebaten. |
17. "Allah sizi yerden bitki bitirir gibi
bitirmiştir." |
5438 |
019.Nuh |
19. VAllahu ce'alelekumul(arda
bisatan. |
19. "Allah yeryüzünü sizin için yaymıştır." |
5454 |
07.Cin |
7. Ve ennehum zannu kema zanentum en len yeb'asAllahu ehaden. |
7. "Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi
yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardı." |
5459 |
012.Cin |
12. Ve enna zanenna en len nu'cizAllahe fiyl'ardı ve len nu'cizehu hereben. |
12. "Gerçekten biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde acze
düşürmemize aslâ imkân yok. Başka yere kaçmakla da hiçbir zaman onu âciz
bırakamayız." |
5465 |
018.Cin |
18. Ve ennelmesacide lillahi fela ted'u ma'Allahi ehaden. |
18. Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde Allah'la birlikte
başka birine duâ etmeyin. |
5469 |
022.Cin |
22. Kul inniy len yuciyreniy minAllahi ehadun ve len ecide min dunihi
multehaden. |
22. De ki: "Doğrusu hiç kimse beni Allah'tan kurtaramaz ve
ben O'ndan başka bir sığınak da bulamam." |
5470 |
023.Cin |
23. İlla belağan minAllahi ve
risalatihi ve men ya'sıllahe ve resulehu feinne lehu nare
cehennemehalidiyne fiyha ebeden. |
23. Benim yaptığım sadece Allah katından olanı, O'nun
gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve Peygamber'ine isyan
ederse, ona içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır. |
5495 |
020.Müzzemmil |
20. İnne rabbeke ya'lemu enneke tekumu edna min
suluseyilleyli ve nısfehu ve sulusehu ve taifetun minelleziyne me'ake
vAllahu yukaddirulleyle vennehare 'alime
enlen tuhsuhu fetabe 'aleykum fakreu ma teyessere minelkur'ani 'alime en
seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fiyl'ardı yebteğune min
fadlillahi ve aharune yukatilune fiysebiylillahi fakreu ma teyessere minhu
ve ekıymussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasenen ve ma
tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu 'ındAllahi huve hayren ve a'zame ecren vestağfirullahe
innAllahe GAFURun rahıymun. |
20. Resulüm! Şüphesiz Rabbin biliyor ki sen, gecenin üçte
ikisinden biraz eksik ve yarısında ve üçte birinde kalkıyorsun. Seninle
beraber olanlardan bir tâife de kalkıyorlar. Geceyi ve gündüzü (onun
vakitlerini) Allah takdir eder. O, sizin bunu sayamayacağınızı bildi de
sizi affetti. Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bildi ki
içinizden hastalar olacaktır. Diğerleri Allah'ın lütfunu arayarak
yeryüzünde seyahat edecekler, diğer bir kısmı da Allah yolunda
savaşacaklar. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın,
zekâtı verin, Allah'a güzel ödünç takdiminde bulunun. Kendiniz için önden
ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu hem daha üstün ve mükâfatça daha
büyük olmak üzere bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz ki
Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir. |
5526 |
031.Müddessir |
31. Ve ma ce'alna ashabennari illa melaiketen ve ma ce'alna
'ıddetehum illa fitneten lilleziynekeferu liyesteykınelleziyne utulkitabe
ve yezdadelleziyne amenu iymanen ve la yertabelleziyne utulkitabe
velmu'minune ve liyekulelleziyne fiy kulubihim meredun velkafirunemaza
eradAllahu bihaza meselen kezalike
yudillullahu men yeşa'u ve ma ya'lemu cunude rabbike illa huve ve ma hiye
illa zikra lilbeşeri. |
31. Biz cehennemin bekçilerini hep meleklerden yaptık.
Onların sayılarını da inkârcılar için sadece bir fitne kıldık. Ki, ehl-i
kitap kesin bilgi edinsin. İman edenlerin de imanı artsın. Hem kendilerine
kitap verilenler, hem de müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde
hastalık bulunanlar ve kâfirler: "Bu misalle Allah neyi kastetmiştir?"
desinler. İşte Allah dilediğini böyle şaşırtır, dilediğini doğru yola
eriştirir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu ise, insanlık için
ancak bir öğüttür. |
5551 |
056.Müddessir |
56. Ve ma yezkurune illa en yeşaAllahu huve ehluttakva ve ehlulmağfireti. |
56. Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar.
O, kendisinden korkulmaya daha lâyıktır, mağfiret sahibi de
O'dur. |
5621 |
030.İnsan |
30. Ve ma teşaune illa en yeşaAllahu innAllahe kane
'aliymen hakiymen. |
30. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz ki Allah
her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
5829 |
029.Tekvir |
29. Ve ma teşaune illa en yeşaAllahu rabbul'alemiyne. |
29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz
dileyemezsiniz. |
5907 |
023.İnşikak |
23. VAllahu a'lemu bima
yu'une. |
23. Halbuki Allah onların gizlediklerini çok iyi
bilir. |
5918 |
09.Büruc |
9. Elleziy lehu mülküssemavati vel'ardı vAllahü 'ala külli şey'in şehiydün. |
9. Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) O'nundur ve Allah
her şeye şâhittir. |
5929 |
020.Büruc |
20. VAllahü min veraihim
mühitun. |
20. Oysa Allah onları arkalarından kuşatmıştır. |
5955 |
07.Ala |
7. İlla ma şaAllahü
innehuya'lemülcehre ve ma yahfa. |
7. Ancak Allah'ın dilediği müstesnâ. Şüphesiz ki O, açığı da
bilir, gizliyi de bilir. |
6056 |
013Şems |
13. Fekale lehüm resulullahi nakatAllahi ve sukyaha. |
13. Allah'ın Resul'ü onlara: "Allah'ın devesine ve onun su
içme hakkına dikkat edin!" dedi. |
6106 |
08Tin |
8. EleysAllahu bi ahkemil
hakimiyn. |
8. Allah hüküm verenlerin en güzel hüküm vereni değil
midir? |
6120 |
014Alak |
14. Elem ya'lem biennAllahe
yera |
14. Allah'ın daima kendini görmekte olduğunu bilmiyor mu
o? |
6132 |
02Beyyine |
2. Rasulüm minAllahi yetlu
suhufem mütahherah |
2. (O apaçık delil) Allah tarafından gönderilmiş, tertemiz
sayfaları okuyan bir peygamberdir. |
6138 |
08Beyyine |
8. Cezaühüm 'ınde rabbihim cennatü 'adnin tecriy min
tahtihel'enharü halidiyne fiyha ebedenradıyAllahü 'anhüm ve radu 'anhü zalike limen haşiye
rabbeh |
8. Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar
akan Adn cennetleridir. Orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı
olmuş, onlar da Allah'tan hoşnud olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden korkanlar
içindir. |
6222 |
01İhlas |
1. Kul hüvAllahü ehad |
1. De ki: O Allah bir tektir. |
6223 |
02İhlas |
2. Allahüs
samed |
2. Allah Samed'dir, her şey O'na muhtaç, O hiçbir şeye muhtaç
değildir. |